GENEL

ÖFKEYİ ATEŞİYLE, ZAFERİ SEVİNCİYLE, DEVRİMİ DİRENCİYLE DÜŞLEMELİ VE DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRMELİYİZ…

”Sol adına sağcı dille konuşanları, yoksul halkla alay edip gülüşenleri,…”

İNSANOĞLU İÇİNDE UFUKLARI, DORUKLARI BESLEMELİ. GÜNLERİ UMUT İLE, SEVDAYI SEVİNÇ İLE, DOSTLUĞU ÖVÜNÇ İLE DÜŞLEMELİ…

Yalancıyı, talancıyı yobazı, madrabazı kinciyi, dinciyi, cinciyi kralcıyı, sultancıyı, paşacıyı -ne kadar saymadığımız varsa- köşe bucak taşlamalı!

Irmağı zehirle bulandıranı, gerçeği yalanla sulandıranı, yoksulu dolandıranı- ne kadar saymadığımız varsa- köşe bucak ‘kış’lamalı…

Dağları ormanıyla, dalları çiçeğiyle, toprağı başağıyla düşlemeli, düşletmeliyiz…

1- “Hes” diye hırlayanı ‘Höst!” diye ‘hoşt’lamalıyız.

2-Toprağı siyanürle dağlayanı siyanürle ‘duş’lamalıyız.

3-Temizliğe; dönekten, keneden, güveden, sülükten, yardakçıdan, gebeşten başlamalıyız.

4- Şaklabanı ıslıkla, çıkarcıyı kusmukla, soyguncuyu pislikle, uyuşuğu toslukla, erketeyi terslikle, hileciyi foslukla eşlemeli ve birlikte değerlendirmeliyiz.

5- Hukukçuluk diye gugukçuluk yapanı, üç kuruşluk çıkarı için padişaha tapanı, bile bile yanlış yola sapanı her ortamdan dışlamalıyız ve mücadele etmeliyiz.

6-Taze diye bayat kakalayanı, suçsuzu hırsız diye yakalayanı, gençleri polise ihbarlayanı kendi ‘iş’ kazanında haşlamalı, şu dünyada kuşsuz dalı kuşlamalıyız.

7- Kırları yeşiliyle, dereyi akışıyla, rüzgârı esişiyle, bebeği gülüşüyle, hasreti dinişiyle, yolları bitişiyle düşlemeli ve düşletmeliyiz…

8-Sistemden yemleneni, korkuyla çimleneni, kullukta demleneni boş vaadler saçanı, iş olunca kaçanı, kendi için uçanı kıvırtkanı, somurtkanı, çığırtkanı boşlamalı ve uzak durmalıyız…

9-Derdi olan derdiyle kükremeli. Kavganın alazını, yaşanmış acıların nefesiyle beslemeli. Öfkeyi ateşiyle, yaşamı güvenciyle, zaferi sevinciyle, devrimi direnciyle düşlemeli ve devrimi gerçekleştirmeliyiz…

10-Zalime sözcü olup ekranda kişneyenleri, polise gözcü olup devrimci fişleyenleri, düzenin koçu olup halka toslayanların dilini, gözünü, boynuzunu zift ile yaşlamalı ve kahretmeliyiz…

11-Telefon dinleyenleri, sanatçı mimleyenleri, devrimci izleyenleri lanetle tuşlamalıyız.

12-Alçaklığı açık seçik söyleyerek, alçakları isim isim sayarak, hainleri birer birer ihanetin kimliğine koyarak, kapıkulu yalakaları, işbirlikçi sünepeleri maskelerinden soyarak, tasmalarına vura vura uslamalı ve insan etmeliyiz.

13-Halka düşman gezenleri, direnişe ajan olup sızanları, patronlarca beslendikçe azanları, her konuda yalan yanlış yazanları, daha fazla üremeden leşlemeliyiz.

14-Yobazlığın üfürükçü hocalarını, nükleerin zehir tüten bacalarını, vicdansızların ağzındaki hecesini kubur kılıp çişlemeliyiz.

15-Kıyıları villa villa kapatanların, ormanları siyanürle tüketenlerin, oluk oluk mazlum kanı akıtanların, zevkleri için yavru ceylan ürkütenlerin sefasını şişlemeliyiz.

16-Sol adına sağcı dille konuşanları, yoksul halkla alay edip gülüşenleri, utanmadan celladına yılışanları, dövüş günü ortalıktan sıvışanları, hainlerle ihaneti bölüşenleri, uygun dille, uygun günde, uygun yönde ‘çüş’lemeliyiz.

17- Savaşlara kışkırtanların, çıkarını acılarda yürütenlerin, çocukları öksüz yetim büyütenlerin, insanları zindanlarda çürütenlerin yakasına yapışmalıyız.

18- Halka pusu kuranları, emekçiyi vuranları, işkenceci yılanlarla ölümüne kapışmalıyız…

19-İnsan olan sırtını kovuklara, zifiri gecelere değil, doruklara, aydınlık yücelere yaslamalı. Cana tende, ömre günde, söze dilde gönül verip düşlemeli…

İLGİLİ HABER

haber.sol // Nihat Behram

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: