canlı yayın kazası: Celal Şengör küfür etti
İÇİNDEKİLER
- 🔵 SIRA DIŞI BİR ADAM
- 🔵 SANATÇI GÜLŞEN’İ TUTUKLAMAYA SEVK EDEN SAVCI, CELAL ŞENGÖR’Ü İFADEYE ÇAĞIRDI
- 🔵 “DİNİ DEĞERLERİ ALENEN AŞAĞILAMA”
- 🔵 CELÂL ŞENGÖR’DEN OSMANLICILARI KIZDIRACAK SÖZLER..!
- 🔵 ‘ÜLKEYİ TERK EDECEK’ İDDİASI!
- 🔵 İTÜ’DEN AÇIKLAMA: PROF. CELÂL ŞENGÖR’E SORUŞTURMA AÇILDI..!
- 🔵 PROF. CELÂL ŞENGÖR’ÜN BİR ÖĞRENCİSİNİ TACİZ ETTİĞİ ORTAYA ÇIKTI..!
- 🔵 ATATÜRK AKILCILIĞINA SIKI SIKI SARILALIM..!
- 🔵 OKUMAK İSTERSİNİZ 👉 CELAL ŞENGÖR: ERDOĞAN TAMAMEN BAŞARISIZ OLDU!
- Bunu paylaş:
- Bunu beğen:
🔵 SIRA DIŞI BİR ADAM
Prof. Dr. Celal Şengör’ün Amerikalı gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan hakkında konuşurken kullandığı ifade sosyal medyada gündem oldu.
Habertürk’te Fatih Altaylı ile Teke Tek Bilim programına, tarihçi Emrah Safa Gürkan, evrimsel biyolog ve Evrim Ağacı kurucusu Çağrı Mert Bakırcı ve yer bilimci Prof. Dr. Celal Şengör konuk oldu.
Emrah Safa Gürkan, dünyaca ünlü Amerikalı gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan için “Carl Sagan’ın isminden başka bir şey bilmiyorum” dedi.
Yayında Sagan’ı da eleştiren Celal Şengör ise Gürkan’a dönerek “Sen şimdi Carl Sagan’ı s….et. Sen tarihçisin” dedi. Şengör’ün canlı yayındaki bu sözleri kahkahalarla karşılandı.
Program moderatörü Fatih Altaylı ise bu sözlerden sonra reklam arasına gitti.

🔵 SANATÇI GÜLŞEN’İ TUTUKLAMAYA SEVK EDEN SAVCI, CELAL ŞENGÖR’Ü İFADEYE ÇAĞIRDI

🔵 “DİNİ DEĞERLERİ ALENEN AŞAĞILAMA”
Prof. Dr. Celal Şengör’ün 10 gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat ederek ifade vermesi gerekiyor..
– Avukatı:
“Pazartesi günü Celal Şengör hocam ile Çağlayan’da olacağız..”
Şarkıcı Gülşen’i konserde imam hatiplilere yönelik sözleri nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla tutuklamaya sevk eden savcı Türkşad Kunthan Uçuk, bu kez de Prof. Dr. Celal Şengör’ü bir televizyon programında söylediklerinden dolayı ‘dini değerleri alenen aşağılama’ iddiasıyla ifadeye çağırdı.
– Bahse konu soruşturma Şengör’ün 23 Mayıs’ta katıldığı bir televizyon programında söylediği şu sözler nedeniyle başlatıldı:
“Onların hepsi masal. İbrahim diye bir adamın yaşadığı malum değil…Bütün bu söylenen kişiler tarihte yok. Bunların hepsi o üç tane kutsal kitap denilen aslında… Hayır ama bu önemli Suriye din geleneği Mezopotamya din geleneğinden türemiş bir yan branştır.
Bizim bugün İbrahimi dinler dediğimiz işte Musevilik, Hristiyanlık, arkasından İslam yani Museviliğe bakıyorsun Musa peygamber diyorlar. O adamı da tarih bilmiyor. Yok öyle bir isim. Musevilerin kitabında bir Mısır’dan çıkış vardır meşhur. Yok öyle bir olay. Yani incelendi, yayınlandı.”

🔵 CELÂL ŞENGÖR’DEN OSMANLICILARI KIZDIRACAK SÖZLER..!
CelÂl Şengör: “Osmanlı, Türk tarihinin dibidir” ..!
Prof. Dr. Celâl Şengör, Osmanlı ve Roma hakkında yorum yaptı.
Osmanlı Devleti için “Türk tarihinin dibi” diyen Celâl Şengör, “Osmanlı mı, Roma mı?” sorusuna “Roma” cevabını verdi..
Celâl Şengör, şu ifadeleri kullandı: “Biz hala Roma’yız. Her şey hala Roma. Senin yaptığın her şey Roma. Osmanlı’dan ne kaldı zaten? Hiçbir şey.”
CelÂl Şengör: Tarihte Musa peygamber diye biri yok, İbrahim de hiç yaşamamış; bunların hepsi masal..!

Prof. Dr. CelÂl Şengör, Hazreti İbrahim’in tarihsel olarak var olmadığını, Hazreti Musa ve İsa’nın da hikayelerden ibaret olduğunu savundu..!
- Harran’daki kazı başkanı Mehmet Önal:
Hz. İbrahim’in Harran’da yaşadı. Burası Hz. İbrahim’in yaşadığı yer. 75 yaşına kadar burada yaşıyor. Kutsal kitaplar Harran’ı işaret ediyor..”
- Celâl Şengör:
Ben bunun saptamasını yapayım, o masal. Hocam masal o. Bunların hepsi masal. İbrahim diye bir adamın yaşadığı malum değil..
- Fatih Altaylı:
İstersen Celal sen bu konuya hiç girme..
- Celâl Şengör:
Hayır ama bu önemli..
Bütün bu söylenen kişiler tarihte yok. Bunların hepsi o 3 tane kutsal kitap denilen, Suriye din geleneği, Mezopotamya din geleneğinden türemiş bir yan branştır. Musa peygambere bakıyorsun, adamı da tarih bilmiyor, yok öyle birisi. Musevilerin kitabındaki Mısır’dan çıkış olayı da yok. Hocamın söyledikleri tamamen menkıbevi. Belge yok..
- Ayşe Arslan:
“Arkadaşlarımızdan birisi bu olaya menkıbe diyor, bir diğeri menkıbe ve değil arasında kalmış. Şimdi bakın İsa’nın bile tarihi bakımdan yaşamış olduğuna dair elimizde hiçbir kanıt yok. Celal Hoca haklı. İbrahim, elimizde bulunan tarihi belgelere göre şu anda mevcut değil. İsa da mevcut değildir. Musa bence efsaneden daha fazlasıdır..”
Independent Türkçe
Prof. Dr. CelÂl Şengör’ün disiplin soruşturması sonuçlandı..!
“Öğrencisini taciz ettiğini anlattığı video ile tepki çeken Prof. Dr. CelÂl Şengör hakkında, geçen yıl İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlüğü tarafından başlatılan soruşturma tamamlandı..!”
Soruşturmayı yürütülen komisyonca Şengör hakkında herhangi bir disiplin cezası verilmesine yer olmadığı kanaatine varıldı.
Rapor Rektörlüğe sunuldu, Rektörlük yönetimi soruşturma komisyonunun bu kararını da uygun bularak onayladı..
Prof. Dr. Mult. A.M. Celâl Şengör, akademik vazifesinden 24 Mart 2022 tarihinde emekliye ayrılacaktır..!
“Uzun yıllar İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nde görev yapan Prof. Dr. CelÂl Şengör emekli oluyor..!”
Şengör’ün öğrencisini taciz ettiğini anlattığı video geçen yıl tepkilere yol açmış, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlüğü Şengör hakkında idari soruşturma başlatmıştı..
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celâl Şengör’ün, akademik vazifesinden emekliye ayrılacağı öğrenildi..
Söz konusu haber, İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nün Twitter hesabından duyuruldu..
- Sosyal medyadan yapılan paylaşım:
“Prof. Dr. Mult. A.M. Celâl Şengör, akademik vazifesinden 24 Mart 2022 tarihinde emekliye ayrılacaktır..”
Öte yandan paylaşımda, Şengör’ün veda dersi için Zoom linki de verildi..

“ÖĞRENCİSİNİ TACİZ ETTİĞİNİ ANLATMIŞTI..!”
Şengör, geçen yıl öğrencisini taciz ettiğini anlattığı video ile tepki çekmişti..
– Şengör:
“Yanımda duruyor. O kadar kızdırdı ki Saniye’nin eteğini kaldırdım, kıçına bir tokat attım. Bu, dehşete düştü. Baktım böyle bakıyor bana. Bana bak dedim baban bunu yaptı mı dedim. ‘Babam bile böyle bir şey yapmadı’ dedi. Hah dedim eksik kalmış şimdi tamamlandı”
“İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI..!”
Bu açıklaması tepkilere yol açan Şengör hakkında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlüğü tarafından idari soruşturma başlatıldığı duyurulmuştu..
“CİNSEL TACİZ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM..!”
Prof. Dr. Celâl Şengör tepki çeken video sonrası ilk açıklamayı “Neler Oluyor Hayatta” programına yapmıştı..
– Hakan Ural:
“Celâl Hoca diyor ki; Ben asla, bunun bir cinsel taciz olduğunu düşünmüyorum. Asla bunda bir anormallik görmüyorum. Bana gösterilen tepkilerin birçoğunu da abartılı buluyorum”

🔵 ‘ÜLKEYİ TERK EDECEK’ İDDİASI!
Son olarak, iktidara yakınlığıyla bilinen Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, 23 Eylül 2021 tarihli köşe yazısında, kadın öğrencisine yönelik tacizi anlatan ve büyük tepki çeken, ardından da yaptığı açıklamayla bunun taciz olmadığını savunan Prof. Dr. Celâl Şengör’ün ülkeyi terk etme kararı aldığını iddia etmişti..
- Ahmet Hakan:
“Türkiye’de artık durmayacakmış. Bilimsel çalışmalarını yurtdışında yapmaya karar vermiş..”
Cumhuriyet
NE OLMUŞTU?
🔵 İTÜ’DEN AÇIKLAMA: PROF. CELÂL ŞENGÖR’E SORUŞTURMA AÇILDI..!
CelÂl Şengör’ün öğrencisini taciz ettiğini anlattığı video tepkilere yol açmış, öğrenciler ve kadın örgütleri Şengör’ün görevden alınmasını istemişti..!
Şengör’ün görev yaptığı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlüğü konuya dair açıklama yaptı..
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Celâl Şengör’ün sosyal medyada paylaşılan ve bir kadın öğrencisini taciz ettiğini anlattığı video tepki çekmişti..
Videoda Şengör:
“Yanımda duruyor.. O kadar kızdırdı ki Saniye’nin eteğini kaldırdım, kıçına bir tokat attım.. Bu, dehşete düştü.. Baktım böyle bakıyor bana.. Bana bak dedim baban bunu yaptı mı dedim.. Babam bile böyle bir şey yapmadı dedi. Hah dedim eksik kalmış şimdi tamamlandı” ifadelerini kullanmıştı..
“İTÜ’DEN AÇIKLAMA..!“
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) rektörlüğü, öğrencisini taciz ettiği ortaya çıkan Prof. Dr. Celâl Şengör hakkında idari soruşturma başlattığını açıkladı..
İTÜ’nün sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada ayrıca, soruşturma sürecinin devam ettiği belirtilirken kamuoyuna “sabırlı” olma çağrısı yapıldı.
Açıklama:
“Taraflardan birinin mağdur olması ve korunması gereken özel hayatı nedeniyle idari soruşturma sonuçlanıncaya kadar kamuoyunu sabırlı olmaya davet ediyoruz.. Olayın cezai yönü savcılık incelemesinde olup hukukun üstünlüğüne olan inancımız tamdır..”
🔵 PROF. CELÂL ŞENGÖR’ÜN BİR ÖĞRENCİSİNİ TACİZ ETTİĞİ ORTAYA ÇIKTI..!
Prof. Dr. Celal Şengör’ün sosyal medyada yayılan bir videosunda, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bir öğrencisini taciz ettiği ortaya çıktı..!
– Öğrencisine çok kızdığını aktaran Şengör:
“O kadar kızdırdı ki, eteğini kaldırdım, kıçına bir tokat attım, bu dehşete düştü” dedi..
Olayın devamını anlatan Şengör:
“Baktım böyle bakıyor bana. Bana bak dedim baban bunu yaptı mı dedim. Bana babam bile bunu yapmadı dedi. Heh dedim eksik kalmış, şimdi tamamlandı.” ifadelerini kullandı.
🔵 ATATÜRK AKILCILIĞINA SIKI SIKI SARILALIM..!
Profesör Dr. Ali Mehmet Celâl Şengör, jeoloji dendiğinde akla gelen ilk isimlerden. Bu konuda 19 kitap, 276 bilimsel makale yayınlamış bir bilim insanı. .
Tarih ve felsefe ile ilgili de bir çok popüler makalenin sahibi. Biz onu bir de Fatih Altaylı ile yaptığı TV programlarından ve çok farklı, gündem oluşturan açıklamaları ile biliyoruz..

SIRA DIŞI BİR ADAM: CELÂL ŞENGÖR..!
Jeoloji ile ilginiz nasıl başladı, nasıl gelişti?
Celâl Şengör:
“Çok küçükken annem bana bir kitap aldı. Üzerinde bir brontozorun kafası vardı, görmediğim hayvanlar ilginç şeyler diye düşündüm..
İlkokul öğretmenim bir fen ve tabiat ansiklopedisi hediye etti. Orada bir paleontoloji bölümü vardı. Çok ilgimi çekti..
Meraklıydım..
Bir mikroskop seti alındı orada sinekleri inceliyordum. Yazları sık sık Bursa’ya giderdik. Anneannem ve dedem orayı çok severlerdi. O zaman oralarda hiçbir şey yoktu, etraf şahaneydi. Anneanneciğim beni alır Uludağ’a, Karapınar’a pikniğe götürürdü. O bende tabiata karşı büyük bir sevgi uyandırdı..
Bu arada Jules Verne’in “Arzın merkezine yolculuk” kitabını okudum ve Profesör Lidenbrock’a aşık oldum.”
“BENİM FAVORİM “DENİZLER ALTINDA YİRMİ BİN FERSAH ”, BAYILIRDIM …”
Celâl Şengör:
“Ağzımdan aldın: İkinci Jules Verne kitabım oydu. Nasıl bayılmazsın Kaptan Nemo’ya!.
Zat-ı Âliniz dünyada henüz yokken Ramazan Arkın diye çok akıllı bir yayınevi sahibi vardı İstanbul’da: Arkın kitabevi. İtalyan ansiklopedilerini tercüme ettirirdi. Gökkuşağı diye şahane bir seri çıkarmıştı; rengarenk, bol resimli. Coğrafya cildinin dörtte biri sırf jeolojiydi. Onu aldım sürekli inceledim. Bir gece sabaha karşı annem odama geldi “ne yapıyorsun?” dedi. “Tetis Okyanusunun nasıl kaybolduğunu düşünüyorum.” dedim..
Işık Lisesinde ortaokuldayken lise sondan Emel diye çok güzel bir kızla arkadaş oldum. ‘Jeoloji ödevimi yapar mısın?’ dedi yaptım, arkadaşlarınınkini de yaptım. Tabi Nuriye Hanım olayı çaktı. Nuriye Güney, Odessalı, benim Tabiat Bilgisi öğretmenim. Onları sıkıştırınca benim yaptığımı öğrendi. Bana kopya vermenin ahlaksızlık olduğu hakkında bir nutuk çektikten sonra ‘senin baban jeolog mu?’ dedi ‘yok sanayici’ dedim. ‘Ailede var mı?’ dedi ‘yok ben meraklıyım,’ dedim. ‘Gel benle’ dedi. Sacit Öncel, Işık Lisesi müdürü ve biyoloji öğretmeniydi. Şahane bir biyoloji laboratuvarı getirtti aklın durur. Nuriye Hanım beni oraya götürdü çalışmam için ve anahtarı sende kalsın dedi. Henüz ortaokul ikinci sınıf öğrencisiyim. Lise için Robert’e gideceğimi duyunca, ‘senin için mutlu oldum bu okul için üzüldüm. Okulu bitirince seni fabrikaya gel diye kandırırlar, sende yetenek var mutlaka jeolog ol,’ dedi.”
“BÜYÜK ŞANS BÖYLE DESTEKLEYEN BİR ÖĞRETMENE SAHİP OLMAK …”
Celâl Şengör:
“Nuriye Hanım gündüzleri Işık’ta, öğleden sonra üniversiteye gidip orada ders verirdi. Bir Lepidoptera uzmanıydı (kelebek). Paleontolog Profesör Mehmet Sakınç’ın laboratuvar hocasıymış üniversitede. Bu kadın benim tabiat bilgisi öğretmenimdi, ne biçim şans. Robert’te de coğrafya öğretmenim Tarık İnözü. Hafta sonları bizi araziye götürüyordu. Audio Visuel bölümü vardı okulda. Teyp ile slaytları koordine edebiliyorduk. Tarık Bey ile birlikte dört ders hazırladık. Ama sonra kimse kullanmamış.”
İyi bir öğrenci miydiniz?
Celâl Şengör:
“Şişli Terakki ilkokulundan kovuldum. Ankara Meydan Muharebesi ile ilgili saçma sapan şeyler söylüyordu öğretmen. Ben de o zaman eski Türkçe okuyabiliyorum. Çocuk saflığımla o da okuyabiliyor sandım ve Şerâfeddin-i Ali Yezdî’nin Zafernâme’sini götürdüm. Aldı kitabı fırlattı, ben de “cahil karı” dedim. Sonra okuldan atıldım. Daha sonra sınavlarda hiçbir okulu kazanamadım. Işık’a da torpille girdim. Işık’ta her şey değişti; ilk sene iftihara geçtim. Robert’dense D averajla, yani mümkün olan en düşük not ortalamasıyla mezun oldum.”
Aileniz nasıl karşıladı jeoloji aşkınızı?
Celâl Şengör:
“Bir gün babamla konuştum; ‘Ben jeoloji okumak istiyorum. Ama bundan para kazanacağımı sanmıyorum. Ömür boyu senin paranı yiyeceğim. Ne dersin?’ dedim. ‘Gücüm yettiği sürece arkandayım,’ dedi..
Üniversite için ABD’ye gitmeye karar verdim. İhsan Ketin ile tanışmıştım o ara. Kuzey Anadolu Fayını keşfeden adam. Her şey ABD’de oluyor o zaman, yıl 1973. Amerikalılar okyanuslardan verileri toplamışlar, yorumlayanlarsa Avrupalı..
Robert Kolej bazı okul isimleri tavsiye etti, babam da Houston petrol endüstrisinin merkezi, NASA’da yakın dedi ve böylece University of Houston’a gittim. Dr. Butler’la tanıştım iki yayınım var dedim. Bana hem iş hem de burs verdiler ama oradan memnun kalmadım, hocalar yeterli değildi..
Konferans için üniversiteyi ziyaret eden John Dewey ile tanıştım. 2,5 senenin sonunda Albany’ye [State University of New York at Albany] onun yanına transfer oldum. Hayatım değişti. John buradaydı 3 hafta önce İTÜ’den şeref doktorası aldı Dan McKenzie ve Xavier Le Pichon ile birlikte..
Xavier Le Pichon sayesinde bugün Marmara Denizi dünyanın en iyi bilinen iç denizi. Xavier koşturdu, araştırmalar için Avrupa 70 milyon Euro verdi, Türkiye kuruş vermedi. Jeolojinin en önemli üç ismi bir araya geldi ve Fatih Altaylı bir program yaptı.”
John Dewey ile tanışmanız bir anlamda bir dönüm noktası olmuş…
Celâl Şengör:
“John inanılmaz. Bilmediği ilgilenmediği yer yok. Yakın arkadaşı, diğer hocam merhum Kevin Burke de öyleydi. Kevin, bir sohbette önündeki peçetenin üzerine Timbuktu’nun jeolojik haritasını çizdiydi. Gene Kevin öğle yemeklerinde çok zaman kaybediyoruz diyen bir profesörle iddiaya girip ertesi gün yemek sırasında bir makale yazdı, diğer bir hocam Bill Kidd gereken referansları buldu. Yemekten sonra Nature Dergisine postalandı ve kabul aldı, hala çok atıf alan bir makaledir..
Böyle iki adamın yanında okudum. Bu arada adı geçen her üç hocamın da Amerikalı değil, İngiliz olduğunu söyleyeyim. Hem jeolojiye hakimiyetleri, hem de genel kültürleri Amerikalı hocalarınkinin çok üzerindeydi.”
Neden Türkiye’ye döndünüz?
Celâl Şengör:
“İhsan Bey’le ben lisedeyken İTÜ’ye geleceğime dair anlaşmıştık. John da burada kalma, memleketinde daha çok fırsat var dedi. Henüz tezimi yazarken 1981’de İTÜ’ye atandım İhsan Ketin’in asistanı olarak, o zaman YÖK yok. Doktoramı burada yazdım, ABD’ye döndüm savundum ve geri geldim. Oya ile evlenmek ve Türkiye’ye gelmek hayatımda aldığım en aklı başında iki karar olmuştur. İTÜ’de çok rahat ettim. İhsan Bey biz asistanlarına çok güvenirdi, ne yapılacak edilecek hep birlikte karar verdik. Sınavda gözetmenlik, sınav kağıdı okuma gibi görevler vermezdi, hep kendi yapardı. Bizden tek istediği araştırmanı yap makale yaz. Doçent olana kadar ders verme hakkımız yoktu. Ders vermek ister misin diye sordu ve yapısal jeoloji ve teknonik derslerini daha ben asistanken bana bıraktı.”
Öğretmenlerden yana çok şanslı olmuşsunuz. Profesör İhsan Ketin de çok önemli bir isim…
Celâl Şengör:
“İhsan Bey Kayseri Lisesi hademesi Ali Efendinin oğlu. Okuması yazması yok babasının. İhsan Bey İngiliz centilmeni gibi bir adamdı. ‘Nasıl oldunuz böyle?’ diye sordum. ‘Atatürk ve Hans Cloos sayesinde,’ dedi. Atatürk sayesinde Almanya’ya gitti. Berlin’de enflasyon korkunç manavda günde 3 defa fiyat değişiyordu. Sokakta 100 kişi öldürülüyordu. Biz cennetten gelmişiz diyor. Paramız daha kıymetli. Dönmeyi düşünürken, orada tanıştığı Melâhat Çağlar isimli bir doktora öğrencisi, Bonn’a git demiş. Küçük bir şehir ve Hans Cloos yabancıları sever demiş. Bonn Üniversitesine transfer ve Cloos hakikaten müthiş bir adam. İhsan Bey’in Adolf Hitler’e inanılmaz bir alerjisi vardı, tahammül edemezdi. Hocasından geliyor. Her öğretmenin derse girerken Heil Hitler selamı vermesi lazım. Cloos kolunda kitaplarla geliyormuş bu selamı vermemek için. Yabancı öğrencilere özel ilgisi var, destek olur yalnız hissettirmezdi. 1945’te Amerikalılar Bonn’u işgal edince Cloos’a belediye başkanlığı teklif ediyorlar. Harpten üç sene sonra, Amerikan Jeoloji Cemiyeti Cloos’a, Alman olmasına rağmen, en büyük madalyasını verdi. Bu adamın öğrencisi İhsan Bey. O kadar şanslıydım ki.”

https://www.cafemedyam.com/2020/11/07/buyuk-bir-depremin-beklendigi-istanbuldaki-riskli-zeminler/
SON DEPREMLER, MARMARA DEPREMİNİ YAKINA ÇEKTİ..!
Gelelim depreme, İstanbul’da son yaşadığımız deprem ne anlatıyor?
Celâl Şengör:
“İki deprem hissedildi Kuzey Anadolu Fayının kuzey kolu üzerinde. 5,8 veya 6 olabilir, ölçene göre değişebilir. Bu harita (Şekil 1) derinlik ve dağılımı gösteriyor. Yoğun deprem faaliyeti görülüyor. Derinliğe bak, hiçbir şey yok. Bu epeydir biliniyordu. Dedik ki bunun iki yorumu var; ya depremsiz ufak ufak kayıyor ya da kırıksız büyüyor. İkinci deprem de tam üstünde. Depremler hiç deprem olmayan bu yerin sonunda meydana geldi. Buranın kırılmaya başladığını gösteriyor. Üstelik hiç birimizin hissetmediği tonla deprem var. Kandilli Rasathanesinden Profesör Hayrullah Karabulut bunların hepsinin dalga formlarına bakmış, hepsi birbirinin aynı. Bu ne demek biliyor musun? Aynı çatlağa aitler. Biz diyemeyiz ki bunlar oldu, şimdi şurada şu büyüklükte bir deprem olacak. Ama şunu diyebiliyoruz: Bu depremlerin olması, depremi daha yakına çekti. Ne kadar öne çekti bilmiyoruz, ne zaman olacağını da bilmiyoruz. Ama yakına çekti, daha tehlikeli hale getirdi Marmara’yı.”
İstanbul’da özellikle şehirleşmenin kötülüğü, 1999’dan ders alınmaması, deprem sonrası olacakları daha da korkutucu hale sokuyor…
Celâl Şengör:
“Sadece Türkiye değil, Fukuşima ellerinden öper. Ders aldılar diyorsun ama öncesinde Kobe olmuştu. Los Angeles’e git Hollywood’da fay basamağını görüyorsun resmen, adam iki apartman dikmiş oraya. Kimse ders almıyor. Bir numaralı kural: insanlar aptaldır!”
Ve kötüdür…
Celâl Şengör:
“Biliyorsun bu aptallıkla bağlantılı. Akıllı adam kötü olmaz çünkü yaptığının sonuçlarını önceden görür. Bütün öğrencilerime de diyorum ‘İnsanların yüzde 99’u aptaldır, ona göre tedbirinizi alın.’ Şikâyet etmeyin çünkü düzeltecek adam yok. Hocam Kevin ile Tibet’teydik. Yemek berbat, su yok. Ben de iyi bir Türk olarak şikâyet edip duruyorum. Kevin dedi ki, ‘Eğer düzeltemiyorsan şikâyet etme. Çünkü şikâyetin sadece yanındakileri rahatsız eder. Eğer yapabiliyorsan yap, yoksa da kapa çeneni.’ Aldığım önemli bir tavsiyedir. Geçen gün İTÜ Denizcilik Fakültesinde konferans verdim: Öğrenciler şikâyet ediyor, çok öğrenci alındı, yemekhanede yer yok, yurtlar yetersiz diye. Birincisi dedim öğrenci alma kararını biz vermiyoruz YÖK’e de anlatamıyoruz. İkincisi ilk şikâyetçi olduğun konular yemek ve yatak; hâlbuki öğrenci sayısının artması eğitimi çok kötü etkiliyor ama bak bu umurunda değil. Anne-babanın da umurunda değil yoksa baskı yaparlardı. Eğitim b.ku yedi kimsenin umurunda değil. Daha çok üniversite açılsın. Daha çok diploma dağıtılsın derdinde herkes.”
Geçtiğimiz haftalarda Otizimli çocuklar yuhalandı. Sizin de bir mektubunuzdan Asperger teşhisiniz olduğunu açıkladığınızı biliyorum…
Celâl Şengör:
“Evet, resmi teşhisim var. Asperger, otizmin hafif hali. Sosyal beceriksizlik, empati kuramıyorsun. Muazzam bir hafıza gücü veriyor ve inanılmaz bir konsantrasyon. ‘Dünya yıkılsa umurunda değil’ der Oya. Ayşe Anne diye bir kız Hürriyet’te yazıyordu. Yazısını okuyunca cevap yazmıştım. Otizm büyük bir avantaj olabilir. Ben müthiş faydasını görüyorum.”
EİNSTEİN BİLE FELAKETİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ TAHMİN EDEMEMİŞ ÇÜNKÜ TARİHTE BÖYLE BİR ŞEY YOKTU..!
Artan yabancı düşmanlığı, popülizm derken Nazizm yeniden hortlar mı, ne dersiniz?
Celâl Şengör:
“Nazizm’in nasıl çıktığına, nasıl bir toplumda çıktığına bakmak lazım..
Benzer bir soruyu büyük Alman paleontologu Adolf Seilacher’a sormuştum; ‘Bu kadar medenî bir milletsiniz, böyle bir şey nasıl mümkün olabildi?’ Bana dedi ki, ‘I. Dünya Savaşından sonra kendimize saygımızı kaybettik. Hitler iktidara geldiğinde bize ‘Hepiniz asilsiniz çünkü Almansınız’ dedi. Fakirlik korkunçtu. Enflasyon şirketleri, aileleri perişan etmişti. Bir sene sonra bunun esamesi kalmadı. Ekonomi canlandı. Hitler, ‘Versailles Anlaşmasını yok ettik’ dedi ve İngiltere ile Fransa göz yumdu.’..
Bir de topluma bakmak lazım. Alman’a emri verdin mi yapar. Etik midir diye düşünmüyor, ama işini en iyi şekilde yapıyor. Bu korkunç bir şey. Kimse demiyor ki fırınlara bak, öldürülen insanlara bak. İnsanın aklı duruyor. Pogrom diye bir kelime var; yani bunu yapan sadece Hitler değil. Türkiye’deki Yahudiler yüzyıllar önce Katolik İspanya’nın yaptıklarından kaçtı. Ama Hitler’inki öne çıkıyor çünkü organize, sistematik, fabrikasyon. Her şeyi kaydetmiş, raporlamış, filmler var. Nasıl öldürecekler, hangi gaz daha çabuk öldürür, bunları tartışıyor adamlar. İspanyollar veya Stalin kılıçtan geçiriyor. Almanlar fabrikasyon. Einstein bile gelmekte olan felâketin büyüklüğünü tahmin edememiş çünkü tarihte böyle bir şey yok. Eichmann sormuyor, sorgulamıyor, ‘Görevimi yaptım’ diyor. Beethoven’in, Einstein’ın ülkesi bu, bu kadar medenî, ama oluyor işte. İnsan bu. Holokost gibi bir facianın tekrarlanmasının önüne geçilemez, temellerini temizlemedikçe..
Bugün dünyaya baktığımızda neler oluyor? Aynı şey başladı Polonya’da, Macaristan’da, İngiltere’de Corbyn açık açık Yahudi düşmanlığı yapıyor. Şablon istiyoruz böyle yaparsan böyle iyi olacak diye. Ama böyle bir şey yok. Her durum kendi yeri, zamanı ve mantığı içerisinde değerlendirilmeli.”
Limmud’daki konuşmanızda Atatürk’ün bilim insanı yönünü anlattınız…
Celâl Şengör:
“Karl Popper der ki önceden planlayarak bir işi yaparsan cemiyette, o iş hiçbir zaman istediğin yere gitmez. Çünkü etkenler çok fazla. Başlarsın bir aksaklık gördüğünde düzeltir devam edersin. Doktriner yaklaşırsan faciayla biter Rusya gibi, Nazi Almanya’sı gibi..
O nedenle Atatürk’e sağlam yapışmak gerek. Nutuk’u muhakkak okumak gerek. Cumhuriyet Halk Partisinin programı yazılırken, Yakup Kadri Atatürk’e “Paşam bunun doktrini yok” demiş. Atatürk “Tabiî yok doktrini; doktrin koyarsak hareketi dondururuz” demiş..
Nazizm, Faşizm, Falanjizm, Marksizm… Bunların hepsi tarihin çöpe attığı şeyler. Ama her an çöpten çıkabilirler; bunu asla unutmayalım; onun için de Atatürk akılcılığına sıkı sıkı sarılalım. Atatürk kendi fikirlerine âşık olmadan adım adım gidiyordu, hiç bir doktrini izlemiyordu. Karşısına çıkan problemleri çöze çöze gidiyordu. Ve çuvalladığını gördüğünde hemen oradan geri dönüyordu.”
Salom/ Karel VALANSİ
🔵 OKUMAK İSTERSİNİZ 👉 CELAL ŞENGÖR: ERDOĞAN TAMAMEN BAŞARISIZ OLDU!
Prof. Dr. Celal Şengör, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve şu ana kadar yaşamını yitiren insan sayısının 18 bin 342 olduğu depremlerin ardından “Erdoğan tamamen başarısız oldu!” açıklaması yaptı..

İLGİLİ HABER İÇİN LİNK 👉 CELAL ŞENGÖR: ERDOĞAN TAMAMEN BAŞARISIZ OLDU!
