İÇİNDEKİLER
“GLADYO’NUN DEVAMI ERGENEKON DİYORLARDI HAYIR GLADYONUN DEVAMI FETHULLAH“
22. İstanbul Milletvekili Emin Şirin soruyor, gazeteci yazar Aytunç Ekin yanıtlıyor.

KOMÜNİZMLE MÜCADELE DERNEKLERİ, ÖZEL HARP DAİRESİ VS DİYE ANLATILAN SÜRECİN SONUNDA ÖZELLİKLE FETÖCÜLER BUNUN DEVAMI ERGENEKONDUR DİYORLAR HAYIR BUNLARIN DEVAMI FETÖ
HİLMİ ÖZKÖK FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜNE BİLEREK VE İSTEYEREK YARDIM ETMİŞTİR
KARA HARP OKULU HİZMET EĞİTİM ŞUBE MÜDÜRÜ MEHMET DİŞLİ FETHULLAHÇIDIR VE FETHULLAHÇI ÖRGÜTLENME YAPIYOR BURADA DİYORLAR
BU MEKTUBU BİR HARBİYELİ ÖĞRENCİ YAZAMAZ BUNU BİR CEMAATÇİ YAZAR BUNU ARAŞTIRIN
NERİM BİTLİSLİOĞLU TERFİ BEKLERKEN EMEKLİ EDİLDİ
FETHULLAH’IN SİYASİ AYAĞI MEDYA VE ULUSLARARASI AYAĞI ÇIKARILMADIĞI SÜRECE GLADYO İLE MÜCADELE EKSİK KALACAK TEKRAR DÖNEBİLİRLER
SAYIN CUMHURBAŞKANI BU KİTABI MUTLAKA OKUMALI
2006’DA FETHULLAHÇI OLDUĞU TESPİT EDİLEN MEHMET DİŞLİ’NİN ÖNÜNÜ KİM AÇTI
“DARBECİ MEHMET DİŞLİ’Yİ 2006’DA KİMLER KORUDU?”
SÖZCÜ yazarı Aytunç Erkin:
“15 Temmuz’a giden yolun temeli Ergenekon’da atılmışsa bu kumpasın medya ayağı nerede?”
Kitabın “Hilmi Özkök, MİT Müsteşarları Şenkal Atasagun, Emre Taner artık konuşmalı” diye bitiyor. Onların ifadeleri neleri değiştirecek?
Aytunç Erkin:
”Konuşmalılar… Çünkü Ergenekon kumpasını kim kurdu? Onu aramalıyız. Siyasi ayak, medya ayağı ve uluslararası ayak… Üçünü birleştiren bir dava açılmak zorunda. Biz bu kumpası kimin kurduğuna dair savcılıklardan bunu bekliyoruz. Bıraksınlar SÖZCÜ, Cumhuriyet davalarını. Gerçeğe baksınlar. MİT Müsteşarları Şenkal Atasagun, Emre Taner konuşsun ve anlatsınlar çekinmesinler… Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ‘kasaptaki ete soğan doğrasın’ artık! Özkök, Atasagun ve Taner’e soruyorum: Kim verdi onlara o belgeleri, neden kullandılar, neden işlem yaptılar? Düğümü MİT çözecek!..
Hep söylüyorum… Ergenekon’un medya ayağı, uluslararası ayağı, siyasi ayağı mutlaka ortaya çıkarılmalı. Kim kurdu bu kumpasları? Fetullah tek başına değil. Ben bunu söylüyorum kitapta, bu soruya yanıt arıyorum. Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde ’15 Temmuz’a giden süreç’ diye 42 sayfalık bir kitapçık var. Cumhurbaşkanlığı diyor ki, ’15 Temmuz’a giden yolun temeli Ergenekon’da atılmıştır.’ Peki, bu kumpasın medya ayağı nerede?
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök hala neden konuşmuyor? 2005’te, Kara Harp Okulu Komutanı Reha Taşkesen’e kurulan kumpasta Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün rolü ne? Okuyacak herkes!”

FETÖ’nün ihbar mektuplarını Hilmi Özkök neden ciddiye aldı?
Aytunç Erkin:
”Çünkü gerçek Kemalist kesimden rahatsızdı! Çok iddialıyım. Örgütün önünü açan en önemli isim Hilmi Özkök’tür! Artık bunları konuşmak lazım. Hepsi belgeli. Genelkurmay eski Başkanı Özkök, Fetullahçılardan gelen ihbar mektuplarını işleme koyuyor ama Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen’in raporunu ciddiye almıyor. Reha Paşa raporunda diyor ki, “Bunları cemaat yapıyor”! Ne zaman? 2005-2006’da… Ama Org. Hilmi Özkök Fetullahçıların ihbar mektuplarına sahip çıkıyor.”

2005’te Kara Harp Okulu Komutanı olan Reha Taşkesen darbeci Mehmet Dişli’nin FETÖ’cü olduğunu tespit ediyor. Ama uyarısı ciddiye alınmıyor? Genelkurmay Başkanı’nın Mehmet Dişli’yi tespit etmesi zor muydu?
Aytunç Erkin:
”Etmiştir bence! Ama sahip de çıkmıştır. Çünkü operasyonlar geliyordu. 2005’te Fetullah Gülen ‘Ulusalcı dalgayı aşacağız’ diye açıklama yapmıştı. O süreçlerde başladı her şey. 2004’te MGK’da Fetullah Gülen’in örgüt olarak kabul edilmesi var ama kimse girmiyor bu topa. Reha Taşkesen, Kara Harp Okulu’ndaki Fetullahçıları tespit ediyordu. FETÖ’cü olduğunu bildiği Mehmet Dişli’yi rahatsız ediyor. Sonra Mehmet Dişli’yi bir anda Amerika’ya yolluyorlar. Bahane de kurs! O sırada Reha Taşkesen’i dinlemeye başlıyorlar. Kim dinliyor? Hilmi Özkök’e bunu sormak gerek. Reha Taşkesen, Kara Harp Okulu’nda Şu Çılgın Türkler kitabını okutan isim. Kemalist bir komutan. Fethullah’ın en büyük hedefi gerçek Kemalistler ve cumhuriyetçilerdi. NATO’cu olmayan Kemalistler… Hedef aldılar..
Belgeleriyle yazdım. Bu kitapta belgesiz bir bilgi… Yalan ve komplo yok.”
Kripto vurgusu yapıyorsun…
Aytunç Erkin:
”SÖZCÜ Gazetesi’ne kurulan kumpastır. Fetullah döneminde yapılanın bire bir örneğidir. Okudukça hala dehşete kapılıyorum, böyle bir örgüt yok. Bu kadar yüzeysel olamaz bu örgüt. Israrla söylüyorum. SÖZCÜ davasını da bu örgüt açtı. Bu örgütün mutlaka parmak izi vardır. Çünkü bu örgütün ipliğini pazara çıkaran gazeteye kim FETÖ’ye yardım diye dava açar? Kriptolar uğraşır.”
https://www.cafemedyam.com/2020/01/12/bahceli-feto-arastirmasindan-korkuyor/
Genelkurmay Çatı Davası’nda bilirkişi Tuğgeneral Nerim Bitlislioğlu’nun “İhbar mektupları dönemi tekrar başlayabilir” tespiti ve terfi beklerken emekli edilmesi ne anlama geliyor?
Aytunç Erkin:
”Bakın Fetullah geriye dönebilir. Bunu unutmayın. Fethullah bir görünüm… Bütün tarikatlar içinde tekrar olabilir. Atatürkçü görünebilir. Mücadele edenler de var etmeyen de var. Bu yapı başka görünümle gelebilir, ben bu tehlikeye dikkat çekiyorum. Nerim Bitlislioğlu’nun son Yüksek Askeri Şura’da terfi beklerken emekli edilmesini kim istediyse, örgütle mücadele etmiyordur!”
“BANA GÖRE ÖZKÖK FETÖ’CÜ”
Aytunç Erkin, FETÖ’nün ilk kumpaslarından olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne yönelik operasyonu anlattı ve usta hukukçu Turgut Kazan’ın görüşlerine yer verdi.
Aytunç Erkin:
’Dayının Casusları’ kitabımın çıkmasıyla birlikte Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök de gündeme geldi..
Fox Tv’de Özkök dönemiyle ilgili yaptığımı açıklamalar sonrasında usta hukukçu Turgut Kazan beni aradı. Kazan’ın sözlerine yer vereceğim…
Ancak…
Unutmayın o günleri… Tarih 9 Kasım 2005…
Hakkari Şemdinli’de, Özipek Pasajı’nda faaliyet gösteren Umut Kitabevi, öğlen saatlerinde bombalı bir saldırıya hedef oldu. Yapılan incelemelerde otomobilin jandarmaya ait olduğu, kitabevini bombalayanların jandarma görevlileri olduğu yolunda bulgulara ulaşıldı. Aracı kullanan astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş saldırının failleri olarak suçlandı..
Özel Yetkili Savcı Ferhat Sarıkaya Van’da soruşturmayı üstlendi ve iki astsubayın dışında Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt’ı ağır ifadeler eşliğinde ‘suç işlemek için örgüt kurmak, görevi kötüye kullanmak, sahte belge düzenlemek ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’le suçladı.
Bu arada…
Şemdinli’den 7 ay önce, Nisan 2005’te Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelen ihbar mektubu vardı…
Mektupta, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin (YYÜ) alımlarında yolsuzluk yapıldığı, çete kurulduğu, kadrolaşma/fişleme yapıldığı iddiaları yer alıyordu.
