GÜNDEM

İçişleri Bakanı, İslamcı Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis müdahalesi hakkında açıklama yaptı

.

Süleyman Soylu’dan ‘Kuytulcular’ açıklaması: Soruşturma başlatıldı..!
“İslamcı Furkan Vakfı üyelerinin Adana’da yaptıkları eyleme polisin sert müdahale ettiği iddia edilmişti..!”

İddialar hakkında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, orantısız güç kullanıldığını ifade ederek, soruşturma başlatıldığını açıkladı..

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adana’da İslamcı Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis müdahalesi hakkında açıklama yaptı..

Soylu, “Orantısız güç uygulamak, bizim yöntemimiz olmamalı idi” dedi ve soruşturma başlatıldığını açıkladı..

“SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTIR..!”
  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:

Yıllardır her hafta yasa dışı gösteri yapan ‘Kuytulcu’lar, tüm uyarılara rağmen bugün Adana’da nevruz ile eş zamanlı yasa dışı gösteri yapmışlardır.

Kuytulcuların uzun zamandır tüm tahrik, hakaret ve istismarlarına güvenlik güçlerimiz hep sabırla orantıyla mukabele etmişlerdir.

Ancak bugün, tüm tahrik, hakaret ve istismara rağmen orantısız güç uygulamak, bizim yöntemimiz olmamalı idi.

Adana Valiliğimizce, gerekli soruşturma başlatılmıştır.

İş insanı: “Beni, Furkan Vakfı ve kurucusu Alparslan Kuytul’un talimatıyla kaçırdılar!”
“KAÇIRILAN İŞ İNSANI, KAPATILAN FURKAN VAKFI BAŞKANI ALPARSLAN KUYTUL’U SUÇLADI!”

“Adana’da kaçırıldıktan 13 gün sonra serbest bırakılan Koray Sarısaçlı, kendisini kaçıran kişilerin Alparslan Kuytul’un talimatıyla hareket ettiğini ileri sürdü.”

Adana’da maskeli 4 kişi tarafından kaçırılan ve 13 gün sonra serbest bırakılan iş insanı Koray Sarısaçlı (46), kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nın kurucusu Alparslan Kuytul’un talimatıyla kaçırıldığını öne sürdü..

İlk ifadesinde şüphelileri tanımıdğını söyleyen ikinci ifadesinde ise Furkan Vakfı’nı suçlayan Sarısaçlı:

“Farklı günlerde toplamda 7 milyon dolarlık senet imzalamam karşılığında beni serbest bıraktılar.. Gördüğüm işkenceleri söylememem için beni video kaydına aldılar.. Gözlerim kapalı işkence yapıyorlardı..” dedi. 

İŞ İNSANI: 

Koray Sarısaçlı

İktidara yönelik eleştirilerinin ardından terör operasyonuyla tutuklanan Alparslan Kuytul 22 ay cezaevinde kaldıktan sonra beraat etmişti.. 

Olay, 8 Eylül günü saat 17.30 sıralarında, Seyhan ilçesi Yeşilyurt Mahallesi’nde meydana geldi..

İş yerinden çıkan iş insanı Koray Sarısaçlı, yüzünü bez parçasıyla gizlemiş, eldivenli kişilerce otomobile bindirilerek kaçırıldı.. Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, otomobilin plakasının söküldüğünü ve içinde 4 kişinin bulunduğunu belirledi..

Olayın öncesine ait 200’e yakın görüntüyü mercek altına alan ekipler, şüphelilerYusuf Tapan (33), Haydar Akoraler (39), Rıdvan Taş (31) ile Erol Ardıç (34) olduğunu ve aracın da bölgede birkaç tur attığını tespit etti..

Polis, araştırmasında Koray Sarısaçlı’nın eski eşi Asuman S. ve kızı R.S.’ye ait 70 milyon TL değerinde çok sayıda arsa, iş yeri ve laboratuvarın satış vekaletinin farklı tarihlerde şüphelilerden Yusuf Tapan’a verildiğini tespit etti..

Söz konusu iş yerlerinden birinin satış vekaletinin geçen ay yine Yusuf Tapan’a verildiği, sonrasında Koray Sarısaçlı ile eski eşi Asuman S.’nin notere giderek vekaletin iptalini sağladığı belirtildi..

Olaydan sonra kaçan şüphelilerden Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ile aracın sahibi Erdal Ergül, eş zamanlı baskınlarla yakalandı..

Adreslerinde bulunmayan Rıdvan Taş ile Erol Ardıç ile yardım ettiği belirlenen Emrah Taş’ın yakalanması için çalışma başlatıldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilip serbest bırakılan Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ile aracın sahibi Erdal Ergül, savcılığın üst mahkemeye itirazıyla yeniden gözaltına alındı..

Mahkemeye çıkarılan Yusuf Tapan ile Haydar Akoralel ‘cebir, şiddet veya hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan tutuklandı, Erdal Ergül ise serbest bırakıldı.

Ailesinin işkence gördüğünden endişelendiği Koray Sarısaçlı ise 21 Eylül gecesi evine döndü.. Savcılığa ifade veren Sarısaçlı, kendisini kaçırıp para isteyen kişileri tanımadığını, yüzlerini görmediğini söyledi.. İşkence gördüğünü öne süren Sarısaçlı, parasının olmadığını anlayınca kaçıranların kendisini serbest bıraktığını belirtti..

Öte yandan firari şüphelilerden Rıdvan Taş’ın, kendi aracını Erdal Ergül’e verip, olayda kullanılan aracı aldığı görüntüler ortaya çıktı..

Görüntülerde tokalaşıp, bir süre sohbet eden ikilinin, Rıdvan Taş’ın aracının bagajından aldığı 2 çantayı Erdal Ergül’ün otomobiline yüklediği görüldü.. Daha sonra araçlara binerek bölgeden ayrılan ikiliden Rıdvan Taş’ın, Alparslan Türkeş Bulvarı’nda otomobili yol kenarına çekip, ön ve arka plakaları söktüğü anlar da güvenlik kamerasına yansıdı..

Bu görüntülerin ortaya çıkması üzerine Erdal Ergül, yeniden gözaltına alınıp, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı..

Aranan şüphelilerden Emrah Taş da bir süre sonra gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Polis ekiplerinin, Rıdvan Taş ve Erol Ardıç’ın yakalanması için çalışmalarına devam ettiği bildirildi..

SAVCILIĞA GİDİP İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

İlk ifadesinde kendisini kaçıranları tanımadığını söyleyen ​Koray Sarısaçlı, 9 Kasım’da savcılığa giderek Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nın kurucusu Alparslan Kuytul ile vakıf çalışanlarının kendisini kaçırdığı yönünde ifade verdi..

Alparslan Kuytul’un talimatlarıyla kaçırıldığını ve mal varlığına el koyulmaya çalışıldığını iddia eden Sarısaçlı, konuşmaması için ailesiyle tehdit edildiğini öne sürdü. 

Basın mensuplarına yaşadıklarını anlatan Koray Sarısaçlı, kaçırılmadan birkaç gün önce takip edildiğinin farkında olduğunu belirtti..

  • Koray Sarısaçlı:

“Olay günü otomobile bindirilip kaçırmaya çalıştıklarında arabanın içinde kafama sopalarla vurup, elektroşok verdiler.. Beni inşaat halindeki bir yere götürüp, günlerce işkenceye devam ettiler..

13 gün boyunca Alparslan Kuytul’dan gelen emirleri uyguladılar.. Kemiklerim kırık olmasına rağmen vurmaya devam ettiler.. Farklı günlerde toplamda 7 milyon dolarlık senet imzalamam karşılığında beni serbest bıraktılar.. Gördüğüm işkenceleri söylememem için beni video kaydına aldılar. Gözlerim kapalı işkence yapıyorlardı..” dedi. 

  • Vakfa farklı zamanlarda para verdiğini anlatan Sarısaçlı:

“Derneğe çağırdıklarında gitmediğimde, ‘Bugün gelmedin, 4 milyon TL para vereceksin. Yanında çalışan kişi de gelmedi. Onun için de 3 milyon vereceksin’ gibi cezalar kesiyorlardı. 8 milyon laboratuvar için 4 milyon TL de çiftlik için para aldılar” diye konuştu..

Serbest bırakıldıktan sonra yaşadıklarını anlatmaması için tehdit edildiğini ve vakıftaki kişilerin hiç yanından ayrılmadığını öne sürdü. .

  • Koray Sarısaçlı:

“Kendi avukatlarımla irtibata geçmememi söylediler. Savcının odasına kadar derneğin gönderdiği avukatlar beraber geldi.. Ölüm korkusundan bir şey yapamadım.. İşlerin daha da karışacağını anladığım için savcılığa giderek ifademi değiştirdim..” dedi.

Kaçırıldıktan sonra Alparslan Kuytul’un yanına götürüldüğünü de iddia etti..

  • Sarısaçlı:

“Devir işlemleri için vekalet vermemle ilgili talimat verdi.. Notere giderek vekalet verdim.. Senetler ve vekalet ile ilgili savcılığı bilgilendirdik. Hukuki süreci başlattık..” diye konuştu.

Duvar

NE OLMUŞTU?

ALPARSLAN KUYTUL: “İSRAİL’İN HER RAMAZANDA YAPTIĞI GİBİ TÜRKİYE’DEKİ İSLAM DÜŞMANI KOMİTE DE ÖZELLİKLE RAMAZANDA ZULÜM YAPIYOR”
“Furkan Vakfı Kurucusu Alparslan Kuytul, Erdoğan’ın operasyondan haberi olduğunu düşünmediğini söyledi..!”

Kuytul, içki satış yasağını da eleştirerek, “Pandemiyle ne ilgisi var bunun?” dedi

ALPARSLAN KUYTUL: “BİZ İTİKAFA GİRECEĞİZ BUNUN KAVGASINI VERECEĞİZ”

“Tam kapanma” sürecinde camilerde vakit namazlarına izin verileceği ancak teravih namazı ile diğer ibadethanelere kısıtlamalar kapsamında izin verilmeyeceği duyurulmuştu.

Yasağa karşı çıkan Kuytul, geçen günlerde yaptığı açıklamada yasağa karşı çıkarak “Biz itikafa gireceğiz bunun kavgasını vereceğiz. Tüm şehirlerde arkadaşlarımız itikafa girecek. Gerekirse polis de gelsin zorla camiden çıkartsın” demişti.

İtikaf, ramazanda bir camide belli bir süre kapanarak ‘kendini ibadet etmeye adama ve dünya işlerinden uzak durma’ anlamına geliyor.

Sokağa çıkma yasakları sürecinde itikafı nasıl yapacakları merak konusu olan Furkan Vakfı üyeleri önce 2 Mayıs Pazar günü Gaziantep’te 3 camide toplandı.

Camilerde toplanan 76 kişiye müdahale edildi. Cami içindekilere biber gazıyla yapılan müdahale edilmesi tepkilere neden oldu.

Gaziantep’ten bir gün sonra da aralarında Kuytul’un da olduğu bir grubun Adana’da bazı camilerde bir araya gelmesi üzerine buralara da müdahale edildi. Kuytul’un da olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Emniyet’teki sorgusunun ardından sulh ceza hakimliğine sevk edilen Alparslan Kuytul, adli kontrol şartıyla serbest kaldı.

Gözaltında bulunduğu süre içerisinde gerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan gerekse Cübbeli Ahmet olarak bilinen İsmailağa Cemaati ileri gelenlerinden Ahmet Mahmut Ünlü’den Kuytul’a yönelik sert eleştiriler geldi.

Ahmet Mahmut Ünlü, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Camide provokasyon yapanlar Furkan Vakfı üyeleridir ki bunlar hem FETÖ ile hem PKK ile iç içe olan ve vatanımızı bölmek için uğraşan adamlardır” iddiasında bulundu.

Soylu ise katıldığı bir programda Kuytul ile ilgili olarak “Bu adam Türkiye düşmanlığının sözcüsüdür. Zihniyetinin ne olduğu, dini istismar ettiği, provokasyon yaptığı ve bir Türkiye düşmanlığı olduğu belli” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Kuytul’a gözaltında polis sorgusunda sivil itaatsizlik peşinde olup olmadığının sorulduğu da iddia edildi.

Sosyal medyada bazı kişiler de sokağa çıkma yasağı sürerken, kimse itikaf ibadetinde ısrar etmezken, Kuytul ve cemaatinin neden itikaf ibadetine yöneldiğini sordu.

Kuytul, bu iddialara ne diyor?

Sokağa çıkma yasağında neden itikaf ibadeti için ısrar etti?

Provokasyon ve sivil itaatsizlik iddialarına ne diyor?

Soylu ve Cübbeli Ahmet’in eleştirileri hakkında ne düşünüyor?

itikaf1.jpg
Kuytul, sadece bu yıl değil, 20 yıldır itikafa girdiklerini söyledi / Fotoğraf: Furkan Vakfı/ cafemedyam

ALPARSLAN KUYTUL: “İTİKAFI 20 YILDIR YAPIYORUZ”

Salgın nedeniyle Türkiye’nin hiçbir yerinde itikafa girilmezken sizler niye bu kadar ısrar ettiniz? Süreç nasıl gelişti?

ALPARSLAN KUYTUL:

Bu ibadeti 20 yıldır yapıyoruz. Sadece bir şeylere tepki olarak yapıyor değiliz. ‘Hiç kimse girmezken bunlar neden girdi’ meselesine gelince. Bunu söyleyenler hiçbir zaman itikafa girmiş değiller. Türkiye’de kaç kişi bugüne kadar itikafa girmiş ki bu zamana kadar. Mevcut cemaat ve tarikatlar bile girmez itikafa. Belki şahıs olarak giren vardır ama ben bizden başka cemaat olarak giren toplu halde giren duymadım. Sanki daha önce giriyorlardı da bunlar pandeminden dolayı girmeme kararı aldılar. Bunlar hiçbir zaman girmiyorlardı. Biz her zaman giren insanlardık.

ALPARSLAN KUYTUL: “YAPTIĞIMIZIN SİVİL İTAATSİZLİKLE ZERRE İLGİSİ YOK”

Amacınız sivil itaatsizlik miydi? Provokasyon iddialarına ne diyorsunuz? Sivil itaatsizlik eylemlerine nasıl bakıyorsunuz?

ALPARSLAN KUYTUL:

Yaptığımız şeyin sivil itaatsizlikle zerre kadar bir ilgisi yok. Yaptığımız şey kulluktur, ibadettir. Bir kenara çekilmişiz, dört duvarın arasında bir camide kimse görmüyor, etmiyor, oturmuşuz Kur’an okuyoruz. Bunun neresi sivil itaatsizlik. Sivil itaatsizlik, provokasyon gibi şeyler herkesin göreceği yerde meydanlarda yapılır. Dört duvarın arasında yapılmaz. İkincisi Kur’an okuyarak, ibadet yapılarak yapılmaz. Eğer bir insan kötü niyetliyse meydanlarda yapar. Dört duvar arasında yapmaz.

tahliye.jpg
Alparslan Kuytul, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı / Fotoğraf: Furkan Vakfı/ cafemedyam

“KAPIMDA SÜREKLİ POLİS VAR”

Sokağa çıkma yasağına uymadığınız için müdahale edilmiş olabilir mi?

ALPARSLAN KUYTUL:

Sokağa çıkma yasağında evde olduğumu onlar da biliyor. Benim kapımda sürekli polis var. Benim evden çıkmadığımı görüyor. Son zamanlarda birkaç kere çıktım. Furkan gergisinin başyazarıyım. Elimde belge var, çıkabiliyorum. Benim zaten çıkma hakkım var. Beni almaya gelen müdürlerde sizin sokağa çıkma yasağınız var, siz nasıl çıktınız demediler.

“SAVCININ HABERİ YOK DEDİ BU BİR İTİRAF. POLİS İSTEDİĞİNİ YAPIYOR..!”

Nasıl gözaltına alındınız?

ALPARSLAN KUYTUL:

İki müdür geldi. Üst kattaydım. ‘Alparslan Bey emniyete gidelim’ dediler. 22 camiden 450 kişi gözaltına alınıyor savcının haberi yok. Türkiye’nin geldiği nokta. Bizzat sordum. Savcı ‘haberim yok’ dedi, bu bir itiraf. Polis bakanlıktan veya siyah gözlüklülerden talimat alıyor zulmediyor, kanunsuz iş yapıyor. Ondan sonra kılıfına uydurmak için savcıya götürüyor. Savcı mecburen imza atıyor. Gözaltı yapıyorsunuz evrak gösterin dedim. Polis devleti olmuşuz, polis istediğini yapıyor. Baktım bunlar kafaya koymuşlar kalktım yürüdüm.

“Cami işgal eden şerefsizdir..!”

Sorguda neler soruldu?

ALPARSLAN KUYTUL:

Aşağı yukarı 25 tane soru soruldu. Hepsinin başlangıcı aynı. O satırlarda şu söylenmiyor. Cami işgali ve sivil itaatsizlik. Her sorunun başında bu iki kelime mutlaka var. Ben orada da söyledim. Cami işgali yapan şerefsizdir dedim. Bu kadar ağır ifadeyle söyledim. Cami Allah’ın evidir. Kimsenin babasının malı değildir. Bütün Müslümanların ortak değeridir. Cami işgal etmeye çalışan şerefsizdir. Eğer cami işgali diye bir şey yoksa bu iftirayı atanlar da şerefsizdir. İşgal nedir bir yere hakim olma faaliyetidir. Biz oraya hakim olmaya mı çalışmışız? İtikaf bitince evimize gidiyoruz. 20 yıldır itikaf yapıyoruz. Ne zaman el koymuşuz? Cami benim babamın evi mi? 

camideoperasyon.jpeg
Camide yapılan müdahale eleştirilere neden oldu/ cafemedyam

“Antep’te postallarla camiye girdiler..!”

Sosyal medyada kimi kişilerin İsrail polisinin Mescidi Aksa’ya yaptığı baskınla, sizin itikaf yaptığınız camiye polislerin girmesi arasında benzerlik kurmaya çalışmasına ne diyorsunuz?

ALPARSLAN KUYTUL:

Şurada benzerlik var: Türkiye tamamen İsrail’dir şeklinde benzerlik doğru olmaz. O noktada İsrail ile benzerlik kurulması doğru olmaz. Devlet içindeki din düşmanı komite ramazan ayından nefret ediyor. O noktada İsrail’le aynılar. İsrail’de her ramazanda illa ki zulüm yapar. Ramazan ayında geçen sene teravihte bize zulüm yaptılar. Bu sene de itikafta yaptılar. Ramazan konusunda benzerlikleri var. Ben İsrail’in bile Kur’an okuyan insanlara gaz sıktığını, namaz kılan insanlara gaz sıktığını hatırlamıyorum. Caminin içine girip caminin içinde yaptığını hatırlamıyorum. İsrail ekseriyetle caminin çıkışında yapıyor. Camiden çıkmalarını bekliyor, ondan sonra yapıyor. Bunlar caminin içine postallarıyla giriyor. Antep’te postallarıyla girdiler, bunu tüm Türkiye görünce bizimkinde her halde postal yoktu. Ben görmedim, hatırlamıyorum, iftira olmasın. Buradaki (Adana) olaylarda telefonlarda toplandığı için elimizde görüntü yok. Postallarla girdiler diyemem buradaki olaylarda ama Antep’te postallarla girdiler. İsrail’in, her ramazanda yaptığı gibi Türkiye’deki İslam düşmanı komite de özellikle ramazanda kötülük yapıyor. Bu benim tespitimin doğru olduğunu gösteriyor. Ben bu din düşmanı komitenin ramazanı sönük geçirmek istediğini geçen ramazanda anladım.

mahya.jpg
Kuytul, pandemi bahane edilerek ramazan ayının sönükleştirilmeye çalışıldığını öne sürdü / Fotoğraf: AA / cafemedyam


ALPARSLANKUYTUL: “İSLAM KARŞITI KOMİTENİN TÜRKİYE’DE İPLERİ ELİNE ALDIĞINI GÖRÜYORUM”

ALPARSLAN KUYTUL:

Ben açıkça Türkiye’de İslam karşıtı komitenin Türkiye’de ipleri eline aldığını görüyorum. Ramazanı sönük geçirmeye çalıştıklarını görüyorum. Mahyalardaki ışıkları bile çalıştırmıyorlar. O mahyalar boş duruyor. Hoş geldin ramazan yazıları bile yok. Ramazandan önce sokağa çıkma yasağı 21.00’dı, Ramazan gelince 19.00’a alındı, iftar yapılmasın diye. Bir güç var Türkiye’de. O güç İslam düşmanı bir güç. Bu güç iktidara da baskı yapıyor. Ellerinde dosyalar var, o dosyaları hükümetin önüne koyuyorlar istediklerini yapıyorlar. Yoksa normalde ben hükümetin iftarı, teravihi yasaklamak istediğini zannetmiyorum. Hükümette birçok insanın bu şekilde düşündüğüne inanmıyorum ama o İslam düşmanı güçler aslında baskı yapıyorlar. Herhalde ellerinde çok tehlikeli dosyalar var, şantajlar yapabiliyorlar tehditlerde bulunuyorlar. Ben buna karşı mücadele ediyorum. Hem o ibadeti yapıyorum hem de pandemi bahane edilerek ramazanın sönük geçirilmesine karşı mücadele ediyorum.

Erdoğan’ın din düşmanı dediğiniz bu yapıdan haberi var mı?

ALPARSLAN KUYTUL:

Erdoğan, o komiteyi benden çok iyi bilir. O komitenin önde gelenlerinden birisi Erdoğan’ın yolsuzluğuna dair elimden 38 tane dosya var diyen. Bizzat Erdoğan’ın yolsuzluk yaptığını söyleyen biri buna işlem yapılmadı.

“Ben bu işin Erdoğan’ın talimatıyla olduğuna inanmıyorum..!?”

Cumhurbaşkanının operasyondan bilgisi var mıdır?

ALPARSLAN KUYTUL:

Ben bu işin Erdoğan’ın talimatıyla olduğuna inanmıyorum şahsen. Erdoğan, ‘bu şekilde camiye girin demez’. Ben buna inanmıyorum. Bu İslam düşmanı komitenin yaptığı bir şey. Ramazan ayına düşmanlar. Çünkü ramazan 12 ay içinde dini duyguların coştuğu en güzel en etkili aydır. Ramazanın sönük geçmesini istiyorlar. Ramazan sönük geçerse geri kalan 11 ayda böyle devam eder. Ramazanın sönük geçmesini isteniyor. Bu bir plan. Pandemiyle ilgisi yok.

cübbeli.jpg
Cübbeli Ahmet adıyla bilinen Ahmet Mahmut Ünlü / Fotoğraf: Twitter/ cafemedyam


Devlet içinden bir güç Cübbeli Ahmet’e görev veriyor..!

Cübbeli Ahmet’in size yönelik suçlamalarına ne diyorsunuz?

ALPARSLAN KUYTUL:

Cübbeli Ahmet’in bir yerle bağlantılı olduğu kanaati oluştu bende. Cübbeli Ahmet’in daha evvel de böyle bir saygısızlığı olmuştu. Geçen sene ki teravih olayıyla ilgili konuşurken benimle ilgili ‘ajan mısın provokatör müsün?’ gibi ifadesi olmuştu. Bu sene de yine benzeri bir tweet atmış. Ne zaman bize bir saldırı olsa Cübbeli Ahmet’e bir yerden görev veriliyor. Devlet içinden bir güç Cübbeli Ahmet’e bir görev veriyor. Hocaya karşı hoca konuşturuluyor. Acaba neden böyle bir görevi kabul ediyor? Acaba Cübbeli Ahmet’le ilgili ellerinde çok videolar var, dosyalar var ondan dolayı mı?


ALPARSLAN KUYTUL: ‘KENDİLERİNİ ELEŞTİREN HERKESİ HAİN İLAN EDİYORLAR..!

 İçişleri Bakanı Soylu’nun sizle ilgili iddialarına ne diyorsunuz?

ALPARSLAN KUYTUL:

Ben Türkiye sevdalısı bir insanım. Bana iftira atmasın. Ben bugüne kadar 40 yıldır İslam’a milletime hizmet ediyorum. Bugüne kadar Türkiye düşmanlarının hangisiyle ittifak etmişim. Bunu bana göstersin. Bunlar diyor ki bizi eleştiren Türkiye düşmanlarına yardım ediyordur. Mantık bu bunlarda. Siz bunları eleştirirseniz Türkiye düşmanlarının işine gelirmiş. Ondan dolayı siz Türkiye düşmanlarına yardım etmiş oluyorsunuz. Bunlar herkese vatan haini diyorlar. DAİŞ’liler var kendileri gibi düşünmeyen herkesi tekfir edip kafir ilan ediyorlar. Bunlar da herkesi hain ilan ediyorlar, Türkiye düşmanı diyorlar. Benim Türkiye’ye yaptığım hizmeti herkes bilir. Ama onlara biat etmediğim için her yaptıklarını doğru bulmadığım için böyle konuşuyorlar. Ben ne zaman Türkiye düşmanlarıyla ittifak etmişim. Ne demek istiyor? Kimlerle beraber olmuşum bana FETÖ iddialarında bulundular. FETÖ, PKK, DAİŞ, El Kaide hepsinden beraat ettim ben. Ben FETÖ’yü zamanında çok eleştirmişim. PKK’yı da çok defa eleştirmişim bu yapılan terördür demişim. Yıllardan beri yaptığım konuşmalar var. Süleyman Soylu’yu kandırıyorlar. Soylu, benim bütün konuşmalarımı izliyor değil ona vakti de olmaz. Önüne getirip koyuyorlar siyah gözlüklüler. Ondan sonra bu adam şöyle dedi böyle dedi diyorlar. Erdoğan’ın kalemi kırılmıştır demişim neyi kastetmişim. O konuşmanın bir başı bir sonu var.

“Pandemiyle ne alakası var içki yasağının?”

– Tam kapanmada içki satış yasağını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İçki yasağını doğru bulmadım. Açık söylüyorum: Ben bir hocayım ama bu yapılanı doğru bulmadım. Allah da içkiyi bir anda yasaklamadı. İnsanları eğittikten yaklaşık 15-20 sene sonra içki yasağı geldi. Önce insanlara bir Allah korkusu verildi. Allah’a iman verildi. İnsanlarda o iman kılındıktan sonra merhale merhale içki haram kılındı.

Şimdi böyle bir eğitim yok. Memlekette her tarafta içki var. Allah korkusu, İslami eğitim verilmiş değil. Zaten içki serbest. Sadece 18 gün içkiyi yasaklıyorsunuz. İyi mi oldu? İnsanlar gittiler marketlerde içkinin hepsini aldılar. İçki denilen şey önceden de depolanabilir ve insanlar her gün içki içmeye devam edebilir. Bu nasıl saçma bir karar. Siz gerçekten içkiyi mi yasaklıyorsunuz, içki satışını mı artırıyorsunuz? Bu şekilde içki yasağı olmaz. Bir şekilde İslami eğitim yapmadan böyle bir yasak konulmaz. Haram olduğu için de içki yasağı konulmuş değil. Zaten içki satışı öncesinde de serbest sonrasında serbest olacak. 18 gün yasak olsa ne olur olmasa ne olur? Yasağın içki haram olduğu için olmadığı meydandadır. Sadece pandemi. Pandemiyle ne alakası var içki yasağının. İnsanlar evlerine doldurdular içkiyi yine içiyorlar. Saçma sapan gerekçe. Nasıl ki bizim itikafta olmamıza izin vermiyorlar sorun çıkarıyorlar. Koskoca cami her birimizin arasında 10 metre var. Zaten camide normal vakit namazları birer metre arayla kılınıyor. Biz 10-15 kişi koskoca camideyiz aramızda 10 metre var. Burada Hıfzıssıhha kanunundan bahsetmek nasıl saçmaysa bu ülkede içki her zaman serbest 18 gün boyunca bunu yasaklamak, pandemiyle bunu bağlantı kurmak bu da saçma. Ne alakası var pandemiyle? İnsanlar içse pandemi mi yayılacak? Memleket acemi insanlar tarafından idare ediliyor. Sürekli bir diktatörlük havası, sürekli asarım keserim, sürekli benim dediğim olacak. Kanun var mı kanuna İslam’a uygun mu hiç umurlarında değil.

ALPARSLANKUYTUL: ‘TÜRKİYE DİKTATÖRLÜĞE DOĞRU GÖTÜRÜLÜYOR..!

Bundan sonrası için öngörünüz nedir?

ALPARSLAN KUYTUL:

Eğer böyle devam ederse Türkiye diktatörlüğe doğru götürülüyor. Polis devleti olmaya gidiyoruz. Öngörüm budur. Bunun sonucunda Allah göstermesin ileride Suriye gibi olabilir. Böyle olmaması için bu diktatörlük havalarının bırakılması lazım.

© The Independentturkish / Ali Kemal Erdem

BAKAN SOYLU’YU ALDATIYORLAR, ÖNÜNE KOYDUKLARI YANLIŞ RAPORLARLA KONUŞTURUYORLAR..!

“Diyanet zaten itikafa izin etmişti. Biz de 20 yıldır yapıyoruz. Gıcıklığına ya da inadına yapıyoruz değiliz”

Adana’da, gözaltına alınan, Furkan Vakfı Kurucu Genel Başkanı Alparslan Kuytul adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Vakfın yayımladığı görüntülerde, serbest kalmasının ardından kendisini bekleyen destekçilerine seslenen Kuytul, camilerde sadece itikaf yapmak istediklerini ve buna hiçbir mazaret göstermeden müdahele edildiğini söyledi.

“Camiler, terör hücre evi basılır gibi basıldı” diyen Kuytul, polisin cami içinde gözaltı yapmasını ise şu sözlerle eleştirdi:

“Bu zamana kadar Türkiye tarihinde bir caminin basıldığını hatırlamıyorum. Başka devletlerde de hatırlamıyorum. İsrail bile namaz kılarken, Kur’an okurken cami basmıyor. Bunları yaptılar. Hiçbir gerekçe söylemediler. Ben “Neden?” dedim, bana “Buyrun emniyete” dediler. Diyanet zaten itikafa izin etmişti. Biz de 20 yıldır yapıyoruz. Gıcıklığına ya da inadına yapıyoruz değiliz. Provokasyon yapanın Allah belasını versin. Provokasyon diye bir derdimiz yok, olmadığı halde böyle iddiada bulunanlardın da Allah belasını versin.”

“Bakan Soylu’yu da aldatıyorlar”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisi hakkındaki açıklamalarıyla ilgili ise Kuytul:

“Bakan Soylu, ben içerdeyken benimle ilgili açıklama yapıyor. Ben bu açıklamaya cevap vereceğim.

Soylu’yu da aldatıyorlar. Önüne yanlış raporlar koyuyorlar, onu konuşturuyorlar. Soylu da beni dinlesin. İddiaları ve yalanları ortaya koyacağım. Artık bu memlekette gerçekler konuşulsun, polis devleti istemiyoruz.”

ALPASLAN KUYTUL’UN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI..!

Furkan Vakfı eski başkanı Alparslan Kuytul’un gözaltı süresi uzatıldı.

Furkan Haber, polis ifadesini yayınladı.

 Adana’da 3 Mayıs gecesi yanındaki bir grup Furkan Vakfı mensubu ile sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ederek 22 camide itikaf ibadeti için toplanmaya çalıştığı suçlamasıyla gözaltına alınan Furkan Vakfı eski başkanı Alparslan Kuytul’un gözaltı süresi uzatıldı.

Kuytul’un Adana Emniyet Müdürlüğü’nde alınan ifadesi Furkan Vakfı’na yakınlığıyla bilinen Furkan Haber sitesinde yayınlandı. 

Haberde Kuytul’a yöneltildiği belirtilen bazı sorular ve yanıtları şöyle aktarıldı:

Soru: Tam kapanma kararlarını, ‘İktidarın diktatörlüğü ve ibadetlerin engellenmesi’ olarak değerlendirip dini duyguları istismar çabası içinde olduğunuz görülmektedir, bu durumu açıklar mısınız?

  • Kuytul:

Ben Gaziantep’te camide itikaftaki insanlara yapılanları zulüm olarak gördüğümü söyledim, bununla ilgili birçok gazetecinin, siyasinin de benim gibi beyanatı var, hatta Antep Emniyet Müdürü görevden alındı. Tam kapanma diye bir şey söz konusu değil, çalışma hayatının yüzde 70’i aktif, böyle bir genelge söz konusu değildir, ayrıca camilere gitmek serbest. Ben ‘İbadetlerin yasaklanmaya çalışıldığı’ şeklinde bir algı oluşturmaya çalışmadım, tam aksine camiler açık ve itikaf serbest olduğu halde neden yasaklanıyor, bununla ilgili konuştum. ‘Dini duyguları istismar çabası’ diye sorularak bana hakaret ediliyor, ben ömrümü İslam hizmetine adadım. Bazı güçler kendilerine muhalif olanları ‘Dini istismar ediyorsunuz’ diyerek susturmaya çalışıyor.

Soru: İtikaf ibadeti, adı altında gerçekleştirilen ‘Cami işgali’ eylemlerinin talimatını siz mi verdiniz?

  • Kuytul:

Talimatı veren bizzat Peygamber Efendimizdir. Diyanet de bunun sünnet olduğunu kabul eder ve her sene camileri buna hazırlar, dolayısıyla benim talimatıma gerek yok, herkesin bildiği bir konudur. İtikafa giren herkes kocaman insan, kimse benim memurum değil, benden maaş alıyor değiller, yapmadıklarında benden ceza alıyor da değiller. Onlar emri bizzat Allah’tan, Peygamberinden alıyorlar, ben dinde olmayan bir şey mi söylüyorum ki, itikaf talimatını benden almış olsunlar?

Soru: İtikaf ibadeti, adı altında kitleleri ‘Sivil itaatsizliğe’ yönlendirmekteki amacınız nedir?

  • Kuytul:

Ben insanları itikafa teşvik ettim, bunun sivil itaatsizlikle zerre kadar alakası yoktur. Camiler açık ve itikaf serbest olduğuna göre, itikafa engel olmak emirlere itaatsizliktir! Yani benim değil, emniyetin yaptığı sivil itaatsizliktir. Sivil itaatsizlik yapmak isteyen insanlar meydanlarda yapar ve bunun bir sivil itaatsizlik olduğunu belirtir. İtikaf camide, dört duvarın arasına kapanarak yapılır, bunun sivil itaatsizlikle alakası ne? Kanunda ‘Sivil itaatsizlik’ diye bir kavram yoktur, kanunsuz da suç olmayacağına göre, böyle bir ithamda bulunulamaz!

Soru: Mevcut hükümetin ‘Ramazan ayının sönük geçmesine vesile olduğu’ suçlamasında bulunarak halkı, kin ve düşmanlığa sevk etmenizdeki amaç nedir?

  • Kuytul:

Ben hükümeti değil, din düşmanı derin komiteyi suçladım, hükümetin onların yaptıklarına karşı durması gerekirdi, durmadı, benim eleştirim bunadır. Halkla hükümeti karşı karşıya getirmek gibi bir derdim yok, aksine cami baskınlarıyla hükümet zor duruma düşürülmüştür, ben bunlardan Cumhurbaşkanının da rahatsız olduğu kanaatindeyim, o yüzden Antep Emniyet Müdürünü görevden almıştır. Benim yaptığım konuşmalarla değil, emniyetin yaptığı yanlış davranışlarla insanlar bu hükümetten nefret eder, ben bu konuşmamla hükümeti ikaz ettim.

Soru: Neden itikafa evinizden uzak farklı bir semtte girdiniz, ilimizde tam kapanma tedbirleri uygulanmasına rağmen ‘İtikaf’ adı altında ‘Cami işgalini’ siz mi planladınız?

  • Kuytul:

Evimin oradaki cami itikafa uygun değildi, ben Furkan Nesli Dergisi’nin başyazarıyım, benim için sokağa çıkma yasağı yok, dergi yazarları ve çalışanları yasaktan muaftır. Ben de, arkadaşlarımın bulunduğu camide itikafa girmek istediğim için oraya gittim. Talimat vermediğimi daha önce de söyledim, talimatı 1400 sene önce efendimiz vermiştir, benim vermeme gerek yok. İtikaf yasaklı bir eylem değil, sünnet olan bir ibadettir.

Soru: Cami imamlarının, ‘Tam kapanma’ nedeniyle ‘Camilerde itikafın yasak’ olduğunu belirtmesine rağmen, ikazları yok sayıp ‘Camileri işgale’ devam ederek ‘Sivil itaatsizliği’ sürdürmüşsünüz, bu eylemi niçin gerçekleştirdiniz?

  • Kuytul:

Cami görevlileri böyle bir şey söylemedi, müftülüğe başvurun dedi, müftülük evrak almadı ama yasak da demedi. Biz imamların mı sözünü dinleyeceğiz, müftülerin-diyanetin açıklamasına mı bakacağız?

Emniyet Genel Müdürlüğünün konuyla ilgili yaptığı açıklamada gözaltılarla ilgili, “İnanç hürriyetinin kullanılmasını engelleme”, “kanunlara uymamaya tahrik”, “suç işlemeye tahrik” ve “görevi yaptırmamak için direnme” olmak üzere dört suçlama olduğu belirtilmişti.

Müdahale sırasında camide bulunanlara biber gazı sıkan bekçi görevden uzaklaştırılmış, Gaziantep Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek de emekliye ayrılmıştı.

  • Furkan Vakfı :

“Tam kapanma kararı alınmasına rağmen stadyumlarda, toplu taşıma araçlarında, fabrikalarda herkesin bir arada olmasına göz yumanlar; koskoca camide birkaç kişinin ihya edeceği itikaf ibadetine engel olmaktadır. Daha düne kadar futbol müsabakalarında iç içe duranlara ses çıkarmayanlar neden ibadete gelince pandemi yasaklarını öne sürüyorlar? Binlerce kişinin olduğu tribünlerde bulaşmayan virüs 5-10 kişinin ibadet ettiği camide mi bulaşıyor?” denildi.

“CAMİDEKİ BİBER GAZININ SORUMLULUĞUNU, EMNİYET MÜDÜRÜ ALDI..!”

Gaziantep Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, müdahale biçiminin sorumluluğunu alarak emekliliğini istediğini açıkladı..

59 yaşındaki Zeybek’in yaş haddi dolmak üzereydi

Görev süresi dolmak üzereydi

Emniyet teşkilatına 1984’te komiser yardımcısı olarak katılan Zeybek; Kars, Adana, Balıkesir ve en son Gaziantep Emniyet Müdürlüğü yapmış bir polis.

59 yaşındaki Zeybek’in görevi birkaç ay sonra, 60 yaşında sona erecek ve yaş haddinden emekliye ayrılacaktı. Zeybek, teşkilatta geçirdiği hizmet yılı nedeniyle emniyet müdürü olarak emekliliğe hak da kazanmıştı.

Mevzuata göre emniyet müdürleri 60 yaşına kadar görev yapabiliyor. Bazı istisnai durumlarda yaş haddi dolan emniyet müdürlerine “vali” kadrosu verilerek 65 yaşına kadar emniyet müdürü olarak görev yapmalarının önü açılıyor. 

FURKAN VAKFI KURUCU BAŞKANI ALPARSLAN KUYTUL GÖZALTINA ALINDI..!

Furkan Vakfı kurucubaşkanı Alparslan Kuytul, Adana’daki bir camide üye ve gönüllüleri ile birlikte gözaltına alındı!..

Furkan Vakfı mensubu grubun Antep’te bir camide, salgın tedbirlerini ihlal ettikleri gerekçesiyle bibergazı müdahalesiyle gözaltına alınmasının ardından Furkan Vakfı kurucubaşkanı Alparslan Kuytul dahil birçok kişinin gözaltına alındığı açıklandı..

Kuytul’un sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, polis eşliğinde camiden çıkarılan Kuytul ve beraberindekiler, sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

Furkan Vakfı kurucu başkanı Alparslan Kuytul gözaltına alındı
EMNİYETTEN CAMİDEKİ BİBER GAZLI MÜDAHALEYE AÇIKLAMA..!

“Orada bulunmaması gereken personel kullandı”

Tam da aranılan provokasyonun nedenini oluşturacak şekilde göz yaşartıcı gaz kullanmıştır”

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Gaziantep’te bir camide itikafa giren Furkan Vakfı mensubu bir grubun salgın tedbirlerini ihlal ettikleri gerekçesiyle biber gazı müdahalesiyle gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yaptı.

EGM’den yapılan açıklamada Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfının eski yöneticisi Alparslan Kuytul ve destekçileri tarafından itikaf ibadeti bahane edilerek bir provokasyon girişiminde bulunulduğu öne sürülerek, meydana gelen olayın istismar üzerinden tahrik etme amacı taşıdığının açık ve net olduğu görüşü dile getirildi

İtikafın, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına göre, ramazan ayı içinde gerçekleşen ve “zorunlu haller dışında camiden çıkılmadan” yapılan bir ibadet olduğu hatırlatılan açıklamada:

“Pandemi dönemindeki tam kapanma sürecinde teravih namazlarının dahi evde kılınarak fedakarca davranılırken, söz konusu şahısların itikaf ibadetinin kurallarına dahi uymadan, istismar ederek örgütlü provokasyon yapmaya çalıştıkları” savunuldu.

Söz konusu kişilerin, 2 Mayıs’ta yatsı namazını müteakip, “Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda müftülükler aracılığıyla bildirdiği kurallara uymadan, yine kurallar uyarınca mülki idare amirliklerinden herhangi bir izin başvurusunda da bulunmadan üç camide toplandığı ve cami görevlilerinin tüm uyarılarına rağmen ısrarla camiyi terk etmeyeceklerini beyan ettikleri, yaşananlar üzerine cami görevlilerinin de kolluk güçlerinden yardım istediği” ifade edilen açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Diyanet İşleri Başkanlığının, itikaf ibadetinin pandemi dolayısıyla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da evlerde yapılmasına dönük tavsiyesine rağmen anılan şahıslar, camiden çıkmama konusunda direnmiş ve daha önceden yaptıkları hazırlıklarla sosyal medya üzerinden gerçekleştirdikleri canlı yayınlarla örgütlü provokasyonda bulunmuşlardır. Yaşanan olay karşısında anılan şahıslar, kolluk güçlerince defalarca uyarılmış, uyarılara hakaret ve küfürlerle karşılık verilmiş, bunun üzerine kademeli güç kullanmak suretiyle müdahale edilmiştir. Müdahale sırasında yapılan yanlış yönlendirme ile orada bulunmaması gereken bir personel, tam da aranılan provokasyonun nedenini oluşturacak şekilde göz yaşartıcı gaz kullanmıştır.”

Açığa alınacak

Daha sonra “şahısların gözaltına alındığı, polise mukavemet gösteren kişiler hakkında tehdit, hakaret, görevin yaptırılmasını engellemeye yönelik fiziki mukavemette bulunmak ve diğer tedbirlere riayet etmemekten işlem başlatıldığı” bildirilen açıklamada, olayla ilgili adli ve idari soruşturma açıldığı, bahsedilen personelin açığa alındığı kaydedildi.

Açıklamada, “bu ve benzeri provokasyon girişimlerine asla müsaade edilmeyeceği” vurgulanarak, devamında Gaziantep, Adana ve bazı illerdeki benzer durumaları engelleyecek gerekli çalışmaların gerçekleştirildiği ifade edildi.

“KUYTULCULARA POLİSTEN CAMİ İÇİNDE BİBER GAZIYLA MÜDAHALE..!”

Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul’un çağrısıyla camide ‘itikaf’a girmek isteyen grup camiden polis biber gazlı müdahalesiyle çıkarıldı.

Gaziantep’de bir camide iddiaya göre “itikaf”a girmek isteyen grup, kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle camiden çıkartıldı.

Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, Ramazan’da ‘kendini ibadet etmeye adama ve dünya işlerinden uzak durma’ anlamına gelen ‘itikaf’ı yapacaklarını dile getirip “Buyursunlar engel olsunlar” dedi.

Bunun üzerine vakfın mensupları olduğu belirtilen grup Gaziantep’te bir camide “maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak itikaf ibadetlerini yerine getirmek istediklerini” söyledi.

Ancak grubun bu isteği, cami içerisinde polis ve bekçi tarafından engellendi. Grubun camiden çıkarıldığı müdahale sırasında biber gazı da kullanıldığı görüldü.

  • Furkan Vakfı:

“Tam kapanma kararı alınmasına rağmen stadyumlarda, toplu taşıma araçlarında, fabrikalarda herkesin bir arada olmasına göz yumanlar; koskoca camide birkaç kişinin ihya edeceği itikaf ibadetine engel olmaktadır. Daha düne kadar futbol müsabakalarında iç içe duranlara ses çıkarmayanlar neden ibadete gelince pandemi yasaklarını öne sürüyorlar? Binlerce kişinin olduğu tribünlerde bulaşmayan virüs 5-10 kişinin ibadet ettiği camide mi bulaşıyor?” denildi.

İTİKAF İBADETİ NEDİR..!?

Allah’ın rızasını kazanmak için belli bir adap içinde camide kalmak ve ibadetle meşgul olmak anlamına gelen “itikaf”, ramazanın son 10 gününde yapılıyor. 2 Mayıs’ta Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberde “Geçen yıl Covid-19 tedbirleri nedeniyle camilerde ifa edilemeyen itikaf, bu ramazanda il ve ilçelerdeki mülki amirliğin onay vermesi durumunda müftülüklerin belirlediği camilerde yapılabilecek” denmişti

VALİLİK’TEN ‘CAMİDE BİBER GAZLI MÜDAHALE’ AÇIKLAMASI: PERSONEL AÇIĞA ALINDI..!

Gaziantep Valiliği, camide biber gazı sıkan polisin açığa alındığını ve olayla ilgili hem adli hem de idari soruşturma başlatıldığını duyurdu

Gaziantep Valiliği, kendilerini “Alparslan Kuytul Gönüllüleri” olarak adlandıran kişilerin, kentte bir camide toplanması ve bu kişilere polisin müdahale etmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı..

Sözkonusu gruptan 76 kişinin 2 Mayıs 2021 günü yatsı namazına müteakip 21.30 sularında üç farklı camide Ramazan ayı süresince itikafta bulunmak üzere toplandığı ve cami imamlarının tüm uyarılarına rağmen ısrarla camiyi terk etmeyeceklerini beyan ettiği belirtilen açıklamada, bunun üzerine cami görevlileri tarafından emniyet güçlerinden yardım istendiği ifade edildi.

Şahısların camiden çıkmama konusunda direndikleri ve “devlete karşı sivil itaatsizlik başlattıklarını söyleyerek devlete, diyanete ve benzeri kurumlara ağıza alınmayacak galiz küfürler etmeleri” ettikleri iddia edilen açıklamada, “Şahıslar kademeli güç kullanmak suretiyle gözaltına alınmış, olaya karışarak polise mukavemet gösteren kişiler hakkında tehdit, hakaret, sokağa çıkma yasağı ihlali ve sosyal mesafe kuralına riayet etmemekten adli ve idari işlem başlatılmıştır” denildi.

Valilik açıklamasında ayrıca, müdahale sırasında biber gazı kullandığı belirlenen bir emniyet mensubunun da açığa alındığı bildirildi.

  • Açıklamada özetle şunlar yer aldı:

-Bu provokasyonu yapan kişiler daha önce haklarında çeşitli defalar terör soruşturması yapılan Alparslan Kuytul yandaşlarıdır ve amaçları ibadet etmek değil, sivil itaatsizlik yapmaktır.   

-Müdahale edilen camide itikafa girmek isteyen vatandaşların o mahallede ikamet etmedikleri tespit edilmiş olup, organize bir şekilde şehrin farklı bölgelerinden toplanarak olay çıkarttıkları anlaşılmıştır.

-Pandemi öncesinde bahse konu üç cami, itikafa izin verilen camiler arasında iken hiç kimse tarafından itikafa girme talebinde bulunulmamıştır.

-Bu camilerin fiziki imkanları göz önünde bulundurulduğunda 30 kişinin aynı anda itikafa girmesi pandemi şartları açısından da uygun değildir.

-Caminin içerisine emniyet mensupları asla ayakkabı ile girmemişlerdir.

-Zor kullanma şartları oluşmasına rağmen bir emniyet mensubunun cami içerisinde biber gazı kullanması herkes gibi bizleri de üzmüş olup, ilgili personel açığa alınmıştır.

-Olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatılmıştır.

NE OLMUŞTU?

Furkan Vakfı’nın kurucusu Alparslan Kuytul hakkında tahliye kararı verildi.

Alparslan Kuytul, Furkan Vakfı’na yönelik açılan dava nedeniyle 22 aydır cezaevinde tutuluyordu?

Bolu F Tipi Cezaevi’nde 22 aydır tutuklu bulunan Alparslan Kuytul hakkında tahliye kararı verildi. Kuytul hakkında ‘Suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık’ iddiasıyla dava açılmıştı.

Adana’da, Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfına yönelik düzenlen operasyonlarda, aralarında vakfın başkanı Alparslan Kuytul’un da bulunduğu 9 kişi tutuklanmıştı..

Soruşturma kapsamında 9’u tutuklu 45 kişinin yargılandığı davanın duruşması görüldü.

Mahkeme görülen duruşmada 6 kişi hakkında tahliye kararı verdi. Alparslan Kuytul ve iki kişinin tutukluluğu ise devam ediyor..

12 AĞUSTOS 2017..!

Erdoğan’ın Coca Cola fabrikasının açılışına katılacağı haberlerine İslami camiadan sert tepki geldi.

“Tarihi bir hata olur..!”
  • Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul:

”Eğer Erdoğan Coca Cola’nın açılışını yapacak olursa; Müslümanlar, bilhassa Erdoğan’a oy verenler bundan sonra hangi yüz ile ‘Coca Cola’yı protesto edelim’ diyecekler?..

Eğer Erdoğan gerçekten Coca Cola’nın açılışını yapacak olursa, ‘Tamamen İsrail ile olduğunuza dair şüphe başlar’ ‘İsrail ile dostuz’ demişlerdi. Demekki dostluklarını bayağı ilerletmişler. ‘İsrail’e muhtacız’ demişlerdi. Demek ki ‘muhtaç’ olma durumları daha da ilerlemiş. Daha da kötü duruma gelmişler ki daha bir kaç gün evvel İsrail en üst düzeyde kendisini kınamıştı..

Erdoğan’a derim ki, ‘Tarihi bir hata yapmış olacaksınız’. Unutulmayacak ve hiç bir zaman bu hatanızdan geri adım atamayacaksınız. Fabrikalarının açılışını yaparsanız, onlara daha hiç bir şey söylemezsiniz ve Müslümanlardaki boykot anlayışını tamamen bitirmiş olursunuz ve bir çok insanda şüphe başlar. Tamamen İsrail ile birlikte olduğunuza dair şüphe başlar..

Bugüne kadar İsrail’e göstermiş olduğunuz tepkilerle kazanmış olduğunuz puanların tamamını kaybettiğiniz gibi eksiye de düşersiniz. ‘Filistinliler, ”Bizi sattınız” derlerse, ne diyecekler?’..

Bir müslümanın hiç bir ihtiyaç olmadığı halde bunları tüketmesi zaten doğru olamaz. İsrail malı olmasa bile alkol içerikli bütün içeceklerden zaten bir Müslümanın uzak durması gerekir. Cola’dan ise daha da uzak durmamız gerekir. Çünkü Cola sadece alkol içeren bir içecek değil, aynı zamanda İsrail malıdır ve İsrail Devleti’ne büyük yardımlar yapan dünya çapında bir fabrikadır..

Etrafını tamamen boşlattılar. Altını oyuyorlar, çevresini boşalttıyorlar. Bir tane samimi Müslüman kalmaması için. Çevresinde bir çete, yapması gerekeni yapıyor ve kimsenin ona ulaşmasına izin vermiyor. Kimsenin ikaz etmesine izin vermiyor. Yok mu çevresinde bir akrabası, ilim adamı yapma bunu diyecek?..

‘İsrail’i şımartma, Müslümanları üzme, kafiri desteklemeyi meşrulaştırma, kıyamet gününde bunun hesabını Allah’a veremezsin, ahireti düşün, şu dünyanın siyaseti yerin dibine batsın, Müslümanları düşün, ne yapıyorlarsa yapsınlar ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar o kurdelayı ‘kesmem’ de, vazgeç’ yok mu çevresinde kendisini ikaz edecek samimi bir insan ?..

Erdoğan’ın o fabrika açılışını yapmasına karşıyız. Herkes ‘Erdoğan’ın Cola fabrikasının açılışını yapmasına karşıyım’ mesajını vermeli, mailler atmalı, Twitter çalışması da yapmalı, elinden geleni yapmalı. İsrail ile bu kadar dostluk, bu kadar muhtaçlık kanımıza dokunuyor artık. Bunu yapanlar Allah’a hesabını verecekler…”

30 OCAK 2018..

Furkan Vakfı’na operasyon… Alparslan Kuytul gözaltında

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na ‘kamu düzenini bozmaya karşı faaliyet yürütme ve suç örgütü’ iddiasıyla operasyon düzenlendi.

Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı’na yönelik olumsuz paylaşımlar yaptıkları, terörü övücü propaganda faaliyetleri yürüttükleri ve suç örgütü kurdukları ileri sürülen şüphelilerin getirildiği emniyet binası önünde, çevik kuvvet polisleri de önlem aldı. Gözaltındaki bazı kişilerin yakınları emniyet önünde toplandı.

Vakfın ana merkezinde polisleri bile şaşkına çeviren bir olay yaşandı. Dairedeki kasadan 350 bin TL’ye yakın nakit para çıktı. Adana’da, Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na yönelik operasyonla ilgili etkinlik ve eylem yapılması yasaklandı.

30 OCAK 2018..!

Furkan Vakfı Başkanı Alparslar Kuytul bu sabah yatağından kaldırılıp gözaltına alınırken eşi Semra Kuytul arka arkaya gelişmeleri twitledi.

Semra Kuytul:

‘saat 05.30’da operasyon yapıldı ve hocaefendiyi aldılar’

‘Kıymetli kardeşlerim! Evimize bugün saat 05.30 civarında bir operasyon yapıldı ve hocaefendiyi aldılar. AYIP ETTİLER : Eve TEM geldi. Bizim hiç bir terör örgütü ile irtibatımız olmadığını en iyi emniyet bilir ama ayıp ettiler. Normal bir şekilde gelselerdi de saklayacak bir şeyimiz yok çok şükür… Hocaefendi bir ilim adamıdır.. Teröriste gelir gibi gelmeleri yakışmadı. Şahsına bizatihi bir saygısızlık etmediler o manada anlaşılmasın… -Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin hiçbir terör örgütü ya da şahıs ile zerre alakası yoktur. Bu yanlıştan tez zamanda dönüleceğini umuyoruz. Bekliyoruz.

Alparslan Kuytul 1965 doğumlu ve aslen Adanalı. Eşi Semra Kuytul ile kermeslere katılan Alparslan Kuytul, küçük yaştaki kızların evlendirilmesini savunan bir isim. Alpaslan Kuytul ile eşi Semra Kuytul arasında da yaş farkı bulunuyor. 

5 ŞUBAT 2018..!

Alparslan Kuytul’un eşine suikast mı düzenlendi?

Alparslan Kuytul’un eşi Semra Kuytul’un “şüpheli” bir trafik kazası geçirdiği belirtildi.

Semra Kuytul kazaya ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada:

”Dün gece saat 01.00 sularında evimin orada şüpheli bir trafik kazası geçirdim.Bize ana yolda aralıklı sarı yanarken ara yolda kırmızı yandığı halde önümüze ağır hareket eden bir çöp arabası önümüzü kesti ve doblo tipi bir araç benim oturduğum ön sağ koltuğa çok şiddetli çarptı..

Benim kapım içe çöktü, camı kırıldı diğer aracın neredeyse yarısı dağıldı buna rağmen oraya o anda gelen bir kişi polisi aramayın dedi. O anda toplanan yaklaşık 10 kişiden kimse ne ambulansı nede 155’i aramadı… Gecenin o saatinde o anda(!) oraya gelen çöpçüler beş dakika içinde yolu temizlediler… oradakiler, çöpçüde telsiz olduğunu söylediler”

8 ŞUBAT 2018..!

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, “vakıf faaliyeti adı altında kuruluş amacı dışında anayasal düzene karşı fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kamu güvenliğine karşı faaliyet yürütme ve suç örgütü” iddiasıyla Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı yönetici ile sorumlularının aralarında yer aldığı 28 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Zanlıların yaklaşık 4 saat boyunca savcılıkta ifadeleri alındı. Savcı ifadeyi aldıktan sonra aralarında Kuytul’un da bulunduğu 25 kişiyi tutuklanmaları talebiyle, 3 kişiyi de adli kontrol şartıyla nöbetçi mahkemeye sevk etti.  Hakimlikteki işlemlerin ardından zanlılardan Alparslan Kuytul ile T.Y.D, İ.B, E.A. ve A.A. tutuklandı, 23 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

9 ŞUBAT 2018..!

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfına yönelik operasyonda gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 28 şüpheliden aralarında vakfın kurucu başkanı Alparslan Kuytul’un da bulunduğu 5’i tutuklandı.

Adliyeye sevk edilen Kuytul’un da aralarında bulunduğu 28 şüpheli savcılıkta ifade verdi.

İfade işlemlerinin ardından zanlılar, “FETÖ/PDY, PKK/KCK, El Kaide ve DEAŞ silahlı terör örgütlerine bilerek ve isteyerek yardım etme” ile “suç örgütü kurmak ve yönetmek, örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik” suçlarından..

Şüphelilerden İ.B. ise ayrıca “müstehcenlik” suçundan tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

Hakimlikteki işlemlerin ardından zanlılardan Alparslan Kuytul ile T.Y.D, İ.B, E.A. ve A.A. tutuklandı, 23 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfına mahkemece kuruluş amaçlarına aykırı faaliyetlerinden dolayı kayyum atanmıştı.

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfının kurucu başkanı Alparslan Kuytul hakkında daha önce yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlarından da 2 ayrı iddianame hazırlanmıştı.

Adana 2. ve 22. Asliye Ceza Mahkemelerince kabul edilen iddianamelerde, Kuytul için 7 yıl hapis cezası istenmişti.

Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki iddianamede, Kuytul’un video paylaşım sitesinde 1 Temmuz 2016 tarihinde yayınlanan konuşmasında Cumhurbaşkanına hakaret ettiği belirtilmişti.

Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede ise Kuytul’un vakfa ait sosyal paylaşım sitelerine yüklenen video görüntülerinde, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimini destekler mahiyette açıklamalar yaptığı aktarılmıştı. İddianamede, Kuytul’un konuşmalarında darbe girişimi sonrası tutulan demokrasi nöbetlerine de tepki gösterip “Demokrasi dediğiniz zaman tüm haramları da kabul etmiş oluyorsunuz. Ben söylüyorum kim demokrasi için sokaklara çıkarsa gayri İslami bir düzeni savunmuş olur. Bunun da hesabını Allah’a verir.” diyerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği kaydedilmişti.

10 ŞUBAT 2018..!

Adana’da Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na düzenlenen operasyonda Alparslan Kuytul, Taha Yasin Demir, İdris Birer, Erol Ardıç ve Ali Alagöz tutuklandı, 6 şüpheli hakkında ev hapsi ve yurt dışı yasağı kararı verildi, 17 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Gizli tanık ve şikâyetçi olan kişilerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, vakfın kurucu başkanı Alparslan Kuytul’un kendisini ‘vakıf içerisinde’ eleştirilemez, sorgulanamaz bir lider haline getirdiği ve bu durumu kullanarak kendine inanlardan kişisel menfaat sağladığı ve bu yolla kişisel nüfuzunu artırmaya çalıştığı öğrenildi. 

Kendisine inananları bu yöntemle dolandırdığı da ileri sürülen Kuytul’un ayrıca konuşmalarında ‘Zeytin Dalı Harekâtı’nı eleştirdiği de kayıtlara geçti.

Alparslan Kuytul’un ayrıca, sosyal medya hesapları üzerinden, Afrin’e yapılan operasyonlar hakkında olumsuz yorumlar yaptığı, bu konuşmalarda ise halkın vicdanını yaralayan, toplumda infial oluşturacak tabirler kullandığı da belirtildi.

8 MAYIS 2018..!

Alparslan Kuytul:

”Büyük suç işlemişim..

Meğer ben Kur’an’ın mesajını anlatmakla ve hükümeti sadece bazı temel konularda ve iyi niyetle tenkit etmekle ne büyük suç işlemişim..

Allah (c.c.) beni burada mecburi halvete girdirdi, yalnız kendisiyle başbaşa kalayım diye. Biliyorsun halvet 40 gündür. Gözaltına alındığımdan itibaren 40 gün dolana kadar sadece okumak, zikretmek, namaz kılmak, Kur’an okumak, tefekkür etmek istiyordum..

Bir şeyler yazmak hatta yazmayı düşünmek bile bana sıkıntı veriyordu. 40 gün dolduktan sonra bir şeyler düşünme ve yazma isteği canlandı. Şu anda da yazmaktansa okumayı, zikri ve tefekkürü tercih ederim ama en azından yazmak artık işkence olmaktan çıktı. Ayrıca gerektiğinde yazmak da konuşmak gibi bir vazife..

Tek olmak Allah’a yakışır ve ben bugün 86 gündür bir odada tek başımayım. Hakkımda daha iddianame bile hazırlanmamış ve bir kez bile mahkemeye çıkmamışken ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış gibi muamele görüyorum. Hatta onlardan da ağırını. Çünkü ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış olanların birçoğu oda eksikliği bahane edilerek iki kişi olarak kalıyorlar. Havalandırmaya çıkarıldıklarında birkaç kişi olarak çıkıyorlar ve her gün sohbet edebiliyorlar. Ben ise hem odada tekim hem de havalandırmada..

Benim yan odamda PKK’cılar kalıyor ve üç kişiler. Biri müebbet almış diğeri 30 yıl. Onlar bile yalnız kalmıyorlar. 10 kişilik sohbet grubuna çıkıyorlar, 3 saat kadar sohbet ediyorlar, spora gidiyorlar. Meğer ben Kur’an’ın mesajını anlatmakla ve hükümeti sadece bazı temel konularda ve iyi niyetle tenkit etmekle ne büyük suç işlemişim! Müebbet hapis alan PKK’cılara yapılmayan bana yapıldığına göre..

Neyse ki kıyamet var, neyse ki mahkeme-i kübra var!” Kuytul’un darbeden bir gün önce, yani 14 Temmuz’da paylaşılan konuşmasında “Erdoğan’ın kalemi kırılmıştır, yakında işi bitirilecektir.”

24 OCAK 2019..!

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı kurucu başkanı Alparslan Kuytul tahliye edildi.

Kuytul’un internet sitesinde:

Aleyhinde hiçbir delil olmadığı halde haksız yere 1 yıldır Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi, ‘Suç Örgütü Kurmak Ve Nitelikli Dolandırıcılık’ iddiasıyla yargılandığı 4. Ağır ceza mahkemesinden bugün tahliye edildi..

Ayrıca Alparslan Kuytul Hocaefendi ile birlikte tutuklu yargılanan Ali Alagöz ve Veysel Dörtgöz tahliye edildi. Aynı mahkeme de tutuksuz yargılanan 41 kişinin de adli kontrol şartı kaldırıldı” denildi.

26 OCAK 2019..!

Adana’da Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na yönelik soruşturma kapsamında tahliye edilen vakfın Genel Başkanı Alparslan Kuytul, savcının itirazının ardından tutuklama kararıyla yeniden gözaltına alındı.

TEKRAR TUTUKLANMA KARARI

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı adına duruşma savcısının, tahliye kararıyla alakalı 5 Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazı üzerine, Alparslan Kuytul ve Ali Alagöz’ün tekrar tutuklanmasına karar verildi.

GÖZALTINA ALINDILAR

Hakkında tekrardan tutuklama kararı çıkartılan Alparslan Kuytul ve Ali Alagöz, akşam saatlerinde Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Müdürlüğü bağlı ekipler tarafından gözaltına alındı.

27 OCAK 2019..!

Alparslan Kuytul’un eşi de gözaltına alındı

Semra Kuytul, eşi Alparslan Kuytul’un ardından gözaltına alındı.  

Bir yıl cezaevinde tutukluluğun ardından serbest bırakılan ve ertesi gün yeniden tutuklanan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul’un eşi Semra Kuytul gözaltına alındı.  

Evinin önü ve sokaktaki polis ablukasına tepki gösteren Semra Kuytul, polislere tepki gösterdi.

  • Semra Kuytul:

”Bu güvenlik tedbirleri azalmadan, bu insanlar gidemiyorlar evlerine. Ayıp denen bir şey var. Komşularımız mağdur, mahalle mağdur. Bakkal bakın kepengini indirmiş ya adam sizin yüzünüzden. Bakkalın önü kapalı. Kapıdan çıkıyorum buraya kadar bir adımlık yer yok araçlardan dolayı. Ayıp denen bir şey var ya. Gitti aldınız götürdünüz daha ne..

Bu rezaleti bitirin Türkiye’ye rezil oluyorsunuz. Bir yıldır bir taşkınlık mı gördünüz böyle burayı sarıyorsunuz. Biz şimdiye kadar itidalli davrandık taşkınlık yapmadık yine yapmayacağız ama kendinizi rezil ediyorsunuz” dedi.  Semra Kuytul, bu gelişmenin ardından gözaltına alındı.  

  • FURKAN VAKFI:

“Fikir özgürlüğünü savunan, ancak kendilerine muhalif tek bir sese dahi tahammül edemeyen bir yönetimin adı, asla demokratik bir yönetim olamaz! Yapılan zulümleri bir kez daha halkımızın vicdanına sunuyor, her muhalif sesin susturulmaya çalışıldığı ülkelerin fikir özgürlüğü ve adaletten fersah fersah uzaklaştıklarını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz” denildi. 

10 MAYIS 2019..!

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı Kurucu Genel Başkanı Alparslan Kuytul ve vakıf başkanı Ali Alagöz’ün tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Adana’da Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na yönelik soruşturma kapsamında, haklarında 5 ayrı suçtan 21 yıla kadar hapis cezası istenen, vakfın kurucu genel başkanı Alparslan Kuytul’un da aralarında yer aldığı 2’si tutuklu 45 sanığın yargılandığı davanın duruşması bugün görüldü.

Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu.

Tutuklu sanıklar Alparslan Kuytul ve Furkan Vakfı Başkanı Ali Alagöz ise Bolu Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.

  • Kuytul:

”İddianamedeki suçlamaları kabul etmiyorum..

Vakıf kasasından çıkan ve kayıt dışı olduğu iddia edilen 314 bin lira paranın kayıtları mevcuttur. Makbuzları ortaya çıkmıştır. Suçsuzum”

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

28 HAZİRAN 2019..!

Furkan Vakfı’nın kurucusu Alparslan Kuytul’un eşi Semra Kuytul, sosyal medya hesabından dikkat çeken mesajlar paylaştı.

23 TEMMUZ 2019..!

Adana’da yürütülen soruşturma kapsamında, Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı kurucu başkanı Alparslan Kuytul hakkında 20 yıla kadar hapis cezası talebiyle yeni bir dava açıldı.

“İddianamede, şu tespitlerde bulunuldu..!”

“FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce ‘himmet’ adı verilen ve örgütün finansmanı için toplanan para, burs, kurban bağışı gibi yardımlara bu örgüt mensuplarınca sözde ‘infak’ adı verildiği, aynen FETÖ/PDY silahlı terör örgütünde olduğu gibi bu örgüt mensuplarınca da ülke içi ve ülke dışı örgütsel kamplar ve ziyaretler düzenlendiği, FETÖ/PDY’nin ‘Sızıntı’ dergisine muadil olarak ise bu örgütün, propaganda aracı olarak ‘Furkan Nesli’ isimli dergiyi yayınladığı, örgütsel faaliyetlerini hizmet olarak adlandırdıkları ve FETÖ yapılanmasına benzer şekilde kör ve mutlak bir itaati esas alan bu örgütün kutsal evlilik müessesesinin dahi örgüt içi yapılmasını telkin ve teşvik ettiği ve bu evliliklere ilişkin mensuplarına formlar doldurttukları anlaşılmıştır.”

İddianamede, Alparslan Kuytul’un terör örgütleri FETÖ/PDY ve PKK/KCK’nın eylemleri ve yasa dışı faaliyetlerini övücü ve destek verici nitelikteki sosyal medya konuşmalarının videosuna da yer verilip, darbe girişimini destekler mahiyette açıklamalar yaptığı anımsatıldı.

Değerlendirme bölümünde ise..!”

‘Alparslan Kuytul’un video söylemlerinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mensuplarını sahiplendiği, bu sinsi örgütün mensuplarını saf, cahil, mağdur ve mazlum olarak göstermeye ve bu örgütün mensuplarına yönelik yapılan adli ve idari işlemleri sulandırmaya ve itibarsızlaştırmaya çalıştığı ifade edildi.

Şüphelinin 15 Temmuz 2016 tarihli hain darbe girişimi öncesi ve sonrasındaki sistematik söylem ve telkinleriyle bu hain ve sinsi örgütün amaçlarına bilinçli olarak hizmet ettiği, şüphelinin tutuklanması akabinde aynı şekilde elebaşısı olduğu örgütünün mensuplarının da özellikle sosyal medya üzerinde açtıkları sahte ve robot hesaplarla toplum üzerinde algı yaratarak kendilerinin ve elebaşlarının mazlum olduğu ve muhalif oldukları için mağdur edildikleri havası vermeye çalıştıkları, sözde İslam Medeniyeti oluşturmak hedefi adı altında takiye yapan ve kendileri gibi düşünmeyenleri tekfir eden şüphelinin ve örgütünün asıl amaç ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile aynı nitelikte olduğu, bir bütün halinde değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine atılı ‘örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçunu işlediği anlaşılmaktadır.

Alparslan Kuytul’un, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, PKK/KCK’nın Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan illerdeki şehir yapılanmalarına yönelik giriştiği operasyonları itibarsızlaştırmaya çalıştığı vurgulanan iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

Şüphelinin örgüt mensuplarının şehir merkezlerinde hendek kazmaları, barikat kurmaları, mahalle ve sokak aralarına patlayıcı maddelerle tuzaklar kurmaları sebebiyle güvenlik güçlerimizin can güvenliğini korumak adına mahalle aralarına önlem olarak zırhlı araçlarla girilmesini sanki katliam yapmak için oraya girilmiş gibi lanse ettiği, devletin suçluları yakalamak için değil insanları öldürmek kastıyla hareket ettiğini iddia ettiği, devleti ve hain terör örgütünü birbirine denk iki tarafmış gibi gösterdiği, şüphelinin bu söylemleriyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve bu örgütün bölücü eylem ve taleplerini meşrulaştırmaya çalıştığı anlaşılmakla şüphelinin üzerine atılı ‘örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme ve zincirleme şekilde terör örgütünün propagandasını yapma’ suçlarından teşdiden cezalandırılması kamu adına iddia ve talep olunur.

Adana’da yürütülen soruşturma kapsamında aralarında vakfın kurucu başkanı tutuklu Alparslan Kuytul’un da bulunduğu 3 kişi hakkında 41’er yıla, 42 kişi hakkında ise 21’er yıla kadar değişen hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı. Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame kısmen kabul edilmişti.

İddianamede, Kuytul hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçlarından 20 yıl hapis, tutuksuz vakıf yöneticileri Gökhan Y. ve Mahfuz Ç. hakkında ise “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından 5’er yıl hapis cezası talep edilmişti. Mahkeme, terör kapsamına girmeyen diğer suçlamalar yönünden görevsizlik kararı verip Kuytul, Gökhan Y. ve Mahfuz Ç. ile diğer 42 kişi hakkındaki dava dosyasını, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na iade etmişti. Dosya daha sonra gönderildiği Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan incelemenin ardından kabul edilerek, farklı bir dava daha görülmeye başlanmıştı.

https://www.cafemedyam.com/2021/03/05/nedir-bu-menzil-tarikati/

İLGİLİ HABER

yurtgazetesi

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: