
“BAŞTA ATATÜRK OLMAK ÜZERE, ANKARA’NIN BAŞKENT OLMASINA HİZMET ETMİŞ BÜTÜN DEVLET ADAMLARIMIZI ŞÜKRANLA ANIYORUM”

🔵 ANKARA VALİSİ VASİP ŞAHİN, ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞUNUN 99. YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLADI..
✅ Vasip Şahin, Ankara’nın başkent oluşunun 99. yıl dönümü dolayısıyla bugün bir kutlama mesajı yayınladı. Şahin’in mesajı şöyle..
– Vasip Şahin:
“Milli Mücadele’nin sevk ve idare merkezi olarak üstlendiği fiili başkentlik sorumluluğunu Kuvâ-yı Milliye ruhuyla ifa eden Ankara’nın resmen başkent ilan edilişinin 99. yıl dönümünü idrak ediyoruz..
Ankara’nın başkent oluşu, aziz milletimizin başlattığı direniş harekatının bir parçasıdır. Gazi Mustafa Kemal, Heyet-i Temsiliye ile birlikte 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelerek jeopolitik durumu ve coğrafi konumu sebebiyle burayı Milli Mücadele’nin karargahı yapmış; milletimizin mukadderatını belirleyen stratejik kararlar burada alınmıştır. Cumhuriyet’in ilanından on altı gün önce, 13 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen yasa önerisinin kabulüyle Ankara, yeni kurulacak devletin başkenti olmuştur..
Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olma onurunu layıkıyla taşıyan Ankara’nın başkent oluşunun yıl dönümünü en içten duygularımla kutluyor; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Ankara’nın başkent olmasına ve imarına hizmet etmiş bütün devlet adamlarımızı ve şehitlerimizi minnet, rahmet, şükranla anıyorum.”
🔵 “MANSUR YAVAŞ’TAN, ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞUNUN 99. YIL DÖNÜMÜ MESAJI”

“ANKARA’MIZ, KADİM BİR MERKEZDİR”
– Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş:
“Ankara’mız, asıl hüviyetini kurtuluş mücadelesinde kazanmış, ‘son kale’ olması vasfını ‘Başkent’ olarak taçlandırmış kadim bir merkezdir..
Kuruluşumuzun, kurtuluşumuzun ve hürriyetimizin simgesi Ankara’mızın başkent oluşunun 99. yıl dönümünü en içten duygularımla kutluyorum. Binlerce yıllık medeniyet beşiği olan Ankara’mız, asıl hüviyetini kurtuluş mücadelesinde kazanmış, ‘son kale’ olması vasfını ‘Başkent’ olarak taçlandırmış kadim bir merkezdir..
Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde Ankara’ya verilen bu kutlu değer, bizlerin sorumluluğunu artırmakla birlikte Cumhuriyetimizin Başkent’ini dünya başkentleriyle birçok alanda rekabet eder hale getirmek için de bizlere güç vermektedir..”
“İNSANA DEĞER VEREN PROJELERİMİZİ UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
– Mansur Yavaş:
“Bu sorumluluk duygusuyla, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Ankara’da hemşehrilerimizin yanında olacak, insana değer veren projelerimizi uygulamaya devam edeceğiz. Tarihimizden aldığımız bu ilham, bizleri geleceğe Ankara halkının ortak iradesi ve aklıyla taşıyacaktır..
Bu duygu ve düşüncelerle başta Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Ankara’nın başkent olmasında emeği geçen devlet adamlarımızı, kurtuluş kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, Ankaralı hemşehrilerimize içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

🔵 “ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞU”
✅ Dönemin Dışişleri Bakanı İsmet İnönü’nün 13 Ekim 1923’te Meclis Başkanlığına verdiği tek maddelik bir kanun teklifinin TBMM’de görüşülmesi sonucunda Ankara başkent ilan edildi..
– Başkent olacak iller arasında Sivas, Kayseri, Konya ve Ankara illeri yer alıyordu.
ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞUNUN TARİHSEL VE SOSYOLOJİK AÇIDAN DA SEBEPLERİ BULUNUYOR.
*Jeopolitik,
*Coğrafi ve askeri-stratejik açıdan konumunun uygunluğundan ve etrafının dağlarla çevrili olması sebebiyle olası işgaller karşısında güvenli olmasından,
*Limanlara uzaklığından,
*Daha önce işgale uğramamış olmasından dolayı başkent seçildiği bilinen Ankara’nın başkent oluşunun tarihsel ve sosyolojik açıdan da sebepleri bulunuyor.
– Ankara eski milletvekili ve Ankara Kulübü onur kurulu başkanı Şevket Bülent Yahnici:
”Henüz kurulmamış bir devletin başkenti ilan edildi, çünkü bu unvanı hak ederek kazandı. Ankara Milli Mücadele’ye merkez olduğu, mücadelenin karargahı olduğu, Kuvay-i Milliye’ye birinci günden itibaren ev sahipliği yaptığı için ön plana çıktı.”
“MİLLİ MÜCADELENİN KARARGAHI”
– Şevket Bülent Yahnici:
”Mondros Mütarekesi’nin ardından İtalyanların, İngilizlerin ve Fransızların işgal güçlerinin Anadolu’ya yayıldığı bir ortamda, işgal dışında kalan toprak parçalarından bir merkez oluşturuldu ve milli mücadelenin karargahı da bu merkez bünyesine alındı..
Birinci ve İkinci İnönü meydan muharebeleri ile Sakarya ve Dumlupınar’daki muharebeler sırasında yaralı gazilerin Ankara’ya getirilerek, yeni kurulan hastanelerde tedavi görmesinin, Ankara ve çevresindeki köylerin Milli Mücadele’ye lojistik destek sağlamasının, Ankara’da kadınların mermi üretip cephelere göndermek üzere yüksek sayılarda yün çorap örmesinin de Ankara’nın Milli Mücadele için lojistik destek merkezi haline gelmesinde etkili oldu.”

“ULAŞIM VE HABERLEŞME İMKANI DA GÖRECE DAHA KOLAYDI”
Anadolu’nun tam kalbinde yer alan Ankara, ayrıca Batı cephesine yakın olduğu için Batı Anadolu’dan ve İstanbul’dan gelen demiryollarının da ulaştığı bir noktada bulunuyordu. Dolayısıyla ulaşım ve haberleşme imkanı da görece daha kolaydı.
“5 EKİM İSE, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ANKARA HEMŞEHRİLİĞİ KABULÜ OLARAK HER SENE ANILIYOR.“
– Atılım Üniversitesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölüm başkanı ve Ankara Kent Konseyi yürütme kurulu üyesi Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin:
”Tarihsel olarak hanedanlıklara ev sahipliği yapan başkentlerin aksine, modern dönemde başkentlerin seçiminde ulus-devletin inşa sürecinin çok etkili olduğunu kayderim.”
“YAZITLAR KRALİÇESİ ”
”Doğu Roma imparatorluğunun doğu eyaleti olan Ankara, önemli bir Roma kenti. Ankara Hacıbayram’daki August tapınağının kalıntılarının üzerinde İmparator Augustus’un vasiyeti var. Bu yüzden de arkeolog Ekrem Akurgal tarafından “yazıtlar kraliçesi” olarak adlandırıldı.”
“AHİ CUMHURİYETİ”
”13 ve 14.yüzyılda Ankara’nın dünya demokrasi tarihine geçen bir niteliği de var: günümüzde belediye hizmetlerinin altyapısını oluşturan ahilik geleneğinin bir uzantısı olarak Ankara’da bir Ahi Cumhuriyeti oluştuğu tarihçilerin bir kısmı tarafından belirtiliyor..
1850’li yıllarda Osmanlı Devleti ile Alman imparatorluğu arasında modernleşme çerçevesindeki temaslarda Alman harita subaylarının Anadolu’ya davet edilerek Anadolu’yu karış karış gezdiklerini belirtiyor..
Bir ülkenin haritası yapıldığında stratejik konumlarını belirliyorsunuz. Bağdat demiryolu gibi önemli altyapı projelerinin de yapılmasıyla yakından ilişkili olan bu süreçte Anadolu’nun içlerinin bir başkent için daha stratejik olduğu yönünde değerlendirmelerde bulunulmuş ve bu da Osmanlı kamuoyunda konuşulmaya başlanmıştı.”

“BAŞKENTİN TAŞINMASI UZUN ZAMANDIR TARTIŞILIYORDU”
– Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin:
”Milli Mücadele’nin başlamasıyla birlikte başkentin nerede olacağı da tartışıldı ve Ankara’daki kamuoyunun tavrı Milli Mücadele’nin seyrini değiştirdi..
İstanbul’daki hükümetin Mustafa Kemal Paşa’yla ilgili çıkardıkları tutuklama emrine karşı Ankara’daki kamuoyu, İstanbul’a karşı telgrafla bir bildiri yayımladı. Bildiriyi yayımlayanlar arasında toplumun tüm kesimleri; imamlar, seymenler, Ankara eşrafı da bulunuyordu..
Ankara kamuoyu İstanbul hükümetini fiilen reddetti ve hatta Ankara’ya atanan vali şehirden ayrılmak durumunda kaldı..
Ankara’nın sergilediği özerk tutum, durumu yakından izleyen Atatürk’ün dikkatini çekti ve fiili olarak Ankara’yı başkent olarak seçti..
Frigya’nın kuruluşuna dair eski belgelerde bile Ankara ve çevresinin işgalcilere karşı korunaklı bir bölge olarak belirtiliyordu.”
“KOLAY BİR SÜREÇ OLMADI…”
– Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin:
”Başkentin Ankara ilan edilmesi kolay bir süreç olmadı, iç ve dış tepkilere maruz kalındı, zira yabancı büyükelçilikler burayı başkent olarak kabul etmediler.”
”Mekânsal gelişim ve kalkınma süreçlerinin ana odağında başkentlerin kentsel planlaması oldu. Ankara’nın da başkent oluşunun ardından uluslararası bir yarışma açılarak planlamaya gidildi. İsviçreli ve Alman mimarların katkısı alındı.”
”Atatürk Orman Çiftliği, demiryolu ağları gibi cumhuriyete özgü kalkınma modelleri bu süreçte ortaya çıktı. Çünkü o dönemde şehirde memurların kalacağı yeri bile yoktu. Orta ölçekli bir Orta Anadolu kasabasını andırıyordu ilk başta.”

“İSTANBUL’A KARŞI-DENGE”
– Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin:
”Ankara başkent olarak kurulmasaydı belki şu anda 30 milyonluk bir İstanbul’la karşı karşıya kalacaktık.”
”Her ülkede mekânsal bir gelişim süreci vardır. Eğer şehirler ülke sathında dengeli ve eşit bir gelişim sergileyemezlerse, tüm kaynaklar tek bir şehirde tüketilir, dengesiz bir gelişim ortaya çıkar. Cumhuriyet döneminde Ankara’nın başkent ilan edilmesi, yeni bir kentin inşa edilmesi, İstanbul’a karşı mekânsal bir denge oluşturma arayışıyla da alakalıdır.”
tr.euronews