BİLİM & TEKNOLOJİ

Mars’ta Yaşam Var mı?

“UZUN VADEDE HEPİMİZ ÖLÜYÜZ”

NASA astrobiyoloğu, “Mars’ta yaşam var mı?” sorusunu yanıtladı

🔴 Uzun süredir Mars’ta hayat arıyoruz!

Antik çağlardan beri evrende yalnız olup olmadığını merak eden insanlık, bir cevap bulabilmek için arayışını sürdürüyor..

– Uzmanlar, Dünya dışı yaşamla ilgili pek çok araştırma yapıyor. NASA da Mars başta olmak üzere uzayda yaşama dair ipuçları arıyor..

NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde görev yapan astrobiyolog Heather Graham, “Mars’ta hayat var mı?” sorusunu yanıtladı..
 


“Uzun süredir Mars’ta hayat arıyoruz”

– Astrobiyolog Heather Graham:

“Henüz herhangi bir kanıt bulunamadı..  Bununla birlikte, Kızıl Gezegen’in geçmişte yaşamı destekleyebileceğini gösteren pek çok kanıt olduğunu söylemeliyim..

Gezegenin derinliklerinde potansiyel olarak yaşanabilir bölgeler bulunuyor ..

Yeraltında sıvı olabilecek veya organizmaların yaşayabileceği yerler var. Radyasyon yüzeyde çok zararlı. Buralarsa radyasyondan korunuyor.

Perseverance ve Curiosity gibi uzay araçlarıyla bu bölgeler üzerinde çalışmalar yapılıyor.. Bu kaya çekirdeklerinde yaşam potansiyeline dair daha detaylı sorular sorabiliyoruz..”

Curiosity 2014’ten bu yana Gale Krateri’nin merkezindeki 5 kilometrelik Sarp Dağ’a ya da resmi ismiyle Aeolis Mons dağına tırmanıyor..

– Uzay ajansının 2011’de Mars’a varmak üzere fırlattığı Curiosity, Mars’ın yaşanabilirlik potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefliyor..

NASA, Perseverance aracılığıyla Jezero Krateri’ni araştırarak Mars’ın yüzeyinde su olduğu dönemlere dair daha fazla bilgi edinmeyi de amaçlıyor..

– Perseverance, beraberindeki minik helikopter Ingenuity’yle birlikte, 18 Şubat 2021’de Jezero Krateri’ne inmişti..

– Kraterin altındaki ana kaya yapısının elektromanyetik özelliklerini araştıran Perseverance, 15 metre derinliğe kadar veri sağlayabiliyor..

Yaklaşık 4 milyar yıl önce Mars’ta yaşama uygun koşulların var olabileceği tahmin ediliyor. Bu yüzden bilim insanları eski su yataklarında mikroskobik yaşam formlarının fosillerinin de bulunabileceğine inanıyor..

Perseverance’ın yeraltını görüntüleyen radar sisteminden gelecek yeni veriler, Mars’ta yaşamın geçmişine dair de önemli ipuçları sağlayabilir.

Independent Türkçe, Space.com, DonanımHaber//Derleyen: Uğurcan Yıldız

🔴 Mars’ta yaşam olduğunu 1970’te kanıtladık: İnsanların Mars’a gitme mecburiyeti…

“MARS’TA UZAY KIYAFETİNE İHTİYAÇ DUYULMAYACAK”

NASA’nın en yetkili bilim insanı harekete geçti:

“Araştırmacılar Mars’ta yapay manyetosfer oluşturmayı hedefliyor..”

NASA’nın en yetkili bilim insanı James Lauer Green’in de yer aldığı araştırma ekibi, Mars’ı daha yaşanabilir kılmak için harekete geçti..

Ekip, gelecekte Mars’a gidecek astronotların orada Dünya’ya bağımlı olmadan yaşayabilmesi için Kızıl Gezegen’in doğal koşullarını manipüle etmeyi amaçlıyor.

Gezegen yüzeyini zararlı radyasyondan arındırmak ve yüzeydeki ölümcül koşulları iyileştirmek isteyen ekip, Mars’ta yapay bir manyetosfer inşa etmeyi hedefliyor.

Uzmanlara göre Dünya’nın güçlü manyetosferi, Güneş’ten gelen elektrik yüklü zararlı parçacıkların yüzeye ulaşmasını engelleyerek yaşanabilir koşulları koruyor. Mars’ın manyetik alanı ise son derece zayıf ve parçalanmış durumda.

Manyetik alan Güneş rüzgarlarının zaman içinde Dünya’nın atmosferini yok etmesini de engelliyor..

Bilim insanları Mars’ta eskiden kalın, su açısından zengin bir atmosfer olduğunu ama güçlü bir manyetik alanın yokluğunda bu atmosferin yavaş yavaş yok olduğunu öne sürüyor..

Bu nedenle yüzeyinin hemen altında bol miktarda donmuş su barındıran Mars’ın zamanla makul ölçüde nefes alınabilir bir atmosfere kavuşabileceği düşünülüyor.. Ancak bunun için Kızıl Gezegen’in bir manyetosfere ihtiyacı var..

Araştırma ekibi, Ocak 2022’de hakemli bilimsel dergi Acta Astronautica’da basılacak yeni makalede “Mars’ta uzun vadeli bir insan varlığının kurulabilmesi için gezegeni yeniden şekillendirmeyi ciddi bir şekilde düşünmemiz gerekecek..

Dünyalaştırma için önemli bir gereklilik de Mars’ın şu anda sahip olmadığı gezegensel manyetik alanın korunmasını yaratmaktır..

Bu manyetik alanın oluşturulması için ya gezegen içinde ya da çevresinde güçlü bir yüklü parçacık akışının sağlanması gerekiyor..

Araştırma ekibi, bu akışın Mars çevresinde oluşturulmasının daha olanaklı olduğunu düşünüyor..

Ekip, Mars’ın doğal uydusu Phobos’u kullanarak, Kızıl Gezegen çevresinde yüklü parçacıklardan meydana gelen bir halka oluşturabileceklerini ifade ediyor..

Yörüngesini her 8 saatte bir tamamlan Phobos, Mars’ın son derece yakın çevresinde dönüyor.. Bu yakınlıktan yararlanmak isteyen ekip, uydunun yüzeyindeki parçacıkları iyonize edip hızlandırarak Phobos’un yörüngesi boyunca uzanan bir “plazma torus” oluşturmayı hedefliyor..

Gezegenleri çevreleyen bu plazma bulutu, Güneş Sistemi’nde genellikle bir uydu atmosferinin gezegenin manyetik alanıyla etkileşimi sonucunda ortaya çıkıyor..

Araştırma ekibi, insan eliyle oluşturulacak plazma bulutunun Mars’ı korumak için yeterince güçlü bir manyetik alan yaratacağını hesapladı..

Makaleye göre bu hamle ilk olarak atmosfer basıncını uygun seviyeye getirecek ve Armstrong Limiti adı verilen eşiğin üzerine çıkaracak..

Zira bilim insanları basınç sınırının altında akciğerlerde, ağızda ve gözlerdeki sıvıların kendiliğinden buharlaşacağını ifade ediyor.. Bu nedenle basınç insanların yüzeyde hayatta kalabilmesi için çok önemli..

Basıncın uygun seviyeye getirilmesi, insanların Mars yüzeyinde uzay giysisi olmadan hareket etmesine olanak tanıyacak..

İnsanların manyetik alanın olmadığı Mars koşullarında ancak yeraltında veya dayanıklı yapılar içinde yaşamını sürdürebileceği tahmin ediliyor..

Ancak araştırma ekibine göre insanın yüzeye çıkabilmesi, Mars’ın “Dünyalaştırılmasında” en önemli adımlardan biri..

Independent Türkçe, Futurism, Universe Today//Derleyen: Çağla Üren

“YENİ ARAŞTIRMA İSYANA İŞARET ETTİ: GELECEKTEKİ MARS YERLEŞİMCİLERİ DÜNYA’YA KARŞI AYAKLANABİLİR”

Yerleşimciler iletişimdeki zamansal gecikmeler, uzun süreli izolasyon ve monotonluk sebebiyle görev kontrolden ‘ayrı düşebilir’..

Dünya dışı bir ortamda simüle edilen bir ‘koloniciler’ çalışmasında, gelecekteki Mars yerleşimcilerinin giderek daha otonom bir hal alacağı ve görev kontrol merkeziyle bilgi paylaşımını yavaş yavaş durdurabileceği tespit edildi..

Rusya’da gerçekleştirilen Sirius Projesi adlı 120günlük izolasyon denemesi, potansiyel mürettebatın otonom davranışlarını incelemeyi amaçlıyor..

Gelecekte Mars’a ve diğer gezegenlere yapılacak görevler, görev kontrol ve uzay aracı arasındaki gecikmeler aşılmaz bir sorun halini alınca bireysel eylem gerektirecek..

Basınçlı odaların, iniş operasyonlarının ve deneklerle görev kontrol arasında 5dakikalık gecikmenin canlandırıldığı denemede, mürettebatın hızlı biçimde kendinden emin hareket ettiği ve işbirliği içinde çalıştığı tespit edildi..

Rusya Bilimler Akademisi ve Moskova Havacılık Enstitüsü’nden çalışmanın ortak yazarı Dmitry Shved:

“Farklı kişiliklere, cinsiyetlere ve kültürlere sahip mürettebat üyelerinin iletişim özellikleri görev esnasında daha da benzer hale geldi..

İşin olumsuz yanı ise görev kontrolün mürettebatın ihtiyaçlarını ve sorunlarını anlama olasılığını kaybetmesi ve sonuç olarak bunun görev kontrolün destek sağlama yeteneğini engellemesi..”

Frontiers’ta yayımlanan araştırma makalesine göre denekler, görüşlerini görev kontrole derhal teyit ettirememekten hoşnutsuzdu.. Bu durum “mürettebat ve görev kontrol merkezi arasındaki yerleşik bilgi devresine yönelik güvensizliğe ve devrede kırılmaya yol açtı”..

“Her iki tarafın da, gelecekteki kararlarının ortak pozisyonlarla ilgili mevcut veriler yerine varsayımlara dayanması sebebiyle bu temaslardan giderek daha memnuniyetsiz bir hal alması”, araştırmacılar tarafından “ayrı düşme” diye nitelendirildi..

Araştırmacılar izolasyon, monotonluk, kapalı kalma ve fiziksel faaliyet eksikliğinin bunu güçlendirdiğini ifade etti..

Araştırmanın hipotezine göre “Böyle bir ‘ayrı düşme’, mürettebat üyelerinin görev kontrolün tavsiyelerine direnç göstermesine ve kendi bilgilerine, değerlerine ve önceliklerine dayanarak verilen kararların baskın hale gelmesine yol açabilir”.. Ancak bunun gerçekleşmesi (eğer gerçekleşirse) muhtemelen nesiller alacak..

Shved:

“Mars kolonilerinin hâlâ Dünya’dan gelen ikmal ve insanlara bağımlı olacağı dönemde.. Diplomatik ilişkilerin kesilmesi olasılığı oldukça düşük görünüyor..”

Özel uzay programlarının oluşturduğu fonlarla diğer gezegenlerin gelişmesinin giderek daha mümkün hale gelmesi sebebiyle kurumlar ve hükümetler çok geçmeden Dünya dışı hukuk üzerinde bir karara varma ihtiyacı duyacak..

Mevzuatın çoğu önemli ölçüde güncelliğini yitirirken, mevcut olanlar da “herkesin zaten üzerinde uzlaştığı temel değerler” diye niteleniyor.. Bunlar genellikle olumlu ve makul olmakla birlikte ortaya çıkacak zor meselelere hiç odaklanmıyor..

Yasal bakımdan, görevler hâlâ ev sahibi ülke hakimiyetinde kalacağı için gelecekteki astronotların koloni yerine bir topluluk oluşturma ihtimali daha fazla..

Ancak Dünya’daki ülkelere özgü mevzuatlar yerine Mars’ta gezegen çapında geçerli yasalar olacak gibi görünüyor..

SpaceX CEO’su Elon Musk 2016’da, bir Mars hükümetine yönelik niyetlerinin şu anda uyguladığımız gibi temsili demokrasilerdeki politikacılar aracılığıyla değil, kişilerin meseleler üzerine kendi oylarını verdiği doğrudan bir demokrasi olduğunu söylemişti..

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik//Adam Smith  

🔴 Elon Musk, insanların Mars’a gitme ‘mecburiyetini’ anlattı…

“UZUN VADEDE HEPİMİZ ÖLÜYÜZ”

“Nükleer Armageddon hâlâ geçerli risklerden biri”

SpaceX ve Tesla CEO’su Elon Musk, insanlığın gelecekte çok gezegenli olması gerektiğine yönelik fikirlerini ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nin toplantısında bir kez daha dile getirdi..

Akademinin Uzay Çalışmaları Kurulu ve Fizik ve Astronomi Kurulu’nun 18 Kasım’da yapılan sanal toplantısında konuşan Musk, “nükleer Armageddon” diye nitelediği nükleer felaket riskinin hala devam ettiğini söyledi..

İklim krizi, pandemiler ve insan medeniyetini tehdit eden diğer olgulardan söz eden Musk, bu risklerin azaltılması ihtiyacını vurguladı..

Teknoloji milyarderine göre bu riskleri azaltmanın en önemli yolu, insanlığı çok gezegenli hale getirmek..

Tesla’nın sürdürülebilir enerji hamlelerinde yol aldığını vurgulayan Musk:

“Ne kadar hızlı o kadar iyi..

Çünkü Dünya’da riskler her zaman var. O eski, tanıdık nükleer Armageddon hâlâ geçerli risklerden biri..”

1998 yapımı bilimkurgu filmi Armageddon, insanlığı yok edebilecek güçte bir göktaşı felaketini konu ediyor.. Bu nedenle filmin adı, genellikle yokoluş ihtimalini anmak için kullanılıyor..

Musk da söz konusu toplantıda göktaşlarının yarattığı riskten bahsetmeyi ihmal etmedi..

“Bir kuyruklu yıldızın bir kıtayı yok etme riski her zaman vardır” diyen teknoloji milyarderi, fosil kayıtlarının kıta düzeyinde birçok yok oluş olayının meydana geldiğini gösterdiğini belirtti..

“Çok beklerseniz, biliyorsunuz, Dünya yaşanmaz hale gelecek” diyen Musk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yani uzun vadede hepimiz ölüyüz.”

Söz konusu toplantıda SpaceX’in gelecekte Mars uçuşlarında kullanmayı planladığı Starship roketleri de ele alındı.

Soru-cevap oturumunda dinleyicilerin sorularını yanıtlayan Musk, Starship roketinin ilk yörünge uçuşuyla ilgili tarih verdi..

Ocak 2022’de ilk yörünge denemesini gerçekleştirmeyi planladıklarını söyleyen Musk, “İlk yörünge fırlatmasına çok yakınız” diye konuştu..

Şimdiye dek birçok kez yüksek irtifa uçuş denemesi yapılan Starship roketleri, son uçuşlar sırasında iyi performans sergilemişti..

Yeniden kullanılabilir roketler yere inme konusunda birkaç kez başarısızlığa uğrasa da Mayıs 2021’deki en son uçuşu başarıyla tamamlanmıştı..

Independent Türkçe, Futurism, TechCrunch, ShiftDelete//Derleyen: Çağla Üren

NE OLMUŞTU?

🔴 Kırmızı, yeşil, mavi ve mor… Mars’ta farklı renklerle parlayan bir şey görmek gerçekten harika

“NASA’NIN UZAY ARACI, MARS’IN IŞILTILI BULUTLARINI GÖRÜNTÜLEDİ “

Üstteki bulutlar 5 Mart, görüntülendi (NASA)/ cafemedyam

NASA, Mars’taki ışıltılı bulutların Curiosity aracıyla çekilen görüntülerini yayımladı.

Kızıl Gezegen’in atmosferi ince ve kuru. Dolayısıyla bulutlar epey nadir meydana geliyor..

Bulutlar genellikle, Mars’ın Güneş’e en uzak olduğu dönemde gezegenin ekvatorunda oluşuyor. Ancak Curiosity’nın olduğu bölgede iki sene önce, bulutlar beklenenden daha erken ortaya çıktı..

25940_3-PIA24645-web.gif

Bilim insanları bu sene, ocağın sonlarından itibaren oluşmaya başlayan “erken” bulutları görüntülemek istedi..

Böylelikle keşif aracı, buz kristalleriyle dolu parlak bulutların fotoğraflarını çekti. Bulutlar, kristaller Güneş’ten gelen ışığı yansıttığı için ışıldıyor.

NASA, Mars’ta bulut oluşumunu ve görüntülenen bulutların farkını anlamak için bu tür kayıtların önemli olduğunu bildirdi. Araştırmacıların halihazırda bir keşif yaptığı da kaydedildi.

Gezegendeki çoğu bulut, 60 kilometre yüksekliği geçmiyor ve sudan oluşan buzdan meydana geliyor.

Ancak görüntülenen bulutların, havanın çok daha soğuk olduğu daha yüksek bir irtifada bulunduğu tespit edildi. Bu bilgiden hareket eden bilim insanları, “erken” bulutların muhtemelen kuru buz diye bilinen donmuş karbondioksitten oluştuğunu düşünüyor.

NASA’nın görüntülediklerinden bazıları gece bulutları. Bunlar kristallerle doldukça daha parlak hale geliyor ve güneş konumlarının altına geldikten sonra kararıyor. Bu bilgi, bulutların yüksekliklerini belirlemek için kullanılıyor.

Uzay ajansı, sedefli bulutların (cloud iridescence) daha çarpıcı olduğunu bildirdi. ABD’nin Colorado eyaletindeki Uzay Bilimleri Enstitüsü’nden Mark Lemmon:

“İçinde ışıltılı pastel renkler olan bir bulut görürseniz, bunun nedeni bulut parçacıklarının hepsinin neredeyse aynı boyutta olması..

Kırmızı, yeşil, mavi ve mor… Ortaya çıkan renklere her zaman hayret etmişimdir.. Mars’ta farklı renklerle parlayan bir şey görmek gerçekten harika.”

Türkçede merak anlamına gelen Curiosity uzay aracı, yeni görüntülerde bir nokta gibi görünüyor (NASA)/ cafemedyam

“NASA’NIN MARS’TA Kİ UZAY ARACI, SARP YAMAÇLARA TIRMANIRKEN GÖRÜNTÜLENDİ”

Görüntüyü kaydeden kamera, Curiosity’nin bulunduğu noktadan 269 kilometre yüksekteydi.

NASA, Mars’taki uzay aracı Curiosity’yi Kızıl Gezegen’in sarp yamaçlarına tırmanırken görüntüledi..

Uzay ajansının Kızıl Gezegen yörüngesindeki Mars Keşif Gezgini (MRO), 5,5 kilometre yüksekliğindeki Mont Mercou’ya (Sarp Dağ) tırmandığı sırada Curiosity’nin kuşbakışı görüntülerini kaydetti..

Çarpıcı görüntüler, yörünge aracındaki Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilimi Deneyi (HiRISE) isimli kamerayla 18 Nisan’da çekildi..

Görüntünün kaydedildiği sırada yörünge aracı, Curiosity’nin bulunduğu noktadan 269 kilometre yüksekteydi..

Bu da Mars’ın çarpıcı yamaçlarının tüm görkemiyle kameraya yansımasını sağladı..

Kamera ekibinin görüntülerle birlikte servis edilen açıklamasında Curiosity’yle ilgili şu bilgiler yer aldı:

“Uzay aracı küçük bir otomobil büyüklüğünde ve yaklaşık 6 metre yüksekliğindeki bir uçurumun yakınında açıktaki kayaları inceliyor.”

Curiosity, Ağustos 2012’de 154 kilometrelik Gale Krateri’nin içine inmişti. Bu gezideki hedef, bölgenin mikrobiyal yaşam için uygun olup olmadığını belirlemekti.

Uzay aracının gözlemleri, Gale’in geçmişte uzun süreler boyunca potansiyel olarak yaşanabilir bir göl ve akarsu sistemine ev sahipliği yaptığını ortaya koymuştu.

Bu gözlemlerin ardından Curiosity, Eylül 2014’te Gale’in merkezinden yükselen Mont Mercou’nun eteklerine ulaşmıştı.

Mars gezgini o zamandan beri söz konusu dağa tırmanıyor ve katmanlı kaya birikintilerini inceliyor.

Bilim insanları bu incelemelerle Mars’ın uzun zaman önce nispeten sıcak ve ıslak bir gezegenden bugünkü soğuk çöl gezegenine nasıl dönüştüğüne dair ipuçları bulmayı hedefliyor.

Mars’ta görüntülenen kaya parçalarından biri, Brachiosaurus türü dinozorlara benzetiliyor (Fotoğraflar: Wikimedia Commons, NASA / Kolaj: Independent Türkçe)/ cafemedyam

“NASA’NIN MARS KEŞFİNİN EĞLENCELİ YÜZÜ”

Mars’ın çorak topraklarında tuhaf şekilli taşlardan oluşan komik nesneler de var. Perseverance bilimsel araştırmaları sırasında bunları görüntülemeyi ihmal etmiyor..

NASA’nın Perseverance gezgini, Mars’ta geçmişte yaşamış olabilecek yaşam formlarına dair fosil bulmak için kayaları inceliyor. Bu esnada sıradışı kaya parçaları görüntülüyor..

Sosyal medya kullanıcıları Perseverance’ın fotoğraflarını çektiği bu kaya parçalarını paylaşımlarında çeşitli nesnelere benzetiyor..

Binlerce kullanıcının beğendiği ve yorum yaptığı o paylaşımlar, Mars keşfinin eğlenceli yüzünü gözler önüne seriyor..

İşte Perseverance’ın görüntülediği tuhaf kaya parçaları:

Brachiosaurus kayası

NASA’da görevli yazılım mühendisi Kevin Gill, 16 Nisan’da Twitter’dan yaptığı paylaşımda sıradışı şekle sahip bir kaya parçasını dinozora benzetti.

Uzay aracının görüntülediği kayayı Brachiosaurus türü dinozorlara benzeten Gill, şöyle yazdı:

“Görünüşe göre NASA Perseverance, Mars’ta küçük bir Brachiosaurus fosili bulmuş.”


Bu küçük taşın şekli, uzun boynu ve küçük kafasıyla Jurassic Park filmlerine de konu olan dinozoru andırıyordu. 

25 m. uzunluğa ve 30 ton ağırlığa ulaşabilen Brachiosaurus dinozorları, otoburdu ve muhtemelen yüksek ağaçların yapraklarıyla besleniyordu.

“Popoya benziyor”

Popüler bilim yazarı Jason Major, Perseverance’ın şubatta çektiği bir fotoğrafta iki tuhaf kaya parçası fark etti. Major yanyana duran bu parçaları “popoya” benzetti.

Major, 1 Mart’ta Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Perseverance muhtemelen onu incelemeyecek. Ama umarım birileri bunu ‘popo kayası’ diye kaydeder” dedi ve ekledi:

“Çünkü popoya benziyor. Hepsi bu.”


Major’ın paylaşımından yaklaşık bir ay sonra Perseverance, söz konusu kaya parçalarının daha net bir görüntüsünü elde etti. Major bu görüntüyü de Twitter hesabından paylaşmayı ihmal etmedi.

Mars’taki tuhaf, yeşil kaya

Perseverance yaklaşık bir ay önce 15 santimetrelik, tuhaf bir kaya tespit etmişti.
 

73a6565e8b58410aef8d011e9e9f30accd296845.jpeg
Perseverance kayayı lazer atışlarıyla inceliyor (NASA)/ cafemedyam


Bilim insanları bu kayanın nereden geldiğine dair hiçbir açıklama üretemedi.

Üzerinde delikler bulunan, pürüzsüz ve parlak gövdeli kaya çok gizemliydi. Bilim insanları onun Mars’ta oluşabileceği gibi derin uzaydan gelen bir göktaşı olabileceğini de söylüyor.

İlerleyen günlerde Perseverance, kayayla ilgili daha detaylı incelemelerde bulunarak kökenine dair daha kesin bilgiler verebilir.

🔴 Gezenlerde şu an veya daha önce yaşam olup olmadığı

ESKİ NASA ÇALIŞANI GİLBERT LEVİN AÇIKLAMALAR DA BULUNDU…”

İnsanoğlunun en çok merak ettiği sorulardan biri “diğer gezenlerde şu an veya daha önce yaşam olup olmadığı”

Telif hakkı
NASA/JPL

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) eski çalışanı Gilbert V. Levin:

”1970’li yıllarda Mars’ta gerçekleştirilen ‘Viking görevlerinde’ uzaylı yaşamına dair ciddi ipuçları elde ettik.”

NASA yetkilileri:

”Yapılan testler yanıltıcı ve Mars’ta yaşam deliline ulaşılmadı.”

Levin:

”NASA’nın Mars’tan elde ettiği toprak örneklerinde bazı mikroorganizmaların varlığını ispat eden delillere ulaştık.”

”Viking görevlerinde yer aldım. Elde edilen numuneler için yapılan 4 ayrı testte bir mikroorganizmanın varlığını kanıtlayan bulguların olduğunu biliyorum.”

”Mars toprağında radyoaktif karbon bileşiği ile etiketlenmiş azot bazlı bir besin solüsyonuna ulaşıldı, bu da mikroorganizmaların varlığını ispat ediyor.”

Mars Viking Mission /NASA

NASA’nın konuyla ilgili yaptığı açıklama:

”Bulunan deliller toprakta yaşayan mikroorganizmaları kanıtlamak için yetersiz ve organik olmayan kimyasal reaksiyonlar testleri yanıltı.”

🔴 Mars’ta yaşam izlerine ulaşmaya yakınız ancak insanların henüz böyle bir gerçeği kabul etmeye hazır olmadığını söyleyebilirim.’

MARS’TA YAŞAM İZLERİNE ULAŞMAYA YAKINIZ!

NASA Gezegen Bilimi Direktörü Jim Green:

”Mars’ta yaşam izlerine ulaşmaya yakınız ancak insanların henüz böyle bir gerçeği kabul etmeye hazır olmadığını söyleyebilirim.”

”NASA 2020’den itibaren Kızıl Gezegen’ne göndereceği misyonlar ile ilk kez Dünya’nın dışında bir yaşam izlerine ulaşmayı hedefliyor.”

“Biraz endişeliyim, çünkü bu keşif Kopernik’in Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü kanıtlaması gibi çığır açacak. Ama insanları felsefi ve bilimsel birçok soruyla baş başa bıkarak..İnsanların henüz buna hazır olmadığını söyleyebilirm.”

”NASA’nın yer aracı ‘Mars 2020’ gezegendeki kayaçları delecek ve ardından kayaç numuneleriyle dolu test tüplerini Dünya’ya yollayacak. Bunlar Mars’tan Dünya’ya getirilen ilk maddeler olacak.”

Avrupa Uzay Ajansı ExoMars Rover aracı, Dünya dışındaki yaşamla ilgili ipuçları elde etmek amacıyla Mars yüzeyini 2 metre delerek örnek toplayacak.

MARS’TA SU BULUNDU, ŞİMDİ YAŞAM ARANIYOR!”

Gökbilimciler:

”2018’de ilk kez Mars’ın güney kutup dairesinin güneyinde buz örtüsü altına gizlenmiş bir su gölü olduğunu keşfettik.”

Kızıl Gezegen’de daha önce de donmuş halde veya mevsimsel su varlığına rastlanmıştı. Gölün canlı yaşamı için uygun ortam sağlayabileceği düşünülüyor.

Bilim insanları:

”Kuru ve kurak olan Mars’ın 3,6 milyar yıl önce çok miktarda su ve gölleri barındırdığını ve sıcak olduğunu söyleyebiliriz.”

İtalya’daki Bologna Ulusal Astrofizik Enstitüsü’nden araştırmacılar:

”29 Mayıs 2012 ile 27 Aralık 2015 tarihleri arasında Mars Express uydusuyla radarla yaptığımız ölçümlerde gezegen yüzeyinin yaklaşık 1,5 kilometre altında, 20 kilometreye yayılan bir su kütlesinin varlığını belirledik.”

Mars Express uydusunun görevlilerinden Enrico Flamini:

”Yeni keşfin Kızıl Gezegen üzerinde ilk kez kalıcı su varlığına işaret ediyor. Su orada. Buna dair artık şüphemiz yok.”

https://www.cafemedyam.com/2019/09/29/yeni-uzay-araci-starship/

NASA: MARS’TA YAŞAM İZLERİNE ULAŞMAYA YAKINIZ AMA İNSANLAR BUNA HAZIR DEĞİL

Uzay bilimciler uzun yıllardır Dünya dışında yaşam olup olmadığı sorusuna cevap arıyor...

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nden (NASA) Gezegen Bilimi Direktörü Jim Green:

Avrupa Uzay Ajansı Mars’ta milyarlarca yıl önce kurumuş bir nehir vadisinin fotoğraflarını yayınladı..

Gelecekte belki de insanoğluna evsahipliği edecek Mars gezegeninin yüzeyinin 4 milyar yıl önce aslında dünyadan çok da farklı olmadığı ortaya çıktı…

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), kızıl gezegendeki 700 kilometre uzunluğundaki kurumuş bir nehir vadisinin fotoğraflarını yayınladı.

Vadinin dünyadaki nehir vadilerine benzerliği şaşırtıcıydı.

Gezegenin en uzun vadilerinden biri olan Nirgal Vallis adı verilen bölgede yaklaşık 3,5-4 milyar yıl önce su dolu nehirlerin bulunduğu tahmin ediliyor.

ESA’nın Mars Express adlı uzay aracıyla yüksek çözünürlükle streo kamerası ile çekilen görüntülerdeki bölge gezegenin ekvator çizgisinin hemen güneyinde bulunuyor…

Bölgenin şekillenmesinden nehirler kadar Mars’a çarpan göktaşları da etkili olmuş.

ESA Björn Schreiner 2019 – FU Berlin

Su yollarının varlığı; Mars’ın bir zamanlar dünyadaki gibi çok daha nemli ve sıcak bir iklime sahip olduğunu gösteriyor.

ESA tarafından fotoğraflanan vadi 2 yüz metre derinliğe ve 2 kilometre genişliğe sahip.

Bu boyutlardaki vadilere özellikle;

Şili’deki Atacama çölünde,

Havai adalarında ve

ABD’nin Colorado platosunda rastlamak mümkün.

ESA Björn Schreiner 2019 – FU Berlin

Independent Türkçe, NASA / Derleyen: Uğurcan Yıldız

tr.euronews

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: