İstismarının önlenmesinde idam, hadım ya da daha ağır cezalardan önce toplumsal gericiliği besleyen politikalara karşı mücadeleyi başa yazmak gerek...
🌐 İDAM, HADIM YA DA DAHA AĞIR CEZALARDAN ÖNCE TOPLUMSAL GERİCİLİĞİ BESLEYEN POLİTİKALARA KARŞI MÜCADELE ETMEK ŞART ..!
✳ Türkiye çocuklarını koruyamadığı bir günü daha geride bıraktı..!

– Artık had safhalara çıkan çocuk istismarının ne denli yakıcı bir sorun olduğu ise, Zümrüt Apartmanı isimli skandal kitapla gün yüzüne çıkmıştı..

  • Çocuk istismarlarındaki bu artışın en önemli nedeni:


– 20 yıllık AKP iktidarının Türkiye’de yarattığı gerici dönüşüm..


– Diyanet’in fetvaları,


– Tarikat şeyhlerinin sosyal medyada yüzlerce örneğine rastlanabilecek cevazları,


– Tarikat yurtlarında yaşanan sistematik istismar vakaları ve bu skandalların “suçun bireyselliği” bahane edilerek ört bas edilmeye çalışılması…

İstismarın, hem mağdurun hem de toplumun geleceği açısından çok ağır sonuçları olduğunu başa yazmak gerekiyor..

  • İstismar beraberinde hem psikolojik hem de davranışsal sonuçlar da getiriyor;


– Toplumdan ve sosyal alanlardan kendini soyutlama,


– Korku,


– Güven kaybı,


– Travma sonrası stres bozukluğu,


– Suçluluk,


– Uyuşturucu kullanımı,


– Şiddet suçlarına yüksek oranda eğilim gösterme…

✅ Adalet Bakanlığı’nın kamuoyu ile paylaştığı verilere göre, çocuk istismarı davalarındaki suç sayısı en yüksek değerine ulaşırken, resmi veriler, çocukların cinsel istismarına ilişkin açılan davalardaki mahkûmiyet kararlarının yükseldiğini gösteriyor..

Çocuğa yönelik cinsel istismar suçunun en fazla işlendiği bölgelerin başında yüzde 30,8 ile Marmara Bölgesi gelirken, Marmara Bölgesi’ni yüzde 16,2 ile Akdeniz Bölgesi, yüzde 14,5 ile İç Anadolu Bölgesi, yüzde 13,7 ile Ege Bölgesi, yüzde 10,7 ile Karadeniz Bölgesi, yüzde 9 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve yüzde 5,1 ile Doğu Anadolu Bölgesi takip ediyor..

  • İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı:

“Kol kırılır yen içinde’ düşüncesinden artık uzaklaşıldı. Bir çocuk istismara uğradığını nadiren öğretmenine söyleyebilir ama öğretmen ihbar etmekle yükümlü olduğunu bilerek konuşabiliyor.. Son birkaç yıl içinde baromuza en çok ihbar genelde eğitim ve sağlık kurumlarından yapılıyor..

 Çocuk istismarı vakalarına ilişkin sosyal medyada yapılan paylaşımlarda çok ciddi hak ihlalleri yaşanabiliyor.. Çocuğun kimliğinin, adresinin, görüntüsünün deşifre edilmesi çocuğa zarar veriyor.. Bu konularda duyarlı olunması gerekiyor..” 

🌐 İDAM ve HADIM CEZALARI İSTİSMARI ÖNLER Mİ ..!?
  • İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Genel Sekreteri:

”Çocuk istismarı haberleri arttıkça toplumda ciddi tepkiler ortaya çıkıyor akabinde ise idam ve hadım tartışmaları gündeme getiriliyor..

Çocuk istismarında ki artışın toplumsal ve ekonomik nedenleri idam ve hadım tartışmaları ile gölgelenmektedir. Yaşadığımız sorunun çok değişik boyutlarıyla irdelenmesi gerektiği açık.. Ancak hemen ilk elden hızlıca önlenebilir bazı başlıklara değinmek gerekirse belki de en başa, yaşadığımız toplumsal gericileşmeyi yazmak gerekir..

AKP iktidarı ile birlikte değişen toplumsal yaşam, gerici söylem ve politikalar kadına yönelik şiddetin ve çocuk istismarının artmasında önemli bir faktör olarak görülmeli..

✅ ‘6 yaşında dahi evlilik mümkündür’ vaazları, bir babanın öz kızına şehvet duyabileceğine dair Diyanet’in fetvaları, evlilik yaşı olarak buluğ çağına girmiş olmanın yeterli şart olarak görülmesi gibi pek çok söyleme tanık olduk bu dönem..

Özellikle kız çocuklarının bedenlerinin namahrem olarak nitelendirilerek kapatılması ve cinsellik atfedilmesi çocuklara dönük ‘ilgiyi’ arttıran bir başka faktör..

Bu tabloya tarikat ve cemaatlerin elinde bulunan milyonlarca çocuk eklenmekte ve bu çocuklar açık hedef haline gelmektedir..

Denetimsiz ve kontrolsüz bir şekilde çocukların barındırıldığı tarikat yurtlarından sistematik istismar haberlerine tanık olmaktayız..

✅ Karaman, Dikili, Besni ve değişik yurtlardan gelen istismar haberlerinden sonra yapılan apar topar yargılamalar ile failler cezalandırılsada esas sorumlular ise aklanmaktadır..”

✳ İstismarının önlenmesinde idam, hadım ya da daha ağır cezalardan önce toplumsal gericiliği besleyen politikalara karşı mücadeleyi başa yazmak gerek ..!
  • İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Genel Sekreteri:

“Çocuk istismarını meşrulaştıran yayınların yasaklanması, denetimsiz şekilde faaliyet gösteren tarikat ve cemaat yurtlarının kapatılması, yardıma muhtaç çocukların devlet korumasına alınması, buralarda görev yapacak kişilerin mutlaka özel bir eğitimden geçirilmesi gerekmektedir..

Çocuk yaşta ”evlilik” adı altında gerçekleşen istismara karşı etkin şekilde mücadele edilmelidir..

Ve elbette bunlarla birlikte cinsel istismar davalarının kısa sürede sonlandırılması, var olan cezai yaptırımların rıza, iyi hal gibi gerekçelerle herhangi bir indirime gidilmeden uygulanması gerekmektedir..”

🌐 ÇOCUKLAR YARGI ÖNÜNDE DE MAĞDUR ..!

– İstismara ilişkin bir başka yakıcı konu ise çocukların yargı önünde de mağdur olmaları..

Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) Toplum ve Hekim adlı yayınının Mart-Nisan sayısında bu konu Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Gürcan Altun, TTB Hukuk Bürosu avukatlarından Ziynet Özçelik ve avukat Deniz Karaca tarafından hazırlanan dosya ile ayrıntılı bir biçimde ele alınıyor..

Dosyada cinsel istismar mağduru çocukların yargı eliyle ikinci kez mağdur edilişi anlatılırken ve etik kurallara uyan hekimlerin sonrasında yaşadıkları aktarılıyor…

✅ Dosyada yer alan her iki olayda da cinsel istismar mağduru çocuklar, muayene olmayı reddederken, onların bu taleplerini gözeten görevli hekimler hakkında “görevi kötüye kullanmaktan” soruşturma başlatılıyor ..

Dosyada, cinsel suç mağdurlarını muayene eden hekimlerin, mağduru yapılacak muayenenin amacı, nasıl yapılacağı ve elde edilecek bulguların sağlayacağı hukuki yarar konusunda bilgilendirmesi gerektiği vurgulanırken, istismara uğrayan çocuklara yaklaşım konusunda yaşanan sıkıntılar dosyada şöyle tarif ediliyor..

“Muayeneye izin vermeyen bir çocuğun kolluk gücü marifetiyle soyarak zorla muayene masasına yatırıldığı varsayılsa bile, bu koşullarda yapılacak bir muayenede anlamlı tıbbi bir bulgunun elde edilmesi olasılığı hemen hemen hiç yoktur. Kaldı ki, bu tür bir zor kullanım çabası içinde bulunan kolluk güçleri ve bu koşullarda muayene yapan hekimin uygulamasının ‘İşkence’ suçundan ne farkı olacaktır? Böyle bir uygulama sırasında çocuklarda oluşacak ruhsal travma, hangi üstün yarar için göz yumulabilir, kabul edilebilir bulunacaktır?”

Odatv.com//Alev Doğan

İLGİLİ HABER

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: