“Türkiye’deki sendikalı işçi sayısı 2 milyon 189 bin 645’e ulaştı”
Türk-İş, 1 milyon 213 bin 439 ile en fazla üyeye sahip konfederasyon oldu
- Türkiye’de 15 milyon 294 bin 362 işçiden 2 milyon 189 bin 645’inin sendika üyeliği bulunuyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Gereğince İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2022 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ” bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı..
Buna göre, Türk-İş, 1 milyon 213 bin 439 ile en fazla üyeye sahip konfederasyon oldu..
Türk-İş’i, 727 bin 187 üyeyle Hak-İş, 212 bin 593 üyeyle DİSK izledi.
İşçilerin 29 bin 855’inin bağımsız sendikalara, 4 bin 337’sinin Ülkem-İş, 1017’sinin Anadolu-İş, 997’sinin Tüm-İş, 220’sinin Yeniden Misk konfederasyonlarına üyeliği bulunuyor.
Türkiye’de 15 milyon 294 bin 362 işçiden 2 milyon 189 bin 645’i “sendikalı” olarak kayıtlara geçti. Sendikalı işçilerin oranı yüzde 14,32 oldu.
En fazla üyeye sahip sendika ise 243 bin 643 üyeyle Hizmet-İş olarak belirlendi.
Hizmet-İş’i 224 bin 823 üyeyle Türk Metal Sendikası ve 184 bin 845 üyeyle Öz Sağlık-İş takip etti.
NE OLMUŞTU?
“Sendikasızlaştırma! Nerdee Eski İşçiler?”
İşveren sendika üyesi işçileri notere götürüp sendikadan istifalar almaya çalışır!
- ‘‘Yalanım yok, bütün işler bu minval üzerine olmuştur hekim bey… Bu işin sonu neye varır ben bilmem. Suç kimde?”
İşçiler; Hak almak için sendikaya üye oldular. İşyerinde sendikalaşmaya öncülük yapan arkadaşları işten atıldı.
İşveren sendika üyesi işçileri notere götürüp sendikadan istifalar almaya çalıştı. İşçiler direndiler, parçalanmadan süreci sonlandırmayı başardılar. Sendikaları yetki aldı. Toplusözleşme imzaladılar.
İkinci dönem toplusözleşme zamanı gelir; işveren sıfır zam önerir. İşçiler hayır der. İşveren geri adım atmaz. Grev kaçınılmazdır. Greve çıkılır. Grev süresince işveren işçilerin direnişlerini kırmak için, grevi etkisiz hale getirmek için değişik yollar dener.
İşveren önce Gaziantep’te ki yeni örgütlenmiş olan işyerine el atar. İşçilerin grevi bırakıp işyerine dönmeleri için ikna çabalarına girer. Altı ay grevde kalan işçi geçim derdine teslim olur. İşyeri sendika temsilcilerinin dışında tüm işçiler grevi bırakıp sendikadan istifa ederek işbaşı yapar.
İşyeri sendika temsilcileri ise işten ayrılmak zorunda kalır!
Gaziantep’te grevi kıran işveren bu kez Karaman ve Torbalı’daki işyerine el atar. Vardiya amirleri aracılığı ile sendikanın rakip firmalarla anlaştığı, grevi bu nedenle uzatmaya çalıştığı iftirasını yaymaya çalışır.
Karaman işyeri sendika baştemsilcisini, işverene hakaret ettiği iddiasıyla önce tazminatsız işten çıkartıp, sonra bu temsilciyle anlaşarak işçileri tek tek evlerinde ziyarete gidip grevi bırakmaya ikna etmeye çalışır.
Karamanlı işçiler direnirler. Eski baştemsilcilerinin üretim müdürlerinin baskısına karşın greve devam ettirirler.

İşveren bu kez İzmir Torbalı’da grevdeki işçilerin çalıştığı makineleri söküp Gaziantep’teki fabrikaya götürmeye kalkar. İşçiler engel olmak isterler. İş mahkemesinde dava açıp makinelere tedbir konulmasını isterler.
Mahkeme; ‘yasa, grevdeki işçinin yerine işçi çalıştırılmasını yasaklıyor, makinelerin sökülüp götürülmesini engelleyecek bir yasal düzenleme yok’ diye belirterek tedbir taleplerini reddeder.
İşçilerin morali bozulmuştur. Durum değerlendirmesi yapıp greve devam derler. İşveren tam da bu noktada sendikayla bağlantı kurar. Yeniden görüşmeler başlar. Görüşmelerde işveren daha önceki sıfır zam teklifini geri çeker. İşçilerin de kabul ettiği koşullarda toplusözleşme anlaşma tutanağı imzalanır..
Henüz daha toplusözleşme metni imzalanmamıştır.
Henüz daha toplusözleşme metni imzalanmadan işveren bir duyuru yapar, işyerinde altı ay süren grev nedeniyle pazar paylarını yitirdiklerini, altı ay grevde kalan işçiye ücretsiz izin teklif edemeyeceklerini, gönüllü işten çıkmak isteyenler varsa başvurmalarını ikale yapabileceklerini, kıdem ihbar tazminatının yanında iki maaş ödeyeceğini duyurur.
İşveren ikale koşullarını kabul edenleri işten çıkarttıktan sonra, toplu işten çıkartma yapacağını ilan eder. İşçileri işten çıkartır; ‘dileyen işçi ara bulucuya giderek anlaşma imzalayabilir, ara bulucuda anlaşılırsa kıdem ihbar tazminatlarını ödeyeceğim, aksi halde bir ay beklerim işe iade davası açmayanların kıdem ihbar tazminatlarını öderim’ der.
Dediğini de yapar. İşçiler altı ay grev sonrasının yoksunluğu içerisinde ara bulucuya gitmek zorunda kalırlar.
Geriye işverenin son vuruşu kalmıştır. İşten çıkartmadığı işçilere mesaj, işten atılanlar üzerinden net bir şekilde verilmiştir. İşten atılmayan işçilerin tamamı bir günde sendikadan istifa ederler…
Grev yapan, grev sonrası toplusözleşme imzalayan sendika, toplusözleşmeden yararlanacak üyesi kalmamış bir sendikaya dönüşür.
Şimdi, ülkede grev hakkı var, ancak milli ekonomiyi etkileyen her grev erteleme adı altında yasaklanıyor. Yani milli ekonomiyi etkileyecek çok sayıda işçinin çalıştığı işyerlerinde grev yasak.
Ülkede grev hakkı var amaa grevi korumak için var olduğu ileri sürülen yasaları etkisizleştirmiş işverenler ertelemeye gerek kalamadan grev sonrası sendikasızlaştırmayı, işlemeyen yasal korumadan yararlanarak gayet rahat başarıyorlar.
- “Yalanım yok, bütün işler bu minval üzerine olmuştur hekim bey… Bu işin sonu neye varır ben bilmem. Suç kimde?”
Siz söyleyin suç kimde?
İLGİLİ HABER
Kaynak Dr. Murat Özveri
www.evrensel.net
