Türkiye siyasetinde zaman zaman liderlerin kimlikleri de polemik konusu olabiliyor: Uzmanlar yanıtladı

İÇİNDEKİLER
- 🔵 Adayın mezhepsel ve etnik kimliği seçmen nezdinde ne kadar belirleyici?
- 🔵 Seçmen adayın dini ve etnik kimliğini önemsiyor mu?
- 🔵 Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu: ‘Din, oy verme davranışı üzerine etkili‘
- 🔵 Bilal Sambur: ‘Yüzde 4-5’lik bir seçmen üzerinde etkili‘
- 🔵 Özgün Emre Koç: ‘Siyasette dini ve etnik kimliklerin etkisi var ama etkisi artık marjinal düzeyde‘
- 🔵 Prof. Dr. İsrafil Balcı: ‘Belirleyici olduğu iddiası abartılı‘
- 🔵 Kemal Özkiraz: ‘Yerelde kimi yerlerde karşılığı olsa bile genelde hiç karşılığı yok‘
- 🔵 Fahrettin Yokuş: Zaman zaman farklı algılar yapan gruplar oluşuyor ama anlamı olmamalı
- 🔵 Müfid Yüksel: ‘Geçmişte olduğu kadar etkili değil‘
- Bunu paylaş:
- Bunu beğen:
🔵 Adayın mezhepsel ve etnik kimliği seçmen nezdinde ne kadar belirleyici?
Dini ve etnik kimlik günümüz seçimlerinde iddia edildiği kadar belirleyici değil..
Özellikle ekonomik kaygılar adayın kimliğinden daha öne çıkmış vaziyette. Z kuşağı ise kimlikleri çok önemsemiyor…
Farklı Alevi kurumlarının organizasyonuyla “Büyük Alevi Kurultayı” adlı bir etkinlik düzenlendi..
Binlerce kişinin katıldığı kurultaya pek çok siyasi partinin temsilcisi katıldı..
– Kurultaya bizzat katılmayıp gönderdiği mesajla tebrik eden siyasilerden biri de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmasına karşın özellikle onun etrafında dönen tartışmalar gündemdeydi..
– Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Celal Fırat:
“Alevi cumhurbaşkanı olmaz diyorlar. Biz de diyoruz ki bal gibi olur..” .
Fırat’ın bu açıklaması birçok medya kuruluşu tarafından kullanıldı..
Muhalefetin olası cumhurbaşkanı adayları yer alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun inançsal kimliğinin Alevi olması zaman zaman polemik konusu oluyor..
Bazı kişiler, Kılıçdaroğlu’nun Alevi ve Tuncelili bir Kürt olmasından dolayı kimi muhafazakâr ve milliyetçi çevrelerden oy alamayacağı iddiasında bulunuyor..
Konsensus: “Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasından dolayı oy vermem diyenler yüzde 1“
Bu sorunun sorulduğu kimi kamuoyu araştırmaları iddiayı doğrulamıyor..
– Konsensus Araştırma Şirketi Başkanı Murat Sarı:
“17 Eylül 2022’de yaptığımız bir anket çalışmasında, ‘Kılıçdaroğlu’nun kimliği, -Alevi olması- oy vermenizi etkiliyor mu’ diye sorduk.. Buna ‘etkiliyor’ diye cevap verenlerin oranı yüzde 1 “

Aksoy anketine göre ‘Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasını sorun’ edenlerin oranı yüzde 23,6
– HalkTV yazarı İsmail Saymaz, 12 Eylül 2022 tarihli yazısı:
“Aksoy Araştırma Şirketi’nin sahibi Ertan Aksoy’un CHP parti meclisine (PM) sunduğu seçim anketine göre ‘Alevi cumhurbaşkanı adayına oy verir miydiniz’ sorusuna katılımcıların yüzde 33,8’inin ‘kesinlikle verirdim’, yüzde 22,3’ünün de ‘veririm’ cevabını verdi..”
– Katılımcıların yüzde 56,1’i Alevi adaya oy vereceğini belirtiyor..
– ‘Kesinlikle vermem’ diyenler yüzde 17,8, ‘vermem’ diyenler ise yüzde 5,8. Bunların toplamı ise yüzde 23,6 ediyor..
– Bu konuda kararsız olanların oranı ise yüzde 20,3’te kaldı..
Araştırmaya göre AKP’lilerin yüzde 40,9’u, İYİ Partililerin yüzde 25’i ve MHP’lilerin yüzde 24,6’sı Alevi bir adaya oy vermeyeceğini söyledi.
– Aksoy ve Konsensus şirketlerinin ulaştığı veriler arasında ciddi farklar olsa bile Kılıçdaroğlu’nun olası bir seçimi kazanıp kazanamamasında tek başına inançsal kimliğinin çok da etken olmayacağı görülüyor..

🔵 Seçmen adayın dini ve etnik kimliğini önemsiyor mu?
Sadece Kılıçdaroğlu’nun şahsına indirgemeden günümüz Türkiye’sinde bir kişinin etnik veya dini kimliği seçmenlerin oy tercihlerinde ne kadar belirleyici oluyor?
– Bu konuda etkili olduğunu düşünenler durumu abartıyorlar mı yoksa gerçekten bahsettikleri kadar seçimi belirleyecek faktörlerin başında mı gelecek?
Bu soruyu farklı isimlere sorduk.
🔵 Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu: ‘Din, oy verme davranışı üzerine etkili‘

Konya’daki Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu, muhafazakâr ve milliyetçi seçmenin yoğun olduğu bir kentte ikamet ediyor..
– Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu:
“Türkiye ve Türkiye gibi sonradan modernleşme sürecine giren toplumlarda geleneklerin ve din gibi unsurların oy verme davranışı üzerinde etkisi var..
İnsanlar kendilerine benzeyen, kendi düşünce, davranış ve beklentilerine göre adaylara oy verme eğilimdeler..
Günümüzde oy verme tercihlerinde ekonomi ve gelecek kaygısı da önemli etken.. Belki daha rahat durumlarda insanların hem bugününü hem geleceğini güvende hissettiği durumlarda dini hassasiyetlerine göre oy verme eğilimi daha fazla olabilir ama bu tür çalkantılı ve geçiş süreci denebilecek dönemlerde insanların farklı saiklerle, farklı eğilimlerle oy verebileceğini düşünüyorum..”

🔵 Bilal Sambur: ‘Yüzde 4-5’lik bir seçmen üzerinde etkili‘
– Toplumbilimci ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Sambur:
“Türkiye’de rasyonel ölçütlere göre bir siyaset yapılmıyor.. Türk siyasetinin geleneksel kimlik, mezhep, din ve kültür savaşları üzerine politika yapma şeklinde bir alışkanlığı var. Bu da toplumsal bazı kesimlerde bir seçmen davranışını belirlemede rol ve tutumun belirlenmesinde etkili olabiliyor..
Ancak bunun Türkiye’de seçmen üzerindeki karşılığı sanıldığı gibi büyük değil.. Yani marjinal düzeyde bir etki yaratıyor. Bunun etki oranı yüzde 4 ya da 5 oranındaki bir kesim üzerinde çok etkisi bulunuyor..”
“Oya dönüşmese bile kampanyayı gölgeliyor”
– Bilal Sambur:
“Bu tür söylemlerim oya dönüşmesinden çok kampanya süresince kampanyayı gölgeleyerek ana mesele haline gelme gibi bir durum yaratabiliyor..
Bugün Türkiye’de hiç kimse Kılıçdaroğlu’nun Alevi olup olmadığıyla veya Demirtaş’ın Kürt olmasıyla ilgilenmiyor. Seçmenin ilgilendiği tek bir konu var şu anda. Mevcut ekonomik siyasal krizden nasıl çıkılacağı..
Adaylar eğer sahici bir ekonomik siyasal politikayla toplum önüne çıkmadıklarında bu boşluk ortaya çıkıyor ve bu boşlukta bu sefer adayların etnik ya da ideolojik ya da mezhepsel kimliği üzerinde birtakım tartışmaların yapılmasına ve bunların ana gündem yapılmasına yol açabiliyor..”

🔵 Özgün Emre Koç: ‘Siyasette dini ve etnik kimliklerin etkisi var ama etkisi artık marjinal düzeyde‘
Siyaset bilimci akademisyen Özgün Emre Koç da Türkiye siyasetinde dini ve etnik kimliklerin etkisi olduğunun inkar edilemeyeceğini söyledi..
– Özgün Emre Koç:
“Bunun etkisinin artık marjinal kaldığı kanaatindeyim.. Belediye seçimlerinden önce İmamoğlu hakkında AKP’liler tarafından Pontus yakıştırması yapıldığını gördük. Bu ters tepti, hatta Trabzonluları kızdırdı..
Benzer şekilde bugün Kılıçdaroğlu’nun mezhep ve etnisite nedeniyle dezavantajlı olacağını iddia etmek gerçekçi değil. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı tartışmasının bu zeminden savunulması da aynı şekilde gerçekçi değil diye düşünüyorum..
Adaylığını istemeyenlerin Alevi olduğu için istemediğini söylemek doğru değil. Aynı şekilde destekleyenlerin gerekçesi de bu değil. Abartılmış bir duyarlılık. Hedef seçmende bu meselenin karşılığı sanıldığı kadar büyük değil, önemsiz.”

🔵 Prof. Dr. İsrafil Balcı: ‘Belirleyici olduğu iddiası abartılı‘
Samsun da Konya gibi muhafazakâr ve milliyetçi seçmenin yoğunlukta yaşadığı kentlerden biri..
– Karadeniz Bölgesindeki bu kentte yer alan 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsrafil Balcı:
“Türkiye’de seçmen tercihlerinin belirlenmesinde adayların dini ve etnik kimliğinin belirleyici olduğu iddiasını abartılı olduğunu ifade etmeliyim..
Türkiye’de belli kesimde etnik ve mezhepsel yönleri öne çıkarma çabası olmasına rağmen bunun pek bir karşılığı yok.. Yani bunları önemseyen insanlar olsa dahi günümüzde siyasetin belirlenmesinde tek başına bir karşılığı olmaz..”

🔵 Kemal Özkiraz: ‘Yerelde kimi yerlerde karşılığı olsa bile genelde hiç karşılığı yok‘
Avrasya Araştırma Şirketi Sahibi Kemal Özkiraz ise adayların dini ve etnik kimliğinin yerelde bazı yerlerde bir karşılığının olabileceğini aktardı..-
– Kemal Özkiraz:
“Türkiye’de kutuplaşmanın artık o kadar büyük bir karşılığının olmadığı Adana ve Mersin’de görüldü.. Örneğin Kars gibi mikro milliyetçiliğin olduğu bir yerde kişinin etnik ve dinsel kimliğinin karşılığı olabilir ama genelde hiçbir karşılığı yok. Çünkü muhalefetin adayına Alevi diye oy vermeyecek herhangi bir kişi muhalefetin Sünni adayına da oy vermiyor..
2019’daki yerel seçimleri… Hem Adana hem de Mersin’deki seçimlerde mezhep ve etnik konular etkili olabilirdi ama en ufak etkisi olmadı. Çünkü her iki yerde de hem mezhepçilik hem etnisite işin içine giriyordu..
Muhalefetin buralardaki adaylarına hem Alevi hem Arap diyorlardı ama bu tür söylemlerin hiçbir etkisi olmadı. Her iki ilde de muhalefetin adayları kazandı..”
“Kimse bu Alevi, bu Sünni diye bakacak durumda değil”
Seçimlerde artık asıl etkili olan tercih nedenin ekonomi ve biraz da yaşam tarzı olduğunu söyleyen Özkiraz, “Burada kimse bu Alevi, bu Sünni diye bakacak durumda değil” görüşünü dile getirdi..

🔵 Fahrettin Yokuş: Zaman zaman farklı algılar yapan gruplar oluşuyor ama anlamı olmamalı
“Seçme ve seçilme hakkına sahip herkesin bu ülkede her göreve aday olması normal olmalı”
– İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş:
“Ancak ülkede bu konuda zaman zaman farklı algılar yaratan sistematik olarak bunları uygulayan gruplar oluşuyor. Bölge bölge değişebiliyor..
Şahsi düşüncem bunların hiçbir anlamı olmamalı. Herkes haklarını kullanmalı. Siyaset dilini değiştirirse zaten sorunu halledeceğiz..
Ülkeyi yönetenlerin ötekileştirme algısını değiştirmesi halinde Türkiye’de yaşayanlar olarak bunu aşabileceğimizden kuşkum yok..”

🔵 Müfid Yüksel: ‘Geçmişte olduğu kadar etkili değil‘
Muhafazakâr kesimleri yakından takip eden isimlerden sosyolog, araştırmacı ve yazar Müfid Yüksel de Balcı gibi bu konunun günümüzde abartıldığı görüşünde..
– Müfid Yüksel:
“Geçmişte belli bölgelerde ve özellikle köylerde adayın Alevilik – Sünnilik konusu etkiliydi.. Günümüzde belli yaşın üstünde, yine Anadolu’nun bazı yerlerinde ve kutuplaşmadan etkilenen insanların bir kısmı için önemli olabilir ama eskisi kadar belirleyici değil..
Gençler adayın kimliği hiç önemsemiyor..
Özellikle sandığa gitmeleri durumunda seçim sonuçlarını belirleyeceğine inanılan Z kuşağı denilen genç kesimler için adayın dini kimliğinin hiç önemli olmadığı görülüyor. Gençler adayın kimliğini önemsemiyor ama buna karşın genç, dinamik, karizmatik lider istiyor. Mevcut adaylar açısından asıl tercih edilip edilmeme nedenleri bunlar olabilir..”
© The Independentturkish//Ali Kemal Erdem
