İÇİNDEKİLER
- 🟢 KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN TALİMATI İLE DEVLET KURUMLARINDA YAPILAN ÇALIŞMANIN SONUCU AÇIKLANDI
- 🟢 MİLLİYETÇİ VE ATATÜRKÇÜ KADROLARA TARİKAT GÖZETİMİ!
- 🟢 SEÇİM DOLAYISIYLA HAZİNE BOŞALTILMIŞ!
- 🟢 “6-9 AY İÇERİSİNDE EKONOMİMİZ YIKILACAK”
- 🟢 “ERDOĞAN ENKAZI KILIÇDAROĞLU’NUN ÜZERİNE YIKMAYI İSTİYORDUR…”
- 🟢 NE KADAR DİN O KADAR SERMAYE!
- 🟢 ‘ÖZEL OKULLARIN ÜÇTE BİRİ TARİKATLARLA İLİŞKİLİ’
- 🟢 ‘ÖZEL ÖĞRENCİ YURTLARININ DÖRTTE BİNİN ÜZERİNDE TARİKAT İLE BAĞLANTILI’
- 🟢 ‘TARİKATLAR VE CEMAATLER KENDİLERİNİ GİZLEME GEREĞİ DUYMUYOR’
- Bunu paylaş:
- Bunu beğen:
🟢 KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN TALİMATI İLE DEVLET KURUMLARINDA YAPILAN ÇALIŞMANIN SONUCU AÇIKLANDI
– Eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu:
“3 hafta süren çalışmaların ardından ortaya çıkan vahim tabloyu paylaşmama kararı aldıklarını, ancak kritik seçimin ikinci turuna günler kala tahribatın boyutunu aktarmanın kaçınılmaz olduğunu belirtmeliyim..
“SONUÇLAR ÜRKÜTÜCÜ”
– Aykut Erdoğdu:
“Ankara’da üç hafta süren çalışmalarımız sonucunda vahim bir tabloyla karşılaştık. Sonuçlar ürkütücüydü..
Çalışmamızın sonuçlarının tamamını devletimizin ve milletimizin bekası için paylaşmayacağım. Bu çalışmamızın çoğunu açık kaynaklarla yaptık. Bu yazdıklarımın öneminin ve benim ve çalışma arkadaşlarım adıma yarattığı tehlikenin farkındayım. Sadece şunu hatırlatayım bizim genlerimizde Kuvay-i Milliye var. Ve biz bu ruhla gurur duyuyoruz. Bedel ödemek istemeyiz. Ama ödenecek bir bedel varsa da korkup kaçmayız.”
🟢 MİLLİYETÇİ VE ATATÜRKÇÜ KADROLARA TARİKAT GÖZETİMİ!
– Aykut Erdoğdu:
“¹15 Temmuz Hain Darbe Girişimi sonrası FETÖ’den boşalan kadroları dolduracak nitelikli kadroları olmadığı için Milliyetçi ve Atatürkçü kadrolarla çalışmak zorunda kalmışlar. Ancak bu kadrolara asla güvenmedikleri için herbir kuruma aileden gördükleri tarikat ve cemaatlerden personel yerleştirmişler. Mahrem işlerini yerleştirdikleri bu personel eliyle yürütüyorlar..
Bu personel aynı zamanda hiç güvenmedikleri ama çalışmaya mecbur oldukları Milliyetçi ve Atatürkçü personeli sürekli izliyor. Şu an devletimizin en mahrem bilgileri bu tarikatların elinde. En güçlü ekip HAKYOLCULAR. Devlet adamlarını en çok rahatsız edense atanan “küçük prensler”
“DEVLETİN DÜŞÜRÜLDÜĞÜ DURUMDAN RAHATSIZLAR”
– Aykut Erdoğdu:
“Bu konuda yaptığımız çalışmanın bütün sonuçlarını paylaşamam. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Genel Kurmay Başkanlığımız, MİT Müsteşarlığımız ve Emniyet Genel Müdürlüğümüz’de her kademede el üstünde tutmamız gereken kahramanlar var.
Bu kahramanlar siyasi baskılara direnerek ellerinden geldiğince görevlerini yapmaya çalışıyorlar. Zaten devletin güvenliğini bu kadrolar sağlıyor.. Devletin düşürüldüğü durumdan çok rahatsızlar. Her fırsatta bu durumu en üst makamlara iletiyorlar. Polisimiz ve askerimiz sürekli bir soruşturma baskısı altında. Maalesef personel arasında ailevi sorunlar, geçim sıkıntısı, borçluluk, psikolojik sorunlar ve intiharlar çok yaygın..
Milli güvenliğimizi yakın tehdit altına sokan riskler var. Bu riskleri azaltacak diplomasi zayıf kalıyor. Özellikle ekonomimizin iyice güçsüz düşmesini ve devletimizin daha da çürümesini bekleyen odaklar var. En zayıf anımızda en olmaz taleplerle karşımıza çıkacaklar. Durumun farkındayız. Ve sürekli takipçisi olacağız. Bu konuda son söz bizim Mehmetçiğimizin kanını satın alacak para daha basılmadı. Biz vekalet savaşlarının lejyoneri olacak Millet değiliz.
“MASAK TAMAMI İLE KÖR EDİLMİŞ”
– Aykut Erdoğdu:
“Maliye tarafında çok fazla sorun yok. Vergi toplanma konusunda alt yapı kurulmuş. Ancak vergi ödemeyen imtiyazlı şirketler var. Bunlara göz yumulması, vergi inceleme raporları sonuçlarının uygulanmaması, uzlaşma komisyonlarında bazı grupların vergilerinin silinmesi konusunda teknokratlarda büyük rahatsızlık var. MASAK tamamı ile kör edilmiş. Uzmanlar çalıştırılmıyor. MASAK’ın izleme yetkisi sadece siyasi işler için kullanıyor..”
🟢 SEÇİM DOLAYISIYLA HAZİNE BOŞALTILMIŞ!
– Aykut Erdoğdu:
“Hazine’de tablo çok ağır. Kadrolar tarumar edilmiş. Bakan Yardımcıları işleri birkaç devşirme danışman ile götürüyor. Teknik kadrolar işlere karıştırılmıyor. Hazine’de gelir yönünden sorun yok vergi gelirleri gayet iyi. Ancak giderlerde, borçlarda ve koşullu yükümlülüklerde korkunç bir artış var
.
Seçim dolayısıyla Hazine boşaltılmış. Yıllık bütçede öngörülen açığın neredeyse tamamı harcanmış. Sadece BOTAŞ’ın birikmiş görev zararı 300 milyar liranın üzerinde. EYT’den gelecek yük yaklaşık 200 milyar. KKM pimi çekilmiş el bombası gibi bekliyor. Deprem için en az 600 milyar lira ek kaynağa ihtiyacımız var. Gelirlerin çoğu garanti ödemelerine gidiyor
.
Hazinenin nakit parası var gibi görünüyor. Ancak bu mevduat kamu bankalarından çekilemiyor. Çünkü kamu bankaları kara deliğe dönmüş. Hazine parayı çekse faizler zıplıyor. Kamu bankaları ile ilgili detayları yazamıyorum. Şu kadarını söyleyeyim. Kurda veya faizde bir hareket olursa (ki olmak zorunda) yandık. Hem de ne yandık..
Mevcut bütçe ile Eylül başını görmemiz mümkün değil. En az 1,5 trilyon liralık ek bütçe gerekiyor. Hepiniz ek vergilere hazırlıklı olun. Özel bankalar kendilerini KGF ve KKM ile bir miktar garanti altına almışlar. Ancak yaşanacak bir kur veya faiz şoku hazinenin kapısına birkaç tane kurtarılacak banka bırakabilir..
Bankalarla ilgili son sözüm takipteki kredi rakamının doğru olmadığı. Bundan daha fazlasını söylememe Bankalar Kanunu engel teşkil ediyor..”
“MERKEZ BANKASI REZERVLERİ -70 MİLYAR DOLARA KADAR İNMİŞ”
– Aykut Erdoğdu:
“En ağır tablo Merkez Bankasında. Döviz rezervlerimiz -70 milyar dolara kadar inmiş. Üstelik 100 milyar doların üzerinde KKM olmasına rağmen bu rakama ulaşılmış..
Şu an zorunlu ithalatımızı karşılayacak kadar dahi dövizimiz kalmamış durumda. Dış ticaret açığımız tarihin en yüksek seviyesinde bir yıl içinde 200 milyar dolar finansman bulmak zorundayız..
CDS tarihin en yüksek seviyesinde. Yani tefeci faiziyle borçlanıyoruz. Buna rağmen döviz bulamıyoruz. Şu an döviz satışı ve altın ithalatı fiilen durmuş durumda. Çünkü döviz yok. Merkez Bankası teknik olarak iflas etmiş görüntüsü veriyor. Her an dış borç ödeme krizine girebiliriz..”
🟢 “6-9 AY İÇERİSİNDE EKONOMİMİZ YIKILACAK”
– Aykut Erdoğdu:
“Devletin kalanı ile ilgili bir şey yazmaya gerek görmüyorum. Devletimizin kolonları çürütülmüş. Sütunları kesilmiş. 6-9 ay içerisinde yaşanacak deprem ile ekonomimiz yıkılacak. Erdoğan ve ekibi Milletimizi bu enkazın altında bırakacak..
Deprem ne kadar şiddetli yıkım ne kadar büyük olursa baskı ve yıldırma o kadar yüksek olacak. Ama aç bir Milleti hiçbir güç bastıramaz. Bu yüzden Erdoğan kazansa dahi 5 yıl ülkeyi taşıyamayacak ve erken seçim yapılacak..”
“MEHMET ŞİMŞEK GÖREVİ BU YÜZDEN KABUL ETMİYOR”
– Aykut Erdoğdu:
“Şimdi soracaksınız. Nasıl kurtuluruz? Sözü eğip bükmeden söyleyeyim. Kurtuluşun bedeli var ve bu bedeli hep beraber ödeyeceğiz. Sorun kimin ne kadar bedel ödeyeceği. Bu dönem çalıp çırpanlar mı bu bedeli ödeyecek yoksa fakirlikten kırılan Milletimiz mi? Şimdi anlıyor musunuz neden 418 milyar doların peşine düştüğümüzü. Çünkü başka çaremiz yoktu. Peki bu para tahsil edilebilir mi? Çok zor. Ama elimizden geleni yapacağız. Ne kadar kurtarabilirsek..
Gelelim diğer meseleye mecbur ek vergi alacağız. Azdan az, çoktan çok vergi alacağız. Yoksa milyonlarca depremzede kışa evsiz barksız girecek. Bunu göze alamayız. Ayrıca ekmek gibi su gibi dövize muhtacız. Mecbur dışarıdan kaynak getireceğiz. Başka yolu yok. Türkiye ekonomisini hali pür melali budur. Şimdi anlıyor musunuz Mehmet Şimşek neden görevi kabul etmiyor..”
🟢 “ERDOĞAN ENKAZI KILIÇDAROĞLU’NUN ÜZERİNE YIKMAYI İSTİYORDUR…”
– Aykut Erdoğdu:
“Bütün kalbimle söylüyorum. Erdoğan içten içe Kılıçdaroğlu’na oy verip enkazı üzerine yıkmayı istiyordur. Ama yapamıyor. Birgün dahi iktidarı devredemiyor. Sebebini siz biliyorsunuz. Bu koşullar altında ikinci tura gidiyoruz. Biz bedelini bile bile bu seçimi kazanmak için çırpınıyoruz. Ateşe uçan kelebekler gibi… Karar Yüce Türk Milletinin…”
🟢 NE KADAR DİN O KADAR SERMAYE!
Türkiye’de aktif 30 tarikat ve cemaat bulunuyor. Bunlarla organik bağı olan yurttaş sayısı 2,6 milyon.
Başlıca gelir kaynakları, bünyelerindeki işletmeler ve bağışlar olan bu oluşumların “şirketleştiği” görüşü hâkim.
Eğitim politikası uzmanı Prof. Dr. Esergül Balcı’nın hazırladığı rapora göre, bu kurumların üçte biri bir tarikat ya da cemaat ile bağlantılı. Türkiye’de 2,6 milyondan fazla kişinin bir tarikat ya da cemaatle organik bağı bulunuyor. Bir tarikat ya da cemaatin mensubu olduğunu ifade edenlerin yüzde dokuzu, “ılımlı İslam” tabirini reddediyor ve İslam’ın özünün cihat olduğuna inanıyor. Tarikat ve cemaatlerle bağı olan okullarda öğrenim gören öğrenci sayısıysa 210 binin üzerinde.
Balcı’nın saha çalışmasına göre, Türkiye’de belli başlı 30 tarikat ve onlara bağlı 400 kol bulunuyor. Sadece İstanbul’da açıktan faaliyet yürüten tekke sayısı 445.
Siirt, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Van, Hakkari, Şırnak, Ağrı, Muş, Bitlis, Gaziantep ve Şanlıurfa’da ise cemaat ve tarikatlara ait 800’ün üzerinde faal medrese bulunuyor. Araştırmada ayrıca, İstanbul’da “apartman medresesi” olarak kullanılan yer sayısının bilinmediği belirtiliyor.
Rapor, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte şehir merkezlerindeki medreselerin sayısının hızla arttığına, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde Kuran kurslarının artık dernek çatısı altında faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkat çekiyor.
🟢 ‘ÖZEL OKULLARIN ÜÇTE BİRİ TARİKATLARLA İLİŞKİLİ’
Tarikat ve cemaatlerin örgütlenme ya da taraftar kazanmak için kullandığı yöntemlerden biri eğitim kurumları açmak.
Gülen yapılanması da lise, üniversite ve dershaneleriyle kendisine pek çok taraftar bulmuş, sonrasında bu öğrencileri bürokrasinin içine yerleştirmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 10 bin 53 özel öğretim kurumu bulunuyor. Balcı’nın raporuna göre, bu kurumların üçte biri bir tarikat ya da cemaat ile bağlantılı. Tarikat ve cemaatlerle bağı olan okullarda öğrenim gören öğrenci sayısıysa 210 binin üzerinde.
AKP hükümeti 2014 yılında kanun değişikliği yaparak özel okullarda öğrenim gören öğrencilere eğitim desteği vermeye başlamıştı..
Buna göre 2 bin 500 ile 3 bin lira arasında destek alacak öğrenci sayısının her yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenmesine karar verildi.
Kanun değişikliğinin yapıldığı ilk yıl destek verilecek öğrenci sayısı 250 bin olarak belirlenmişti. Balcı’nın raporuna göre tarikat ve cemaatlere ait özel okullarda okuyan öğrenciler için devlet 898 milyon 800 bin lira ödedi.
🟢 ‘ÖZEL ÖĞRENCİ YURTLARININ DÖRTTE BİNİN ÜZERİNDE TARİKAT İLE BAĞLANTILI’
Yine rapora göre Türkiye’deki dört binin üzerindeki özel öğrenci yurdunun 2 bin 480’i de bir tarikat ya da cemaat ile bağlantılı.
Türkiye’de faal olan başlıca tarikatlar Nakşibendilik, Kadirilik, Rufailik, Mevlevilik ve Halvetilik olarak sıralanıyor.
Bunlardan en kalabalığı olan Nakşibendiler; Menzil, İsmail Ağa, İskenderpaşa ve Erenköy Cemaati çatısı altında dört farklı kolda faaliyet yürütüyor.
Diğer büyük cemaatlerden Süleymancılar, Işıkçılar ve Nur Cemaati ise Nakşibendilikten ayrılıp cemaatleşen yapılar. Nur Cemaati’nin kendi içerisinde 44 ayrı kolu bulunuyor. Gülen yapılanması ise Nurcuların kollarından biri.
İlahiyatçılara göre, cemaatler modern zamanlarda ortaya çıkan yapılar. Tarikatlar ise kökenlerini mutlaka Peygamber Muhammed’e dayandırıyor.
‘CEMAAT VE TARİKATLARA AİT ŞİRKETLER, HASTANELER, ÖZEL OKULLAR MEVCUT’
İslam tarihi üzerine araştırmalar yapan yazar Aydın Tonga, “tarikat”ın Allah’a ulaşmak için izlenen yol anlamına geldiğini söylüyor.
Tonga, buna bağlı olarak tarikatların uymak zorunda olduğu ilkeler zinciri bulunduğunu söylüyor. Bunlardan en bilineni ise dünya nimetlerinden kendini soyutlamak ve dinin tüm emir ve yasaklarını yerine getirmek.
Fakat günümüz Türkiyesi’ndeki tarikat ve cemaatlerde bunu görmek pek mümkün değil. Özellikle “Zenginler tarikatı olarak” bilinen Erenköy Cemaati, Süleymancılar, Menzil ve pek çok tarikatta, iş ve çıkar ilişkileri bulunuyor. Bu cemaat ve tarikatlara ait şirketler, hastaneler, özel okullar mevcut.
Uzmanlar ve eski müritlere göre tarikat ve cemaatlerin en önemli gelir kaynağıysa bünyesinde bulunan işletmeler ve bağışlar. Kimi tarikat ve cemaatler müritlerine iş imkanı sunuyor ve kazancından pay alıyor. Kimileriyse belirli aralıklarla müritlerinden bağış topluyor. Ancak pek çok tarikat ve cemaatin iş kurduğu ve buradan elde edilen gelirleri kaynak olarak kullandığı biliniyor.
Yazar Tonga, “Tarikatlar, geldiği nokta itibariyle yola çıkış amacından uzaklaşmış, dahası kendi tarihlerine ihanet edercesine şirketleşmişlerdir” diyor.
🟢 ‘TARİKATLAR VE CEMAATLER KENDİLERİNİ GİZLEME GEREĞİ DUYMUYOR’
Meslektaşı Barış Pehlivan ile birlikte “Metastaz” adlı bir kitap kaleme alan gazeteci Barış Terkoğlu, Menzil’i en büyük kitlesel tarikatlardan biri olarak tanımlıyor.
Menzil’i anlatan Terkoğlu, bu tarikatın müritlerinin, bürokrasi içerisinde açık, kendilerini saklamadan var olabildiklerini öne sürüyor. Menzil tarikatı mensuplarının özellikle Sağlık Bakanlığı, Jandarma ve Gülen yapılanmasından boşalan emniyet teşkilatı içerisinde örgütlenmiş durumda olduğunu belirtiyor.
Terkoğlu’na göre İskenderpaşa Cemaati de yüksek yargı içerisinde örgütlü.
Anayasa Mahkemesi 2016’da tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için hak ihlali kararı vermişti. O dönemde hükümete yakın gazeteler, AYM Başkanı Zühtü Arslan’ı karar nedeniyle eleştirmiş, hatta bazıları Gülen yapılanması mensubu olduğunu iddia etmiş. Akit yazarı Faruk Köse ise Twitter hesabından Arslan için şunları yazmıştı: “Zühtü Abi’yi siyasal bilgiler fakültesinden tanırım. Milli Görüş/İskenderpaşa çizgisinden gelir. Hak Yol Vakfı’na bağlı evlerde bir yıl birlikte kaldık.”
Tarikat ve cemaatler, yaygın olarak iki farklı yöntemle örgütleniyor. Birincisi, sahibi oldukları eğitim kurumları aracılığıyla; ikincisiyse boşluğa düşmüş, suça karışmış insanların arınmak için başvurdukları yerler olarak.
HABERİN BAŞINA DÖN : TARİKATLAR ŞİRKETLEŞTİ, DEVLETE YERLEŞTİhttp://haber.sol.org.tr
