GENEL

4 EKİM HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ

.

“URFA BAROSU HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU: HİÇBİR CANLIYI AYIRT ETMİYORUZ”

Urfa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı:

“Hayvan haklarını savunmak en önemli sorumluluğumuzdur..”

 Urfa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü dolayısıyla Baro Başkanı Mehmet Velat İzol ve baro yönetiminden bazı avukatların da katıldığı bir basın açıklaması düzenledi..

Urfa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Celaleddin Keskinbıçak tarafından okunan açıklamada hiçbir canlının yaşam hakkının bir diğerinden daha imtiyazlı olmadığı vurgulandı..

Keskinbıçak:

“Sadece insanı piramidin en üstüne koyan reflekse karşı durmak ve hayvan haklarını savunmak en önemli sorumluluğumuzdur.. Bizler hayvan severler olarak hiçbir canlıyı bir diğerinden ayırt etmiyoruz..”

“HAYVANLARA KARŞI İŞLENEN SUÇLARIN HER DAİM TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

Keskinbıçak hayvan hakları ile ilgili yasa teklifinin hayvan hakları savunucuları tarafından verilen 17 yıllık mücadelenin ardından 14 Temmuz 2021’de yürürlüğe girdiğini hatırlatarak şunları söyledi:

“Önceki yasaya göre hayvanlar ‘mal’ olarak kabul edildiği için hayvanlara karşı işlenen suçlarda Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezaları uygulanmaktaydı..

Yeni kabul edilen yasanın en büyük kazanımı ise hayvanlara karşı işlenen suçların kabahatler kapsamından çıkartılıp Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamına alınması olmuştur..

Buna göre artık:

  • Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişiye 6 aydan 4 yıla kadar,
  • Nesli yok olma tehlikesi altında olan hayvanı öldürene 1 yıldan 5 yıla kadar,
  • Bir hayvan neslini yok eden kişiye 5 yıldan 10 yıla kadar,
  • Hayvan dövüştürene 3 aydan 2 yıla kadar,
  • Hayvana cinsel saldırıda bulunan ve tecavüz edene 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası verilecektir..

Baro olarak hayvanlara karşı işlenen suçların her daim takipçisi olacağız..

Aynı şekilde kurum ve kuruluşların da bu yeni kanunla üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmemeleri durumunda gerekli adımları atacağımızı siz kamuoyuna bildiririz..

DENEYE HAYIR

TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nun hayvan haklarına ilişkin raporu son şeklini alıyor…

Deneye Hayır Derneği kurucularından Melda Onur:

”Türkiye’de bir ilk olarak, deneylerde kullanılan hayvanları ve onların haklarını korumak üzere kurulduk. Sokak hayvanları üzerinde deney yapılmasına izin veren yönetmeliğin iptal edilmesi ve tüm deneylerin yasaklanması doğrultusunda çalışıyoruz.”

Yasa koyuculara yönelik sorun tespiti ve öneriler şeklinde hazırlanan raporun Ekim ayı içerisinde Meclis Başkanlığı’na sunulması ve bu raporun yasal değişikliklere zeminhazırlaması bekleniyor.

HAYVANLAR ÜZERİNDE DENEYLER…

Melda Onur:

”Türkiye’de her yıl ortalama 266 bin hayvanın deneylerde kullanılıp öldürülmesine karşı çıkıyoruz. Meclis’te 24. Dönem milletvekilliği yaptığım sırada hayvan hakları alt komisyonunda hayvan haklarının uygulanması doğrultusunda kapsamlı bir kanun teklifi hazırlığında yer almıştım, ama taslak Meclis gündemine taşınamamıştı..

Bilimsel bir amacı kalmayan, çoktan kanıtlanmış konular için hayvanların öldürülmesine, kesilmesi ve sakat bırakılmasına karşı çıkmak gerekiyor..

Yeni yasama döneminde, halihazırda Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendirilen ‘hayvanlara eziyet, işkence, aç-susuz bırakmak, sahipsiz hayvanı öldürmek’ benzeri eylemlerin Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamına alınması gerektiğini, ancak bu şekilde caydırıcılığın artırılacağını düşünüyorum”

TEHLİKELİ IRKLAR!

Hayvan hakları savunucularının bir diğer talebi ;

Bir süredir yönetmelikler uyarınca toplatılan ve ‘tehlikeli ırk’ tanımına giren dört cins köpeğe;

  • Pitbull Terrier,
  • Japanese Tosa,
  • Dogo Argentino,
  • Fila Brasileiro,

dair yasağın kalkması.

‘Tehlikeli ırk yoktur, köpeği adeta bir silah gibi yetiştiren kötü insan vardır, onlar cezalandırılmalı.’ deniyor.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca ‘tehlikeli ırk’ tanımına giren köpeklerin sahiplerine hayvan başına 6 bin 306 TL idari para cezası uygulanıyor.

Evcil hayvan satışlarının yapıldığı petshoplarda hayvan satışının yasaklanması, uzun bir süredir hayvan hakları savunucuları ile ‘petshop lobisi’ arasında tartışma yaratan bir konuydu.

Melda Onur:

”Buna yasak gelmediği müddetçe insanlar torbalarla, çuvallarla hastalıklı hayvanları ülkeye getirip petshoplarda, kafes içlerinde satışlarını yapıyorlar..

Parlamenterlik dönemimde petshop ve yunus parkları konusunda yapılan komisyon toplantılarında ciddi bir lobi ile karşılaştım ve bu lobinin de yasama süreçlerine etki etmeye çalışacağını biliyorum..

Ticari ömürlerini tamamladıktan sonra yunus parklarının kapatılmasını, yeni yunus alınmamasını ve yeni park açılmamasını özellikle vurguluyorum.”

BARINAKLARIN DURUMU “

Türkiye’deki barınakların durumu, yeni yasama döneminde hayvan hakları savunucularının düzenleme beklediği önemli konu başlığı.

Türkiye’nin farklı şehirlerindeki barınakların içler acısı halini hayvanseverler sosyal medya hesapları aracılığıyla paylaşarak harekete geçilmesi için çağrıda bulunmuşlardı.

Melda Onur:

”Barınaklar, hayvanları ağırlaştırılmış müebbete hapsediyor. Sokak hayvanları tedavi edilip sahiplendirilmeli, yoksa alındıkları yerlere bırakılmalı. Ancak genel teamül onları ormanlara atmak şeklinde.”

Hayvan Hakları Etiği Derneği Başkanı ve aynı zamanda veteriner sağlıkçı olan Burak Özgüner, Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’na katılıp başlıca taleplerini tekrarladı.

Burak Özgüner:

”Taslak Raporda, hayvanlara işkence yapan, öldüren, sakat bırakanlara en az 2 yıl 1 ay hapis cezası, ertelenmeyecek ve para cezasına çevrilmeyecek şekilde getirilecek. Bu talebimiz nihayet kabul edildi.”

ANCAK TASLAK RAPORDA, ÇOK BÜYÜK BİR ZULÜM OLARAK GÖRÜLEN HAYVAN DENEYLERİ YER ALMIYOR. “

Özgüner:

“Deneye Hayır Derneği olarak daha önce Komisyon’a ilettiğimiz taleplerin dikkate alınmasını istedim. Başkan bu taleplerimizin tamamı veya bir kısmına öneri olarak yer verileceğini söyledi.”

Hayvanat bahçelerinin yenilerinin açılmaması, mevcutların da arazi genişletilerek doğal yaşam parkı gibi daha geniş mekanlara dönüştürülmesi de raporda öne çıkan başlıklardan olacak.

Özgüner:

”Daha önceki yıllara göre Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, hayvanat bahçeleri konusundaki taleplerimize ilk kez muhalefet etmedi. Bu olumlu bir gelişme..

Bizim talebimiz, yasaklı tür tanımlamasının mevzuattan silinmesi. Ayrıca, mevzuatta belirtilen kriterlere uymayan barınakların açılmasına izin verilmemesi; zira Türkiye’deki barınakların yüzde 90’ı bu kriterleri taşımıyor.”

RAPORDA, HAYVAN TERK ETMEYE 10.000 TL İDARİ PARA CEZASI GETİRİLMESİ YÖNÜNDEKİ ÖNERİ DE ÖNE ÇIKIYOR.

Burak Özgüner:

”Petshoplar konusunda 1-2 senelik bir geçiş süreci sonunda hayvan satışının yasaklanması, bu sürecin üretim çiftliklerine kaydırılması gibi bir öneri ağır basıyor. Ancak üretim çiftliklerinin denetlenmesi de zor. Sokak hayvanları için dört senelik bir kısırlaştırma seferberliği önerilirken, dört sene boyunca yurtdışından evcil hayvan ithalatının da durdurulmasını önerecekler.”

”Ancak bunlar, çeşitli lobilerin etki ettiği süreçler. Biz etik sebeplerle karşı çıkarken, karşı taraf olaya ekonomi, istihdam açısından bakıyor.”

YAŞAM HAKKINA SAYGI…”

”Hayvan haklarına yönelik ilk öncelik; ‘yaşam hakkına’ saygı.”

Avukat Tülay Bingöl:

”Evreni paylaştığımız diğer canlıların özelde de hayvanların şiddetten uzak, yaşanabilir koşullarda hayatlarına devam edebilmeleri temel bir sorumluluk olarak görülmeli. Bugün Türkiye’de maalesef ‘hayvan hakları bilincinin’ ve nitelikli bir hukuki korumanın olduğunu söylemek mümkün değil..

Yeni yasama döneminde sahipli / sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın hayvanlara hukuki koruma sağlanan düzenlemelerin önceliklendirilmesini öneriyoruz..

Hayvanlara yönelik her türlü şiddet ve istismar fiiline karşı cezai yaptırımlar getirilmeli, Türk Ceza Kanunu’na eklenecek hükümlerle suç kapsamına alınmalı. Başta belediyeler olmak üzere, hayvanların barındırıldığı tüm kamu ve özel alanlarda denetimler arttırılarak, bağımsız ve tarafsız birimler tarafından hayvanların toplu yaşam alanları düzenli olarak denetlenmeli ve raporlanmalı.”

SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİM…”

”Hayvanların sağlık hizmetine erişim bakımından iyileştirmeler yapılması çağrısında bulunuyorum.”

Avukat Tülay Bingöl:

”Bugün maalesef veterinerlik hizmetlerinin oldukça fahiş fiyatlarla verildiğine, buna karşılık kaliteli ve güvenilir bir hizmetin sunulamadığına tanık olabiliyoruz. Bu açıdan da veteriner odalarının, ülkemiz koşullarını dikkate alarak ücretlendirmeleri yeniden ele alması, tarafsız bir şekilde denetim işlevini yerine getirmesi sağlanmalı. Devlete bağlı hayvan hastaneleri kurulmalı, sayıları arttırılmalı..

Hayvan haklarının uygulanmasına dair tüm iyileştirmelerin, aynı zamanda toplum refahına katkı sağlayacağını düşünüyorum..

Özellikle hayvanlara yönelik şiddet ve istismar ile etkili bir şekilde mücadele etmek, aynı zamanda potansiyel çocuk katilleriyle ve istismarcılarla da mücadele etmek anlamına geliyor; zira yapılan kriminolojik incelemelere göre, şiddet suçlarına karışmış kişilerin geçmişlerinde hayvanlara karşı kötü muamele yahut istismar fillerine rastlanıyor..

Savunmasız ve kendi korumakta yetersiz tüm canlıların yaşam hakkını savunmak ve onların çıkaramadığı ses olmak zorundayız.”

Araştırma Komisyonu’nda ‘hayvan kürkleri’ meselesi de gündeme geldi. Buna göre, kürkleri çalınmak üzere, hayvanların üretilmesinin ve kürk ticaretinin yasaklanması da önerilecek…

İLGİLİ HABER

tr.euronews

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: