'İzin verdiğiniz bir kişinin seçimi kazandıktan sonra ben sana mazbatayı vermem demek doğru değildir. Bu mazbatalar eğer verilirse Türkiye bir ayıptan kurtulmuş olacak.'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: ”CHP’nin seçilen belediye başkanları şeffaf olacak.”

”YüksekSeçim Kurulu olarak KHK ile görevlerinden olanların seçime girmesine siz izin verdiniz, mazbatalarını verin.
Aksi halde büyük bir ayıba imza atmış olursunuz. İzin verdiğiniz bir kişinin seçimi kazandıktan sonra ben sana mazbatayı vermem demek doğru değildir. Bu mazbatalar eğer verilirse Türkiye bir ayıptan kurtulmuş olacak. ”

”Halkın sağduyusuna güvendik. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin ve Antalya’yı kazandık. Bursa içimde bir yaradır. Bursa’yı Nilüfer Belediye Başkanımız yönetmeliydi.”

”Asıl görevimiz bundan sonra başlıyor. Belediye başkanlarımız bundan sonra o kentte yaşayan herkesin belediye başkanıdır. Bizim belediye başkanlarımız harcadığı her kuruşun hesabını halka verecektir. Belediye yönetimlerinde partizanlığı değil liyakatı esas alacaklardır. Bizim belediyelerimizde asgari ücre 2 bin 200 lira olacak. Seçim meydanlarında verilen bir siyasi taahhüt değil, bunun gerçekleşmesi gerekiyor.” 

‘Ekonomide ciddi bir kriz yaşıyoruz. İşsiz sayımız geniş tanımıyla 8 milyonu aştı. Son bir yılda işsiz sayımız 1 milyon 700 bini aştı. Enflasyon patladı.’

”Türkiye’nin gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Türkiye bu hale nasıl geldi diye sormuyorum. Biz bu krizden nasıl çıkarız? Bunu soruyorum. Hayat pahalılığı var, işsizlik var, enflasyon var… Türkiye’yi bütün dünya izliyor. Alınan hiçbir ciddi önlem yok. Günü kurtarma üzerinden yapılan bir ekonomi politikası var. Hala ekonomide yaşanan ciddi krizin farkında değiller. Reel sektörde işveren kendisini kurtarmak istiyor, nasıl batmaktan kurtulurum diye. Peki siyasal iktidar bu tabloyu sağlıklı değerlendiriyor mu? Hayır…”

‘ALLAH AKIL FİKİR VERSİN’

Kemal Kılıçdaroğlu

”Ekonomik krizi aşma konusunda alacağımız politikalarla krizin yükünü toplumun hangi kesimine yükleyeceğiz? İktidarın buna karar vermesi lazım. Eşit mi paylaşılacak bu yük? Yükü omuzlamayan sınıf rantiye sınıfı. İşçiden emekliye herkes bu krizin yükünü bir şekilde üstleniyor. Şimdi Bireysel Emeklilik Sistemi’ni (BES) zorunlu hale getiriyorlar. Zorunlu sigorta var zaten. Peki BES ne? Kişinin iradesine bağlı. Şimdi onu da zorunlu hale getiyorlar. Allah akıl fikir versin. Şimdi kıdem tazminatını da kaldırmak istiyorlar. İki gün önce Kızılay’da borcumu ödeyemiyorum diye kendisini yakan insanlar var. Bunlara bakmak gerekiyor.”







Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: