‘Bana itaat eden Allah’a itaat eder’
Ayça Pars, Adnan Oktar cemaatine yönelik açılan dava kapsamında örgüt yapısını ve Oktar’ın anlattı.
Adnan Oktar Cemaati’nin yıllardır attığı tüm hukuksuz adımlar, AKP korumasında görmezden geliniyordu.
Adnan Oktar grubunun ‘Hayalet’ lakaplı üyesi, ‘seks olimpiyatlarını’ anlattı
Adnan Oktar grubunun ‘Hayalet’ lakaplı üyesi Murat Çakır, etkin pişmanlıktan faydalanmak için mahkemeye başvurdu.
Çakır, turnike sistemine ‘seks olimpiyatları’ denildiğini anlattı.
Kamuoyunda ‘Adnan Hoca‘ olarak bilinen Adnan Oktar ve grubuna yönelik dava kapsamında 8 yıl hapis cezası alan ‘Hayalet’ lakaplı Murat Çakır, cezaevinden İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazdığı dilekçede, itirafçı olup etkin pişmanlıktan faydalanmak istedi.
Hürriyet gazetesinden Aydemir Kadıoğlu’nun haberine göre Çakır, Adnan Oktar organize suç örgütüyle ilgili şunları anlattı:
“Örgütün turnike sistemine ‘seks olimpiyatları’ deniyordu. Bu konu turnikeye giren örgüt üyelerinin cinsel gücü ile ilgiliydi. Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Ender Daban, Tahsin Akkaş gibi kişilerle özel konuşurdu. Kızlarla ise bu kişiler gittikten sonra açık alanda sohbet ederdi..
Bu sohbetlerde erkeklerin cinsel gücünden bahsedilirdi. Kadınlara tebliğin ancak onlarla sevgili olarak olabileceği, sevgili olmadan ve ilişkiye girmeden kadınların tebliği kabul etmeyeceği anlatılırdı. Kadınların diğerleriyle ilişkiye girmeleri, bu sayede gururlarının kırılıp dini daha çabuk anlayacakları söylenirdi..
Adnan Oktar’ın din bilgisi yoktu. Arapça bilmiyordu. Kuran üzerinden kendisine menfaat sağlayacak çıkarımlar yapardı. Oktar ve tebliğciler, Mehdi’nin İstanbul’da olduğunu, hicri 400 yani 1979’da görevine başladığını, adının Adnan olduğunu, Mehdi cemaati gibi kendilerinin de 313 kişi olduğunu anlatırlardı.”
‘Kadınları sorardı’
Oktar’ın Dragos’tan stüdyoya gidişlerinde ‘Kadın var mı?’ diye sormasına şahit oldum. Stüdyoda bazen gece geç saatte olan yayınların sabahlarında misafir beklenirdi. Turnike sisteminin Adnan Oktar’a cariye oluşturma sistemi olduğunu daha sonra bu şekilde anladım.
“Bacılara bakmak, konuşmak yasaktı”
Adnan Oktar grubunun ‘Hayalet’ lakaplı üyesi Murat Çakır:
“Suç örgütünün kayıtsız, şartsız, tartışılamaz, eleştirilemez lideri Adnan Oktar’dı. Adnan Oktar radikal yıkıcı kültlere benzer yöntemlerle, dini duyguları kullanarak yüzlerce insanın beyinlerini yıkamış, kendisine bağlamış, özgür iradelerini ellerinden alıp onları kullanmış, maddi ve manevi olarak istismar edip mağdur etmiştir..
Adnan Oktar örgüt içindeki herkesten bir şekilde faydalanıp kullanmak isterdi. Bacılar ve kız kardeşler kısmını bilmiyorum. Yüz yüze gördüğüm sadece inşaat şirketinden Yasemin Mert vardı. Onun dışında bacılara, kız kardeşlere, stüdyoya gelen yerli ve yabancı misafirlere bakmak ve konuşmak yasaktı. Cemaatteki herkesten infak adında para istenirdi.”

Adnan Oktar’ın da yargılandığı davada dikkat çeken iddialar
Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 73’ü tutuklu 226 sanığın yargılandığı davanın 60. duruşmasında itirafçıların ifadeleri alınmaya devam edildi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan Duruşmada, soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak cezaevinden tahliye edilen tutuksuz sanık Ç.Ç. savunma yaptı.
Ç.Ç.:
”iki kişinin tecavüzüne uğradım..
2012 yılında 15 yaşındayken dershaneye giderken, şu anda tutuklu olan sanık Bora Yıldız ile tanıştım..
Bora Yıldız kendisini ‘reklam ajansı sahibi2 olarak tanıttı. Ben de o dönem spiker olmayı çok istiyordum. Çok iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Bora Yıldız ile görüşmeye başladık. Sonrasında sevgili olduk..
Sonraki dönemlerde henüz reşit değilken Bora Yıldız beni, ‘ağabeyim’ ve ‘babam’ diye bahsettiği Adnan Oktar ile tanıştırmaya götürdü..
Tanıştıktan sonra ara ara Bora beni, Adnan Oktar’ın olduğu ‘stüdyo’ denen yere götürüyordu. Bir gün, Adnan Oktar beni görür görmez, ‘Sen ne güzelsin, kedi gibisin’ diye iltifat etmeye başladı. O zaman 17 yaşındaydım. Bora, ‘Nasıl buldunuz, nasıl buldunuz?’ diyordu, çok heyecanlıydı. Adnan Oktar, ‘Aferin Bora. Çok güzel kız, ne zaman evleniyorsunuz? Hemen evlenin.’ dedi. Bana dönüp, ‘İri olman çok güzel, boyun uzun, belin ince çok güzel, Bora tuttum ben kızı, bu kızla evlen.’ dedi..
Başka bir gün yine stüdyoya gittiğimizde iki kişinin tecavüzüne uğradım. Bu esnada birden içeri Adnan Oktar girdi. İkisi de Adnan Oktar’a kilitlenir gibi bakarak tecavüze devam ediyordu. Adnan Oktar, bana bakıp ‘Canımın içi ne kadar güzelsin’ dedi, çıktı, gitti..
Yanında sürekli mehdilikten bahseden Oktar, ‘Hayret ediyorum ya, bana ne kadar benziyor özellikleri. Bu kadar da olmaz’ diyordu.”
“DÜĞÜNDEN SONRA ADNAN OKTAR’A GÖTÜRÜLDÜM”
Ç.Ç :
”Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan tutuksuz sanık E.T. ile sahte bir evlilik yaptım..
Planı Adnan Oktar yaptı. Ben annemi E.T’yi sevdiğime, onunla evleneceğime ikna ettim. Ailem önce garipsedi ama sonra kabul etti. E.T. ile evlendik. Düğün yaptık, hatta Adnan Oktar davul zurna gönderdi. Düğün bittikten sonra E.T. beni stüdyoya götürdü. İçeri bile girmedi, beni bırakıp gitti. Zaten ben E.T’yi sözde, nişanda ve düğünde gördüm sadece. Adnan Oktar bana stüdyoda oda hazırlattı, ‘Bu gece burada kalsın, yarın bakarız nerede kalacağına’ dedi. O gece orada yattım. Ailem bu evliliğin sahte olduğunu anlamasınlar diye bize ev tutulmuştu, hatta düğünden sonra örgütten 2 kişiyle balayına gönderildik. Sahte mutlu pozlar vererek fotoğraf çektirdik..
Stüdyonun olduğu binada kaldığımda Adnan Oktar tarafından cinsel istismara maruz kaldım. Başka kızların da istismar edildiğini gördüm..
Oktar’la ilişkiye giren kadınlar hamile kalmamak için doğum kontrol hapı kullanıyorlardı..
Bu örgütün içindeyken her zaman en güçlü güvenlik önlemi benim için alındı. Odamda dahi kameralarla izlendim. Her akşam benden çıplak fotoğraf istiyordu. Elimde fotoğrafları olsun’ diyordu. Bu fotoğraflarımın diğer örgüt üyelerine de dağıtıldığını gördüm. Şifreleyip kayıt ediyorlardı. Diğerlerinin ellerinde fotoğraflarımı gördüm..
Adnan Oktar yüzünden devam edemediğim eğitim hayatına, cezaevinden çıktıktan sonra yeniden başladım. Yakalanmadan önce nasıl ifade vereceğimiz ve cezaevinde nasıl hareket edeceğimiz konusunda uyarıldık..
Beni ailemle tehdit eden Oktar zaman zaman cin çağırma seansları düzenliyordu.”
“KOLUMA DÖVME YAPTIRTTI”
Ç.Ç :
“Örgütteyken, Adnan Oktar’ın talimatı üzerime kaşlarımı tıraş bıçağıyla kazıdılar. Adnan Oktar yeni şekline karar verene kadar bir süre kaşsız gezdim. Karar verdikten sonra örgüt üyesi kadınlardan biri şekli çizdi, kaşıma yukarı doğru dövme yaptırıldı. Cezaevinden çıktıktan sonra sildirdim o kaşları ama hala izi var..
Bunun yanında sol koluma büyük bir yılan dövmesi yaptırdı. Bunun sebebi, eğer örgütten ayrılırsam, böylesi dövmesi olan birine iş veremesinler diyedir. Diğer bir sebebi ise, önceden anlattığım gibi her gün benden boydan çıplak fotoğraf isterdi. Bu dövmeli halimin fotoğrafları elinde olduğundan, örgütten ayrıldığımda o kişinin ben olduğumu inkar edemeyeyim diye..
Eski fotoğraflarım, tahliye olan veya firari sanıkların elinde beni yıpratmak için hakkında karalama kampanyası yapıyorlar.”
Sanık Ç.Ç ‘nin ardından söz alan avukatı, sanığın eğitimine yurt dışında devam etmek istediğini ancak rahat bırakılmadığını belirterek, müvekkili hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.
Sanık avukatının bu talebini reddeden mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
AYÇA PARS VE AÇIKLAMALARI
Adnan Oktar cemaatine yönelik açılan davanın 57. duruşması etkinlik pişmanlık hükmünden yararlanan tutuksuz sanıkların savunmalarıyla başladı.
Etkin pişmanlıktan yararlanan Ayça Pars cemaatin yapısını anlattı.
Ayça Pars:
”Adnan Oktar bize, ‘Bana itaat eden Allah’a itaat eder’ derdi. Sorgulanmayacağını söyler, mini etek giyilmesini isterdi.”
Davaya etkin pişmanlık hükmünden yararlanan 9 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı.
Cemaatin kapatılan televizyon kanalı A9 TV’nin reji sorumlusu sanık Ayça Pars:
”Cemaatten ayrılmak isteyenlere karşı yapılan faaliyetler… Oktar dağılmaya karşı iki kavram sundu..
Birincisi Kuran’dandı ‘Biz hak cemaatiz, bu yüzden bana itaat etmek zorundasınız. Bana itaat eden Allah’a, Peygamber’e itaat eder. Bana ihanet eden Allah’a peygambere ihanet eder’ dedi. Bu şekilde örgütlenmeye başladılar. Biz de inandık..
İkinci kavram ise münafık kavramıdır. Kuran’daki münafık kavramını göstererek ayrılan herkese münafık damgası vurdu. ‘Örgütten ayrılan herkes münafıktır’ dedi. Bugüne kadar örgütün bu halde olması ve hala böyle devam etmesinin en önemli sebebi bu iki kavramdır.”
‘BACILAR VE KARDEŞLER GRUBU KURULDU‘
Ayça Pars:
” Adnan Oktar hiyerarşik bir yapı oluşturdu…5. ve 6. gruptakiler örgüte karşı gelenlerdi..
Birinci grup tebliğ grubuydu. 2000 yılı sonrasında gruplar çok karıştı. Erkek kız ayrımı diye gruplar oluştu, ‘Bacılar’ ve ‘Kardeşler’ grubunu oluşturdu..
Bizim kardeşler grubuyla görüşmemizi yasakladı. İzinli birkaç kişi zaruri işlerde telefonla görüşebiliyordu. Bunlar Oktar’ın emriyle oluyordu. Oktar’ın emri olmadan hiçbir şey yapılmıyordu. İmam bacılar, Oktar’a rapor veriyordu.”
‘OKTAR’DAN HABERSİZ SAÇIMA TOKA BİLE ALAMAM‘
Ayça Pars:
”Cemaatin fonu var ve fonun başında Alev Babuna bulunuyor..
Bacılar isimli kadınlardan oluşan grup üyeleri tek başına dışarı çıkamaz..
Adnan Oktar’ın emriyle cemaat üyeleri sadece zorunlu işlerini yapmak için dışarı çıkabilir.”
Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, örgüt üyelerine ait evleri sorunca…
Ayça Pars:
”Adnan Oktar’dan habersiz ben saçıma toka bile alamam. Böyle bir ağ vardır. Gayrimenkul almak vesaire böyle bir şey mümkün değil. Tek kişi üzerine ev alınmaz zaten. Adnan Oktar ‘Şunların üzerine ev yapın der’ onun üzerine ev yapılır. Bizim üzerimize bir araba yapabilirler fakat evi birkaç kişi üzerine yaparlar.”
‘MAAŞ KARTLARIMIZ ALEV BABUNA’DAYDI‘
Ayça Pars:
”Boğaziçi Üniversitesi’nde Matematik Bölümü okudum. 4. sınıfta Adnan Oktar’ın emriyle okulu bıraktım. Bizim toplumla bağımızı koparmaya çalışıyorlardı. Okulu bıraktığımı aileme söyleyemedim, ömürleri boyunca beni okutmuşlardı. Aslında çok parlak bir öğrenciydim. Örgütsel faaliyetlere girdim. Sadece tercümeler ve araştırmalar yaptım. Maddi gelir sağlamak için çeşitli işe girdim, maaş kartım Alev Babuna’daydı. Maaşımı Alev Babuna alıyordu. Herkesin kartı Babuna’daydı. Son zamanlarda kartları Pelin Akçalı almaya başladı.”
”ÖNCE ‘ADNAN’ SONRA ‘AŞKIM’ DEMEMİZİ İSTEDİ”
Ayça Pars:
”Örgüte 1989 yılında girdim. Bizim eskiden kıyafetlerimizin renkleri bile sayılıydı. Çekici olmayalım, hatlarımız belli olmasın, diye erkek gömlekleri giyerdik..
Adnan Oktar’ın talimatıyla kadınlar bu hale geldi. Adnan Oktar’a yönelik yapılan danslar vesaire çıplaklıktan öte müstehcendi. Sebebi Oktar’ın ilgi odağı olarak gösterilmek istenmesiydi. Biz eskiden ‘hocam’ diyorduk, sonra ‘Adnan’ dememizi istedi. En son da ‘aşkım’ demeyen dayak yiyordu. Zoraki bir şekilde herkesi alıştırdı. O pozların yanında ayet paylaşıp da ‘İslam’da kadın böyle olur’ demelerini ben kabul edemedim.”
‘MİRASI ÖRGÜTE KAYDIRMAK İÇİN SAHTE EVLİLİK YAPTILAR‘
Ayça Pars:
”Adnan Oktar’la kadınlar yazı yoluyla iletişime geçti. Oktar genelde kimseyi dinlemezdi. Bayanlar yazı yazarken mutlaka ‘Aşkım’ ya da ‘Sevgilim’ kelimesini kullanmak zorundadır. Eğer yazmazlarsa Oktar, ‘Neden böyle soğuk mektup yazıyorsun’ diye kızardı..
Adnan Oktar imam nikahı olan herkesin boşanmasını istedi. Çeşitli durumlardan dolayı ailesinden kopartılan kişiler örgüttekilerle evlendirildiler. Bunlar hiçbir şekilde bir araya gelmediler. Tamamen kağıt üstünde bir evlilikti. Mirasını ailesine kaptırmayıp örgüte kaydırmak için böyle bir şey yaptılar. Gerçekçi olması için suni düğün fotoğrafları çekildi. Normalde göz göze gelmesi gerekiyorken fotoğraflarda birbirlerinin alınlarına bakıyorlardı. Telefon görüşmesi bile aralarında yasaktı.”
‘ERKEKLER SİLAHLA NÖBET TUTARDI‘
Ayça Pars:
”Hem bayanlarda hem de erkeklerde düzenli nöbet sistemi vardır. Dragos’taki villada Adnan Oktar uyurken dışarıdan gelen gruplar nöbet tutarlardı. Erkeklerde ‘Nöbetçi kardeş’ diye bir tabir vardır. Silahlı olarak nöbet tutarlardı. Mutlaka silahlı bir kardeş olurdu. Silahlı olan kişi orayı terk edemezdi.”
‘OPERASYON OLACAK DİYE BİLGİSAYARLARA FORMAT ATTILAR‘
Ayça Pars:
”Bilgisayarlara format atılması…Serap Akıncıoğlu tüm bilgisayar işlerini yapan kişiydi, hatta Seda Bozkurt adını kullanır. Ara ara operasyon olacak diye haber geliyordu bize ve formatlar atıldı. Önemli kişiler harddisklerini tamamen değiştiriyordu. Herkesin bilgisayarını dolaşarak arka plan temizliği yapıldı..
Örgütteki kişilerin ailelerine genelde cinsel içerikli iftiralar atılıp küçük düşürülürdü. Aileler çocuklarını görmek istiyordu ama örgüt izin vermiyordu. Adnan Oktar ailelerine hakaret ettiriyordu çocuklarına.”
‘OKTAR NE DERSE O OLUR‘
Ayça Pars:
”Televizyon programları…Adnan Oktar bazı kişiler için yayında bacaklarını açarak oturmasını ya da iç çamaşırı giymemesini istedi..
Belli bir tarihten sonra bayanlar yayına çıkmamaya başladı. Hiç kimseyi göstermediğim için bayanlar o şekilde duruyorlardı..
Örgüt içerisinde tüm mal varlığı Adnan Oktar’ın kontrolündeydi. Kim saçını hangi renge boyattı, ne yaptı hepsi kurallıdır. Evde kimin kalacağını söyleyen Oktar’dır. O ne derse o olur.”
‘BEN DEVLETE SIĞINDIM‘
Ayça Pars:
”Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp tahliye olunca örgüt mensupları bana baskı yaptı..
Devlet bu örgütün yakasındayken örgüt bunları yapabiliyorsa mahkeme bittiğinde ne olacak ben bilmiyorum. Ben devlete sığındım, devletin beni korumasını istiyorum.”
‘CEZAEVİNDE ÖZGÜR HİSSETTİM‘
Ayça Pars:
”Örgüt bize çok baskı yaptı. Cezaevine girince kendimi özgür hissettim. Orada bir sistem yoktu, beni arayan yoktu. Çok rahattı. Orası gerçekten rahattı. Daha önce kaldığımız yerde sürekli bir baskı, tehdit vardı. Cezaevine girince ailemde ilk görüşmemle bana bir avukat bulun ‘Ben etkin pişmanlıktan yararlanacağım’. Cahil diyeceğiniz bir kesimden gelmedim. Bunun örnek olması için her şeyi tüm samimiyetimle anlattım. Beraatimi talep ediyorum.”
https://www.cafemedyam.com/2020/02/20/sehvetiye-tarikati/
HARUN YAHYA
1980’lerle birlikte adını duyurmaya başlayan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’ndeyken kendi cemaatini oluşturan Adnan Oktar, Harun Yahya mahlasıyla yazdığı safsatalarla gericilerin gözdelerinden olacaktı.
1987’de Harun Yahya takma adıyla “Yahudilik – Masonluk” adlı bir kitap yazan Oktar, 80’lerin sonunda ve 1999 yılında iki kısa tutukluk yaşadı.
Adnan Oktar, o yıllardan sonra iktidar desteğini hiç kaybetmedi.
ERDOĞAN’LA İLK TEMAS
Erdoğan’ın Adnan Oktar Cemaatiyle temasını gösteren haberler 1994 yılına dayanıyor.
Erdoğan’ın belediye başkanlığından bu yana destek ilişkisi içinde olunduğu bilinirken, Adnan Oktar Cemaati’nin yıllardır attığı tüm hukuksuz adımlar, AKP korumasında görmezden geliniyordu.
Evrim ve bilim düşmanlığı yaparak, komünistleri hedef alarak yıllarca safsatalarla gündem olan Oktar, dava açtığı herkese ceza aldırdı, istediği siteleri kapattırdı ve hangi hukuksuzluğa imza atarsa atsın görmezden gelindi…

‘YÜZLERCE KİŞİYE DAVA AÇTI, İSTEDİĞİ KİŞİ CEZA ALDI‘
Aralarında soL yazarlarının da olduğu yüzlerce kişiye dava açan Adnan Oktar, mahkemeler aracılığıyla canı hangi haberi isterse sansürletebiliyordu.
Adnan Oktar, AKP iktidarında o kadar rahattı ki, devlet okullarında evrim karşıtı etkinlikler yapmayı başarıyordu.
‘ABD’DEN MADALYA ALDI, İSRAİL’E DESTEK VERDİ‘
Evrim karşıtlığı konusunda ABD askerlerine bile eğitim verdiği haberleriyle gündeme gelmeyi başaran Adnan Oktar, bu eğitimlerin ardından bir de madalya sahibi olacaktı.
İsrail’in Filistin’i hedef aldığı katliamlar sırasında İsrail’in yanında durmaktan da çekinmeyen Adnan Oktar:
“Durduk yere roket atmanın ne anlamı var. Onlar da seni bombalıyorlar işte. Ve buna nefsi müdafaa diyorlar. Adam da senin roketine bombardımanla karşılık veriyor. Olan çocuklara oluyor. Batı Şeria İsrail’le anlaşma yaptı ve 2005’ten bu yana Batı Şeria’ya saldırmıyor İsrail” diyebilen bir gericiydi.
‘HEPİMİZ ORADAYDIK‘
Yıllarca AKP gibi o da Gülen Cemaati’ne destek verirken, soL’un bu itirafları hatırlatması sonrası “hepimiz oradaydık” diyerek Erdoğan’ı ve tüm AKP’lileri de itiraflarına destek olarak sunan da Adnan Oktar’dı.
ERDOĞAN’A BÜYÜK ÖVGÜLER
Adnan Oktar, Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a övgüler yağdırırken, “Erdoğan’ın kılına dokundurtmayız” diyecek kadar bağlılığını ilan ediyordu.
“Dua ile Başbakan’a moral verilmesi gerekiyor” diyen Adnan Oktar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan için de “Yaman bir delikanlıdır o” diyecekti.
16 NİSAN’DA AKP’YE DESTEK
Adnan Oktar, A9 kanalında ve sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla, Erdoğan’a 16 Nisan referandumunda da destek vereceğini duyurmuştu.
Anayasa değişikliği “evet” oyu vereceğini belirten Adnan Oktar, “Tayyip hocamın önünü açın” diyerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a destek vermişti.
RTÜK’ÜN EN BEĞENİLENİYDİ…
AKP ile yaşadığı kriz sonrası kanalına ağır cezalar gelen Adnan Oktar, daha 7 Ocak 2016’da RTÜK tarafından en beğenilen kanal ilan edilmişti.
İŞLER TERSE DÖNÜYOR
2017’ye gelindiğinde yıllarca Adnan Oktar’ı savunan AKP medyasında Adnan Oktar aleyhinde haberler çıkmaya başlarken, ilk önemli haberlerden biri Saray’a verilen bir dosyaya ilişkin olmuştu.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cevat Babuna’nın eşi, Adnan Oktar’a ilişkin bir dosyayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiklerini açıklamıştı. Cevat Babuna, yıllar önce yaptığı bir açıklamada Adnan Oktar için, “Çocuklarımın beynini yıkadı. Onun yüzünden mutlu ailemiz dağıldı” demişti.
Cevat Babuna’nın eşi Semin Babuna, Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar’a yaptığı açıklamada, Adnan Oktar’a ilişkin bir dosyayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilettiklerini söylerken, “Onlarla alakalı dosyayı Cumhurbaşkanımıza verdim.. Bunları düne kadar FETÖ yargısı koruyordu.. Şimdi onlar yok ve gereği yapılır diye ümit ediyorum.. Tayyip beyin onlardan hazzetmediğinin şahidiyim” ifadelerini kullanmıştı
DİYANET DEVREDE
Adnan Oktar’a karşı atılan bir diğer önemli adım Diyanet üzerinden gelecekti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş:
“Cezaevinde yatış sebeplerinden birisi de Atatürk’e hakarettir. 90’lı ya da 80’li yıllarda ben çok iyi biliyorum Atatürk’e hakaretten cezaevinde kaldı ama şimdi en büyük Atatürkçü olarak kendisini söylüyor. Dengesi bozulmuş bir insan. Biz bunun doğru olmadığını söylüyoruz. Ama o televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığında değil ki, yetki kimdeyse onun kapatması lazım. İnşallahlar, maşallahlar havada uçuşuyor, dini bir takım referanslar ve orada dansöz oynatıyorsun böyle bir şey olabilir mi?”
Oktar, Diyanet’e yanıt olarak “kerhane paralarıyla maaş” alıyorsunuz deyince kavga da alevlenmişti.
İLK MAHKEME KARARI
Adnan Oktar’a karşı harekete geçildiğini gösteren ilk mahkeme kararıysa, kızlarının Oktar tarafından alıkonulduğunu belirten babanın talebi üzerine gelecekti.
Avusturya’da yaşayan Elvan Koçak, 7 yıl önce ayrıldığı eşi Gülperi K. ile birlikte Türkiye’ye gelen çocukları 19 yaşındaki Ş.K. ve 17 yaşındaki B.K’dan uzun süre haber alamadığını, akrabalarının söylemesi üzerine kızlarının Adnan Oktar’ın sahibi olduğu kanalda yayınlanan programa çıktığını gördüğünü, kızlarının bir otelde zorla tutulduğunu iddia ederek, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunmuştu.
Kısa süre önce “en beğenilen program” haberleriyle günden olan Oktar, artık en çok şikayet edilen program haberlerine konu olacaktı.
SON BİR HAMLE YAPTI AMA…
Sonrasında Adnan Oktar’ın kanalına büyük bir sansür uygulanmaya başlanırken, Oktar da karşı hamle olarak Erdoğan’a yanında olduğu mesajları ulaştırmaya çalıştı.
Yıllarca destek verdiğini ilan ettiği Erdoğan’ı 24 Haziran seçimlerinde de destekleyen, eski haberleri paylaşarak mazimiz 94’e dayanıyor diyen Oktar cemaati, seçimde Erdoğan’a oy verdikten kısa süre sonra gelen operasyondan kurtulamadı.
Yani AKP, uzun süredir destek verdiği, uzun yıllar birlikte yürüdüğü bir başka cemaatle bu kez kendi hamlesiyle yolları ayırıyordu.
Yani AKP, uzun süredir destek verdiği, uzun yıllar birlikte yürüdüğü bir başka cemaatle bu kez kendi hamlesiyle yolları ayırıyordu.
Adnan Oktar’dan dikkat çeken Erdoğan hamlesi

Çarşamba, 31 Ocak 2018 08:34
AKP 15 Temmuz sonrası bazı cemaat ve tarikatlara desteğini arttırırken, dün Furkan Vakfına ise polis operasyonu düzenletti.
Arasının açık olduğu gerici kurumları tasfiyeye hazırlandığı belirtilen AKP’nin sıradaki hedefinin ise Adnan Oktar olduğu ileri sürülüyor.
Odatv‘de yer alan habere göre, Oktarcılar bu durum üzerine çoktan harekete geçti.
Grubun kadın “müritleri”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup üyeleriyle birlikte olduğu görüntüleri paylaştı.



https://www.cafemedyam.com/2020/02/15/badeci-seyhin-sir-odasinda-neler-oldu/
İLGİLİ HABER
haber.sol. – Yeniçağ
