

🌐 KİMİNE GÖRE ‘KAHRAMAN’ KİMİNE GÖREYSE ‘KATİL’ … TOPAL OSMAN KİMDİR ..!?
✳ Rumları, Ermenileri ve Kürtleri öldürdü mü..!?
✳ ‘Topal’ ve ‘hacı’ lakaplarını nasıl aldı..!?
✳ Milletvekili Ali Şükrü Bey cinayetini işledi mi..!?
✳ Bahçeli’nin sahiplendiği Topal Osman ‘katil’ mi, ‘kahraman’ mı..!?
İlk önce Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli adını telaffuz etti..
- Bahçeli:
“Soros’a ruhunu satmış Osman Kavala’yı bilmeyiz, Topal Osman’ı biliriz..”

🌐 MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ, TOPAL OSMAN’İN HUKUKİ İTİBARININ İADESİ İÇİN KANUN TEKLİFİ VERDİ..!
Teklif Bahçeli’nin 27. Yasama Dönemi’nde verdiği ilk yasa teklifi oldu..!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin imzasıyla Rumlar, Ermeniler, Kürtler ve Alevilere yönelik onlarca kanlı saldırının faili olarak gösterilen Topal Osman’a ilişkin kanun teklifi hazırlandı. MHP lideri Bahçeli’nin ilk imzacısı olduğu teklife MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut ve Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı da imza koydu. Meclis Başkanlığı’na sunulan kanun teklifiyle Topal Osman’ın itibarının hukuken iade edilmesi talep edildi..
🌐 ‘KATİL’ Mİ YOKSA ‘KAHRAMAN’ MI..!?
Peki bir tartışmaya yol açan Topal Osman kimdir? “Katil” mi yoksa “kahraman” mı? Türk tarihindeki rolü nedir? Nereden bakıldığına göre hüküm verilecek bir insan, rol model olarak gösterilebilir mi?
Öncelikle bu tartışma ilk defa yaşanmıyor. Geçmişte de birçok kere Topal Osman meselesi tartışılmış.. Tıpkı çokça gündeme gelen Çerkez Ethem olayı gibi..

✳ Hakkında yazılmış onlarca kitap bulunuyor..!
Topal Osman konusunda onlarca kitaba imza atılmış durumda..
Dr. Rıza Nur’un “Mangal Yürekli Adam: Topal Osman” kitabı başta olmak üzere konunun işlendiği eserlerden bazıları şunlar:
“Mustafa Kemal’in Muhafızı Topal Osman
Milis Yarbay Topal Osman
Belgelerle Feridunzade Osman Ağa Nam-ı Diğer: Topal Osman
Topal Osman Olayı
“Öncu Kuvvacı Gazi Milis Yarbay: Topal Osman Ağa”
Liste uzatılabilir. Çünkü farklı kitaplar da mevcut. Bu kitaplarda Topal Osman’ın kim olduğu, I. Dünya Savaşı’nda nasıl bir rol üstlendiği, hangi bölgelerde nasıl kahramanlıklar gösterdiği uzun uzun anlatılıyor..
Topal Osman’ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “muhafızlık” yaptığı iddia ediliyor..
✳ ATATÜRK’ÜN ‘MUHAFIZI’ MIYDI..!?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in “muhafızı” olarak isim yapan Topal Osman’ın savaş şartlarında birçok insanı öldürdüğü de bir gerçek olarak ifade ediliyor..
- Topal Osman hakkında kimi kaynaklarda özetle şu bilgiler yer alıyor:
Hacı Topal Osman Ağa, 1883’de Giresun’da dünyaya geldi. Çepni Türklerindendir. Babası askerlik bedelini ödemesine rağmen gönüllü birlik oluşturarak savaşa katıldı. Savaşta göstermiş olduğu başarılarından dolayı yarbaylık rütbesine kadar yükseldi..
🌐 ‘TOPAL’ LAKABI NEREDEN GELİYOR..!?
Balkan Harbi’nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı. Çatalca cephesinde savaştı. Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı, topal kaldı ve ‘Topal’ lakabını böylece edindi..
Giresun Belediye Başkanı Dizdarzâde Eşref Bey’in sağlık gerekçesiyle görevi iade etmesi üzerine yasal bir yetkisi olmadan ve kimseye danışmadan kendisini belediye reisi ilan etti..
Yıldızını parlatan olay 8 Mayıs 1919’da Giresun iskelesine demirleyen Yunan Kızılhaç gemisi Loannina’yu Giresunlu Rumların sevinçle karşılaması ve Yunan uyruklu marangoz Karaoğlan Panayot’un Giresun’daki Rum okuluna Yunan bayrağı çekmesinden sonra gelişti..
✅İnzibat subayı Sırrı Bey, bayrağı sözlü uyarıyla indirtmeyi başaramayınca Topal Osman, bayrağı indirdi ve marangozu da öldürdü..

✳ LAZ ALAYLARI’NI KURDU, EŞKIYALIK YAPTI..!
I. Dünya Savaşı öncesinde Giresun’da etrafında topladığı kanun kaçakları ile “Laz Alayları” adı da verilen grubu kurarak eşkıyalık yaptı..
Tarih sahnesine ilk çıkışı, I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Giresun’dan topladığı yaklaşık 100 kişilik çeteyle Trabzon hapishanesinin kapısını açtırması ve 150 mahkûmu çetesine ilave etmesiyle oldu..
İstanbul’da kurulan Divan-ı Harp, savaşta işlediği suçlar nedeniyle hemen yakalanmasına ve İstanbul’a getirilmesine karar verdi..
Bunun üzerine adamları ile birlikte Şebinkarahisar’da saklandı, civardaki Rum köylerine baskınlar yaptı. Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti’nin Giresun Şubesini kurdu ve ilk başkanı oldu..
✳ ATATÜRK İLE GİZLİ GÖRÜŞTÜ İDDİASI..!
19 Mayıs 1919’da Osmanlı Devleti’nin 9. 0rdu Müfettişi olarak Samsun’a gelen Mustafa Kemal Paşa’nın görevlerinden birisi, Topal Osman’ı ve çetesini yakalayıp etkisiz hale getirmekti..
✅Kimi kaynaklara göre, Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa ile 29 Mayıs 1919’da Havza’da gizlice görüştü..
Mustafa Kemal Paşa, onu hareketlerinde serbest bıraktı ve bu gizli buluşmadan sonra Topal Osman Ağa, ondan aldığı emirler doğrultusunda hareket etti..
Hakkındaki tutuklama kararı 8 Temmuz 1919’da padişah Vahdettin tarafından kaldırıldı.. Giresun’a dönen Topal Osman Ağa, tekrar Giresun belediye reisliği makamına oturdu..
Şubat 1920’de yayımlamaya başladığı “Gedikkaya” gazetesinde başkalarına yazdırdığı sert makalelerin altına imzasını koyarak millî mücadeleye basın yoluyla destek vermeye çalıştı..
Giresun Askerlik Şubesi Başkanı Hüseyin Avni Alpaslan ve Jandarma Komutanı Hamdi Bey ile anlaşarak Giresun gençlerinden oluşan gönüllü bir birlik kurdu..
Diyarbakır’a gönderilen bu otobüsün üstünde fotoğrafının yer alması tartışma konusu oldu. Birçok kişi bununla ne tür bir mesaj verildiğini sorguladı / Fotoğraf: Twitter
✳ KARABEKİR’İN EMRİNE GÖNÜLLÜ TABUR GÖNDERDİ..!
Eylül 1920’de Ermeni Harekatı’nı bastırmak üzere Kâzım Karabekir’in 15. Kolordusu emrine gönüllü taburu gönderdi.. Tabur, dört ay boyunca Karabekir’in komutasında kaldı..
Sakarya Savaşı sırasında 47. Alaya komuta etti. Savaşta, 2000 kişiden oluşan ve Hüseyin Avni Bey tarafından komuta edilen 42. Alay’ın tamamına yakını hayatını kaybetti; 47. Alay’dan ise 285 kişi sağ kaldı..
Topal Osman Ağa, Sakarya Savaşı’ndan sonra mevcudu takviye edilen 47. Alay’ın komutanı olarak Büyük Taarruz’a katıldı.. Zaferden sonra yarbay rütbesi ve İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı.. 21 Aralık 1922’de döndüğü memleketi Giresun’da büyük bir coşku ile karşılandı..
Büyük Zafer’den sonra Ankara’da Ayrancı civarında kendisine tahsis edilen “Papaz’ın Bağı” denilen yerde yaşamını sürdürdü. Özel Muhafız Alayı’nın komutanı olarak görevine devam etti..
🌐 ALİ ŞÜKRÜ BEY CİNAYETİNİ TOPAL OSMAN MI İŞLEDİ..!?
Topal Osman, 27 Mart 1923’te Ankara’da aniden ortadan kaybolan milletvekili Ali Şükrü Bey’in öldürülmesinden sorumlu tutuldu..
Yardımcısı Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey’in yemek bahanesiyle Topal Osman’ın Samanpazarı’ndaki evine götürüldüğünü; burada Topal Osman ve 8 adamı tarafından kementle boğulduğunu itiraf etti..
Ceset, 1 Nisan’da Çankaya sırtlarında Mühye köyü civarında bulunduktan sonra hakkında yakalama emri çıkarıldı..
✳ ÇANKAYA KÖŞKÜ BASKINI..!
Adamları ile Çankaya Köşkü’ne sığınmak isteyen Topal Osman, bir saldırı geleceği öngörüsüyle köşkten ayrılıp Başbakan Rauf Bey’in dairesine geçmiş olan Mustafa Kemal’i köşkte bulamadı..
Topal Osman’ın öfke ile kapıyı kırıp içeri girmesi ve önüne geleni parçalaması olayı tarihe “Çankaya Köşkü baskını” olarak geçti..
Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştı. Topal Osman, yaralı olarak ele geçirildi..
✅İsmail Hakkı Tekçe tarafından 2 Nisan 1923’te başı gövdesinden ayrılmak suretiyle öldürüldü. Çankaya yakınlarına gömüldü..
✳ MEZARDAN ÇIKARTILDI, KAFASI KESİK OLDUĞU İÇİN AYAĞINDAN ASILDI..!
Meclis’te Ali Şükrü Bey’in katilinin yakalanarak Ulus Meydanı’nda idam edilmesi kararı oy birliği ile alınınca, başından asılması da mümkün olamayınca ceset mezardan çıkarıldı.. Meclis’in kapısında, ayağından asıldı..
Cenazesi, daha sonra kardeşlerinin Atatürk’ten ricası üzerine Giresun’a nakledildi ve Kurban Dede mezarının yanında Giresun Kalesi’ne defnedildi..
✅Naaşı, Atatürk’ün Giresun’u ziyaretinde verdiği emir üzerine 1925 yılında kalenin en yüksek tepesinde yaptırılan anıt mezara nakledildi..

Mezarı Giresun Kalesi’nin en güzel noktasında yer alıyor / Fotoğraf: Mustafa Cambaz
✳ NASIL ‘HACI’ OLDU..!?
Gerçekleştirmek istediği hac ziyaretini yapamadan öldüğü için, kendisine bedel, silah arkadaşı Kurtoğlu Hacı Hafız Mustafa hacca gönderildi ve böylece “Hacı Osman Ağa” sıfatını aldı..
Herkes durduğu yere göre değerlendiriyor..
Tarihçilerin Topal Osman değerlendirmesi de doğal olarak farklılık arz ediyor..
✅Kimi tarihçiler yaptığı bazı faaliyetleri gerekçe göstererek “katil” yorumunda bulunuyor..
✅Kimisi ise “Milli Mücadele” döneminde çok önemli işler yaptığını savunarak Topal Osman’ın bir “kahraman” olduğunu savunuyor..
“Katil” ya da “kahraman” sıfatlarını yapıştırmanın güç olduğunu belirten tarihçiler de var..
Onlardan birisi de Prof. Dr. Hakkı Uyar. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uyar’a göre bu tür nitelendirmeler ancak insanın nereden baktığıyla yapılabilir..
Topal Osman’ın “Milli Mücadele” döneminde büyük hizmetleri olduğunun büyük bir gerçek olduğunu ifade eden Uyar, “‘Ermenileri, Rumları öldürdü’ şeklinde yapılan paylaşımlar var. Bunların hakkaniyetli olduğunu söylemek pek mümkün değil” dedi.
Topal Osman’ın bir milis kuvvet olduğunu “Milli Mücadele” sonunda Ali Şükrü Bey cinayetine de karıştığını ve bunun sonunda da tasfiye edildiğini belirten Prof. Uyar, “Günahıyla sevabıyla ve hatalarıyla Milli Mücadele’ye katkısı olan bir kişi olduğunu ifade edebilirim” diye konuştu..

- Tarihçi Prof. Dr. Hakkı Uyar:
“Milli Mücadele’de farklı unsurların bir araya geldiğini, bunların arasında ilk başta eşkıyalık yapan kişilerin de yer aldığını hatırlatırım.. Buna Çerkes Ethem de dahildir. İlk başta eşkıyalık yapıyordu. Sonra adam kaçırmaktan kahramanlığa evrildi. Yine aynı şey Milli Mücadele’ye katkı sağlayan Efeler için de söylenebilir. Demirci Mehmet Efe’de ya da diğerleri dahil olmak üzere bunların çoğu sivil hayatta, dağda eşkıyalık yapan insanlardı..”
✳ Giresunlu için başka Trabzonlu için başkadır..!
“Devlet Bahçeli, Kavala ile Topal’ı kıyasladı. Rol model gibi sundu. Tarihte belli bir görev üstlenmiş bu gibi insanlar rol model olarak gösterilebilirler mi?”
- Prof. Dr. Hakkı Uyar:
“Kimin, nereden baktığına bağlı. Topal Osman açısından bakarsak çok da rol model gösterilecek bir tarafı yok. Ama hatalarıyla, sevaplarıyla tarihimizin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Ona bakış Giresunlu için başkadır, Trabzonlu için Ali Şükrü Bey üzerinden başka olabilir. Kutuplaştırma siyaseti üzerinden açıklamaktansa tarihimizin bir parçası olarak görüp ona göre bir değerlendirme yapmak gerekir..”
🌐 TOPAL OSMAN, ATATÜRK’ÜN CANINI EMANET ETTİĞİ KİŞİDİR..!
“Mustafa Kemal’in Muhafızı Topal Osman” isimli kitabın yazarı tarihçi Ümit Doğan’a göre ise tartışmanın odağındaki kişi, Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa’nın canını emanet ettiği insandır Topal Osman..
- Ümit Doğan:
“Osman Ağa, Pontusçu olmayan Rumları Müslümanlardan ayırt etmedi.. Kendi hâlindeki Rum vatandaşlara değil, Pontusçu Rumlara karşı acımasız olmuştur..
Tunceli’de Topal Osman’ın zamanında bölge halkını katlettiği yönünde yaygın bir söylem var.. Yalnız bu söylemi destekleyecek herhangi bir belge veya bulguya bugüne kadar rastlanmadı..!
✳ Ali Şükrü Bey’i o mü öldürdü yoksa öldürttü mü..!
- Tarihçi yazar Ümit Doğan:
“Ali Şükrü Bey cinayeti Topal Osman’ın üzerine yıkılan bir cinayettir. Mesele çok karmaşık ve birbirine bağlı birkaç olaydan meydana geldiği için buradan birkaç cümleyle ifade etmek zor ama şunu söyleyebilirim: Birileri Mustafa Kemal Paşa’yı koltuğundan indirmek için Ali Şükrü Bey’i öldürdü ve suçu Mustafa Kemal Paşa’nın en yakını olan Topal Osman’ın üzerine attı…
Topal Osman bir çatışmada öldürüldü. Topal Osman ile birlikte Ali Şükrü Bey’i öldürdüğü iddia edilen Mustafa Kaptan ve diğer Giresunluların tamamı suçsuz bulunarak tahliye edildi..
Öldürülmeseydi muhtemelen Topal Osman da tahliye edilecekti. Ayrıca Ali Şükrü Bey’in oğlu Nuha Doruker, yıllar sonra Topal Osman’ın mezarını ziyaret ederek ‘Babamı Topal Osman öldürmedi’ şeklinde açıklama yaptı..”
✳ KAYITSIZ ŞARTSIZ BİR KAHRAMANDIR..!
- Yazar Ümit Doğan:
“Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa’ya (dolayısıyla devlete) kayıtsız şartsız hizmet eden bir kahramandır.”
© The Independentturkish//Adem Demir
🌐 BU KİŞİLERİN HER BİRİNİN HİKAYESİ ÇOK İLGİNÇTİR AMA TOPAL OSMAN’IN TEMSİLİ NİTELİKTEKİ ÖYKÜSÜ HEPSİNDEN DAHA ZİHİN AÇICIDIR..!
✳ Ocak Ağustos 1920’de 3. Fırka komutanı Rüştü Bey BMM’ye Osman Ağa’nın eşkiyalığından, taşkınlığından şikayet eder..!
(Çankaya kitabında)
- Falih Rıfkı Atay:
”Savaş bitip de İngilizler ve müttefikleri, İttihatçı ve hele Ermeni öldürüşçülüğünün hesaplarını sormak yoluna gidince, ne kadar gocunan varsa silahlanıp bir çeteye katılmıştır.”
✳ Ermeni Tehciri…!
Hakikaten de, Milli Mücadele’nin önemli isimlerinden Yenibahçeli Şükrü Bey, Deli Halit Paşa, Küçük Kazım, Hilmi, Nail Beyler, veya daha sonra Cumhuriyet hükümetlerinde bakanlık yapan Şükrü Kaya, Abdülhalik Renda, Pirinççizade Arif Fevzi, Ali Cenani Bey, Tevfik Şükrü Aras gibi yüksek sınıftan beylerin de Ermeni Tehciri’nde rolleri vardır..
✳ Rum Tehciri..!
Celal Bayar ise Ben de Yazdım adlı 8 ciltlik kitabında Milli Mücadelenin diğer önemli isimleri olan, İsmail Canbolat, Pertev ve Cafer Tayyar beyler, Yüzbaşı Arap Nuri, Yüzbaşı Hüsamettin, Ahmet Rıfat, Yüzbaşı Tahir, Kara Kemal gibi şahsiyetlerin 1914’de Ege’de yürütülen Rum tehcirindeki rollerini kendi açısından pek güzel anlatır.
✳ Ermeni ve Rumlara yönelik pek çok katliam..!
Bunların dışında, İpsiz Recep, Dayı Mesut, Kara Aslan, Kel Oğlan gibi birçoğu isimleriyle müsemma çetecilerin, Giritli Şevki, Giritli Caferaki, Çerkez Ethem ve Reşit kardeşler, Serezli Parti Pehlivan gibi kabadayıların da Ermeni ve Rumlara yönelik pek çok katliama karıştıkları bilinir.
✳ Demirci Mehmet Efe’nin Türklere kızıp Denizli’yi ateşe vermesi..!
Milli Mücadele’nin Ege’deki mutemet adamı Demirci Mehmet Efe’nin yörede işlemedik suç bırakmadığı için dağa çıkan bir eşkıya olduğunu, Milli Mücadelede yer almak suretiyle bu suçlarından arındığını biliyoruz. Efe’nin Rum ahaliyi tehcir etmek konusunda ters düştüğü Türklere kızıp Denizli’yi ateşe vermesini ise olayları soruşturmak üzere Ankara’dan gönderilen Asliye Hukuk Hakimi Sındırgılı Süreyya Bey gayet güzel anlatır.
✳ Bu kişilerin her birinin hikayesi çok ilginçtir ama Topal Osman’ın temsili nitelikteki öyküsü hepsinden daha zihin açıcıdır..!
Topal Osman’ın tarih sahnesine ilk çıkışı 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Giresun’dan topladığı 100 kişilik çeteyle Trabzon hapishanesinin kapısını açtırıp 150 mahkumu çetesine ilave etmesiyledir.
✳ KENDİ İFADESİNE GÖRE 1. BALKAN HARBİNDE YARALANARAK TOPAL KALMIŞTIR..!
-) Topal Osman’ın gönüllüleri (!) Teşkilat-ı Mahsusa’ya bağlı olarak Artvin yöresindeki Ermeni tehcirinde görev (!) yaparlar.
-) Nisan 1916’da Borçka’da Ruslara karşı savaşan Türk ordusuna katılan Topal Osman, orduda olduğunu unutup kabadayılığa devam etmekle kalmayıp, sıcak çarpışmaları görünce kaçma emareleri gösterince, komutanı kendisini affetmez ve 50 değnekle cezalandır. Değnekler, kahramanımızın alelacele çürük raporu alıp memleketine geri dönmesine yeter de artar bile. (Arif Cemil, 1. Dünya Savaşında Teşkilat-ı Mahsusa)
-) Asker kaçağı Topal Osman bir süre sonra Giresun-Samsun havalisinde ortaya çıkar. Bölge uzun süredir bağımsız Pontus Devleti’ni kurmayı hedefleyen Rum çeteleri ile uğraşmaktadır.
-) İttihatçıların gizli örgütü Teşkilat-ı Mahsusa’nın son başkanı Hüsamettin Ertürk’e göre Mustafa Kemal’in Samsun’a gelir gelmez Havza’da Osman Ağa ile görüşmüştür. (İki Devrin Perde Arkası) Halbuki bu sırada Topal Osman İstanbul Divan-ı Harbi tarafından Ermeni katliamlarına katılmaktan aranmaktadır.
-) Anlaşılan bu alandaki maharetlerinden Rumlara karşı yararlanmak ihtiyacı doğmuştur ki, 8 Temmuz 1919’da Osman Ağa hakkındaki tutuklama kararı Padişah Vahdettin tarafından kaldırılır.
-) Topal Osman, Muhafazai Hukuk-u Milliye Cemiyeti Giresun Şube başkanı olur ardından Erzurum Kongresi’nde Mustafa Kemal’e muhalefet edenleri sindirme görevini başarı ile yapar.
-) H.İ. Dinamo’ya göre Mustafa Kemal ‘Pontus belasından kurtulmayı Topal Osman’ın tecrübeli ellerine’ bırakmıştır. Topal Osman da ‘Siz hiç merak etmeyin Paşam. Bu Pontus Rumlarına öyle bir tütsü vereceğim ki, hepsi mağaralarda eşek arısı gibi boğulacak’ der. (Kutsal İsyan, 2. Cilt)
-) Falih Rıfkı’ya göre Topal Osman basılan her Türk evine karşı 3 Rum evini basmak, mezarını kendine kazdırıp diri diri adam gömmek, vapur kazanlarında kömür yerine canlı adam yakmak gibi zulüm ve işkenceleri ile bölgeyi Rumlardan tamamen temizler.
-) Görevinde ne kadar başarılı olduğunu Genelkurmay raporlarından anlarız. O tarihte çetecilik olayına karışan Rum sayısı 11.118 iken Rum çeteciler tarafından öldürülen Türk köylü sayısı 1817’dir.
-) 1914 Osmanlı Salnamesi’ne göre Trabzon, Sivas ve Kastamonu vilayetlerinde yaşayan 450 bin Rum’dan 86 bini 1. Dünya Savaşı sırasında Rusya’ya göç etmiş, 322 bini 1923 nüfus mübadelesiyle Yunanistan’a gitmişti. Aradaki fark olan 65-70 bin Rum’un 1916-1923 arasında şu veya bu şekilde hayatını kaybettiği tahmin edilir. (Aktaran Stefanos Yerasimos, Pontus Meselesi, Toplum ve Bilim, 1988-89 Güz sayısı.)
✳ Ocak Ağustos 1920’de 3. Fırka komutanı Rüştü Bey BMM’ye Osman Ağa’nın eşkiyalığından, taşkınlığından şikayet eder..!
- 1921’de Lazistan mebusu Osman Bey Mustafa Kemal’e bir telgraf gönderir:
”Bu cahil adamın şimdiye kadar Giresun’da yapmadığı rezalet kalmadı. Rumlardan ve ahaliden aldığı yüz binlerce liranın hesabını kimse soramıyor. Şimdi eşkıyalığını Trabzon liman içinde yapmaya başlıyor ki… bu halin devamı pek çok çirkin olaya sebebiyet verecektir.”
- Mustafa Kemal’den Topal Osman’a çekilen tel şöyledir:
”Hizmet vatanseverliğini takdir, fakat işlerinizde daima hükümeti güçlendirecek biçimde hareket etmeniz.”
- Giresun Sancağı Reji Müdürü Rükneddin Bey daha da cesurdur. Uzun mektubunda şöyle der:
”Osman Ağa tümden cahil biri olup, geçmişte bir hiç olduğundan bahsetmeye gerek yoktur. 1. Balkan Harbinde bir ayağının sakat kalması sonucu gördüğü iltifat ve yardımlardan başlayarak kahvecilik, balıkçılık yaparken, göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir zamanda milyonerliğe çıkan bu zatın kurduğu zenginliğin…. zorla ele geçirme olduğunu gözler önüne arz ederim. Memleketi terk ederek başka bir ülkeye kaçan Rumların mülk ve bahçelerini kendine, akraba ve soyuna sopuna ve dalkavukları arasında böldüğü gibi, bunların İslam halktan alacaklarına karşılık kasalarında sakladıkları senetleri (…) çaresiz köylülere geri vereceği yerde (…) senetleri zorla ödetmek veya karşılığında bir bölüm Müslümanların bağ ve bahçelerini zaptetmiş ve tapularını elde etmiştir (…) Batı cephesinde görünüşte vatan hizmeti ile uğraşırken bile memleketi hâlâ pençesinde tutmak için her araca başvurmakta ve acımasız işler yaptırmaktadır.”
✳ Aynı tarihlerde hazırlanan resmi bir rapora göre Topal Osman, Samsun havalisinde 900 kişiyi bir mağaraya koyup öldürmüştür..!
- Bu raporlara Mustafa Kemal’in cevabı:
”Osman Ağa hakkında şikayet edilen hallerden bittabi pek müteessir oldum (…) Bu biçim hareketlerin onaylayıcısı ve destekleyicisi olmadığımı bu vesile ile hatırlatmak isterim (…) Ancak şikayetnamenizin son fıkralarında ‘kendi kendimizi müdafaa ederiz’ tarzındaki lüzumsuz ve yersiz görmekteyim efendim”
-) Aslında işlediği suçlar hakkında adeta bir referans mektubu işlevi görmüş gibidir çünkü, bir ay sonra Topal Osman BMM tarafından Mustafa Kemal’in Muhafız Alayı Komutanı olarak Ankara’ya davet edilir ancak Osman Ağa yolda da boş durmaz ve Çorum-Alaca civarında evlere tecavüz eder, bazı hayvan ve malları gasp eder.
- Olayları rapor eden içişleri ve savunma bakanlığı telgrafları üzerine Mustafa Kemal’in Topal Osman’a yazdığı kısa telde:
”Yol boyunca müfrezeniz erlerinden bazıları uygunsuz hallere baş vurduklarından bahisle şikayet edilmektedir. Buna kesinlikle ihtimal vermiyorum…” (Cemal Şener, Topal Osman Olayı’nın ekindeki Cumhurbaşkanlığı arşiv belgeleri)
28 Ocağı (1921) 29 Ocağa bağlayan gecede, Kazım Karabekir’in son derece mahir manevrası sonucu, Rusya’dan ülkeye dönüş yapmaya kalkan, TKP üyesi Mustafa Suphi ve 14 yoldaşının hançerlenerek Karadeniz’in karanlık sulara atılmasının sorumlusu balıkçı kahyası Yahya ve adamları da Topal Osman’ın yoldaşlarıdır.
Kayıkçı Yahya daha sonra Mustafa Kemal’in emri ile öldürülmüştür. Bu olay da aydınlatılmayı beklemektedir.
Mustafa Kemal’in artık en yakın adamı olan Topal Osman’ın oluşturduğu 47. Alay, Mart 1921’de patlak veren Koçgiri Kürt isyanını bastırırken öyle zalimane yöntemlere başvurur ki, Meclis’te büyük tartışmalar yaşanır.
-) Topal Osman sadece isyancı Kürtleri değil, Suşehri, Koyulhisar, Reşadiye, Niksar ve Erbaa’daki Ermeni ve Rumları da öte dünyaya havale etmiştir. (Ahmet Emin Yalman’ın Topal Osman’la Mülakatı, Vakit, 19.2.1922)
-) Birliği ile oradan Sakarya Meydan savaşına katılmak üzere yola çıktığında son bir hamle yapar ve Merzifon’un Rum ve Ermeni ahalisini katleder.
-) Kahramanımız, ideolojik önderi, Tirebolulu Binbaşı Hüseyin Avni Bey komutasında Sakarya’da savaştıktan sonra sağ salim geri döner. (Bugün çok yaygın olan ve Topal Osman’ın cepheye 6000 kişilik Giresun gönüllü ile gittiği, bunların 5500’ünün şehit olduğu efsanesine gelince: Falih Rıfkı ve Alptekin Müderrisoğlu gibi ciddi kaynaklara göre Sakarya Meydan Savaşı’nın tüm şehit sayısı 3282’dir. Yani Topal Osman hayranlarının verdikleri rakamlar tamamen uydurmadır.)
✳ Topal Osman’ı daha da popüler yapacak olay ise ufuktadır..!
Bilindiği gibi Birinci Mecliste Mustafa Kemal ve arkadaşlarının oluşturduğu 1. Grup ile Mustafa Kemal’e çeşitli nedenlerle muhalefet edenlerden oluşan 2. Grup sürekli çatışma içindedir.
2. Grubun liderlerinden biri de Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey’dir. Dini konulardaki hassasiyetleri ile dikkati çeken Ali Şükrü Bey, Mustafa Kemal’in Hakimiyeti Milliye gazetesine karşılık Tan gazetesini çıkarmakla yetinmez bir de Hilafet yanlısı broşür bastırır.
Lozan görüşmeleri sırasında İsmet İnönü’nün hariciyeci olmamasını eleştiren Ali Şükrü, bu dönemde meclis çalışmalarını engelleyerek Mustafa Kemal’in tepesini iyice attırmıştır. Hatta Mustafa Kemal’le birbirlerinin üzerine yürümüşlerdir.
Bu günlerde Ali Şükrü Bey birden ortadan kaybolur. Kayboluşunun üçüncü günü kardeşi bakanlar kuruluna başvurur, bir çobanın ihbarıyla boğulduğu anlaşılan ölüsü Ankara civarındaki Mühye köyü civarında bulunur. Kurulan bir komisyon bazı somut delillerden (örneğin Ali Şükrü Bey’in sıkılmış yumruğunun arasında bulunan hasır parçasının Topal Osman’ın evindeki sandalyeden kopmuş olduğu tespit edilmiştir) hareket ederek Topal Osman’ın suçlu olduğuna karar verir.
Anlaşıldığı kadarıyla, Topal Osman, Ali Şükrü Bey’in Mustafa Kemal’i sürekli üzmesine tahammül edememiş, (yani durumdan vazife çıkarmış) ve Ali Şükrü Bey’i, Mustafa Kemal tarafından kendisine bağışlanan Papazın Bağı denen yerdeki evine davet ederek öldürmüştür.
Olayın ortaya çıkması üzerine Topal Osman’ın nasıl teslim alınması gerektiğine dair harekat planını bizzat Mustafa Kemal hazırlar ardından eşi Latife Hanımla birlikte Çankaya Köşkü’nden ayrılıp, İstasyon civarındaki eve çekilir.
Alınan tedbir yerindedir, çünkü Topal Osman Ağa teslim olmayı kabul etmediği gibi Çankaya Köşkü’ne gidip öfke ile her yeri kırıp döker. (Rauf Orbay, Yakın Tarihimiz, C.4) Fakat 1 Nisan’ı (1923)
2 Nisan’a bağlayan gece sabaha kadar süren çatışmada yaralı olarak ele geçirilecek, hastaneye götürülürken yolda ölecektir. Nedense başı kesilerek alelacele gömülmüştür. Ancak Meclis daha önce Ali Şükrü Bey’in katillerinin yakalanarak Ulus Meydanı’nda idam edilmesi kararını oybirliği ile aldığı için, başsız ceset mezardan çıkarılır, Ulus Meydanı’nda ayağından darağacına asılır.
Olayın arkasında kim vardır sorusu o günlerde herkesi meşgul etmiştir. Mustafa Kemal’in neden İstasyon’daki eve geçtiği, Topal Osman’ın neden Çankaya Köşkü’nü talan ettiği, yaralı halde yakalandığı halde neden kafasının hemen kesilip gömüldüğü gibi konular şüphe çekmiştir.
✳ İlginçtir, hemen her konuda bir şeyler söyleyen Mustafa Kemal, bu konuda suskunluğunu korumuştur..!
Ali Fuat Cebesoy Mustafa Kemal’in Topal Osman’ın ‘tepelenmesi’ sırasında sessiz kalışını biraz imalı biçimde anlatır. (Siyasi Hatıralar) O dönemde TBMM zabıt katibi olan Mahir İz Yılların İzi adlı anı kitabında hem Ali Şükrü Bey’in yıpratıcı muhalefetinden hem de artık hizmetine lüzum kalmayan Topal Osman çetesinden kurtulmak için bir taşla iki kuş vurulduğunu söyler.
Türkiye Cumhuriyeti adlı kitabında Mahmut Goloğlu’da benzer bir kanıda olup, Mustafa Kemal’e ömrü boyunca sadık kalmış olan Falih Rıfkı Çankaya kitabında: ”Topal Osman da en sonunda nizamlı ordunun kıta Kumanlarından İsmail Hakkı Tekçe tarafından ve Mustafa Kemal’in emriyle Çankaya sırtlarında vurulmuştur” der.
Rıza Nur gibi yeminli Mustafa Kemal düşmanının bu konudaki daha ağır ithamlarını tekrarlamaya gerek yok.
✳ PEKİ BU OLAYLA TOPAL OSMAN EFSANESİNİN SONU GELMİŞ MİDİR..!?
-) Burası biraz karışıktır. 1925’de bizzat Mustafa Kemal’in emri ile naaşı Giresun Kalesi’nde ilk gömüldüğü yerden alınıp, yine kale içindeki anıt mezara nakledilir.
-) 1981’de Giresun mülki yöneticileri kendisini kahraman ilan etmek için Türk Tarih Kurumu’ndan görüş alırlar ama gelen cevap olumsuzdur.
-) 1983’de Kenan Evren şehri ziyareti sırasında Topal Osman’dan övgüyle söz eder. 1987’de yerel yöneticiler 2 Nisan’larda Topal Osman’ı anmaya başlarlar.
-) Yıllar sonra Susurluk Skandalı’nın baş kahramanlarından emekli tuğgeneral Veli Küçük, güya Giresun’da jandarma bölge komutanlığı yaptığı sırada, Topal Osman Ağa’nın hayatından pek etkilendiğini için adına bir heykel yaptırmaya karar verir. İstanbul’da yaptırdığı heykel, 2001 yılında dikilmesi için Giresun’a gönderilir ama dönemin belediye başkanı, bugünkü CHP Milletvekili Mehmet Işık’ın talimatıyla, depoya kaldırılır.
-) 2002’de heykel konusunda mülki idare, İçişleri ve Genelkurmay arasında bir dizi yazışma yapıldığı haberleri basına sızar. Aynı yıl, Giresun kalesindeki anıtın eski Türkçe yazılı kitabesi üzerindeki metinde Topal Osman’ın “Pontusçuların imhasındaki hizmetlerini” öven cümleleri “milli güvenlik siyaseti” açısından sakıncalı bulunur ve yerine “milli güvenlik siyasetine uygun” Latin harfli yeni plaket konulur.
✳ Giresun’un milliyetçileri bu gel-gitlere bir türlü anlam veremezler ve celallenirler..!
O sırada bir başka kahraman Mehmet Ali Ağca aramıza karışır. Abdullah Çatlı’nın hayalati gözlerimizin önünden geçer. Bize de ülkemizde kahraman kime nedir sorusu üzerine düşünmek, kahraman yaratma geleneğimizin köklülüğüne şapka çıkarmak kalır.
İLGİLİ HABER
Kaynak
/www.birikimdergisi.com Ayşe Hür