.
“ABD’NİN YENİ BAŞKANI BELLİ OLDU”

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) 16. Olağan Genel Kurul seçimi tamamlandı..

ADD 16. Olağan Genel Kurul seçimi tamamlandı. 27 kişilik yönetim çarşaf listeyle seçildi..

5 genel başkan adayı arasından Hüsnü Bozkurt, en yüksek oyu aldı..

Bozkurt listesinden, kendisiyle birlikte 14 kişi girdi ve salt çoğunluğu aldı. Bir liste dışarıda kaldı. Diğer 3 aday ise 13 kişilik kısmı paylaştı. Görev dağılımı, ilk GYK toplantısında yapılacak.

Diğer başkan adayları Tolga Kale, Türker Ertürk, Ayhan Yalçınkaya ve Onur Akyüz’dü..

NE OLMUŞTU?

“IŞIĞIYLA AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR!

“Prof. Dr. Muammer Aksoy’u özlemle andık”

MUAMMER AKSOY: CUMHURİYET’İN AKSAÇLI BİLGESİ”

Aydınlanma uğruna mücadele eden bir savaşçı, ilkeli bir akademisyen, yılmaz bir hukukçu, anti-emperyalist, yurtsever bir siyasetçi… Dostlarının tabiriyle “saçları ak, yüreği delikanlı, bir onur abidesi, bağımsızlık öğretmeni”…

O, modern çağın aksaçlı bilgesi, Prof. Dr. Muammer Aksoy. Bundan 31 sene evvel hain bir pusuyla aramızdan koparıldı. Geçen yıllar onun fikirlerinin diriliğini ve doğruluğunu bizlere ispat eder gibiydi…

O, memleketine aşkla bağlı, tam bağımsızlık ülküsüne inanmış, yılmaz bir siyasetçiydi. CHP’de parti meclisi üyesi olarak görev aldığı sürede milli petrol davasının öncüsüydü. 1965’te çıkardığı “Türkiye’nin Petrol Faciası ve Çıkar Yol” başlıklı kitabında yabancı petrol şirketlerinin ülkemiz yararına hareket etmelerinin mümkün olmadığını, Petrol Kanunu’nun değiştirilmesi gerektiğine işaret ediyordu. “Bu yasanın kurbanı biziz” diyordu Muammer Aksoy.

Onun için milli petrol davası bir egemenlik ve bağımsızlık davasıydı. Sadece milli petrol değil, aynı zamanda devletçe işletilecek madenler hakkında da çok mücadele etmişti. 1978 yılında, CHP milletvekili olarak, ülkenin enerji sorununu çözmek ve ihracat gelirini artırmak için bor yataklarının devlet kuruluşları eliyle işletilmesini öneren tasarıda Muammer Aksoy’un imzası vardı.

İlkeli bir akademisyen O, özerk üniversitenin, laik ve bilimsel eğitimin yılmaz savunucusu, ilkeli bir akademisyendi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof.Dr Turhan Feyzioğlu’nun bakanlık emrine alınması dolayısıyla istifa etmesiyle birlikte, akademisyenler Muammer Aksoy, Aydın Yalçın, Münci Kapani ve asistanlar Şerif Mardin ve Coşkun Kırca da istifalarını sunmuşlardı.

Muammer Aksoy o dönem gazetelere verdiği demeçte, esas üzüntüsünün Feyzioğlu’na yapılan hareketten ziyade, bu görevden alma meselesinden yola çıkarak üniversitenin fikir ve bilimsel özgürlüğüne darbe yapılmış olması beyanatını vermişti. Adeta bir hukuk manifestosu olan bu açıklamasından dolayı bir Aralık akşamı Ankara Palas’ta katıldığı bir toplantıdan alınıp birinci şubeye götürülerek sabaha kadar sorguya çekildi. Bilmedikleri şey aksaçlı bilgeyi zorluklarla yıldırmanın mümkün olmadığıydı. Mümkün de olmadı…

ADD KURUCU BAŞKANI

O Atatürk ilke ve inkılaplarının ilelebet yaşaması için bayraktarlık yapmış bir sivil toplum önderiydi. Muammer Aksoy’a göre; Atatürk’ün ilkeleri tehlike altındaydı ve o ilkeler tehlikeye düştü mü Türkiye’de demokrasi tehlikeye düşerdi. İnsan hakları  tehlikeye düşerdi. Milli Egemenlik esası tehlikeye düşerdi, hukuk devleti tehlikeye düşerdi, çağdaşlık tehlikeye düşerdi. İşte bu gerekçelerle 1989 yılının 19 Mayıs’ında, Muammer Hoca’nın vefatına dek başkanlığını yaptığı Türk Hukuk Kurumu’nun toplantı salonunda bir basın toplantısı düzenleyerek Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kuruluşunu ilan etmişti.

Kurucu Başkan Prof.Dr. Muammer Aksoy’du. Zaten kuruluş fikri de onun Bahçelievler’deki bürosunda olgunlaşmış, hazırlık toplantıları ve broşürler onun bürosunda hazırlanmıştı. Kurucu üyeler arasında kimler yoktu ki! En başta Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu olmak üzere ülkenin değerli aydınları, yazarları, akademisyenleri ADD çatısı altında buluşmuşlardı. Dernek adeta bir siyasi parti gibi ilgi görmüş,

Muammer Aksoy’un Bahçelievler’deki bürosu şube açmak isteyenler tarafından faks yağmuruna tutulmuştu. İşte o günlerde karanlık odaklar pusuya yatmış, Türkiye’nin aydınlarını katletmek için haince hazırlanıyorlardı.

Uğur Mumcu’nun “tek başına bir parti kadar etkili” dediği Prof.Dr. Muammer Aksoy 1990 yılının 31 Ocak günü Bahçelievler’deki evinin girişinde hain bir pusuda öldürüldü. O karanlık günde eşi Ülke Hanım, bir ömrü birlikte geçirdiği yol ve fikir arkadaşını yerde kanlar içinde yatarken görünce sinir krizi geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı.

GENÇLER YOLUNDAN GİTSİN’

Ertesi gün yaptığı açıklamada “Gençler Muammer’in yolundan gitsinler. Tüm ağırlığıyla Türkiye’nin geleceği için savaşsınlar” diyordu.

Evet, haklıydı; o, gençlerin yoluna ışık tutacak bir bilgeydi. Türkiye’nin bağrından kopartıldı. Unutmadık, unutmayacağız.

Prof.Dr. Muammer Aksoy’un vefatının 31. yıldönümünde aziz hatırasına saygıyla…

ELFİN TATAROĞLU
ÖĞRETİM GÖREVLİSİ, YAZAR

Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) kurucusu, Türk Hukuk Kurumu ve Ankara Barosu başkanlarından Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 31. yıldönümünde saygı ve özlemle anıldı.

Yazarımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’u özlemle andık: Işığıyla aydınlatmaya devam ediyor

Aksoy, koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle ölüm yıldönümünden 2 gün önce anıldı.

Bahçelievler’deki evinin önünde 31 Ocak 1990’da uğradığı silahlı saldırıyla katledilen, Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu, Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 31. yılında Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü başında anıldı.

Törene Aksoy’un eşi Ülke Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, genel sekreter Ersan Petekkaya, Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Av. Kemal Koranel, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Av. Yaşar Çatak ile yurttaşlar katıldı.

ADD Başkanı Altınışık:

“Katledilen aydınlar ortak olarak Atatürkçüdür, Cumhuriyetçidir, devrimcidir. Haktan ve hukuktan yanadır. Muammer Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurduktan 7 ay sonra şehit edildi. Ölümün 31. yılında bile bizi aydınlatmaya, yol göstermeye devam etmektedir.”  

Türk Hukuk Kurumu Başkanı Çatak:

“Hocamızın düşüncüleri bize her zaman ışık saçardı, o düşünceleri şimdi yıllar sonra bizlere reçete olmuştur.”

Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Koranel ise Aksoy’u saygıyla andığını vurgulayarak:

“Başkanımız Muammer Aksoy, Atatürk ilke ve inkılaplarının, hukukun üstünlüğünün, insan hakları ve özgürlüklerinin korunmasında canı pahasına mücadele etmiştir. Bizler de Ankara Barosu olarak geçmişimizden aldığımız bu güç ile azim ve kararlılıkla mücadeleye devam ediyoruz ve gelecekte de devam edeceğiz. Başkanımızı rahmet, özlem ve saygıyla anıyoruz.” diye konuştu.

Aksoy anısına yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından gömütüne karanfillerin bırakılmasıyla program sona erdi. 

‘BAŞÖĞRETMEN’ SIFATININ SAHİBİNİ BİLMEYENLERE AÇIK MEKTUP

Türk Ulusu’nun tek Başöğretmeni Mustafa Kemal ATATÜRK’tür!

“Başöğretmen” unvanı, Büyük Devrimci Mustafa Kemal ATATÜRK’e Gazi Meclis tarafından, Harf Devrimi’nin ardından verilmiştir.

Gaziantep Belediye Başkanı Fatma ŞAHİN ‘in bu unvanı kendi partisinin Genel Başkanı için kullanması kabul edilemez. Fatma ŞAHİN kendi genel başkanına dilediği kadar iltifat edebilir ve bazı unvanlar yakıştırabilir. Ancak “Başöğretmen” bunlardan biri değildir, olamaz.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ü “Başöğretmen” yapan, “Başkomutan” yapan “Gazi” yapan “Büyük” yapan, taşıdığı unvanlar değil, başardığı işlerdir ve bu gerçeği hiç kimse hiçbir şekilde değiştiremez!

Bu sıfatlar Mustafa Kemal ATATÜRK’e verildikleri için anlam yüklüdürler. Bu sıfatlar bir makamı, bir mevkii değil, bir büyük Devrimciyi, bir büyük Devrimi anlatırlar…

Herkes haddini, hukukunu, yerini ve ne söylediğini bilmelidir.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL YÖNETİM KURULU

GENEL BAŞKAN HÜSEYİN EMRE ALTINIŞIK

GENEL DENETLEME KURULU

REŞAT DEMİRCİ –  BAŞKAN

KEMAL ARSLAN – BAŞKAN YRD.

ÖMER SAYAN – YAZMAN

METİN ÖZER – ÜYE

C. TURGAY ALTINIŞIK – ÜYE

ALİ RIZA ATEŞ – ÜYE

ALİ DUMAN – ÜYE

GENEL DİSİPLİN KURULU

BELGİN ESADOĞLU – BAŞKAN

İREM ÇİÇEK – BAŞKAN YRD.

İLKER YILMAZ – YAZMAN

İZZET VARAN – ÜYE

KADRİYE ATASOY – ÜYE

ALİ YANAR – ÜYE

SUAT ÖZKOLAY – ÜYE

GENEL YÖNETİM KURULU

TOLGA KALE – Başkan Yrd.
A. NASUH MAHRUKİ – Başkan Yrd.
ERSAN PETEKKAYA – Genel Sekreter
UĞUR KALAALP – Gn. Sek. Yrd.
SEVİL NAZAN KESKİN – Gn. Sek. Yrd.
MELEK ESMER – Gn. Sek. Yrd.
EMİN SEMİH ÖZKÖK – Genel Sayman
ŞADİYE YEŞİLYURT – Gn. Sayman Yrd.
YALÇIN KARATEPE
BİROL YELEKİN
LEVENT CEMAL GÜNGÖR
MUSTAFA GÜRKAN
HAYDAR MURAT TOPÇU
AYHAN TİRYAKİ
ŞAHİN ATEŞOĞLU
AHMET TUTAN
ARİF GÜVENİR
GÜNVER GÜNEŞ
ALİ İLHAN GÜLEK
İSMET BUCAK
ÖNER TANIK
ÖZGÜN ŞİMŞEK
DURUR GÖK
BİNNUR GÜDÜCÜLER
NE OLMUŞTU?

Bu yıl, kuruluşunun 30. yılını kutlayan ve bir süredir suların durulmadığı Atatürkçü Düşünce Derneği’nde (ADD) bu sefer de bildiri krizi yaşanıyor.

1-) Tansel Çölaşan’ın uzun süreli başkanlığının ardından 30 Temmuz 2018’de başkanlığa Prof. Dr. Süheyl Batum seçildi.

2-) Ancak Şubat 2019’da yapılan genel kurulda yapılan güvensizlik oylamasında 25 üyeden 17’sinin oyuyla Batum’un başkanlığı düşürüldü.

3-) Ardından Genel Başkanlığa Hüseyin Emre Altınışık getirildi.

4-) Yaşanan bu gelişmelerin ardından, ADD içerisinde ‘Yeniden Milli Mücadele Grubu’ ismi ile hareket eden kesim, bir bildiri yayımlayarak yeni başkana savaş açtı…

Bildiri de: “ADD Genel Başkanı olan Hüseyin Emre Altınışık, nüfus kayıtlarında ise Emre Altınışık olarak yazılı bulunan kişi, kendisi ile ilgili uzun zamandır ortalıkta dolaşan iddialara cevap vermek zorundadır.” denildi.

Altınışık’ın ADD web sitesinde ve internetteki hiçbir açık kaynakta özgeçmişinin bulunmadığı ifade edilerek, şu sorular soruldu:

1-) Hüseyin Emre Altınışık isimli kişinin mezuniyeti ve mesleği nedir?

2-) 15. Olağan Genel Kurul için bastırılan aday tanıtım kitapçığında doğum tarihi 23 Nisan 1973 olarak yazmaktadır. Kimliğindeki gerçek doğum tarihi nedir?

3-) Yıllardır kendisine mesleğini soranlara ‘TBMM’de kadrolu danışman’ olduğunu söyleyen Hüseyin Emre Altınışık 1999 yılından beri ‘kadrolu’ Çankaya Belediyesi çalışanı mıdır? Eğer öyle ise, Çankaya Belediyesi’nde odası, masası, makamı var mıdır, olmuş mudur? Yoksa işe gitmeden ATM’den maaş çeken kişiler için kullanılan ‘bankamatik memuru’ olarak ifade edilen kişilerden midir?”

BU HABERİN ARDINDAN İSTİFA GELDİ.

Yurt gazetesi editörü Baran Furkan Gül, ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık’la görüşüp haberi medyada ilk olarak yayımladığını ancak yönetimin devreye girmesiyle kaldırıldığını belirtti.

Gazeteci Baran Furkan Gül, sosyal medyadan yayımladığı açıklamasında gazetecilik faaliyetinin engellendiğinin altını çizerek istifa etti.

İşte o açıklama:

ABD’DE BU SEFER “BANKAMATİK MEMURU” KAVGASI

ADD içerisinde yeni başkana muhalif olan bir grubun yayımladığı bildiri, Başkan Hüseyin Emre Altınışık’ın Çankaya Belediyesi’nde çalıştığını ortaya çıkardı.

“Bankamatik memuru” olduğu iddia edilen Altınışık:

“ADD faliyetlerini mesai saatleri dışında yürüttüğümden memurluk yapmamda bir sakınca yok” dedi.

“’BANKAMATİK MEMURU’ OLARAK İFADE EDİLEN KİŞİLERDEN MİDİR?”

Haberler.com’dan Çağdaş Ulus’un haberine göre; yaşanan bu gelişmelerin ardından, ADD içerisinde “Yeniden Milli Mücadele Grubu” ismi ile hareket eden kesim, bir bildiri yayımlayarak yeni başkana savaş açtı. Bildiride, “ADD Genel Başkanı olan Hüseyin Emre Altınışık, nüfus kayıtlarında ise Emre Altınışık olarak yazılı bulunan kişi, kendisi ile ilgili uzun zamandır ortalıkta dolaşan iddialara cevap vermek zorundadır” denildi. Altınışık’ın ADD web sitesinde ve internetteki hiçbir açık kaynakta özgeçmişinin bulunmadığı ifade edilerek, şu sorular soruldu:

NASIL YANIT VERDİ

Yayımlanan bildirinin ardından, ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık’la konuştuk. Bildiriyi yayımlayanları art niyetli hareket eden bir grup olarak tanımlayan Altınışık:

“Kaybettikleri mevzileri geri kazanmak adına marjinal bir grubun yarattığı algı operasyonudur. Bildiriye keşke imzalarını da atsalardı” dedi.

“ADD BAŞKANLIĞINI MESAİ SAATLERİ DIŞINDA YÜRÜTÜYORUM”

Altınışık, bildiride yer alan “Çankaya Belediyesi çalışanı mıdır?” sorusuna ise:

 “Evet kadrolu olarak çalışıyorum. Devlet memuruyum. Mesai saatlerim içinde belediyede özel kalem müdürlüğü ile açılış ve organizasyonlardan sorumlu görev yürütüyorum. Mesai saatleri dışında da ADD başkanlığını yürütüyorum. Mesai saatleri dışında ADD faaliyetlerini yürüttüğümden memurluk yapmamda bir sakınca yok. Ayrıca mesleğimi soranlara doktora yaptığımı hatırlatıp, önümüzdeki günlerde akademisyenlik yapacağımı da duyurmak isterim” yanıtını verdi.

Odatv.com

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: