
BM, koşullar karşılanırsa Suriyeli muhalif grup HTS’yi terör listesinden çıkarabilir
BM elçisi, Esad sonrası liderliğin terörizm tanımından kurtulmak için toplumsal ve politik kapsayıcılığını kanıtlaması gerektiğini söyledi..
BM’nin üst düzey bir yetkilisi, Suriye’de Beşşar Esad rejimini deviren isyancı grubun, gerçek anlamda kapsayıcı bir geçiş hükümeti kurma yolundaki temel testten geçmesi halinde, terör örgütleri listesinden çıkarılabileceğini söyledi.
–BM’nin Suriye özel temsilcisi Geir Pedersen, Hayat Tahrir el-Şam’ın (HTS) örgütün yasaklı terörist gruplar listesinden çıkarılması ihtimalini dile getirdi. Ancak grubun, Suriye’yi, üslendiği ve Esad rejiminin ani çöküşüne yol açan askeri çıkışı yönettiği kuzey eyaleti İdlib’i yönettiği şekilde yönetmeye çalışamayacağını söyledi.
Pedersen, Cenevre’de düzenlediği basın toplantısında, Suriye’nin hâlâ bir dönüm noktasında olduğunu ve durumun son derece değişken olduğunu söyledi.
İsrail’i Suriye içindeki kara ve hava saldırılarını derhal durdurmaya çağırdı ve gelişmenin çok endişe verici olduğunu söyledi.
–Pedersen: “Bombardıman durdurulmalı. İsrail’in Golan Tepeleri çevresindeki eylemlerinin BM ile 1974’te imzalanan geri çekilme anlaşmasının ihlali anlamına geldiğini eklenmeliyim.. “
Pedersen, pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi’ne kapalı oturumda yaptığı açıklamada, Şam’daki silahlı gruplardan gelen ilk sinyallerin cesaret verici olduğunu, işbirliği yaptıklarını ve mevcut devlet kurumlarını koruma konusunda istekli olduklarını söyledi.
HTS’nin gelecekteki terörist statüsüne ilişkin meseleye değinen, BM’nin 2254 sayılı kararının HTS’nin öncüsü olan El Nusra Cephesi’ni terör örgütü olarak nitelemesi gerçeğinin inkar edilemez olduğunu söyledi. “Bu hepimiz için karmaşık bir faktördür” dedi.
–Pedersen: “Dürüst olmalı ve gerçeklere bakmalıyız. Bu kararın kabul edilmesinin üzerinden dokuz yıl geçti ve şu ana kadar gerçek şu ki HTS ve diğer silahlı gruplar Suriye halkına birlik ve kapsayıcılık konusunda iyi mesajlar gönderiyor. Hama ve Halep’te sahada güven verici şeyler oldu.”
–HTS’nin İdlib ilinde konuşlu İslamcı bir grup olduğuna dair hiçbir şüphe olmadığını belirten yetkili, “Mesajım şu ki Suriye, İdlib gibi yönetilemez. . Ayrıca HTS’nin örgütü dağıtıp, uluslararası teröre açıkça karşı çıkan bir grup olarak yeniden yapılanmayı görüştüğünü, böylece terörist tanımlama sorununun aşılabileceği ifade etmeliyim..
Pedersen, Cenevre brifinginde, BM’deki uluslararası toplumun, tüm toplulukları kapsayan bir geçiş organı tarafından yönetilen tutarlı bir Suriye için çabalamakta birleştiğini söyledi. Risk, bu birlik görüntüsünün arkasında, bireysel çıkarlarını ilerletmeye kararlı rakip grupların ve ülkelerin bulunmasıdır.
–Cenevre’de konuşan Pedersen: “Şam’da güvenilir ve kapsayıcı geçiş düzenlemelerine odaklanmamız gerekiyor. Bu, Suriye toplumunun ve taraflarının mümkün olan en geniş temsilini sağlayan düzenli kapsayıcı düzenlemelere ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Bu gerçekleşmezse, Suriye’de yeni bir çatışma riskiyle karşı karşıya kalırız. Şu ana kadar silahlı gruplardan gelen mesajlar genel olarak olumlu, ancak son derece önemli olan bunun sahada uygulandığını görmek.”
Suriye’nin resmen birleşmemiş ancak büyük ölçüde koordineli bir şekilde hareket eden bir grup karmaşası tarafından yönetildiğini kabul etti. Pazar günü gerçekleşen özel evlerin yağmalanması ve devlet kurumlarına yönelik saldırıların kontrol altına alındığını söyledi.
–Pedersen, Şam dışında üç acil endişe konusuna dikkat çekmek istiyorum.. Rus deniz üssüne yakın Suriye sahilindeki Alevi toplumunun kaderi, Suriye ulusal ordusu ile Suriye savunma kuvvetleri bayrağı altında çalışan Suriyeli Kürtler arasında kuzeydoğuda devam eden çatışmalar ve son olarak İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları.”
Önemli bir test, HTS ve diğer silahlı gruplar üzerinde bir miktar nüfuza sahip olan ülkelerin -Türkiye ve Katar- etnik ve mezhepsel rekabetlerin Şam’a taşmasını önleyip önleyemeyecekleridir.
Pedersen, son birkaç yıldır bazen etkisiz bir profil çizdi, ancak büyük ölçüde dış güçlerin hiçbiri Esad’ı müzakere masasına zorlamaya istekli görünmediği için. Diplomatlar ayrıca seçimlerin hazırlanmasının 18 ay kadar süreceğini, mezhepsel ve etnik ayrılıkların üstesinden gelinmesinin uzun bir zaman alacağını söylüyor.
Suriye’de gelecekteki anayasa hakkında yürütülen müzakereler, çok çeşitli ilgili grupların ve etnik kökenlerin adil bir şekilde temsil edildiğini hissettiği gerçek anlamda kapsayıcı bir organın nasıl kurulacağı konusunda da çekişmeli geçti.
Silahlı gruplara teşvik sağlama çabasında bulunan Pedersen, böyle bir kurumun kurulmasının yaptırımların kaldırılması, insani yardımın artırılması, mültecilerin geri dönmesi, ekonominin yeniden canlandırılması ve eski rejimin liderlerine karşı adaletin sağlanması sürecinin nihayete ermesiyle sonuçlanabileceğini söyledi.