Çocuklar daha doğmadan alerji, astım ve egzama gibi hastalıkların gelişimine doğru bir yola girebiliyor.

Bebeğin mekonyum adı verilen ilk dışkısının analizi, dışkıda normalde görülen bazı biyokimyasalların ve bağırsak bakterilerinin eksikliğinin, alerji ve diğer rahatsızlıklara yakalanma riskinin artmasıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Gıda alerjileri, saman nezlesi, astım ve egzama gibi alerjik durumlar, bağışıklık sisteminin çevredeki zararsız bileşiklere aşırı tepki vermesiyle oluşur. Birçok çalışma, bu tür bağışıklık sistemi tepkileri ile bağırsak bakterilerinin veya mikrobiyomun daha az çeşitliliği arasında bağlantılar bulmuştur . Bir fikir, çeşitli faydalı bakteri ekosisteminin, gelişmekte olan bağışıklık sistemini zararsız bileşiklere tolerans gösterecek şekilde “eğitmeye” yardımcı olmasıdır.

Vancouver’daki British Columbia Üniversitesi’nden Charisse Petersen ve meslektaşları tarafından yapılan yeni araştırma, çocuk gelişimi üzerine devam eden daha büyük bir Kanada çalışmasının parçası olan 100 bebeğin mekonyumunu analiz etti.

Mekonyum normal dışkı değil, amniyotik sıvı, deri hücreleri ve bebeğin derisi tarafından üretilen maddeler gibi hamileliğin sonlarında bebeğin ağzına giren maddelerin bir karışımıdır.

Kimyasal olarak, annenin diyetinden bir dizi yağ molekülü, amino asit ve diğer bileşikleri içerir.

-Petersen: “Mekonyum bir tür zaman kapsülüdür çünkü bebeğin maruz kaldığı tüm molekülleri içerir,” .

Alerjik rahatsızlıkların çoğu çocukluk döneminin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıktığı için, ekip bebeklerde 1 yaşına geldiklerinde sonuç alabilmek için bağışıklık sisteminin tepkisini ölçen bir deri testi yaptı.

Kimyasal olarak en çeşitli mekonyuma sahip grubun dörtte biri, en az değişken mekonyuma sahip olan dörtte bire kıyasla aşırı tepkili bir bağışıklık sistemi riski yarı yarıya daha azdı.

Mekonyumdaki çeşitli bağırsak bakterileri ile daha sonraki bağışıklık tepkisi arasında benzer büyüklükte bir bağlantı vardı.

-Petersen: “Mekonyumda bulunan şey, bizi kolonize etmek istediğimiz tüm bakteriler için besin kaynağı haline gelir. Besin kaynağı ne kadar çeşitli olursa, tüm bu yararlı mikropların kolonizasyonunu destekleme olasılığınız o kadar artar.”

Petersen, ebeveynlerin gereksiz antibiyotiklerden kaçınmak ve çocuklarının dışarıda daha fazla oynamasını sağlamak gibi adımlarla çocuklarının alerjik rahatsızlık riskini düşürmeye çalışabileceğini söylüyor.

King’s College London’dan Tom Marrs, alerji riskinin düşmesiyle bağlantılı bir diğer faktörün de evde evcil bir köpek olması olduğunu söylüyor.