SU FİLTRENİZ FAYDADAN ÇOK ZARAR MI VERİYOR? 

🔵 SU ARITMA CİHAZLARI SANILDIĞI KADAR MASUM MU?

Suyu filtrelemek amacıyla son dönemlerde birçok kişinin evinde bulunan arıtma cihazları, bazı düşündürücü yan etkileri de beraberinde getiriyor..

Kimyasalları filtrelese de bu cihazlar aslında sağlık için gerekli mineralleri ciddi oranda yok ediyor..

Demineralize hale gelmiş sular; kalp-damar hastalıklarından mide-bağırsak bozukluklarına kadar birçok hastalık riskini arttırıyor..

-Musluk sularının kirli olması, damacanaların yeterince hijyenik olmaması birçok kişinin su arıtma cihazlarını tercih etmesine sebep oluyor..

Suyun içerisindeki zararlı maddeleri filtrelemesi için arıtma cihazı kullanılsa da aslında vücudumuz için gerekli mineraller de filtreleniyor.

ters ozmoz www.cafemedyam.com

🔵 SU ARITICILAR, SUYU KİRLİ MADDELERDEN NASIL ARINDIRIYOR?

-Birçok farklı türde piyasada yer alan su arıtıcılar genellikle ters ozmoz (RO), damıtma ve UV ışığı kullanımı ile suyu zararlı maddelerden arındırıyor..

Kirleticileri sudan uzaklaştıran cihazlar, ham suyu filtreleyip temiz su sağlıyor..

-Bazı sistemler kimyasal maddeler ile bu işlemi yaparken bazıları da elektrostatik yük ile temiz su elde ediyor..

Ters ozmozun sıklıkla kullanıldığı su arıtma cihazlarında krom, cıva, kurşun gibi zararlı maddeler uzaklaşırken kalsiyum ve potasyum gibi gerekli mineraller de %92-99 ortadan kalkıyor.

dünya sağlık örgütü ve arıtma su www.cafemedyam.com

🔵 DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ, RO’NUN OLUMSUZ ETKİSİNİ BİLDİRDİ

Tartışma konusu olan su arıtma cihazları için Dünya Sağlık Örgütü de vaka çalışmaları gerçekleştirdi. . Açıklamaları ise “Hayvan ve insan organizması üzerinde kesin bir olumsuz etki yaratıyor.” şeklinde..

İnsan sağlığına yan etkilerini kanıtlayan durum ise kalsiyum ve magnezyum seviyesinden kaynaklıyor..

Bazılarına göre “temiz su” içerisindeki mineral seviyesi yeterli düzeyde sayılsa da yapılan araştırmalar uzun süreli “saf su” tüketiminin yol açtığı hastalıklara dikkat çekiyor..

kalsiyum ve magnezyum www.cafemedyam.com

Vücudun ihtiyacı olan temel mineralleri ortadan kaldırıyor.

Cıva, krom, kurşun ve arsenik gibi maddeleri uzaklaştırma konusunda etkili olsa da RO sistemi ile çalışan su arıtma cihazları, ihtiyacımız olan mineralleri büyük ölçüde azaltıyor..

Bu da vücudun yeteri kadar mineral alamaması durumunda diğer besinlerden veya kaynaklardan alınan minerallerin idrarla boşaltılması anlamına geliyor..

Hayati organların bozulmasına neden oluyor.

Mineral eksikliği, hücrelerin kendi dengelerini koruma mekanizmasını da etkiliyor. Bu durum ise suyun hücrelere yeterince dağıtılamaması demek. Sağlık sorunları ise burada kendini gösteriyor..

Yorgunluk, kas krampları, baş ağrısı saf su içtikten sonra ortaya çıkabilecek ilk ve hafif sorunlar oluyor..

Mineral dengesizliği; böbrek fonksiyonlarında bozulma, hormonal değişimler, nörolojik hastalıklar, kalp hastalıkları, hamilelikte bir dizi sorunlar ve erken doğum gibi hastalıkların risk seviyesini yükseltiyor.

Diğer besinlerden aldığımız minerallerden daha hızlı emilen suyun içerisindeki değerlerin düşük kalması yüksek tansiyon, kalsiyum eksikliğine bağlı kırılgan kemik yapısı ve demir eksikliğine bağlı da kan oluşumunun engellemesine neden oluyor.

pH ölçeği

SAĞLIKLI VE TAZE SU İÇİN pH DEĞERİNİN YÜKSEK OLMASI GEREKİR

Su arıtma cihazlarının, suyun içerisindeki pH seviyesini düşürdüğü görülüyor.

. Standartlara göre suyun içilebilir olması için pH değerinin 4,5 ila 9,5 arasında olması lazım.

Arıtma cihazları ile suyun içerisinde C02 değeri yükselirken pH değeri düşüyor. Bu da suyun daha asidik olması demek. Eğer içtiğiniz suyun pH değeri, belirtilen aralıktan aşağıda ise içilmemesi tavsiye ediliyor.

su faturası www.cafemedyam.com

Arıtma cihazları, su faturalarının artmasına sebep oluyor.

Su israfı konusuna dikkat çekmek için Kuzey Dakota Eyalet Üniversitesi bir araştırma yapıyor..

-Bu araştırmada günde 2 galon su arıtan cihazın, 8 ila 15 galon atık su boşalttığı görülüyor. Bu da ortalama 30 ila 56 litre arası su demek..

Bulaşık yıkamak, yemek yapmak, çay demlemek ve diğer günlük aktiviteler için ortalama 12 galon (45 litre) su tüketseniz, suyun arıtılma işleminde harcanan su ile faturalarınızın kabarmasına şaşırmamak lazım..

Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle www.cafemedyam.com

Yeterli su miktarını tüketmek kadar güvenli ve sağlıklı içme suyuna ulaşmak da önemli.

İstanbul Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle de bu konuya dikkat çeken isimlerden biri..

– Karagülle:

“Arıtma sonrası elde edilen bu tür sular, neredeyse saf ya da damıtılmış su niteliği taşıyor. Saf su, sağlıklı ve doğal demek değildir. Saf su soğutma sistemlerinde, ilaç üretimlerinde, araçların akülerinde yaygın olarak kullanılır. Ancak içme suyu olarak uygun değildir. Doğada hiçbir canlı saf su tüketmez. Saf su tüketimi, insanlar için de sağlıksız bir seçenektir.”

arıtma suyun zararları www.cafemedyam.com

Yaşlılar ve çocuklar daha fazla risk altında.

Karagülle, orta ve uzun vadede kalsiyum ve magnezyum eksikliğine bağlı hastalıkların ortaya çıkması konusunda yaşlılar ve çocukların daha fazla risk altında olduğunun altını çiziyor..

Çocuklarda büyüme geriliğine, artan diş çürüklerine neden olduğunu söyleyen Karagülle, ileri yaşlarda Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların da ortaya çıkarabileceğini vurguluyor.

damacana mı su arıtma cihazı mı www.cafemedyam.com

Damacanaların sağlıksız koşullarda saklanması, insanları su arıtma cihazlarına yöneltiyor

Damacanaların dolum sürecinden emin olmayan birçok kişi su arıtma cihazlarını tercih etmeye başladı..

  -Depozitolu olup yeterince hijyen sağlandığından şüphe duyulması da nedenler arasında.

Ev ve iş yerlerine damacana alınmamasının bir diğer sebebi ise plastik olmasından kaynaklanıyor..

-Güneş ışığında saklanan, muhafazasına özen gösterilmeyen plastik damacanalar yüzünden suyun kansorejen maddelerle temas etmesi söz konusu olabiliyor..

🔵 SAĞLIKLI SU TÜKETMEK İÇİN NE YAPILMALI?

Yeterli seviyede mineral içeren ve her türlü kirli maddeden uzaklaştırılmış suya ulaşmak için yapılabilecek bazı yöntemler var. Bunun için öncelikle doğal yer altı kaynaklardan elde edilmiş suların denetlendiğine ve güvenli olduğuna dikkat etmek gerekiyor..

RO ile elde edilen suyu yeniden mineralleştirmek için ise Himalaya deniz tuzu veya su için özel mineral damlaları eklenebilir. Alkali sürahi ise mineral dengesini kazanması için tercih edilebilecek yöntemler arasında..

🔵 TÜRKİYE’DE NEDEN MUSLUK SUYU YERİNE DAMACANA VEYA ARITMA SULAR TERCİH EDİLİYOR?

Sebebi Tahmin Ettiğiniz Gibi Değil!

Tüm temizlik işlerimizi yapmak için genellikle musluk suyunu tercih ediyoruz. Hatta tabaklarımızı, bardaklarımızı ve çatal-bıçaklarımızı bile sudan geçirip bulaşık makinesine öyle atabiliyoruz. Ancak iş, temizlik konusunda güvendiğimiz musluk sularını içmeye geldiğinde aynı güveni koruyamıyoruz..

 Peki Türkiye’de musluk suları neden tercih edilmiyor?

Pek çok Avrupa ülkesinde durum böyle değil. ABD’nin birçok eyaletinde insanlar, su ihtiyacının tamamını musluk suyundan karşılayabiliyor. Zira bunun bir örneğini İsviçre, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde de görebiliyoruz. 

Türkiye’de ise çok sayıda insan, evindeki musluktan su içmeyi tercih etmiyor. Bu sebeple de ya arıtma cihazlarına ya da ambalajlı sulara yöneliyorlar. Üstelik bunlar da ekstra harcama yapmamıza sebep oluyor.

musluk suyu www.cafemedyam.com

🔵 PEKİ MUSLUK SULARI İÇİLEMEZ DURUMDA MI?

Musluk suyunun, içilebilmesi için birtakım işlemlerden geçmesi gerekiyor.

Dünya Sağlık Örgütü, ilk kez 1958 yılında Uluslarası İçme Suyu Standartları adıyla bir bildiri yayımlamladı. Sonraki yıllarda ise bu bildirinin üzerinde birtakım değişiklikler yapılarak günümüzdeki halini aldı..

  -Ülkemizde de şebeke sularının kaynağını ve dezenfeksiyon işlemini belediyeler, denetimini ise Sağlık Bakanlığı gerçekleştiriyor.

-Ülkemizdeki şebeke sularında bulunması gereken değerler ise DSÖ tarafından paylaşılan verilerle aynı olacak şekilde belirlenmektedir..

Suyun dezenfeksiyonunda kullanılan bazı maddeler ise kafa karışıklığına sebep olabiliyor. Örneğin çok zararlı olduğunu düşündüğümüz klor gibi… 

Musluk sularının klorlu olması ise sanıldığı gibi zararlı değil.

Şebeke sularının içme suyuna dönüştürülmesi için klorlanması oldukça önemli bir işlem. Ancak birçok insan, klorun sağlığa zararlı olduğuna ve bu yüzden musluk suyu içilmemesi gerektiğine inanıyor.. 

Suda bulunan klor miktarı oldukça dikkat edilmesi gereken bir nokta. Zira belirli bir değerin üzerinde veya altında olmaması gerekiyor..

-Klor miktarı fazlalaştığında bu durum zamanla insan sağlığına zarar verebilir..

-Bunun yanı sıra klor seviyesi çok düşük kaldığında da sudan hastalık kapma riskiniz artabilir. Yani suda bulunan klor, belirlenen düzeyde olduğu sürece sağlığa zararlı değil; aksine faydalıdır. 

klor kokusu www.cafemedyam.com

Sularda klor kokusu olması normal mi?  

Musluğunuzdan bir bardak su doldurup içmek istediğinizde içerisindeki klorun kokusunu veya tadını aldığınız olmuştur. Bu koku veya tadı almanızın sebebi, şebeke sularına klor eklemesinin yeni yapılmış olması olabilir..

 Ancak biraz önce de bahsettiğimiz gibi, bu klor düzeyi insan sağlığına zarar vermez.  

Nitekim sistemin içindeki klor, zamanla dengelenir ve sudaki kloru daha az hissetmeye başlarsınız. Tabii koku ve tat duyularınız bu duruma bir süre sonra alışacağı için de bir süre sonra daha az rahatsızlık duymaya başlarsınız.

Hala rahatsız oluyorsanız da klorun kokusunu ve tadını bastırmak için yapabileceğiniz birkaç şey var. 

sudaki klor kokusu www.cafemedyam.com

Çeşmenizden doldurduğunuz suyu ağzı açık bir şekilde dolabınızda en az birkaç saat bekletmek, klor kokusunun dışarıya çıkmasında yardımcı olacaktır..

Aynı zamanda musluğunuzun soğuk tarafını kullanmanız da tesisatınızdan gelebilecek bakır, kurşun gibi maddelerin emilim olasılığını azaltır.

 

🔵 MUSLUK SUYUNUN TADI ‘GARİP’Mİ GELİYOR?

Çünkü musluk suları, diğer sulardan farklı işlemlerden geçiriliyor. Ambalajlı suların büyük birçoğu klorlanmıyor, arıtma sular ise suyun içindeki çok sayıda maddeyi ayrıştırıyor. Farklı işlemlerden geçirilen, farklı yöntemlerle muhafaza edilen suların tadının farklı olması da oldukça normal. Sürekli olarak tükettiğiniz suyun tadına alıştığınızda ise musluk suyunun tadı ‘garip’ geleceği için bu alışkanlığınızdan vazgeçmeniz oldukça zor oluyor..

 

Günümüzde de birçok insan bırakın musluk suyuna geçmeyi, farklı bir marka su tüketmekten bile hoşlanmıyor. Yani bu noktada alışkanlıklarımız da musluk suyu tüketimimizi büyük ölçüde etkiliyor..

 

musluk suyu www.cafemedyam.com

Peki hala neden musluk suyu içen insan sayısı çok az?

Genellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar, su arıtma cihazı kullanmaya veya ambalajlı su tüketmeye fazlasıyla alışmış durumda. Ancak bu şekilde tüketilen suların büyük birçoğu klorlama işleminden geçmiyor. Yani temiz olduğuna inandığımız bu sular bile yeterince masum değil.

Üstelik defalarca kez kullanılan damacanaların içine konulan sular tehlikeli bile sayılabilir.

Nitekim birçok şehrimizde durum böyle olmasa da musluk sularına karşı giderek artan bir güven sorunu var.  Şebeke sularının dağıtımı sırasında oluşabilen birtakım problemler de bu güven sorununun büyük bir parçası.. 

Bu haberler nedeniyle de yetkililerin ‘güvenli’ dediği sularımıza karşı yaşadığımız tereddütler bir türlü son bulmuyor. Sonuç olarak yine güvendiğimiz tüketim alışkanlığımıza devam ediyoruz.

kirli su www.cafemedyam.com

Ancak tek sorun alışkanlıklarımız olmayabilir. 

Evlerimize gelen suların %49’u barajlardan, %28’i kuyulardan, %19’u su kaynaklarından, %2’si göllerden ve kalan %2’si ise akarsulardan temin ediliyor..

Suyun alındığı kaynaktan evinize geldiği kısımda ise birçok işlemden geçiriliyor ve standartlara uygun hale getiriliyor olsa da tehlikeler bununla sınırlı kalmıyor. 

