SIYASET

ÖCALAN’DAN YENİ MEKTUP GELEBİLİR: ŞU ANDA BİLE BU GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞİYOR OLABİLİR…

Selahattin Demirtaş: “Seçimden sonra bizi serbest bırakacaklar beklentisi içerisinde değiliz. Seçimden sonra da kalabiliriz..”

✳Demirtaş: Şu anda bile PKK ile görüşmeler gerçekleşiyor olabilir..!
Türkiye Devleti, PKK’yle ve PKK lideri Öcalan’la geçmişte görüşmeler yaptı. Şu anda bile bu görüşmeler gerçekleşiyor olabilir..!

IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 13’üncü duruşması 3’üncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü..

  • Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş:

“Seçimden sonra bizi serbest bırakacaklar beklentisi içerisinde değiliz. Seçimden sonra da kalabiliriz..”

YÜKSEKDAĞ: KÖR DÖVÜŞÜNE MAHKÛM EDİLİYORUZ..!
  • Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ:

“Mahkemede dinlenecek tanıkların beyanlarının bize iletilmesi gerekiyor.. Aksi takdirde bir kör dövüşüne mahkûm ediliyoruz.. Nesnel ve objektif bir hukuki hak zemini tanımıyorsunuz. Ne çıkarsa bahtımıza diye bekliyoruz.. Beyanların içerisinde ne olduğunu bilmiyoruz. Duruşma salonunda duyduğumuz, algılayabildiğimiz kadarıyla biliyoruz..

Tanıklar yönlendiriliyor..

Tanıklar, müştekiler bizden korkmaz. Sizden korkuyor. Biz mi baskı altına alıyoruz tanıkları? Siz bağırıp çağırıyorsunuz. Bu koşullarda bizim lehimize alınan bütün ifadeler hükümsüzdür..

Tanıkları vicdana çağırıyorsunuz, yemin ettiriyorsunuz. Öncelikle sizin kendi vicdanınızı dinlemeniz gerek. Bu dosyada getirilen tanıkların bir kısmı çıkar karşılığında itirafçılık yapan kişilerdir.. Diğerleri de garibandır.. Sizin baskılarınızla tanıklık yapmak zorunda kalanlardır. Gerçek anlamda objektif bir tanıklık sürecinden bahsetmek mümkün değildir..”

BENİMLE ÖZEL BİR HUSUMETİNİZ Mİ VAR..!?
  • Eski DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel:

“Mahkeme başkanı olarak bana sürekli uyarı veriyorsunuz.. Benimle özel bir husumetiniz var mı? Tavuğunuza kışt mı dedik..

Mahkeme heyeti Anayasa’yı ve CMK’yı umursamıyorum..

Düzeniniz baştan bozuk. Biz ve avukatlarımız bu bozukları düzeltmeye çalışıyor ancak hepiniz aynı hukuk fakültelerinde okudunuz değil mi? Ben hukuk okumadım ama sayenizde hukuk da öğrendim. Bu kumpas davası HDP’yi bertaraf etmek için açılmıştır. Kaç defa sizi hukuka davet ettim icabet etmediniz. Yapmayın bunu..”

✳HDP BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANINI BELİRLEYECEKTİR..!
  • Sebahat Tuncel:

“HDP’nin hedef gösterildiğini söylemeliyim.. Bunun nedeni HDP’nin Türkiye’nin gelecek siyasetini belirleyecek olmasındadır.. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı da HDP belirleyecektir. Siz de bizim kim olduğumuzu, HDP’nin kim olduğunu biliyorsunuz. O nedenle doğru bir müzakere yapın. Beni hapsettiniz, ben de ancak bu kürsüden sözümüzü söylüyorum. Siyasette yürütülen hukuksuzluğa uymayın, kendi Anayasa’nıza uyun..”

BEN BÖYLESİNİ 12 EYLÜL’DE GÖRMEDİM..!
  • Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eş Başkanı Gültan Kışanak:

“Mahkeme sürecinin tutuklu siyasetçiler için bir işkence merkezi olduğunu söyleyeyim.. SEGBİS salonları da duruşma salonudur. Buradaki insanların kendilerini mahkeme salonunda gibi ifade edebilmesi gerekir. Burada 3 gündür meramımızı anlatmaya çalışıyoruz ancak bizi duymuyorsunuz. Burada bir sorun var diye anlatmaya çalışıyorsunuz. Hiç mi sizi ilgilendirmiyor? Size burada tadilat olduğunu, boya yapıldığını daha önce söyledim Nefes alamıyoruz. Sağlığımız bozuldu ama siz bununla hiç ilgilenmiyorsunuz. Bari biraz ilgileniyormuş gibi yapın ve açıktan işkencenin tarafı olmayın” diye konuştu. Kışanak, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Bize tanık beyanlarının alınacağını önceden haber vermeniz gerekiyor. Biz öncesinden okumadan nasıl cevap vereceğiz. Bu hukuksuzluktur. Eğer bu tanık bu işi yapma karşısında suçlarının affedilmesi şartının konulduğu bir insansa sizin duruşma salonunda kurduğunuz baskıdan dolayı kimin ismini söyleseniz onun hakkında suçlamalarda bulunması beklenir çünkü korkar. Bugün de bu yaşandı. Tanığın baskı altında olabileceğine yönelik aklınızda bir şüphe var mı? Hayır yok. Sizin için hukukun üstünlüğü yok. Ben böylesini 12 Eylül’de bile görmedim.”

✳DEMİRTAŞ: ŞU ANDA BİLE PKK İLE GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞİYOR OLABİLİR..!

Kışanak’ın ardından eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi de dahil olmak üzere birçok cezaevinde tadilatlara ve yenilemelere başlandığını aktarırken, “Sanırım bu tadilatlar bizim için yapılmıyor. Yeni gelecek olanlar için yapılıyor. Temiz yerlerde kalsınlar diye yapılıyor” dedi.

“225” adlı gizli tanığın dinlenilmesi esnasında mahkeme başkanının tanığı yönlendirdiğini hatırlatan Demirtaş, “Bunlar kayıtlara geçti. İleride bu dava değerlendirildiğinde bunları da ortaya dökeceğiz. Gizli tanık iddialarında arkadaşlarımın yasa dışı faaliyetler yürüttüğünü söyledi. Yıllardır bu arkadaşlarımla birlikte siyaset yaptım. Bir kez olsun illegal bir faaliyetin içinde yer aldıklarını görmedim” diye belirtti. Demirtaş şöyle devam etti:

“İnsanlara PKK yöneticiliği vasfını yüklemek o kadar kolay ki Türkiye’de. Bundan PKK bile rahatsız. PKK’de bırakın yöneticiliği, üye bile olmak çok zordur. Nasıl herkes yönetici? Bir devlet kendi yurttaşına kumpas kurarsa o devletin kendi sorunlarını çözmesi zorlaşır. Türkiye Devleti, MGK kararı ve Cumhurbaşkanı onayıyla defalarca PKK’yle ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmeler yaptı ama AKP döneminde 7 defa ciddi görüşmeler yapıldı. Şu anda bile bu görüşmeler gerçekleşiyor olabilir. PKK 1978’de kurulmuş silahlı bir örgüttür. Örgütlediği kadroları olmuştur. Faaliyet yürütülen devletin sınırları içerisinde şiddet yöntemler kullanmadan tamamen bağımsız bir biçimde legal siyaset yürütüyorsunuz ama size silahlı terör örgütü üyesi muamelesi yapılıyor. O zaman legal ve illegal ayrımını nasıl yapacağız? İnsanlara böyle böyle legal siyaset alanlarını kapatıyorsunuz.”

✳‘HAKAN FİDAN: ÖCALAN’IN MUAZZAM FİKİRLERİ VAR’..!

“Devran çok hızlı dönecek” diyen Demirtaş, bu topraklara barış getireceklerini ifade ederek, “Halk sandıkta kararını verecek. Seçimden sonra bizi serbest bırakacaklar beklentisi içerisinde değiliz. Seçimden sonra da kalabiliriz. Biz seçimden sonra adil yargılanacağız diyoruz. Suçluysak yine cezamızı alırız. Bugün ülkenin düşmanı diye baktığınız siyasetçiler faaliyet yürüttüğü dönemde Hakan Fidan, Öcalan’la en çok ilgilenen insanlardan biriydi. Fidan’ın Öcalan hakkında ‘Muazzam fikirleri var. Gonzalo’dan sonra Öcalan’ın fikirleri beni en çok etkilemiştir’ sözlerini ben kulaklarımla duydum” dedi

Duvar

✳AKP’Lİ BİR YETKİLİ: PKK lideri Öcalan’ın 2019’daki yerel seçimlerde olduğu gibi yeni bir mektup yazması gündeme gelebilir..!
Demirtaş’tan Erdoğan’a ‘İmralı’ yanıtı..!

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Erdoğan’a ‘İmralı’ yanıtı verdi..

  • Demirtaş:

 “Siyasetçiler halka, partisine, parlamentoya, BAĞIMSIZ yargıya hesap verir. Sen benim için “kaygılanmayı” bırak da kendi vereceğin hesabı düşün” dedi.

https://twitter.com/hdpdemirtas/status/1481969403243737100?s=20
AKP’li yetkili: Öcalan’dan yeni mektup gelebilir..!
Erdoğan: Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verece.!k
  • Erdoğan Demirtaş ve Öcalan’ı kastederek:

“Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Onların ayrı bir hesaplaşmaları var, bu hesaplaşmayı da yapacaklar..”

FEZLEKE GÖNDERİLDİ..!
  • Erdoğan:

“Ortaklarınızdan bir tanesi soyadı neyse… Malum terör örgütünden birisi ile resimler yayınlanıyor.  PKK’nın uzantısı olarak bu kadın parlamentoda. Biz tabii Karma Komisyona süratle bunu gönderdik. Gereği bunun yapılacaktır..

Biz parlamentomuzda bu tür birilerini görmek istemiyoruz. PKK terör örgütünün uzantılarını görmek istemiyoruz.  Bay Kemal sen neden susyorsun? İP neden susuyorsun, HDP sen niye susuyorsun?

Ağızlarından bir şey çıktı mı? Çıkmadı. Diğerleri de yamalı bohça, onlarda da bir şey yok. Bu teröristlerden oluşan parlamento demokratik bir parlamento olamaz..” 

EDİRNE’DEKİ EN BÜYÜK HESABI İMRALI’DAKİNE VERECEK..!
  • Erdoğan:

“CHP’nin başını çektiği ittifakın bir cenahını oluşturan PKK’nın güdümündeki parti ne yapacağını, ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını belirlemek için milletvekillerinin dağdaki eli silahlı sevgililerinden gelecek icazeti bekliyor.. 

Bunların göğsündeki şeref madalyası dağa kaçırdığı yavrular, bunlardaki vicdan bu. Ama Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek..

Zannediyor ki her yer şu anda toz pembe, onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var, bu hesaplaşmayı da yapacaklar..” 

“Erdoğan’ın ‘Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek’ sözlerini değerlendiren bir AKP yetkilisinin, ‘Öcalan yeni bir mektup kaleme alabilir’ dediği belirtildi.”..!

Erdoğan’ın partisinin son grup toplantısında “Selahattin Demirtaş’ın Abdullah Öcalan’a hesap vereceği” yönündeki açıklamasını değerlendiren AKP’li bir yetkili, PKK lideri Öcalan’ın 2019’daki yerel seçimlerde olduğu gibi yeni bir mektup yazmasının gündeme gelebileceğini söyledi..

Erdoğan partisinin bu haftaki grup toplantısında öldürülen PKK’li Volkan Bora ile 5 yıl önce çekilmiş fotoğrafları basına yansıyan ve hakkında fezleke hazırlanan HDP Milletvekili Semra Güzel hakkında konuşurken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çeşitli suçlamalar yöneltmişti..

Erdoğan, İmralı Cezaevi’ndeki Öcalan ile Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş arasında bir hesaplaşma yaşanacağını söyleyerek, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onların da kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar” diye konuşmuştu..

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in haberine göre AKP’li yetkililer, Erdoğan’ın bu açıklamayı “büyük ihtimalle önüne gelen istihbarat raporlarına dayanarak yaptığını” kaydetti..

  • Adının açıklanmasını istemeyen AKP’li bir yetkili şunları kaydetti: 

“Öcalan’ın çözüm sürecinde HDP’nin sorumlu davranmadığını düşündüğü ve sürecin bitmesinden Demirtaş’ı da sorumlu tuttuğu zaten bilinen bir şey. Muhtemelen Öcalan ile İmralı’da yapılan görüşmelerde bu konu yeniden gündeme gelmiş olabilir ve Sayın Cumhurbaşkanı da bu raporları okumuş olabilir.”

Yetkili, önümüzdeki süreçte Öcalan’ın yeni bir mektup kaleme almasının da gündeme gelebileceğini söyledi..

Öcalan’ın 2019 yerel seçimlerinin hemen öncesinde yazdığı mektup, Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Özcan tarafından açıklanmıştı..

  • Öcalan’ın mektubunda:

“HDP’de vücut bulan demokratik ittifak anlayışı güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik ittifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendini angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir” ifadeleri yer alıyordu… 

NE OLMUŞTU?

‘✳ABDULLAH ÖCALAN’DAN ÖNCE ERDOĞAN İLE GÖRÜŞTÜM’..!
MEKTUP..!

HATIRLAYALIM!

Öcalan’ın mektubunu okuyan Özcan’dan açıklama, ‘Önce Erdoğan’la görüştüm’

23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimleri öncesinde Abdullah Öcalan’a ait mektubu okuyarak gündeme gelen Akademisyen Ali Kemal Özcan, görüşmeye ilişkin ayrıntıları açıkladı.

23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde Abdullah Öcalan’a ait mektubu okuyarak gündeme gelen Akademisyen Ali Kemal Özcan
Al – Monitor’dan Amberin Zaman’ın sorularını yanıtlayan Özcan, görüşmeden önce Erdoğan’la ve Hakan Fidan’la görüştüğünü söyledi. ..!
  • Özcan’ın açıklamaları şöyle:
‘GÖRÜŞME TALEBİ BENDEN GELDİ’..!
Abdullah Öcalan ile görüşmeniz nasıl gerçekleşti..! ?
  • Özcan:

”Nasılından ziyade neden görüştüğüm önemli. Ama madem sordunuz izah edeyim. Öcalan ile iki kez haziran ayında İmralı’da görüştüm..

Arka planı ise şöyle: Yıllardır Abdullah Öcalan ile görüşmek için yoğun bir çaba içerisindeydim. Yani görüşme talebi benden geldi. Çünkü Abdullah Öcalan dışında bu meseleyi [Kürt sorununu kastediyor] çözecek birini görmemekteyim..

2012 ve 2013 yıllarında çözüm süreci hâlâ devam ederken devlet yetkilileriyle, bakanlarla, başbakan yardımcılarıyla da 30 ilâ 40 arasında görüşmem oldu..

Ama görüşmelerimin çoğu o zaman Öcalan ile devlet adına görüşmeleri fiilen yürüttüğü anlaşılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın o dönem yardımcısı olan Muhammed Dervişoğlu’yla oldu.”

Kendisiyle, biri çözüm süreci çöktükten sonra olmak üzere altı kez görüştüm..!
  • Akademisyen Ali Kemal Özcan:

”Yetkilerle görüşmelerimde dedim ki: ‘Türkiye’nin elinde bir şans var. Abdullah Öcalan Amerika’nın veya başka uluslararası güçlerin elinde değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin elindedir..

Yani meselenin ancak Öcalan üzerinden çözülebileceğini sürekli vurguladım…

Aynı zamanda Sayın Erdoğan ile de görüşme talebim vardı. Çünkü Sayın Erdoğan’ın da ciddi şekilde şiddeti ve terörü siyasetin dışına taşıyarak Kürt sorununu kökten çözmek istediğine inanıyorum..

Öcalan 1993 yılında ‘Bir muhatap arıyorum’ demişti ve tam 20 yıl sonra karşısına Erdoğan çıktı.”

13 Haziran’da ilk görüşmem sayın Erdoğan ile kendi talebim üzerine Ankara’da Beştepe’de gerçekleşti..!
  • Akademisyen Ali Kemal Özcan:

”Görüşmemizde Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan da yer aldı. Öcalan ile neden görüşmem gerektiğini etraflıca anlattım. Görüşme bir saate yakın sürdü.”

Ama 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçimi öncesi Öcalan’ın uzun yıllardan sonra avukatlarıyla görüşmesine izin verilmesi çeşitli spekülasyonlara yol açtı.. 
Öcalan’ın HDP ve seçmenlerine AKP lehinde tavır alması yönünde telkinde bulunması için izin verildiği iddia edildi..
Öcalan’ın sizin aracılığınızla açıklanan mektubu bu yöndeki spekülasyonlara tuz biber ekti. Sizinle seçim konusu gündeme gelmedi m..!?
  • Özcan:

”Görüşme esnasında en fazla ben konuştum. Erdoğan ile İstanbul seçimlerini çok az konuştum. Onları da belli bir çerçeve içerisinde konuştum. İstanbul seçimlerinin, genel anlamda bu meselenin [Kürt sorununun] çözümlenmemesi için, Erdoğan’ı, Türkiye’yi tökezletme yönünde sıçrama tahtası yapılmak istediğini düşünüyorum. Onu ifade ettim.”

Erdoğan’ın herhangi bir adımı hesapsız attığı pek görülmemiştir. Sizin İmralı’ya gitmenize razı olurken sizden mutlaka bir beklentisi vardı sanırım..!
  • Özcan:

”Temel beklentisi sorunun [Kürt sorunu] çözümü yönünde bir adım atılmasıydı. Ha, aklının arkasında İstanbul seçimleri var mıydı bilemem ama benimle İstanbul seçimleri ile ilgili konuşmadı.”

”Atılması gereken adım da ortada. Türkiye’deki silahlı PKK unsurları ellerinde tek bir mantar tabancası kalmayacak düzeyde, sessiz sedasız Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkmalıdır.”

”Eğer Kandil kendisini siyasette tutmaya devam etmek istiyorsa, en azından Öcalan ile birlikte, Öcalan’a bağlı unsurlar, Öcalan’ın siyasette kalmasını isteyen unsurlar bunu sessiz sedasız şekilde yapmalıdır. Yapabilirler. Siyaset rahatlar. Türkiye’de barış odaklı yeni bir tarihsel dönemin başlangıcı olur, olmalıdır. Bu olmadan hiçbir şey olmaz. Türkiye’de Kürt nüfusu 15-20 milyon civarında deniyor. Ama geriye kalan en az 50 milyon insan var.”

Türk milliyetçi dinamiğini, Türk halkının hassasiyetlerini ciddiye almadan, hesaba katmadan söylenen her söz ya kötü niyetlidir ya da ahmakçadır.

”Ve Türkiye’de, hatta Orta Doğu’da Öcalan kadar Türk-Kürt ilişkilerinin sosyolojisini ve felsefesini çalışan başka kimse yoktur. Öcalan 20 yıldır bu konuları çok kapsamlı çalışan biri. Ben de kendisinin bu çalışmaları üzerinde çalışıyorum. Ve ben de bunu Hakan Fidan’a çok heyecanlanarak söyledim. O da “Çok tarihi işler yapıyorsunuz hocam” dedi. Bunu İstanbul seçimi için demedi. Hakan Fidan da bu meseleyi bizim kadar olmasa da çalışan biri. Sadece MİT müsteşarı olarak değil, akademik olarak da çalışmış biri.”

‘MEKTUBU DEVLETSİZ NASIL AÇIKLARDIM’..!
İmralı’daki son görüşmelerinizin içeriğine dönecek olursak… İstanbul seçimi gündeme geldi mi..!?
  • Özcan:

”Öcalan bu konudaki görüşlerini zaten benim okuduğum mektup üzerinden kamuoyuyla paylaştı. Ve ikinci görüşmemizde mektubun avukatları tarafından kamuoyu ile paylaşılmadığını öğrendiğinde şaşırıp sinirlendi…

Ve bakınız, kamuoyunun özellikle şunu bilmesini istiyorum:

Öcalan ‘Mektubu sakın avukatlar yanınızda olmadan açıklamayın’ dedi. ‘Ya avukatlar gelmezse?’ dedim. ‘Nasıl gelmezler? Avukatlar gelmezlerse ters teper, sizi de komplocu ilan ederler’ dedi. Ve tam da dediği gibi oldu.”

O hâlde avukatlar olmadan neden açıklamayı yeğlediniz? Devlet mi bu yönde size talimat verdi..!?
  • Özcan:

”Bu mektubu devletsiz nasıl açıklardım? Beni İmralı’ya götüren irade bu açıklamayı yapmamı istedi. Ben de buna uydum. Bir ahlaksızlık yapmadım. Buna uydum çünkü bu işin devletsiz çözülemeyeceğine inananlardanım..

Neticede Erdoğan’ın bilgisi dahilinde [İmralı’ya] gitmişim. Yüz yıllık bir sorunu çözmek için gitmişim, bir vatandaş olarak, devlet adına değil. Bu iş üzerine yıllarca kafa yoran, yazıp çizen bir bilim insanı olarak gitmişim. İstihbaratçı değilim..

Ama kamuoyu şunu da bilmeli..

Ben de mektubu avukatlar olmadan açıklamaya karşıydım. Öcalan ile görüştükten sonra avukatlara ulaşmaya çalıştım. Bir türlü ulaşamadım. Avukatlara ulaşamadığımı, WhatsApp mesajlarımı gördükleri halde bana geri dönmediklerini Öcalan’ın mektubunu okuduğum basın toplantısında da açıkladım…

Basın toplantısından birkaç dakika önce endişelendiğimi gören devlet yetkilisi bana korktuğumu ima edince, ben de asla kendi hesabıma korkmadığımı ama mektubu avukatlar bulunmadan açıklamanın doğuracağı muhtemel olumsuz sonuçlardan kaygı duyduğumu söyledim..

Sonuçlar ortada. Ve o günden beri Cumhurbaşkanı’na, Hakan Fidan’a ulaşmaya çalışıyorum. Öcalan ile tekrar görüşüp bu yanlışı düzeltmemiz gerektiğini söylüyorum. Her ikisine mektup yazdım. Ulaştı mı onu da bilmiyorum. Ortalıkta çok tehlikeli yalanlar dolaşıyor.”

İLGİLİ HABER

https://haber.sol.org.tr

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: