SIYASET

TSK İÇİNDE HANGİ TARİKATLAR NASIL ÖRGÜTLENİYOR: EMEKLİLİKTE YAŞ’A TAKILAN GENERALİN PERDE ARKASI

15 Temmuz’dan önce TSK’deki FETÖ’cüleri yazanlara dava açan, FETÖ’yü soruşturan savcılara belge-bilgi göndermeyen karargâh, ne yazık ki tarihten ders çıkarmamış!

🌐 HULUSİ PAŞA ADININ RAPORDA FAZLA GEÇMEMESİN İSTİYOR..!

– Meclis kendisine bomba yağdırılan gecenin raporunu yazamadı ya…

Komisyondaki bir vekile sordum.. “En şaşırtan olay neydi?” dedim.. Dört vekil, bir gece, rapor üzerine çalışırken kapı çalıyor. Gelen tanıdık bir isim. “Karargâhtan geliyorum, Hulusi Paşa’nın ricası var” diyor. Vekiller şaşkınlıkla, “Nedir?” diye beklerken yanıt geliyor: “Adının raporda fazla geçmemesini rica ediyor.”

– Üzerine düşündüm. O gece sokakta katledilmiş, Emniyet’te üzerine bomba yağdırılmış ya da kurşuna dizilmiş birinin ruhu çıkıp gelse herhalde ricası bu olmazdı..

– Ama ölülerin hikâyesini diriler yazıyor..

15 Temmuz’dan sonra beş yıl boyunca, Hava Kuvvetleri Personel Başkanlığı yapan Kutlay Demir’in hikâyesi…

– Türkiye onun adını, gazeteci Müyesser Yıldız sayesinde duymuştu. 15 Temmuz’un ardından iki kez terfi ettirilmiş, önce tuğgeneral, sonra tümgeneral yapılmıştı..

– Hakkında hazırlanan terfi dosyasında şunlar yazıyordu: “FETÖ/PDY ile kararlı bir şekilde mücadele etmektedir”, “PDY ile ilgisi yok. Ancak başka cemaat bağlantılı olduğu kanaatindeyim”, “Terfi etmeli (eşi türbanlı), hükümet yanlısı”.. 

Derken, geçen yıl, 15 Temmuz’dan sonra Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na atanan Tuğgeneral Serdar Atasoy’un FETÖ üyesi çıkmasının ardından, Kutlay Demir de istifa etti.. İstifa dilekçesi işleme konulmadı..

Kutlay Demir, geçen yılki YAŞ’ta, Diyarbakır’daki Muharip Hava Kuvveti Komutan Yardımcılığı’na atandı..

Kimse ne olduğunu anlamamıştı.. Geçen 28 Temmuz’da, süreci açıklığa kavuşturan olayı anlattım..

🌐 MAHREM İMAMLA BAĞLANTILI..

✅ Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün askeriyedeki mahrem imamlarından Adem Özkan hakkında iddianame hazırlamıştı.. 

– İddianamede şu yazıyordu:

“2007-2010 yılları arasında şüpheli Adem Özkan’ın Hava Kuvvetleri Komutanlığı Bandırma 6. Ana Jet Üssü Komutanlığı’nda görevli subaylar Kutlay Demir, (…) ile ankesörlü telefonlardan örgütsel görüşmeler yaptığı, örgütsel buluşma ve toplantılar için yer ve zaman belirledikleri, birlikte örgütsel toplantılara katıldıkları hususunun tespit edildiği…”

– Adem Özkan’ın ankesör görüşmelerine bakıldığında, sadece Kutlay Demir adına kayıtlı hattı değil, eşi A. Demir adına kayıtlı hattı da aradığı görülüyordu..

Olay tam bir skandaldı. Yazımdan sonra kimi beklenen kimi sıra dışı gelişmeler oldu..

🌐 FETÖ DEĞİL KARŞITI HEDEF..!

✅ Demir, YAŞ’ta emekli edildi..

– Meğer birileri, bu bilgilerin açığa çıkmaması için çırpınıyormuş.. Demir’e tekrar kritik bir görev verilecekmiş. Ancak yazdıklarım planlamayı bozmuş..

– Demir’in FETÖ imamlarıyla ilişkisi, devletin zirvesinde yankılanınca, Demir’e emeklilik yolu görünmüş..

Şaşırdığım bu olmadı…

Yetmemiş, söz konusu iddianameye giren bilgilerin nasıl sızdığına ilişkin karargâhta bir inceleme başlatılmış. Sonunda Tuğgeneral Aziz Adalı, günah keçisi ilan edilmiş..

Bilgileri, Adalı’nın sızdırdığına inananlar, onu emekli etmiş. Yetmemiş, rütbelerini sökmek için de çalışma başlatmış..

15 Temmuz’dan sonra, TSK’deki FETÖ mücadelesine destek için, THY’deki işini bırakıp TSK’ye dönen Adalı, zaten olağan şüpheliymiş. Zira Adalı, savcılık belgelerini görünce, “Neden FETÖ imamlarıyla iltisaklı bir asker hâlâ görevde” sorusunu açıktan soruyormuş.. 

✅ Kısacası, birilerinin derdi, TSK’yi FETÖ’den arındırmak değil, FETÖ iltisaklı isimleri saklamak!

– O kadar ki, Demir ile ilgili savcılık evraklarını sosyal medyada paylaşan, bir dönem kumpaslarla hapis yatmış Ahmet Zeki Üçok hakkında bile, bu nedenle tahkikat başlatılmış..!

🌐 KİMLER DEVREYE GİRDİ..!?

– Gazeteci, kaynağını açıklamak zorunda değil. Zaten yazdığım, herkese açık bir iddianame. Ama vicdani huzur için söyleyebilirim ki bana Demir’in FETÖ iltisakını gösteren iddianameyi, Adalı vermedi..

15 Temmuz’dan önce TSK’deki FETÖ’cüleri yazanlara dava açan, FETÖ’yü soruşturan savcılara belge-bilgi göndermeyen karargâh, ne yazık ki tarihten ders çıkarmamış..!

✅ Bu kadar değil…

Demir’in geçen yılki istifasından sonra da neler olduğunu duydum. Meğer AKP milletvekili Şirin Ünal, eski Bakan Taner Yıldız, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı devreye girmiş..

Cumhurbaşkanına, Kutlay Demir’in eşinin örtülü olduğunu, başka bir cemaatte bulunduğunu anlatıp, tasfiye edilmemesini istemişler. Demir’in görevden alınmasının “TSK’de 28 Şubat’ı hortlatacağını” söylemişler.. Erdoğan da “Bir daha incelensin” demiş. Koca devletin koca ordusunun geleceği böyle çiziliyor!

✅ Cam kırıklarının üzerinde yürürken gerçeği arıyoruz. Ardımızda bıraktığımız kan, bizim değil. Arınmaya giden yolculuğun çileli nişanı sadece…

Cumhuriyet// Barış Terkoğlu

İLGİLİ HABER
🌐 FETÖ’YÜ SORUŞTURAN FETÖ’DEN ÇIKTI..!

✅ Hayır, bu kez sıradan bir FETÖ tasfiyesi hikâyesi değil. Aksine yerinde kalma öyküsü.

Aslında Türkiye’ye Müyesser Yıldız duyurdu. Adı Kutlay Demir. 15 Temmuz’un ardından iki kez terfi ettirildi. Önce tuğgeneral, sonra tümgeneral oldu. Darbe girişiminin ardından, tam beş yıl, Hava Kuvvetleri’nde personel başkanlığı yaptı..

✅ Personel dairesi, Hava Kuvvetleri’nde, FETÖ ile mücadelenin en kritik yeriydi. Demir’in hazırladığı dosyalarla, FETÖ bağlantılı olduğu iddia edilen isimlerin, orduyla ilişiği kesildi..

Kutlay Demir’e güvenin altı elbette boş değildi. Hakkında hazırlanan terfi dosyasında şunlar yazıyordu: “FETÖ/PDY ile kararlı bir şekilde mücadele etmektedir”, “PDY ile ilgisi yok. Ancak başka cemaat bağlantılı olduğu kanaatindeyim”, “Terfi etmeli (eşi türbanlı), hükümet yanlısı”..

Dosyaların davalara gönderilmesi sayesinde bu bilgiler ortaya çıkmıştı..

– Derken…

✅ Geçen yıl beklenmedik bir şey oldu. 15 Temmuz’dan sonra, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na atanan Tuğgeneral Serdar Atasoy’un FETÖ üyesi çıkmasının ardından, Kutlay Demir de istifa etti..

– Müyesser Yıldız’ın geçen yıl anlattığına göre, istifa dilekçesi bir ay boyunca işleme konulmadı..

– Bu sırada, Erdoğan’a ulaşıp, kararı değiştirmeye çalışanlar oldu. Sonunda dilekçe iade edildi..

– Kutlay Demir, geçen yılki YAŞ’ta, başka bir yere, Diyarbakır’daki Muharip Hava Kuvvet Komutan Yardımcılığı’na atandı.

🌐 FETÖ DOSYASINDAN ÇIKTI..!

✅ İşte “geçen yıl neler oldu öyle” diye merak ederken bazı şeylere ulaştım. Gerçekten de “başka bir cemaatten” denilerek FETÖ ile mücadelede öne çıkarılan Demir’le ilgili, herkesi şaşırtan ilginçlikler olmuş..

– Şöyle anlatayım…

Önümde Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geçen yılki bir iddianamesi duruyor. 2021/11700 soruşturma numaralı dosyanın sanığı Adem Özkan..

FETÖ’nün mahrem imamlığı ile suçlanıyor. FETÖ dershanelerinde öğretmen görüntüsündeki isim, iddianameye göre, Hava Kuvvetleri içindeki FETÖ bağlantılı askerleri yönetiyordu.. Bunu da ankesörlü aramalarla toplantıya çağırarak yapıyordu..

– Savcılık, itirafçı ve tanık ifadeleri, Bylock çözümleri, telefon irtibatları dahil, çeşitli delillerle bunu tespit etmiş.

  • Özkan’ın iddianamesinin 25. sayfasından aktarayım:

“Örgütsel aramalarda kullanıldığı değerlendirilen kartlar incelendiğinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Daire Başkanlığı görevini icra ettiği tespit edilen Tümgeneral Kutlay Demir (…) tarafından kullanıldığı değerlendirilen GSM hatlarının, ankesör kartı marifetiyle örgütle bağlantılı şahıs ve şahıslar tarafından arandığı…”

  • Savcı iddianamede, Adem Özkan ile Kutlay Demir iletişimi kurulan telefon kartının seri numarasını bile vererek devam etmiş:

“2007-2010 yılları arasında şüpheli Adem Özkan’ın Hava Kuvvetleri Komutanlığı Bandırma 6. Ana Jet  Üssü Komutanlığı’nda görevli subaylar Kutlay Demir, (…) ile ankesörlü telefonlardan örgütsel görüşmeler yaptığı, örgütsel buluşma ve toplantılar için yer ve zaman belirledikleri, birlikte örgütsel toplantılara katıldıkları hususunun tespit edildiği…”

🌐 EŞİNİN HATTI DA ARANMIŞ..!

✅ Yani savcılık diyor ki: Adem Özkan, FETÖ’nün Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem imamlarından biridir.. Görüştüğü askerler arasında, 15 Temmuz’dan sonra Hava Kuvvetleri’nde beş yıl personel dairesini yöneten, FETÖ’cü askerleri ayıklayan Kutlay Demir de vardır..

– Tabii bunu devletin verdiği ankesör listesine bakarak söylüyor..

Özkan’la bağlantılı diğer askerlere baktım. KHK ile atılmış, yargılanmışlardı..

Havacı Albay Hüseyin Altın’ın iddianamesinde, Adem Özkan’ın ankesör görüşmelerinin tamamı yer alıyordu. Listeye bakınca Özkan’ın sadece Kutlay Demir adına kayıtlı hattı değil, eşi A. Demir adına kayıtlı hattı da aradığı görülüyordu.

“Geçen yıl ne oldu” sorusu da yanıt buldu. Belli ki Kutlay Demir hakkında, Emniyet ve yargının tespitleri, şok etkisi yaratmıştı. Ortaya çıkan belgelerin ardından Demir önce istifa etmiş, sonra “birilerinin” devreye girmesiyle, personel dairesinden başka göreve kaydırılmıştı..

Kriz, Serdar Atasoy etkisi yaratmadan, yumuşak geçişle çözülmüştü. Tarihler, belgeler, ifadeler, tespit tutanakları bunu söylüyordu..

Eski YAŞ’lar daha kolaydı. Günler sürüyordu ama terfi mi emeklilik mi diye tartışıyorduk. Şimdi FETÖ’den mi yoksa başka cemaatlerden mi, at izi mi it izi mi diye konuşuyoruz..

Cumhuriyet

İLGİLİ HABER
🌐 TSK İÇİNDE HANGİ TARİKATLAR NASIL ÖRGÜTLENİYOR? ODALARINDA ZİKİR ÇEKEN RÜTBELER KİMLER..!?
🌐CHP’li Bakan, Soylu’ya sordu: Odalarında zikir çeken rütbeliler kimler..!?

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Jandarma Genel Komutanlığı ile ilgili bazı çarpıcı iddiaları Meclis gündemine taşıdı.

Bakan, İçişleri Bakanı Süleyman Solu’ya “Odalarında zikir çeken rütbeliler kimler” diye sordu..

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki çeşitli dinci yapılanmaların varlık gösterdiği ve personelleri kendi bünyelerine katmaya çalıştıkları iddiasını Meclis gündemine taşıdı..

  • Konuyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi hazırlayan CHP’li Bakan:

“Bazı rütbelilerin ‘şeyhi gözlerine sürme çektiği’ için kendisi de gözlerine sürme çekerek içtimaya çıktığı; askerlerin, kafalarına taktıkları farklı renklerdeki takkelerle gruplaşarak ayrı zamanlarda gruplar halinde mescitte ibadet ettikleri; diğer yandan da herhangi bir tarikata/cemaate/gruba mensup olmadan mescide giden genç personelleri sindirerek kendi cemaatlerine/tarikatlarına dahil etme çabası içinde oldukları; Jandarma Genel Komutanlığı’nın koridorlarında paçalarını sıvayarak gezen, mesai saatleri içerisinde ayağında terlik ile görev yapan birçok rütbelinin olduğu; Genel Komutanlık Karargahına tarikat mensubu sivilleri davet eden rütbelilerin olduğu; yine Jandarma’nın en mahrem yeri harim-i ismeti olan İstihbarat Başkanlığı’nın odalarında zikir çeken rütbelilerin olduğu öne sürülmektedir” dedi.

🌐 ‘TÜM BU İDDİALAR, ARAŞTIRMAYA, SORUŞTURMAYA VE İZAHA MUHTAÇTIR’..!
  • CHP’li Murat Bakan, önergesinde şunlara dikkat çekti:

“Fetullahçı Terör Örgütü’nden boşalan kadroların şimdi de başka cemaatlerce doldurulduğu, özellikle en kritik yerlerde cemaat yapılanmalarının olduğu, örneğin Personel Başkanlığı’nda bir cemaatin, İstihbarat Başkanlığı’nda başka bir cemaatin etkin olduğu, bu cemaatler arasında özellikle atama dönemlerinde sert fikir ayrılıklarının yaşandığı iddia edilmektedir..

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir (Anayasa madde 2) ve tüm bu iddialar, araştırmaya, soruşturmaya ve izaha muhtaçtır.”

🌐 TARİKAT MENSUPLARINI KARARGAHA DAVET EDEN KİM..!?
  • Murat Bakan, konuyla ilgili önergesinde Süleyman Soylu’ya şu soruları yöneltti:

1- Jandarma Genel Komutanlığı’nda gözlerine sürme çekip içtimaya çıkanlar kimlerdir? Bu iddia araştırılmış mıdır? Araştırıldıysa nasıl sonuçlanmıştır? Araştırılmadıysa gerekçesi nedir?

2- Jandarma’nın en mahrem yeri harim-i ismeti olan İstihbarat Başkanlığı’nın odalarında zikir çeken rütbeliler kimlerdir? Bu iddia araştırılmış mıdır? Araştırıldıysa nasıl sonuçlanmıştır? Araştırılmadıysa gerekçesi nedir?

3- Jandarma Genel Komutanlığı’nın koridorlarında paçalarını sıvayarak gezen, mesai saatleri içerisinde ayağında terlik ile görev yapan rütbeliler kimlerdir? Bu iddia araştırılmış mıdır? Araştırıldıysa nasıl sonuçlanmıştır? Araştırılmadıysa gerekçesi nedir?

4- Karargâha tarikat mensubu sivilleri davet eden rütbeli kimdir? Bu iddia araştırılmış mıdır? Araştırıldıysa nasıl sonuçlanmıştır?Araştırılmadıysa gerekçesi nedir?

5- Jandarma Genel Komutanlığı’nda askerlerin, kafalarına taktıkları farklı renklerdeki takkelerle gruplaşarak, örneğin Menzilcilerin siyah takke takarak, ayrı zamanlarda gruplar halinde mescitte ibadet ettikleri; aynı zamanda herhangi bir tarikata/cemaate/gruba mensup olmadan mescide giden genç personelleri sindirerek kendi cemaatlerine/tarikatlarına dahil etme çabası içinde oldukları yönündeki iddialara dair açıklamanız nedir? Bu iddia araştırılmış mıdır? Araştırıldıysa nasıl sonuçlanmıştır? Araştırılmadıysa gerekçesi nedir?

6- Jandarma Genel Komutanlığı’nda tarikat/cemaat yapılanması olduğu doğru mudur? Bu konuda yürütülen bir araştırma/çalışma/soruşturma var mıdır? Varsa detayları nedir? Yoksa gerekçesi nedir?

Cumhuriyet

İLGİLİ HABER
🌐 TARİKATLARIN ORDUDA ÖRGÜTLENMESİNE YÖNELİK YENİ İDDİA..!
  • JSGA mülakatlarında yapılan torpilleri gündeme getiren Gazi Üsteğmen:

“Menzil ve türevi diğer tarikatlar 2023’ü bir milat olarak görüyor. Türkiye Cumhuriyeti adına, göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir tehdittir..”

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi (JSGA) öğrenci temini mülakatlarında yapılan torpilleri, şehit-gazi yakınlarına ayrılan kontenjanların tarikat üyeleriyle doldurulmasını gündeme getiren Gazi Üsteğmen Erhan Kaleli:

“Çoğunlukla sosyal medya hesapları üzerinden gelen hakaret içerikli mesajlar alıyorum.. Bu mesajları Kara Harp Okulu (KHO) öğrencileri okulda kullanımı tümüyle yasak olan akıllı telefonlar üzerinden gönderiyor.. 2016 darbe girişiminin ardından telefon kullanımında kesinlikle taviz verilmemişti.. Fakat son birkaç yıldır bu yasak gevşetildi.. Bu tarihler Milli Savunma Üniversitesi mülakat komisyonlarında SADAT üyelerinin bulunduğu tarihlerle örtüşüyor..”

🌐 “YENİ BYLOCK MU..!?

Cumhuriyet savcılarına çağrıda bulunan Kaleli:

“Telefon kullanımı konusunu karargâh biliyor ve buna izin veriyor.. Bu, çok büyük bir istihbarat sorunu.. Akıllara FETÖ üyelerinin kullandığı ByLock geliyor.. Menzil ve türevi diğer tarikatlar 2023’ü bir milat olarak görüyor.. O tarihe kadar sızabildikleri kadar orduya sızmaya çalışıyorlar.. 2023’e ramak kala, FETÖ’nün yaptığı gibi gizliliğe dikkat edip, bir uygulama üzerinden irtibat kuracak kadar özenli değiller.. Açık açık, göstere göstere telefonlar üzerinden iletişim kuruyorlar. İhbarda bulunuyorum.. Böyle bir ihtimal, belki ilerisi için planlanan ByLock benzeri iletişim uygulamaları, Türkiye Cumhuriyeti adına, göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir tehdittir..”

Mülakatlarda tarikatlara kadro açıldığını söyledikten sonra öğrencilere talimat verildiğini kaydeden Kaleli:

“Erhan Kaleli ile irtibatınızı keseceksiniz, irtibatta olanları okuldan atacağız. İrtibat kurarsanız sizi telefonla oynattırmam! Başınıza 20’şer subay dikerim şeklinde emir vermiş.. Tarikat üyesi olmayan hiçbir Harbiyeli, bu olanlara göz yummaz.. Bu ordu tarikatçıların, TÜGVA’nın, SADAT’ın, FETÖ’nün ve daha birçok hain grubun ordusu değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusudur..”

Cumhuriyet//Leyla Kılıç

İLGİLİ HABER
🌐 SUBAY VE ASTSUBAYLIK KONTENJANLARINI MENZİLCİLER DOLDURDU.?!

15 Temmuz’un ardından “FETÖ’den boşalan yerlere başka cemaatler yerleştiriliyor” iddialarına yenisi eklendi..

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’ndeki subay ve astsubaylık için ‘şehit ve gazi’ yakınlarına ayrılan kontenjanlara, Menzil tarikatına yakın kişilerin yerleştirildiği iddia edildi..

Gazi Üsteğmen Erhan Kaleli:

“15 Temmuz’dan sonra mülakat komisyonları ağırlıklı olarak sivil personelden teşkil edilmiş durumda.. Askerlerin komisyonda söz hakları yok, fikirlerini açıkça beyan edemiyorlar.. FETÖ yapılanmasından boşta kalan yerlere bugün başka tarikatlar yerleştiriliyor..”

Askeri okullarda yapılan mülakatlar, FETÖ sürecinde olduğu gibi şaibesini koruyor..

İddialara göre Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi aday öğrencileri arasında tarikat gölgesi altında seçim yapılırken subay ve astsubay olmak isteyen öğrencilerin yüksek puan almalarına ve mülakattaki tüm sorulara yanıt vermelerine karşın düşük puan verilerek elendiği belirtiliyor..

Öğrencilerin bazıları itiraz için CİMER’e, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’ne başvuruda bulunarak neden elendiklerini öğrenmek için bilgi talebinde bulunurken, öğrencilere tek tip cevap verilerek başarılı olamadıkları söyleniyor..

Mülakatlara katılanların birbiriyle görüş alışverişinde bulunduğu internet platformlarında, konuya ilişkin çok sayıda mesaj da yer alıyor..  

Şehit ve gazi yakınları için ayrılan kontenjanlara Menzil tarikatının el attığı iddialarını anlatan Gazi Üsteğmen Erhan Kaleli, bazı adayların mülakat ve test bölgelerine birileri tarafından götürüldüğünü ve o adayların test aşamalarının bazılarına hiç dahil olmadan okullara alındığını söyledi..

Sağlık odasına sokulan bazı adayların hiç muayene edilmeden sağlık mülakatından geçirildiğini belirten Kaleli, birçok adayın mülakat için geldiği Ankara’da Menzil evlerinde kaldığını da öne sürdü..

Subay/astsubay olmak isteyen öğrencilere ilişkin bu iddiaları sosyal medya hesabından dile getirdiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatıldığını kaydeden Kaleli:

“Komisyon başkanı, aday henüz içeri girmeden kaç puan verileceğini komisyondaki diğer üyelere söylüyor, onlar da baskıdan dolayı komisyon başkanının söylediği puanı aday öğrenciye veriyor.. Yani adayın geçip geçmeyeceği mülakattan önce belirleniyor..

Mesela AKP teşkilatından birinin tanıdığı olan bir adaya 100 tam puan verilmesi bizzat komisyon başkanı tarafından mülakat öncesi söyleniyor ve aday 100 tam puanla uğurlanıyor..”

Mülakatlarda kamera kaydı alınması gerektiğini ya da mülakatın kaldırılması gerektiğini kaydeden Kaleli:

“15 Temmuz’dan sonra mülakat komisyonları ağırlıklı olarak sivil personelden teşkil edilmiş durumda. Askerlerin komisyonda söz hakları yok. Bazı subaylar bu durumdan rahatsız. FETÖ’den boşalan yerlere bugün başka tarikatlar yerleştiriliyor” dedi..

 

Cumhuriyet//Leyla Kılıç

İLGİLİ HABER
🌐 ORDUDA MENZİL ÖRGÜTLENMESİ: YILDIRMA İÇİN KURULAN ŞOK MANGALARI VE PORNO İDDİASI..!

Barış Pehlivan, ordudaki Menzil cemaatinin örgütlenme tehlikesine dikkat çekti. Pehlivan yazısında, gazi bir üsteğmenin yaptığı şikayeti aktardı.

Menzil’in şok mangası

Sabah vakti evinin kapısını açtığında karşısında polisler vardı. Avukat istemedi, kendi başına ifadesini verdi: 

“JSGA’nın öğrenci temini sözlü mülakatlarında torpil yapıldığına ve Menzil başta olmak üzere çeşitli tarikatların FETÖ’de olduğu gibi ordumuza sızmaya çalıştığına dair bilgiler edindim. Bu bilgileri her sorumlu ve vicdan sahibi vatandaşın yapması gerektiği gibi devletin gerçek sahibi milletimizle paylaştım..” 

Bu sözler genç bir gazi üsteğmene, Erhan Kaleli’ye aitti..

Askerlik hayatı boyunca Fethullahçıların hedefi olmuş, örgütün şok mangalarında işkence görmüş bir isimdi. Ve şimdi emekli olduğu Jandarma’da “METÖ” dediği Menzil tarikatının örgütlendiğini duyuyor, görüyor, bunu herkese anlatmak için sosyal medyada çırpınıyordu. 

Gelin görün ki… 

Uyarılarına kulak asılmadı. Jandarma’nın şikâyetiyle kendisini karakolda buldu. 

Sahi, haksız mıydı şunları söylerken: 

“Yazdıklarımın tümüyle arkasındayım. Jandarma Genel Komutanlığı’nın içerisindeki yapılanmalarla ilgili iddialardan dolayı, bu yapılanmanın failleri hakkında suç duyurusunda bulunması gerekir. Devlet Övünç Madalyası verdiği ve ülkesi için savaşmış, devletini, milletini seven gazisi hakkında suç duyurusunda bulunması abesle iştigaldir.” 

JSGA, dediği Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin kısaltmasıydı. Kurum, iki teşkilata da subay ve astsubay yetiştiriyordu. İşte gazi üsteğmen Kaleli, Menzilcilerin buraya öğrenci sokarak Jandarma’ya sızdığını ileri sürüyordu. 

Tarikatın Jandarma’da örgütlendiği uzun süredir konuşuluyordu ama şimdi bunu dile getirmek bir dava konusuydu. Ve kuşkusuz, bu önemli bir eşikti..

 

🌐 CEVAP BEKLEYEN SORULAR..! 

Herkes susuyorken Fethullahçıların devlette nasıl örgütlendiğini ilk yazanlardanız. Bunun için bize bedel ödetenlerin yıllar sonra “Meğer haklıymışsınız” dediğini duydu bu kulaklar.. 

İşte bu yüzden… 

Dün olduğu gibi şimdi yine soruyorum: 

1- JSGA mülakatlarında torpil yapıldığı iddiası doğru mu? Mülakat başkanı, aday daha içeri girmeden önce kaç puan verileceğini söylüyor ve tüm üyeleri buna uymaya zorluyor mu? 

2- Menzilci öğrenciler 2018 yılının aralık ayında kendilerinden olmayan birinin telefonuna porno yükledi mi? Böylece sol görüşlü bir aileye sahip o öğrencinin okuldan ayrılması sağlandı mı? 

3- Menzilci olmayan öğrencileri yıldırmak için tıpkı FETÖ’nün yaptığı gibi akademide şok mangaları kuruldu mu? Bu şok mangalarından birinin adı Akıncılar mı? 

4- JSGA’daki caminin imamı camiye gitmeyen öğrencilerin listesini okul komutanına hiç verdi mi? O listedeki öğrencilerin disiplin puanları düşürüldü mü? 

5- Akademideki o imam, camide Menzil tarikatına dair sohbetler yapıyor mu? Bu sohbetler şikâyet edilince bir müfettiş albay idari soruşturma yürüttü mü? O idari soruşturma, şikâyet edenlerin başına bela oldu mu? 

Dahası var ama şimdilik bu kadar soru yeter. 

 Erdoğan 2018 yılında şöyle demişti: 

“Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Bunun için ne adına olursa olsun, devletin bünyesinde yeni paralel yapılar kurulmasına asla izin vermeyeceğiz.” 

Duy da inanma! 

🌐 GİZLİ TARİKAT RAPORU..!

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gizli tarikat raporu, Kaynak Yayınları tarafından kitaplaştırıldı..

FETÖ’nün TSK’ye yaptıkları

Türk ordusunun savaşmadan çökertilmesine neden olanların hesap verme zamanı geldi çattı..

Hesabı, Fethullahçı çeteyi besleyip büyüten, birlikte hareket ettikten sonra ancak çıkar ilişkileri bozulduğunda ona ‘Fethullahçı Terör Örgütü’ demeye başlayan siyasetçiler verecektir..

Bunların kimler olduğunu gelecek günlerde öğreneceğiz.. 

FETÖ ve PDY’yi (Paralel Devlet Yapılanması’nı) iç politikada yıllardır kimlerin, nasıl beslediği bilindiği halde belgelenemediğinden hukuken nasıl ele alınacağı henüz belli değil.. Ele alınamamasının asıl nedeni, yabancı istihbarat teşkilatlarıyla da desteklenen kimi dini cemaatleri 15 Temmuz 2016 gününe ve günümüze gelebilecek kadar cesaretlendiren iktidarın halen görevde olmasıdır.. 

🌐 TÜRK ORDUSUNUN YIKILIŞINA DÖRT AŞAMA DA GELİNMİŞTİR ..!

Türk ordusunun yıkılışına Fethullahçı çetelerin sinsi ve zararlı evrelerinden geçilerek gelinmiştir..

Ordu içinde yaşanılan olayların çözümlemesini (tahlilini) yaparken, çok gerilere gitmeyip bu uğursuz ve talihsiz zamanı (süreci) dörde bölmemiz daha doğru olacaktır:

1- Sirke bırakma zamanı. 

2- Bitlenme zamanı.

3- Yerleşme ve kan emme zamanı. 

4- Türk ordusu bünyesindeki yıkım ve çöküş zamanı. 

🌐 HARBİYE..!

Ordudaki FETÖ virüsü, 1981 yılında büyük kısmı Askeri Liselerde Atatürkçü eğitim almış Harbiye öğrencilerinin topluca okuldan atılmasından sonra harekete geçti.. Genç subay açığını kapatmak için Harbiye’ye sivil liselerden sınavla çokça öğrenci alınmıştı.. 

İlk kez Şemdinli olaylarında Fethullahçıların hedefindeki askerler, emekliliğe zorlanıp sivil mahkemelerde yargılanmaya başlandı.. Çünkü o zamanki komutanlar, düşünce ve görev esnasındaki suçlardan dolayı görevdeki subaylarını yargılanmak üzere sözde savcılara teslim etmezlerdi.. 

28 Şubat 1997 MGK kararından sonra ordudaki sıkıntıları, komuta zayıflığını ve sözüm ona millici olmayan, insani olmayan uygulamaları açığa çıkaran web siteleri ortaya çıktı.. Ordunun internet ve bilişim ağlarına sızdılar..

YAŞ kararlarıyla irticadan atılan subaylar bir kanun değişikliği ile geri döndü, dönemeyenlere albay olmadıkları halde emekli albay hakkı verildi..

Yükselme ve tayinlerde Fethullahçı cemaat etkili olmaya başladı.. Polis ve savcılar, askeri kurum, kışla ve lojmanlara girerek soruşturma ve tutuklama yapmaya başladı.. 

🌐 KIRILMA ANI, 2009 DA ASKERİ MAHKEMELERİN YETKİLERİNİN SİVİL ÖZEL MAHKEMELERE VERİLMESİ..!

2009 yılında askeri mahkemelerin yetkilerinin sivil özel mahkemelere verilmesi Türk ordusunun çökertilmesinde önemli bir kırılma noktasıdır..

Bunu Sayın Orgen. Başbuğ değil de herhangi bir siyasetçi söylemiş olsaydı, kamuoyunun dikkati bu denli çekilemezdi.. Bu yasa çıktığında ilk olarak Kayseri İl Jandarma Komutanı ve Mehmet Ali Çelebi ile birlikte beş subay, görev başındayken yetkilendirilmiş mahkemelere teslim edildi.. 

Bu casusluk hareketinin hızlanması için görevdeki Kemalist askerlerin gözaltına alınarak özel mahkemelerde yargılanması ve gözdağı verilmesi gerekiyordu..

Bu durum, çok önemli atlama taşı oldu. Her Kolordu Komutanlığı bölgesinde özel yetkili mahkemeler kuruldu ve Fethullah Gülen’in onayıyla en az bir savcı ve hâkim atandı..

Örneğin Van’da Ferhat Sarıkaya vardı..

🌐 ASIL KALDIRILAN TÜRK ORDUSU..!

Askeri vesayet kaldırılıyor derken ne yazık ki Türk ordusu kaldırılmıştır.. Bugün askerlerden daha çok, Türkiye’nin geleceğinden (bekasından) endişe duyan akılcı ve gerçekçi her yurttaş, Türk ordusunun sağlıklı ve çağdaş bir yapıya kavuşmasını istemektedir.. 

16 Temmuz 2016 sabahından günümüze kadar yapılan sorgular, alınan ifadeler, iddianameler, bitmiş ve sürmekte olan yargılama tutanakları incelenmeli ve yapboz parçaları birleştirilmelidir..

Olaylar, kişiler, kişilikler, hukuksal ve siyasal hareketler gerçek kronolojik sırasıyla çıkarılarak değerlendirmedikçe, Türk ordusunu yeniden çağdaş ordular seviyesine ulaştırmak olası değildir.. Bu da günlük siyasetin dışında, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendi karargâh çalışmaları yanında, gelecek endişelerinden, kin ve nefretten uzak kişilerin bulunduğu etkili ulusal dernek, sivil toplum ve bağımsız düşünce kuruluşlarının çalışmalarıyla olacak bir iştir.. 

Yediği bu büyük vurgundan sonra Türk ordusunun yapısı, savaş araçlarının modernleştirilmesi, askeri hukuk sistemi, askeri sağlık, lojistik sistemi, emir komuta, terfi, sicil ve tayin sistemi, asker alma kanununu gibi konuların ivedilikle yeniden düşünülmesi gerekmektedir.. 

Ulusal bir ordu için, ordunun ulusal bir morale, siyasetten uzaklaşmaya, tek bir askeri karargâha ve komutana bağlı olarak, Cumhuriyet Devriminden sapmadan onun yolunda gitmesine her zamankinden daha çok gereksinim olduğu gözlemlenmektedir..

🌐 DİNÎ SOSYAL TEŞEKKÜLLER, GELENEKSEL DİNÎ-KÜLTÜREL OLUŞUMLAR VE YENİ DINİ YÖNELİŞLER’ BAŞLIKLI RAPOR..!

Raporda:

1-) Türkiye’deki tarikatlar tarihsel süreç içinde ele alınıyor, özellikle FETÖ yapılanmasının yarattığı tahribata işaret ediliyor..

2-) Raporda, ülkemizde dernek, cemaat, tarikat veya vakıf adıyla faaliyet gösteren dini yapılar, ‘sahih İslami esaslara uygunluk açısından‘ inceleniyor.. 

3-) ‘Türkiye’nin dinî haritası‘ resmediliyor, cemaatler sınıflandırılıyor. Cemaatlerin 1980 sonrasında nasıl büyüyüp, palazlandıkları ve büyük birer şirket ya da holdinge dönüştükleri anlatılıyor..

İLGİLİ HABER
🌐 MENZİL/SEMERKAND CEMAATİ..!

Raporda, tarikatlar tek tek inceleniyor..  Tarikat liderlerinin, farklılık yaratmak için İslam dinine aykırı fikirler savunmasına dikkat çekiliyor..

Diyanet’in raporunda Menzil tarikatı şöyle anlatılıyor:

-Oluşum Nakşibendiliğin Hâlidî kolunun ülkemizdeki uzantılarından biridir.

-Menzil tarikatı diye de bilinen bu kolun kurucusu Siirt civarından Adıyaman’ın Kahta ilçesi Menzil köyüne gelip yerleşen Gavs Bilvanisi olarak da bilinen ve Seyyid soyundan geldiği iddia edilen Abdülhakim el-Hüseyni ve Gavsı Azam mahlaslarını kullanan Abdülhakim Erol’dur.

Raporda Menzil’in faaliyetleri şöyle sıralanıyor:

-Menzil Cemaati faaliyetlerini Semerkand Yayın Gurubu adı altında Semerkand Tv, Radyo 15, Semerkand Yayınevi, Hacegân Yayınevi, Semerkand Dergisi, Semerkand Çocuk Dergisi, Semerkand Aile Dergisi, Genç Okur Dergisi ile sürdürmektedir..

-Yayınevleri aracılığıyla hepsi de tasavvufî görüşleri içeren pek çok kitap neşretmiştir. Televizyon ve radyo programaları, yukarıda zikredilen görüşleri yoğun olarak işlemektedir..

‘Menzil grubu ülkemizdeki benzeri yapılar içerisinde en çok taraftara sahip olanlardan biri olarak görülmektedir.

-Son zamanlarda Menzil Grubunun bürokraside teşkilatlandığı ve kamuda etkinliğini artırdığı yönünde kamuoyunda bir kanaat dillendirilmeye başlanmıştır..

Doğru olması halinde bu tezahürün ülkemizde orta ve uzun vadede sıkıntılara yol açacağı değerlendirilmektedir..

🌐 TSK İÇİNDE ÖRGÜTLENME..!

Raporda, Menzil grubunun “bürokraside teşkilatlandığı” belirtilmekte ancak TSK içindeki yuvalanmasından hiç söz edilmemektedir..

Menzil hakkında raporda olmayanları da biz ekleyelim.

Fox TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal, 28 Ağustos 2018 günü sosyal medya hesabı üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik Menzil ve Süleymancılarla ilgili ilginç bir soru sordu.. Portakal, TSK’nın içinde FETÖ’den sonra Süleymancılar ve Menzilcilerin yapılandığı iddiasının doğru olup olmadığını sordu, ancak yanıt alamadı..

Fatih Portakal: 

“Görevde bir subayla konuştum, Ergenekon mağduru olup şimdi değeri anlaşılanlardan. 10 yıl sonra Mustafa Kemal’in ordusu kalmayacak iddiasında. Nedeni ‘FETÖ’den ders alınmaması’ diyor. Yeni moda Süleymancılar ve Menzilciler diye ekledi. Doğru olabilir mi” 

🌐 ÇANAKKALE Mİ DESTAN 15 TEMMUZ MU..!

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Ümit Özdağ, 7 Ekim 2018 günlü ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nde neler oluyor’ başlıklı yazısında şöyle diyordu:

-Türkiye bir devlet krizi yaşıyor. Binlerce senelik devlet geleneğimiz terk edilmekte. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri ağır bir kurumsuzlaşma ve partileşme süreci yaşamakta…

-Türk Ordusuna subay yetiştiren okullara yapılan kadro alımlarında açık bir şekilde partizanlık yapılmaktadır. Harp Okuluna alım sınavında sözlü heyet mensuplarından birisi öğrenciye ‘Çanakkale mi destandır, 15 Temmuz  mu’ diye soru sormakta, ‘Çanakkale destandır’ cevabını veren öğrenci sınavda kalmaktadır…

-Birkaç hafta önce Kara Harp Okulu’nda bir Cuma namazı öncesinde askeri öğrenciler arasında hangi cemaatin imamının Cuma namazı kıldıracağının kavgası çıkıyor…

-Bir ordunun subay heyetini yetiştiren Harp Okulu’nda nasıl olur da subaylar kendi aralarında Cuma namazı imamı yüzünden kavga ederler..

🌐DÜNÜN FETÖ’CÜSÜ ŞİMDİ MENZİLCİ..!

Devlet içinde FETÖ’nün gücü kırılırken yerini Menzilciler almaya başladı. .

Menzilcilerin etkisini en fazla hissettirdiği bakanlığın Sağlık Bakanlığı olduğu çok yazıldı. Bir dönem Fethullahçılar nasıl sivil ve askeri bürokrasiyi ele geçirdilerse, Menzilcilerin de bürokraside güç kazandığı, yalnız Sağlık Bakanlığı’nda değil, diğer bakanlıklarda ve TSK’da da söz sahibi oldukları konuşuluyor. Dünün Fetullahçılarının da şimdi Menzil’in içinde yer almaya, başladığı ifade ediliyor.

Menzil’in mürit sayısının milyonlarla olduğu iddia ediliyor..

Bir zamanlar FETÖ’nün devlet içindeki örgütlenmesini görmeyenler, görüp de gizleyenler şimdi de benzerini Menzil Cemaati için yapıyorlar..

🌐 BİR POLİSİN İSYANI..!

Emniyet’te FETÖ’den boşalan kadrolar içinde tarikatlar arasında kıyasıya kapışma olduğu biliniyor.

Yeniçağ Gazetesi’nde 21 Aralık 2017 günlü Batuhan Çolak imzalı haberde 10 yıla yaklaşan polislik mesleğinde, yüksek lisansını tamamlamış bir polis şunları söylüyor:

-AKP’li tanıdığım olmadığı için komiser yapmadılar. Ben iki defa komiserlik sınavını kazandım Menzil tarikatıyla AKP’den üst düzey tanıdığım olmadığı için ikisinde de kazanamadım.

-Mesela devlet büyüklerinin (Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı vs.) koruma kadrosuna geçmek istersen Menzil tarikatı üyesi olmazsan asla seni almazlar.

-Başta İstanbul olmak üzere, Narkotik Şube’ye ancak Menzil tarikatının referansıyla geçilebilir.

🌐 NEREDEN GELİYOR..!

-Nakşibendi Tarikatı’nın Menzil kolu, adını Adıyaman’ın Menzil köyünden alıyor.

-Cemaatin en ünlü ismi Raşit Erol. Şeyh postunda şimdi kardeşi Abdülbaki Erol oturuyor.

-Şeyh adaylarından Fevzettin Erol ise şimdilik cemaatin Ankara ve Afyon örgütlenmesini yönetiyor.

-Cemaat ekonomik gücünü belediyelerden aldığı ihalelerle arttırıyor.

Menzil tarikatı, cemaatlere yönelik, ‘Ya benimlesiniz ya onlarla” çağrısından sonra Erdoğan’ın yanında taraf tutan ilk dini yapılanma..

-Özellikle esnaflar arasında örgütlenen Menzil, Adıyaman kökenli bir tarikat olmasına karşın bütün ülkeye yayıldı.

-Tarikat liderlerine Gavsismini veren Menzilcilerin ‘Minah adında bir de başucu eserleri bulunuyor.

-Tarikatın, ‘Semerkand Öğrenci Yurdu’ adı altında ülke genelinde 150 yurdu bulunuyor..

🌐 ‘DEVLET YANLISI..!

-Menzil cemaatini diğer tarikatlardan ayıran özelliği ‘devlet yanlısı’ tutumu.

-Türkeş’e bayrak açan Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve eski Maraş Ülkü Ocakları Başkanı Ökkeş Kenger (Şendiler) gibi isimler Menzil Şeyhi Erol’un yakınındaki siyasi isimler oldular.

-Menzilciler bugün AKP’ye destek veriyor!

Menzilciler, 24 Haziran seçimlerinde gazetelere verdiği ilanla AKP ile MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini duyurmuştu.

Yeni Akit gazetesi yazarı Sinan Burhan, ’28 Şubat, Menzil, İsmail Ağa’ başlıklı yazısında, gizli bir elin adeta tarikat ve cemaatlere psikolojik savaş başlattığını iddia ederek:

 “Menzil grubunun hiç bir zaman devleti ele geçirmek istediğine inanmam. Bu insanlar gönül insanı. Bu insanlar yerli insanlar. FETÖ gibi kökü dışarıda değil. Bazıları, Menzil grubu üzerinden dine ve dindarlara savaş açıyorlar. Amaçları önce cemaat ve tarikatları tasfiye etmek, sonra da İslam dinini tasfiye etmektir” 

Odatv – Hikmet Çiçek  cumhuriyet – Cumhur Utku

İLGİLİ HABER
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: