SUDAN GEREKÇELERİ!

Share this content:
Sudan Kabine İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf: Doğu Sudan’da gerginliği durduran bir anlaşma sağlandı
Sudan Kabine İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf, sürdürülebilir kalkınmayı inşa etmek için yeterli doğalkaynaklara sahip olunmasına rağmen DoğuSudan’daki halkın yoksullaştırma ve cehalet politikalarının kurbanı olmaya devam ettiğini vurguladı…

Sudan Kabineİşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf başkanlığındaki Sudanlı bir hükümet heyeti, Port Sudan kentinde ve genel olarak ülkenin doğusunda yaşanan şiddetli gerginliği, sivillerle ve yerel aktörlerle yürüttüğü bir dizi müzakere turunun ardından sonlandırmayı başardı.. Müzakereler sonucunda gerilimin sonlandırılması ve ülkenin doğusundaki sorunları ele alan bir diyalog platformu oluşturulması için görüşmeler yürütülmesi konularında anlaşma sağlandı..
Sudan Kabineİşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi:
“Sudan hükümet heyeti, sivillerle ve yerel aktörlerle Doğu Sudan dosyasının tamamlanması, bölgeye özel bir forumun kurulması, ülkenin doğusundaki sorunların çözülmesi için diyalog ve müzakerenin temel alınması ve DoğuSudan Yüksek Koordinasyonu ile krizin siyasi boyutlarının ve bölgenin tüm sorunlarının ele alınması konularını görüştü.”
Geçen hafta Port Sudan, 4kişinin öldüğü bir şiddete tanık oldu.. Şehirdeki bir kulüpte gerçekleşen saldırıda molotofkokteyli atıldığı belirlendi.. Vatandaşlar arasında şiddet olaylarının sıkça tekrarlandığı şehirde ilk kez molotofkokteyli ile yapılan bir saldırı gerçekleşti.. Daha önce, aşiret grupları, Port Sudan’da limanı Kızıldeniz’e ve ülkenin geri kalanına bağlayan kara yolunu kesmiş ve Hartum’daki merkezi yönetimin taleplerine yanıt vermemeleri halinde ana limandaki (Sudan Limanı) çalışmaları durdurmakla tehdit etmişlerdi..
Doğu Sudan Yüksek Koordinasyonu’nda temsil edilen gruplar, bölge için bir rotanın belirlendiği Juba Barış Anlaşması’nın kabul etmezken Doğu’nun tüm bileşenlerinin katıldığı ve Devrimci Cephe’ye bağlı grupla sınırlı olmayan yeni bir müzakere platformu çağrısında bulunuyorlar.
Sudan Kabine şleri Bakanı Halid Ömer Yusuf başkanlığındaki Sudan hükümet heyetinde Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, Ulaştırma Bakanı Mirgani Musa, Yetkilendirmeyi Kaldırma Komitesi üyesi Taha Osman ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri Merkez Konseyi üyesi Kemal Bolad da yer aldı..
Heyete, Sudan’ın çeşitli eyaletlerinden çoksayıda müdür, belediye başkanı ve sivil yönetim lideri de katıldı.. Heyet, yerel liderler, Kızıldeniz EyaletiValisi Abdullah Şangaray ve yerel yönetim liderleriyle kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdi. Enformasyon Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre…
Kabine İşleriBakanı Halid Ömer şu açıklamalarda bulundu:
“Ziyaretin hedefinde Doğu Sudan’daki tüm sorunlara köklü çözümler üretmek, adil barışı, sürdürülebilir kalkınmayı ve barış içinde bir arada yaşamayı sağlamak ve bölge vatandaşları arasındaki aşiret savaşlarını durdurmak konularını görüşmek vardı.”
Ziyarette, hükümet heyeti, Beca yöneticileri yüksek konseyi ve Arkaweet kentindeki doğu oluşumlarının bağımsız belediye başkanları yüksek komitesi ile ortak bir toplantı gerçekleştirdi.. Heyet görüşmede, Sivil Yönetimler YüksekKomitesi tarafından başlatılan bir girişimi ve yerel idarenin Doğu sorunu konusunda farklı toplumlar arasında barış içinde bir arada yaşamayı sağlayan çözümler bulmadaki rolünü gözden geçirdi..
Heyet, bölgenin tüm taleplerini yerine getirmek için Beca yöneticileri yüksek konseyi ve Arkaweet kentindeki doğu oluşumlarının bağımsız belediyebaşkanları yüksek komitesinin notasını ve Sivil Yönetimler YüksekKomitesi’nin girişimini incelemek, bu girişimi geliştirmek ve en kısa sürede yanıt vermek üzere Bakanlar Kurulu’na sunma sözü verdi..
Sudan Kabine İşleriBakanı Halid Ömer Yusuf, sürdürülebilir kalkınmayı inşa etmek için yeterli doğal kaynaklara sahip olunmasına rağmen Doğu Sudan’daki halkın yoksullaştırma ve cehalet politikalarının kurbanı olmaya devamettiğini vurguladı..
Diğer yandan Ulaştırma Bakanı Mirgani Musa, Doğu Sudan’da kapsamlı bir barışa ulaşmanın geçiş hükümetinin arzusunu artıracağını, bölgenin tüm konularının tartışılmasını sağlayacağını, geniş bir diyaloga imkan vereceğini, çeşitli bileşenler arasında bir ortaklık inşa edilmesine yol açacağını ileri sürdü. Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi de bölge sakinlerinin taleplerini “adil” olarak değerlendirdiği açıklamasında hükümetin ” bir an önce köklü çözümler getirmek” için çalışacağı sözünü verdi..
Independent Türkçe için çeviren: Şarku’l Avsat
Sudan’a ulaşma kanalları olan devletler geçiş sürecini maksimum düzeyde yönlendirmek için boş durmayacaktır.
Türkiye, Beşir’le kurulan köprülerin yeni aktörlerce yıkılmaması için temenni modunda bekliyor.
Türkiye’nin hakim siyasal ikliminde olay çözümlemek çok basit. Sanki âlemin mihenk taşı biziz. Peşinen, ‘Sudan’daki darbe Türkiye’ye yapılmıştır’ hükmü kesildiğine göre gerisi kafa patlatmaya değmeyecek teferruattır.

‘Ömer el Beşir’in Sevakin adasını Türkiye’ye tahsis etmesi darbeyi tetikledi!’
”Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın Beşir’i devirecek süreci başlatmalarının sebebi Beşir’in Türkiye’ye askeri üs sözüdür! ‘Darbenin arkasında İsrail ve ABD var!’, Senaryonun spotları özetle böyle telleniyor. Peki, bizatihi Erdoğan: ‘Askeri liman diye bir şey söz konusu değil.’ dememiş miydi?”

‘Sudan’daki askeri müdahalenin perde gerisi hâlâ puslu’
Fuat Oktay: ”’Askeri anlamda, Sevakin Adası’nın turizme kazandırılması konusunda çalışmalar var.’ diyerek dünya âlemi gülümsetmişti. Derviş fikrini zikreylemiştir belki, bilemiyoruz.” Sudan’daki askeri müdahalenin perde gerisi hâlâ puslu. İddialı laflar etmek insanı Sudan çölünde ayazda bırakır.
‘Tedavüldeki senaryoya bakarsanız Suudi Arabistan, BAE ve Mısır üçlüsü, ABD ve İsrailli ortaklarıyla birlikte Beşir’e karşı komplo kurdu. İsyan körüklendi ve müdahale tezgâhlandı. Yani iki ayaklı komplo: İsyan ve darbe!’
‘Komplo teorisine göre: Sudan tarafında bu işin orkestra şefliğini Milli İstihbarat ve Güvenlik Başkanı Salah Abdullah Muhammed Salih, namı diğer ‘Salah Goş’ yapıyordu. Bu mantıkla, Goş’un terörle mücadelede kapsamında CIA ile irtibattan sorumlu olması onu Amerikalıların adamı yapıyor; şubatta Münih Güvenlik Konferansı’nda Mossad Şefi Yossi Cohen’le görüşmüş olması da İsrail’in.’
1989’daki darbeden beri Beşir’le sırt sırta vermiş Savunma Bakanı Korgeneral Avad bin Avf da 11 Nisan’da Askeri Geçiş Konseyi’nin başkanı olarak arzı endam edince Suudi-Amerikan ekseninin adamı oluverdi.
‘Beşir, 22 Şubat’ta federal ve eyalet hükümetlerini feshederken Avad’ı Devlet Başkanı Birinci Yardımcılığı’na yükselterek kendi kaçınılmaz akıbetiyle ilgili bir yol haritası çizmiş gibiydi. Avad belki UCM’ye teslim edilmemesi yönünde Beşir için güvenli bir çıkış yoluydu. Aslını bilemiyoruz, nihayetinde bu da bir faraziyeye dayanıyor.’
‘Beşir UCM’ye teslim edilmeyecek!’
‘Darbe yapan konseyin ilk açıklamasında Beşir’in UCM’ye kesinlikle teslim edilmeyeceği taahhüdü de vardı. Beşir gibi Avad da Darfur’daki katliamlar sırasında Cancavid milislerini koordine ettiği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) peşinde olduğu biri.’
”Beşir ayrıca ABD’nin kara listesinde. Yoksa komplocular Avad’a, ‘Beşir’i devirirsen senin peşine düşmeyiz’ mi dediler? Henüz darbeden önce Fransız ve İngiliz istihbaratının Beşir’e, ‘Çekilirsen UCM’nin yakalama kararı askıya alınabilir.’ diye güvence vermeye çalıştıkları iddia edilmişti. Bunlar da sonuç itibariyle yüksek dozlu spekülasyonlar.”
Orgeneral Abdulfettah el Burhan ise bilindiği kadarıyla UCM’nin arananlar listesinde değil.
”İnce ayarlamalarla Avad bu işe giriştiyse neden Askeri Geçiş Konseyi Başkanlığı’nı 24 saat sonra bıraktı? Yardımcısı Orgeneral Kemal Abdulmaruf da görevden alındı. Üstelik Goş da bunların peşi sıra istifa etti. Komplodan gidersek tezgâhı kuranlar, darbenin üç ana aktörünü saatler içinde feda mı etti?
Avad’ın konsey bakanlığını bıraktığı Silahlı Kuvvetler Genel Müfettişi Orgeneral Abdulfettah el Burhan ise bilindiği kadarıyla UCM’nin arananlar listesinde değil. Onu öne çıkartan faktör bu muydu? Elbette uluslararası toplumla iyi bir başlangıç yapabilmek için UCM tarafından aranmayan birinin dümende olması akıllıca bir tercih. Peki, UCM faktörü ve bu tercih son dakikada mı akıllarına düştü?”
‘Yoksa ordu ve güvenlik birimlerinin tepesinde yaşanan kavga mıdır Avad’ı alıp Burhan’ı öne süren?’
”Abdulfettah el Burhan da Yemen savaşına katılan Sudan güçlerinin koordinasyonundan sorumlu komutan olduğu için Suudi-Emirlik ikilisinin temas noktasıydı. Aynı mantıkla bu da onu ‘Körfez’in adamı’ yapıyor olmalı. Bu durumda giden Körfez’in adamıydı gelen de, mesele yok mu diyeceğiz?”
Beşir’in Milis Gücü!
”Abdulfettah el Burhan’a yardımcı olarak Hızlı Destek Kuvvetleri’nin ‘Hemeti’ takma adlı komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalo atandı. Hızlı Destek Kuvvetleri olaylar sırasında polis ve istihbaratın göstericilere karşı şiddet kullanmasını önleyen tavrıyla şaşırtmıştı. Halbuki bu güç ‘Beşir’in milis gücü’ olarak biliniyordu. Muhalifler bu gücün tamamen dağıtılmasında ısrar ediyordu. Avad ile kişisel husumeti olduğu söylenen Hemeti, darbe sonrası ‘Sudan halkının kabul etmeyeceği hiçbir yapılanmanın içinde olmayacağım’ demişti.”
Gösterilerin motor gücü Sudan Profesyoneller Birliği,
”Peki, ‘Beşir gitti Avad da gidecek… Bir hırsızın yerini diğerinin almasını kabul etmeyeceğiz’ diye direten ve sokağa çıkma yasağına meydan okuyan Sudan halkının bu senaryoda hiç mi hatırı yok?
Gösterilerin motor gücü Sudan Profesyoneller Birliği, 22 partili Ulusal Değişim Cephesi ve 2014’te silahlı örgütlerin de katılımıyla sivil değişim için kurulmuş Sudan Çağrısı’nı buluşturan ‘Özgürlük ve Değişim Güçleri’ günlerdir askeri vesayetin olmadığı bir geçiş süreci için bastırıyor. Değişim için onlarca kurban verdiler. Bu direncin 1964 ve 1985’te olduğu gibi askerleri harekete geçmeye ya da geri adım atmaya zorladığı tespiti çok mu uçuk? Avad, 11 Nisan’daki bildirisinde askerlerin dümeninde 2 yıllık geçiş ve 3 aylık olağanüstü halden söz ediyordu.”
Beşir’den geriye hiçbir miras kalmasın!
”Geçiş sürecinin askerlerin kontrolünde olmaması taleplerin başında yer alıyor. Muhalifler Beşir ve ölümlerden sorumlu tutulan Goş dahil geride bıraktığı bütün adamlarının tutuklanmasını istiyor. Hele hele Darfur, Mavi Nil Eyaleti ve Güney Kordofan’da silahlı mücadele vermiş gruplar, Beşir’den geriye hiçbir miras kalmasını istemiyor; aksi halde yeniden savaşa dönmekten bahsediyor. Eğer komplo varsa bunun bir ayağı diğer ayağını reddediyor!”
Her türlü askeri yönetimi kökten reddediyoruz!
”Özgürlük ve Değişim Cephesi, Avad’dan sonra yelkenleri suya indiren Askeri Geçiş Konseyi’nin diyalog davetini kabul etti. Bu da sokaktaki ısrarın karşılık bulduğunun bir diğer göstergesi. Diyaloga ‘evet’ yanıtını, ‘Halkın talepleri karşılık buluncaya kadar sokaktan ayrılmayacağız’ şartı izliyor. Ve de şu çıkışı:
‘Her türlü askeri yönetimi kökten reddediyoruz. Ne Beşir rejiminden ne de askeriyeden kimsenin geçici yönetimde olmasını istiyoruz. Herhangi bir yabancı vesayeti de reddediyoruz.”’
Atılan geri adımlar sokaktaki ısrar ve direncin neticesi!
”Sonunda Askeri Geçiş Konseyi pazarlığa açık bir kıvamda muhaliflerden 10 temsilciyle masasına oturdu. Buluşmadan ne çıktı? Konsey ‘Siyasi partiler uzlaşmayla geçiş hükümetinin başbakanını belirlesin ama içişleri ve savunma bakanlıkları askerde kalsın’ dedi. Bu yaklaşım muhalif cepheyi de esnetti. Hükümette ordudan birilerinin olmasına karşı çıkmayacaklar. Bir de vaatler babında Konsey Başkanı Burhan rejimin sembollerinin kökünü kazıyacaklarını, sokağa çıkma yasağının kaldırılacağını ve olağanüstü hal yetkisiyle tutuklananların bırakılacağını söyledi. Rejimin devamlılığı için askeri müdahale tekerrür ederken atılan geri adımlar sokaktaki ısrar ve direncin neticesi.”
Türkiye, Beşir’le kurulan köprülerin yeni aktörlerce yıkılmaması için temenni modunda bekliyor!
”Bundan sonraki süreç dış müdahaleden azade mi? Elbette değil. Sudan’a ulaşma kanalları olan devletler geçiş sürecini maksimum düzeyde yönlendirmek için boş durmayacaktır. Amerikan yönetimi temasa geçeceğini duyurdu. İstihbarat düzeyinde zaten temasları vardır. Suudi Arabistan, askeri konseye destek verip insani yardım göndereceğini duyurdu. Türkiye, Beşir’le kurulan köprülerin yeni aktörlerce yıkılmaması için temenni modunda bekliyor.”
Suud-Emirlik ekseni ve Türkiye-Katar ikilisi!
”Bundan sonra Beşir ve yol arkadaşlarının kaderi, UCM’deki dosyalar, ABD ve İsrail’i rahatsız eden politikalar, Sudan’ın hem Suud-Emirlik eksenine hem Türkiye-Katar ikilisine el veren karmaşık ittifak ilişkileri en fazla tartışılan konular olacaktır. Haliyle bugüne kadar ağırlıklı olarak iç dinamikleriyle konuştuğumuz süreç bundan sonra daha fazla dış etkiye ve müdahalelere açık hale gelebilir. Yeni sivil yönetimin yapısını ve siyasi parametrelerini görünceye kadar da Sudan üzerinde eksenler savaşına dair ahkâmların değeri sınırlı olacaktır.”
Kaynak
www.gazeteduvar.com.tr
Fehim Taştekin
+ There are no comments
Add yours