İÇİNDEKİLER
🔵 AB, BENZİNLİ VE DİZEL OTOMOBİLLERİ 2023’TE YASAKLAYACAK
Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yeni benzinli ve dizel otomobillerin satışlarının 2035’ten itibaren yasaklanmasını onayladı.
AP Genel Kurul oturumunda, otomobillere ve hafif ticari taşıtlara yeni karbon emisyon standartları getirecek düzenleme oylandı..
-AB’nin iklim hedefiyle uyumlu olarak yeni otomobillere yönelik katı karbon emisyon standartları getiren yasa, 340 “evet”, 279 “hayır” ve 21 “çekimser” oyla kabul edildi..
-AB üyesi ülkelerde 2035’ten itibaren satılacak yeni bütün otomobil ve hafif ticari araçların sıfır emisyonlu olması gerekecek..
‘YENİ OTOMOBİL SATIŞI YAPILAMAYACAK’
Otomobil üreticileri, 2035’e kadar karbon emisyonlarını yüzde 100 azaltacak..
-AB ülkelerinde söz konusu tarihten itibaren benzinli ve dizel de dahil içten yanmalı motora sahip yeni otomobil satışı yapılamayacak..
2030 yılı emisyon düşürme hedefi otomobiller için yüzde 55, kamyonetler için de yüzde 50 olacak..
Bir aracın bütün kullanım ömrü boyunca salacağı karbon emisyonlarını değerlendirmek için yeni metodoloji geliştirilecek..
Emisyon sınır değerlerinin gerçek kullanımdaki emisyonlarla uyumlu hale getirilmesi sağlanacak..
Düzenleme, bu aşamadan sonra AB Konseyi tarafından resmen onaylanmasının ardından AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe girecek.
Söz konusu düzenleme, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bir parçası olan ve emisyonları 2030’a kadar en az yüzde 55 azaltmayı hedefleyen “55’e Uyum” paketinde yer alan teklifler arasında yer alıyordu..
🔵 ELEKTRİKLİ OTOMOBİLE TEŞVİK YERİNE CEZA
Elektrikli otomobile dünyada teşvik uygulanırken, Türkiye’de ÖTV yüzde 400 artırıldı
Cumhurbaşkanı kararı ile motor gücü 120 kilowatı geçen elektrikli araçlarda ÖTV oranı yüzde 15’den yüzde 60’a yükseltildi
Tüm dünyada elektrikli otomobiller için vergi istisnaları uygulanırken Türkiye’de elektrikli otomobillere uygulanan ÖTV’de yüzde 400’e varan artışlar yapıldı.
Tüm dünyada vergi teşvikleri uygulanırken elektrikli otomobillere yüzde 400’e varan ÖTV zammı yapılması, ilk yerli otomobilini 2022’de elektrikli olarak yollara çıkartmaya hazırlanan Türkiye’deki sektör temsilcilerinin tepkisini çekti.
Elektrikli otomobillerin özel tüketim vergilerinde değişikliği öngören Cumhurbaşkanı kararı Resmî Gazete’de yayımlandı.
Kararla:
- Motor gücü 85 kilowatt olan elektrikli araçlarla ÖTV oranı yüzde 3’ten yüzde 10’a,
- Motor gücü 85 kilowatt ile 120 kilowatt arasındaki elektrikli araçlarla ÖTV oranı yüzde 7’den 25’e,
- Motor gücü 120 kilowatı geçen elektrikli araçlarda ise ÖTV oranı yüzde 15’den yüzde 60’a yükseltildi.

“Bu artış Yerli otoya olumsuz yansır”
– Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı Ali Bilaloğlu:
“Elektrikli otomobillere uygulanan ÖTV oranlarındaki artışlar, çevreci otomobillerin ülkemizde yaygınlaşma hızını yavaşlatacak..
TOGG’un da elektrikli olacağını hatırlatırım. ÖTV artışı, yerli marka stratejisi açısından da olumsuz sonuçlar doğurur..
Araç almaya karar vermiş ancak henüz ÖTV’sini ödememiş tüketicilerin de mağdur olduğunu ifade etmeliyim. ”
🔵 AVRUPA’DA ÖDÜL, TÜRKİYE’DE CEZA
– Otomobil yazarı Emre Peynirci:
“Avrupa’da ödül, Türkiye’de ceza!!! Türkiye’de elektrikli otomobillerin üstündeki vergi (ÖTV+KDV) yükü %30 ile %88 arasına yükseldi. Avrupa’da ise İngiltere dahil tüm ülkeler elektrikli otomobillere teşvik, vergi indirimi veya her ikisini sunuyor. İşte o teşvikler: Almanya 10 yıl vergi almıyor, 9 bin Euro teşvik veriyor. Fransa, 2.500-7.000 Euro arası teşvik, İspanya 4.000-5.000 Euro teşvik sağlıyor. İngiltere’de vergi muafiyeti, 3 bin Euro teşvik, İtalya’da ise 5 yıl vergi muafiyeti, 6 bin Euro’yu bulan teşvik var.”
“Dünyada elektrikli otomobile teşvik var“
– Sakarya Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Hakan Yavuz:
” ‘Elektrikli araçlara yönelik vergi teşvikleri: Türkiye özelinde değerlendirmeler’ başlıklı 2019 tarihli makalemde, elektrikli araçlara uygulanan vergi oranları konusunda Türkiye ve dünyadaki uygulamalara yönelik rakamlara yer verdim..
- Japonya’da ilk yıl 18 bin, Türkiye’de geçen yıl 844 elektrikli otomobil satıldı
1997 yılında Toyota ilk hibrit aracını tanıttı ve Japonya’da ilk yıl 18 bin adet sattı. Günümüzde hâlihazırda elektrikli araçların gelişimi ve piyasadaki pazar payı hızla artmakta.”
Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) verilrine göre Türkiye otomobil pazarında:
- 2019’da 12 bin 6 hibrit ve 222 adet de elektrikli otomobil satışı gerçekleşti.
- 2020 sonunda ise 22 bin 272 hibrit ve 844 adet elektrikli otomobil satışı yapıldı.
En fazla elektrikli araç Çin’de, en yaygın kullanım Norveç’te ..
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) raporuna göre:
Dünyada 2019 sonu itibarıyla 8 milyon elektrikli araç bulunuyor. Dünya genelinde elektrikli araç sayısının 2050 yılına kadar 1 milyar 100 milyona ulaşması bekleniyor.
Dünyada en fazla elektrikli otomobil bulunan ülke sayısı Çin Halk Cumhuriyeti. Ancak elektrikli araçların toplam araçlar içerisindeki payı en çok olan ülke ise %39,2 ile Norveç.

Dr. Yavuz’un makalesine göre:
Norveç, tescil vergisinde, KDV’de, yıllık plaka vergisinde, yol harcında, özel şerit kullanımında ulusal çapta, park etme hizmetlerinde teşviki ise yerel olarak uygulayan bir ülke.
Norveç’in bazı teşvik uygulamalarının tarihi ise şöyle:
- 1990 yılından beri hiçbir ithalat ve satın alma vergisi yok
- 2001 yılından beri satın almada %25 olan KDV’den istisna
- 1996 yılından beri yıllık yol vergisi istisnası
- 1997-2017 arası yol ve köprü harcı istisnası
- 1999-2017 arası ücretsiz belediye parkı hizmeti
- 2018 yılından beri park ücreti için elektrikli araçlara %50 indirim
- 2005 yılından beri otobüs şeritlerini kullanma hakkı
- 2015 yılından beri elektrikli araç kiralamada %25 KDV istisnası
Bunun bir sonucu olarak Avrupa Çevre Ajansı verilerine göre, Norveç yeni araç satışında Avrupa’da en düşük emisyon oranına sahip ülke konumunda.
Dr. Hakan Yavuz, diğer bazı Avrupa ülkelerinde elektrikli otomobillere uygulanan teşvikleri ise şöyle sıralıyor:
Hollanda: Hollanda, yeni tam elektrikli ve fişli hibrit araçların satışının Avrupa ortalamasında fazla olduğu ülkelerden biridir. Kayıt vergisinde teşvik yapılmaktadır. Emisyon temelli vergilendirme politikası uygulayan Hollanda farklı emisyon değerleri ve bu değerlere gelen farklı vergilerle sıfır emisyonlu veya hibrit araçları teşvik etmektedir. Şirket araçların özel kullanımı konusunda farklı vergilendirme yapılmaktadır. Hibrit araçlar, 2010-2014 yılları için %14 vergi oranı var iken 2015 ve 2016 yıllarında indirim yapılmış ve oran %7 olmuştur.
Almanya: Elektrikli araçlar ilk kayıt tarihinden itibaren 10 yıl boyunca yıllık plaka vergisinden muaf tutulmuştur. Ayrıca 2016’dan beri Alman Hükümeti tam elektrikli araçlar için 4000 €, fişli hibrit elektrikli araçlar için 3000 € çevresel bonus ödemesi yapmaktadır.
Bulgaristan: Elektrikli araçlar mülkiyet vergisinden muaftırlar.
Çek Cumhuriyeti: Elektrikli, hibrit ve diğer alternatif yakıtlı araçlar yol vergisinden istisnadır.
Danimarka: Tam elektrikli araçlar kayıt vergisinin sadece %65 ini ödemektedir. 2020 yılı sonunda bu teşvik sona erecektir.
Finlandiya: Motorlu taşıtlardan emisyon temelli kayıt vergisi alan Finlandiya’da tam elektrikli araçlar daima en düşük kayıt vergisi oranını ödemektedirler.
Fransa: Km başına 20 gramdan daha az emisyon yayan elektrikli araçlar için ödül-ceza programı altında 6000 € teşvik verilmektedir. 11 yaşından büyük geleneksel bir aracın, yeni tam elektrikli araç ile değiştirilmesi durumunda ilave 4000 €, hibrit araç ile değiştirilmesi durumunda ilave 2500 € ödül teşviki verilmektedir.
İtalya: Elektrikli araçlar ilk kayıt tarihinden 5 yıl boyunca yıllık plaka vergisinden muaf tutulmuştur. 5 yılın sonunda aynı kategoriye giren geleneksel araçların ödediği verginin %75’i indirilerek teşvik kısmen de olsa devam etmektedir.
Romanya: 8 yaşından büyük araç için ilave 1500 € hurda teşviki ile tam elektrikli araçlar için 10000 €, yeni hibrit araçları için 4500 € satın alma teşviki uygulanmaktadır. Ayrıca elektrikli araçlar mülkiyet vergisinden muaftırlar.
Slovenya: Aracın türüne ve yaydığı emisyon türüne göre teşvik ödemeleri yapılmaktadır. Örneğin yeni tam elektrikli araç için 7500 € ve km başına 50 gramdan daha az CO2 salınımı yapan yeni hibrit araçlar için 4500 € teşvik ödemesi vardır. Ayrıca tam elektrikli araçlar en düşük motorlu taşıtlar vergisi oranını öderler.
“Türkiye’de emisyon temelli vergilenme sistemi uygulanmıyor“
Avrupa’daki çoğu ülkenin aksine Türkiye, motorlu taşıtlar için CO2 emisyon temelli vergilenme sistemi uygulanmıyor..
Türkiye’de motorlu taşıtlar üzerinden satın alma aşamasında %18 KDV ile aracın motor gücüne göre ve aracın vergisiz fiyatına göre belli oranlarda ÖTV uygulanıyor . Ayrıca ödenen ÖTV’nin bir de KDV’si hesaplanarak araç perakende satış fiyatına ekleniyor..
Motorlu taşıtlar vergisi ise yıllık olarak aracın yaşına ve motor silindir hacmine göre alınıyor..
Türkiye’de hibrit araçlara ilişkin herhangi bir MTV istisnası yok. Ancak tam elektrikli araçlarda MTV teşviki var. Tam elektrikli araçlar elektrik gücüne göre sınıflandırılıyor ve girdikleri sınıfın ödediği verginin %25’i ödeniyor.

🔵 2035’TE ELEKTRİKLİ ARABALAR YOLLARA EGEMEN OLUR MU?
Petrol endüstrisinde yaklaşan bu değişiklikleri, ülkelerimizde arzu edilen ekonomik gelişmeyi gözden geçirmeleri için toplumlarımıza yönelik bir uyarı olarak görmeliyiz…
– Velid Haduri (Enerji konusunda uzman):
Kaliforniya valisi eylül ayı sonunda, 2035 yılından itibaren eyalette içten yanmalı (dizel veya benzinli) araçların satışını ya da kullanımını yasaklayan bir idari emir yayımladı.
Bu karar, küresel endüstride önemli bir geçiş aşamasına işaret ediyor çünkü 20’inci yüzyılın başlarında keşfedilen içten yanmalı motorlu araçların üretimini tehdit ediyor.
Kaliforniya’nın ekonomisi, dünyanın en büyük beşinci ekonomisidir. Kendisi aynı zamanda ekonomik ve sosyal girişimlerde ABD’de öncü bir eyalettir.
Dahası, otomotiv şirketleri ile bazı ABD eyaletlerinde geniş desteğe sahip olan, iklim ile çevreye yönelik politikalara hala şüpheyle yaklaşan Cumhuriyetçi Parti içindeki muhafazakar sağdan beklenen muhalefete rağmen, bu fenomenin kademeli olarak genişleyerek çeşitli ABD eyaletlerine yayılması bekleniyor.
Bu muhalefet, içten yanmalı motorlu araçlardan elektrikli araçlara geçişi bir süre geciktirebilir, ancak, tamamen durdurması pek olası değil.
Kaliforniya eyaletinin, konutların bulunduğu banliyöler ile şehir merkezinde yer alan alışveriş merkezleri ve ofisler arasında geniş mesafelerin bulunduğu şehir planlaması göz önüne alındığında, diğer birçok eyalette olduğu gibi burada da araçların kullanımı, sosyal yaşamın önemli bir parçasını teşkil ediyor.
Her ne kadar yerleşim yerlerinin çoğunun şehir merkezlerinden uzak olması, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaygınlaşmaya başlayan bir Amerikan fenomeni olsa da orta sınıfların banliyölere kayması ile bu sosyal ve kentsel dönüşüm küresel bir fenomene dönüştü.
Peki, Kaliforniya eyaleti neden böyle bir girişim başlattı?
İşin aslı, bu karar Kaliforniya ile sınırlı değil. Avrupa Birliği (AB) de aynı tarihten itibaren geçerli olacak benzer bir karar aldı.
Kaliforniya’nın çevre ve iklim değişikliği konularına diğer ABD eyaletlerinden daha fazla önem verdiği biliniyor.
Bunun yanında eyalet, son yıllarda, özellikle bu yıl, binlerce dönümlük alana yayılan ağaçlık alanlarda neredeyse art arda çıkan büyük yangınlardan oldukça zarar gördü.
Bu yangınların nedeni olarak da iklim değişikliği gösterildi. Eyalet sakinleri ayrıca, eyalette kullanılan araçların sayısının çokluğu göz önüne alındığında, araç egzozlarından kaynaklanan karbondioksit emisyonlarından ve yol açtıkları çevre kirliliğinden de şikayetçi..

🔵 BENZİN VE DİZELİN ALTERNATİFLERİ NEDİR?
Büyük uluslararası otomotiv şirketleri ve bazı uzman şirketler yıllardır çeşitli elektrikli, güneş enerjisi ile çalışan veya hibrit otomobil modelleri üretmeye başladılar.
Nitekim şimdiden yollarda binlerce elektrikli araba var ve sayıları yavaş yavaş artıyor. Benzin ve dizel yerine hidrojen yakıt kullanma seçeneği de var, ancak fosil yakıtlardan (gaz ve kömür) üretildiği için karbondioksit emisyonlarını azaltmaya yönelik araştırmalar devam ediyor.
Alternatif otomobil endüstrisinin şu ana kadar karşı karşıya olduğu en önemli zorluklar, yeni bataryaların enerji depolama kapasitesi ve bu araçların yüksek fiyatlarıydı.
Bu iki sorun da kademeli olarak çözüldü. Alternatif araçların fiyatları neredeyse geleneksel araçların fiyatlarıyla eşit hale geldi.
Yeni bataryaların depolama kapasitesi iyileştirildi ve artırıldı, tekrar şarj edilmeye gerek kalmadan uzun mesafelerde kullanılabilir duruma geldi. Depolama kapasitesini artırmaya yönelik araştırmalar devam ediyor.
Öte yandan AB Komisyonu, kısa süre önce 2030 iklim hedeflerine yönelik bir planı kabul etti. Karbondioksit emisyonlarını 2021 oranlarına kıyasla yarı yarıya düşürmek için içten yanmalı motor kullanımını kademeli olarak azaltma, kirletici emisyon üretmeyen yeni arabaların kullanımı ile 2035’de emisyonları tamamen bitirme kararı aldı.
Bu önemli endüstriyel gelişmenin petrol tüketimine ve ardından petrol endüstrisinin en büyük sanayi dalı olduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin ekonomilerine etkisi olacağı açıktır.
Zira bazı ihracatçı ülkelerin, yıllık bütçelerinin yaklaşık yüzde 85-95’i petrol gelirlerine bağlıdır. Bu dönüşüm aynı zamanda yeni petrol alanları keşfetme ve geliştirme yatırımlarını da kademeli olarak azaltacaktır. Talebin azalması da petrol fiyatlarını olumsuz etkileyecektir.
Kaliforniya’nın kabul ettiği yasa 2035 yılında yürürlüğe girse de, yeni model araçların ABD’nin genelinde kullanımının yaygınlaşmasından önce sağcı çoğunluğa sahip veya petrol üreticisi bazı ABD eyaletlerinin bu tür kararları ertelemeye çalışacakları veya buna karşı çıkacakları tahmin ediliyor.
Nitekim bugün, AB’de Avrupa otomotiv endüstrisi derneklerinin, özellikle de otomotiv endüstrisi, ülkedeki en büyük sanayi endüstrisini oluşturduğu için Almanya Otomotiv Endüstrisi Derneği’nin güçlü ve önemli muhalefetine tanık oluyoruz.
Gelişmekte olan ülkelerin 2035 yılına kadar tüm geleneksel araçlarını yeni ve karbon emisyonu daha az araçlarla, istasyonlarını da hızlı bir şekilde yeni yakıta uygun istasyonlarla değiştirebileceklerine dair şüpheler olduğunu söylemeye gerek yok.
Bu, gerek özel gerekse kamu sektörlerinden dev yatırımlar gerektirmektedir. Şu ana kadar üçüncü dünya ülkelerinin çoğunda araçlarda bu kapsamlı değişikliğe gidileceğine dair ciddi bir gösterge yoktur.
Dolayısıyla Kaliforniya ve Avrupa geleneksel araçlarını yeni model araçlarla -ki büyük olasılıkla bunlar elektrikli olacaktır- değiştirmeyi başarsa bile, dünyanın geri kalan ülkelerinin çoğu, onlara yetişmeden önce birkaç yıl daha geleneksel araçları kullanmaya devam edecektir.
Ford Model T’nin geçen yüzyılın başlarında at arabalarını hızla ortadan kaldırdığı doğru ama bugün farklı bir endüstriyel ve tüketim değişkeniyle karşı karşıyayız.
İlk olarak, bir milyardan fazla aracın kullanıldığı ve bunların bazılarının ortalama beş yıllık bir ömre sahip olduğu büyük bir dünya var.
Ayrıca, bazı ülkelerin kapasiteleri sınırlı ve hükümetlerin vatandaşları eski araçlarla aynı hizmeti veren yeni araçlar satın almaya zorlaması zordur.
Üçüncü dünya ülkelerindeki vatandaşları, kaç yaşında olursa olsun araçlarını değiştirmeye ve bir elektrikli veya diğer alternatif enerjileri kullanan araçları satın almaya teşvik etmenin ana yolu, yeni ürünü teşvik etmek için vergi yasalarının çıkarılması, mali destek veya teşviklerin sağlanması yoluyla olacaktır.
2035’e kadar hala 15 yıl var. Keza modern otomobilleri yaygınlaştırma kararlarının bu tarihten birkaç yıl sonraya ertelenme olasılığı da var. Ancak, Ortadoğu ekonomileri için önemli olan son tarih değil, şu andan itibaren neler yapılabilecekleridir. Sorumluluk hem hükümetlere hem de vatandaşlara düşmektedir.
Madem ki yeni nesil otomotiv endüstrisi bir gerçeğe dönüştü ve er ya da geç petrol tüketimine, ardından da petrol fiyatlarına, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ekonomilerine etkisi olacak, ülkelerimizde yaygın olan bazı lüks tüketim kalıplarını gözden geçirmeli ve değiştirmeliyiz. Vatandaşlarımızı tüketim konusunda bilinçlendirmeye başlamalıyız.
Bunun yanında resmi kurumlar, son yıllarda petrol gelirlerinin büyük bir bölümünü tüketen muslukları kapatmalıdır. Bazı ülkelerde yılda milyarlarca dolara ulaşan yolsuzluklara bir sınır koymalıdır. Ayrıca küresel değişkenlerin gereklilikleriyle başa çıkmak için eğitimin kalitesini ve düzeyini de gözden geçirmeye ihtiyaç vardır.
Başka bir deyişle, petrol endüstrisinde yaklaşan bu değişiklikleri, ülkelerimizde arzu edilen ekonomik gelişmeyi gözden geçirmeleri için toplumlarımıza yönelik bir uyarı olarak görmeliyiz.
Tüketim yöntemleri, şeffaflık, kontrol ve denetim eksikliği, eğitim müfredatlarının kalitesi, devlet dairelerini üretken olmak bir yana engelleyici memurluklarla doldurmak gibi 20’inci yüzyılın ortalarından beri alışık olduğumuzdan farklı bir geleceğe hazırlanmaya gerekli önemi vermemiz için bir alarm olarak kabul etmeliyiz.
Independent Türkçe, Dünya
Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu
Velid Haduri / Şarku’l Avsat
