Mahmut Paşa'nın şehzade cinayeti

Mahmut Paşa'nın şehzade cinayeti

Babası Fatih Sultan Mehmet'in kendisine "Cem sen padişah olacaksın!" dediği rivayet edilen Cem'in ilk talihsizliği kendisine sultanın öldüğünü bildiren mektubu taşıyan elçinin yolda Beyazıt'ın adamlarınca yakalanarak öldürülmesiydi.

♦Fatih Sultan Mehmet’in oğlu yasak aşk yüzden katledildi

Fatih Sultan Mehmet, şu hayatta yaşarken ve dahi öldükten sonra yüzü gülmemiş padişahlardan biridir.

Onun zekasının ve yeteneklerinin yalnızca Osmanlı Devleti tarihi içerisinde değil, dünya tarihi içerisinde bir eşi benzeri daha yoktur.

Fatih’in evlatlarından da yüzü güldüğü söylenemez..

 

Fatih Sultan Mehmet

 

♦Çok sevdiği ve hatta padişah olmasını açıkça işaret ettiği oğlu Cem Sultan’ın başına gelenler Nemrut karşısında Hazreti İbrahim’in başına gelmemiştir.

Tevfik Paşa, bu garip şehzadenin sergüzeştini “Milletin hafıza-i ihtiramında en acıklı, en rikkatli ihtisâsât uyandıran Osmanlı hanedanı şehzadesi” sözleri ile izhar eder.

Allah’ın üstün meziyetlerle yarattığı bu şehzadenin tek kusuru yalnızca geç doğmaktı.

Babası Fatih Sultan Mehmet’in kendisine “Cem sen padişah olacaksın!” dediği rivayet edilen Cem’in ilk talihsizliği kendisine sultanın öldüğünü bildiren mektubu taşıyan elçinin yolda Beyazıt’ın adamlarınca yakalanarak öldürülmesiydi.

Cem, Bursa’da sultanlığını ilan etmişse de yenilgiler üzerine bir tufan gibi çökmüştü.

♦Fatih’in bir diğer bahtsız evladı Şehzade Mustafa idi.

Yakışıklılığı ve güzelliği ile İstanbul’a nam salmış bu şehzade çapkınlık ile tanınıyordu.

Lakin Fatih’in en kudretli sadrazamı Mahmut Paşa’nın hatunu ile günaha girmesi ve bunun ortaya çıkması sonucu sadrazam tarafından zehirlenerek katledilecekti.

Hadiseye ve Fatih’in serencamına buyurun yakından bakalım.

fatih sultan mehmet (1).jpg
Fatih Sultan Mehmet

 

♦Fatih’in dehası ve eğitimi

İkinci Murat Han’ın Türk eşi Hüma Sultan’dan dünyaya gelen Fatih Sultan Mehmet, her zaman özel bir çocuk olmuştu.

Sahip olduğu eğitim ve kişisel kabiliyetleri dikkate alındığınızda denilebilir ki Osmanlı sultanları içerisinde hiçbir padişah onun ilminin zirvelerine yetişememiştir.

Genç şehzade zengin birikimine rağmen dehasının bir yansıması olsa gerek eğitiminin ilk devresinde büyük zorluklar yaşamıştı.

Hocalarının bütün gayretlerine rağmen Şehzade Mehmet okumayı dahi sökemiyor ve herhangi bir ilerleme kaydedemiyordu.

Fatih’in zihin dünyasında harikalar yaratacak Molla Gürani’nin Hocalık sürecini Süheyl Ünver, “İlim ve Sanat Tarihimizde Fatih Sultan Mehmed Han” isimli çalışmasında şöyle anlatır…

–    Süheyl Ünver:

Bursa’da Çelebi Sultan Mehmet’in yaptırdığı Yeşil ‘Sultaniye, medresesinde müderris olan Molla Yegân ‘Mehmed bin Armağan, bir sene Hacca gider. Dönüşte mu’tâd veçhile İlmî temaslarda bulunmak gayesiyle Mısıra uğrar.

Orada tahsilini henüz bitiren genç ve kuvvetli âlim Molla Gürâni ile tanışır. Bu olgun ve ciddî âlimi pek beğenir, beraberce Anadolu’ya ‘Rum’a, yani Türkiye’ye gitmeği teklif eder. Molla Gûrâni bu arzuyu kabul eder. Beraberce Bursa’ya gelirler.

Molla Yegân usulen İkinci Sultan Murad’ı ziyarete gider. Molla Gûrâni de beraberdir. Lâkın yanına girmez, dışarda kalır. Padişah bu ziyarete memnun olur. Bana Hacdan ne hediye getirdin diye sorar. O da kapının arkasında hazır duran Molla Gûrâni’yi içeri alarak takdim eder. Molla ile görüşürler. Pâdişâh onu pek beğenir. Ciddiyet ve ilmine hayran kalır.

Söz Mehmed Çelebi’ye intikal edince daha henüz Kur’anı bile sökemediğinden üzüntü ile bahsederek onu hoca olarak intihâb eder, Bu ciddi ve okumayanlara karşı asla müsamahası olmayan Molla Gûranî genç şehzadenin ilk dersinde yanma sopa ile girer.

Mehmed Çelebi’nin yeni hocasının sopa ile yanma girmesi tuhafına gider ve tecessüsle bunun neye yarayacağını sorar. Molla Gûrâni kesin olarak şu cevabı vermiştir;

‘Eğer okumakta tekâsül gösterirseniz Pâdişâh babanızın emriyle bunu istimâle mecbur kalacağım.’

Molla Gürani’nin genç şehzadeye verdiği eğitim ondaki öğrenme arzusunu büyük bir açlığa dönüştürmüştü.

Molla Hocazâde, Molla Hatipzâde, Molla Hasan Samsunî, Sinan Hocapaşa, Molla Abdülkadir Hamidi ve Molla Ahmed gibi isimler Şehzade Mehmet’in ilim havuzunu doldurmak üzere birbiriyle yarışıyorlardı.

♦Fatih’in hoşgörü yönetimi ve liderlik vasfı    

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra tarihte eşine az rastlanır bir hoş görü yönetimi kurmuştu.

Mısır’dan Kürdistan’dan, İran’dan ve Avrupa’dan birçok ilim insanı Fatih’in ricası ve davetiyle İstanbul yolunu tutmuştu.

Yalnızca Müslüman sanatkâr ve ilim erbapları değil, yabancı sanatkâr ve bilim insanları da bu devirde büyük itibar görüyordu.

Örneğin; İstanbul fethedildikten sonra Bizanslı sanatçı Ciovanni Kirisolora’nın kayınvalidesi ve kızı esir pazarına düşmüştü.

Kirisolora, son çare olarak bir mektupla durumu Fatih Sultan Mehmet’e bildirdi.

Fatih konuyu öğrenir öğrenmez Kirisolora’nın kayınvalidesi ve kızını kurtararak kendisine teslim etti.

Ayrıca Kirisolora’ya isterse faaliyetlerine İstanbul’da özgürce devam edebileceğini bildirdi.

Fatih’in ilmi konulardaki hoşgörüsü şahsi kütüphanesine de yansımıştı.

Dünyanın dört bir ucundaki değerli çalışmaları temin edip Osmanlı’nın ilmi birikimine kazandıran Fatih, zengin bir kütüphane kurmuştu.

Anjiyolulu, meşhur Osmanlı tarihi çalışmasında bu zengin kütüphaneyi şöyle tarif ediyordu:

O, buraya binlerce cilt eser toplamış ve tefsire ait olan kitapları da kurdurmuş olduğu diğer camilerin her birine paylaştırmıştı. Bu eserlerin büyük bir kısmı yazarlarının kendi el yazıları ile yazılmış olup söz konusu camilerin her birinde görevli memur ve muallimlere birer kaynak olma özelliği taşıyorlardı.

Tarihin bir cilvesi Fatih’in öz oğlu Beyazit, babasının ölümünden sonra bu kütüphanedeki birçok değerli çalışmayı dağıtmış ve Fatih’in kütüphanesini emanet ettiği Molla Lütfi’yi zındık ilan ederek öldürtmüştü.

Fatih’in yalnızca kitapları değil, ölümünden sonra na’şının da başına gelmeyen kalmaz.

Saray ahalisi koca cihan imparatorun cenazesini iktidar kavgasından kaldırmayı unutur.

Beden şişer, kokar ve günler sonra ancak namazı kılınabilir.

Gelelim meseleye;

Mahmut Paşa temsili.jpg
Mahmut Paşa temsili

 

♦Mahmut Paşa’nın şehzade cinayeti

Mahmut Paşa, Osmanlı’nın ilk devşirme sadrazamıydı.

Balkanlardan Anadolu’ya her seferde Fatih’in yanında en uzun süre bulunan devlet adamıydı.

İlme ve vakıf işlerine düşkün ve Fatih’in takdir ettiği isimlerdendi.

Bazı tarihçiler Mustafa Paşa’nın Uzun Hasan’ın takip edilmesi kararına muhalefetten gözden düştüğünü iddia etseler de aslında mesele Şehzade Mustafa’dır.

Şehzade Mustafa.jpg
Şehzade Mustafa

 

♦Şehzade Mehmet, Mahmut Paşa’nın hanımı ile birlikte olur.

 Paşa, bunu öğrenince kadını boşar ve Uzun Hasan seferi sırasında şehzade ile ağır bir tartışma yaşar.

Fatih hadiseyi öğrendiğinde ki haberler çoğunlukla Şehzade ve taraftarları tarafından kulağına çalınır, kızarak kadını tekrar Mahmut Paşa ile everir.

-Mahmut Paşa daha da incinir ve kadını Edirne’ye göndererek yanında tutmaz.

Fatih, bu bedbaht hadiseden sonra oğlu Mustafa’yı İstanbul’dan gönderir; ama şehzade bir yolunu bulup İstanbul’a gelme sevdasındadır.

Mustafa yazdığı mektuplarda son derece dramatik ifadeler kullanır:

Ben öldükten sonra bana o kadar büyük düşmanlık göstermiş olan Mahmut Paşa, padişahın hizmetinde kalacak; fakat babam benim intikamımı ondan almaktan gecikmeyecek, yalnız zavallı annem ölümümden dolayı kan ağlayacak…

(Robert Anhegger,
Mualli’nin Hünkarnamesi)

Hadise sıcaklığını koruduğu bir sırada Şehzade Mustafa aniden ölür.
Haber sarayda deprem etkisi yaratır.

Padişah, kendisine baş sağlığı dilemeye gelen Mahmut Paşa’yı hemen oracıkta tutuklatır.

Şehzadenin ölümün ardından şu dizeler yazılmıştı:

Var idi sultanın oğlu bir dilir
Adı Sultan Mustafa Manend-i Şir
Hüsn ü Yusuf’tan yukarı bir çırağ
Fevt olup andan düşer Han’a firak
Zanneder Mahmut Paşa’dan bu işi
Kim var idi avretiyle bir işi
Zehir içirmişdir dediler ana ol
Han’ın etti anı akl-i kabul
Davet edüb anı ettirdi helak
Böyledir çarhın işi ey zat-ı pak

(Camiü’l Meknunat)

Şiirde de belirtildiği üzere Fatih Sultan Mehmet, Mahmut Paşa’yı helak edecekti.

Zindana attırdıktan birkaç gün sonra kellesini alacak ve devrin en kudretli sadrazamı ve Fatih’in oğlu Şehzade Mustafa yasak bir aşkın kurbanı olacaklardı.

 

 

Mehmed Mazlum Çelik //

 

© The Independentturkish

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Verified by MonsterInsights