karaciğer kanseri

karaciğer kanseri

Odaklanmış Ultrason Vakfı'na göre histotripsi böbrek kanseri, yumuşak doku tümörleri ve osteosarkomlu hastalar için de geçerli olabilir .

♦ FDA, karaciğer kanseri için türünün ilk örneği olan yeni ‘balon’ tedavisini onayladı

Uzmanlar, histotripsinin radyasyon ve kemoterapiye kıyasla daha az zararlı yan etkiye neden olabileceğini söylüyor..

Karaciğer kanseri hastalarına yardımcı olabilecek , radyasyon ve kemoterapiye kıyasla daha az zararlı yan etkiye neden olabilecek yeni bir tedavi artık ABD’de pazarlanabiliyor.

The University Record’a göre histotripsi adı verilen tedavi Michigan Üniversitesi’nde geliştirildi .

 

Tedavi Edison Sistemi adı altında satılıyor ve bu ay Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nin (ASCO) bir bültenine göre ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nden ( FDA ) pazarlama izni aldı .

 

Tedavinin klinik deneyinin baş araştırmacısı Mishal Mendiratta-Lala, Üniversiteye şunları söyledi..

–   Mishal Mendiratta:

“Histotripsi, klinik kullanımın erken aşamalarında olmasına rağmen, karaciğer kanseri olan hastalar için invazif olmayan bir tedavi seçeneği sunabilen heyecan verici yeni bir teknolojidir.. Umarım sinerjik bir terapötik etki için sistemik tedavilerle birleştirilebilir.”

International Journal of Hyperthermia’da 2021’de yayınlanan bir makaleye göre histotripsi türünün ilk örneği olan bir tedavidir.

  -Histotripsi tedavisi sırasında ses dalgaları uygulanır..

Bunlar, hedeflenen doku içinde küçük gaz kabarcıkları oluşturur ve bu kabarcıklar patladığında, kitleyi parçalayabilen ve kanserli hücreleri öldürebilen bir şok dalgası açığa çıkar..

 

Odaklanmış Ultrason Vakfı’na göre histotripsi böbrek kanseri, yumuşak doku tümörleri ve osteosarkomlu hastalar için de geçerli olabilir .

ASCO’ya göre , ABD’de bu yıl tahmini 41.210 yetişkine birincil karaciğer kanseri tanısı konacak. Hastalık, erkekleri kadınlardan daha fazla etkiliyor; Teşhis konması beklenenlerin yaklaşık 28.000’inin erkek olması bekleniyor.

Hastalık son yıllarda çok daha yaygın hale geldi:

-Karaciğer kanseri görülme sıklığı 1980’den bu yana üç kattan fazla arttı. 2020 yılında dünya çapında 905.000’den fazla kişiye karaciğer kanseri teşhisi konuldu ve bu, küresel olarak kanserden ölümlerin üçüncü önde gelen nedeni olarak kabul ediliyor. ASCO’ya göre hastalık bu yıl ABD’de tahmini 29.380 ölüme neden olacak..

 

Karaciğer kanserinde hayatta kalma oranı son teknolojilerle arttı: 40 yıl önce ASCO’ya göre bu oran yalnızca yüzde üçtü. Artık karaciğer kanserinde beş yıllık göreceli sağkalım oranı yüzde 21’dir.

 

 -Histotripsi kısmen heyecan vericidir çünkü hastalar için radyasyon ve kemoterapi dahil diğer kanser tedavilerine göre daha kolay olabilir..

  -Üniversite Kayıtlarına göre, diğer tedavi seçenekleriyle karşılaştırıldığında ilaç uyumluluğuyla ilgili daha az endişe sunduğundan, uzun bir ilaç listesindeki hastalar için özellikle yararlı olabilir .

  -Karaciğer kanseri olan hastalar, histotripsi ve immünoterapi gibi başka bir tedavinin kombinasyonundan faydalanabilir.

 –   Mendiratta-Lala , The University Record’a şunları söyledi:

“Bu, histotripsiyi lokal bir tedaviden, vücudun her yerindeki tümörleri global olarak tedavi edebilen ve sonunda bir tedaviye dönüştürebilen bir tedaviye dönüştürecek. ” “Kanser tedavisi açısından bir sonraki adım bu olacak ve potansiyel konusunda çok heyecanlıyım.”

♦ Karaciğer yağlanmasına bağlı kanser gelişimi 10 kat arttı..!

 

“Son 20 yılda karaciğer yağlanmasına bağlı karaciğer kanseri gelişimi 10 kat arttı..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer kanserine yol açan nedenlerin başında hepatit B ve hepatit C enfeksiyonları, kronik alkol kullanımı, aflatoksin ve karaciğer yağlanması gelmektedir..”

 

♦ “1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer yağlanmasına bağlı olarak karaciğer kanseri vakaları arttı..Karaciğer kanserine yol açan sebepler arasında karaciğer yağlanmasının yeri son 20 yılda 10 kat artarak yüzde 2’den yüzde 20’ye yükseldi..

 

Bu artışın altında toplumda artan diyabet, obezite, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı olmasının yanında hepatit B virüsüne yönelik aşı kampanyaları ve hepatit C virüsünü neredeyse tamamen vücuttan temizleyen ilaçların keşfedilmesi ile hepatit virüs oranlarının azalması birlikte rol oynamaktadır..”

 

 

ERKEKLERDE RİSK 2-3 KAT DAHA FAZLA..!

 

“Tüm kanserler içinde karaciğer kanseri görülme sıklığı 6’ncı sırada..!”

 

  • Prof. Dr. Yaprak:

 

“Görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte her 100 bin kişide 3 ila 30 arasındadır. Bu oran ülkemizde her 100 binde 6.5 civarındadır. Erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha fazla görülür. Görülme yaşı açısından en çok 50 yaş üzerinde görülür..

 

✳Karaciğer kanseri vakalarının yüzde 80-90’ı siroz zemininde gelişir..

 

Tüm dünyada 2020 yılında 900 bin olan karaciğer kanserli hasta sayısının 2040 yılında 1 milyon 400 bine yükseleceği ön görülmektedir.. ABD’de ise 2020 yılında 38 bin olan yıllık karaciğer kanseri vaka sayısının 2030 yılında 56 bine yükseleceği öngörülmektedir..”

 

 

 

HAPTİTLER, AFLATOKSİN VE YAĞLANMAYA DİKKAT..!

 

“Karaciğerde gelişen kanserlerin 2 tip..!”

 

  • Prof. Dr. Yaprak:

 

“Karaciğerde gelişen kanserler birincil yani karaciğerin kendi hücrelerinin tümörleşmesi ile gelişen ya da ikincil yani karaciğere başka organ kanserlerinin sıçraması yolu ile gelişen olmak üzere iki tiptir..

 

-Birincil olanlar karaciğer kanseri diye adlandırılırken ikincil olanlar karaciğer metastazı olarak bilinirler..

 

 

Karaciğer kanserinde tedavide cerrahi, kemo-radyoterapi, girişimsel radyoloji gibi yöntemler bulunmasına rağmen, sadece birincil kanserlerin ‘hepatosellüler kanser’ tipinde ve uygun hastalarda karaciğer nakli yapılabilmektedir.. Bu tip hastalarda karaciğer nakli diğer tedavi yöntemlerine göre çok daha başarılı sonuç vermektedir..

 

Karaciğer kanserine yol açan nedenlerin başında hepatit B ve hepatit C enfeksiyonları, kronik alkol kullanımı, aflatoksin ve karaciğer yağlanması gelmektedir..

 

Hepatit B enfeksiyonu olan kişilerde karaciğer kanseri görülme riski 10-100 kat, Hepatit C enfeksiyonu olanlarda ise 17 kat daha yüksektir..”

 

 

 

♦ Karaciğer yağlanması siroz ve kansere yol açabilir..!

 

“Türkiye’de her 100 kişiden 30’unda karaciğer yağlanması ve buna bağlı siroz görülme sıklığı arttı..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Basit bir yağlanma ile başlayan hasar yıllar içinde siroz ve hatta kansere kadar giden ölümcül sorunlara yol açabilir.. Diyabet, obezite ve kolesterol karaciğerde yağlanma oranını artırıyor.. 10 yıl sonra maalesef 300 ila 400 bin insanımızda siroz gelişebilir..”

 

“karaciğer yağlanmasına bağlı olarak siroz görülme sıklığı..!”

 

  • Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer yağlanmasının alkole bağlı olan ve olmayan olarak ikiye ayrıldığını belirtmeliyim.. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması demek için karaciğerde en az yüzde 5 oranında yağlanma olması, yağlanmaya yol açacak ilaçların ve diğer kronik karaciğer hastalıklarının dışlanması gereklidir.. Karaciğer yağlanması basit yağlanma diye nitelendirdiğimiz durumdan karaciğerde hücre harabiyetine ve iltihaba yol açmış NASH diye isimlendirilen hastalığa kadar geniş bir spektrumu içerir..”

 

HER 100 KİŞİDEN 30’UNDA GÖRÜLÜYOR..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer yağlanması olan kişilerin yüzde 20’sinde NASH gelişiyor..

 

Karaciğer yağlanmasının sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte ülkemizde her 100 kişiden 30’unda karaciğer yağlanması mevcuttur..

 

Daha ciddi bir durum olan iltihaplı karaciğer yağlanması yani NASH hastalığı ise toplumda her 20 kişiden birinde görülüyor. NASH hastalarının yüzde 25’inde karaciğerde sertleşme gelişirken yüzde 10 kadarında ise olay yıllar içinde siroza ilerler..

 

Siroz gelişen hastaların ise yüzde 7’sinde karaciğer kanseri gelişir. Yani basit bir yağlanma ile başlayan hasar yıllar içinde siroz ve hatta kansere kadar giden ölümcül sorunlara yol açabilir. Bu rakamlar ülkemiz nüfusuna uyarlandığında 10 yıl sonra maalesef 300 ila 400 bin insanımızda siroz gelişmiş olacak..”

 

 

 

♦ OBEZİTE, DİYABET VE KOLESTEROL RİSKİ ARTIRIYOR..!

 

“Yağlanmaya bağlı sirozun görülme sıklığının artışı..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Diyabet, obezite, kolesterol yüksekliği gibi sorunları olan kişilerde karaciğerde yağlanma görülme oranı yüzde 40 ila 80 civarındadır.. Diyabeti olanların 1/3 ila 2/3’ünün karaciğeri yağlıdır..

 

Obezitede aynı şekilde dünyada gittikçe artan bir sorundur. Vücut kitle indeksi 35’in üzerindeki bireylerin yüzde 90’ında karaciğer yağlanması mevcuttur.. Bu sorunların toplumda artması yağlı karaciğer hastalığında paralel olarak artışa yol açar..

 

ABD’de yapılan modelleme çalışmasında, 2035 yılına kadar diyabet hastası sayısında yüzde 55’lik bir artış olacağı, şişman nüfus oranının yüzde 50’ye ulaşacağı ve tüm bunlar karşılığında 2030 yılında karaciğer yağlanmasına bağlı siroz hasta sayısında yüzde 168, karaciğer kanseri gelişmiş hasta sayısında ise yüzde 137 oranında artış olacağı tahmin edilmektedir..”

 

 

 

Uzmanlar, karaciğer yağlanmasının ciddi sonuçlarına dikkat çekti..!

 

“Karaciğer yağlanmasının insan sağlığına olan olumsuz etkileri..!”

 

  • Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr Erdem Koçak:

 

“Birçok hastada karaciğer yağlanması herhangi bir şikâyete yol açmadan yıllarca devam edebilir.. Bazı hastalar ise kronik yorgunluk, karın sağ üst tarafında olan ağrı ve rahatsızlık hissi ile doktora başvurabilirler..”

 

Karaciğer, zararlı maddelerin kandan süzülmesi gibi vücutta önemli görevleri yerine getiren bir organ.. Ancak dikkat edilmediğinde yağlanarak eski etkisini sürdüremeyebilir..

 

Karaciğer hücrelerinde çeşitli nedenlerden dolayı fazla yağ birikmesi karaciğer yağlanmasına neden olan bir sağlık problemi..

 

  • Uzmanlar:

 

“Karaciğer yağlanması nadir de olsa siroza kadar ilerleyen ciddi bir tabloya yol açabilir..”

 

“Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Erdem Koçak ile karaciğer yağlanmasına ilişkin merak edilenleri konuştuk..!”

 

  • Prof. Dr. Erdem Koçak:

 

“Karaciğerin, yaklaşık 1.5 kg ağırlığında, 14-15 cm büyüklüğünde, karnımızın sağ tarafında, göğüs kafesimizin hemen altında yer alan, vücudumuzun en büyük organı olduğunu anımsatmak isterim..

 

Karaciğer vücudumuzdaki en önemli ve fonksiyonel organlardan biri olup başlıca görevleri: vücutta protein ve kan pıhtılaşma faktörlerini üretmek, trigliserit (kan yağı) ve kolesterol üretimi, glikojen sentezi, safra üretimi ve bağırsaklarda üretilen toksik maddeleri temizlemektir..”

 

 

 

♦ YAĞ YAPIMININ ALTTA YATAN NEDENLERİ..!

 

  • Prof. Dr. Erdem Koçak:

 

“Normal sağlıklı bir insanın karaciğerinde çok az miktar yağın olduğunu, bu miktarın normal kabul edilen sınırın üstüne çıktığında karaciğerde yağ birikiminin olmaya başladığını ve bunun bir sağlık problemi olduğunu söylemeliyim..

 

Karaciğerde altta yatan birçok nedene bağlı olarak yağ yapımının artması sonucu karaciğer yağlanması tablosu ortaya çıkmaktadır.. Bu tablo basit bir karaciğer yağlanmasından ciddi siroza ilerleyen klinik bir duruma kadar ilerleyebilir..”

 

Karaciğer yağlanmasına yaklaşımda hastaları 2 ana başlık altında sınıflayıp buna göre tanı ve tedavi yöntemlerini belirliyoruz..Bunları ‘alkol ile ilişkili karaciğer yağlanması’ ve ‘alkol dışı karaciğer yağlanması’ olarak ayırıyoruz..

 

Örneğin fazla miktarda alkol tüketimi alkole bağlı karaciğer yağlanmasına neden olmaktadır. Çok az miktar alkol tüketen veya hiç alkol tüketmeyen bir kişide ortaya çıkan karaciğer yağlanmasının ise birçok nedeni olabilir. Obezite, şeker hastalığı ve insülin direnci, kan kolesterol ve kan trigliserit düzeylerinin yüksek olması en çok bilinen sebepler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların dışında gebelik, bazı durumlarda gelişen hızlı kilo kayıpları, hepatit C gibi bazı virüsler, bazı ilaçlar ve bazı toksinler de karaciğer yağlanmasına neden olabilir..”

 

“SİNSİCE İLERLER..!”

 

  • Prof. Dr. Erdem Koçak:

 

“Birçok hastada karaciğer yağlanmasının herhangi bir şikâyete yol açmadan yıllarca devam ettiğini anımsatır..

 

Bazı hastalar ise kronik yorgunluk, karın sağ üst tarafında olan ağrı ve rahatsızlık hissi ile doktora başvurabilirler.. Günlük pratikte birçok hastada karaciğer yağlanması, tarama amaçlı veya başka bir nedenle yapılan görüntüleme yöntemlerinde ve yapılan kan tetkiklerinde karaciğer testlerinde görülen bozukluklar ile tespit edilmektedir. Yaşam tarzı değişikliği en önemli tedavi yöntemidir..”

 

“NASIL BESLENMELİYİZ..!”

 

  • Prof. Dr. Erdem Koçak:

 

“Meyve, sebze, baklagiller ve tam tahıl içeren gıda tüketimini öncelik verilmelidir. Tatlılar, pirinç, beyaz ekmek ve rafine edilmiş tahıl ürünleri mümkün olduğunca tüketilmemelidir..

 

Rafine edilmiş tahıllar; lifli ve besleyici kısmı alınmış ürünlerdir. Rafine edilmiş karbonhidratlar boş kalori sağlayan lif, vitamin ve mineralden yoksun gıdalardır. Bunlar hızlı bir şekilde sindirilir ve glisemik indeksleri oldukça yüksektir. Yemek sonrası kan şekeri ve insülin seviyelerinde ani ve hızlı yükselmeye yol açarak karaciğer yağlanmasına sebep olurlar..

 

Kırmızı et ve diğer birçok hayvansal üründe bulunan doymuş yağ tüketimi sınırlanmalıdır. İşlenmiş atıştırmalık gıdalarda bulunan trans yağlardan mutlak surette kaçınılmalıdır.. 

 

Sadece yaşam tarzı değişikliği ile ideal kilosuna kavuşan ve diyet uyumu gösteren hastaların büyük çoğunluğunda karaciğer yağlanması tedavi edilebilmektedir. Yine düzenli egzersiz yapmanın karaciğer yağlanmasının tedavisinde önemi oldukça büyüktür..” 

 

Cumhuriyet //Sibel Bahçetepe

 

 

 

♦ Karaciğer yağlanması artık zayıfların da sorunu..!

 

“Karaciğer yağlanmasının toplumda görülme oranı yüzde 25..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer yağlanması tipik olarak insülin direnci olan ve karın çevresi geniş insanlarda görülmesine rağmen son yıllarda zayıf veya normal vücut ağırlığına sahip olan insanlarda da gelişmeye başladı.. Yapılan araştırmalar karaciğer yağlanması olan insanların yüzde 40’ının normal kiloda veya zayıf olduğunu ortaya koydu..”

 

Toplumun yüzde 25’inde karaciğer yağlanması olduğunu kaydeden Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Onur Yaprak, son zamanlarda yapılan çalışmaların, sadece fazla kilolu insanlarda değil, zayıf veya normal kilodaki kişilerde de karaciğer yağlanmasının arttığını ortaya koyduğuna dikkat çekti..

 

“Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinin yüzde 5’inden fazlasının yağ hücresi haline gelmesiyle oluşuyor..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer yağlanması, günümüz dünyasının, artan en büyük sorunları haline geldi. Yağlanma, karaciğerin normal hücrelerinin yüzde 5’inden fazlasını yağ hücrelerinin oluşturmaya başlamasıdır. Yağlanmayı hafif derece, orta derece ve şiddetli derece olarak 3’e de ayırabiliriz. Yağlanma oranı, dünya çapında büyük bir artış göstermekte. Bundan 20 yıl önce yüzde 10 civarındayken, bugün her dört kişiden birinin, yani toplumun yüzde 25’inin, karaciğeri yağlı diyebiliriz. Hatta Türkiye’de bu oran yüzde 30 civarında..”

 

 

 

EN BÜYÜK NEDEN METABOLİK SENDROM..!

 

“Karaciğer yağlanmasının nedenleri..!”

 

  • Prof. Dr. Yaprak:

 

“Karaciğer yağlanması sebeplerinin yüzde 40 ile yüzde 80’i arasında, metabolik sendrom var..  Metabolik sendromun diyabet, hipertansiyon, obezite, kolesterol yüksekliği gibi komponentleri var.. Bunlar karaciğer yağlanmasına yatkınlık gösteren faktörler.. Eğer kişide metabolik sendrom denilen bir durum, insülin direnci varsa yüzde 40 ile 80 oranı arasında karaciğer yağlı demektir..”

 

“Toplumda karaciğer yağlanması olan kişilerin yüzde 60’ının kilo fazla..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

 

 

“Obezite de karaciğer yağlanması yapan nedenlerden biridir. Karaciğer yağlanması olan kişilerin biyokimyalarına baktığımızda trigliserid, LDL (Düşük yoğunluklu lipoprotein), kolesterollerinin, açlık kan şekerlerinin yüksek olduğunu görmekteyiz..

 

Obezite, metabolik sendrom, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterol gibi durumlar da karaciğer yağlanmasına yatkınlık gösteren diğer faktörler..

 

Ancak yapılan çalışmalarla, şu anda dünyada bu tip risk faktörleri olmayan kişilerde de karaciğer yağlanması olduğu ortaya çıkmaya başladı. Yani zayıf veya normal kilodaki kişilerde de karaciğer yağlanması olduğunu görüyoruz..

 

Eğer vücut kitle endeksiniz yüzde 25’in altındaysa normal kilodasınız, yüzde 20’nin altında ise düşük kilodasınız demektir.. Bu tip kişilerde de şu anda yüzde 10 ile yüzde 20 arasında karaciğer yağlanması başladı..”

 

 

 

♦ ZAYIF KİŞİLERDE KARACİĞER YAĞLANMASI NEDEN BAŞLADI..!?

 

“Zayıf veya normal kilodaki bireylerde karaciğer yağlanmasına yol açan nedenlerin başında beslenme alışkanlığı geliyor..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Toplumun beslenme alışkanlığı değişti. Früktoz dediğimiz şekerden, hazır gıdalarla beslenme başladı.. Fruktozun karaciğerde, alkol benzeri bir iltihap oluşturması söz konusu.. Bilinçsiz yapılan diyetler, uzun süre aç kalınma da karaciğeri yağlandırıyor..

 

Metabolik hastalıklar da toplumda artmaya başladı. Genetik mutasyonlar ortaya çıkmaya başladı. Mesela PNLP LA3 diye bir gende oluşan mutasyon, zayıf veya normal kilodaki kişilerde de karaciğer yağlanması oluşmasına neden oldu.. Bir diğer neden ise kalıtımsal durumlar.. Yani siz ne yaparsanız yapın, kilolu değilseniz bile, karaciğeriniz yağlı olabiliyor..”

 

“Protein ağırlıklı beslenmenin önemi..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Zayıf kişilerde karaciğer yağlanmasına yol açan başka bir neden de adiponektin dediğimiz, son zamanlarda önemi ortaya çıkan ve yağ dokusunda üretilen, bir nevi hormonun da düşük olduğunun bulunması oldu..

 

Aynı şekilde kas kitlesi kaybı da karaciğer yağlanmasına sebep olan önemli bir etken..

 

Proteinden düşük beslenme, uzun süreli açlık kas kaybına neden olur ve böylece vücutta yağ dokusu oluşmaya başlar.. Aslında dışardan kilolu görünmeseniz bile gizli yağlanma dediğimiz, kas dokusunun yerini yağ dokusunun alması da gizli yağlanmaya yol açıyor.. Yine bu da karaciğer yağlanmasını beraberinde getiriyor..”

 

“BEL VE KARIN ÇEVRESİNE BAKARAK TEŞHİS EDİLEBİLİR..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer rahatsızlıklarının dışarıdan belirti vermediğini ancak kadınlarda ve erkeklerde bel ve karın çevresine bakarak karaciğer yağlanması olup olmadığına dair tahmin yürütülebildiğini söylemeliyim..

 

Belirgin bir şekilde karaciğerinin yağlı olduğunu tahmin ettiğimiz kişiler var. Mesela bel çevresi önemli..

 

Türk halkı özelinde konuşacak olursak, erkeklerde 100 santimetre bel çevresi, kadınlarda ise 90 santimetre üzerinde bel ve karın çevresi kişide bir karaciğer yağlanması olup olmadığını tahmin ettirir.. Ama en sağlıklısı, bu sayılardan 10 eksilterek, erkeklerde 90 santimetre, kadınlarda ise 80 santimetreyi geçmemektir..”

 

“DİYABET RİSKİNİ 4 KAT ARTTIRABİLİR..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Karaciğer yağlanmasına sebep olan birçok faktör olduğu gibi karaciğer yağlanmasının da birçok hastalığa davetiye çıkarabileceğini belirtmeliyim..

 

Diyabet ve kolesterolün, karaciğer yağlanmasına neden olduğu gibi tam tersi bir durum da söz konusu olabilir. Yani karaciğer yağlanması da diyabete yol açabilir..

 

Karaciğer yağlanması olanlarda, diyabet riski 3-4 kat artabilir. Onun dışında, karaciğerin kendisinde oluşabilecek hastalıklar da korktuğumuz başka bir konu..

 

Karaciğeri yağlı olan kişilerde 10 yılda karaciğer sirozu gelişme oranı yüzde 3’tür. Karaciğer sirozu gelişen kişilerde, karaciğer kanseri gelişme ihtimali yüzde 10’dur..

 

Yağlanma geliştiği anda siroz ve karaciğer kanseri olma riskleri artar. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, siroz yapmadan da karaciğer yağlanmasının karaciğer kanserine yol açtığı ortaya çıktı..”

 

“YAĞLANMAYI DÜZELTMEK İÇİN BUNLARI YAPIN..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Fazla kilolu bireylerin kilo vererek karaciğer yağlanmasını geriletebileceğini söylemeliyim..”

 

“Zayıf veya normal kilolu bireylerin, kilo vermeden karaciğer yağlanmasını geriletmesi için tavsiyeler..!”

 

  • Prof. Dr. Onur Yaprak:

 

“Eğer neden kilo fazlalığı ise, bu kilonun yüzde 10’unu verdiğinizde yağlanma geriler. Zayıf olan kişiler ise, egzersiz yaparak, kan kolesterol düzeylerinde yüzde 10’luk bir azalma sağlamayabilirler.. Beslenme alışkanlıklarını düzeltmeleri, zeytinyağından zengin beslenmeleri, sebze ve yeşillik tüketmeleri, hazır işlenmiş gıdalardan, karbonhidrat ve unlu mamullerden uzak durmaları ve yeterli uyku uyumalarını öneriyoruz..

 

Bağırsak floraları da önemli bir nokta. Zayıf kişiler bağırsak floralarını düzenlemeli. Özellikle son zamanlarda mikrobiyata dediğimiz bağırsak florası ile karaciğer yağlanması arasında çok ciddi bir kolerasyon bulunuyor.. Probiyotik de alabilirler. Düzenli egzersiz ve uyku, sağlıklı beslenme ile zayıf olmalarına rağmen kilo vermeden de karaciğer yağlanmalarında gerileme olacaktır..”

 

 

 

İLGİLİ HABER

 

Cumhuriyet

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Verified by MonsterInsights