İÇİNDEKİLER
- “Genel başkanımızın bir huyu var, ben yaptım diye anlatmaz. Umreye gittiğini, peygamber soyundan geldiğini de kimse bilmez”
- “Umreye gittiğini Oğuzhan Asiltürk’ten öğrendim”
- “Peygamberler arasında akrabalık ilişkisi var mıdır?”
- “PEYGAMBERLER ARASINDA SIKI BİR AKRABALIK İLİŞKİSİ BULUNMAKTADIR“
- “İLK DÖNEM PEYGAMBERLERİNİN POLİTİK BİR GÜCE SAHİP OLDUĞU İFADE EDİLMEKTEDİR“
- Bunu paylaş:
- Bunu beğen:
“Genel başkanımızın bir huyu var, ben yaptım diye anlatmaz. Umreye gittiğini, peygamber soyundan geldiğini de kimse bilmez”
- CHP’li Kaya:
“Genel başkanımız peygamber soyundan geldiğini kimseye anlatmaz..”

- CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya
‘Genel başkanımızın bir huyu var, ben yaptım diye anlatmaz. Umreye gittiğini, peygamber soyundan geldiğini de kimse bilmez’ dedi.
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun umreye gittiğini, peygamber soyundan geldiğini ve “bunu da kimsenin bilmediğini” söyledi.
- Kaya:
“Genel başkanımızın bir huyu var ‘Bu konuyu ben yaptım’ diye anlatmıyor. Umreye gittiğini de kimse bilmez, anlatmaz çünkü. Peygamber soyundan geldiğini de kimseye anlatmaz. Sayın Tayyip Erdoğan’ın böyle bir geçmişi olsa kitaplar basar, bildbordları donatırdı” dedi.
“Umreye gittiğini Oğuzhan Asiltürk’ten öğrendim”
- “Genel başkanımızın dedesinin Alaşehir’de türbesi var” diyen Kaya:
“Ben ziyaret ettim. Ben de orada öğrendim genel başkanımız anlatmadı. Genel başkanımızın umreye gittiğini de rahmetli Oğuzhan Asiltürk’ten öğrendim. ‘Genel başkanınızın umreye gittiğini, kabede gözünden şarıl şarıl yaşlar aktığını bilir misiniz? Ben bilirim ama’ dedi. Bunları biz konuşmuyoruz CHP’yi inançlar konusunda eleştirebilecek çok az sayıda insan vardır. İmam hatiplerin açılışı, Diyanet’in açılışı CHP’yledir.”
“Peygamberler arasında akrabalık ilişkisi var mıdır?”
Peygamberler arasında akrabalık ilişkileri olduğu gibi, oğlu ile birlikte peygamber olan babalar da dinler tarihinin yaprakları arasında yerini almıştır.
Peygamberler arasında akrabalık ilişkisi var mıdır? Örneğin babadan oğula devam eden peygamberlikler olmuş mudur? Tarih bize bu noktada neler söyler?
Peygamberler arasında akrabalık ilişkileri olduğu gibi, oğlu ile birlikte peygamber olan babalar da dinler tarihinin yaprakları arasında yerini almıştır..
İslam tarihi kaynaklarında yer alan bilgilere göre aralarında akrabalık ilişkileri olan Peygamberleri şöyle sıralayabiliriz:
Şit Peygamber Adem Peygamber’in oğludur ve kendisine 50 sayfalık bir kitap verilmiştir..
Yine İdris Peygamber, Adem Peygamber’in torunlarından biridir. 105 veya 120 sene tebliğde bulunduğu rivayet edilmektedir.
İdris Peygamber’den sonra Nuh Peygamber’in geldiği söylenmektedir. Buna göre Nuh Peygambere kendi oğlu Yam (Ken’an) bile iman etmez hatta ona işkence yapar.
Adem Peygamber’in soyundan gelen bir başka peygamber ise Salih Peygamber’dir.
“İBRAHİM PEYGAMBER’E ‘PEYGAMBERLER BABASI’ DENİLMİŞTİR“
İbrahim Peygamber ismi bu noktada önemlidir. Zira onun soyundan gelen pek çok peygamber bulunmaktadır.
İbrahim Peygamber’im iki oğlu, İshak ve İsmail de peygamberdir..
İbrahim peygamberin kardeşi Hârân’ın oğlu ve dolayısıyla İbrahim’in yeğeni Lut da peygamberler arasında yerini almıştır..
Yakup ile Yusuf Peygamber de bu ailenin peygamberleri arasında yer almaktadır. Yakup’un babası İshak, Yusuf’un babası ise Yakup’tur..
İbrahim Peygamber’e de zaten soyundan birçok peygamber geldiği için ‘Peygamberler babası’ (Ebü’l enbiya) denilmiştir.[1]
Tarihi kaynaklara göre Yakup peygamberin on iki evladı İsrail’in on iki kabilesini kurup İsrailoğulları diye bilinen halkı ortaya çıkarır..
- Diğer taraftan İslam Peygamberi de soyunun İbrahim Peygambere dayandığını ifade eder ve bu noktada şöyle söyler:
‘Allah İbrahim’in çocuklarından İsmail’i seçti, İsmail’in çocuklarından Benu Kinane’yi seçti, Benu Kinane’den Kureyş’i seçti, Kureyş’ten Benu Haşim’i seçti, Beni de Benu Haşim’den seçti.’ (Müslim, Fedail, 1)
“PEYGAMBERLER ARASINDA SIKI BİR AKRABALIK İLİŞKİSİ BULUNMAKTADIR“
Yukarıda da aktardığımız üzere Peygamberler arasında sıkı bir akrabalık ilişkisi bulunmaktadır.
Musa ve Harun Peygamber kardeştir.
Süleyman Peygamber Davud Peygamberin oğludur ve her iki isim de hükümdar olarak görev yapmıştır.
Bunun dışında şu isimlerin aynı dönemde peygamberlik yaptığı söylenmektedir: ‘İbrâhim ile oğlu İsmâil ve Ya‘kūb ile oğlu Yûsuf, Mûsâ ile kardeşi Hârûn, Dâvûd ile oğlu Süleyman'[2]
Bu arada peygamber sayısının oldukça fazla olduğunu da belirtelim. İslam dinine göre bu sayı bir rivayete göre 124 bin bir diğer rivayete göre 224 bindir.[3]
Kendisine kitap verilen peygamber sayısı ise 313 veya 315 olarak belirtilmektedir. Yahudi kaynakları ise bu rakamın oldukça yüksek göstermektedir. Şöyle ki Talmud’a[4] göre;
“İsrailoğulları’ndan Mısır’ı terk edenlerin iki katı kadar peygamber çıkmış, sadece sonraki nesiller için gerekli peygamberlikler yazıya aktarılmıştır. Tevrat’ta Mısır’dan çıkışta İsrailoğulları’ndan sadece erkeklerin sayısının 600 bin olmasından hareketle bu sayının 1 milyon 200 bin olması gerekmektedir.”[5]
Diğer bir ifadeyle Yahudi kaynakları 1 milyon 200 bin peygamber olduğunu ifade etmektedir. Bu toplam içerisinde yer alan kadın peygamberler ise 7 kişidir. Bunları sırası ile şöyle aktarabiliriz:
“Hz. İbrahim’in eşi Sara (Sare), Hz. Musa’nın ablası Miryam (Meryem), İsrail’in dördüncü hakimi (şofeta) Devora, Elkana’nın eşi Hanna, eşinin (Naval) ölümünden sonra Davud’la evlenen Avigail, Yahuda Krallığı döneminde görev yapan Hulda ile Pers imparatoru Ahaşveroş’un eşi Ester (Megila 14a). RAŞY olarak şöhret bulan Rav Şlomo Yitshak (ö. 1105) Tekvin 29/34 tefsirinde Rivka, Rahel ve Lea’nın da peygamber olduğunu söylemiştir.”[6]
Peygamberler tarihi bağlamında Yahudi kaynaklarında geçen şu bilgiler de oldukça önemlidir.
Buna göre anılan kaynaklar peygamberler tarihini 3 döneme ayırır. Bu dönemler;
1-) Musa öncesi,
2-) Musa dönemi,
3-) Musa sonrası dönem.
Yahudi geleneğine göre Musa öncesi peygamberler olsa da, Tevrat’ın vahyiyle peygamberlik doruk noktasına ulaşmıştır. Nitekim Musa ile birlikte şeriat yani hukuk ve ahlak anlayışı başlamıştır.
Musa sonrası dönem ise ilk peygamberler ve sonraki peygamberler olmak üzere ikiye ayırır.
1-) İlk peygamberler dönemi M.Ö. 8 yüzyılın ortalarına kadardır. Bu dönemde;
“Yeşu, Hâkimler, (I.-II.) Samuel, (I.-II.) Krallar kitaplarında anlatılan peygamberler yaşamışlardır. Bu dönem peygamberleri mesajlarını yazıya dökmeden, sözlü olarak anlatmışlar.”
2-) Mesajları kendileri veya yanındakiler tarafından kaleme alındığından yazar peygamberler şeklinde de adlananlar ise ikinci döneme aittirler.
Amos’tan Malaki’ye dek süren bu dönem klasik peygamberler dönemi de adlandırılır. Bu ikinci dönem peygamberleri yine kendi aralarında büyük peygamberler ve küçük peygamberler şeklinde tasnif edilir. “Küçük” tabiri bu peygamberlerin derece bakımından diğerlerinden aşağıda olduğunu ifade etmeyip yazdıkları kitapların hacmine göre böyle adlandırılmışlar.”[7]
“İLK DÖNEM PEYGAMBERLERİNİN POLİTİK BİR GÜCE SAHİP OLDUĞU İFADE EDİLMEKTEDİR“
İlk dönem peygamberlerinin politik bir güce sahip olduğu da ifade edilmektedir. Yine bu dönemle ilgili “kutsal metinlerde” geçen ilginç bir ifade ise “peygamberlikte bulunmak” olarak çevrilen “nebileşmek/hitnave/” ifadesidir.
Bu fiil “nava” kökünden türemiştir ve “Tanrının ruhunun kişinin üzerine inmesiyle başka bir kişiliğe bürünme” olgusunu ifade eder. İçerik bakımından “hâl olarak peygamberleşmek, geçici bir biçimde ilahi katmanlarla irtibat hâlini yakalamak” anlamlandırılabilen bu ifade, “cezbe” şeklinde telakki edilebilir.
Hz. Musa döneminde bile bunun örneği vardır ve sonradan da devam etmiş, dönemin karakteristiği halini almıştır. Bu hali yakalamak için dış unsurlardan, genel olarak müzik aletlerinden faydalanıldığı da görülmektedir. Ayrıca ilk peygamberler döneminde, toplu halde faaliyet vardı. Bu olgu, M.Ö. 9. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Bir peygamberin önderliğinde toplanan bu grup “peygamber oğulları” anlamında “bene ha-neviim” adlandırılıyordu ve sayıları 50-100’ü bulurdu.”[8] Nitekim Saul’un karşılaştığı topluluk da böyle bir topluluktu. Gelecekten haber verme olgusu bu dönem peygamberlerinde sık sık görülür. Hatta bu dönemde peygamberlik sanki bir meslek olmuştur; krallar tarafından sık sık görüşlerine başvurulduğu gibi krallara özel peygamber figürlerine rastlanır.[9]
Eski Türkçe karşılığı yalvaç olan peygamber kelimesi, Farsça kökenli olup “haber getiren” anlamına gelmektedir.Tarih bize gösteriyor ki, haberler çoğunlukla aynı büyük ailenin farklı çocukları tarafından insanlara iletilmiş. En azından bilinen peygamberler açısından yaşanan durum bu..
İLGİLİ HABER
[1] https://sorularlaislamiyet.com/gelmis-gecmis-tum-peygamberler-ayni-soydan-mi-gelmis
[2] TDV İslam Ansiklopedisi.
[3] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned 5/265-266; İbn Hibbân, es-Sahîh, 2/77
[4] Musa Peygambere indirildiği söylenen sözlü vahiy kitabı.
[5] Prof.Nuh ARSLANTAŞ, İslam ve Yahudi geleneğinde peygamberlik
[6] A.g.k
[7] Eldar HASANOV, Yahudilikte Peygamberlik ve Peygamberler, İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Cilt: 3, Sayı: 4, 2014 Sayfa: 676695
[8] A.g.k
[9] A.g.k
Odatv.com – Aydın Tonga
