GÜNDEM

TELEVİZYONLARDAKİ AHLAKSIZ GAZETECİLER: SU ALAN GEMİMİZ BATTIĞINDA NE YAPACAKSINIZ?

“Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum.”

🌐 ERSOY DEDE..!
🌐 Son dönemde ekranlara çıkartılmayan Ersoy Dede ile gazeteci Cengiz Er arasında dikkat çeken bir gelişme yaşandı..!

Ersoy Dede, aynı zamanda Erdoğan’ın kuzeni olan Cengiz Er’i sosyal medyadan engelledi..

  • Cengiz Er:

“Gazetecilik faaliyeti dışında her türlü pis işin, operasyonun içinde yer alan Ersoy Dede aklınca beni engellemiş. Bu aralar işleri pek yolunda gitmiyor galiba. Yazık…” ifadelerini paylaştı.

Ersoy Dede’nin adı en son TRT1 Ana Haber bültenine çıkmamasıyla gündeme gelmişti..

Ersoy Dede’ye, Sezgin Baran Korkmaz ile olan yakınlığı nedeniyle TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı tarafından ekran yasağı konmuştu..

TRT 1’de Ersoy Dede’nin yerine haberleri Canan Yener Reçber sunmuştu.

  • Ersoy Dede:

“İzindeyim. Birkaç gün evdeyim. Olağanüstü bir durum yok. Normal senelik izindeyim. Eşimle tatil planlamasını beraber yaptık. İzin kullandığımız oluyor” diye konuşsa da son yanında iki kez “Nasipse yarın akşam burada buluşmak üzere” demişti..

🌐 CEM KÜÇÜK, BİRCE AKALAY’I, GÖKHAN ÖZOĞUZ’U VE ŞAHAN GÖKBAKAR’I HEDEF ALDI ..!
✳ Yandaş gazeteci Cem Küçük, hayat pahalılığına tepki gösteren oyuncu Birce Akalay’ı bir kez daha hedef gösterdi ..!

– Akalay’ı alenen tehdit etmekle yetinmeyen Küçük, Athena’ grubunun solisti Gökhan Özoğuz ve komedyen Şahan Gökbakar gibi isimlere yönelik ‘nefretini’ de ortaya koydu..

www.cafemedyam.com
  • Birce Akalay:

“Birileri ülkeyi yemeye ve satmaya devam ediyor, yargılanacağınız günleri görebilmek ümidiyle..”

✅ Daha önceki yazılarında Akalay’ı alenen tehdit eden Küçük, bu kez dozu artırdı ve ‘Athena’ grubunun solisti Gökhan Özoğuz, komedyen Şahan Gökbakar gibi isimlere yönelik ‘nefretini’ de ortaya koydu.. 

  • Cem Küçük:

 “FETÖ’cüler ve sizlerin dostu Hayko Bağdat tarzı Marksist FETÖ yardakçıları fare gibi kaçmadı mı? Engin Özkoç ile aynı kafaya sahip CHP’li Aykan Erdemir fare gibi kaçmadı mı ..?

Şimdi bana organize küfrettiren; Birce Akalay’larla, Athena Gökhan’larla, Şahan Gökbakar’larla aynı kafaya sahip Gezi kalkışmacısı Mehmet Ali Alabora ülkemizden fare gibi kaçmadı mı ..?

– Tam 8 senedir Londra’da İngiliz emperyalizmine sığınmış durumda Alabora…

PKK’lılar, FETÖ’cüler, Marksistler fare gibi kaçtılar Türkiye’mizden. Bunlar da kaçacak. Biz dimdik ayakta kalacağız her zaman olduğu gibi. Biz bu ülkenin Türk milliyetçileri ve Müslüman muhafazakârları yani Türklük gururuna ve İslam şuuruna sahip kahir ekseriyeti mücadeleye hazırız ..

Biz kefenimizi cebimize koymuş insanlarız. Bizler ölümden korkmayız ama sizler tavuklar gibi korkaksınız ..

Türk siyasal literatüründe, “Yargılanacağını göreceğiz” demek bal gibi de o kişinin geceyarısı sıcak yatağından alınıp tutuklanması demektir. Aynı 27 Mayıs’ta Demokrat Partililere yapılanın AKP’lilere, MHP’lilere, BBP’lilere, hatta Vatan Partililere bile yapılmasını istiyor Birce Akalay gibiler. Bunlar böyle intikamcı.. Yargılama-margılama bunlar kaypakça laflardır. Hukukçu Rezzan Epözdemir de o gün TV yayınımızda maalesef dürüst davranmadı..”

Cumhuriyet

İLGİLİ HABER
https://www.cafemedyam.com/2022/07/25/hablemitoglu-suikasti-abd-ne-isterse-yapacagiz/

🌐 METİN ÖZKAN HAKKINDA TAKİPSİZLİK KARARI ..!
✳ İstanbul’da bir restoranda Ufuk Enginler’in çantasından 700 dolar çaldığı iddia edilen gazeteci Metin Özkan hakkında takipsizlik kararı verildi..!

– Şikayetçi Enginler’in avukatı karara itiraz etti.

Gazeteci Metin Özkan’ın Aralık 2021’de Kemerburgaz’da bulunan bir restaurantta Ufuk Enginler’in çantasından 700 dolar para çaldığı iddia edildi. Mekanın kamera görüntülerinde Özkan’ın çantaların bulunduğu alandan bir şeyler alıp cebine koyduğu dikkat çekti. Metin Özkan ifadesinde “para değil, puro aldığını” söyledi. Soruşturma dosyasına giren bilirkişi raporunda da Özkan’ın cebine koyduğu şeyin ne olduğunun anlaşılamadığı kaydedildi.

Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Metin Özkan hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararda dosyaya yansıyan bilirkişi raporunda görüntünün net olmaması sebebiyle şüphelinin elinde ne olduğunun açık bir şekilde tespit edilemediğine dikkat çekildi..

Özkan’ın savunmasında olay mahallinde bulunan puro kutusunu aldığını beyan ettiğinin belirtildiği kararda bu beyanın bilirkişi raporuyla uyuştuğu aktarıldı. Dinlenen tanıkların da olaya ilişkin bilgi ve görgülerinin olmadığının aktarıldığı kararda atılı suçun işlendiğine dair müştekinin soyut iddia ve beyanından başka delil, emare ve bulgunun olmadığı kaydedildi..

✳ ‘GÖRÜNTÜDE PARA OLDUĞU ÇOK NET’ ..!

Şikayetçi Ufuk Enginler’in avukatı Cesim Parlak takipsizlik kararına itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, “13 Mayıs 2021 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporunda yapılan tespitte üçüncü görüntü de şüphelinin müvekkilin çantasına nasıl yaklaştığını, dördüncü görüntüde şüphelinin elinin çantayı karıştırdığı anı, beşinci görüntüde de şüphelinin çantanın içerisinden cismi çekme anı ve altıncı görüntüde de çektiği cismi cebine koyduğu anı gösterilmiştir. Şüpheli net bir şekilde o eşyaların bulunduğu alandadır o eşyalardan kastı da müvekkilin çantasıdır ve bu durumda müvekkilinin çantasının içinden bir cisim aldığı açıktır. Çıplak gözle dahi tarafımızca görüntü izlendiğinde para olduğu çok net anlaşılmaktadır” denildi..

NE OLMUŞTU?

🌐 700 dolar çalmakla suçlanan Metin Özkan: Para değil puro aldım..!
“Ufuk Enginler’in çantasından para çaldığı iddia edilen gazeteci Metin Özkan ifade verdi..!”
  • Metin Özkan:

“Puro kutum kalmıştı. Arkadaşlarla beraber puro kutumu aldım ve cebime koyup, makamdan ayrıldım..”

İstanbul’da arkadaşları ile bir restoranda oturan Ufuk Enginler’in çantasında bulunan 700 doları çaldığı iddia edilen gazeteci Metin Özkan, “para değil puro aldığını” söyledi..

Aynı zamanda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eski basın danışmanı olan Özkan, kendisine ‘itibar suikastı yapmak isteyen terör örgütlerini’ suçladı..

Özkan yürütülen soruşturma kapsamında ifade verdi. “Para değil puro kutusunu aldığını” öne süren Özkan, “Bu durumun beni susturmak, tarafıma itibar suikastı yapmak için terör örgütleri tarafından birileri kullanılarak yapıldığı kanaatindeyim” iddiasında bulundu..

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında Ankara’da bir karakolda ifadesi alınan Özkan, 23 Aralık 2021 tarihinde katıldığı bir televizyon programı sırasında avukat arkadaşı Bahadır Gökçe’nin kendisine mesaj attığını belirt “Bahadır olayın geçtiği iddia edilen yerde akşam beraber yemek yemek istediğini yazdı. Restoran sahibinin de özellikle yemeğe davet ettiğini yazdı. Ben müsait olmadığımı yazdım. Ancak söz konusu restorana gitmem konusunda ısrar etti. Sonra beni televizyon binasının önünde beklediğini söyledi. Program bitip çıktığımda beni aldı ve mekana gittik” ifadelerini kullandı.

✳ ‘PURO KUTUMU ALDIM VE CEBİME KOYUP, MAKAMDAN AYRILDIM’..!

“Restoranda bir tek masa vardı” diyen Özkan şunları söyledi..

  • Metin Özkan:

“O masada doğum günü kutlaması için hazırlık yapan 7-8 kişi vardı. Ben ayrı bir masaya oturmak istedim. Ancak mekan sahibi Murat Babayiğit ısrar ederek doğum günü kutlamaya hazırlanan ve daha önce hiç tanımadığım şahısların bulunduğu masaya oturturlar..

Masada müşteki (şikayetçi) bayan Ufuk Enginler ve Enginler’in eşi diye tanıtılan Ergin Kerse, yine başka isimler vardı..

Yemeklerimizi yerken saz çalan iki şahıs geldi. Bu sırada orada bulunan herkes üzerindeki pardesülerini, çantalarını hemen yemek yendiğimiz masanın yan tarafında bulunan küçük masanın üzerine bıraktı. Hatta benim pardesü ve puro kutumu mekanın sahibi Murat Babayiğit o masaya bıraktı..

Yemeğimizi yedik, bu arada kutlama yaptılar. Yaklaşık iki saat sonra ‘kalkalım’ dedim. Masadan kalktık. O sırada hesabın ödendiğini söylediler. Ama kimin ödediğini söylemediler..

Devamında mekanın ortaklarından Murat Babayiğit, Vedat Saçaklıoğlu ve beni o mekana götüren avukat Bahadır Gökçe restoranın bölümlerini bana gezdirdiler..

Yemek yediğimiz masanın yanında bulunan üzerinde pardesü ve puro kutumun bulunduğu yere geldik. Restoranı gezmeden önce pardesümü giymiştim. Puro kutum orada kalmıştı. Son geldiğimde arkadaşlarla beraber puro kutumu aldım ve cebime koyup, makamdan ayrıldım..”

O günden 2 gün sonra mekanın ortaklarından Murat Babayiğit beni arayarak, ‘abi o akşam beraber oturduğumuz doğum günü kutlanan Ufuk isimli bayanın bir miktar parası kaybolmuş..Mekana kadar gelebilir misin?’ dedi..

Ben de gittim. Kamera görüntülerini gösterdiler. Ben de gülerek, ‘Ya ben puro kutumu aldım. Siz bunu nasıl yorumlamışsınız’ dedim..

Sonrasında bayanın parasını başka bir yerde düşürmüş olabileceği söylendi ve olay kapandı. Ta ki 22 Şubat 2022 tarihinde söz konusu puro kutumu aldığım görüntülerin yayınlanmasına kadar hiçbir arayan soran olmadı..

Bu görüntüler yayınlanınca ben bana iftira atıldığını ve bunun bir kurgu olduğunu söyleyerek avukatlarım vasıtasıyla yayın yasağı aldırdım. Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum. Böyle bir eylemde bulunmadım. Bulunmam mümkün de değil..

Benim böyle bir eylemde bulunmam akıl ve mantık dışı olduğu gibi hayatın olağan akışına da aykırıdır. Zira ben ekonomik olarak ihtiyacı olmayan ve hatta ihtiyacı olan insanlara yardımda bulunan biriyim.. Suçlamaları kabul etmiyorum..”

✳ ‘SUÇSUZUM.’..!

Sürekli televizyon programlarına konuk olarak katıldığını belirten Özkan özetle şunları söyledi..

  • Metin Özkan:

“Ülkemizin milli birlik ve bütünlüğü için ve yine ülkeye kastedenlere, terör örgütlerine karşı beyanlarda bulunuyordum. Bu nedenle de zaman zaman tehditler alıyordum. Hatta buna ilişkin olarak tarafıma yabancı menşeili telefon numaralardan telefon açılarak hakkımda itibar suikastı yapılacağı konusunda tehditler alıyordum.. Buna ilişkin olarak Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne şikayette bulunmuştum..

Demem o ki televizyon programlarında yaptığım açıklamalar ve savunduğum hususlar birilerini rahatsız etmiş olacak ki böyle bir suçlama ile karşı karşıya kaldım..

Bu durum beni susturmak, tarafıma itibar suikastı yapmak için terör örgütleri tarafından birileri kullanılarak yapıldığı kanaatindeyim..

Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum.”

🌐 EYY ‘EVET EFENDİMCİ ’ GAZETECİLER, SU ALAN GEMİNİZ BATTIĞINDA NE YAPACAKSINIZ ..!?
“Sahi, siz nasıl böyle “yandaş” oldunuz..? Ne ara böyle zenginleştiniz..? Vicdanınızı ve mesleğinizi nasıl pazara çıkardınız..? Güçlenmek için hangi “fedakârlıklar”a katlandınız..?

Geminiz su almaya başladı.. Bir o yana bir bu yana sallanıp duruyor..

Sizin yüreğiniz de kıpır kıpır; bakışlarınız geminiz gibi: Bir o yana bir bu yana!..

Pek gerginsiniz.. Hata yapmamaya, durumu iyice anlamaya çalışıyorsunuz..

“Her şeyin sonu” yaklaşıyor mu gerçekten de..? 1-2 yıl içinde sefahat dönemi noktalanır mı ki..?

Kaçamak bakışlarla bir Külliye’ye doğru bakıyorsunuz, bir de “öteki tarafta” hareketlenenlere…

“Ortada kalmamak için çok akıllı davranmalıyım” cümlesi dönüp duruyor kafanızın içinde..

Dışarıya karşı soğukkanlı görünseniz de içinizde titrek bir telaş hali bayrak açmış durumda..

Çünkü yandaş medya çatırdıyor..

Gemi su alırken fareler hareketleniyor..

Önlem almaya karar verip “ortalara doğru” ilerleyen uyanıklar da var…

Dünkü kardeşleriyle mücadeleye tutuşarak dört bir yana mesajlar gönderen bıçkın delikanlılar da…

Zor zamanlar! Ne tonla para ve modern tesis bu medyayı kurtarabiliyor, ne de iktidar desteği..

Biliyorum, “her devrin insanı” az değildir bu topraklarda. Bu türün mensupları, eteklerinin altından ayrıldığı iktidarı yarın öyle sert eleştirir ki, bugünün muhalifleri “solda sıfır” kalır..

Özel bir yetenektir çabucak deri değiştirebilmek.. O deri değişirken siz de fırıl fırıl bir rüzgâr eşliğinde güce doğru yönelmiş olursunuz..

Keşke dönmek istediğiniz yerde gerçek gazetecilik olabilseydi..

Keşke gerçekleri söyleyen ve yazan birer gazeteci olma hedefini seçebilseydiniz..

Keşke mesleğinizi ahlak ve vicdan ile sürdürmeyi amaçlayabilseydiniz..

✅ Bunlar “boş” ve “soyut” laflar mı, diyorsunuz?

  • Peki, daha açık konuşalım o zaman:

Yolsuzlukları, “sıfırlamaları” yazacak mısınız, yazmayacak mısınız.? Beşli çeteleri, millete neşeyle tecavüz vaatlerinde bulunanları.?

Devletin tüm kurumlarının, parlamentonun, yargının, medyanın ele geçirilmesi için yürütülen vahşi saldırıya ışık tutabilecek misiniz.?

Uludere’den Reyhanlı’ya, Kabataş’tan 1 Kasım öncesine kadar tonla “sakıncalı” konuya dokunabilecek misiniz.?

Peki ya işsiz, baskı altında, bir bölümü hapiste olan yüzlerce meslektaşınızın haklarını savunabilecek misiniz.?

Yarın ne olacak kuşkusu her gün türlü sınavlar sürüyor daha düne kadar sadakati sual götürmez gazetecilerin önüne..

Mesela, bir zamanlar Birleşik Arap Emirlikleri yönetiminin şerefinden kuşku duymuşlardı.. Geçen hafta BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan pamuklara sarılarak ağırlandı.. Belki para gelir diye menfaatçi gülücükler saçıldı etrafa..


Mesela, daha kısa süre öncesine kadar ekonomimiz şahlanıyordu.. Geçen hafta döviz, Türk Lirası’nı defalarca yerlere serdi.. Kriz tehlikeli kıvılcımlar çıkarırken birileri yine “bekâ için gerekirse soğan ekmek” edebiyatını suladı..

Bakın, bu fırtınalar karşısında “kulislerin nabzını tutma ustası” nice selviler bile hafiften yön değiştirmeye başladı:

“Erdoğan, yoksulun, fakirin, fukaranın, dar gelirlinin refah düzeyini yükselttiği için şimdiye kadar girdiği tüm seçimleri kazandı. Ama yeni bir durumla karşı karşıyayız. Bu politikanın doğru olduğunu düşünmüyorum.”

Sonraki durak neresi acep..?

Ya önceki duraklarınız nasıldı.?

Sahi, siz nasıl böyle “yandaş” oldunuz ?

Ne ara böyle zenginleştiniz?

Vicdanınızı ve mesleğinizi nasıl pazara çıkardınız.?

Güçlenmek için hangi “fedakârlıklar”a katlandınız.?

✅ Ama duymuşsunuzdur bir yerlerden, “Sultan Süleyman’a kalmadı dünya”; her şeyin bir sonu vardır.. 

Bazen insan, yaşadığı dönemin hep süreceği yanılgısına kapılıyor..

Hele bir de o dönemin nimetlerinden yararlanıyorsa…

Karnı doyuyor ve cebi doluyorsa…

Önünde binlerce insan iki büklüm eğiliyorsa…

Her istediğini yapıp kimseye hesap vermiyorsa…

Ne toplumdan, ne yasalardan, ne de ahlaki ilke veya dinî kurallardan korkuyorsa…

Gün bugünse…

Baskın basanın, vurgun vuranınsa…

Elbette bu mutluluğun bitmesini istemez ve tersini isteyenlere karşı da tepki duyar…

Hatta onlardan nefret eder…

Onları susturmak için elinden geleni yapmaya çalışır..

Ama doğa yasalarının (isterseniz “kader” deyin) önüne hiç kimse geçemez..

Her şeyin bir sonu vardır..

Peki, oyun bitince sizin haliniz ne olacak.?

Bu iktidar olmadan siz ne yaparsınız?

Perde kapanınca nerelere kaçışacaksınız.?


Duvar//Hakan Aksay 

🌐 HERKES BU ŞEREFSİZLERİ AFİŞE ETMELİ ..!

  • Fatih Altaylı:

“Hadi herkes konuşsun. Herkes bu şerefsizleri afişe etmeli.”

Son zamanlarda bazı ‘gazeteciler’ ile suç örgütü liderlerinin, kanun kaçaklarının ve birtakım siyasilerin beraber anılmasına gazeteci Fatih Altaylı’dan tepki geldi. 

Fatih Altaylı'dan çağrı: Herkes bu şerefsizleri afişe etmeli
  • Fatih Altaylı:

“Bu gazeteci kılıklı sahtekarların ortaya çıkmasını, çıkarılmasını istiyorum..İster Sezgin Baran Korkmaz olsun, ister Sedat Peker, ister siyasetçi ister iş adamı, ister sanatçı, ister ünlü, ister ünsüz, herkes ama herkes bu şerefsizleri afişe etmeli..

Gazetecilik kullanılarak iş takibi, şantaj gibi yöntemlerle kazanç elde etmenin, mesleği lobicilik için kullanmanın, kendini birilerine kullandırarak zengin olmanın özürü olamaz.”

Altaylı şunları yazdı ..!
  • Fatih Altaylı:

“Bu gazeteci kılıklı sahtekarların ortaya çıkmasını, çıkarılmasını istiyorum. İster Sezgin Baran Korkmaz olsun, ister Sedat Peker, ister siyasetçi ister iş adamı, ister sanatçı, ister ünlü, ister ünsüz, herkes ama herkes bu şerefsizleri afişe etmeli. Danışmanlık adı altında parayı götürenleri, sözde konferanslarla malı indirenleri, avanta karşılığı yazılarında sürekli markaları kullananları dahil. Herkesi. ‘Temiz toplum temiz toplum’ diye bağıranlar. Hadi. Biliyorum anlatmayacaksınız. Pislik gazetecilerle yaptığınız işbirliklerini saklayacaksınız. Ama çocuklarınızı düşünüyorsanız anlatırsınız. Sedat Peker kadar bile mi olamıyorsunuz! Anlatın. Düşsün maskeler.”

🌐 ONLARA BAKINCA, BIRAKIN GAZETECİLİĞİMİ, İNSANLIĞIMDAN UTANIYORUM ..!
Onları tanıyorsunuz ..!

Bu milletin önüne çıkacaksınız; sonra orada partizandan daha partizan biçimde iktidar militanlığı yapacaksınız. Onları tanıyorsunuz: Başta CNN Türk olmak üzere AKP televizyonlarında döndüre döndüre kullanılan tiplerdir.

Listelerini yapıp TV kanallarına yollayan ve “Sadece bunları çağırıp bunları konuşturacaksınız!” diyenler de “Aile”nin birinci derecede yakını olanlardır. 

Olağandır; AKP yönetimi iktidarda kalmak için her şeyi yapar. Sorun; onlardan çok onlara kapılanan gazeteci kılıklı satılmışlardır.

Bunlar öyle küstahlar ki… Tartışmalarda süs olsun diye karşılarına konulan biraz muhalif insanlara bile tahammül edemiyorlar. Hemen çemkirip onları susturmaya kalkışıyorlar.

Bu küstahlar daha düne kadar ülkemizdeki üçüncü sınıf gazeteciler sayılıp adam yerine konulmazlar iken şimdi seçkinler katına taşındılar.  Hepsi de cahildir.  Ya FETÖ’nün ya da AKP’nin desteği ile şuraya buraya yerleştirilmişlerdir.

🌐 FETÖ’NÜN MEDYA YAPILANMASI DEVAM EDİYOR ..!

Hatırlayın: Bir zamanlar bunların pazarlanma yeri Taraf Gazetesi idi. Gazetenin başına oturtulan Ahmet Altan, kendisine CIA-FETÖ-AKP katlarından gelen isimleri “gazeteci yazar” diye piyasaya sürerdi. Ahmet Altan’a da burada imal edilen sözde gazetecilere de buradaki yıkıcı eylemleri nedeniyle bir dava açılmadı..

FETÖ, Fethullah’ın Gelinleri diye bilinen militan kadın gazetecileri de merkez medyanın şurasından burasından devreye soktu. FETÖ Soruşturması denilen süreçte bunlara da hiç dokunulmadı. Fethullah’ın Gelinleri’nden sadece Nazlı Ilcak başka bir uyduruk suçlama ile hapse konulmuş; öbürleri görmezden gelinmiştir..

Bunlardan birisi halen Haber Türk’ün prensesi olarak konuşturulmakta ve devletimizi de “katil devlet” diye suçlayabilmektedir.. 

Siz bakmayın Sayın Erdoğan’ın FETÖ’cülerle mücadele ettiği yönündeki havalarına… Bugün Türk medyası; gazeteleriyle, televizyonlarıyla, internet siteleriyle büyük ölçüde Fethullah’ın Oğulları’nın ve Fethullah’ın Gelinleri’nin elindedir.. 

FETÖ’nün Medya Yapılanması Operasyonu denilen yargılama süreci de tamamen bir göz boyamadır. Başta Taraf Gazetesi olmak üzere, FETÖ’nün medya örgütlerine soruşturma açılmamıştır..

FETÖ’cü Akın İpek’in malına el konulmuş ama gazetesinde ve televizyonlarında çalışan FETÖ’cülere dokunulmamıştır..

Bir zamanlar FETÖ operasyonlarının propagandasını yapan Beyaz TV halen AKP desteği ile çalışmaktadır..

FETÖ’den maddi destek bile gördüğü söylenen Işıkçıların Televizyonu TGRT ile Türkiye Gazetesi de asla sorgulanmadı. Ki burasının patronu olan tarikat lideri Mücahit Ören, 15 Temmuz darbesinden haberli olduğunu ABD’den yolladığı bir mesajda ortaya koymuştu. Amerikan vatandaşlığına geçen ve Amerikan çıkarları için çalışacağı üstüne yemin eden bu insanın bir dediğini iki etmeyen de bu iktidardır.

FETÖ’nün medya organlarında yıllarca spor programı yapanlar, bu programlarda Ergenekon, Balyoz, Fenerbahçe’ye Şike gibi FETÖ operasyonlarını övenler bugün de AKP kanallarında çalışmaya devam ediyorlar. 

Gerçek ortada: Bugünkü Türkiye’de FETÖ ile mücadele yok, AKP’nin muhalifleri ile mücadele var.

TERÖRİST OLURSUNUZ HA ..!

Bana bakmayın; ben hapse atılmaktan korkmayanlar taburundanım… Ama siz bu iktidarı sakın eleştirmeyin. Yoksa “halkı kin ve düşmanlığa yönlendirerek terör yaratmak” suçlamasıyla savcı kapınıza terörle mücadele polislerini yollayabilir.

Aynısı, oğlum Evren Devrim’in başına geldi. Kendisi ekonomisttir, yazılarında-konuşmalarında siyasi yorum yapmaz. Sadece ekonomi hakkında rakamları kullanarak konuşur.  İşte bu iktidar ona bile dayanamıyor.

AKP’nin medya ajanları var. Bunlar polisi, savcıları veya CİMER’i kullanarak hoşlanmadıkları her sesi kıstırmaya kalkışıyorlar. Cumhurbaşkanlığına şikâyet yeri olan CİMER olmuş bir Engizisyon… Savcılar korku içinde… Polis panikte… CİMER denildi mi akan sular duruyor.

Ve iktidar militanları da oradan vuruyor. Hemen terör polisi kapınızı çalıyor. Bakıyorlar ki konuşmanızda vatan demişsiniz, millet demişsiniz… Geçmişiniz pırıl pırıl… Hiçbir akçalı işe bulaşmamışsınız. Hele hele FETÖ’nün uzağından yakınından geçmemişsiniz. İfadenizi alıp bırakıyorlar. Ama bu bir işaret! İşaretten öte açık bir iktidar tehdidi: Kapınızdaki terör polisi… Polisin ne suçu var?… Emir büyük yerden… Onlar da mecburen gelip alıyorlar.

Efendiler! Söyleyene kızacağınıza, ekonomide yoksulluktan intihar edenler sistemi kurduğunuzu anlayın… Ve asıl siz kendinizi CİMER’i ihbar edin… Halkı kin ve nefrete yönlendiren bu sömürücü ve erkek egemen Arapçı düzeniniz değil mi?

İNŞALLAH SİZİN BAŞINIZA DA GELİR ..!

Şimdiye kadar hiç böyle bir şey yazmamıştım: Konu, Ordu’da katledilen üniversite öğrencimiz Ceren… Bu hükümetin il milli eğitim müdürü yaptığı birisi; caniyi kötülemek dururken, “Çocuklarımızı çok iyi yetiştirmeliyiz!” diyerek Ceren’i suçlu çıkarmaya kalkışmış.

Bunlara ne diyeyim? İnşallah böyle bir ruh hastası da sizlere musallat olur; o zaman çocukları iyi yetiştirmenin ne olduğunu anlarsınız…

🌐 TAHİR ELÇİ’YE ‘TERÖRİST’ DİYEREK CHP’li TANAL’I HEDEF GÖSTEREN SUNUCUYA TAKİPSİZLİK ..!

✅ Tanal karara itiraz etti.

Öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin cenaze törenine katılan CHP Milletvekili Mahmut Tanal’la ilgili A Haber’de “Terörist cenazesine katılan CHP’li” diyen Erkan Tan hakkında savcılık takipsizlik kararı verdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, A Haber’de Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesini “Terörist cenazesi” diye sunarak cenazeye katılan CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ı hedef gösteren Erkan Tan hakkında takipsizlik kararı verdi.

Tanal, A Haber’de sunduğu prgramda kendisini “PKK’lı teröristin cenazesine katıldığı” iddiasıyla hedef gösteren Erkan Tan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Tan programda “… sonra ikinci fotoğraf, yine bir PKK’lı teröristin cenazesinden. Burada da CHP’li vekiller… Mahmut Tanal var…” demişti.

✳ SAVCI, TANAL’A SUÇ İSNADINDA BULUNMADI ..!

✅ CHP’li Tanal’ın şikayetini değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, A Haber sunucusu Erkan Tan hakkında takipsizlik kararı verdi.

Tanal’a tebliğ edilen kararın gerekçesinde, ‘PKK’lı teröristin cenazesinde Tanal’ın da bulunduğunun’ belirtildiği, bunun dışında Tanal’ın adının zikredilmediği ve Tanal’a yönelik herhangi bir suç isnadında bulunulmadığı savunuldu.

Basının kamuyu ilgilendiren konularda geniş bir ifade özgürlüğüne sahip olduğu ifade edilen gerekçede, “İfade özgürlüğünün yalnızca lehte olduğu kabul edilen veya zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen bilgi veya düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de geçerli olduğu” ifade edildi.

✳ İFADESİNİ ALMAYA GEREK YOK ..!

Gerekçede, AİHM kararı hatırlatılırken, “gazetecinin yapmış olduğu haber ve yazmış olduğu yazının açıkça basın özgürlüğü kapsamında kalıp suç unsuru içermemesi halinde, ifadeye çağırılmasının bile basını ve basın mensuplarını baskı altına alacağı, bu nedenle suç unsuru içermeyen habere dayalı olarak şüphelinin ifadesine başvurulmasına gerek görülmediği” dile getirildi.

✳ TANAL’IN ŞİKAYET HAKKI YOK, ELÇİ AİLESİNİN VAR ..!

Tanal’ın şikayet dilekçesinin içeriğinde yer verdiği “haber ile Tahir Elçi’nin cenaze töreninin terörist cenazesi gibi gösterilmeye çalışıldığına” ilişkin beyanına yönelik olarak ise Başsavcılık kararının gerekçesinde, “eylemin TCK’nın 130. maddesinde düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçuna vücut verebileceği, ancak bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının TCK m. 131/1-2.maddesi gereğince şikayete bağlı olduğu ve şikayet hakkının ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından kullanılabileceği, müştekinin (Tanal) şikayet hakkının olmaması ve şikayet hakkına sahip olanlar tarafından yapılmış usulüne uygun şikayetin bulunmaması nedeniyle TCK m. 73/1 uyarınca soruşturma ve kovuşturma imkanının olmadığı” anlatıldı.

✳ TANAL KARARA İTİRAZ ETTİ ..!

Tanal, verilen kararın ardından itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, şahsını terör örgütüyle ilişkilendirmeye yönelik özel bir çabanın sarfedildiğini belirten Tanal, onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek ‘olgu isnadının’ olmasının hakaret suçunun oluşabilmesi için yeterli olduğunu vurguladı

NE OLMUŞTU?
🌐 A HABER, TAHİR ELÇİ’Yİ ‘TERÖRİST’ SAYDI, AİLESİNİ HEDEF GÖSTERDİ ..!

CHP’nin hukukçu vekili Mahmut Tanal, öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesini “PKK’lı teröristin cenazesi” gibi sunan A Haber ve sunucu Erkan Tan’ı savcılığa, RTÜK’e ve Basın Konseyi’ne şikayet etti. Tanal ayrıca yasal hakkını kullanarak A Haber’e düzeltme ve cevap yazısı gönderdi..

A Haber kanalı, 3 Aralık tarihli yayınında, öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin cenaze törenine ilişkin haberi ‘terörist cenazesi’ ibaresiyle sundu. Haberde törene katılan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da ‘terörist cenazesine katılan CHP’li’ denilerek hedef alındı.

Tanal, öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesini “PKK’lı teröristin cenazesi” diye sunan A Haber ve sunucu Erkan Tan’ı savcılığa, RTÜK’e ve Basın Konseyi’ne şikayet etti. Tanal ayrıca Radyo Ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 18. maddesine dayanarak, A Haber’in bağlı olduğu Turkuvaz Medya Grubu’na düzeltme ve cevap yazısı gönderdi.

Tanal, merhum Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, kızı ve oğlunun, en acı günlerinde çekilen fotoğraf karesinin A Haber’de çarpıtılmasıyla hedef gösterildiğine dikkat çekti.

✳ YAYINLANMASINI İSTEDİĞİ DÜZELTME VE CEVAP METNİ ..!

-Tanal’ın A Haber’de Erkan Tan’ın sunduğu “Sabah Ajansı” programında okunmasını, yayınlanmasını istediği düzeltme ve cevap yazısı şöyle:

“Merhum avukat Tahir Elçi, Diyarbakır Barosu’nun eski başkanıdır. Türkiye’nin tanınmış saygın bir insan hakları aktivisti ve hukukçusudur. Avukat meslektaşımız Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde, sahip çıktığı, korunmasını talep ettiği Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare’nin önünde basın açıklaması yaparken kurşunlanarak katledildi.

Bir gün sonraki cenaze törenine, Türkiye’nin birçok yerinden gelen avukat meslektaşlarım ve siyasetçi ile birlikte katıldım. Merhum Elçi’nin cenaze töreninde ayrıca Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu da hazır bulunmuştur.

Ancak TV kanalınızda, A Haber’de yayınlanan “Ertan Tan ile Sabah Ajansı” programında, şahsımın da yer aldığı, Tahir Elçi’nin cenaze törenine ait fotoğraf karesi, “terörist cenazesi” gibi gösterilmiştir.

Programda Erkan Tan, söz konusu fotoğraf karesini, “…sonra ikinci fotoğraf, yine bir PKK’lı teröristin cenazesinden. Burada da CHP’li vekiller… Mahmut Tanal var…” şeklinde sunmuştur.

✳ EŞİ, KIZI, OĞLU DA HEDEF GÖSTERİLDİ ..!

A Haber’in Tahir Elçi’nin cenazesini, 3 Aralık 2020 tarihinde “PKK’lı teröristin cenazesi” diye haber yapmasını şiddetle kınıyorum!

Kendi şahsımı geçtim, merhum Tahir Elçi’nin kıymetli eşi Türkan Elçi, kızı ve oğlu, en acı günlerinde çekilen fotoğraf karesinin çarpıtılmasıyla hedef gösterilmiş oldu.

A Haber, yayın hayatına başladığı tarihten bu yana ilk defa gerçek manada gazetecilik yapmak istiyorsa, katledilişinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen Tahir Elçi’nin katillerinin neden hala bulunamadığını sorgulamalıdır.

Tahir Elçi’nin soruşturma dosyasının faili meçhul kalmaması için mesai harcamak, A Haber için isabetli bir karar olacaktır.

✳ BU ÇAMUR BİZE YAPIŞMAZ ..!

Son olarak belirtmek isterim ki: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün miras bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir evladıyım. Her fırsatta terör örgütü PKK’yı ve diğer terör örgütlerini lanetleyen, terörü insanlık suçu olarak gören bir siyasetçiyim.

Algı operasyonlarıyla bizleri, ve birer neferi olmaktan gurur duyduğumuz Cumhuriyet Halk Partisi’ni terör örgütleriyle yan yana göstermek beyhude bir çabadan ibarettir. Bu yafta, bu çamur bize yapışmaz!”

🌐 KENDİSİNE EDİLEN HAKARETLERDEN PARA KAZANAN GAZETECİ ORTAYA ÇIKTI ..!
  • Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı:

”’Şeytanın bile aklına gelmez’ dersiniz ama yandaş TV’cinin aklına geliyor işte..

Yandaş bir televizyon sunucusu kendisine hakaret ettiği iddiasıyla 18 bin kişi hakkında suç duyurusunda bulundu..

Uzlaşma bürolarına giden dosyalarda vatandaşlardan dava açılmaması için 3 bin lira istedi”

UYANIKLIK MI ..!?
  • Can Ataklı:

”Uyanıklığı görüyor musunuz? 18 bin ‘sıradan insan’ bu tür bir ‘uzlaşma çağrısı’ alıyor. Karşısında çok tanınmış bir TV sunucusu ve avukat ordusu var. En azından öyle düşünüyor veya yakınları ‘Sen bununla uğraşamazsın’ diyor..

Kendisi ise muhtemelen maddi gücü bile olmayan, bir avukat tutmayı bile beceremeyecek sıradan biri. Ne yapar bu durumdaki biri. Hemen Uzlaştırma Kurulu’na koşar, ‘Aman’ der..

Muhtemelen avukatlar panik halinde gelen bu sıradan insanlardan ‘ne koparırlarsa’ alırlar artık. 18 bin kişi. Hepsi tuzağa düşüp 3’er bin lira ödeseler 54 milyon lira eder. Yarısı 27 milyon. Dörtte biri bile olsa 13.5 milyon eder..

Paranın yarısı avukatlarla kırışılsa bile bu sunucu ömrü hayatında bulamayacağı paraya kavuşuverir. Her şey hukuki, her şey yasalara uygun. Ahlaki ve vicdani değil.”

YANDAŞIN KİM OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI ..!

✅ Yandaş sunucuyu gazeteci Onur Dalar buldu.

  • Onur Dalar:

“Can Ataklı yazmıştı, isim vermemişti. Ben ismi araştırdım, buldum. Kendisine edilen hakaretlerden para kazanmak için avukat ordusu tutan ve uzlaşma aşamasında avukatları aracılığı ile insanlardan 3 bin tl talep eden kişi A HABER sunucusu Erkan Tan.

Bugün bir uzlaşmacı ile konuştum. Sadece kendisinde 7 tane Erkan Tan dosyası olduğunu söyledi. Toplamda 20 bin dosya olduğu tahmin ediliyor. Erkan Tan’ın avukat ordusu Ankara’da. Erkan Tan yediği küfürleri ranta çevirecek bir piyasa kurmuş. Bence ‘gazetecilik’ yapmasından iyi..”

Yurt Gazetesi – Rıza Zelyut / Duvar

İLGİLİ HABER
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: