
🌐 HİNDU LİDERLER MAHATMA GANDİ VE CEVAHİRLAL NEHRU, ÜLKENİN BÖLÜNMEDEN MERKEZİ BİR YÖNETİMLE TÜM DİNLERİ KUCAKLAMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYORDU..!
🌐 Bağımsızlığın 75. yılında Hindistan: Sömürgeden dünya devi olmaya giden yol..!
✅ Yoksul bir sömürge nasıl dünya devi olma yoluna girdi?
✅ Dünyanın en kalabalık ülkesine sahip olacak yönetim hangi zorluklarla karşı karşıya?
✅ Pakistan ve Hindistan niye ve nasıl bölünmüştü?
Hindistan, 15 Ağustos 1947’de neredeyse 200 yıl süren Birleşik Krallık sömürgeciliğinden kurtulmasının 75. yıldönümünü kutluyor..
Delhi’deki tarihi Kızıl Kale’nin önünde halka seslenen Başbakan Narendra Modi, Hindistan’ı 25 yıl içinde gelişmiş ülke haline getirme sözü verdi..
- Başbakan Narendra Modi:
“Dünyanın Hindistan’a yönelik bakışı değişiyor. Hindistan umut veriyor ve bunun sebebi de 1 milyar 300 milyon Hintlinin becerileri. Hindistan’ın çeşitliliği bizim gücümüz. Demokrasinin anası olmak, Hindistan’ın yeni ufuklara yelken açma gücüne özünden sahip olmasını sağlıyor..”
Bağımsızlıktan bu yana en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olan Hindistan, dünyanın en zenginlerinden bazılarını da çıkardı. Birleşmiş Milletler’in tahminine göre yakında Çin’i geçerek en kalabalık ülke olacak..
Ancak toplumun önemli bir kısmının fakirlikle boğuştuğunu da unutmamak lazım.. Farklı bölgelerdeki farklı diller ve inançlar, çeşitlilik kadar çatışma kaynağı da olabiliyor..
🌐 BAĞIMSIZLIK VE BÖLÜNME..!
1946’da Britanya, Hindistan’ın bağımsızlığına onay vereceğini duyurdu. Hindistan’daki son Genel Vali Lord Mountbatten, bunun 15 Ağustos 1947’de olacağını söyledi. Yüzde 25’i Müslüman olan ülke nüfusunun geri kalanı Hindu, Sih, Budist veye diğer dinlerdendi.

✅ Britanya Hindistanı, 1947’nin 14 Ağustos’unu 15 Ağustos’a bağlayan gece resmen bağımsız olarak ikiye ayrıldı..
- Hintli akademisyen Navtej Purewal:
“Britanyalılar Hindistan’da halkı kategorilere ayırmak için dini kullanıyordu. Mesela yerel seçimlerde Müslüman ve Hinduları ayrı seçmen listelerine koyuyorlardı. Bazı koltuklar Müslüman politikacılara, bazılarıysa Hindulara ayrılmıştı”
Hindu liderler Mahatma Gandi ve Cevahirlal Nehru, ülkenin bölünmeden merkezi bir yönetimle tüm dinleri kucaklaması gerektiğini söylüyordu.
Muhammed Ali Cinnah liderliğindeki Müslümanlarsa Hinduların çoğunluğu oluşturacağı bir merkeziyetçi ülkenin kendilerine söz hakkı tanımayacağından korkarak bağımsızlık için çabalıyordu.
Bölünmeden sorumlu Sör Cyril Radcliffe, 1947’de haritayı önüne alarak Britanya Hindistanı’nı üçe böldü. Orta kısımda çoğunluğu oluşturan Hindular, kuzeybatı ve kuzeydoğudaki iki parçada da Müslümanlar egemenlik kuracaktı. Ancak ülkedeki nüfusun bu sınırlardaki kadar homojen dağılmaması, 15 milyon kişinin evini terk etmek zorunda kalmasına neden oldu.
1946’da Kalküta kentinde iki bin kişinin öldüğü tahmin edilen olaylarda görüldüğü gibi, pek çok yerde kanlı çatışmalar yaşandı. Bölgeleri kontrol etmek için harekete geçen gruplar, 200 bin ila iki milyon kişinin ölümüne neden oldu. On binlerce kadına tecavüz edildi.
Keşmir bölgesinin kontrolü, Hindistan ve Pakistan’ın hala çatışmasına neden olan bir sorun. İki ülke de bu bölgenin farklı kısımlarını kontrol ediyor. 1947-1948, 1965 ve 1999’da savaşa varan çatışmalar yaşandı.
Halkın çoğunlukla Bengalce konuştuğu Bangladeş, Urducanın hakim olduğu Pakistan’dan bağımsızlığını ilan etmek için 1971’de harekete geçtiğinde, Hindistan’ın desteğini aldı.
Şimdi Pakistan nüfusunun yalnızca yüzde ikisi Hindu. Hindistan’ın da yüzde 15’ine yakınının Müslüman olduğu tahmin ediliyor. Pek çok siyaset bilimi uzmanı, bu durumun Hindistan’ın Hindu milliyetçiliğine, Pakistan’ın da İslam’a daha fazla tutunmasına ve bu coğrafyalarda çok kültürlülüğün darbe olmasına neden olduğu yorumunu yapıyor..
🌐 EKONOMİK GÜCÜN YÜKSELİŞİ..!
Bağımsızlığın ve bölünmenin beraberinde getirdiği kanlı çatışmaların ardından Hindistan, yoksullukla da baş başaydı.
İngilizler yönetimden ayrıldığında ortalama yaşam süresi erkekler için 37, kadınlarda 36’ydı ve nüfusun yalnızca yüzde 12’si okuma yazma biliyordu. Şimdi ortalama 70 yıl yaşaması beklenen Hintlilerde okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 74, kadınlardaysa yüzde 65 oldu.
Başlangıçta gayrisafi yurt içi hasılası 20 milyar dolar civarında olan ülke şimdi 3 trilyon dolarlık ekonomiye sahip. Dünyanın en büyük beşinci ekonomisine sahip Hindistan, en hızlı büyüyen yerlerden biri. Dünya Bankası, düşük gelirli ülkenin artık orta gelirli olduğunu da ilan etti.
Google’ın başındaki Sundar Pichai, Microsoft CEO’su Satya Nadella ve Twitter’ın patronu Parag Agrawal, ülke dışına çıkan vatandaşların ne kadar önemli pozisyona gelebildiğini gösteren başlıca örneklerden.
1990’lardaki borç krizinin ardından yapılan reformlarla birlikte ABD, Japonya ve diğer Asya ülkelerinden gelen yatırımlar, Bangalor’un “Hindistan’ın Silikon Vadisi” olmasını sağladı.
Korumacı devlet politikalarından liberalizme kayan ekonomi, yüzü aşkın dolar milyarderi yarattı. Ancak bu durumu eleştirenler, en zengin yüzde 10’luk kesimin toplam servetin yüzde 80’ini kontrol ettiğini vurgulayarak, milyarderlerin sömürgecilik bitse de eşitsizliğin büyüdüğünü gösterdiğini söylüyor.
Jeopolitik durum ve askeri harcama
Başbakan Modi, törenlerde ülkenin geleceğine dair iyimser bir tablo çizdi (Reuters)
Soğuk Savaş’ta ne ABD’den ne de Sovyetler Birliği’nden taraf olan Hindistan, şimdi de Çin’e karşı birlik için Washington’ın baskısıyla karşı karşıya.
Yeni Delhi yönetiminin de Çin’in artan gücünden rahatsız olması için geçerli sebepler var.
Himalayalardaki tartışmalı sınırda Çin güçleriyle çatışan Hint güçlerinden 20’si 2020 haziranında ölmüştü. Ekimde ABD ve Hindistan bu sınırdan yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta ortak askeri tatbikat düzenleyecek.
Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QSD) ya da “QUAD” olarak bilinen; ABD, Avustralya, Hindistan ve Japonya arasında 2007’de başlatılan diyalog forumu, 2017’de “dörtlü ittifak” haline dönüştürüldü.
Kendisi gibi nükleer silaha sahip Pakistan ve Çin, Hindistan’ın daha fazla askeri harcama yapmasına neden oluyor. 1947’de 12 milyon dolarlık askeri harcama yapan ülke, 2021’de bu miktarı 76,6 milyar dolara yükseltti. Böylece Çin ve Hindistan’ın ardından en fazla savunma bütçesine sahip üçüncü ülke oldu.
🌐 Dünya sahnesindeki hedefler..!

Hindistan’ı “uzayın sessiz süper gücü” olarak tanımlayanlar var (ISRO)
Yeni Delhi yönetimi spor, kültür ve uzayda da iddialı. 2017’de tek bir görevde 104 uyduyu birden fırlatarak dünya rekoru kıran Hindistan, 2019’da da kendi uydularından birini düşürerek gövde gösterisi yaptı. Başbakan Modi, bu kapasiteye sahip dört ülkeden biri olduklarını dünyaya gösterdi.
Aynı yıl, Ay’a uzay aracı indirilmeye çalışılsa da başarısız olundu. Geçen sene uzay programına 2 milyar dolar ayıran Hindistan, bu konudaki ciddiyetini ortaya koyuyor. 2023’te ilk insanlı uzay görevini gerçekleştirmesi bekleniyor.
2007’de başlatılan Hindistan Premier Ligi, maç başı değere bakıldığı zaman dünyanın en değerli ikinci spor ligi oldu. Yayın hakları, haziranda 6,2 milyar dolara satıldı. İngiltere futbolunun Premier Lig’ini geçen bu kriket turnuvası, şu anda yalnızca ABD’de Amerikan futbolu oynanan NFL’in arkasında.
Dünyaca meşhur Bollywood, Hindistan’ın milyar dolarlık sinema endüstrisiyle de iddialı olduğunu gösteriyor.
🌐 Sorunlar ve gelecek ..!

Hindistan’daki bağımsızlık kutlamalarında kadınlar da ön planda yer alıyor (AFP)
Bütün bu umut vadeden başarılara rağmen ülkedeki yoksulluk derin bir sorun. Dünya Bankası rakamlarına göre 2017 itibarıyla ülkede yaşayan yaklaşık 1 milyar 300 milyon kişinin yüzde 60’ına yakını günde 3,10 dolardan (yaklaşık 55 TL) daha az bir parayla geçiniyor..
Kadınlara yönelik ayrımcılığın yaygın görüldüğü Hindistan’da tecavüz ve şiddet haberleri sıklıkla dünya basınında manşet oluyor. Her 16 dakikada bir kadına tecavüz edildiği tahmin ediliyor. Hukuk sisteminin pek çok vakanın sümenaltı edilmesine neden olduğu bildiriliyor.
İklim krizinin en çok kendini hissettirdiği ülkelerden biri de Hindistan. Nisanda Yeni Delhi’de 7 gün üst üste 40 derecenin üstü görüldü.
Modi yönetimi, ülkedeki seküler iklimi ve demokrasiyi bozmakla suçlanıyor. Onun liderliğinde güç kazanan Hindu milliyetçiliği ve bu doğrultuda değişen kanunlar, ülkedeki 200 milyon Müslümanı korkutuyor. Bu ortamda cesaretlenen aşırılıkçı gruplar, açık açık Müslümanlara yönelik soykırım çağrısında bulunabiliyor.
Son yıllarda çok sayıda gazetecinin tutuklanması, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2022’deki Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde yer alan 180 ülke içerisinde Hindistan’ı 150. sıraya oturttu.

Independent Türkçe, CNN International, BBC, AA
🌐 PAKİSTAN VE HİNDİSTAN..!
🌐 İki ülke defalarca savaşa girdi ancak Keşmir sorunu hala çözülemedi..!
✅ Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan gerilimin mazisi 70 yıla dayanır. Bu gerilim, iki taraftan da milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. İki ülke defalarca savaşa girdi ancak Keşmir sorunu hala bir türlü çözülemedi..
🌐 İNGİLİZLER BÖLGEYİ BÖLEREK, BÖLGEDEN ÇIKTI..!
İngiliz hakimiyeti 15 Ağustos 1947’de sona erdi. Hindu çoğunluk Hindistan’da, Müslüman çoğunluk da Pakistan’da kalacak şekilde bölge ikiye bölündü..
Bu bölünmenin ardından Keşmir’in kontrolünün kimde kalacağı meselesi iki ülkenin üç defa büyük savaşa girmesine yol açtı..
Bölünme anlaşmasında, kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesi istenen Keşmir halkı, 1947’de Pakistan’la yola devam etmek istedi..
Keşmir Mihracesi (Prens) Hari Singh’in, Hindistan’la anlaşarak Keşmir Emirliği’nin kontrolünü Hindistan’a verdi ve ardından İngiltere’ye kaçtı. Gerilimin fitili böylece ateşlendi…
🌐 1. KEŞMİR SAVAŞI..!
Pakistan’la Hindistan arasındaki ilk savaş’ın tarihi 1947. Bu ilk savaşta binlerce kişi yaşamını yitirdi. Taraflardan herhangi biri üstünlük sağlayamadı..
BM devreye girdi ve 1 Ocak 1949’da Keşmir’de referandum şartıyla ateşkes sağlandı. Ateşkes, uzun sürmedi. Hindistan halk oylamasına izin vermedi. Pakistan da bölgedeki askerlerini çekmedi..
🌐 BM Güvenlik Konseyi, 1948’de aldığı bir kararla, ‘Keşmir’in geleceğine Keşmir halkı karar verir’ dedi ancak Hindistan buna yanaşmadı..!
Hindistan’ın kontrolündeki Cammu Keşmir bölgesinde 1951’de yapılan bir oylamada, bölge halkı Hindistan’la birleşme yönünde oy kullandı. Yeni Delhi, anlaşmanın referanduma gerek bırakmadığını öne sürdü. Pakistan ve BM ise Hindistan’ın argümanını kabul etmedi..
Söz konusu referandumun tüm Keşmir’i kapsaması gerektiği bildirildi..
Tarih 1953, Hindistan yanlısı birlikler, Başbakan Şeyh Abdullah’ı önce görevden aldı ardından da tutukladı..
Şeyh Abdullah, genel referanduma gidilmesinden yana görüş bildiriyordu. Şeyh Abdullah’ın yerine Hindistan yanlısı Cammu Keşmir hükümeti getirildi. Bu hükümet 1953’te Hindistan’a katılımı onayladı. 1957’de Cammu Keşmir hükümeti kendini Hindistan’ın bir parçası olarak tanımladı..
Tarih 1962, Çin, Pakistan’ın -dolaylı yoldan yaptığı- yardımıyla Keşmir’in doğu kısmını işgal etti. Bu işgal Çin’le Hindistan’ı karşı karşıya getirdi ve Çin’in lehine sonuçlandı. Bölge halen Çin’in kontrolü altında bulunuyor..
Çin, Keşmir meselesinde; Pakistan ve Hindistan ardından 3’üncü tarafı olarak sahneye girdi.
Tarih 1963, Pakistan, Keşmir’in Karakurum bölgesini Çin’e devretti..
🌐 2. KEŞMİR SAVAŞI..!
✅ Tarih 1965, Hindistan’la Pakistan arasındaki savaş yeniden başladı. Her iki taraf da çok ağır zayiat verdi, binlerce can kaybı yaşandı. Bu savaş, SSCB ile ABD’nin devreye girmesi ve Taşkent Deklarasyonu’nun imzalanmasıyla sona erdi..
🌐 Tarih 1971, Pakistan ile Hindistan tekrar bir savaşa girdi. Bu sefer sebep Keşmir değildir..!
Sınır anlaşmazlığı nedeniyle çıkan bu savaş sonucunda; Bangladeş bağımsızlığını kazandı, Hindistan ordusu, Pakistan topraklarına girdi. Bu savaş Hindistan lehine sonuçlandı. Tarih1972, savaş Simla Anlaşması ile son buldu. Fakat iki ülke arasındaki gerilim had safhaya çıktı.
Cammu Keşmir’deki Müslüman nüfus, kendilerine kapsamlı özerklik verilmesi halinde bağımsızlık referandumu talebinden vazgeçebileceğini
Hindistan hükümetine, teklif etti.
🌐 3. KEŞMİR SAVAŞI..!
Tarih 1984, Hindistan, Siachen Buzulu’nu ele geçirdi. Büyük güçler devreye girdi ve neticede savaşın eşiğinden dönüldü..
Tarih 1999, Hindistan ve Pakistan ordusu yeniden karşı karşıya geldi. Kargil Savaşı olarak isimlendirilen bu savaş da, Keşmir’in Kargil bölgesinde ağır çatışmalar yaşandı. Pakistan, savaşın kendi lehine sonuçlandığını duyurdu..
🌐 İki ülkenin askeri gücü..!
✅ Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü;
-Hindistan 2018’de orduya 58 milyar dolarlık bütçe ayırdı.
-Silah altında (muvazzaf) 1,4 milyon askeri bulunuyor. (Bu rakama Keşmir dahil değil)
✅ Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü;
-Pakistan 2018’de 11 milyar dolarlık askeri harcama yaptı.
-Pakistan 1993 – 2006 yılları arasında yıllık harcamaların yüzde 20’si ordunun harcamalarına ayrıldı.
-İki ülke de nükleer başlık taşıma kapasitesine haiz balistik füzelere sahip.
✅ Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi:
-Hindistan’ın, 3 ile 5 bin km menzil arasında değişen dokuz çeşit operasyonel füzesi bulunuyor.
-Pakistan’ın elindeki füzeler 2 bin kilometre menzile sahip ve Hindistan’ın herhangi bir noktasını vurma kapasitesine sahip.
-Pakistan; envanterimde taktik nükleer silah kabiliyetine sahip füzeler bulunuyor. Söz konusu silahlar, daha küçük çaplı nükleer savaş başlıkları ve menzili 50 ile 100 kilometre arasında değişen kısa mesafeli füze saldırılarına karşı caydırıcı güç amacıyla hazır bekletiliyor.
✅ Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI);
-Hindistan 130 nükleer savaş başlığına sahip.
-Pakistan’ın elindeki nükleer başlık sayısı 150.
✅ Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IISS);
-Hindistan’ın 3 bin 565 tankı, 3 bin 100 piyade savaş aracı, 336 zırhlı personel taşıyıcısı, 9 bin 719 adet topçu gücü var..
-Pakistan’ın 560 bin askeri var. Ordusunun elinde 2 bin 606 tank, bin 605 zırhlı personel taşıyıcı ve 375’i kendinden güdümlü olmak üzere 4 bin 472 havan topçu silahı bulunuyor.
-Hindistan Hava Kuvvetleri, 814 savaş uçağına sahip. 127 bin hava kuvvetleri askeri personeli bulunuyor. Hindistan, hava gücünü, Çin ve Pakistan’a aynı anda karşı koyabilme kabiliyeti üzerine inşa ediyor.
-Pakistan’ın hava gücü; Çin menşeli F-7PG ve Amerikan F-16 jetleri dahil 425 savaş uçağı mevcut. Hava gücünü modernize eden Pakistan, bu bağlamda Türkiye’den sık sık askeri alımlarda bulunuyor.
-Hindistan donanması; bir uçak gemisi, 16 denizaltı, 14 destroyer, 13 fırkateyn, 106 tam teşekküllü devriye ve sahil güvenlik savaş teknesi ile 75 muharebe yeteneğine sahip uçaktan oluşuyor.
-Pakistan donanması; 9 fırkateyn, 8 denizaltı, 17 sahil güvenlik ve devriye gemisi ve 8 muharebe yeteneğine sahip uçağı var.