FINDIK, İTALYANLARA TERK EDİLMİŞ: MAFYA DÜZENİ

“REKABET KURUMU’NA ÇAĞRI: İTALYAN FİRMA TÜRKİYE’DE TEKELCİLİK YAPIYOR”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar; fındık alıcısı İtalyan şirketi Ferrero’nun Türkiye’de kartel oluşturduğunu öne sürerek: “Buradan Rekabet Kurumu’na sesleniyoruz ve kendilerini göreve davet ediyoruz” dedi..

TZOB Başkanı Bayraktar, fındıkta yaşanan son gelişmelerle ilgili açıklama yaptı..

Türkiye’nin dünya fındık üretiminin yüzde 67’sini ve ihracatının yüzde 72’sini tek başına gerçekleştirdiğine dikkat çeken Bayraktar, yaklaşık 500 bin üreticinin geçimini fındıktan sağladığını belirtti..

Türkiye’nin dünya fındık üretiminde ilk sırada yer almasına rağmen fındık tüketiminin oldukça düşük olduğunu belirten Bayraktar, yılda ortalama 110 bin ton fındığın tüketildiğini söyledi..

Karadeniz İhracatçı Birlikleri’nin 2020 yılı verilerine göre Türkiye’nin, 550 bin ton kabuklu fındık ihracatı yaptığını 1,9 milyar dolar ihracat geliri elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, Türkiye’nin bir numaralı fındık alıcısı İtalyan şirketi Ferrero’nun kendisi ile iş birliği yapan tüccardan fındık aldığını, iş birliği yapmayan tüccarların piyasadan çekilmelerini sağladığını söyledi..

Bayraktar:

“Her yıl olduğu gibi bu yıl da fındıkla ilgili yurt dışı menşeli bir kuruluş, görevi olmadığı halde mayıs ayı sonunda ülkemizin 2021 yılı tahmini fındık üretimini 790 bin ton olarak açıkladı.. Bu davranışın art niyetli, spekülatif bir girişim olduğunu kamu ve özel sektördeki fındıkla ilgili bütün paydaşların görmesini bekliyoruz..

Bakanlığımız fındık üreticimizin mağduriyetine zemin oluşturan diğer kurum ve kuruluşların rekolte açıklamasına asla müsaade etmemeli ve art niyetli açıklamaları Rekabet Kurumu vasıtasıyla yasal olarak engellenmelidir..”

“ALIM FİYATININ ALTINDA”

Şemsi Bayraktar:

“Serbest piyasa fiyatları TMO’nun fındık alım fiyatının altında. TMO 26 lira 50 kuruş alım fiyatı açıkladı. Ancak serbest piyasaya baktığımızda 23 lira ile 23 lira 50 kuruş gibi neredeyse maliyet fiyatına alımlar yapılıyor. Bu durum tekelleşmeyi gösteriyor..”

“APAÇIK TEKELCİLİKTİR; REKABET KURUMUNU GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ”

Şemsi Bayraktar:

“Bu yatırımcı görevi olmaksızın piyasaya müdahale etme gereği de duyuyor. Kendine kartel yapı oluşturuyor, kendisi ile iş birliği yapan tüccardan fındık alıyor, işbirliği yapmayanı kendince cezalandırarak piyasadan çekilmelerini sağlıyor..

Bölgedeki odalarımızdan gelen bilgilere göre; üreticimizden TMO fiyatına ürün alan adil ve dürüst fındık tüccarımız, bu yabancı firma paydaşları tarafından fındıklarının ihracatçılar tarafından alınmayacak diye tehdit edilmesi suretiyle sadece üreticiyi değil tüccarı da mağdur ediyor. Bu durum apaçık tekelciliktir..

Bölgedeki odalarımızdan gelen bilgilere göre, tüccarımız, bu yabancı firma paydaşları tarafından fındıklarının ihracatçılar tarafından alınmayacak diye tehdit edilmesi suretiyle sadece üreticiyi değil tüccarı da mağdur ediyor. Bu durum apaçık tekelciliktir..

Kaldı ki bu Ferrero firmasının piyasaya yaptığı baskılardan sadece çiftçilerimiz değil yerli tüccarlarımız, sanayicilerimiz ve hatta bazı ihracatçıların da rahatsız olduklarını duyuyoruz. Piyasadan fındık almaya korkar hale gelmişlerdir. Ziraat Odalarının dışında Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları da bu tekelci firmanın piyasaya verdiği sıkıntıları dile getirmeye başlamışlardır. Onlarda bu firmanın fındık alım ruhsatı iptali için Rekabet Kurulu’na başvurmaya hazırlanıyorlar..

Bir zamanlar yurtdışı için yapılan alivre bağlantılar artık günümüzde yurt içinde malum firmanın destekçileri tarafından yapılıyor. Ancak, ülkemiz hiçbir zaman müstemleke olmamıştır, buna yeltenenlere de günü geldiğinde diyetini ödetmiştir. Yerli ve yabancı, ülkemizde her kim fındık işiyle uğraşıyorsa bu gerçeği asla unutmamalıdır..

Buradan Rekabet Kurumu’na sesleniyoruz ve kendilerini göreve davet ediyoruz. Piyasayı üreticilerimizin aleyhine, tamamen kendi istekleri yönünde şekillendirmeye çalışanlar hakkında gereği yapılmalıdır.”

“ÖDEMELER PEŞİN YAPILSIN”

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin hızlı ve daha fazla alım yapması gerektiğini belirten Bayraktar, ödemelerin çiftçilere peşin yapılması gerektiğini söyledi..

“İTALYAN FERRERO İÇİN REKABET KURUMU’NA BAŞVURU YAPILDI”

CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel:

“Fındıkta pazar kartel tarafından belirleniyor.. Kartel istediğinden fındık alıyor, istediğinden almıyor.. Kendisi ile işbirliği yapmayan tüccarı, sanayiciyi cezalandırıyor.. Ya benimle beraber davranırsınız ya da size yaşama hakkı vermem diyor. Hükümet ve Rekabet Kurumu ise seyrediyor..

Gelinen nokta fındıkta mafya düzenidir.. Mafyanın başı İtalyan şirketi, tetikçiler ve yerli taşeronları..

Yerli alıcılar bu çetenin kıskacı altında kaldı ve fındık alamıyor.. Bu durum fiyatları aşağı çekiyor..

Olan hem üreticiye hem ulusal firmalara oluyor.. Aciz Tarım Bakanı seyrediyor. Bu Tarım Bakanı, bu uluslararası rant çetesinin talimatlarını uygulamaktadır..

Sahte bala müdahale etmeyen, sahtecilere göz yuman bu Tarım Bakanı balın tadını, fındığın adını yerle yeksan etmiştir.. Derhal istifa etmelidir..

Bugün gelinen vahim durum nedeniyle dün yine Rekabet Kurulu’na başvurduk. Eğer bu Ferrero’ya müdahale edilmezse, başvurumuza ivedilikle cevap verilmez iş yokuşa sürülürse bilinmelidir ki üç yıl önce olduğu gibi Rekabet Kurulu da bu şebekenin ortağıdır..”

KARADENİZ’DE BİR FIKRA ANLATILIR

Fındık diyenler karacı veya havacı, finduk diyenler bahriyeli ya da jandarma olmaktadır. Sıra Temel’e gelir…

1927 yılında çıkartılan kanuna göre askerlik; Bahriyeli olanlara 36 ay, Jandarma olanlara 30 ay, diğer kuvvetlere dağıtım olanlara ise 18 ay imiş.

Haliyle askere gidenler, askere Bahriyeli ve Jandarma olarak gitmek istemiyor. En çok Bahriyeli de Karadenizlilerden yapılıyor. Bahriyeli olamayanlar da çok jandarmaya seçiliyor. Karadenizliler bu konuda oldukça mağdur edildiklerini düşünüyorlar dı o yıllarda, ama yapacak bir şey yok tabi.

Büyük bir kentin askerlik şubesinde asker adayları çeşitli kuvvetlere ayrılmaktadır. Buna da oradaki heyet karar vermektedir. Fıkra bu ya, uzun bir süre işinden, ailesinden, memleketinden ayrı kalmak istemeyen Karadenizliler, bahriyeli ya da jandarma olmamak için memleketini gizlemeye uğraşır. Heyettekiler Karadenizlileri şivelerine bakarak anlamak ve karar vermekte durumundadır. Bunun için de “fındık mı, finduk mu?” diye sormakta, fındık diyenler karacı veya havacı, finduk diyenler bahriyeli ya da jandarma olmaktadır. Sıra Temel’e gelir. Aynı soruyu Temel’e de sorarlar. Temel uyanık. Konuşmaz. Zorlarlar. Sinirler gerilir. Heyet, Temel’i iyice sıkıştırır. Sonunda Temel konuşur ama inadı inattır; “finduk ama demeyeceğum” der. Sonrasında Temel’in Bahriyeli olduğunu söylememize gerek yok sanırım.

Bu yazımda değineceğim konu oldukça can sıkıcı olduğundan, okuyucuyu, içinde konunun öznesi fındığın geçtiği bir fıkrayla biraz olsun gülümseterek başlatmak istedim.

500 BİNE YAKIN FINDIK ÜRETİCİSİ BULUNUYOR

Fındık, özellikle ülkemizin Doğu Karadeniz bölgesiyle bütünleşmiş bir ürün. Halen ithal etmediğimiz 5 tarım ürününden birisi.

Fındık ile ilgili biraz bilgi verelim:

Dünya fındık üretiminin % 70-75’i Türkiye’de gerçekleşiyor. Fındığın üretildiği diğer ülkeler ABD, İtalya, İspanya, Azerbaycan, Gürcistan.

Türkiye’de 500 bine civarında fındık üreticisi bulunmakta

Dünyada üretilen fındığın %75’i topraklarımızda yetişiyor ama fındığın fiyatını Türkiye belirleyemiyor.

Fındığın ihracatımızdaki payı % 1,5-2 olup parasal karşılığı 2 ila 3 milyar dolar arasında. Bu anlamda fındık Türkiye’nin en stratejik gıda ürünlerinden biridir.

Üretim miktarı, iklim şartlarına göre 450-900 bin ton arasında.

Fındığın iç piyasada tüketimi ortalama yıllık 90 bin ton civarındadır.

Dünyadaki fındık tüketimi 700 ila 900 ton arasında. Görüldüğü gibi dünyada fındık tüketimi de çok fazla ve yaygın değil. Bazen dünyada tüketilen fındıktan daha fazlası ülkemizde üretiliyor. Bu da fındığın parasal anlamda değer kaybetmesine sebep oluyor.  

Türkiye’de Hektar başına üretilen fındık miktarı diğer ülkelere göre hemen hemen yarı yarıyadır. Bunun sebebi ortalama 50 yılda değiştirilmesi/yenilenmesi gereken fındık ağaçlarının ilk dikildiği zamandan beri yenilenmemesi. Bu ağaçların çoğunluğu 100-150 yıllık yaşlı ağaçların verimi giderek düşmektedir.

FINDIK, SADECE FINDIK DEĞİL…

Doğu Karadeniz’de eğim Türkiye ortalamalarının çok üstünde. Bölge Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgesi. Yağmurun böylesine eğimli araziye yansıması ise toprak aşınımı/kayması (Heyelan) olarak karşımıza çıkıyor. Toprak aşınımının önündeki en büyük engel malum ağaçtır. Yoksa bölgede, yağmurda meydana gelen aşınım sonucu topraklar derelere akacak ve arazi topraksız kalacaktır.

Doğu Karadeniz’de toprak aşınımına en büyük engel, fındık ağacıdır. İnsanları ekonomik olarak bölgede tutan fındık, kökleriyle toprağı yok olmaktan korumaktadır. 

Ancak gelinen noktada fındık üreticisi fındıktan istediği verimi alamamaktadır. Fındıktan elde edilen gelir, yapılan masrafı dahi karşılamaz durumdadır.  “fındık artık para etmiyor”“fındık işi bitmiştir”. Bu sene bildiğim bazı üreticiler fındığını toplamadı bile. Çünkü bu işlem karşılığı yapacağı harcama elde edeceği gelirden çok daha fazla.

Bunun yansıması olarak, vatandaş kontrolsüz biçimde fındık ağaçlarını kesmeye yönelmiştir. Devletin konuya ilişkin hiçbir tedbiri, kontrolü, yönlendirmesi görülmemektedir. Özellikle meyilin fazla olduğu arazilerde yapılan kesimler, ileride çok vahim sonuçları olacak toprak kaymalarına ve can kayıplarına sebebiyet vereceği açıktır.

Biz fındıktan elde edilen gelirin yıllara sari nasıl düştüğünü sadece bir örnek üzerinden göstererek konuyu uzatmadan anlatmaya çalışalım.

Fındık fiyatlarını dolar üzerinden iki farklı yılı kıyaslayarak verirsek konunun net olarak anlaşılacağını düşünüyorum:

2014 yılında – 6 dolar

2018 yılında – 2 dolar

Nasıl, geriye doğru bayağı mesafe alınmış değil mi? Yetkililere soralım bu kadar ucuzlayan, fiyatı geri düşen ne var ülkede Allah aşkına?

***

FINDIK PİYASASI İTALYAN FİRMANIN İNSAFINA TERK EDİLMİŞ VAZİYETTE

Geçmişte Fiskobirlik vardı. Şimdi sadece adı var.

Toprak Mahsülleri Ofisi de istenildiği ölçekte işlevsel değil.

Ülkede fındık piyasası İtalyan Ferrero firmasının insafına terk edilmiş gözükmektedir. Geçtiğimiz günlerde bu firmaya fındık ihracatının yanı sıra ithalat izni de verildi. Muhtemel iç piyasadaki fiyatları daha sıkı kontrol etmek için söz konusu firmaya böyle bir hak tanındı.

Bu durumda fındık üreticisi nasıl ayakta kalabilir? 2017 itibarıyla 57 milyar dolar cari açık veren bir ülkeye yılda 2 milyar dolar civarında ihracat girdisi sağlayan, bu anlamda stratejik bir tarım ürünü olan fındık kaderine terk edilemez, Ferrero’lara emanet edilemez.

Geçmişte iç piyasanın en büyük alıcısı ve en önemli KİT’lerden biri olan Fiskobirlik, fındık ihracatını da gerçekleştiriyordu.

Fındık üreticisi an itibarıyla kendini boğaz tokluğuna çalışan köle gibi hissetmektedir.

O Zaman Ne Yapılmalı?

– Dünyada fındık tüketimi sınırlıdır. Bu nedenle fındık ekim alanlarını artırmanın hele düz ve başka ürünlerin daha kolay yetişeceği bölgelerde (Marmara Bölgesi gibi) fındık yetiştirmenin uygun olmadığı ortadadır. Bunun ürün fiyatının düşmesine de sebebiyet verdiği açıktır. Buradaki yetiştiricileri başka ürün yetiştirmeye teşvik ve ikna etmek, böylece Doğu Karadeniz gibi eğimi nedeniyle toprak tutmak için ağaca ihtiyacı olan, başka ürün yetiştirmenin zor olduğu bölgelerde fındık üreticiliğinin yapılmasının uygun olduğu görülmektedir.

– Doğu Karadeniz’deki artık verimliliği düşmüş, yaşlı fındık ağaçlarının, devletin gözetiminde münavebeli olarak yenilenmesi gerekmektedir.

– Piyasadaki haksız rekabet ortamı, tekelci anlayış kırılmalıdır. Toprak Mahsulleri Ofisinin işlevi arttırılmalı, Fiskobirlik gibi kuruluşlar fındık piyasasında yeniden inisiyatif almalıdırlar. Fındıkta fiyat, dolayısıyla üretici gelirinde istikrar sağlanması için bu şarttır.

– Ayrıca bu kuruluşlar aracılığı ile fındık borsası kurulmalı ve dünyada en büyük fındık üreticisi durumunda olan ülkemizin aynı zamanda bu ürünün fiyatını da belirlemesi önem arz etmektedir.

– Aynı kuruluşların ön ayak olmasıyla yeterli sayıda lisanslı depo yapılmalı, dayanıklı bir ürün olan fındığın depolanarak, fiyatı olgunlaşmadan elden çıkartılmasının yani ederinin altında bir fiyata satılmasının önüne geçilmelidir.

– Yukarıda da belirttiğim gibi ülkemizde de dünyada da fındık tüketimi düşük seviyededir. Bu anlamda sadece ülke genelinde değil, dünya genelinde fındığın tanıtılması gerekmektedir. Böylesi kapsamlı bir faaliyetin devlet desteği olmadan yapılabilmesi zordur. Devlet desteğinde fındık tüketimin faydalarıyla ilgili ülke ve dünya kamuoyunu bilgilendirici faaliyetler yapmak durumunda olduğumuzu düşünüyorum.

– Bir başka belirtilecek husus da fındık alımındaki İtalyan Ferrero şirketinin durumudur. Yabancıların, üreticiden ziyade kendi kazançlarını maksimize etme düşüncesinde olacakları gerçeği acımasızca karşımızda durmaktadır. Fındık gibi ithal girdisi olmayan, Doğu Karadeniz için ayrı bir önem ve faydası olan bir ürünün piyasasının elin İtalyanına teslim edilmesi, bu şirkete ihracatın yanı sıra ithalat izni verilmesi kabul edilemez. Bunun TMO ve yeniden işlevsel hale getirilecek Fiskobirlik vasıtasıyla önlenmesi kaçınılmazdır.

EY DEVLET YETKİLİLERİ…

Alınacak tedbirleri çoğaltmak mümkün. Ben, küçük de olsa fındık bahçesi sahibi bir üretici olarak öncelikle elzem gördüklerimi kaleme aldım. Konunun uzmanları alınacak tedbirleri çoğaltabilir. Ancak bir an önce tedbir alma noktasında bir yerden başlanılmalıdır.

Elbette bunları ülkeyi yönetenlere söylüyorum ve son olarak diyorum ki; Ey devlet yetkilileri, fındık gerçekten çok kutsal bir ağaçtır. Cari açığı her yıl artan bir ülkenin her şeye rağmen ihracı yapılan en önemli tarım ürünüdür.

Bunun dışında Fındık ağacı, varlığıyla, toprağın yok olmasına, insanın ise bölgeden göç etmesine engel olan mucizevi bir üründür.

İster misiniz toprağı yok olmuş, insanı kaybolmuş bir Doğu Karadeniz?

Ha bir de oy almak var. Son fındık ağacı da yok olduğunda bilin ki oralar insanların da yaşamadığı yerler olacak.

O zaman oyu kimden alacaksınız?          

İLGİLİ HABER

Cumhuriyet

odatv//Mustafa Önsel  

İLGİLİ YAZILAR

DAHA FAZLASI

+ There are no comments

Add yours

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.