
Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun
İÇİNDEKİLER
Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun
19 Mayıs denince akla öncelikle Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı…
-Kuvayı Milliye örgütlenmesinin başlaması gelir.
-Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas kongreleri…
-Meclis’in Ankara’da açılışı…
-Emperyalist işgal güçlerine karşı direniş, ulusal savaş…
-Gece gündüz, kışta, yağmurda ve ayazda cepheye silah ve cephane taşıyan köylü kadınlar gelir aklımıza…
Böylesi bir kahramanlık da başka bir ülkenin tarihinde yoktur…
KUVAYI MİLLİYE
-Kuvayı Milliye, milli güçler, milli kuvvetler demektir. Bir örgütlenme ve bir halk hareketidir. Kuvayı Milliye aynı zamanda “Kuvayı Milliye Ruhu”nu da içerir.
-Kuvayı Milliye, işgal edilmiş vatan topraklarının kurtarılması ve tam bağımsızlık için savaşmaktır.
-Kuvayı Milliye büyük bir destandır. Emperyalistlere ve onların işbirlikçilerine karşı savaştır.
HASAN TAHSİN
Kuvayı Milliye, İzmir’in işgali için karaya çıkan Yunan ordusu karşısında dayanamayıp “Sen başla, bir bitiren bulunur” diye silahını ateşleyen Hasan Tahsin’dir.
AYVALIK’TA ALİ ÇETİNKAYA
Kuvayı Milliye, Ayvalık’ı işgal etmek için karaya çıkan Yunan işgal güçlerine, yanındaki bir avuç askerle karşı çıkan Yarbay Ali Çetinkaya’dır.
-Kuvayı Milliye, Ödemiş’te askeri depoyu basarak silahları halka dağıtan Yüzbaşı Tahir Fethi Bey’dir.
İşgallerden sonra yurdun dört bir yerinde Hatay’da Karakese köyünde, Ayvalık’ta, Ödemiş’te yerel direnişler baş göstermişti.

MÜDAFAA-İ HUKUK KONGRELERİ: ÇOBAN ATEŞLERİ
Kuvayı Milliye, Yunan işgal güçlerinin İzmir’e ayak basıp Batı Anadolu’da ilerlemesi karşısında, Kars’tan Edirne’ye kadar 1919 yılında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde, Kars, Ardahan, Balıkesir, Nazilli, Alaşehir, Muğla, Edirne olmak üzere vatanın 30 yerinde toplanan Müdafaa-i Hukuk Kongreleridir.
Bunlar çoban ateşleriydi. Anadolu’nun ve Trakya’nın dört bir yanından bir bir yükselen yerel kongrelerdi. Ama bu çoban ateşleri, saman alevleri olmamalıydı. Bu çoban ateşleri birleştirilmeliydi, tüm vatanı kapsayan bir alev oluşturulmalıydı. İşte Kuvayı Milliye asıl buydu… Kuvayı Milliye, çoban ateşlerini birleştiren önderlikti, Kuvayı Milliye Mustafa Kemal’di.
19 MAYIS 1919
Kuvayı Milliye, Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıdır. Ve hemen ardından, Mustafa Kemal’in Amasya’da yayımladığı ihtilal bildirisidir ki “Vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı tehlikededir. Vatanın bağımsızlığını, milletin azim ve kararı kurtaracaktır” diyordu.
Kuvayı Milliye, Erzurum Kongresi’dir ve Mustafa Kemal’in Erzurum’da tüm görevlerinden istifa edip “sine-i millete” dönmesidir.
MANDA’YA KARŞI ÇIKIŞ
-Kuvayı Milliye, vatanın dört bir yanından Sivas’a gelip kongre yapan delegelerdir ve bu delegelerin tüm baskılara karşın Amerikan mandasını kabul etmeyişleridir.
ANTEP, URFA, MARAŞ
-Kuvayı Milliye, Antep’te, Urfa’da, Maraş’ta işgal güçlerine karşı vatan için savaşan Kılıç Ali’dir, Sütçü İmam’dır, Şahin Bey’dir, Arslan Bey’dir, Polat Bey’dir, Karayılan’dır. Ve orada savaşan isimsiz kahramanlardır.
-Kuvayı Milliye, son Osmanlı Meclisi’ndeki üyelerin Misak-ı Milli’yi yani Milli And’ı oybirliği ile kabul edişidir.
-Kuvayı Milliye, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin Ankara’da açılışıdır.
-Kuvayı Milliye, o Gazi Meclis’te öğrenci sıralarına oturup yemeklerini karavanalarda yiyen kravatlı aydınlar, subaylar, kalpaklı vatanseverler ve fesli hocalardır.
KALPAK
Evet, Kuvayı Milliye, TBMM’de kalpaklı bir avuç aydındır.
HALİFENİN İSYANLARINA KARŞI ÇIKMAK VE DÖVÜŞMEK
-Kuvayı Milliye, padişah ve halifenin tuzaklarına karşı çıkmaktır.
-Kuvayı Milliye, halifenin düzenlediği isyanları durdurmak için savaşmaktır.
-Kuvayı Milliye, her türlü baskıya karşın halkın bir araya gelip örgütlenmesidir.
-Kuvayı Milliye, işgal güçlerinin denetimi altındaki Gelibolu Aktaş Cephaneliği’nin Köprülü Hamdi Bey ve arkadaşları tarafından ele geçirilmesi, boşaltılıp cephanenin Anadolu’ya taşınmasıdır.
GAZİ MECLİS
-Kuvayı Milliye, Ankara’da toplanan Gazi Meclis’tir. O Meclis, Milli Savaş için çalışırken, bir yandan da yetkilerine büyük bir titizlikle sahip çıkıyordu. “Ben milli iradeyim” diyordu.
Birinci Meclis’i oluşturan milletvekilleri taş bina içinde okul sıralarında oturuyor, gaz lambalarının ışığında çalışıyor, bir kazanda pişen bulgur pilavı ile karın doyuruyorlardı. Konfor ve caka değil, vatanı kurtarmak, tam bağımsız bir Türk devleti kurmak amacıyla çalışıyorlardı.
Bu nedenle Kuvayı Milliye, Türkün kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesinin tüm aşamalarını kapsıyordu.
İşte bu nedenle Ege dağlarında çarpışan Postlu Mestan Efe, Gökçen Efe, Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe Kuvayı Milliye ruhunu simgeliyorlar, Kuvayı Milliye adına savaşıyorlardı.
MUSTAFA KEMAL’İN KAĞNISI
-Kuvayı Milliye, cepheye kağnılarla silah taşıyan kadınların destanıdır. Kağnılarla taşıdıkları silah ve cephanelere evladı gibi bakan köylü kadınlarımızdır, analarımız, bacılarımızdır.
DİP DALGASI
-Kuvayı Milliye, TBMM düzenli ordusunun kurulmasıdır. İnönü Savaşlarıdır. Halkın elinde avucundakini orduya vermesidir. Ordu için her evden bir çorap, bir fanila, bir çarık tedarik edilmesidir.
-Kuvayı Milliye, Sakarya Savaşı’nda şehit olan genç teğmenlerdir, subaylardır. Kuvayı Milliye, Dumlupınar Savaşı’dır. Onu yaratan Gazi Mustafa Kemal’dir.
YENİDEN KUVAYI MİLLİYE
Süper güçlerin emperyalist hedefleri hiçbir zaman kesintiye uğramaz. Süper güçlerin özellikle Ortadoğu’daki yayılmacı ve paylaşımcı politikaları daha da akılcı ve etkin olarak sürüyor.
21. yüzyılın ilk çeyreğini doldurmak üzereyiz. Emperyalist politikalar, ülkeleri askeri işgallerle değil, özellikle ekonomik ve kültürel alanlarda etkin politikalar uygulayarak fethetmeye çalışıyorlar.
Süper güçler, kendi ulusal çıkarlarına ulaşabilmek için her türlü yola başvuruyorlar. Bu konularda hizmete hazır işbirlikçileri de zorlanmadan buluyorlar…
Bugün vatanın parçalanmasını isteyenler var. Türkiye bir bakıma eski yöntemlerle değil, ekonomik, kültürel ve toplumsal önlemlerle ele geçirilmeye çalışılıyor.
Milli Mücadele’nin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin uyguladığı ve başarılı sonuçlar aldığı planlı ekonomik kalkınma modeli çoktan terk edildi. Üretim ekonomisi yerine, kapitalizmin öngördüğü tüketim ekonomisi geçerli kılınıyor. Ülkenin kaynakları milli çıkarlar doğrultusunda değil, dış kaynaklı kapitalist yöntemler doğrultusunda adeta peşkeş çekiliyor.
Ancak yadsınamaz bir hareket, bir dip dalgası var… Bu toplumsal dip dalgasına önem verilmelidir. Her kesimden yurtseverlerin Atatürk’e yöneldiği görmezden gelinmemelidir.
-Kuvayı Milliye’yi ve Kuvayı Milliye ruhunu bilmeden, Türkiye Cumhuriyeti’ni savunmak ve ileriye götürmek olanaksızdır.
Ülkenin parçalanmasını engellemek isteyen, vatanın gelişmesini, yükselmesini isteyen her vatansever, Milli Mücadele’yi ve Atatürk’ü anlamak ve özümsemek zorundadır…