GÜNDEM

ATATÜRK’ÜN HİÇ YAYIMLANMAYAN RÖPORTAJI…

.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN HİÇ YAYIMLANMAYAN RÖPORTAJI İNGİLİZ ARŞİVİNDEN ÇIKTI..

🎗 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’LE 98 YIL ÖNCE YAPILAN VE HİÇ YAYINLANMAYAN RÖPORTAJ
AKP vekil Halil Özşavlı, Mustafa Kemal Atatürk’le 98 yıl önce yapılan ve hiç yayınlamayan bir röportajı, İngiliz arşivinde bulduğunu açıkladı…

 AKP Şanlıurfa Milletvekili ve tarihçi Doç. Dr. Halil Özşavlı, İngiliz arşivinde Mustafa Kemal Atatürk’ün 98 yıl önce, Fransa’nın Le Temps gazetesinden Paul Gentizon’a verdiği ve bugüne kadar bilinmeyen röportajını gün yüzüne çıkardı..

Anadolu Ajansı’na konuşan Halik Özşavlı, İngiliz Milli Arşivi’nde araştırma yaparken tesadüfen bulduğu bir belgenin önemini sonradan fark ettiğini söyledi..

– Büyük İzmir yangını ile ilgili araştırma yaparken İzmir Limanı’nda demirleyen İngiliz savaş gemisi Curacoa’nın seyir defterinde Atatürk ile yapılan bir röportajı bulduğunu aktaran Özşavlı:

“Röportaj, daha önce hiç yayımlanmamış olması ve Mustafa Kemal’in verdiği mesajlar açısından çok kıymetli..”

Özşavlı, Fransız Le Temps gazetesinden gazeteci Paul Gentizon’un, 12 Şubat 1923’te Atatürk ile yüz yüze röportaj yaptığını belirtti..

– Gentizon’un, Atatürk ile yaptığı röportajı, Curacoa adlı İngiliz savaş gemisinin kaptanına rapor ettiğini anlatan Özşavlı:

“Kaptan da bunu alıp seyir defterine işliyor. Sonra bu röportaj acaba Le Temps gazetesinde yayımlanmış mı diye baktım.. Dönemin Le Temps gazetesini buldum. Orada hiçbir şekilde çıkmamış.. Atatürk Araştırma Merkezi’ne sordum, kendim araştırdım, Mustafa Kemal’in bu röportajı kesinlikle bilinmiyor.. Dolayısıyla bu röportajın ilk kez ortaya çıktığı ve daha önce yayımlanmamış olduğunu tespit ettim..”

🎗 ATATÜRK: “YENİ TÜRKİYE DİĞER MİLLETLER GİBİ YAŞAMAK İSTİYOR, BİZ KÖLE OLMAYACAĞIZ”

– Atatürk’ün, 1,5 sayfalık röportajında üç kez “yeni Türkiye” ifadesini kullandığına dikkati çeken Özşavlı:

“Atatürk, ‘Kapitülasyonları hiçbir koşul altında kabul etmeyeceğimizi, bağımsızlığımız için savaştığımız 4 yıl boyunca her zaman ifade ettim’ diyor..

Mustafa Kemal, ‘Fransızların bu konuda diğer herkesten daha uzlaşmaz olması beni şaşırttı.. Şahsımın ve ülkemin Fransa’ya karşı hissettiği duygular dostanedir..

Fransız hükümeti, bağımsızlığımızı tehlike altına sokacak koşulları kabul etmemiz konusunda ısrarcı olursa biz bu ısrarın dostane olduğunu kabul edemeyiz.. Yeni Türkiye, diğer milletler gibi yaşamak istiyor. Biz yeni Türkiye’nin, ikinci bir Çin veya koloni addedilmesine karşıyız.. Biz köle olmayacağız..

Eylemlerimizi harekete geçiren tek şey, tam bağımsızlığa olan talebimizdir ve Fransız halkı, tutumumuzun başka bir motivasyondan kaynaklandığını düşünmemelidir..

Fransa ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz çünkü iki ülkenin birçok müşterek çıkarı var. Bunlar karşılıklı ilişkiye dönüşürse bu, en yararlısı olacaktır. Eğer olmazsa sonsuz güçlükler var olacaktır’ ifadelerini kullanıyor..

Röportaj, Mustafa Kemal Atatürk’ün, 98 yıl önce yeni Türkiye’ye ve tam bağımsızlığa vurgu yapması bakımından çok kıymetli.”

‘KILIÇDAROĞLU MANDA İSTER GİBİ ÜLKESİNİ SÜREKLİ YURT DIŞINDA ŞİKAYET EDİYOR”

– CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Özşavlı:

“Sayın Kılıçdaroğlu, keşke Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünebilse. 1919’da Erzurum ve Sivas kongrelerinde ‘Manda ve himaye kesinlikle kabul edilemez’ diye karar alındı..

Mustafa Kemal, bakıyoruz hemen akabinde 1923’te Fransız bir gazeteciye tam bağımsızlık konusunda vurgu yapıyor, kapitülasyonların her ne pahasına olursa olsun kaldırılması gerektiğini, kaldıracağını söylüyor..

‘Gerekirse uğruna savaşırız’ diyor. Aynı partinin şimdiki Genel Başkanı, manda ister gibi ülkesini sürekli yurt dışında şikayet ediyor.”

🎗 ATATÜRK SAMSUN’DA NE SÖYLEDİ?
Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı

✅ Mustafa Kemal’in Anadolu’nun ve Türk milletinin kurtuluşu için verdiği mücadele…

🎗 1919 MUSTAFA KEMAL MUCİZESİ’

Mustafa Kemal 21 Mayıs’ta Samsun’da İngiliz subaylarla görüşür, bu görüşmeden sonra o yöredeki Rum çetelerin İngiliz himayesi ile azgınlaştıklarını bir kez daha anlar.

Genelkurmay’a acilen rapor yollar;

‘Bölgedeki Rum çeteler, Samsun’daki Rum komitası ve bilhassa Rum Metropoliti Yermanos tarafından yönetilmektedir’ der.

Mustafa Kemal Samsun’da bir hafta kalır. Daha fazla kalmayı güvenli bulmaz. Samsun içinde Rumlar çoğunluktadır. Pontusçu milisler Samsun’da serbestçe gezmektedirler. Halk ile alenen açık bir şekilde konuşma imkânı ve ortamı yoktur…

25 MAYIS 1919… İLK DURAK HAVZA..

Mustafa Kemal, Refet Paşa’yı tam yetkili Samsun Valisi olarak tayin eder ve oradan iç bölgeleri ‘teftişe’ gider. İlk durak kaplıcaları ile ünlü Havza’dır.

🎗 HALKA SESLENİŞ

Havza, Samsun’a göre daha güvenli bir yerdir. Mustafa Kemal hâlâ sancısını çektiği böbrek hastalığını, buradaki kaplıcalarda, heyetindeki Dr. İbrahim Tali (Öngören) gözetiminde tedavi ettirecektir.

Havza bir Anadolu kasabasıdır. Daha Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan önce 18 Mayıs’ta, Havza’da bir protesto mitingi yapılmıştır. Havzalılar Reddi İlhak Cemiyeti kurmuşlardır.

Mustafa Kemal kaplıcalar nedeniyle Havza’da bir süre kalmak ister. Kaplıcalara yakın Ali Baba’nın Mesudiye Oteli’ni kendisi ve heyeti için bir aylığına 150 liraya kiralar.

Havza daha önce Fransız askerleri bulunmuş ve Pontusçu çeteler de köylerde terör estirmiştir.

Mustafa Kemal Havza’da 30 Mayıs günü cuma namazından sonra bir miting düzenletir. Civar köylere de haber salınır. Hitabeti kuvvetli Sıtkı Hoca da bir konuşma yapacaktır. Ancak Sıtkı Hoca, haber geç ulaşınca mitinge gelemez. Mustafa Kemal bir dahaki cuma tekrar miting yapılmasını ister. Bu kez daha iyi organize edilir.

Sıtkı Hoca, Yörgüç Paşa Mescidi’ndeki namazdan sonra ahaliye ateşli bir konuşma yapar:

‘Vatan elden gidiyor… Daha durulur mu, silahla, silah yoksa, odunla, yumrukla savaşacağız… Yangın her yeri sardı…Önce içimizde ekmek bilmeyen hainleri, sonra yurdumuzu işgal eden düşmanları temizleyeceğiz… İzmir’den vazgeçemeyiz… O mübarek vatan parçasının kurtarılması neye mal olursa olsun mücadele edeceğiz!…’

Mustafa Kemal mitingi otel balkonundan izler ve memnun olur.

Otele gelen Sıtkı Hoca’nın önünde, eşraf ve halka o da bir konuşma yapar.


Bu Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktıktan sonra doğrudan halka yaptığı ilk açık konuşmadır…  

‘Geçenlerde de birkaç kere söyledim. Bizi öldürmek değil, diri diri mezara sokmak istiyorlar. Şimdi çukurun kenarındayız. Son bir cüret belki bizi kurtarabilir. Zaten geri dönmek imkânı da yoktur…’ 

Mustafa Kemal’in halka verdiği mesaj, anlatmaya çalıştığı feci durum ve gerçek tablo budur!

Milli mücadelenin temel sloganı olan ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ Mustafa Kemal’in çizdiği bu tablo sonucu ortaya çıkmıştır. Diri diri gömülüp düşman esaretine girmek, ya da silaha sarılıp dövüşmek! Başka yol yoktur!

Mustafa Kemal 25 Mayıs’ta geldiği Havza’da, 12 Haziran’a kadar 18 gün kaldı. Gelen çeşitli heyetlerle görüşmeler yaptı ve yazışmaları yürüttü.

İngilizler o bölgede topladıkları bazı tüfek mekanizmalarını, katırlarla Samsun’a götürmeye çalışıyorlardı. Mustafa Kemal milli çetelere haber vererek kervanı durdurdu. El konulan tüfek ve mekanizmalar Havza’da halka dağıtıldı.
Yaptığı bu riskli bir okadar cüretli hareket Mustafa Kemal’in şan ve şöhretinin, bölgede dağdan dağa, köyden köye hızla yayılmasını sağladı…

MUSTAFA KEMAL’İ GERİ ÇAĞIRMA ÇABALARI

Mustafa Kemal, henüz Samsun’a çıktığı andan itibaren, İngiliz işgal kuvvetlerinde bir kuşku uyanmış ve Mustafa Kemal’in geri çağrılması için padişah ve hükümete baskı yapmaya başlamışlardı…

🎗 İNGİLİZLER MUSTAFA KEMAL VE HEYETİNE NASIL ANADOLU’YA GEÇİŞ İZNİ VERDİ?

Mustafa Kemal’in görev emri padişah ve hükümetce onaylanınca Harbiye Nezareti, İngiliz İstihbarat Bürosu’ndan, heyetin Karadeniz’e çıkışı için vize ister. İşgal kuvvetleri subayların ve resmi görevlilerin İstanbul’dan çıkışını bile vizeye bağlamıştır.

İSTANBUL’DA İNGİLİZLER BİR SÖMÜRGE YÖNETİMİ KURMUŞTUR”
John Godolphin Bennett

İngiliz İstihbarat Subayı John Godolphin Bennett, bu kalabalık kurmay heyetinden şüphelenir. Şişli’deki İngiliz Yüksek Karargâhı’na gider ve listeyi gösterip, vize verip vermemeyi sorar. Bir saat kadar bekledikten sonra Yüksek Komiserlik’ten ‘Padişahın güveni tamdır, vize veriniz’ yanıtı gelir. İngiliz Binbaşı Milligan tarafından 15 Mayıs’ta onaylanan listeye Yüzbaşı Bennett imzası ile 16 Mayıs günü için vize verilir.

George Milne

O dönemde Kars bölgesinde bulunan İngiliz Karadeniz Orduları Komutanı General George Milne’nin, Mustafa Kemal’in bir heyetle Samsun’a gittiğinden haberi yoktur.

GENELKURMAY 2. BAŞKAN KAZIM PAŞA (İNANÇ)
Kazım İnanç

Milne:

“19 Mayıs’ta, Mustafa Kemal ve heyetinin Samsun’a çıktığını, bölgedeki İngiliz istihbaratından öğrendim. Bu heyetin Samsun’a neden gittiğini ve amacını Genelkurmay’dan sordum. Genelkurmay’ın o sırada başında olan 2. Başkan Kâzım Paşa (İnanç) 19 Mayıs günü makamıda yoktu. Birkaç gün gecikmeli olsada yanıt verdi. Yanıt heyetin ‘bölgede mütareke şartlarını denetlemesi, huzur ve asayişi temin etmesi’ şeklindedir. bunu üzerine 6 Haziran’da hükümetten Mustafa Kemal’in derhal geri çağrılmasını istedim.”

8 Haziran’da İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Caltrophe, İngiliz Dışişleri Bakanlığına bir rapor yazar.

‘Aldığımız istihbarata göre bazı Türk subayları Yunan işgaline karşı bir direniş düzenlemek için İstanbul’dan ayrılmışlardır. Bu öylesine doğal ki, uluslararası bir boyuta ulaşacağını ve engellenemeyeceğini düşünüyorum’ der.


Amiral Caltrophe

Zaman, Mondros’u imzalarken ‘işgal olmayacak’ diye verdiği mektuplu güvence ile Rauf Bey’i aldatan Amiral Calthorpe’un bu öngörüsünü haklı çıkaracaktır. Calthorpe belki de, ‘işgal olmayacak’ diye verdiği kişisel teminatının İngiliz Hükümeti tarafından kısa sürede böyle vahşice çiğnenmesi üzerine, Türk milli direnişi tepkisini ‘doğal ve evrensel’ bulmaktadır.

“19 MAYIS’İN YILDÖNÜMÜ”

Atatürkçüler, Cumhuriyet felsefesine inananlar 19 Mayıs 1919’a çok önem verirler. Çünkü 19 Mayıs 1919, Mustafa Kemal’in Milli Mücadele için eyleme başladığı tarihi gösterir. 

Atatürk, Nutuk’ta da “1919 yılı Mayısı’nın 19’uncu günü Samsun’a çıktım” diye başlar. 

Konuyu kısaca irdeleyelim:

Karadeniz bölgesinde Rumlar çeteler oluşturmuş, çatışmalar başlamıştı. 21 Nisan 1919’da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, Osmanlı hükümetine Karadeniz Bölgesi’ndeki bu çatışmaların durdurulması için bir nota verdi. Eğer önlem alınmazsa Samsun’a asker çıkarıp bölgeyi güvence altına alacaklarını da belirtti.

Osmanlı hükümeti, o sırada İstanbul’da boşta olan Mustafa Kemal Paşa’ya bu görev için uygun gördü.

🎗 NEDEN MUSTAFA KEMAL?

Mustafa Kemal’in görevlendirilmesi konusunda değişik görüşler vardır. Kimileri bu ünlü generalin İstanbul’dan uzaklaştırmak istenmesini ileriye sürerler. 

29 Nisan 1919’da Harbiye Bakanlığı’na çağırılan Mustafa Kemal’e bu görev teklif edilince, duraksamadan kabul etti. 

YETKİ KARARNAMESİ

Kendisine geniş yetkiler veren kararnameyi Genelkurmay İkinci Başkanı, eski cephe arkadaşı Kazım İnanç Paşa ile birlikte hazırladılar.  Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay kitabımızda bu konu ayrıntılarıyla ve belgelere dayalı olarak anlatılmıştır. 

“HEYECAN VE DUDAKLARINI ISIRMA”

Atatürk, görevi kabul edip görüşmelerini bitirdikten sonra, içinde bulunduğu ruhsal durumu daha sonraları gazeteci Falih Rıfkı Atay’a anlatmıştır.

Falih Rıfkı Atay ve gazeteci Mahmut Soydan’a anlatılan bu hatıralar 1926 yılının mart ayında Hakimiyet-i Milliye, Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde yayımlandı. Bu anılar, daha sonra Falih Rıfkı Atay’a tarafından “Atatürk’ün Bana Anlattıkları” adıyla bir kitap halinde yayımlandı. (1)

Atatürk, şöyle anlatıyor: “Bakanlıktan çıkarken heyecandan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Kafes açılmış, önünde geniş bir âlem, kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibi idim…”

Bu paragraftaki anahtar noktalar şunlardır:

1. Heyecandan dudaklarını ısırdığımı hatırlıyorum.

2. Kafes açılmıştı.

3. Uçmaya hazırlanan bir kuş gibi idim. 

Atatürk neden “dudaklarını ısırıyor”, neden “uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim” diyor? Bu anahtar cümleden kafasındaki planın gerçekleşmesi için kendisine bir hareket alanı yaratıldığını anlatmaktadır. 

‘BENİ ANLAYAN SUBAYLAR BUL!’

Atatürk, Harbiye Bakanlığı’ndaki  görüşmelerden sonra Şişli’deki evine giderken, yaveri Cevat Abbas’a: “Cevat, şimdi beni anlayan ve bana samimiyetle bağlanacak ve işten ziyade maksadına hadim olacak (hizmet edecek) yetenekte bir yaver, bir emir subayı ve yardımcı subaylar bul” emrini verdi. (2)

Buradaki tanımlama önemlidir. Mustafa Kemal, “Maksadıma hizmet edecek” subay istiyor. 

Anadolu’da girişeceği Kuvayı Milliye örgütlenmesini ve bağımsızlık savaşını anlayacak ve bu amaç için hizmet edecek subayların bulunmasını istemektedir.

Bu yazının başında, görev verilmeseydi zaten Anadolu’ya geçmeyi planladığını belirtmiştik. Şimdi o konunun ayrıntılarına geçelim. 

AŞAMALARI

Mustafa Kemal, İstanbul’a Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından 14 gün sonra 13 Kasım 1918’de geldi. 

Önceleri Harbiye Bakanı olup, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın kötü uygulamalarını engellemek istedi. Bu istek gerçekleşmedi. 

Arkadaşlarıyla hükümeti ele geçirme projesi üzerinde duruldu. Yabancı askerlerin işgali altındaki İstanbul’da bunun olanaksız olduğu kısa sürede anlaşıldı. Bu arada 21 Aralık 1918’de Osmanlı Meclisi kapatıldı. Mustafa Kemal, Ocak 1919’da uygun bir zaman ve ortamda Anadolu’ya geçmek düşüncesi üzerinde durmaya başladı. 

UYGUN BİR ZAMANDA…

Mustafa Kemal o günleri şöyle anlatıyor:

“Kendi kendime şu kararı verdim: Uygun bir zaman ve fırsatta İstanbul’dan kaybolmak, basit bir tertiple Anadolu içlerine girmek, bir müddet isimsiz çalıştıktan sonra, bütün Türk milletine felaketi haber vermek. 

İçimde çok dikkatle gizlediğim bu sırrı vakti gelmedikçe kimseye söylemedim.” (3)

Mustafa Kemal, Ocak 1919 ortalarında eski cephe arkadaşı Albay İsmet Bey’i Şişli’deki eve çağırdı. 

Şişli’deki  evde teke tek geçtiği bilinen görüşmede Mustafa Kemal’in İnönü’ye sorduğu soru görüşmenin anlam ve kapsamını açığa çıkartır:

HİÇBİR SIFATI OLMADAN… 

Mustafa Kemal, İnönü’ye, “Hiçbir sıfatı ve yetki sahibi olmaksızın Anadolu’ya geçmek ve orada milleti uyandırarak kurtuluş çareleri aramak için en uygun bölge ve beni o bölgeye götürecek en kolay yol hangisi olabilir” sorusunu sordu. 

Bu soru, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçip, emperyalistlere karşı ulusal direnişe geçme kararını verdiğini gösteriyordu. 

Şimdi bu görüşmenin ayrıntılarının Mustafa Kemal’in yine kendi anlatımından izleyelim. 

“ (İsmet İnönü) ‘Karar verdin mi?’ dedi.

‘Şimdilik bundan bahsetmeyelim, bana memleketi, milleti ve orduyu anlayıp bilen, vaziyeti yakından gören, tehlikeden şüphesi olmayan bir arkadaş gibi cevap ver!’

İsmet Bey masanın kenarındaki sandalyeye ilişti ve derin derin düşünmeye başladı. O sırada ben salonun için de dolaşıyordum. Bana sesleninceye kadar gezindim. Birdenbire, ayağa kalktı, gülerek:

‘Yollar çok, mıntıkalar çok!’ dedi.”

🎗 GEBZE – TAVŞANCIL – DEĞİRMENDERE ÜZERİNDEN GİZLİCE ANADOLU’YA GEÇME PLANI 

Mustafa Kemal’in gizli olarak Anadolu’ya geçişte izleyeceği yol.

Gebze-Tavşancıl, Yarımca, Değirmendere geçişi haritası.

(Kaynak: Başyaver Cevat Abbas’ın hatıraları ve Atilla Oral’ın makalesi)

Bu noktada, Mustafa Kemal’in öteden beri kafasında oluşturduğu gizlice Anadolu’ya geçme kararını uygulamaya geçirdiğini görüyoruz. 

Yaveri Cevat Abbas Bey’e, Kocaeli bölgesinde bir geçiş yolu planlamasını ve bu geçiş yolunun güvenliğinin sağlanması için Kocaeli bölgesinde küçük küçük silahlı birlik oluşturulması talimatını verdi. Başyaver Cevat Abbas’ı dinleyelim:

“Gebze, İzmit ve Değirmendere istikametini (yönünü) etüt ettim. Gerektiğinde ikimize canlarıyla, başlarıyla katılacak yerli ve göçmenlerden, özverili vatanseverlerden küçük küçük silahlı kuvvetler bulabilmiş ve kumandanımın yanına dönmüştüm. Atatürk, arz ettiğim vaziyet ve faaliyeti çıkar yol bulmuş ve bu küçük teşkilatımızın tamamıyla emniyet edilir (güvenilir) bir hale gelmesini ve ormanların yapraklanmasını beklemeyi faydalı gördü ve bu ilişkinin sürdürülmesine emir buyurdu.” (4) 

Cevat Abbas, Tavşancıl’da Yahya Kaptan’la ilişki kurdu ve Kuvayı Milliyeci Yahya Kaptan, gönüllülerden bir birlik oluşturdu. 

Atatürk, neden bir an evvel Anadolu’ya geçmedi sorusuna kendisi şöyle yanıt vermiştir. 

DAVUL ZURNAYLA HAZIRLIK OLMAZ 

Mustafa Kemal, hazırlıklarını gizlice yapıyordu, şöyle diyor: “Tahmin edersiniz ki fikir hazırlıkları, seferberlikte (savaşta) asker toplamak için olduğu gibi davul zurna ile temin edilemez. Fikir hazırlıklarında tevazu ile (alçakgönülle) çalışmak, kendini silmek, karşısındakine samimi bir kanaat ilham (gönle doğan şey) etmek lazımdır.”

Mustafa Kemal, İstanbul’da altı ayda yaptığı çalışmayı bu iki paragrafta birkaç cümle ile özetliyor ve “düşün hazırlıkları, davul zurna ile sağlanamaz” diyor.

Mustafa Kemal, İstanbul’da işte bu geniş çerçeve içinde sabırla çalışıyordu.

Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçerken tüm önlemleri almak istedi. Öncelikle Ali Fuat Cebesoy’un Şubat 1919’da kolordusunun başına gitmesini sağladı. Böylece Anadolu’da çalışma yapacağı güvenlikli bir alan hazırlanmış oluyordu. Böyle bir alan hazırlığı olmadan Anadolu’ya geçmek çok tehlikeli olurdu. İngilizler ya kendisini kolaylıkla tutuklar ya da beş kuruşluk bir kurşunda kendisini kolayca öldürecek işbirlikçiler bulurlardı.

🎗 ANADOLU’YA GEÇER GEÇMEZ…

19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal, orada fazla kalmadı. Bir an önce Anadolu içlerine geçmek istiyordu. 

Nitekim beş gün sonra Havza’ya hareket etti ve 25 Mayıs 1919 günü Havza’ya ulaştı. Burada 12 Haziran’a kadar 18 gün gün kaldı ve kafasında oluşturduğu Milli Mücadele’nin örgütlenme planını uygulamaya başladı. 

18 GÜNDE ÜÇ EYLEM, ÜÇ GİRİŞİM…

1. Bütün Anadolu’da işgallere karşı mitingler, toplantılar yapılması için genelge yayımladı.

2. Anadolu’dan İstanbul Hükümeti’ne ve İstanbul’daki yabancı işgal güçleri temsilcilerine protesto telgrafları gönderilmesini istedi. 

3. Anadolu’dan toplanıp İstanbul Hükümeti’ne ve İstanbul’a gönderilmekte olan “silah sürgü kolları”na el koydu. Bu son hareket,  Mondros Ateşkes Antlaşması’na açıkça bir tavır alıştı. 

Açıkçası İlk Kuvayı Milliye girişimi Havza’da başlamıştı. Sonunda 8 Haziran’da İstanbul’a geriye çağırıldığı olayın kısa gelişimi şöyledir: 

Mustafa Kemal, Havza’da bu girişimleri başlatınca İngilizler harekete geçtiler. İngiliz Karadeniz Orduları Komutanı General Milne, 6 Haziran’da yani Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçişinden sadece iki hafta sonra İstanbul Hükümeti’ne yazdığı yazıda, “Mustafa Kemal ve yanındakiler derhal geriye çağrılmalıdır. Onun yurtiçinde dolaşması kamuoyunu tedirgin ediyor” diyordu. 

İki gün sonra 8 Haziran 1919’da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, İstanbul Hükümeti’ne verdiği notada: 

“Samsun ve dolaylarında endişe veren olaylar gelişmektedir. Mustafa Kemal bunlara liderlik ediyor. Derhal geriye çağrılmalıdır” diyordu.

Aynı gün, 8 Haziran 1919’da Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçişinin 19. gününde Harbiye Bakanlığı Mustafa Kemal’e bir talimat göndererek İstanbul’a geri dönmesini emrediyordu. 

Mustafa Kemal, bu emirlere uymadığı için 23 haziran 1919’da tayin edildiği görevinden azledildi. 8 Temmuz 1919’da Erzurum’da savaş meydanlarında kazandığı generalliği tüm rütbe ve nişanları elinden alındı. Ordudan tart edildi, çıkarıldı.

Bütün bunlar, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçişinin 50. gününde oluyordu. Bu durum, Mustafa Kemal’in açıkça kafasındaki planı Anadolu’ya geçer geçmez uygulamaya soktuğunu göstermektedir. 

https://www.cafemedyam.com

(1) Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Cumhuriyet Yayınları, 1998.

(2) Alev Coşkun, Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay, Cumhuriyet Kitapları, s.382, 383.

(3) Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, age, s.109. Cevat Abbas, Yeni Sabah, 21 Mayıs 1941, s.1-5; Tur gut Gürer (der.) Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas, s. 222; Atilla Oral, “Yahya Kaptan ve Kuvayı Milliye”, Bütün Dünya, 1 Ekim 2006, s.20-26.

(4) Atay, age, s.111; Görgülü, age, s.184.

Odatv – Gazeteci/yazar Kerem Çalışkan

Cumhuriyet/ Alev Coşkun

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: