Biyobelirteçleri kullanan testin arkasındaki araştırmacılar, bunun hastalığın erken teşhisinde ‘devrim’ yaratabileceğini söylüyor..

          Araştırmacılar, Parkinson hastalığını semptomlar ortaya çıkmadan çok önce tespit edebilen basit ve “maliyet etkin” bir kan testi geliştirdiler.

Test, Parkinson hastalığının erken teşhisinde, zamanında müdahalelerin ve hasta sonuçlarının iyileştirilmesinin önünü açabilecek.

Parkinson, beyindeki sinir hücrelerinin zamanla kaybolduğu ilerleyici bir nörolojik durumdur. Bu, hareketi kontrol etmede önemli bir rol oynayan kimyasal dopaminin azalmasına yol açar.

 Bu yeni test, kanda transfer RNA parçaları (tRF) olarak bilinen küçük genetik materyal parçalarını analiz ediyor ve Parkinson hastalarında biriken tekrarlayan bir RNA dizisine odaklanıyor.

Ayrıca hastalık ilerledikçe kötüleşen mitokondriyal RNA’daki paralel düşüşe de bakılıyor. Mitokondriler hücrelerin içinde bulunur ve enerji üretir.

Araştırmacılar, bu biyobelirteçler arasındaki oranı ölçerek testin “erken müdahaleler ve hastalığın seyrini değiştirebilecek tedaviler için umut veren, son derece doğru, non-invaziv, hızlı ve uygun fiyatlı bir tanı aracı sunduğunu” söyledi.

      -Çalışmayı denetleyen Kudüs İbrani Üniversitesi’nden Prof. Hermona Soreq: “Bu keşif, Parkinson hastalığını anlamamızda önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor ve erken teşhis için bir araç olarak basit, minimal invaziv bir kan testi sunuyor. tRF’lere odaklanarak, hastalığın en erken evrelerinde meydana gelen moleküler değişikliklere yeni bir pencere açtık.”

       -Parkinson’s UK’de araştırma direktörü olan Prof. David Dexter:  “Bu araştırma, Parkinson için biyolojik bir belirteç arayışında keşfedilecek yeni bir açıyı temsil ediyor. Bu durumda belirteç kanda tanımlanabilir ve ölçülebilir, bu da onu Parkinson için gelecekte hasta dostu bir tanı testi için çekici hale getiriyor. Bu olası testin test edilmesine ve doğrulanmasına devam etmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var, özellikle de Parkinson’a benzer erken belirtileri olan diğer rahatsızlıkları nasıl ayırt edebileceğini anlamak için.”

Çalışma, İbrani Üniversitesi’ndeki Edmond ve Lily Safra Beyin Bilimleri Merkezi ve Alexander Silberman Yaşam Bilimleri Enstitüsü’nde Prof. Soreq’in gözetiminde, doktora öğrencisi Nimrod Madrer tarafından, Shaare Zedek Tıp Merkezi’nden Dr. Iddo Paldor ve Surrey Üniversitesi ile Imperial College London’dan Dr. Eyal Soreq’in işbirliğiyle yürütüldü.