Ancak…
Prof. Erdoğan Teziç’in başkanı olduğu YÖK’ten yargılama izni çıkmamış, bu nedenle savcılık da ‘görevsizlik’ kararı vermişti. Bitmedi…”
“HİLMİ ÖZKÖK’ÜN ÇIKIŞI“
Aytunç Erkin:
”İhbarcı ısrarlıydı. Aynı ihbar Haziran 2005’te dosyaya bakan Ferhat Sarıkaya tarafından, yargılama için YÖK izni gerektirmeyen ‘çıkar amaçlı suç örgütü kurulduğu’ iddiasıyla işleme kondu..
YYÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ile üniversite yönetimi 25 milyon dolarlık tıbbi malzeme alımında yolsuzluk yapmakla suçlanıyordu..
YYÜ Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı tutuklandı…
Prof. Yücel Aşkın’ın evine 13 saat süren bir baskın yapıldı. İkinci suçlama ‘tarihi eser kaçakçılığı’ydı. Aşkın, yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak 14 Ekim 2005’te tutuklandı.
Suçlamaları onuruna yediremeyen Enver Arpalı, ‘Bu lekeyle yaşayamam’ diyerek 13 Kasım 2005’te cezaevinde canına kıydı. Yücel Aşkın ve arkadaşları tüm suçlamalardan beraat etti. Kumpas ortaya çıktı.
O günlerde YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ve rektörler dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten Van olayını görüşmek için randevu istedi…
Devlet aklına uyarılar yapıldı! Ve çarpıcı bir gelişme yaşandı…
Tarih 20 Ekim 2005…
Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Çankaya Köşkü’nde resepsiyon verdi.
Resepsiyon katılan Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, ‘Siyasi iktidar aleyhine konuşmam’ dedi ve rektörlerin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten aldığı randevuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı..
Hilmi Özkök:
‘Toplu hareket olarak bana gelip bir şey söyleselerdi, soğuk bakardım. Benim bilgim dahilinde, bir politika başlığı ve anayasal kurumu karşısına alan bir grup, benimle gelip konuşamaz.’
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç:
” Hilmi Özkök’ün açıklamaları…Genelkurmay’dan talebimiz olmadı. Bu konu yetki ve içeriği açısından Adalet Bakanlığı ile ilgili. Biz neden Genelkurmay Başkanı’yla polemiğe girelim…”
Yıllar geçti…
19 Ekim 2016…
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Meclis’te oluşturulan ‘Darbe Girişimi Komisyonu’nda Hilmi Özkök bilgi verdi.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hilmi Özkök’e soruyor:
‘Erdoğan Teziç ve 70’e yakın rektör ve profesör Adalet Bakanından randevu alıyorlar ve gidiyorlar, Adalet Bakanıyla görüşüyorlar; ertesi günü de Van’a gidecekler. Adalet Bakanıyla görüşmeden sonra siz şunu söylüyorsunuz yani sorulmadan söylüyorsunuz ve sizden de randevu istenmemiş: ‘Benden istenseydi ben randevu vermezdim’ diyorsunuz. Neden?’
Hilmi Özkök de şu bilgiyi veriyor:
‘… Benim hatıramda kesin bir yeri yok ama şu var: Eğer söylemişsem bile o zaman mutlaka ona önemli bir olay etki etmiştir, onun için öyle demişimdir. Şu anda ben kesin olarak hatırlamıyorum. Genelkurmay Başkanı olarak görev sahanızda olmayan şeyleri gruplar halinde alırsanız verdiğiniz mesaj belki şu anda baktığımız zaman doğrudur ama o zaman doğru muydu acaba? Çünkü o günkü şartlar içerisinde olayları değerlendirmek lazım.’
Hilmi Özkök, Ergenekon sürecinde ‘Kasaptaki ete soğan doğramam’ demişti ancak… Van’da doğramıştı!
O günlerin tanığı ise Özkök’ten farklı düşünüyordu ve sert konuştu.”
“HİLMİ ÖZKÖK BU FELAKETİN DESTEKÇİSİ OLDUĞU İÇİN FETÖ’CÜDÜR“
Aytunç Erkin:
”Turgut Kazan…
50 yıllık hukukçu ve o dönemin tanığı…
İntihar eden Enver Arpalı’nın da avukatı…
Turgut Kazan’a örgütün ilk soruşturmasını sordum, anlattı:
‘Ben, Van Yüzüncü Yıl soruşturmasını, o dönem cemaat denilen yapının ilk planı olarak gördüm. 2005’i hatırlayın… Bir hukukçu yurttaş olarak soruşturmayı kaygıyla izliyordum. O aşamada YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ve çok sayıda rektörün Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten randevu almalarını heyecanla karşıladım. O görüşmeden sonra yaptıkları açıklama bana umut vermişti. Çünkü… Büyük bir tertibe karşı kararlılık göstergesiydi. Hatta rektörlerin, (Van’a gideceğiz, cezaevini ziyaret edeceğiz) açıklaması müthiş bir olaydı. O komployu yerle bir edecekti. Tam o sevinci yaşarken… Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ‘Benden randevu isteseler vermezdim’ dedi. Sen kimsin? Genelkurmay Başkanı değil misin? Neden bu açıklamayı yaptın? İnanılmaz bir şeydi.’
Bu açıklama Van’daki FETÖ’cü Savcı Ferhat Sarıkaya’yı yüreklendirdi. Teziç ve arkadaşları da jandarma kuşatması altında cezaevine gitti, Yücel Aşkın’ı ziyaret etti. Cemaatin Van’daki ilk adımını destekleyen bir Genelkurmay Başkanı olduğunu gösteriyordu. Sonra Darbe Girişimi Komisyonu kurulunca, Hilmi Özkök’ün dinleneceğini öğrendim. Milletvekili dostlarıma, ‘Sizden bir randevu da istenmemiş ama bu beyanda o gün bulunuyorsunuz ve diyorsunuz ki: Benden istenseydi ben vermezdim randevuyu. Yani Adalet Bakanı’na gitmişler, görüşmüşler. Bu soru işareti hep kamuoyunda kaldı. Neden bu açıklamayı yapma gereği duydunuz?’ sorusunu sormalarını istedim. Soruldu…
Anlı şanlı Genelkurmay Başkanı ‘hatırlamıyorum’ dedi. Bu da bana göre FETÖ’nün ilk denemesi olan Van Yüzüncü Yıl soruşturmasına bir destektir! Hilmi Özkök’ün FETÖ’cü olduğu izlenimi edindim. Bir Genelkurmay Başkanı böyle bir şey yapmaz… Yapıyorsanız… Enver Arpalı intihar edince aile bana başvurdu. Van’a gittim ve Ferhat Sarıkaya’yı görünce, döndüğümde gazetecileri, yayın yönetmenleri çağırdım, onlara, Van’da gördüğümü anlattım. Ülkenin güvenliğinin tehlikede olduğunu söyledim. Net söylüyorum:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, bu felaketin destekçisi olduğu için FETÖ’cüdür!’
SORU ŞU: Hilmi Özkök, o dönem Fetullahçılardan baskı gördü mü? Onlarla bir görüşme yaptı mı?”
- ‘Dayının akrabaları geldi haber verin” cümlesi ilk nerede kuruldu? Dayı kim?
- Hangi gazeteci Ergenekon’un medya patronuydu? Aziz Yıldırım’la ilişkisi neydi?
- Hangi polis şefi, hangi gazeteciye, 2010’da, TSK’dan bilgi aldıklarını itiraf etti?
- Genelkurmay’ın Watergate’i ve tesisatçılar ilk komployu nasıl ve kime kurdu?
- Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen neden emekliliğini istedi?
- 2006’da, Kara Harp Okulu Komutanlığı’nda darbeci Mehmet Dişli’nin görevi neydi?
- TSK’daki casuslar, ilk dinlemeyi kime yaptı? Komutana dinlendiğini kim haber verdi?
- Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt, tümgeneralinden ne istedi?
- Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, casusların ihbar mektuplarını neden ciddiye aldı?
- 2006’da Org. Hilmi Özkök’e yollanan raporda casuslarla ilgili kim ne bilgiler verdi?
- Hulusi Akar, darbeci Mehmet Dişli’nin Fetullahçı olduğunu neden tespit edemedi?
- TSK’da Martı, Tilki, Kurt ve Kartal Kuvvetleri adlı örgütler kim tarafından kuruldu?
- MİT’e yollanan CD ve mektuplarla ilgili parmak izi incelemesini hangi savcı yaptı?
- 15 Temmuz 2016’dan sonra casusun yolladığı mektuptaki parmak izi nasıl tespit edildi?
- İsimsiz ihbar mektuplarını yazan kişi hangi devlet kurumunda çalışıyordu? Şimdi nerede?
- İlk defa ortaya çıkan parmak izini ortaya çıkaran komutanın başına neler geldi?
- Genelkurmay Askeri Savcılığı’na ifade veren Nurettin Veren ifadesi nasıl kayboldu?
- Hangi komutan gözaltındayken, laptopuna dinleme cihazı konuldu?
- MİT Müsteşar YardımıcısI Afet Güneş’in İşçi Partisi’ne yerleştirdiği ‘kaynağı’ kim?
VE DAHA FAZLASI…

İLGİLİ HABER
Odatv – sozcu.- Hande Zeyrek