Zaman zaman şebeke sularının dağıtımı sırasında yaşanan sorunlar nedeniyle musluğunuzdan kirli su gelebilir. Aynı zamanda evinizin veya oturduğunuz binanın su tesisatının bakımları yapılmadıysa birtakım zararlı maddeler suyunuza karışabilir. Bu sebeple tesisatlarınızın bakımının yapıldığından emin olmanızda da fayda var..

su www.cafemedyam.com

🔵 İÇİNDE NELER OLABİLECEĞİNİ ÖĞRENİNCE DAMACANA SULARINI İÇMEK İSTEMEYECEKSİNİZ

Geçtiğimiz günlerde kapalı bir damacanın içinde kirli bir hortumun bulunduğu fotoğrafın viral olması üzerine damacanaların sağlıklı olup olmadığı konusu tekrar gündeme geldi. Sektörün içinden bir çalışanın ve farklı bilim insanlarının görüşleri bu konuda sizi aydınlatacak.

Hangi su daha sağlıklı; damacana mı, arıtma mı, pet şişe mi, musluk mu? Bu sorunun cevabı konusunda çeşitli uzmanların çeşitli fikirleri bulunuyor. Uzmanlara bakılırsa aslında hepsinin de riskleri var fakat birkaç araştırma ve tedbirle en sağlıklı yolu bulmak sizin elinizde.

Gönül isterdi ki hepimiz Nazım Hikmet şiirinde olduğu gibi ağzımızı musluğa dayayıp su içebilelim ancak günümüz dünyasında artık bu hayal olmuş durumda. İçeriği okuduktan sonra evinizde bulunan damacana artık eskisi kadar masum görünmeyecek.

Bu esnada sezonun hızına göre, ki yaz ayları en yüksek sezondur, kullanılmış damacanalar tırlardan boşaltılırken bir adet işçiye bu damacanalar görsel ve burunsal bir teste tabi ettiriliyor..

damacana işçi www.cafemedyam.com

Bu işçi eğer bu damacanaları onaylarsa damacanalar çalkalanıp tekrar doldurulup kapaklanıyor. Fakat bu işçi onay vermezse damacanalar kostik ve sıcak suyla yıkama hattına veriliyor (Süreci uzattığı için yüksek sezonda tercih edilmiyor yıkama işlemi).

Sektörde çalışan iddia sahibine göre; damacanaların içine mazot koyup taşıyanlar, mevlütte ayran/limonata koyanlar, nargile şişesi olarak kullananlar bile olabiliyor.

damacana nargile www.cafemedyam.com

Ayrıca bu damacanalar motosikletlerde bacak aralarında ağzı açık şekilde taşınıyor, tüp arabalarında kenarda köşede tutuluyor, her türlü pisliğe maruz kaldıktan sonra çalkalanıp dolduruluyor. Üstelik bahsedilen bu sıkıntılar kenar mahalle fabrikalarında değil Türkiye’nin ilk 3’e girecek büyük fabrikalarında dahi görülen durumlar.

Damacanalarda kullanılan polikarbonat hammadde, çiziklere maruz kaldığında kanserojen etki yaratabilen kimyasallar suya migrasyon yapıyor. Damacanaların en fazla 5 tur attıktan sonra imha edilmesi gerekiyorken sistemde yıllarca dönen ambalajları görmek mümkün (Evinizdeki damacananın altındaki plastiğe kazınmış olan üretim tarihine bakabilirsiniz).

Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Peker, damacana suları basan pompaların hepatit virüsleri, verem, ishal, tifo, dizanteri gibi enfeksiyon hastalıklarına neden olan bakterileri barındırabileceğini söylüyor.

su bakteri www.cafemedyam.com

Gerek bilinçsiz kullanım gerekse sorumluluk sahibi olmayan üreticiler nedeniyle sağlıkta riskler ortaya çıktığını belirten Peker, ”Damacana sularının kullanımında temelde 3 risk mevcuttur. Bunlar damacana pompalarından kaynaklanan bakteri kirliliği, damacana hammaddesinden kaynaklanan kimyasal kirlilik ve üretim sırasında oluşabilecek kirliliklerdir” diyor.

Pompa kaynaklı kirlilikler genellikle bilinçsiz tüketimden kaynaklanıyor. Damacanalardaki suyu dışarıdan aldığı hava yardımıyla basan pompalar, nemli ve havaya açık bir ortam oluşturdukları için her zaman bakteriyolojik kirliliğe açıktır. Bundan dolayı damacana pompaları haftada bir kez klorlu suyla temizlenerek dezenfekte edilmeli ve pompalarda oluşabilecek bakteriler engellenmelidir.

Çünkü pompalarda oluşabilecek bakteri biyofilmleri (kaygan tabaka), hepatit virüsleri, verem, ishal, tifo, dizanteri gibi enfeksiyon hastalıklarına neden olan bakterileri barındırmaktadır. Pompalar temizlenebilir özellikte değilse mutlaka yılda bir kez değiştirilmelidir. Havayı alıp damacananın içine dolduran pompalar yerine şarjlı pompalar tercih edilebilir.

su kimyasal www.cafemedyam.com

İkinci bir risk faktörü ise damacanaların hammaddesinden kaynaklanan kimyasal kirlilik.

Damacana hammaddesi olarak kullanılan kimyasallardan ”fosgen” adında oldukça zehirli ve savaşlarda kullanılan kimyasal bir gaz ortaya çıkıyor. Bu zehirli kimyasalın yüzeyi yıpranmış ve uzun süre içinde su bekletilen damacanalardan sulara karışabiliyor. Bu yüzden, yıpranmamış ve aşınmamış damacanaların satın alınması, bunların yaklaşık 50 kullanımdan sonra imha edilmesi gerekiyor.

su üretim www.cafemedyam.com

Üçüncü risk faktörü ise üreticilerin sağlıksız koşullarda su üretmesi.

Piyasada satılan damacana sularının bazıları işlenmiş sulardan, bazıları ise doğal memba sularından oluşmaktadır. Memba sularının damacanalara doldurulma sırasında oluşabilecek hijyenik olmayan koşullar bakteriyolojik kirliliğe sebep olacaktır. Ayrıca, suların hangi şartlarda işlendiği ve ne gibi koşullarda depolanıp son kullanıcıya iletildiği de tartışmalı bir durumdur.

Damacana suları alınırken bu suları satan firmaların Sağlık Bakanlığı tarafından izinli olup olmadığına, damacanalar üzerinde emniyet bantları bulunup bulunmadığına, suyun cinsi, üretim adresi, dolum ve son kullanma tarihi, uygulanan işlemlerin ve sahip olduğu parametrelerin yazılı olduğu etiketlerin olup olmadığına, bu etiketlerdeki parametrelerin içme suyu standartlarına uyup uymadığına mutlak suretle göz atılmalıdır.

damacana ve tüp www.cafemedyam.com

Damacanalarda kullanılan pompaların temizlenmesine, damacanaların kuru, güneş ışığı almayan ve temiz yerlerde saklanmasına dikkat edilmelidir.

Aksi halde zararlı mikroorganizmaların çoğalmasına sebep olur. Sulara etki edecek kokulu maddeler damacana yakınında bulunmamalı, en önemlisi kullanılabilecek kadar su almaya ve bir haftada tüketilebilecek miktarlardaki ambalajlarda hazır suları tercih etmeye özen gösterilmelidir. Su şişesinin kapağı açıldığında bir gün içerisinde, damacanalar ise kapakları açıldığında en kısa sürede tüketilmelidir.

Damacanaların kapalı araçlarda tüketiciye ulaşması gerekiyor. Mutfak tüpleriyle yan yana taşınmaması da oldukça önemli. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi, yaptığı bir inceleme sonucunda Damla, Erikli, Nestle ve daha pek çok ünlü firmanın sattığı sularda duş dahi alınmaması gerektiğini hatırlatmıştı.

cam damacana www.cafemedyam.com

Peki, plastik damacana yerine cam damacana kullanmak daha mı sağlıklı?

Kanserojen etkileri olmuyor belki fakat onlar da yukarıda bahsedilen “yıkanmama” adımlarından geçebiliyor.

plastik şişe www.cafemedyam.com

Damacanayı bırakıp tek kullanımlık PET şişelere yönelmek mantıklı mı?

PET şişelerin migrasyon analizleri düzenli olarak yapılır ve suya herhangi bir madde geçip geçmediği incelenir. Tek kullanımlık tüm ambalajlar el değmeden ve steril üretiliyor. ABD ve Avrupa Birliği dahil dünyanın birçok yerinde yiyecek ve içecekle temasının güvenli olduğu onaylanmıştır.

Dolum konusunda damacanaya kıyasla daha hijyenik olsa da; yine de bu, tamamen masum olduğu anlamına gelmiyor. Birçok bilimsel makale, çeşitli nedenlerle plastikten salınan belirli kimyasallar nedeniyle su şişelerinin yeniden kullanılmasının kansere yol açabileceğini iddia ediyor.

pet şişe www.cafemedyam.com

Bir araştırmada, yeni açılmış plastik şişelerin yüzde 93’ünün bir miktar mikroplastik kontaminasyon içerdiği görüldü.

Bu şişeler dayanıklılık için üretilmediği için kolayca hasar görebilir ve çatlayabilirler. Şişe yapımında kullanılan plastik çok ince ve dolayısıyla daha zayıf bir yapı olduğu için çatlamaya maruz kalıyor. Bu çatlaklar bakteri barındırabilir ve bu da sağlık sorunlarına yol açabilir.

BPA ise endişelere neden olan bir kimyasaldır. Endokrin sistemi bozabilir ve potansiyel olarak üreme ve metabolizma ile ilgili sorunlara neden olabilir. BPA, PET şişe yapımında kullanılmaz ancak polikarbonat gibi daha sert plastiklerde bulunabilir(damacanalarda). PET üretimi için katalizör olarak farklı bir kimyasal olan antimon kullanılır. Antimon yutulursa kanserojen bir etkisi olmaz ancak kusma ve ishale neden olabilir. Çoğu PET şişe polietilen tereftalat’tan yapılır. 

PET şişeler tek kullanımlık oldukları için doğa için tehlike yaratıyor.

Bu ambalajları ayrıştırarak geri dönüşüme katabilirsiniz. Ocak 2022 itibarıyla her ambalajda depozito olacak ve geri dönüştürdüğünüzde paranızı geri alabileceksiniz. Yine de etkisi kısmen olacağı için pek tavsiye edilebilir bir seçenek değil.

Ayrıca PET şişeler genellikle market önlerinde güneş altında saatlerce bekletildiği için sakıncalı sonuçlar yaratabilir. Yukarıda açıklanan kimyasal sızıntının daha yüksek sıcaklıklarda daha sık meydana geldiğine dair bazı endişeler bulunuyor, sıcak bir günde arabada bıraktığınız şişeden su içmek ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Damacana ve PET seçeneklerinin yaratabileceği sonuçlar endişelemenize neden olduysa bir de arıtma cihazlarının sağlıklı olup olmadığına bakalım:

1000 TL seviyesinde fiyatları olan arıtma cihazları, musluğunuza bağlanarak içme suyu sağlıyor. Diğer tüm seçeneklere göre en pratik olan yöntem fakat bunun da dezavantajları bulunuyor. Arıtma suyu reverse osmosis teknolojisiyle membrandan suyu geçirip içindeki tüm impüriteleri ve yanında mineralleri de tutar. Saf su elde edersiniz.

Son çıkış hattına takılan post karbon filtreler vb. dahi size içilecek sudan alacağınız mineralleri sağlamaz, saf su içmek iyi değildir. Ayrıca bu cihazlar 1 birim suya 5-7 birim arası suyu çöpe atarak üretim yapar, yani doğa için kötüdür.

Peki hiç mi tamamen sağlıklı bir su yok? Var ancak biraz zahmetli olabilir: Kaynak suyu

Tabii bulabilirseniz ve bazı zahmetlere katlanmak isterseniz. Kırsal bir yöreye gidip kaynak suyundan kendiniz doldurabilirsiniz. Hem daha sağlıklı hem de daha lezzetli bir suyunuz olacaktır. Tabii ayağınıza kadar gelmeyecek, taşımanız gereken bir ağırlığınız olacak ve de benzin parasına da katlanmanız gerekecek. Yine de buna değer!

Aslında her şey bir kenara, evdeki musluklarımızdan neden su içemediğimizin sorgulanması gerekiyor. Belediyeleri musluktan temiz su akması için zorlamak da bizim bir görevimiz.

Özetle; aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu var. Tercih tamamen sizin.

🔵 SU FİLTRENİZ FAYDADAN ÇOK ZARAR MI VERİYOR? 

İçme Suyunuzu Nasıl Korursunuz?

MOtel odası, isteğe bağlı olarak filtrelenmiş su için uygun bir su filtreleme musluğuyla donatıldı. Harika diye düşündüm! Ancak hızlı bir şekilde bir bardak içtikten sonra, suyun ağır bir şekilde yosun ve bataklığa benzer koktuğunu ve tadına baktığını hemen fark ettim; tıpkı bir akvaryuma benzetebileceğiniz gibi..

 Tesadüfen, takip eden haftalarda akut gastrointestinal semptomlar yaşamaya başladım ve testler sonunda bağırsak parazit enfeksiyonu teşhisini doğruladı.

Suçlu filtrelenmiş su muydu? Kesin olarak bilmenin bir yolu yok ama bu kesinlikle bir tehlike işareti olarak göze çarpıyor ve bilim bunun mümkün olduğunu söylüyor. Bu deneyim beni su filtrelerine, ne zaman bize yardımcı olabilecekleri ve ne zaman yetersiz kalarak bize zarar verebileceklerine daha yakından bakmaya zorladı.

Su filtreleme cihazları, kamusal su kaynağından istenmeyen kimyasalları, tatları ve kokuları gidererek musluk suyu kalitesiyle ilgili endişeleri gidermek için bir karşı önlem olarak giderek daha fazla kullanılıyor. Su güvenliğinin artmasına ve su kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulunabilseler de, eğer yeterince bakım yapılmazlarsa aslında yarardan çok zarar veriyor olabilirler..

Su filtreleri suyu gerçekte ne kadar iyi temizliyor?

Kullanım noktası filtreleme sistemlerinin çoğu, musluğunuzdan çıkan suyu daha kaliteli ve daha lezzetli suya dönüştürmek için tasarlanmış granüler aktif karbon kullanır. Bu filtreler sahip oldukları sertifikalara göre öncelikle biyolojik olmayan kirleticileri gidermek için kullanılır. Su kalitesinin NSF/ANSI Standartları 53 ve 42 aracılığıyla belgelendirilmesi, ağır metaller, florür ve çeşitli uçucu organik kimyasalların yanı sıra klor (tat ve koku endişeleri için), kloramin, demir gibi estetik kirleticilerin giderilmesini hedefler. ve çinko.

Temizlemedikleri şey bakterilerdir. Yönetim kurulu onaylı gastroenterolog Samantha Nazareth, MD , “Filtre kimyasalları uzaklaştırırsa mikropları da gidereceğini varsayamazsınız” diye vurguluyor .

Filtrelemeyi saflaştırmayla karıştırmamak önemlidir Brita, filtrelerinin suyu arıtmak için tasarlanmadığını açıkça belirtiyor ve filtre üreticileri, mikrobiyolojik açıdan güvenli olmayan suyla kullanılmamaları gerektiğini belgelerine dahil ediyor; ancak çoğu tüketici durumun böyle olup olmadığını bilmiyor.

🔵 ESKİ BİR SU FİLTRESİ SİZİ HASTA EDEBİLİR Mİ?

Michigan Üniversitesi’nde seçkin profesör ve ödüllü çevre mühendisliği araştırmacısı Nancy G. Love, PhD , “İnsanlar bakımı kötü yapılan filtrelerden hastalanabilir” diyor . Love’a göre çalışmalar, bakterilerin aktif karbon üzerinde (kullanım noktası filtreleri dahil) iyi çoğaldığını ve filtrelerin aslında içme suyumuzdaki bakteri seviyeleriyni artırabildiğini gösteriyor.

Su kaynaklı hastalık salgınlarına karşı koruma sağlamak için içme suyuna güvenli seviyelerde klor eklendiğini biliyoruz, ancak yenilikçi hidrasyon ürünleri markası LARQ’un CEO’su Justin Wang’a göre, kloru ortadan kaldırarak filtreler bakteriler için mükemmel bir üreme alanı haline geliyor. ve kirlenmenin kaynağıdır.

Ev tipi su filtre sistemindeki filtrelenmiş suyun mikrobiyolojik kalitesini test eden bir çalışma, bazı durumlarda filtrelenmiş sudaki bakteri kolonisi sayısının musluk suyundakinin 10.000 katı olduğunu buldu; bu da filtre malzemesinde büyüme veya biyofilm oluşumunu akla getiriyor Aynı derecede endişe verici olan bir diğer konu da, filtre genelinde bakteri bileşiminin ne kadar çarpıcı biçimde değiştiğini ve bunun da bağırsak mikrobiyomumuzu etkileyebileceğini gösteren araştırmalardır .

Bazı durumlarda, filtrelenmiş sudaki bakteri kolonisi sayısı musluk suyundakinin 10.000 katı kadardı.

Love, “İçme suyundaki bakterilerin büyük çoğunluğu zararsız olsa da (tıpkı yediğimiz yiyeceklerdeki bakteriler gibi),” diye belirtiyor Love, “eğer bir patojen mevcutsa, çalışmalar bazı patojenlerin filtrelerde tutulabileceğini ve büyüyebileceğini gösterdi. ”

Yakın zamanda yapılan bir çalışmanın bulguları , filtrelerin, kişinin dağıtılan içme suyunda daha az sayıda bulunan fırsatçı patojenlere maruz kalma oranını artırabileceğini göstermektedir. Love şöyle diyor: “Bakımı iyi yapılan bir içme suyunda bu sorunlar olmaz, ancak üst katlarında klor kaybı olan büyük bir bina veya bakımı iyi yapılmayan eski borular (muhtemelen bir otel odası gibi) ) bir sorun yaşayabilir.

Su filtreleri yalnızca bakımları kadar iyidir

Filtrelerin çoğu kirletici maddeleri yakalayıp tutarak çalıştığından, bakterilerin kuluçka makinesi haline gelmelerini önlemek için bunları düzenli olarak değiştirmek önemlidir. Wang, “Su filtresi bileşenleri sınırlı bir miktarı emer” diyor. “Bu eşiğe ulaşıldığında, su yine de döngüye tabi tutulabilir, ancak herhangi bir kirletici maddeyi temizlemez ve aslında filtrede büyüyen bakterilerle suyun kirlenmesini tersine çevirebilir.”

Brita’nın yönergeleri, standart sürahi filtrelerinin 151 litreden sonra kullanım süresinin dolacağını öne sürerken, LARQ, gelişmiş filtresini değiştirilmeye gerek kalmadan 227 litre suya dayanacak şekilde tasarladı.

Wang, “Filtre kullanımını takip etmek oldukça zor ve birçok tüketici filtreleri zamanında değiştirmiyor” diyor. “Geleneksel filtrelerin çoğu, filtrenizi ne zaman değiştirmeniz gerektiğini size hatırlatmak için takviminiz için genellikle zamanlanmış bir ışık veya hatırlatma etiketi içeren genel bir değiştirme önerisi sunar.” LARQ’un sürahisi, evdeki su tüketimini yerleşik bir sensörle takip ederek izlemeyi sizin için yapar. bir uygulamaya rahatça bağlanır.

Su filtreleri sihirli bir değnek değildir

Özellikle filtrelediğimiz sıvı eskimiş bir altyapıdan geliyorsa, filtrelemenin sihirli bir şekilde tüm suyu tamamen güvenli hale getirmesini beklemek haksızlık olur.

Love, “Su filtreleme, tasarlandığı gibi yapıldığında çok etkili bir yöntemdir, ancak bakıma muhtaç ve yetersiz yatırım yapılmış bir arıtma ve/veya dağıtım sisteminden gelen suyun filtrelenmesi gerekiyorsa zorlanacaktır” diyor. ABD’deki su dağıtım sistemi altyapısının büyük kısmı yaşlanıyor ve kötüleşiyor; Philadelphia gibi şehirler hâlâ İç Savaş’tan önce toprağa döşenen borulara güveniyor. ABD ve Kanada’daki su tesisleri boruları ortalama olarak yalnızca 125 yılda bir değiştiriyor ; bu da birçok boru malzemesi için önerilen zaman çizelgesinin çok ötesinde.

Bozulan içme suyu sistemleri, güvenli su sağlama kabiliyetini etkileyen bir dizi soruna karşı savunmasızdır. Su, lavabonuza ulaştığında biriken yapılarla (pas, metaller, algler, biyofilm, bakteriler, virüsler, parazitler vb.) kirlenmiş olabilir. Dr. Nazareth’e göre, boru hattı kaynaklarından gelen biyofilmde akciğer, kan, deri ve beyin enfeksiyonlarına neden olduğu bilinen bir dizi böcek bulundu.

Love, yeraltına gizlenmiş borular nedeniyle insanları, göremedikleri halde “görünmez” bir su altyapısının yatırım gerektirdiğine ikna etmenin zorluklarına dikkat çekiyor ve bu yetersiz yatırımın artık bize pahalıya mal olduğunu belirtiyor.

Çok bariyerli bir yaklaşım en iyisidir

Hiçbir teknoloji her şeyi yapamaz. Love, “İçme suyunun altın standardı, farklı kirletici maddeleri ele almak için çoklu ünite teknolojilerini kullandığımız çoklu bariyer yaklaşımının kullanılmasıdır” diyor.

Musluğunuz eski bir su dağıtım sisteminden geliyorsa (sorunlu olduğu bilinen bir sistem veya sık sık onarım sorunları yaşanıyorsa) Love, içme suyu için nispeten düşük maliyetli bir seçeneğin aktif karbon blok filtre kullanmak ve ardından suyu kaynatmak olduğunu öne sürüyor . dezenfekte etmek için su. Granül karbon muadilinin aksine, sıkıştırılmış karbondan oluşan katı bir blok olan karbon blok, daha geniş yüzey alanı sayesinde büyük miktarlarda ve çeşitli kirletici maddelerin filtrelenmesinde çok etkilidir.

Love’a göre, şehrin içme suyunun kurşunla kirlendiği ve su tesisatının çok eski olduğu 2014 Flint, Michigan su krizinin ardından, Flint okullarındaki su istasyonları artık çok bariyerli bir yaklaşım kullanıyor. Su, aktif karbon blok filtreden, ardından membrandan ve ardından üç katman koruma için LED UV lambasından geçer.

Evde çok bariyerli bir yaklaşım için LARQ Sürahi , biyolojik kirletici maddeleri ortadan kaldırmak amacıyla PureVis UV-C LED ışığını kullanarak iki adımlı bir filtreleme ve saflaştırma işlemi kullanır. Laboratuvar testlerinde, üç dakikalık UV-C ışık döngüsü E.coli ve salmonella’nın yüzde 99’unu ortadan kaldırdı.

🔵 SU FİLTRESİ KULLANIRKEN EN İYİ UYGULAMALAR

1. Her kullanımdan önce yıkayın

Love, “Aslında rutin olarak kullanılmayan filtrelenmiş suya karşı ihtiyatlıyım” diyor. “Filtrenin durumunu biliyorsam filtrelenmiş suya güvenirim ve yine de düzenli olarak kullanılmamışsa filtreyi (suyun akmasına izin vererek) birkaç saniyeliğine yıkarım.”

Kamusal alanlarda (havalimanlarını düşünün) sıvı alım istasyonlarını kullanırken bir gösterge ışığı arayın. Yeşil dışında bir şey varsa Love onu kullanmamanızı önerir. Birikmiş olabilecek biyofilmi hareket ettirmek için şişenizi doldurmadan önce mutlaka birkaç saniye yıkayın.

2. Bağışıklık sisteminiz zayıfsa mümkünse musluk suyundan kaçının

Love, bağışıklığı zayıf olan veya bebek maması hazırlayan kişiler için musluk suyu içilmemesini veya aktif karbon filtreli su kullanılmamasını tavsiye ediyor ve bunun yerine daha iyi seçenekler olarak ters ozmoz suyunu veya arıtılmış şişelenmiş suyu tercih ediyor.

3. Yurt dışına seyahat ederken filtreleri kullanın

Kalitesi bilinmeyen su tüketmenin zorluklarına dikkat çeken Dr. Nazareth, “Gördüğüm kirli su enfeksiyonlarının çoğu yurtdışına seyahat edenlerden geliyor” diyor. Şişelenmiş su kullanın veya LARQ’lar gibi UV-C ışığıyla donatılmış bir şişeyi yanınızda getirin . şişe kapağındaki teknoloji ve  çoklu bariyer koruması için filtreli bir diğeri.

4. Suyun tadı kötüyse muhtemelen

Dr. Nazareth, “Koku ve tat alma duyumuz ilk savunma hattımızdır” diyor. “Tat alma duyularımız ve burnumuz, bizi korumak için tadı kötü olan şeylere karşı çok hassastır.” Yani eğer bir şeyin tadı kötüyse muhtemelen öyledir.

Love’a göre, bakımı yapılan bir üniteyle filtrelenen suyun kokusu veya tadı kötü olmamalıdır. Ancak “Suyun doğal bir kokusu varsa bu geosmin veya metilizoborneal olabilir” diyor. “Bunlar, doğal sularda bulunan, oldukça kokulu (küf kokuyor) ancak zararlı olmayan doğal organik bileşiklerdir.” Ülkenin bazı bölgelerinde bu kimyasallar, arıtılmış içme suyunda bulunabilir ve çok düşük seviyelerde mevcut olsa da, böylece kendinizi rahat hissedebilirsiniz. Onları koklamadığımda, insan burnunun algılayabileceği seviyeye kadar bir filtrede birikebiliyorlar.Aksi takdirde, hoş olmayan özellikleri olan filtrelenmiş suyu kullanmam” diyor Love.

İLGİLİ YAZILAR

DAHA FAZLASI

+ There are no comments

Add yours

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.