İÇİNDEKİLER
“Soylu’dan İmamoğlu’na tehdit: Pejmürde ederiz”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır ziyaretini eleştirirken, “İşini yap, yoksa pejmürde ederiz. Bu kadar açık ve net. Bu ülke adına, bu millet adına, sağına soluna bakmayız” ifadesini kullandı.
İçişleri Bakan Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır’da görevden alınan belediye başkanı Selçuk Mızraklı’yla görüşmesi ve kayyım atanmasını eleştirmesine tepki gösterirken görevden alma imasında bulundu..
Bursa’da yapılan düzensiz göçle ilgili değerlendirme toplantısında konuşan Bakan Soylu, konuyu kayyım atamalarına getirdi..
Soylu şöyle konuştu:
- “Ay yıldızlı Türk bayrağı Diyarbakır Belediyesi ve diğer belediyelerden çıkartılırken, içiniz rahattı değil mi? Şimdi, gönlünüz terör örgütü müzahirlerine Atatürk tablosunu verirken rahat etsin. Atatürk’ün her türlü istismar edildiği ortamı gördük bu ülkede, ama terör örgütü üzerinden istismar edildiğine şimdiye dek rastlamadık. Yazıklar olsun.”
‘BURALARDA KALIRIZ KALMAYIZ…’
Soylu:
- “30 Ağustos’u yeni geçtik; Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün şehitlerimiz ruhu şad olsun, bunu çok net söylüyorum. Buralarda kalırız kalmayız, görevleri yaparız yapmayız, bunların hepsi, zaman içerisinde geçmişte kalacak işlerdir. Ama bu ülke hür olmalı, bu ülke ve bu millet sadece 780 bin kilometre kareye değil, etrafındaki coğrafyaya ve dünyaya kendi medeniyetini anlatabilmelidir. Bu tip şaklabanlıklar Türkiye’nin kendi istikametini başka bir noktaya çekmektir. Burada hepimiz bir nesiliz. 10 yıl önce de, 20 yıl önce de, 40 yıl önce de Türkiye, PKK terör örgütüyle karşı karşıya kaldı, evlatlarını kaybetti, ekonomisinde yoksunlaştı. Bu dönemleri hep beraber yaşadık, ne istiyoruz yahu, aynısı yeniden mi gelsin? Bizden sonraki nesiller de bu bizim yaşadıklarımızı yaşamaya devam mı etsin?”
‘HACİRE ANAYA DA UĞRASAYDIN’
Soylu”
- “Ballandıra ballandıra anlatıyor, sarılmışlar, kucaklaşmışlar, halay çekmişler. Allah neşenizi artırsın, gözümüz yok. Bir tarafta şehit aileleri dururken, gaziler dururken, Diyarbakır’a gitmişken Hacire anaya da bir uğrasaydın, oğlunun nasıl kaçırıldığını, bir oğlunun nasıl infaz edildiğini onun ağzından bir dinleseydin bari. Yoksa medya yapıcıların, ajansların sana öyle bir sufle yapmadılar mı? Buradan söylüyorum: İşini yap, başımızın üzerinde yerin var, ama işini yapmanın dışında başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz. Bu kadar açık ve net. Bu ülke adına, bu millet adına, sağına soluna bakmayız. Yıllardır terörden acı çeken insanlar dururken, terörist cenazelerinde yas tutan adamlara böylesine bir destek milletimizin de bizim de gönlümüzü acıtır, kimse kusura bakmasın.”
CHP’DEN YANIT GELDİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Soylu’ya Twitter üzerinde yanıt verdi..
Torun:
- ” ‘Atanmış’ bir Bakanın, ‘seçilmiş’ bir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı alenen tehdit etmesi hadsizliktir! Sizi milli iradeye ve halkın kararına saygıya davet ediyorum. Haddinizi bilin” ifadelerini kullandı.
“‘Kendi işini yap’ çağrısında bulunuyor Soylu, İmamoğlu’na..”
“Çağrıda bulunmak” benim zoraki nezaketim tabii, basbayağı dayılandığını herkes görüyor.. Dayılanmak, efelenmek çirkin olabilir ama suç değildir..
Pekiyi, atanmış bir içişleri bakanının, hele yargısının durumu ortada olan bir ülkede, seçilmiş büyükşehir belediye başkanına babalanması, o ülkedeki rejim hakkında hangi izlenimi verir?
Sözcük Farsça kökenli. TDK şöyle veriyor bu sıfatın anlamlarını:
1.Eski püskü, yırtık: “Bütün kasaba ahalisi gibi bunun da üstü başı pejmürde idi.” – Yakup Kadri Karaosmanoğlu
2.Dağınık, perişan. “Seni pejmürde ederiz.” Bu tümce ise TDK’dan değil. İçişleri Bakanı sıfatlı Süleyman Soylu’ya ait. Diyarbakır’ı ziyaret edip, kayyum tiyatrosuna karşı çıkması üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu açıktan ve doğrudan bu sözlerle tehdit etti.
- Soylu’nun resmi özgeçmişine İçişleri Bakanlığı resmi web sayfasından ulaşmak mümkün..
Aslında özgeçmiş değil, “yok geçmiş” de denebilir. Benimle aynı yaşta, hatta birkaç ay daha genç nazar değmesin Sayın Bakan. Bugüne dek geldiği her makama atanarak getirilmiş. Ülkemizde seçim kanunu malum olduğu üzere, yerleştirildiği Trabzon ve İstanbul milletvekillikleri için de farklı iddiada bulunmak sanırım güç..
- Soylu’nun saldırganlık telâşında belki siyasal İslâm’a sonradan iliştirilmenin izlerini görmek mümkün.. Zira, resmi özgeçmişinde AKP öncesinde hangi siyasal partilerin kadrolarında görev yaptığı silik..
Kasten silikleştirilmiş bir özgeçmiş önümüzdeki. O ismi belirsiz parti teşkilatlarında aldığı görevlere örnekse kimi aile büyüklerinin yol açmasıyla mı geldiği sorusuna da dolayısıyla yanıt alamıyoruz..
Dönüp, İstanbul’un nüfusunu esas alarak bir düz hesap karşılaştırma yapalım..
Rusya dahil (ama nedense) Türkiye hariç 48 Avrupa ülkesinin listesine bakarsak, onuncu sıradan aşağıdaki 37 ülkenin nüfusları İstanbul’dan az.. Ekrem İmamoğlu, sekizyüzbin oy fark atarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı 23 Haziran (tekrar) seçimlerini kazandı..
- Soylu, Sayın İBB Başkanı İmamoğlu’nun Diyarbakır temaslarını aynı konuşmada “şaklabanlık” olarak niteledi..
TDK’ya göre “şaklaban” isminin anlamı: “Basit şakalar yaparak herkesi güldüren, şakacı kimse.”
Gerçek bir demokrasi şehidi olan merhum Tahir Elçi’nin aziz hatırasını da kabristan ziyaretiyle yad etti İmamoğlu.. Muhterem eşi Türkân Elçi ise “yaşarken yüreğinin büyüklüğüyle herkesi kucaklayanlar, göçüp gittikten sonra da kabirlerinin bahçe kapısı daima herkese açıktır” yorumunu paylaştı. Asalet farkı mı demeli?
“Kendi işini yap” çağrısında bulunuyor Soylu, İmamoğlu’na..
“Çağrıda bulunmak” benim zoraki nezaketim tabii, basbayağı dayılandığını herkes görüyor. Dayılanmak, efelenmek çirkin olabilir ama suç değildir..
Pekiyi, atanmış bir içişleri bakanının, hele yargısının durumu ortada olan bir ülkede, seçilmiş büyükşehir belediye başkanına babalanması, o ülkedeki rejim hakkında hangi izlenimi verir?
- Diyeceksiniz ki, zaten Diyarbakır, Van, Mardin büyükşehir belediyelerine yargı kararı olmaksızın ve kanıt gösteremediği iddialarla kayyum atayan aynı bakan.. Haklısınız..
İşini yapmaya gelirsek Sayın Bakan Soylu’ya sorulabilir:
-Tahir Elçi cinayetini aydınlattı mı?
-Ceylanpınar’da şehit edilen iki emniyet memurunun katillerini buldu mu?
-Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken vb. isimlerin hangi suçları sabit?
Anayasamızın 34. Maddesi “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” hükmünü amil. Sözkonusu maddenin kullanılmasını sağlamak mı, önlemek midir İçişleri Bakanı’nın görevi?
Bugünlük kısa keseceğim. 52 baro ve 20 Yargıtay üyesi Beştepe’deki adli yıl açılışına katılmadı. Katılan TBB Başkanı Feyzioğlu ise “vatan mevzubahis ise gerisi teferruattır” incisini yineledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı oturumda “Anayasanın hükümleri gereğince Cumhurbaşkanı sadece yürütmenin değil devletin de başıdır. Cumhurbaşkanına verilen devletin başı misyonu kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değildir.” buyurdu. Eh, İçişleri Bakanı da durur mu?
TDK, “pejmürde” gibi keza Farsça kökenli “kel” sıfatının anlamlarını ise şöyle veriyor: 1.Saçı dökülmüş olan (kimse): “Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam.” – Ahmet Ümit 2.Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki): “Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu.” – Sait Faik Abasıyanık 3.Gelişmemiş, cılız (bitki): Kel bir ağaç. 4.İçinde az eşya bulunan.
“Fodul” ise Arapçadan gelmiş, yerleşmiş dilimize. TDK’ya göre: “Üstünlük taslayan, kibirlenen” anlamında bir sıfat. Hani “hem kel, hem fodul” derler, oradan çağrışım yapabilir. Dileyen okurlarım ise aciz amadenizin özgeçmişine her zamanki gibi bu yazının altında erişebilir, “Gözden Irakta” başlıklı kitabımı da isteyen İletişim Yayınları’ndan edinebilir. Ha, “buradan nasıl çıkılır?” diye soracak olursanız, belki son yazımda dile getirdiğim dilekçe hakkının etkin ve kitlesel kullanımı bir başlangıç oluşturabilir.
SÜLEYMAN SOYLU
Bakan
21 Kasım 1969 tarihinde İstanbul’da doğdu. Plevne Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu..
1987 yılında siyasete atıldığı Gençlik Kolları’nda İlçe Başkanı ve İl Başkan yardımcılığı yaptı..
1995-1999 yılları arasında Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı, 1999-2002 arasında ise İstanbul İl Başkanlığı görevlerinde bulundu..
6 Ocak 2008 ve 16 Mayıs 2009 tarihleri arasında Demokrat Parti Genel Başkanlığı yaptı.
.
Bir süre siyasete ara verdikten sonra 12 Eylül 2010 Referandumunda “evet” tercihini anlatmak üzere Türkiye’yi dolaşarak ”Demokrasi Buluşmaları” adını verdiği bir dizi seminer düzenledi..
2012 Yılında AKP’ye katılan Süleyman Soylu 4. Olağan Genel Kurulu’nda MKYK üyeliğine, ardından AR-GE’den sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Daha sonra 2014 yılında Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu..
Süleyman Soylu, 25 ve 26. Dönem AKP Trabzon Milletvekili, 24 Haziran 2018’de yapılan Milletvekilliği Genel Seçimleri’nde de 27. Dönem AKP İstanbul Milletvekili olarak seçilmiş; 64. ve 65. Hükümetlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 1 Eylül 2016 tarihinden itibaren de yine 65. Hükümette ve ardından 66. Hükümette de İçişleri Bakanı olarak görev yapmıştır..
Süleyman Soylu 67. Hükümet’te yeniden İçişleri Bakanı olarak görev yapmaktadır..
1994 Yılında sigortacılık sektöründe faaliyet gösteren bir aile şirketi kuran Süleyman Soylu evli ve iki çocuk babasıdır..
İLGİLİ HABER
Duvar//Aydın Selcen
