İÇİNDEKİLER
✳NASA’NIN HELİKOPTERİ INGENUİTY, PERSEVERANCE’IN BIRAKTIĞI ENKAZI YAKALADI..!
“Fotoğraflar harika ve ilham verici..!”
NASA’nın Mars’taki helikopteri Ingenuity, bir diğer uzay aracı Perseverance’ın bıraktığı enkazın 19 Nisan’da fotoğraflarını çekti..
Saatte 126 kilometre hızla Mars yüzeyine çarpan arka kısım, parçalara ayrılmıştı.. NASA uzmanları yine de yapının çok iyi dayandığını söylüyor..
Yayımlanan fotoğraflarda Perseverance’ın, Kızıl Gezegen’e inerken kullandığı paraşüt ve koni biçimindeki arka kısmı görülüyor..

“Ingenuity’nin 26. uçuşunda kaydedilen görüntüler, şans eseri toplanmadı..!”
Zira Ingenuity ekibinden, Perseverance’ın Mars’ta topladığı örnekleri Dünya’ya getirme görevine yardımcı olması için bunları görüntülemesi istendi.
Minik helikopter böylece 159 saniyelik uçuşunda enkazın farklı açılardan 10 fotoğrafını çekti. 8 metre yükseklikte uçan uzay aracı, 360 metre mesafe kat etti..

NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’nda görev yapan mühendis Ian Clark, şimdiye kadar en iyi belgelenen Mars inişinin Perseverance’a ait olduğunu söyledi..
- Ian Clark:
“Ama Ingenuity’nin görüntüleri farklı bir bakış açısı sunuyor.. Nunların söz konusu göreve için kullanılabileceğini ifade etmeliyim.. Yardım etmese bile fotoğraflar harika ve ilham verici..”
18 Şubat 2021’de Perseverance’ın karnındaki bölmeden Mars’a inen Ingenuity’nin aslında sadece 5 uçuş yapması ve ardından ıskartaya çıkarılması planlanıyordu. Ancak yetkililer, helikopterin başarısının ardından yeni görevler belirleyince Ingenuity uçuşlarına hız kesmeden devam ediyor.
Perseverance’ın da Jezero Krater’inde milyarlarca yıl önce var olan nehir deltasının kalıntılarına ulaştığı duyuruldu.. Ingenuity’nin bölgeye giderek Perseverance’ın nereye tırmanması gerektiği konusunda yardımcı olması hedefleniyor..
Independent Türkçe, Space.com, New York Times//Derleyen: Uğurcan Yıldız
✳NASA, MARS’TAKİ GÜNEŞ TUTULMASINI GÖRÜNTÜLEDİ..!
“Bu kadar harika olmasını beklemiyordum..!”
Kozmik olay, patatesi andıran Phobos sayesinde meydana geldi..
NASA’nın Mars’taki uzay aracı Perseverance, Kızıl Gezegen’de Güneş tutulmasına denk geldi..
Uzay aracı tam o anda güçlü bir yakınlaştırma özelliğine sahip yüksek çözünürlüklü video kamerası Mastcam-Z’i gökyüzüne çevirdi..
Mars’ın patatesi andıran doğal uydusu Phobos’un Güneş ve Kızıl Gezegen arasına girdiği anların görüntüleri NASA’nın YouTube kanalından paylaşıldı..
İki binden fazla kullanıcının beğenisini alan, Mars yüzeyinden çekilen videoda Phobos‘un Güneş’in önünden geçişi gözler önüne serildi..
✅Dünya’da da Güneş tutulması, Ay’ın gezegen ve yıldızın arasına girmesiyle meydana geliyor. Bu şekilde Ay, Güneş’ten Dünya’ya düşen ışığın büyük bir kısmını engelleyerek karanlığa neden oluyor.
Ancak Phobos, Ay’ından 157 kat daha küçük. Sadece 20 kilometre çapındaki uydu bu nedenle Güneş’in ışığını kayda değer ölçüde engelleyemedi ve gezegen yüzeyinde karanlığa sebep olmadı..
Ancak uzay aracının görüntüleri, Dünya’da da ilgiyle karşılanan bu kozmik olayı ayrıntılarıyla gözler önüne serdi.. Öyle ki görüntülerde Güneş lekeleri bile göze çarpıyor..
Mastcam-Z kamerasının operasyonlarından sorumlu ekip üyelerinden Rachel Howson, görüntüleri şöyle yorumladı..
- Rachel Howson:
“İyi olacağını biliyordum ama bu kadar harika olmasını beklemiyordum..”
Independent Türkçe, Ars Technica, Shift Delete//Derleyen: Çağla Üren
✳NASA’NIN MARS’TAKİ UZAY ARACININ ‘AYAKKABISINA’ TAŞ GİRDİ..!
“Taş tekerlekte..!”
NASA’nın Mars’ta çalışmalarını sürdüren Perseverance uzay aracının “ayakkabısına taş girdi.”..
Perseverance’ın tekerleğine bir taşın yerleştiği görüldü..

Taş ve tekerleğin 25 Şubat’ta çekilen bir fotoğrafı, “Haftanın Görüntüsü” seçildi..

Medya ve teknoloji sitesi CNET’ten Amanda Kooser, NASA’nın yayımladığı ham görüntüleri incelediğini ve taşın tekerlekte bulunduğunu söyledi..
- Amanda Kooser:
“Benim ayakkabımda bu büyüklükte bir taş olsaydı hiçbir yere gitmezdim..”
Kooser’ın “otostopçu” diye nitelediği taş en son 2 Mart’ta yakalandı. Öte yandan bu durum, Perseverance’ın hızını yavaşlatmıyor..
Perseverance, 18 Şubat 2021’de Mars’ın bir zamanlar bir göle ev sahipliği yaptığı düşünülen Jezero Krateri’ne inmişti..
Uzay aracı burada topladığı numunelerle Kızıl Gezegen’in geçmişine ışık tutmayı amaçlıyor..
Dünya’ya getirilip ayrıntılı incelenecek bu örneklerin, gezegende bir zamanlar yaşam olup olmadığına dair kanıtlar sunacağı düşünülüyor.
Uzay ajansının Mars’taki bir diğer uzay aracı Curiosity de geçen ay tekerlekleriyle gündeme gelmişti. Uzay aracına ait görüntüler, 6 tekerleğinin aldığı darbeleri ortaya koymuştu. Alüminyum tekerleklerin kötü durumda olduğu ve yer yer çatlakların meydana geldiği görülmüştü.
Öte yandan hasar korkutucu dursa da Curiousity’nin görevini muhtemelen tamamlayacağı açıklanmıştı..
Independent Türkçe, CNET, Space.co//Derleyen: Uğurcan Yıldız
✳NASA NEDİR..!?

“Uzay neredeyse tüm insanlar için merak konusu..!”
Yıldızlar, gezegenler, güneş sistemi, kısacası tüm evren içinde barındırdıkları sırlar ile herkesin ilgisini çekmekte.
Bu bilinmezlikleri merak ediyoruz ama bazı insanlar bu meraklarının peşinden gidiyor.. Bu merakı gidermek için en güncel bilimsel veriler ise NASA sayesinde elimize geçiyor..
✳NASA NE DEMEK..!?
1915 yılında kurulmuş olan ve havacılık faaliyetlerini araştıran ve denetleyen Ulusal Havacılık Danışma Komitesi, NACA 1 Ekim 1958 yılında 8000 çalışanı ile yerini NASA’ya bıraktı..
NASA olarak kısaltılmış, The National Aeronautics and Space Administration, Türkçe karşılığı ile Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi dünya atmosferi içinde ve dışında uzayın keşfi amacıyla araçların ve faaliyetlerin geliştirilmesi için kurulmuştur..
O zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’nin temel amacı Sovyetler Birliği’ne karşı uzay yarışını kazanmaktı.. Bu nedenle NASA, 1957 yılında ortaya çıkmış Sovyet Sputnik’e rakip olarak kurulmuştur denilebilir..

NASA yıllık 100 milyon dolar bütçe ve NACA’ya ait üç büyük laboratuvar ve iki küçük tesis ile faaliyete başladı..
Bunların yanı sıra Ordu Balistik Füze Ajansı ve Birleşik Devletler Deniz Araştırma Laboratuvarı da NASA’ya dahil edildi..
Aralık 1958’de California Teknoloji Enstitüsü tarafından işletilen bir yüklenici tesis olan Jet Propulsion Laboratuvarı’nın kontrolünü de kazandı..
“NASA günümüzde dört bölümden oluşmaktadır..!”
✅Havacılık araştırmaları: Havacılık teknolojilerinin geliştirilmesi için çalışır..
✅Bilim: Evrenin, güneş sisteminin ve dünyanın kökenini, yapısını ve evrimini anlamaya yönelik programlarla ilgilidir..
✅Uzay teknolojisi: Uzay bilimi ve araştırma teknolojilerinin geliştirilmesi için çalışır..
✅Uluslararası uzay istasyonu: İnsanlı uzay görevlerinin yönetimi ile ilgili olarak insan keşfi ve operasyonları ile hem insanlı hem de robotik keşif programları için fırlatma hizmetleri, uzay taşımacılığı ve uzay iletişimi ile ilgili operasyonları yürütür..

✳İLK NASA PROJELERİ..!
NASA, uzaya gönderilen insanlı ve insansız görevlerin çoğundan sorumludur..
İlk amaçlanan program NACA’dan devralınan hipersonik bir jet uçağı olan X-15’in geliştirilmesiyle başladı..
Programın bir parçası olarak X-15’i uçurmak ve ulaşılan hız ve maksimum irtifa için yeni kayıtlar elde etmek için on iki pilot seçildi..
*1959 ve 1968 arasında toplam 199 uçuş yapıldı ve iki resmi dünya rekoru kırıldı..
-Birincisi, insanlı bir araç olan Mach kullanılarak 7273 km/s ile şimdiye kadar ulaşılan en yüksek hız elde edildi..
-İkinci olarak 107,96 km ile şimdiye kadar elde edilen en yüksek irtifa elde edilmiş oldu..
X-15 programında ayrıca reaksiyon kontrol sistemi jetleri, uzay giysileri, navigasyon için ufuk tanımı ve önemli yeniden giriş ve iniş verileri gibi daha sonra insanlı uzay uçuşu programlarında kullanılan mekanik teknikler kullanılmıştır..
Ancak, 60’lı yılların başlarında, NASA’nın temel kaygısı Sovyetlerle yeni ilan edilen uzay yarışını bir adamı yörüngeye oturtarak kazanmaktı.

- Mercury Projesi:
Uzay yarışı, ABD Hava Kuvvetlerinden devralınan ve 1959’dan 1963’e kadar süren bir program olan Mercury Projesi ile başladı. Mevcut roketleri kullanarak bir adamı uzaya göndermek için tasarlanan program, balistik bir kapsülü yörüngeye oturtmayı amaç edindi. Mercury Seven lakaplı ilk yedi astronot, donanma, hava kuvvetleri ve denizcilik test pilot programlarından seçildi. 5 Mayıs 1961’de astronot Alan Shepard, Freedom 7 görevi ile uzaydaki ilk Amerikalı oldu. John Glenn Friendship 7‘ın bir parçası olarak 20 Şubat 1962’de bir Atlas fırlatma aracı tarafından yörüngeye çıkan ilk Amerikalı oldu. Glenn üç yörüngeyi tamamladı. 15 ve 16 Mayıs 1963’te L. Gordon Cooper Faith 7 ile 34 saatlik görev sonucunda tüm günü uzayda geçiren, uzayda ilk kez uyuyan ve tek başına bir yörünge görevini tamamlayan ilk Amerikalı oldu..
- Gemini Projesi:
1961’de başlayan ve 1966’ya kadar süren Gemini Projesi, 1961’de başlayan Apollo Projesi’ne destek amacıyla geliştirilmiştir. Bu proje uzun süreli uzay görevleri sırasında astronotların araç dışı aktivite, buluşma ve yerleştirme prosedürlerinin, ayrıca dünya inişinin geliştirilmesini içeriyordu. 1962’de iki kişilik bir uzay aracı ile başlayan proje, 23 Mart 1965’te astronotlar Gus Grissom ve John Young komutasında Gemini 3 ile ilk uçuşunu yaptı. 1965 ve 1966 yıllarında gerçekleştirilen yaklaşık 14 gün süren görevler ile ağırlıksızlığın insan üzerindeki etkileri hakkında tıbbi veriler toplandı..
- Apollo Projesi:
John F. Kennedy’nin başkanlığının ilk yıllarında NASA organizasyonu iyi durumdaydı. 1961 yılında Apollo Projesi geliştirilmeye başlanmıştı. Sovyetler hala uzay yarışında lider konumundaydı. Bu nedenle başkan Kennedy 1960’ların sonunda aya bir insan yollanmasını istedi. Böylece 27 Ocak 1967 tarihinde Apollo 1 ile yapılan test çalışmaları sırasında gerçekleşen elektrik kaçağı ile üç kişilik mürettebat ölürken NASA da ilk felaketini yaşamış oldu. Apollo 8 ile 1968 yılında ay çevresinde yapılan bir uçuş sonrası astronotlar dünyaya dönmeyi başardı. 20 Temmuz 1969 tarihinde Apollo 11 ile Amerikalı astronot pilot Michael Collins onları uzay aracından gözlerken, Neil Armstrong aya ilk basan insan, Buzz Aldrin ise ikinci insan oldu. 1972’ye kadar ki diğer beş Apollo görevi ile beraber ayda toplam on iki kişi yürümüş oldu.
“NASA VE UZAYDA YAŞAM BULGULARI..!”
NASA son dönemde yaptığı çalışmalar sonucunda uzaydaki potansiyel yaşam alanlarının düşünüldüğünden daha fazla olduğunu öngörmektedir. .
Hem yıldızların hem de büyük gezegenlerin yaşam zonlarına sahip olduğu düşünülmektedir. Örneğin Jüpiter’in buz kaplı ayı Europa güneşten 400 milyon mil uzakta olmasına rağmen geniş ve derin bir yeraltı okyanusuna sahiptir. Bu okyanus içindeki su, Jüpiter’in kütleçekim kuvvetinden kaynaklanan güçlü gelgit kuvvetleri nedeniyle tamamen donmaya karşı dayanıklıdır. Jüpiter ayrıca yeraltı tuzlu su okyanusuna sahip olduğu düşünülen Ganymede uydusuna da sahiptir..
Jüpiter popülerlik bakımından önde olsa da Satürn’ün uydusu Enceladus son zamanlarda buzlu yüzeyinin altındaki sıvı okyanusunun keşfi ile dünya dışı yaşam için en iyi adaylardan biri oldu. Bu uydunun aynı zamanda kumlu su ve buzu püskürten gayzerlere de sahip olduğu keşfedilmiştir. Bu gayzerler yeraltı okyanusunda hidrotermal aktivitenin varlığını da işaret etmektedir..
Mars da uzaydaki yaşam bulgularını barındıran gezegenlerden biridir. Günümüzde çorak olan bu gezegen bir zamanlar bazıları hayatın evrimleşme şansına sahip olacak kadar uzun süre kalmış göller, okyanuslar ve akan nehirlerle dolu sulu bir dünyaydı. Aynı zamanda bilim insanları son zamanlarda dünyadaki yaşam için önemli bir kaynak olan yararlı azot bileşiklerinin kanıtlarını da Mars’ta bulmuşlardır..

“NASA GELECEĞİ..!”
NASA insanlı uzay araçları dışında Viking, Mariner, Voyager ve Galileo gibi insansız programlar ile güneş sisteminin diğer organlarını da araştırdı..
Yeryüzü uygulamaları gibi bir dizi uydunun başlatılmasından ve geliştirilmesinden de sorumlu olan NASA, Landsat uygulaması ile popülerliğini arttırdı. Bunun yanı sıra doğal kaynaklar ve diğer yeryüzü özellikleri hakkında bilgi toplamak için iletişim uyduları ve hava durumu uyduları gibi bir dizi uydu da tasarlamışlardır..
Tüm bunların yanı sıra geleneksel uzay aracıyla gerçekleştirilemeyen görevleri yerine getirebilen yeniden kullanılabilir bir uzay mekiği de geliştirmişlerdir..
Birkaç yıl önce NASA 50.yıldönümünü kutladı. Başlangıçta Amerikan’ın uzayda üstünlüğünü sağlaması için tasarlanan bu bina, o zamandan beri değişen koşullara ve siyasi iklimlere uyum sağlamıştır..
İlk Amerikan yapay uydularını fırlatmaktan bilimsel ve iletişim amaçlı uzaya, güneş sistemi gezegenlerini keşfetmek için proplar göndermeye kadar uzanan birçok başarıya sahiptir..
Ancak her şeyden önce, NASA’nın en büyük başarıları insanları uzaya göndermek ve aya ilk insanlı görevleri yapan ajans olması. Önümüzdeki yıllarda NASA’nın temel amaçları bu itibarı geliştirmek, Mars’a insan göndermek ve dünyaya bir asteroit getirmektir..
“NASA NE DEMEK..!?“
NASA olarak kısaltılmış, The National Aeronautics and Space Administration, Türkçe karşılığı ile Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi dünya atmosferi içinde ve dışında uzayın keşfi amacıyla araçların ve faaliyetlerin geliştirilmesi için kurulmuştur..
O zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’nin temel amacı Sovyetler Birliği’ne karşı uzay yarışını kazanmaktı..
Bu nedenle NASA, 1957 yılında ortaya çıkmış Sovyet Sputnik’e rakip olarak kurulmuştur denilebilir..
“İlk NASA projeleri nelerdir..!?“
NASA, uzaya gönderilen insanlı ve insansız görevlerin çoğundan sorumludur..
İlk amaçlanan program NACA’dan devralınan hipersonik bir jet uçağı olan X-15’in geliştirilmesiyle başladı ve iki resmi dünya rekoru kırıldı. Bundan sonra geliştirilen başlıca önemli projeler Mercury Projesi, Gemini Projesi ve Apollo Projesi’dir..
“NASA uzayda yaşam bulguları keşfetmiş midir..!?“
NASA son dönemde yaptığı çalışmalar sonucunda uzaydaki potansiyel yaşam alanlarının düşünüldüğünden daha fazla olduğunu öngörmektedir..
Jüpiter’in buz kaplı ayı Europa güneşten 400 milyon mil uzakta olmasına rağmen geniş ve derin bir yeraltı okyanusuna sahiptir ve ayrıca yeraltı tuzlu su okyanusuna sahip olduğu düşünülen Ganymede uydusuna da sahiptir..
Satürn’ün uydusu Enceladus kumlu su ve buzu püskürten gayzerlere de sahiptir ve bu gayzerler yeraltı okyanusunda hidrotermal aktivitenin varlığını işaret etmektedir..
İLGİLİ HABER
https://www.iienstitu.com/blog/nasa-nedir//İrem Elitez
