GENEL

BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI OLAN O BAKAN: ZİYA SELÇUK

.

“MEB İHALELERİNDE USULSÜZLÜK: MİLYONLAR NEREYE GİTTİ?”

Sayıştay’ın Milli Eğitim Bakanlığı raporunda, yapılan ihalelere dikkat çekilirken çarpıcı verilere ulaşıldı..

Raporda, 2018-2020 yılları arasında toplam 94 milyon lira tutarında doğalgaz güvence bedeli ödendiği belirtildi..

Sayıştay’ın Milli Eğitim Bakanlığı’nda 2020 yılında gerçekleştirdiği denetimlerden dikkat çeken sonuçlar ortaya çıktı.. Raporda, bakanlığın yaptığı ihalelere dikkat çekilirken çarpıcı verilere yer aldı..

Raporda bakanlığın, temizlik ve kırtasiye malzemeleri üreten ve pazarlayan firmalar yerine, yolcu taşımacılığı yapan firmalara ihale verildiği görüldü..

Ayrıca, ihalelere teklif vermeye davet edilen veya alımın yapıldığı bazı firmaların, ihale tarihinden yaklaşık bir ay önce kurulduğuna dikkat çekildi.. Raporda, 2018-2020 yılları arasında toplam 94 milyon lira tutarında doğalgaz güvence bedeli ödendiği belirtildi..

Rapordaki ihaleleri değerlendiren Eğitim Uzmanı Ali Taştan:

 “Teknik şartnameleri bire bir aynı olan Mart ve Temmuz ayında yapılan kırtasiye setleri alım ihalelerindeki bazı kalemlerde, yaklaşık maliyet ve ihale fiyatlarında yaklaşık 3-4 kat fiyat farkı tespit edilmiş..” 

Taşta:

“Temizlik ve kırtasiye malzemeleri üreten ve pazarlayan firmalar yerine, yolcu taşımacılığı, filo kiralama, ilaç ve tıbbi cihaz, bilişim ve yazılım gibi ilgisiz alanlarında faaliyet gösteren firmalardan, hem yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas piyasa araştırması yapılmış, hem de ihaleye davet edilerek alımlar yapıldığı tespit yapılmıştır..

Temizlik malzemesi alım ihalesinde ihaleye teklif veren 3 firmadan 2’sinin adresleri de aynıdır.. 

Teknik şartnameleri bire bir aynı olan Mart ve Temmuz ayında yapılan kırtasiye setleri alım ihalelerindeki bazı kalemlerde, yaklaşık maliyet ve ihale fiyatlarında yaklaşık 3-4 kat fiyat farkı tespit edilmiş, hem yaklaşık maliyet hem ihale fiyatlarının gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmadığı tespit edilmiştir..

Sayıştay raporunda ihalelerine ilişkin olarak aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir: 

Üç ihalenin de 21/b maddesi kapsamında yaptırılmasına ilişkin onay belgeleri incelendiğinde, her hangi bir hukuki gerekçelendirmenin yer almadığı, sadece 4734 sayılı Kanun’un 21/b maddesi uyarınca pazarlık usulü ile ihale edilmesine karar verildiği görülmüştür..

Söz konusu ihalelerin 21/b kapsamında değerlendirilerek ihale edilmesi mümkün görülememektedir. Bu tespitler, ilgili Genel Müdürlüğün açık ihale usulüne ilişkin usul şekil kurallarına tabi olmaksızın, pazarlık usulüne getirilen kolaylıklardan yararlanarak ihale yapma yolunu tercih ettiğini göstermektedir.. 

Temizlik ve kırtasiye malzemeleri üreten ve pazarlayan firmalar yerine, yolcu taşımacılığı, filo kiralama, ilaç ve tıbbi cihaz, bilişim ve yazılım gibi ilgisiz alanlarında faaliyet gösteren firmalardan, hem yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas piyasa araştırması yapıldığı hem de ihaleye davet edilerek alımlar yapıldığı tespit edilmiştir.. 

Yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas piyasa araştırmasının yapıldığı, ihalelere teklif vermeye davet edilen veya alımın yapıldığı bazı firmalar, ihale tarihinden yaklaşık bir ay önce tarihte kurulduğu görülmüş olup, bu firmaların hangi özelliklerinden dolayı ihaleye davet edildiği konusunda her hangi bir gerekçe ileri sürülememiştir. Temizlik malzemesi alım ihalesinde ihaleye teklif veren 3 firmadan 2’sinin adresleri de aynıdır.. 

Temizlik Malzemeleri Alımına ilişkin ihalenin Teknik Şartnamesinde (madde 4.5), ürünlerin Halk Eğitim Merkezlerine “teslim tesellüm tutanakları veya sevk irsaliyesi” karşılığında teslim edileceği ve bu belgelerde teslim edilen ürünlerin birim ve miktarlarının net olarak belirtilmek zorunda olduğu, ürünlerin birim ve miktarı belirli olmayan tutanakların muayene kabul komisyonlarınca teslim alınmayıp yükleniciye iade edileceği hüküm altına alındığı halde, ‘teslim tesellüm tutanaklarında’ teslim edilen ürün birim ve miktarları yer almamaktadır..” 

“GERÇEK PİYASA DEĞERİNİ YANSITMIYOR

Ali Taştan:

“Temizlik ve kırtasiye malzemeleri alımlarının yaklaşık maliyet ve ihale fiyatları gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmadığı görülmüştür..

Söz konusu alımların ihale tarihlerindeki fiyatlarına ilişkin Ankara Ticaret Odasından resmi yazı ile rayiç fiyat tespiti istenilmiş; gelen cevapta alımların ihale tarihindeki fiyatları (sözleşme fiyatları) toplamı ile Ankara Ticaret Odası rayiç tespit fiyatları toplamı arasında büyük farklar olduğu tespit edilmiştir. Bu fark temizlik malzemesi alım ihalesinde 3,25 kat olup alımların belirlenen Halk Eğitim Merkezlerine nakliye dahil teslim fiyatı olması da arada bu derece yüksek fiyat farkı olmasını gerektirmemektedir.. 

Teknik şartnameleri bire bir aynı olan Mart ve Temmuz ayında yapılan kırtasiye setleri alım ihalelerindeki bazı kalemlerde, yaklaşık maliyet ve ihale fiyatlarında yaklaşık 3-4 kat fiyat farkı olup, hem yaklaşık maliyet hem ihale fiyatlarının gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmadığı görülmektedir. 21/b kapsamında yapılan bu ihalelerde, ihale/sözleşme bedelinin yaklaşık maliyete oranının ortalaması yüzde 97 olup bu sonuçlar, pazarlık usulü ihalelerde rekabetin yeterince sağlanamadığını göstermektedir. Kamu idaresi cevabında, bulguda yer alan konuların Bakanlıkça inceleme ve soruşturma kapsamına alınarak inceleme sonucuna göre gerekli işlemlerin yapılacağı belirtilmiştir.”

“ZİYA SELÇUK’UN MEB KARNESİ: DOĞAL GAZ ŞİRKETİNE MİLYONLAR, USULSÜZ İHALELER…”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın bazı ihaleleri ve atamaları usulsüz gerçekleştirdiği ortaya çıktı..

Yapılan denetimlerde piyasa fiyatının 3 – 4 kat fazlasına malzeme alımı yapıldığı belirlenirken, doğalgaz dağıtım şirketlerine ‘güvence bedeli’ adı altında milyonlarca lira ödendiği tespit edildi..

Sayıştay’ın Milli Eğitim Bakanlığı’nda 2020 yılında gerçekleştirdiği denetimlerden çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı..

İstifa eden Ziya Selçuk’un bakan olduğu dönemde yapılan incelemelerde çok sayıda usulsüz işlem tespit edildi..

*İlçe milli eğitim müdürlüğü kadrolarına mevzuatta öngörülen atanma şartlarını taşımayan 49 kişi asaleten atandı.. Bakanlık, bu durumun insan kaynağı yetersizliğinin getirdiği zorunluluklardan kaynaklandığını ifade etti..

Sayıştay ise bu durumun mevzuatın dışına çıkılmasının gerekçesi olamayacağını belirtti.

Sayıştay, eğitim sisteminin etkili, güven duyulan ve yasal çerçevesi ile uyumlu bir şekilde yönetilmesinin güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla ilçe milli eğitim müdürlüğü kadrolarına yapılan atamalarda yasal düzenlemelere riayet edilmesini, mevzuata aykırı atamaların iptal edilmesini ve bundan sonra yapılacak atamalarda yasal düzenlemelere uygun olmayan uygulamalara izin verilmemesini istedi..

ŞARTLAR OLUŞMADIĞI HALDE PAZARLIK

Sayıştay’ın bulgularına göre Milli Eğitim Bakanlığı, 2020 yılında gerekli şartlar oluşmadığı halde bazı yapım işlerinde pazarlık usulü (21/b) ihaleler yaptı..

Bu ihalelerde rekabetin yeterince sağlanamaması sebebiyle ihale/sözleşme bedelinin işlerin yaklaşık maliyetine çok yakın gerçekleştiği ve gerekçeleri açıklanamayan bazı uygulamaların yapıldığı tespit edildi..

Bakanlığın Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından yapılan;

– Hızlandırılmış Eğitim Programı Kırtasiye Setleri Alımı (ihale tarihi 18.03.2020)

– Halk Eğitim Merkezleri Temizlik Malzemesi Alımı (ihale tarihi 23.07.2020)

– Hızlandırılmış Eğitim Programı Kırtasiye Setleri Alımı (ihale tarihi 28.07.2020)

İhalelerinin 21/b kapsamında değerlendirilerek ihale edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Sayıştay denetçileri, temizlik ve kırtasiye malzemeleri üreten ve pazarlayan firmalar yerine, yolcu taşımacılığı, filo kiralama, ilaç ve tıbbi cihaz, bilişim ve yazılım gibi ilgisiz alanlarında faaliyet gösteren firmalardan, hem yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas piyasa araştırması yapıldığını hem de ihaleye davet edilerek alımlar yapıldığını belirledi..

FİRMALAR İHALELERDEN HEMEN ÖNCE KURULMUŞ

İhalelere teklif vermeye davet edilen veya alımın yapıldığı bazı firmaların, ihale tarihinden yaklaşık bir ay önce kurulduğuna dikkat çeken denetçiler, bu firmaların hangi özelliklerinden dolayı ihaleye davet edildiği konusunda her hangi bir gerekçe ileri sürülemediğini raporuna yazdı. Temizlik malzemesi alım ihalesinde ihaleye teklif veren 3 firmadan 2’sinin adreslerinin de aynı olduğu görüldü..

“ÜÇ KAT FİYATLA SATTILAR

Sayıştay’ın raporunda ihalelerle ilgili şu ifadeler yer aldı:

“Temizlik ve kırtasiye malzemeleri alımlarının yaklaşık maliyet ve ihale fiyatları gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmadığı görülmüştür.

Söz konusu alımların ihale tarihlerindeki fiyatlarına ilişkin Ankara Ticaret Odası’ndan resmi yazı ile rayiç fiyat tespiti istenilmiş; gelen cevapta alımların ihale tarihindeki fiyatları (sözleşme fiyatları) toplamı ile Ankara Ticaret Odası rayiç tespit fiyatları toplamı arasında büyük farklar olduğu tespit edilmiştir..

Bu fark temizlik malzemesi alım ihalesinde 3,25 kat olup alımların belirlenen Halk Eğitim Merkezlerine nakliye dahil teslim fiyatı olması da arada bu derece yüksek fiyat farkı olmasını gerektirmemektedir..

Teknik şartnameleri bire bir aynı olan Mart ve Temmuz ayında yapılan kırtasiye setleri alım ihalelerindeki bazı kalemlerde, yaklaşık maliyet ve ihale fiyatlarında yaklaşık 3-4 kat fiyat farkı olup, hem yaklaşık maliyet hem ihale fiyatlarının gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmadığı görülmektedir..”

“HİBELER TAKİP EDİLMEDİ

Sayıştay’ın denetimlerine göre Milli Eğitim Bakanlığı, bütçe dışı kaynaklarla finanse edilen projelerle sağlanan eğitim hizmetleri ile yapılan yatırımlar için merkezi bir izleme, raporlama ve takip sistemi kurmadı..

Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve UNESCO gibi yapılardan gelen hibelerle 2020 yılında 2 bin 241 proje hayata geçirildi. Burada kullanılan kaynağın büyüklüğü 2 milyar 38 milyon liraydı..

Sayıştay, bakanlığın taşra teşkilatlarında kullanılan fonlara ilişkin tüm süreç ve uygulamaların ortak bir platformda kayıt altına alınmasını ve tüm verilerin ulaşılabilir olmasını, projelerin bölge ve iller arasında dengeli dağıtılmasını istedi..

DOĞALGAZ DAĞITIM ŞİRKETLERİNE GÜVENCE

Sayıştay incelemelerinde, serbest olmayan tüketici konumunda olan Milli Eğitim Bakanlığı eğitim kurumları ile dağıtım şirketleri arasında imzalanan doğalgaz kullanım sözleşmeleri kapsamında 2018-2020 yılları arasında toplam 94 milyon lira tutarında doğalgaz güvence bedeli ödendiğini tespit etti..

Uygulamanın usulsüz olduğunu belirten Sayıştay denetçileri, doğalgaz kullanım sözleşmelerinin kamu yararı gözetilerek düzenlenmesi ve dağıtım şirketlerine doğalgaz güvence bedeli adı altında ödemede bulunulmaması gerektiğini vurguladı..

“BİLİNMELİDİR Kİ TÜRKİYE’Yİ BUGÜN TEK (1) TARİKAT YÖNETİYOR. BUNUN ADI HALİDİLİK … ”

19. Yüzyıl başlarında Kürt kökenli Molla Halid’in kurduğu Kadiri ve Nakşibendi kimlikli bir tarikat bu..

1925’te cumhuriyete karşı ayaklanan Şeyh Sait bile bu tarikattandı.. O yüzden de bu hainin adına AKP’nin Diyanet’i Şırnak’ta cami bile yaptı..

Saltanata hizmet eden ve emperyalist Batı ile işbirliği yapan Halidilik, 1950’den sonra yeniden canlandırıldı. Abdülhekim Arvasi ve Mehmet Zahit Kotku çizgisi, tam bir Amerikancı çizgi oldu..

AKP’yi kuranların büyük bölümü de işte bu Halidi tekkesinden geliyor ve tümü de ABD’nin Yeşil Kuşak projesinin elemanı olan Kotku’nun yetiştirmesi…

Halidilik, Doğu Anadolu’da Kürtler arasında kuvvetle yayıldı. Bugün de Menzilciler, Halidi zihniyeti temsil ediyor..

Lakin bölgede Halidi gericiliğin üretim merkezleri, yasadışı biçimde çalışan sözde medreseler.. Demokrasi ve kadın düşmanı, her türlü ileci fikre karşı çıkan, İslam dinini Muaviye-Osman çizgisinde yorumlayan medreseler, bütün gücüyle AKP iktidarına çalışıyor..

İşte bu medreselerin ve Halidi tekkelerin en büyük destekçisi de Milli Eğitim Bakanlığı… Milli Eğitim Bakanlığı, vakıf veya dernek tabelası takarak kendisini gizleyen tarikat-medrese örgütlerinin milli eğitime el koyması için her türlü operasyonu yapıyor.. Bakanlığa bu emri veren de tahmin edileceği üzere kendisi de Halidi tekkesinden gelen Tayyip Erdoğan...

Milli Eğitim’e  Ziya Selçuk bakan yapılmıştı..Eğitim kökenli bir isim olduğu için bu atama beni umutlandırmıştı. Ama gördük ki Sayın Selçuk bunca yıldır savunduğu eğitim değerlerini ayakları altına almış.. Çocuklarımızı harem-selamlık kamplara yollamaktan tutun da okulları cahil tekke şeyhlerinin işgaline açmak gibi işlere kadar çağdışı ne varsa, evet demiş..

Evet; benim için AKP döneminin en büyük hayal kırıklığı Ziya Selçuk oldu. Onun eğitimci kimliği ve eğitimle ilgili fikirleri o karanlığa biraz ışık katacak gibiydi. Yazık oldu, Ziya Selçuk da tarikat-tekke- vakıf cehenneminde kayboldu gitti..

Peki asıl yitiren kim?

Yitiren, çağdaş dünyadan hızla uzaklaştırılan ve kalitesi yerlerde sürünen Türk eğitimi oldu..

Bir de çağdışı zihniyete teslim edilen İslam dini yitirenler arasında…

İşte bu tehlike Türkiye’nin asıl beka sorunudur..

İLGİLİ HABER

Cumhuriyet

Yurt Gazetesi// Rıza Zelyut

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: