GELELİM KONUNUN DİN ÜZERİNDEN SÖMÜRÜ NOKTASINA...

🟢 KUTSAL NEDİR, NEREYE KADAR?

“Kutsal”ın ansiklopedik anlamını Orhan Hançerlioğlu’nun Felsefe Ansiklopedisi’nden (Remzi Kitabevi, 3.Cilt) aktarıyorum..

“KUTSAL (OsmanlıcaMukaddes. Kudsi, Mübeccel, Mübarek, Dini; Fransızca: Sacré, Almanca: Geweiht, Heilig. İngilizce: Sacred, İtalyanca: Sacre, Sacreto).

Tapınılacak derecede sayılan… Dinsel bir saygının konusu olan… Her türlü değişmenin dışında olan.  Değişmezlik, dokunulmazlık, tartışılmazlık.. Bu anlamda saltık terimiyle anlamdaştır. 

(Osmanlıcada: Aziz, Veli; kutlu. Fransızca, İngilizce: Saint.) (Os. Mübarek, İng. Holy) anlamını da dile getiriyor ve bu anlamda ‘tanrısal olan’ı ya da ‘Tanrıya yakın olan’ı dile getiriyor. Bu deyim metafiziğin temel terimlerindendir. Değişmezliği, dokunulmazlığı, kesinliği, sonsuzluğu, ölümsüzlüğü, tamlığı, evrenselliği dile getirir ve bu anlamlarıyla saltıklığa (mutlaklık) eşittir.”

“Ama  her şeyin devinim ve değişiklikten ibaret olduğunu ileri süren diyalektik dünya görüşü, bilimsel tanıtlara uygun olarak evrende hiçbir şeyin saltık olamayacağın kanıtlamıştır.. 

‘Evrende kutsal hiç bir şey yoktur’ demek, diyalektikin  her şeyi hor gördüğü ve hiçbir şeye saygı duymadığı anlamına gelmez.. Ancak, evrende hiçbir şeyin değişim ve dönüşümden kurtulamayacağı anlamına gelir…

Bilimsel tanıtlar bir yana, insanların en basit gözlemleri bile evrendeki devingenlik ve değişkenliği saptamaktadır. İnsan ölür, çiçek solar, meyve çürür..

En sürekli ve değişmez sanılan dağlar bile bir zamanlar, bugün bulundukları yerde yoktular ve bir zaman sonra da orada olmayacaklardır. Evrensel olan tek şey, devinim ve değişim olayıdır.”

Sigmund Freud’un (1856-1939) Totem ve Tabu adlı kitabını 17-18 yaşlarımda okumuştum. Aklımda kitaptan sadece “Tapınç ve yasaklar” düşüncesi kalmış..

Yasaklar koyan toteme tapıyorsun..

Bir hayvan, bitki veya doğa gücü olarak seçilen totemler, dinsel ve toplumsal sistemlerin olmadığı ilkel topluluklarda dinin yerini tutuyor. Yani tohum halinde din..

Totemizm, toplumsal ve ahlaksal olguların yerini tutan ilkel bir din; tabu ise bu ilkel dinin yasakları.. 

İnsanlar, bu değişmez totem ve tabuları eskite değiştire önce çoktanrılı sonra tektanrılı üç dini buluyorlar, icat ediyorlar..

– Bir şeyin değişmezliğine karar veren de onu değiştiren de insan..

 Riike Malte Laurids Brigge’nin Notları adlı başyapıtında “İnsanın bir Tanrısı olsun da kullanmasın, mümkün müdür” (De Yayınevi, 1966, s. 21) diye sorar.. Doğrudur, ortak olduğu sanılan Tanrı her insan için özeldir.. Kendini savunmak için onu masumca kullanır..

Ama dinciler, tarih boyunca, Tanrı ve dini her türlü çıkar ve baskı aracı olarak kullanmışlardır. Kutsal olan nesne ve simgenin ömrünün sınırlı olması gerektiğini düşünürken bu düşüncemi doğrulayan bir haber kucağıma düştü: “Erdoğan kaybederse İslam ümmeti kaybedecektir: AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, Cumhur İttifakı’nın anketlerde oy kaybettiği olası 2023 seçimleriyle ilgili tepki çeken açıklamalarda bulundu. 2017 yılında yapılan referandum gecesi hakkında konuşan Cevheri sandıktan ‘evet’ çıkması için Kâbe’ye gittiklerini ve Erdoğan için dua ettiklerini söyledi. ‘Semt Pazarı’ konuşmasında 2023 seçimleri için oy isteyen Cevheri, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan kaybederse Türkiye kaybeder, ümmet kaybeder. Erdoğan için mücadele etmemiz gerekiyor’ iddiasında bulundu.” (Sözcü, 30.6.2022)

Bireysel evrende, bireyin kendine umut yaratmak ve teselli bulmak için kullandığı inanç öğelerine kimse dokunamaz.. Ama Tanrı ve din çıkar amaçlı kullanılıdığı, mürteciler laik yaşama saldırdığı zaman devlet cezalandırma gücünü kullanmak zorunda kalır.. Din de devlet gibidir. Kullananın eylemi dini ve devleti yönlendirir.. O zaman Tanrı da din de kutsallığını yitirir..

Cumhuriyet// Özdemir İnce

– Zemzem hadislerde övülse de ne o ne Kâbe kapısı yanındaki siyah taş (Hacerül esved) ve ne başka bir obje tapınılacak ve olduğundan fazla kutsallık verilecek şeyler değildir.

Dinle ilgili değerli eserlerin ve giyim kuşamda tercih edilen aksesuarların alınıp satılması doğal insani aktivitelerdir.

Ancak insanların manevi duygularıyla oynayıp onları kutsallık arz ettiğine inanılan söylem ya da objeler üzerinden sömürmenin affedilecek ve göz ardı edilecek tarafı da yoktur.

Din üzerinden nemalanma çeşitlerini şimdiye değin pek çok başlık altında gördük ve dini menfaat aracı olarak kullanan birçok din bezirgânına rastladık, rastlıyoruz..

Şimdi de yaşamımızda ‘Sahtesi üretilip piyasaya sürülen zemzem’ diye inanılması zor ama imkânsız olmayan konunun işgal edeceğini tahmin ediyor, özellikle inancı sağlam müminlerin dikkatine bu konuyu sunmak istiyorum..

🟢 ÖNCE ‘ZEMZEM NEDİR’, MESELESİNE AÇIKLIK GETİREYİM ..!

Yahudi ve Arap asıllı peygamberlerin atası kabul edilen Hz. İbrahim, eşi Hacer ile yeni doğmuş çocuğu İsmail’i, Babil’in Ur şehrinden alıp çöl içindeki Mekke/Bekke şehrine getirip bırakır ve geri dönüp gider..

Kendisine ve bebeğine nasıl bakacağını bilemeyen Hacer’in yanındaki yiyecek ve su biter..

– Sadece birkaç hurma ile beslenen ana oğlu susuzluk biçare duruma düşürür..

Hacer, bugün Kâbe’nin hemen yanı başındaki Safa ile Merve tepeleri arasında çaresizce çocuğuna su ararken ona su ararken İsmail’in ayakucunda Allah’ın bir mucizesi olarak kaynayıp yeryüzüne çıkan suyu fark eder..

Suyun akıp gitmemesi için suya “Zem, zem; yani dur, dur” diye seslenir ve suyun etrafını volkanik taşlarla örmeye başlar..

İşte bugün zemzem adlı kutsal suyun din kaynaklarındaki tanıtımı ve macerası bu şekilde geçmektedir..

ZEMZEM MAKİNESİ ÇIKARMIŞLAR VE ..!

Zemzem, Hz. Muhammed’in sözlerinde, kendinde şifa ve bereket olduğu haber verilen bir içecektir..

Zemzem, hac veya umreye gidenlerin kana kana içtikleri, memleketlerine dönerken yanlarında bidon bidon götürdükleri bir Mekke hatırasıdır..

Zemzem, ayağa kalkarak ve kıbleye dönülerek içilmesi tavsiye edilen bir dini ritüelin baş aktörüdür..

Zemzemin bilimsel tanımında birçok görüş ortaya konulmaktadır ama en bariz vasfı magnezyum oranının yüksek olduğudur..

Aynı zamanda zemzemin normal sudan farklı yönleri olduğu hakkında da birçok tuhaf görüş öne sürülmektedir..

Zemzem’in gerçek olup olmadığını anlamak için birkaç yöntem varmış..

– Bir zemzem makinesi çıkarmışlar ve bir bardak suya zemzem, bir bardağa da normal su konulup bu makinede ölçülmüş ve zemzem suyunun 580-600 miligram, normal suyun ise 200 miligram geldiği tespit edilmiş.. Zemzemin gerçek olup olmadığı bu testten anlaşılabiliyormuş.

– Bir de zemzem suyu kış günü soğuk havalarda ve normal suyun donduğu ortamlarda donmazmış. Bu şekilde de zemzemle normal suyu birbirinden ayırmak mümkünmüş.

Tabii bu tanım ve açıklamaların ne kadar bilimsel olup olmadığı hususu uzmanlara kalmış bir durumdur ama bizi ilgilendiren zemzem süsü verilmiş ya da zemzem etiketi yapıştırılmış materyallerle Müslümanların niçin kandırıldığı ve sömürüldüğü meselesidir..

Geçenlerde bir haber vardı. Adana’da musluk suyunu ‘zemzem’ diye satmaya çalıştığı öne sürülen bir zanlı gözaltına alınmış, iş yerine operasyon düzenleyen ekipler çok sayıda sahte zemzem bidonu bulmuş. Bidonları inceleyen ekipler, musluk suyuyla doldurulmuş 5’er litrelik bin 200 bidona “zamzam” yazılı etiket yapıştırıldığını tespit etmişler..

2007 yılında İngiltere’de de benzer bir olayla, şişesi 3 sterline sahte zemzem suyu satıldığı haberini internette görebilirsiniz.

🟢 GELELİM KONUNUN DİN ÜZERİNDEN SÖMÜRÜ NOKTASINA ..!

Zemzem hadislerde övülse de ne o ne Kâbe kapısı yanındaki siyah taş (Hacerül esved) ve ne başka bir obje tapınılacak ve olduğundan fazla kutsallık verilecek şeyler değildir. .

– Halife Ömer’in hatıra özelliği taşıyan kimi eşya ve cisimleri fetiş seviyesine çıkarma yönelimlerine karşı uyguladığı operasyonlar gerçekten övülesi tavırlardı..

O, Hacerül esved’e yönelik iltifat ve ilgiyi sınırlamış, Hz. Muhammed’in altında dinlendiği ağacı kökünden söküp attırmış ve yine Peygamber’e ait olup Ebu Süfyan’ın devlet hazinesinden yararlanmasına dair özel mektubunu, dönemsel politikanın artık değiştiği öngörüsüyle yırtıp atabilmiş bir hakiki mümin kişiliği sergilemiştir..

Bugünlerde Eyüpsultan ilçesindeki bazı çeşmelerden doldurulan paslı sac tadı açıkça hissedilen sular poşet içinde veya maşrapada saf gönüllü ziyaretçilere satılabilmektedir..

Yine Eyüp sırtlarındaki Pierre Loti tepesindeki Kaşgâri Camiinin bahçesindeki tarihi kuyudan çekilen su bile, türbelerin de bulunduğu o alanda çöreklenen bazı kişilerce zemzem muamelesine tabi tutulup insanlara ikram(!) edilmektedir..

Menzil tarikatının merkezi olan sahaya girişlerde, şeyhlerini görmeye gidenlere verilen alelade musluk sularının zemzem olarak sunulduğu bilinmektedir.

Allah’ın insana nimet olarak verdiği en yüce değer, akıldır.

Aklını kullanmayanların hakkı, Kur’anî ifade ile “pislik”tir.

Pislikten kurtulup nezih olmanın ve mübarekliğe ermenin yolu ise “Aklı çalıştırmak”tır.

https://www.cafemedyam.com/2019/11/19/din-halkin-afyonudur/

Odatv.comNazif Ay 

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Verified by MonsterInsights