İÇİNDEKİLER
- “ERDOĞAN: İMAM HATİPLER, BU ÜLKEDE DEMOKRASİNİN STANDARDINI GÖSTEREN BİR MİHENK TAŞI OLMUŞTUR”
- “İMAM HATİP OKULLARI İLE “KUL HAKKINA” GİRİLİYOR MU?”
- “KUL HAKKININ KONUMUZLA İLGİSİ NE?“
- “ATATÜRK’E HAKARET ETMİŞTİ! İMAM HATİPLİDERDEN TEPKİ “
- “ERDOĞAN’IN DA AYASOFYA’DA BULUNDUĞU SIRADA İMAM ATATÜRK’E LANET OKUDU”
- “ATATÜRK’E HAKARET EDEN İMAM, YÖK BAŞKANI YEKTA SARAÇ’İN KAYINPEDERİYMİŞ”
- Bunu paylaş:
- Bunu beğen:
“ERDOĞAN: İMAM HATİPLER, BU ÜLKEDE DEMOKRASİNİN STANDARDINI GÖSTEREN BİR MİHENK TAŞI OLMUŞTUR”
Erdoğan:
“Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur..”
Erdoğan, İstanbul’da ’70. Yılında İmam Hatip Okulları ve Türkiye’de Din Eğitimi Uluslararası Sempozyumu’nun açılışında konuştu..
Erdoğan:
“Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur..
Türkiye’nin iktidar partisini uyduruk gazete küpürleriyle kapatmaya çalıştılar. Bunlar, çılgınlıkların en alçakçasını yaptılar..
28 Şubat döneminde kapısına kilit vurulmaya çalışılan imam hatip okulları, ülkemizin en çok tecih edilen okulları arasında yer alıyor..
Darbe ve dikte döneminde milletimizin kendisi gibi imam hatipler de hedefe konularak baskıya uğramıştır..
CHP zihniyeti millet ile hesaplaşmasını imam hatip okulları üzerinden yaptı. CHP zihniyeti bu okulları hep bir tehdit olarak görmüştür..
1950’de millet ölüsünü yıkayacak, namazını kıldıracak kimseyi bulamıyordu..
Merhum Menderes’in ilk icraatı ezanı Muhammedi’nin aslı gibi okunmasıdır..
Kendi evlatlarım dahil İmam Hatip mezunları üniversite hayallerini kendi ülkelerinde 13 yıl erteledi..
Katsayı uygulamasını kaldırıp 4+4+4 uygulamasını başlatarak İmam Hatiplerin fetret devrini biz bitirdik..
Öğrenci sayıları, göreve geldiğimizde 600 binden 64 binlere kadar düşen bu okullarımızda (İHL) okuyan evlatlarımızın sayısı bugün 1 milyon 415 bine ulaştı..”
NE OLMUŞTU?
“İMAM HATİP OKULLARI İLE “KUL HAKKINA” GİRİLİYOR MU?”
MEVCUT EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİLERİN GENEL OLARAK BÜTÜN DERSLERDEN BAŞARISIZ OLDUĞU GERÇEĞİNE NEDEN GÖZLERİNİ KAPATIYOR..
İktidara yakın isimlerden Prof. Hayrettin Karaman:
“İmam Hatip Okulları dert midir?
Bu okullarda İman, ibadet, ahlak gibi İslâmî değerler iyi bir biçimde okutulmaktadır. İslâm ülkelerinin örnek aldığı eğitim ve öğretim kurumlarıdır, bu okullar..”
“ALTIN ÇAĞ”
Yazısının devamında Ensar, Önder, İlim Yayma, Birlik vakfı gibi kurumlara da teşekkür ediyor Karaman. Zira ona göre bu kurumlar, anılan okulların ileri seviyelere gelmeleri için gayret sarf etmektedir. O halde örneğin Ensar’ın hanesine yazılacak bir teşekkürü de çok görmemek gerek değil mi?
İmam Hatiplere yönelik eleştiri sahiplerini iki gurupta ele alan Karaman,
İlk gurubu kendi tabiri ile “azı dindar, çoğu dinsiz ya da dine soğuk bakan Batılılaşmış vatandaşlar” başlığı ile açıklıyor..
Ona göre bu kimseler İmam Hatiplerin sınırlandırılmasını mümkünse ortadan kaldırılmasını savunuyor..
İkinci gurubu da “İslamcılar” olarak tanımlayan Karaman, İslamcıların da İmam Hatipler bağlamında dile getirdiği “eksiklik” eleştirilerini geçerli saymıyor ve yazısının bir yerinde “İmam Hatip Okulları maddi imkânlar bakımından altın çağını yaşıyor”diyor..
Sorun tam da bu değil mi peki? Ne demek “altın çağın” yaşanması? Bakınız eğitim, öğretimde, okulların dünya ölçeğindeki başarı sıralamasında, bilimsel ölçüt ve ilerlemede “altın çağ”dan bahsetmiyor Karaman..
Eğitimdeki bir okul türüne belirli imtiyazlar tanınmasını ve bu okullara aktarılan kaynakların artışını veri alarak “altın çağ” nitelendirmesini yapıyor. Bu anlamda haksız da değil..
AKP iktidarı boyunca yalnızca İmam Hatip Liselerinde görülen bina artış sayısı %200’ü öğrenci sayısı ise yüzde 800’leri bulmuş..
Hali hazırda 500 bin öğrenci İmam Hatip lisesine, 750 bin öğrenci de İmam Hatip Ortaokuluna gitmekte. 2018 yılında İmam Hatiplere ayrılan pay %68 arttırılarak 6,6 milyar TL’ye çıkarıldı..
Anadolu İmam Hatip Liseleri için eski yönetmelikte olan 50 bin nüfus şartı 5 bine kadar indirildi. Böylelikle “Her Mahalleye bir İmam Hatip” dönemi de başlamış oldu. Arınç’ın dediği gibi “Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor” ..
“KUL HAKKININ KONUMUZLA İLGİSİ NE?“
Karaman’ında çok iyi bildiği üzere İslam dininde “kul hakkı” diye bir olgu vardır ve bu olgu çok özet olarak “insanların üzerimizdeki hakları” olarak ifade edilir..
Buna göre bu haklara riayet aynı zamanda dinin bir emri olarak da kabul edilir. Örneğin hırsızlık kul hakkına girer, ölçü ve tartıda hile, iftira, alay, suizan, kusur arama gibi suçlarda ha keza öyle. Bunun dışında hukuk karşısında eşitlik ve kanun hâkimiyeti, sosyal ve ekonomik haklar, eğitim-öğretim hakkı gibi haklar da “kul hakkı” kapsamında değerlendirilir[1]
Peki dine göre, Allah kul hakkı yiyen kimseyi bağışlar mı?
Karaman bir yerde bu soruya şöyle yanıt vermiş: “Evet, Allah Teâlâ dilerse kendine ait hakları bağışlar, ama kul haklarını bağışlamasını, mazlum ve mağdur olanla helalleşme ve haklaşma şartına bağlamıştır..
Ya borçlar ödenerek veya helallik alınarak kul razı edilecek ve hakkını bağışlayacak veya bir hadise göre ahirette, kul hakkı ile ölenin sevabından alınıp hakkı yenene verilecek, bu da yetmezse mağdurun günahından (cezasından) yeteri kadarı hak yiyene nakledilecek, böylece kul hakkı ödetilecektir”[2]
PEKİ, KUL HAKKININ KONUMUZLA İLGİSİ NE?
Önce şu verileri paylaşalım sonra sorumuzun cevabına geçebiliriz. .
Açıklanan Yükseköğretim Kurumları Sınav sonuçlarına göre Temel Yeterlilik Testi ortalama net sayıları; Türkçe 40 soruda 14,673, Sosyal bilimler 20 soruda 6,687, Temel Matematik 40 soruda 5,672, Fen Bilimleri 20 soruda 2,243”tü. Yine Alan Yeterlilik Test sonuçları da şöyle gerçekleşmişti: Türk Dili ve Edebiyatı 24 soruda 4,985 ortalama, Matematik 40 soruda 4,775, Fizik 14 soruda 1,034, Kimya 13 soruda 0,963, Biyoloji 13 soruda 1,298.Tarih, Coğrafya, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Felsefe derslerinin durumu da diğerlerinden farklı değil..
Sonuçlar ortada. Eğitim yazıları bilinen Gazeteci Abbas Güçlü bu durumu bir “felaket” olarak nitelendiriyor ve şu değerlendirmede bulunuyor:
“Türkiye ortalamalarına bakıldığında, bu bir sıralama sınavı değil de, başarı sınavı olsaydı, adayların yüzde 90’dan fazlası elenecekti!”
İMAM HATİP OKULLARI İLE “KUL HAKKINA” GİRİLİYOR MU?
Şimdi gelelim sorumuzun cevabına..
Prof. Hayrettin Karaman bu manzarayı görmüyor mu? Mevcut eğitim sisteminde öğrencilerin genel olarak bütün derslerden başarısız olduğu gerçeğine neden gözlerini kapatıyor İlahiyatçı hoca.?
İnsanların hakikati gizleyerek, bunun aksi yönde propaganda yapmaları, bütünün tamamını bırakarak bir parça özelinde konuşmaları günah değil mi; “kul hakkını” girmez mi bu? Ki o parçayı da siyasal, ideolojik saiklerle okumak ve bunu da “din temelli” açıklamak aynı şekilde “kul hakkı” ile ilgili bir sorun değil midir?
Zira burada da açık bir biçimde gözüktüğü üzere eğitimde yaşanan başarısızlığın sorumlusu siyasal iktidardır.. Nitekim gerek kaynak yönetiminde gerekse de bilimsel eğitim standartlarının uygulanmamasında sorumlu olan hükümettir..
Hükümet İmam Hatip örneğinde olduğu gibi kimi zaman ideolojik sebeplerle eğitim kurumları arasında ayrımcılık gözeterek kaynak israfında bulunmakta, kimi zamanda eğitime ayrılacak bütçeyi başka alanlarda kullanarak öğrencilerin nitelikli eğitim hakkından mahrum kalmasına sebep olmaktadır..
PEKİ, DİNE GÖRE KUL HAKKINA GİRMEK BU DEĞİLSE NEDİR?
Öğrencilerin daha okuduğunu anlamadığı yerde siz kalkıp bir okul türüne “altın çağını” yaşatıyorsanız, mesuliyetiniz ortadadır. Lakin bu mesuliyeti işaret etmek için öncelikle vicdani bir akla sahip olmanız gerekir. Fakat Karaman’a göre ortada bir sorun olmadığı gibi Erdoğan özellikle İmam Hatipler bağlamında yaptıkları ile takdiri hak eden bir siyasetçidir..
Öte yandan şunu da hemen belirtelim ki, İmam Hatiplerin sahip olduğu Ortodoks/selefi müfredat hep tartışılan bir konudur. Anılan okullara yöneltilen eleştirilerin bir nedeni de budur zaten. Karaman hoca da bilir bu eleştirileri ama görmek istemez işte. “Altan çağa” ulaşmak için, eğitimin tamamını değil, parçasını, size ait olan kısmını görmeniz gerekir çünkü..
Diğer taraftan İlahiyatçı Karaman her ne hikmetse çoğu zaman takındığı “İslam hukukçusu” kimliğini bu bahiste takınmamaktadır..
İmam Hatip okulları ile “kul hakkına” giriliyor mu, kaynak dağılımında adaletsizlik yapılıyor mu, eğitimde yaşanan felaketin sorumluları hangi “günahı” işlemektedir vs.[3]
Bütün bu sorular İlahiyatçı hocanın ilgili alanına girmiyor bugünlerde.. O vakit görülen şu ki, hoca ilgi alanına göre kul hakkına yaklaşmakta, günaha göre muhatap belirlemekte, çağa göre altını hediye etmektedir..
İşte dert olan da bu zihniyetin bakış açısı, okulları ideolojik saiklerle ele alması, içeriğini ona göre belirlemesi ve kullanmasıdır, İmam Hatipler değil.[4]

“ATATÜRK’E HAKARET ETMİŞTİ! İMAM HATİPLİDERDEN TEPKİ “
Genç İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Muhammet Samet Akkaya, Erdoğan’ın da katıldığı bir programda konuşan İmam Mustafa Demirkan’ın, Mustafa Kemal Atatürk hakkında söylediği hakaret içerikli sözlere tepki gösterdi.
Genç İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Muhammet Samet Akkaya:
,“İslamiyet’in en büyük kaidelerinden bir tanesi, insanların görüşlerine ve görünüşlerine saygı duyulması gerektiği yönündeki kuralıdır. İslam nefret ettirmeyi değil sevmeyi, sevdirmeyi, zorlaştırmayı değil kolaylaştırmayı emreder. İslamiyet güzelliklerle, hoşgörüsüyle tanınmalıdır. İmamlarımız ve imam hatiplerimiz insanlarımızı camilerimizden, imam hatip okullarımızdan soğutmak, nefret ettirmek anlayışı ile değil ‘bir kişiyi daha nasıl kazanabiliriz’ düşüncesi ile hareket etmelidir.
Müslümanlar, saygı ve hoşgörü değerlerini yaşamak, yaşatmak ve yaşatmaya çalışmak ile yükümlüdür. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin kurucusu ve bir değeri olduğu gibi herkesin de saygı duyması gereken bir şahsiyettir. Biz, kendisine taş atılırken bile beddua değil dua ile karşılık veren bir Peygamberin ümmetiyken Müslümanlar olarak söylediklerimize dikkat etmeli ve dikkat etmeyi tavsiye etmeliyiz”
“ERDOĞAN’IN DA AYASOFYA’DA BULUNDUĞU SIRADA İMAM ATATÜRK’E LANET OKUDU”
Erdoğan’ın katılımıyla Ayasofya Camisi’nde Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi programı gerçekleşti.
Etkinlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okundu. Görüntüler hızla yayıldı, yurttaşlar büyük tepki gösterdi..
Erdoğan, Taksim Camisi’nin açılışının ardından Ayasofya Camii’ne gitti. ‘Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi’ kapsamında hafızlıklarını tamamlayan 136 öğrenci, Erdoğan’ın da katılıdığı etkinlikte icazet aldı.
Programda, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ayasofya’nın açılışında Atatürk’e lanet okumasının ardından yeni bir skandal yaşandı.
“ATATÜRK’E LANET”
Program sırasında Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii eski İmam Hatibi Mustafa Demirkan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’e isim vermeden lanet okuduğu ortaya çıktı..
Erdoğan’ın da dinlediği anlarda şu ifadeler kullanıldı:
“Bu ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldiki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir… yarabbi bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma…”
“KİMLER ORADAYDI?”
Programa Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalo Hmidti, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hafız öğrencilerin velileri ve çok sayıda davetli katıldı..
İcazet merasiminde Erdoğan’ın torunu Ömer Tayyip ile TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un oğlu Ömer Asım da bulunuyordu..
“İLK NAMAZDA KRİZ”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya’daki ilk namazda da kılıç ile hutbe vermişti. Erbaş’ın “Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” sözleriyle Atatürk’ü hedef almış ve Erbaş’a tepki yağmıştı.
Erbaş Ayasofya’nın açılışında Diyanet’in resmi internet sitesinde yayımlanan hutbenin dışına çıkmıştı. Erbaş’ın Ayasofya’yı müze yapma kararı alan Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurucularına yönelik sözleri tartışma çıkarmıştı.

“ATATÜRK’E HAKARET EDEN İMAM, YÖK BAŞKANI YEKTA SARAÇ’İN KAYINPEDERİYMİŞ”
Mustafa Demirkan adlı imam, Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okumuştu. Demirkan’ın, YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın kayınpederi olduğu ortaya çıktı.
Mustafa Demirkıran’ın, geçen aylarda hayatını kaybeden Muhammed Emin Saraç’ın dünürü, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç’ın kayınpederi olduğu ortaya çıktı. Emin Saraç, ‘Alo Fatih‘ olarak anılan Mehmet Fatih Saraç’ın da kardeşi.

“SARAÇ’IN CENAZESİ TEPKİLERE YOL AÇMIŞTI“
Öte yandan, yurttaşlara her fırsatta koronavirüs salgınına karşı ‘sosyal mesafe’ ve ‘kalabalıktan uzak durma’ uyarıları yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, YÖK Başkanı Yekta Saraç ve iş insanı Fatih Saraç’ın babası Muhammed Emin Saraç’ın cenazesinde ortaya çıkan fotoğrafı büyük eleştiri konusu olmuştu.
Koca;
”Ben cenazede o tarz mesafenin ortadan kalkabileceği bir görüntünün olabileceğini öngörmedim. Öngörmem gerekiyor muydu? Evet, gerekiyordu. Bu benim kusurum. Vatandaşımızdan bu anlamda özür diliyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Muhammed Emin Saraç’ın tepkilere neden olan cenazesi
İLGİLİ HABER
[1]Yrd. Doç. Dr. Banu GÜRER, Din Eğitiminde Bir Değer Olarak “Kul Hakkı” Kavramı: İmam Hatip Liseleri Meslek Dersleri ve Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Ders Kitapları Üzerine Bir İnceleme, M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi 44 (2013/1), 205-246
[2]https://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettinkaraman/hak-vazife-ve-kul-hakki-2006652
[3]https://odatv.com/3-dakikada-hap-gibi-imam-hatip-gercegi-08041847.html
[4]https://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettinkaraman/imam-hatip-okullari-dert-midir-2052119
Aydın Tonga
Odatv.com
