-Cesur bir tarikattan sağ kurtulan, sonunda kaçmadan önce sekse tapan sapkın liderlerin elinde karşılaştığı cehennemi açığa çıkardı.

♦1968’de, uzun saçlı eski bir rahip olan David Berg, kıyametin geleceğine inanan genç kaçakları ve hippileri cezbeden dini bir hareket olan “Teens for Christ”i kurdu.

Takipçileri tarafından Musa Davud veya Büyükbaba olarak bilinen o, kısa süre sonra onu “Tanrının Çocukları”na dahil etti; bu, tecavüz, çocuk istismarı, ensest ve dini fuhuş iddialarıyla kısa sürede gözden düşecek kötü şöhretli bir seks tarikatıydı .

En parlak döneminde, dünya çapında 130 “koloni”ye dağılmış 15.000 üyeye sahipti ve her türden haydut ünlü müzisyen ve aktörü kendine çekiyordu.

-Hollywood yıldızları Joaquin Phoenix ve Rose McGowan , takipçilerinin bir zamanlar kitlesel alemlerle ibadet ettiği söylenen bu uğursuz örgütün içinde doğdular .

Tarikat kendini seks, Tanrı ve özgür aşk üzerinden satıyordu; ancak Daniella, gerçekte seksin reşit olmayanlarla birlikte olmaya teşvik edildiğini ve “özgür aşk”ın, çocuklarınızı kaçırılmak üzere kurban etmek zorunda kalmayı da içerdiğini açıkladı .

–   Daniella:

“Bu, seks tarikatı olarak bilinmeye başlandı.. Resmi olarak bunun artık kalmadığını söylüyorlar.. Yıllar geçtikçe tarikatın ‘beyazlatıldığını, adını değiştirdiğini ve ayakta kaldığını’ açıklamek isterim..

En iyi durumda, bunun yüz milyonlarca dolar getirdiğini tahmin ediyorum ve üst düzey bir lider olan büyükbabam parayı hâlâ yönetiyor..”

Tarikattan 15 yaşında kaçan Daniella, şu anda Washington’da yaşıyor ve kendi deyimiyle “tarikatlar, aşırı gruplar ve son derece kötü liderlik üzerine çalışan bir bilim adamı” olarak çalışıyor.

İncil dışında herhangi bir eğitimden men edilen Daniella, Hıristiyan disiplini ve ilahi aşk kisvesi altında tarikatın elinde fiziksel, cinsel ve psikolojik tacize maruz kaldı.

-Hayatta kalan iki İngiliz, 2018’de BBC’ye Tanrı’nın Çocukları’ndaki yaşamı “yeryüzündeki cehennem” olarak tanımladı. Daniella kesinlikle kabul etti.

“Size dış dünyanın kötü ve çok kötü olduğu öğretildi.. Ancak yaşadığım sınırlı dünya ‘her türden istismar, bedensel ceza, çift kişilikli ebeveynler, programlama, tıbbi ihmal, cinsel istismar, eğitim reddi’ ile doluydu..”

Daniella’nın 13 yaşındaki annesi, 39 yaşındaki üst düzey bir liderle evlenmeye ve yıllarca onun sekreterliğini yapmaya zorlandı.

–   Daniella:

“Her şey işçi ve çocuk kaçakçılığıyla ilgiliydi.. [David] Berg, 50 yaşındayken birdenbire binlerce insanın kendisini takip etmesini ve özgürlüklerinden, çocuklarından, her şeyden vazgeçmesine neden olan başarısız, alkolik bir vaizdi.”

Daniella, çocuk oyuncu olarak Asya ve Latin Amerika’da kaçırıldığını ve sokaklarda satılıp dilendirildiğini söylüyor.

Daha 1974’te New York savcılığı bunu bir “tarikat” olarak tanımladı ve Interpol ile FBI Berg’in peşine düştü.

Çocuk istismarı iddialarını araştıran yetkililerin ateşi altında ve genç üyelerinin ayrılması dalgaları altında, 1970’lerin sonlarında neredeyse ortadan kayboldu.

Ancak Daniella, örgütün yalnızca yer altına indiğini ve 1990’larda kendisini yeniden yeniden başlattığını, yeni adıyla “Aile” adını verdiğini söyledi.

–   Daniella:

“Kendimize büyük bir aile diyorduk.. Neden bir tarikat olmadığımıza dair cevapların provasını yapmak için çok zaman harcadık.. O kadar çok badanalanmıştı ki Beyaz Saray’da iki kez konser verdik.. Orduya istihbarat subayı olarak katıldım ancak bunun başka bir tarikat gibi olduğunu söylemeliyim..”

♦Kaçış

Daniella, beş yaşındayken zaten cinsel istismara maruz kalmıştı. Altı yaşındayken intihar düşünceleri vardı ve buradan çıkmak istediğini biliyordu.

–   Daniella:

“Çok kötü bir cinsel saldırı yaşadım ve sanki bu Tanrı’nın sevgisiymiş gibi, bununla hiçbir ilgim olmasını istemiyorum..Beni bir sübyancı tarafından sürüklenirken izlediler… ve 10 saat boyunca yoktum. Ve kimse hiçbir soru sormadı.”

Anılarında Daniella, dayak, diğer acımasız cezalar veya tıbbi ihmal sonucunda ne kadar çok çocuğun öldürüldüğünü anlattı.

–   Daniella:

“Kolonilerdeki çocuklar rutin olarak kırbaçlandı, dövüldü, ebeveynlerinden mahrum bırakıldı ve sokaklarda bağış dilenmeye zorlandı. İki ya da üç yaşındaki bazıları cinsel istismara uğradı.. Ebeveynler, çocuklarını Tanrı için feda etmeleri gerektiği düşüncesiyle yetiştiriliyor..Tanrı’nın mükemmel askerleri haline getirdiler..

Ergenlik çağının başlarında, ayrılmak için ciddi planlar yapıyordu.

–    Daniella:

“16 yaşımdan önce çıkmak zorunda kaldım, çünkü 16 yaşındayken sizden isteyenle seks yapmanız ve doğum kontrolünü kullanmamanız bekleniyor çünkü tarikat tabii ki hamile kalmanızı istiyor..”

Annesi onun doğum gününden önce kaçmasına yardım etti ve o, bildiği her şeyi ve 25 kardeşini geride bırakarak sadece bir pasaportla Teksas’a kaçtı.

♦Dış dünya

–    Daniella:

“15 yaşındayım ve dünya hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sanki başka bir gezegenden geliyormuşum gibi.. Bir gün herhangi bir eğitim kaydı göstermeden bir okula geldim ve bana ‘Sen var olmadığın için seni yazdıramıyoruz’ denildi.

Ve sanırım, ben başka bir gezegendenim. Anladım. Sanırım bugün de öyle hissediyorum, gerçekten de hâlâ böyle hissediyorum..

Katlandığım yoğun beyin yıkamanın üstesinden gelmem yıllarımı aldı ama kendimi okula ve üniversiteye verdim ve sonunda okul birincisi olarak mezun oldum..

Ancak dünyadaki yerimi bulmakta zorlandım ve kendimi her zaman ‘hiçbir zaman uyum sağlamayan, asla arkadaş edinmeyen bir sahtekar’ gibi hissettim.. Ben hiçbir yerden gelmiyorum..Bir tarikatın içinde büyüdüğünüzde, toplum içinde, kültür içinde büyümüyorsunuz… tamamen ayrı bir şeyin içinde büyüyorsunuz.”

Üniversite sonrası toksik bir ilişki içinde mücadele ederek orduya kaydoldu ve altı yılını istihbarat subayı olarak çalışarak geçirecekti.

Sivil hayatta kendini bir sahtekar gibi hissederek aidiyet, dostluk ve amaç duygusunun özlemini çekiyordu ama bu onu neredeyse kırıyordu.

–   Daniella:

“Sanırım ben de büyükbabamın bir tarikata katılmasıyla aynı nedenlerle orduya katıldım.. Büyüdüğüm her şeyin tam tersi gibi görünüyordu.. Ama aslında tamamen aynı… Bireyselliğimi nasıl kapatacağımı ve yüksek kontrol grubunda nasıl olacağımı zaten biliyordum.”

♦Adalet yok

1970’lerden itibaren Berg’e yönelik büyük av, komünlerde olup bitenlere dair korkunç hikayeler anlatan hayatta kalanların sayısı arttıkça arttı.

Ancak 1994’te öldüğünde araştırmaları büyük ölçüde durdu.

2004 yılında örgütün adı “Uluslararası Aile” olarak değiştirildi, ancak 2009’da çarpık örgüt çökmeye başladı ve binlerce dindar takipçisini dünyaya zorladı.

   -Daniella onları “asla ayrılmayanlar”, yani “çevrelerindeki tarikat dağılırken” “beyin yıkamalarında hiçbir çatlak” yaşamayanlar olarak adlandırıyor.

Yıllar boyunca üst düzey üyeler arasında adam kaçırma, çocuk istismarı ve ensest dahil olmak üzere her türlü dehşetten mahkumiyetler olmuştur..

Ancak hayatta kalanların adalet arayışı içinde olması yavaş ve acı verici bir yol oldu.

Elli altı yıl sonra ve Tanrı’nın Çocukları hala “Uluslararası Aile” bayrağı altında varlığını sürdürüyor ve kendisini “75 ülkeye yayılmış, “Tanrı’nın sevgisinin mesajını başkalarıyla paylaşmaya kararlı” Hıristiyan ağı olarak tanımlıyor.

-Daniella, şu anda yaklaşık 1.500 üyeye sahip olduğunu ve yılda bir milyon dolardan fazla gelir elde ettiğini tahmin ediyor.

–    Daniella:

“Tanrının Çocukları’nın dehasının bir parçası da dünyanın her yerine dolaşması ve ismini değiştirmesiydi, değil mi? Beni istismar edenlerin kimlikleri olmadan “elbette adaleti sağlayamayız..

Yalnızca tek bir istismarcının adını biliyorum.. Bağış toplama amacıyla adının korunmasına izin verilen ünlü bir adam.. Bence en acı veren şey, insanların hala tarikatın davranışlarını düzeltip daha iyi olabilecekmiş gibi davranması.[Hayatta kalanlar] bile ‘ah, ama artık öyle şeyler yapmıyorlar’ diyecekler…

Ve eğer Tanrı’nın Çocukları’na katılan herhangi biriyle konuşursanız, ‘Çok güzel başladı’ derler. Bu gençlerden oluşan bir gruptu ve her şey sevgi, inanç ve İsa’yla ilgiliydi. Ve değildi. İnsanlarla güç oyunları oynayabilmek için takipçi kitlesi oluşturmak isteyen alkolik bir sübyancıydı.”

♦Tanrı’nın Çocukları tarikatının içinde

Tanrının Çocukları tecavüz, çocuk istismarı ve ensest suçlamalarıyla hedeflenen dünyanın en kötü şöhretli tarikatlarından biridir.

1960’ların sonlarında David Berg’in, İsa İçin Gençler adlı az bilinen bir hareket yaratmasıyla ortaya çıktı.

Liderinin Kaliforniya’nın büyük bir depremle sarsılacağına dair bir açıklama aldığını iddia etmesinden sonra Tanrının Çocukları adı altında kötü bir üne kavuştu.

Başlangıçta kendilerini Mesih İçin Gençler olarak adlandıran bu hareket, kısa sürede Tanrı’nın Çocukları hareketine dönüştü.

En parlak döneminde, Tanrının Çocukları’nın yaklaşık 15.000 üyesi olduğuna inanılıyor.

“Grup yaşamı” yaşam tarzını savunan hareketin dünya çapında yüzlerce komünü vardı.

Kıyametin çok yakında geleceğine dair bir kehaneti vaaz ederken, İsa Mesih’e tapınmayı 1960’ların “özgür aşk” dönemiyle birleştirdiler.

Sonuç olarak, hiç kimsenin uzun vadeli planlar yapmasına teşvik edilmeden, üyelerini ağızdan ağza yaşamaya teşvik etti.

Ancak tarikatın eski üyeleri, komünlerde yaşadıkları için çocuklukta istismara uğradıklarını iddia etti.

–   Daniella:

“Toplum pedofili tarikatına ne kadar şans vermek istiyor? Artık şansları olmamalı.. Onlar hâlâ berbat insanlar. Daha iyi olmayı istediklerine hiç inanmıyorum.

Peygamberin seks hakkındaki ‘inançlarının’ yanlış ve kötü olduğunu kabul etmeleri ve bunun için özür dilemeleri 20 yıl kadar sürdü.

Tanrı’nın Çocukları’ndan sağ kurtulanların intihar oranı Holokost’tan sağ kurtulanlarınkine yakın.

Hikayesini cesurca anlattıktan sonra Daniella, hayatta kalan diğer kişilerin tepkisiyle karşılaştığını ve kendi kardeşlerinin onun anılarını yayınlamasına kızdığını iddia ediyor.

–   Daniella:

“İnkar ediyorlar ya da ebeveynlerimizi korumaya çalışıyorlar.. Ama ailemi travmamı öğrenmekten korumak benim işim değil, beni korumak onların göreviydi.”

Artık bir çocuk annesi olan Daniella, zamanının çoğunu başkalarına kült psikolojisi ve grup davranışının dinamikleri hakkında öğretmeye ayırıyor.

–    Daniella:

“Tarikatlar hakkında her şeyi bildiğimizi düşünüyoruz ama bilmiyoruz.. Tarikatların uzak, çok uzak bir şey olduğunu düşünüyoruz ve asla onun bir parçası olmayacağız.”

Gruplar ve topluluklar arasında her yerde tarikat benzeri davranışların kanıtlarını görüyor ve başkalarının da toksik davranışları gerçekleştiğinde tanıyabilmelerini istiyor.

“İnsanlara, kendinizi aşırıcılıktan korumanın tek yolunun, gri renkte yaşamakta rahat olmak ve bir hayatı yaşamanın birçok geçerli yolu olduğunu anlamak olduğunu gerçekten öğretmeye çalışıyorum..

Çünkü tarikatın tüm önermesi şu: ‘Hayatınızı yaşamanın tek bir doğru yolu var ve biz de ona sahibiz’.. Bence tarikat karşıtı en iyi mantra, kendinize sürekli olarak bir hayatı yaşamanın birçok geçerli yolu olduğunu söylemektir.”