GÜNDEM

Deniz Çakır hakkında karar verildi…

Yeni bir Kabataş olayı ve gene Erdoğan’ın elinde patladı!
Deniz Çakır: Yaşamımın her döneminde ezilenin, haklının, kadınların, yanında oldum. Kişisel özgürlüklerin savunucusu oldum. Hal böyle iken üzerime atılmak istenen işlenmemiş bir suçtur ve utanç vericidir…

Erdoğan’ın ve yandaş ‘gazete’ Akit’in hedef gösterdiği oyuncu Deniz Çakır 

Deniz Çakır hakkında “halkı ve kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlarıyla açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi.

Deniz Çakır hakkında bir AVM’de başörtülü kadınlara hakaret ettiği iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı.

İddianın yalan olduğu anlaşıldı. 

Neler Olmuştu? Soner Yalçın’ın Kaleminden…

Soner Yalçın: ” Deniz Çakır, iki arkadaşıyla doğum günü kutlamak için Zorlu AVM’de bir kafe bara gitti. Yiyecek ve aperatif içki söylediler, sohbete başladılar… Yan masalarına 20’li yaşlarda iki başörtülü genç kız geldi. O akşam Zorlu’da Enes Batur konseri vardı. Gece konserden çıkan yine 20’li yaşlarda beş genç kız kafe-bara gelerek iki arkadaşının yanına oturdu. Başörtülü iki genç kız o zamana kadar sessizdi.”

Soner Yalçın: ”Ne vakit yanlarına arkadaş grubu geldi, yan masaya laf atmaya başladı: “Bizim fotoğrafımızı çekiyorsunuz!” Çekiyorsunuz-çekmiyorsunuz tartışması başladı. Sonra kafe-barda içkiden rahatsızlık duyduklarını ima edip, masa değiştirdiler! Deniz Çakır masadaki arkadaşlarına, “Burası Atatürk Türkiye’si, içtiğime-çektiğime ne karışılıyor burası Arabistan mı” dedi. Yani, meselenin başörtüsüyle hiç ilgisi yok. Bara gelip içki içilmesinden rahatsız olanların tavrını anlamak zor! İçki içilmeyen kafeler de var Zorlu’da! Neyse.”

Soner Yalçın: ”Başörtülü genç kızlar, üç gün sonra Sabah Gazetesi’ne gitti: “Deniz Çakır başörtümüzden dolayı bize ‘Suudi Arabistan’a gidin’ dedi!” Yetmedi. Olaydan beş gün sonra muhabirleri-kameramanları alıp savcılığa suç duyurusunda bulundular! Bakınız: Derdim, “kim haklı-kim haksız” tartışması yapmak değil. Derdim, “kim mağdur- kim mağrur” meselesi yapmak değil. Derdim, bu tartışmanın Cumhurbaşkanı’nın konuşma metnine kadar girmesi! Türkiye’de her sıradan kadın münakaşası, medya tarafından “başı açık”- “başı kapalı” kavgası haline dönüştürülüyor! İnsanların yaşam biçimiyle uğraşan dün “gardropçu” CHP’liler vardı. Ama bugün de insanların yaşam biçimine laf atan şımarık AKP’liler var. ”

Deniz Çakır: “Üzerime atılmak istenen işlenmemiş bir suçtur ve utanç vericidir”

Erdoğan grup toplantısında: ” Deniz Çakır bu ülkenin başörtülü hanımlarına faşistlik yapmıştır; ‘Suudi Arabistan’a gidin demek faşistliğin en sefil halidir” 

Kabataş olayının aynısını tezgahlayan türbanlı kadının avukatı da açıklamada bulundu.


Avukat Enes Bayraktar: “Yargıya intikal eden olayla ilgili soruşturma sırasında bütün gerçekler açıklığa kavuşacaktır. Müvekkiller öğrenci olmaları ve final haftasında olmaları sebebiyle dikkatlerini artık derslerine vermek istemektedirler. Çok üzülmüş ve yıpranmış olmakla birlikte yaşananların inanç ve yaşam tarzına saygı konusunda toplumu birleştirmesi müvekkillerin tesellisi olmuştur. Deniz Çakır’ın önce inkar ile başlayan, sonrasında algı operasyonu ve müvekkilleri itibarsızlaştırma çabası ile yaptığı açıklamalar gerçek dışı olmakla birlikte her şeye rağmen bir geri adımdır. Medyaya yansıyanlardan çok daha fazlası yaşanmıştır. Müvekkillerin çoğu kendisi yüksek sesle nefretini kusmaya başladıktan sonra oyuncu Deniz Çakır olduğunu fark etmişlerdir”

Deniz Çakır: “30 Aralık 2018 günü, öğleden sonra iki kadın arkadaşımla doğum günümü kutlamak üzere gittiğim mekanda yaşananlar ile ilgili kamuoyuna yansıtılanlar gerçeği yansıtmamaktadır. Arkadaşlarımla gittiğimiz mekanda önce yan masamıza oturan kişiler hal ve hareketleriyle bizden rahatsızlık duyduklarını belli ettiler. Hatta bakışları ve vücut dilleri zaman zaman tacize de yaklaşmıştır. Bizi bilinçli olarak huzursuz ettiler. Daha sonra bizim kutlama ortamımızdan hoşnut olmadıklarını belli ederek yer değiştirip başka bir masaya geçtiler. Arkadaşlarımla kutlama yaparken doğal olarak birbirimizin fotoğraflarını çektiğimiz sırada, bu sefer kendi fotoğraflarını çektiğimizi ima ederek bize sözlü olarak da sataştılar ve bu noktada aramızda kısa bir sözlü tartışma yaşandı. Konu uzamadı kapandı. Aynı ortamda yaklaşık 20 dakika daha oturduk. Mekanda kameralar mevcuttur,görüntüler incelenebilir. Bu konuda hiçbir kaygı yaşamamaktayım. Tartışmanın, benim açımdan giyim, kuşam, türban, başörtüsü gibi kişisel tercih ve özgürlüklerle ilgisi yoktur, olmamıştır olamaz da. Ancak tam tersi, söz konusu kişiler mekânda beni gördükleri andan itibaren benim tercihlerimden rahatsız olduklarını ortaya koymuşlardır. Yaşamımın her döneminde ezilenin, haklının, kadınların, yanında oldum. Kişisel özgürlüklerin savunucusu oldum. Hal böyle iken üzerime atılmak istenen işlenmemiş bir suçtur ve utanç vericidir.”

Kaynak

http://haber.sol.org.tr/
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: