MİDENİZDE BULANTI VEYA RAHATSIZLIK HİSSETTİNİZ Mİ?, BAŞ AĞRISI SIRASINDA IŞIK RAHATSIZ ETTİ Mİ?, BAŞ AĞRILARINIZ EN AZ BİR GÜN İŞTEN GÜÇTEN KISITLADI MI?… 

🔵 NÖROMODÜLASYON CİHAZLARI NEDİR?

Beyninizin belirli sinirlerine veya bölgelerine elektriksel veya manyetik stimülasyon sağlayan cihazlar, migreni tedavi etmeye ve önlemeye yardımcı olabilir..

 -Bu nöromodülasyon cihazları, ağrı sinyallerini durdurmak için beyninizdeki aktiviteyi modüle eder veya değiştirir..

 -Herkes için çalışmasalar da güvenli oldukları ve çok az yan etkiye neden oldukları düşünülüyor.

Aşağıdakiler gibi birkaç tür mevcuttur:

Harici trigeminal sinir uyarımı (ETNS). Bir elektrot yoluyla iletilen elektriksel impulsları kullanan bu terapi, alnınızdaki trigeminal sinir adı verilen bir siniri nazikçe uyarır. Bazı araştırmalar, ETNS ile bir saatlik tedavinin migrenli kişilerde baş ağrısı ağrısını önemli ölçüde iyileştirebileceğini düşündürmektedir. Düzenli kullanım migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. ETNS cihazını reçetesiz alıp evinizde kullanabilirsiniz. Ama denemeden önce doktorunuzla konuşun.

Transkraniyal manyetik stimülasyon (TMS). Bu cihazlar, kafa derinize yerleştirilen bir bobin aracılığıyla beyninizdeki sinir hücrelerini uyarmak için manyetik alanlar kullanır. Araştırmalar, TMS’nin ağrıyı hafifletebileceğini ve migren ataklarının sıklığını azaltabileceğini gösteriyor. Bir TMS cihazı için reçeteye ihtiyacınız var. Bu tedavileri bir muayenehanede ya da evde kullandığınız cihazlarla yaptırabilirsiniz.

Vagus siniri uyarımı (VNS). Boynunuzun yan tarafına uygulanan bu cihazlar, vagus sinirinize elektriksel uyarılar iletir. Bu uzun sinir, ruh hali, kalp atış hızı, sindirim ve bağışıklık tepkileri gibi birçok vücut fonksiyonunu düzenler. Çalışmalar, VNS’nin migren ağrısını azaltabileceğini ve ayrıca gelecekteki saldırıları önleyebileceğini düşündürmektedir. VNS terapisi için bir reçeteye ihtiyacınız olacak. Ancak bir el cihazı, tedavileri kendi başınıza yapmanızı sağlar.   

İmplante edilebilir oksipital sinir stimülasyonu.  Bir cerrahın kafatasınızın tabanına yerleştirdiği bu tür bir cihaz, oksipital sinirinize elektrik darbeleri gönderir. Terapi, migreni olan kişilerin hepsinde olmasa da bazılarında baş ağrılarını önlemeye çalışır. Bir çalışma, onu kullananların yarısından biraz daha azında etkili olduğunu buldu. 

Uzaktan elektriksel nöromodülasyon (REN). Kolunuzun üst kısmına bir REN cihazı takıyorsunuz. Sinir sisteminizin ağrı kontrolünde yer alan kısmını hedefleyen cihazı kontrol etmek için bir telefon uygulaması kullanıyorsunuz. Bazı araştırmalar migren ağrısını birkaç saat içinde azaltabileceğini gösteriyor. 

Çok kanallı beyin nöromodülasyonu . Bu terapiyi kulaklık olarak taktığınız bir cihaz aracılığıyla alırsınız. Kafanızdaki oksipital ve trigeminal sinirlerin altı dalını hedefler. Akıllı telefonunuz aracılığıyla kontrol edersiniz. Çalışmalar, baş ağrısının yanı sıra ışık ve gürültü hassasiyeti gibi diğer semptomları hafifletebileceğini göstermiştir.

🔵 MİGREN İÇİN BİOFEEDBACK NEDİR? 

Biyolojik geri bildirim almak için, kalp atış hızınız, sıcaklığınız ve kas gerginliğiniz gibi vücudunuzdaki fiziksel değişiklikleri ölçen elektrik sensörlerine bağlanırsınız..

 -Vücudunuzu daha iyi kontrol etmek için değişiklikler yapmanıza yardımcı olması için sensörlerden aldığınız geri bildirimleri kullanırsınız. Örneğin, belirli kasları gevşetirseniz ağrıyı azaltabilirsiniz..

Her biofeedback tedavisi yaklaşık bir saat sürer. Birkaç ay boyunca birkaç seansa ihtiyacınız olabilir. Tedaviler hastanelerde, kliniklerde ve fizik tedavi merkezlerinde mevcuttur. Hepsi FDA onaylı olmasa da, evde bilgisayarınız veya cep telefonunuzla kullanmak için biofeedback programları ve cihazları da edinebilirsiniz..

 

Biofeedback, baş ağrılarınızın sıklığını ve ciddiyetini %45 ila %60 oranında azaltabilir.

Gevşeme Eğitimi Migrene Nasıl Yardımcı Olabilir?

Birçok insan için, vücudun günlük streslere tepkisi migren baş ağrılarını tetikler veya katkıda bulunur. Gevşeme teknikleri, vücudunuzun stres tepkisinden sorumlu olan sempatik sinir sisteminizi yavaşlatmanıza yardımcı olabilir..

 

Gevşeme eğitiminde, fiziksel ve zihinsel olarak rahatlamanıza yardımcı olacak yöntemler öğrenirsiniz..

 

Psikolog gibi bir terapist genellikle eğitimi yönetir. Genellikle derin nefes alma veya ilerleyici kas gevşetme (kaslarınızı gerdiğiniz, sonra gevşettiğiniz bir yöntem) gibi teknikleri içerir. Bunu anlamak için birkaç seansa ihtiyacınız olabilir..

 

Yoga ve meditasyon gibi diğer rahatlama uygulamaları da vücudunuzun strese tepkisini azaltabilir. Küçük bir çalışma, farkındalık meditasyonu ve yoga yapan kişilerin ayda ortalama 1,4 daha az migren atağı geçirdiğini buldu. Biliyor musun?

Bir çalışma, farkındalık meditasyonu ve yoga yapan kişilerin ayda ortalama 1,4 daha az migren atağı yaşadığını buldu.

Akupunktur, Akupresür ve Masaj

Akupunktur yaptırdığınızda, eğitimli bir uygulayıcı vücudunuzdaki belirli noktalara küçük iğneler sokar. Bunun kan akışını ve endorfinleri (vücudunuzun ağrıyı azaltmak için yaptığı kimyasallar) artırdığı düşünülmektedir. 

Bir gözden geçirme çalışmasında, araştırmacılar, akupunktur uygulanan kişilerin %59’una varan oranda baş ağrısı sıklığının yarı yarıya veya daha fazla düştüğünü buldular. Bazıları için bu fayda 6 aydan fazla sürdü. 

Migreni tedavi etmek için haftada bir veya iki kez 8-10 seans akupunktur gerekebilir. Ancak gerekli tedavi sayısı kişiden kişiye değişir..

Aküpresür veya masaj gibi vücudunuzun belirli noktalarına baskı uygulayan diğer biyostimülasyon tedavileri, hem stresi hem de kas gerginliğini hafifletmeye yardımcı olur. Bu da baş ağrılarını azaltabilir ve ağrıyı iyileştirebilir. 

Migreni Önlemek İçin Davranış Terapisi

Davranış terapileri size stresi yönetme becerilerini öğretir. Bazı araştırmalar, bu tedavilerin migren önleyici ilaçların yanı sıra aldığınız migren sayısını azaltmak için çalıştığını göstermektedir..

 

Bilişsel davranışçı terapi (CBT) adı verilen bir tür, migrene katkıda bulunan düşünce kalıplarını ve davranışları değiştirmenize yardımcı olur. Terapistiniz, baş ağrısı tetikleyicilerinizi takip etmek için bir günlük tutmanızı isteyebilir..

  

CBT, biofeedback veya gevşeme eğitimi gibi tekniklerin kullanımını içerebilir. Migren ilaçları ile birlikte kullandığınızda genellikle en iyi sonucu verir. 

🔵 EGZERSİZ MİGRENİ ÖNLEYEBİLİR Mİ? 

Düzenli egzersizin migrenlerin hem sıklığını hem de yoğunluğunu azalttığı gösterilmiştir..

  -Egzersiz yaptığınızda, vücudunuz doğal ağrı kesiciler gibi davranan kimyasallar olan endorfinleri serbest bırakır. Fiziksel aktivite, bilinen bir migren tetikleyicisi olan stresi de azaltır.

Çok yönlü bir egzersiz programı üç unsur içerir:

Jogging, yürüyüş, koşma, yüzme veya bisiklete binme gibi kardiyovasküler aktiviteler 

Halter veya vücut ağırlığı egzersizleri gibi kuvvet antrenmanı

Yoga veya Pilates gibi esneklik egzersizleri

Yaygın değildir, ancak egzersiz aslında bazı insanlar için baş ağrısını tetikler. Antrenmanlardan önce kapsamlı bir ısınma yardımcı olabilir. Ve başka bir sağlık probleminiz olmadığından emin olabilmeleri için doktorunuza görünün..

İlaç Dışı Tedaviler Hakkında Doktorunuzla Konuşun 

Aslında, herhangi bir yeni tedaviyi denemekle ilgileniyorsanız, doktorunuzla konuşmalısınız. Durumunuzu, semptomlarınızı ve tıbbi geçmişinizi anlarlar, bu nedenle size belirli bir tedavinin olası yararları ve sakıncaları hakkında bilgi verebilirler.

Herhangi bir tedavide olduğu gibi, ilaç dışı tedavilerin de doktorunuzun size açıklayabileceği yan etkileri veya olumsuz reaksiyonları olabilir. 

🔵 MİDENİZDE BULANTI VEYA RAHATSIZLIK HİSSETTİNİZ Mİ?, BAŞ AĞRISI SIRASINDA IŞIK RAHATSIZ ETTİ Mİ?, BAŞ AĞRILARINIZ EN AZ BİR GÜN İŞTEN GÜÇTEN KISITLADI MI?… 

Nöroloji uzmanından ‘migren’ uyarısı: Felçten sonra ikinci en önemli hastalık ..!

– Migren, hem sosyal hem iş hayatını doğrudan etkileyerek, kişilerin yaşam kalitesini oldukça düşüren ilk 10 hastalık arasında ..

– Doç. Dr. Burcu Polat:

“Engellilik durumuna göre ayarlanmış hastalığa maruz kalınan yıllar hesabıyla, migren felçten sonraki en önemli ikinci hastalıktır..”

Sıradan bir baş ağrısı olmayıp, tedavisi mümkün nörolojik bir hastalık olan migren, doktora en fazla başvuru nedenleri arasında yer alıyor..

Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı, erkeklerin üç katına ulaşıyor.. Kadınların yaklaşık yüzde 20’sinin, erkeklerin ise yüzde 8’inin migren hastası olduğu biliniyor..

Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Burcu Polat:

“Ülkede her 5 kadın ile her 10 erkekten birinin ‘migren’ hastalığı ile yaşadığını belirtmeliyim..

Hastalığın hem sosyal hem iş hayatını doğrudan etkileyerek kişilerin yaşam kalitesini oldukça düşüren ilk 10 hastalık arasında olduğuna dikkati çekmek isterim..

Migren DALY (disability-adjusted life years) yani engellilik durumuna göre ayarlanmış hastalığa maruz kalınan yıllar hesabıyla, migren felçten sonraki en önemli ikinci hastalıktır..” 

UZMANA BAŞVURMAK ŞART !

– Doç. Dr. Burcu Polat:

 “Ülkemizde çocuk ve ergenlerin onda birinde ve gençlerimizin beşte birinde migrene bağlı baş ağrısı sorunu bulunuyor. Bu tür hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanıyor. İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişi bu sebeple okula veya işe gidemiyor.. 

Son 3 ay içinde yaşanan baş ağrısı ilişkin .. 

Midenizde bulantı veya rahatsızlık hissettiniz mi?, Baş ağrısı sırasında ışık rahatsız etti mi?, Baş ağrılarınız en az bir gün işten güçten kısıtladı mı?… sorularına en az 2 evet yanıtı veren kişilerde migren olabilir..

Hastalığın teşhisi ve doğru yönetimi için baş ağrısı uzmanına başvurmak önemli..

MİGREN MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ!

Doç. Dr. Burcu Polat:

“Migreni tedavi etmeden baş ağrısı çekmenin ya da aşırı miktarda ağrı kesici alarak sonlanmasını beklemenin doğru bir yöntem olmadığına dikkati çekmek istiyorum..

Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan şekilde tüketmek çok zararlıdır. Aynı şekilde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak kişilerin yaşam kalitesini bozduğu gibi beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açar..

Migren bu sebeple mutlaka tedavi edilmelidir. Ayrıca botulinum toksin uygulaması da tedavi yöntemlerindendir. Fakat migren söz konusu ise ‘botoks’ uygulaması başağrısı konusunda uzman olan nöroloji veya algoloji hekimi tarafından yapılmalıdır..

Migren tedavisinde bir mucize gibi gösterilen aşı tedavisi seçeneğini ise etkin ama kesin bir çözüm değildir..

Migren aşısı diye bilinen, aylık uygulanan yeni ilaç grubu dirençli migren hastaları başta olmak üzere önemli bir tedavi seçeneğidir. Tüm dünyada yıllardır ve ülkemizde de geçen seneden beri kullanılıyor..

Ancak bu ilaçların henüz SGK geri ödemesi yok. Bu tedavi tek bir kez yapılacak bir uygulama değil ve kesin kür vaadi içermiyor. Dirençli olgular için ise yeni ve etkili bir yoldur..”

KAHVE, YEŞİLÇAY VE LAVANTA ÖNERİSİ ..!
  • Doç. Dr. Burcu Polat:

“Başağrısı tedavisinde beslenme desteği sağlayan bitki, baharat ve gıda takviyeleri..

Bitkilerden kahve, nane ve lavanta esansiyel yağı, yeşil çay kullanılabilir, takviyelerden ise magnezyum disitrat, riboflavin, koenzim Q10 veya alfa lipoik asit uzman önerisi ile denenebilir. Baharatlardan zencefil ve zerdeçal miktarı ayarlanarak kullanılabilir..” 

Cumhuriyet

🔵 MİGREN NEDİR?

– Birçok migren atağı “aurasız migren” türü olarak görülür..

Aurasız migren hastalarının baş ağrısına eşlik eden diğer durumlar; bulantı, kusma, ışık, ses ve kokuya karşı hassasiyettir..

Auralı migren hastaları ise baş ağrısı atakları başlamadan önce 5 dakika ile 60 dakika arasında değişen “aura” atakları yaşayabilir..

Aura atakları geçici olarak yaşanan nörolojik bir bozukluk olarak bilinir. Geçici olarak yaşanan nörolojik bozuklukta hastalar hem görsel, hem duyusal (kelimeleri bulamama, uyuşma veya karıncalanma gibi) olarak etkilenir. Bunların arasında en sık yaşanan görsel auradır. Görsel aurada hastalar atak öncesinde parlak ışık çakmaları veya görme alanında sorunlarla karşılaşabilir..

Migren ve baş ağrısı ataklarını önlemede ilaç tedavileri yardımcı olabilir. Yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişiklikler ve doğru ilaç tedavisi ile sonuç başarılı olacaktır..

Migren, yaşam kalitesini düşüren ve günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan hastalıklardan biridir. Sık görülen bu hastalığın en yaygın belirtilerinin başında ağrı gelir..

Ense, şakak ya da göz çevresinden başlayan bu ağrı, hareket ettikçe kötüleşebilir, zonklayıcı karakterle seyredebilir ve bu ağrıya eşlik eden bulantı, kusma, ışık ve sese olan rahatsızlık hissi ortaya çıkabilir.. 

Migrende ataklar halinde seyreden baş ağrısı, üç ay içinde ayda on beş günden fazla sıklıkta olur, her ağrı en az 4 saat sürer ve ayda en az 8 gün migren tipi ağrı yaşanırsa bu “kronik migren” olarak tanımlanır. Migren Tedavisinde kişinin baş ağrılarının sıklığına, şiddetine ve eşlik eden diğer tıbbi durumuna bağlı olarak tedavi planlanır.. 

Migren tedavisinde kullanılan ilaçlar baş ağrısı atakları sırasında ağrıyı ortadan kaldırmada ya da eşlik eden bulantı, kusma gibi belirtileri durdurmada veya sık gelen baş ağrısı ataklarının sıklığını kontrol etmede yardımcı olur.. 

Migren, hastanın günlük yaşamanı etkileyebilen, gün içerisindeki gerçekleştirdiği aktivitelerde kısıtlılık yaratabilen bir baş ağrısı tipidir. Genellikle ense, şakak veya göz çevresinde başlar ve ağrının çeşidine göre hareket ettikçe kötüleşebilir..

Ağrıya çoğu zaman ışığa ve sese hassasiyet, bulantı, kusma gibi durumlar eşlik edebilir..

Hastaların ışık almayan bir oda da uyumak istemeleri veya kusma hissi migren atağını hafifletmeye veya sonlanmasına destek olur. Bu ataklar kişilerde farklılık gösterebilir örneğin; aralıklarla yaşanan migren atakları “episodik migren” olarak adlandırılır..

Ataklar son üç aylık süre içinde ayda on beş gün ve üzerinde oluyorsa buna “kronik migren” denir. Kronik migrene genellikle kaygı bozuklukları, depresyon ve uyku sorunları eşlik edebilir. Kronik migren tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir..

🔵 MİGREN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Migren atakları genellikle 20 ila 30 yaş arasında başlar, fakat baş ağrısı atakları çocukluk ya da ergenlik döneminde yaşanabilir. Migren atağı dört aşamalı olabilir: prodrom, aura, baş ağrısı ve postdrom dönemleri. Her migren atağında tüm aşamalarla karşılaşılmayabilir.

PRODROM ..!

Baş ağrısı başlamadan bir veya iki gün önce, hastalar yaklaşan migren atağı için uyarıcı küçük değişiklikleri fark edebilebilirler:

Kabızlık

Ruh hali değişiklikleri, karamsarlık, huzursuzluk

Yeme İsteği

Boyun tutulması

Artan susuzluk ve idrara çıkma

Sık esneme

AURA!

Hastaların büyük kısmı aurasız ataklar yaşar. Auralı hastalarda ağrı öncesinde veya sonrasında nörolojik bozukluklar yaşanabilir. Auralı ataklarda hastalar; dokunma hislerinde güçsüzlük (duyusal), konuşma bozukluğu, görme bozuklukları, uyuşma veya karıncalanma gibi sorunlarla karşılaşabilirler.

ATAK ..!

Tedavi edilmeyen migren atakları kişiden kişiye değişiklik göstermesi ile birlikte, 4 ila 72 saat arasında sürebilir. Ataklar nadir olabildiği gibi ayda veya haftada birkaç defa da olabilir. Hasta migren atağı sırasında; kalp atışı şeklinde zonklama, mide bulantısı – kusma, ışık – ses ve hatta dokunmaya karşı aşırı hissiyat, bulanık görme, baş dönmesi ve bazı durumlarda baygınlık yaşayabilir.

POSTDROME (ATAK SONRASI) ..!

Postdrome sonrasında (atak sonrası), hasta kendini bitkin, tükenmiş ve az da olsa rahatlamış hisseder. Hasta 24 saat içerisinde; güçsüzlük, baş dönmesi, huzursuzluk, ışık ve sese karşı hassasiyet yaşayabilir.

NE ZAMAN BİR NÖROLOJİ UZMANI İLE GÖRÜŞMELİSİNİZ..!?

Hastalar nöroloji bölümüne baş vurmayıp, baş ağrısını ağrı kesici ilaçlarla kendileri kontrol etmeye çalıştıkları için, migren hastalığı yeteri kadar bilinmemekte ve bu sebeple tedavisi yapılmamaktadır.

Eğer düzenli olarak migren atakları ve belirtileri yaşıyorsanız bunları kayıt etmekte fayda vardır. Baş ağrılarınızın ataklarının ve şiddetinin değiştiğini düşünüyorsanız mutlaka en kısa sürede nöroloji uzmanına görünmelisiniz.

Eğer aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız acil olarak bir doktora görünmelisiniz;

Gök gürültüsü gibi ani, şiddetli baş ağrısı

Ateş, ense sertliği, kafa karışıklığı, çift görme, uyuşukluk ya da konuşma bozukluğu

Özellikle bir kafa travması sonrası gelişen baş ağrısında kötüleşme

Öksürük, efor, ıkınma veya ani bir hareketten sonra gelişen bir baş ağrısı

50 yaş üstünde yeni başlayan baş ağrısı,

🔵 MİGRENİN NEDENLERİ!

Migren; sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte genetik veya çevresel faktörlerinde rol oynadığı bilinmektedir. Atakların ortaya çıkmasında, serotonin de dahil olmak üzere beyin kimyasallarında yaşanan dengesizliklerin neden olduğu düşünülmektedir.

Migren atakları sırasında beyin zarlarında (meninks) ağrıyı ortaya çıkaran bazı kimyasallar salgılanır ve bu da migren ağrısının ortaya çıkamasına yol neden olur. Kalsitonin gen-ilişkili peptid (CGRP), migren ağrısında rol oynayan önemli kimyasal ileticilerden birisidir.

MİGRENİN TETİKLEYİCİLERİ ..!

Migren ataklarını tetikleyebilen bir çok unsur vardır:

Kadınların yaşamış olduğu hormonal değişiklikler sebebiyle migren ataklarının ortaya çıkması kolaylaşır. Östrojen dalgalanmaları birçok kadının baş ağrılarını tetikleyebilir. Migren öyküsü olan kadınların, östrojen seviyesinde bir azalma yaşandığında adet öncesi ya da devamında baş ağrısı yaşayabilirler. Hamilelik veya menopoza girme dönemi migrenin ortaya çıkmasına neden olabileceği gibi, var olan migren ataklarının seyrini değiştirebilir.

Oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) ve hormon replasman (yerine koyma) tedavisi gibi hormon ilaçlar da migrenin seyrini kötüleştirebilir.

Bazı gıda maddeleri; eskimiş peynir, tuzlu ve işlenmiş gıdalar migreni tetikleyebilir. Birçok yiyecekte bulunan tatlandırıcı aspartam ve koruyucu monosodyum glutamatın, migreni tetikleyebildiği bilinir.

Yemek düzeninin değişmesi öerneğin; öğün atlamak ya da aşırı yemek de migren atağının ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.

İçecekler; Alkol, özellikle şarap ve yüksek kafeinli içecekler migreni tetikleyebilir.

Stres, migren ataklarında önemli bir rol oynar. İşte veya ev hayatında yaşanan stres sık migren ataklarının nedenlerinden olabilir.

Yüksek sesler, parlak ışıklar ya da güneş ışığına maruz kalmak migren atağını başlatabilirler. Bazı koku çeşitleri önerğin; parfüm de dahil olmak üzere, tiner, sigara dumanı gibi bazı kokular migren atağını tetikleyebilir.

Uyku ve uyanıklık düzenindeki değişiklikler de migrenin bilinen tetikleyicilerindendir. Uykusuzluk, aşırı uyku, uyku kalitesindeki bozulmalar ve jet lag gibi durumlar migren atağının sıklaşmasına ya da ortaya çıkmasına neden olabilir.

Cinsel aktivite ya da yoğun fiziksel efor migren ataklarını ortaya çıkabilir.

Çevredeki havai basınç veya barometrikdeğişiklikler migreni tetikleyebilir.

İlaçlar; nitrogliserin gibi vazodilatörler (damar genişleticiler) veya oral kontraseptifler (doğum kontrol hapları) migreni kötüleştirebilir..

RİSK FAKTÖRLERİ ..!

Aşağıda nedenler, kişide migren ortaya çıkma riskini arttırabilir:

Eğer migrenli bir aile üyesi varsa, kişide migren gelişme ihtimali artar.

Migren, herhangi bir yaş döneminde ortaya çıkabilir. Ergenlik dönemiyle birlikte hormonal değişiklikler migrenin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Ancak migren atakları genellikle 20-30 yaş aralığında başlar. Takip eden yıllarda yavaş yavaş migren ataklarının şiddet ve sıklığında azalma görülebilir.

Kadınlarda migren, erkeklere oranla daha sık görülür. Çocukluk döneminde migren sıklığı erkeklerde daha fazladır, ancak ergenlik dönemi ve sonrasında kızlarda görülme sıklığı erkeklere oranla belirgin olarak artış gösterir.

Migrenli kişilerde, baş ağrısı adet döneminin hemen öncesinde veya başlangıcından sonra ortaya çıkabilir..

Hamilelik veya menopoz sırasında da migrenin karakteri, görülme sıklığı değişebilir. Migren genellikle menopoz sonrasında geçer. Bazı kadınlar migren ataklarının gebelik sırasında başladığını ya da kötüleştiğini söyleyebilir. Birçok migren hastasında, gebelik sürecinde migren atakları görülmez. Ancak migren genellikle doğum sonrası dönemde yeniden ortaya çıkar.

🔵 MİGRENİN NEDEN OLABİLECEĞİ İSTENMEYEN SONUÇLAR!

Bazen migren ağrısını kontrol etmeye çalışmak farklı sorunların oluşmasına neden olabilir;

Mide ve bağırsak hastalıkları: Bazı yüksek doz veya uzun bir süre alınan ağrı kesiciler, özellikle karın ağrısı, kanama, gastrit, ülser gibi mide ya da bağırsak hastalıklarına sebep olabilir.

Aşırı ilaç kullanımı sonucunda baş ağrısı: Son üç ay içerisinde ayda on günden fazla yüksek doz reçeteli veya reçetesiz ilaç almak ciddi, hiç geçmeyen, sürekli olabilen ilaç aşırı kullanım baş ağrısına neden olabilir.

Aşırı ilaç kullanımı baş ağrısı, ilaçların ağrı giderici özelliklerini kaybetmesi ve kendileri baş ağrısına neden olmaya başladıklarında ortaya çıkar. Bu kısır döngü daha fazla ağrı kesici kullanmayı gerektirebilir. Ancak bu da ağrıyı gidermemekle birlikte sadece baş ağrısının daha da kronik hale gelmesine sebep olacaktır.

Serotonin sendromu: Serotonin sendromu nadir fakat potansiyel olarak yaşamı tehdit eden vücudun aşırı serotonine maruz kalmasıdır. Serotonin sendromu açısından dikkatli olunmalı ve ilaçlar doctor kontrolünde kullanılmalıdır.

Kronik migren: Migren atakları süreğen hale gelebilir. Son üç ayda içerisinde ayda 15 gün veya daha fazla ağrılı gün sayısı olan kişilerin kronik migren açısından nöroloji uzmanı ile görüşmeleri önerilir.

Migren statusu: Migren atağı tedavi edilmezse veya yetersiz tedavi edildiği durumda 4 ila 72 saat sürebilir. Üç günden uzun süren şiddetli migren atakları “migren statusu” denilir.

İnfarkt (damar tıkanıklığı) olmadan inatçı aura: Genellikle aura denilen geçici nörolojik bozukluklar baş ağrısı başladıktan sonra geçer. Ancak bazen aura ağrı düzeldikten sonra da devam eder ve bir haftadan fazla sürebilir. İnatçı aura durumunda beyin mutlaka radyolojik olarak MR ile görüntülenmelidir ve beyinde doku hasarı veya başka herhangi bir sorun olmadığı teyid edilmelidir.

Migrenöz infarkt (beyin damar tıkanıklığı): Bir saatten daha uzun süren aura olduğu durumda olası beyin damar tıkanıklığı açısından bir nöroloji uzmanı ile görüşülmesi önerilir. Doktorunuz olası beyin damar tıkanıklığı ya da kanamasını dışlamak için beyin görüntülemesi isteyebilir.

TANI !

Migren klinik bir tanıdır. Hasta hekim görüşmesi sırasında nöroloji uzmanı tarafından herhangi bir ileri tetkik yapılmasına gerek olmadan tanı konulabilir. Migren özelliklerine uymayan alışılmadık, farklı özelliklerde ağrı olduğu durumlarda nöroloji uzmanı olası diğer nedenleri ekarte etmek için bir takım incelemeler yapabilir.

Laboratuvar testleri ve radyolojik incelemeler sonrasında migren dışında baş ağrısına neden olabilecek nedenler dışlanmış olur.

🔵 MİGREN NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Migren tedavisinde kullanılan ilaçlar, baş ağrısı atakları sırasında ağrıyı ortadan kaldırmada ya da eşlik eden bulantı, kusma gibi belirtileri durdurmada veya sık gelen baş ağrısı ataklarının sıklığını kontrol etmeye yardımcı olabilir. Migren tedavisine yönelik birçok ilaç mevcuttur.

Epilepsi, hipertansiyon, depresyon gibi başka hastalıkları tedavi etmek için kullanılan bazı ilaçların, aynı zamanda migreni önlemeye veya rahatlatmaya yardımcı olduğu bilinir. 

Migren tedavisinde için kullanılan ilaçlar iki geniş kategoriye ayrılır:

Ağrı giderici ilaçlar: Migren atakları sırasında alınır ve ağrıyı durdurmak için kullanılır.

Koruyucu tedavide kullanılan ilaçlar: Bu tür ilaçlar, migren ataklarının şiddetini veya sıklığını azaltmak için, günlük olarak, düzenli alınır.

Tedavi stratejisi kişinin baş ağrılarının sıklığına, şiddetine ve eşlik eden diğer tıbbi durumuna bağlıdır.

Hamile veya emziren migren hastalarında bazı ilaçların kullanımı bebek açısından uygun değildir. Bazı ilaçlar çocukların migren ataklarında kullanılmaz. Doktorunuz migren atağınız için size en uygun ilacı önerecektir.

KRONİK MİGREN TEDAVİSİ ..!

Kronik migren tanısı son üç ayda süresince ayda en az 15 gün ve üzerinde baş ağrısı olan, gün içinde ağrının en az 4 saat sürdüğü ve ayın en az sekiz gününde bu ağrıların migren tanı kriterlerini dolduracak özellikte olan hastalarda ve bir nöroloji uzmanı tarafından görüşme sırasında klinik olarak konulabilir.

Kronik migren toplumda % 1, 3 – 2, 4 oranında görülen, günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlılığa yol açan, kişinin işteki performansını ve aile hayatını etkileyen ciddi bir sağlık problemidir.

Kronik migren hastaları sıklıkla migren tedavi kılavuzlarında önerilen hemen hemen her ilacı denemiş, tedaviler yeterli sonuç vermediği için sürekli ve aşırı miktarda ağrı kesici kullanan ya da ilaçlardan mudunu kesmiş ve şiddetli ağrıyla yaşamanın yarattığı olumsuz psikolojik durumla baş etmek zorunda kalan, bu nedenle ruh sağlıkları da bozulma riski ile karşı karşıya olan kişilerdir.

SOĞUK HAVA VE MİGREN ..!

Soğuk havalar, migren ataklarınızı tetiklemeden önleminizi alın!

Migren hastaları sıklıkla hava değişimlerinin ağrılarını tetiklediğinden yakınır. Bu konuyla ilgili yapılan bilimsel nitelikli araştırmalar migren ile hava ilişkisini net olarak ortaya koyamamakla beraber, bir grup hastanın hava değişimlerinden etkilendiğini desteklemektedir.

Rüzgar, fırtına, aşırı parlak güneş ışığı, yüksek nem oranı, yüksek basınç oranı başlıca bilinen meterorolojik tetikleyicilerdir.

Meteorolojik tetikleyicilerden korunmak kolay değildir:

  • Bir ağrı günlüğü tutun. Hangi koşullarda ağrınızın tetiklendiğini belirlemeye çalışın
  • Sağlıklı beslenin, aç kalmayın
  • Bol su için
  • Düzenli egzersiz yapın
  • Uyku ritminizi aksatmayın, ne fazla ne da az uyuyun.
  • Stresinizi arttıracak ortamlardan uzaklaşın
  • Migren için önerilmiş tedavileriniz varsa, aksatmayın

Yağmurun yağmasını, yüksek hava basıncını önleyemezsiniz. Sizi rahatsız eden hava koşullarında mümkünse, dışarı çıkmayın. Hava çok güneşli ise kendinizi şapka ve gözlükle koruyabilirsiniz.

Bazen tek bir tetikleyici değil, ama birden fazla tetikleyici üst üste geldiğinde ağrı gelişir. Mesela rüzgarlı bir günde açsanız ve stresiniz yüksekse, migren ağrınızın tetiklenme olasılığı artar.

Ağrının sıklaşması durumunda mutlaka bir Nöroloji uzmanına tedavi olmak için başvurun. Unutmayın yoğun ağrı kesici almanız sadece mide ve böbreklerinize zarar vermez, aynı zamanda baş ağrılarının daha da sıklaşmasına yol açacaktır..

https://www.acibadem.com.tr/web-ve-tibbi-yayin-kurulu/

İLGİLİ HABER

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Verified by MonsterInsights