Kromozomlardan bağımsız olarak çoğalabilen küçük, dairesel DNA iplikçikleri olan plazmitler, dışlayıcının içinde bulunur.

 Organel aile ağacına eklenen en yeni ayrıcalıklıyla tanışın.

Memeli Hücrelerinde Yeni Bir “Mini Organ” Keşfedildi

Yeni araştırmalar, memeli hücrelerinde yepyeni bir organelin varlığını ortaya çıkardı. Daha önce hiç tanımlanmayan “mini organ”a dışlayıcı adı veriliyor ve plazmit adı verilen DNA halkalarından oluşuyor..

-Keşiften sorumlu ekip, bunun otoimmün hastalıkla ilgili olabileceğine ve çekirdeklerin nasıl evrimleştiğini anlamamıza yardımcı olabileceğine inanıyor..

-Organeller, bir hücrenin iç organları gibi, her birinin kendi önemli işlevi olan özelleşmiş alt birimleridir..

Bu alt birimlerin en yenisi olan dışlayıcı, hücre plazmasında bulunan bir bölmedir..

Bu alışılmadık bir durum çünkü ökaryotik hücreler olarak adlandırdığımız çekirdeklere sahip hücrelerin çoğunda DNA, çekirdekte bulunur ve kromozomlar halinde paketlenir ..

-Bunun yerine, dışlayıcıda, kromozomlardan bağımsız olarak çoğalabilen ve genellikle bakterilerde ve diğer mikroskobik organizmalarda bulunan küçük, dairesel DNA şeritleri olan plazmidler halinde düzenlenir..

-Yeni organelde bulunan plazmitlerin bir kısmı hücre dışından kaynaklanırken, bir kısmı da kromozomların uçlarındaki koruyucu başlıklar olan telomerlerden geliyor..

Bu tür telomerik halkalar sıklıkla kanser hücrelerinde ortaya çıkar.

Bu nedenle, bunların dışlayıcıdaki keşfi, hücrelerin yabancı olan veya artık gerekli olmayan DNA’yı tanımlayabildiğini ve onu çekirdekten çıkarabildiğini ve onu hücre dışından gelen plazmitlerin yanı sıra hücre plazmasında biriktirebildiğini göstermektedir. Bu şekilde dışlayıcı, hücrenin genetik bütünlüğünü koruyan koruyucu bir işleve sahip olabilir..

 

–   ETH Zürih Biyokimya Enstitüsü’nden Ruth Kroschewski:

“Bu, hücrelerin kromozomları korumak için gerçekleştirdiği temel hijyen işlevlerinden biridir. Ayrılamayan plazmitler teorik olarak kendilerini kromozomlara gömebilir. Virüslerin veya bakterilerin nükleer plazmid genlerinin proteinlere çevrilmesi daha olasıdır, bu da hücre fizyolojisini bozar.”

Kroschewski’nin hipotezine göre, dışlayıcı bu durumun önlenmesine yardımcı oluyor gibi görünüyor, ancak hücresel immünolojik hafızada rol oynayabilmesine rağmen başka hangi rolleri yerine getirdiği henüz belli değil.

Bir proteinin, hücre plazmasındaki DNA’ya bağlandığı ve muhtemelen bir bağışıklık tepkisini başlatabilecek inflamatuar haberci maddelerin salınımını tetiklediği bilinmektedir..

Eğer bu protein dışlayıcıdaki plazmidlere bağlanırsa, proinflamatuar bir sinyalleme kademesine yol açabilir, bu da otoimmün hastalıkta organel ailesine yapılan son eklemeyi işaret eder…

–     Kroschewski

“Bu, sistemik lupus eritematozus gibi otoimmün yanıtları kolaylaştırabilir ..Dışlayıcı, her ikisinin de bir zarla sarılmış DNA içermesi açısından hücre çekirdeğiyle bazı benzerlikler paylaşıyor ve bu nedenle ökaryotik hücrelerdeki çekirdeklerin evrimsel kökenine dair ipucu verebilir. Dışlayıcının çok daha basit olduğunu ve ‘nükleer zarfta yalnızca oluşumunun ilk aşamalarında görülebilen boşluklar içerdiğini’ söyleyebilirim..

Belki de dışlayıcı, hücre çekirdeği üretmeye yönelik ilk girişimdir..”

Şimdilik bu teoriler teori olarak kalacak, ancak ekip daha fazla araştırmayla gizemli yeni organel ve onun biyolojik ve evrimsel rolleri hakkında bazı cevaplar alabileceklerini umuyor.

Çalışma Hücrenin Moleküler Biyolojisi’nde yayınlandı .

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Verified by MonsterInsights