GENEL

KATLİAMIN ŞAHİDİ ANLATTI!

”Kültür merkezindeki anma töreninde kapıları kapatmasaydım saldırganlar içeriye girmiş olsalardı 600 kişilik bir katliam yaşanabilirdi.”

MADIMAK

Sanatçı, aydın ve çocukların da aralarında bulunduğu 35 yurttaşımızın gericiler tarafından kuşatılan ve yakılan Madımak Oteli’nde katledilmesinin üzerinden tam 27 yıl geçti. 

2 Temmuz 1993’te gericilerin Sivas’ta gerçekleştirilen Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ni hedef alarak örgütledikleri provokasyon sonucu, Madımak Oteli ateşe verilmiş, içerisinde bulunan 33 aydın ve iki otel çalışanı diri diri yakılmıştı. 

Dönemin Sivas İl Kültür Müdürü, gazeteci-yazar Mehmet Talay, 26 yıl önce bugün yaşananları anlattı.

 Talay:

“Saldırganlar içeriye girmiş olsalardı 600 kişilik bir katliam yaşanabilirdi” diyerek söze başladı.  Katliam günü devletin ve güvenlik güçlerinin yetersizliğine değinen Talay, Saat 14:30 civarında İstasyon Caddesi’nde  ‘Allahû Ekber’ diye bağıran gericilerin kültür merkezine doğru ilerlediğini görünce, dışarıda kim varsa içeri aldırdım ve kapıları kapattım. Bir anda inanılmaz bir taş yağmuru başladı..

Kültür merkezindeki anma töreninde kapıları kapatmasaydım saldırganlar içeriye girmiş olsalardı 600 kişilik bir katliam yaşanabilirdi..

O gün kriz masasında vali, ordu komutanına askerleri Madımak Oteli’ne acilen gitmesi emrini verdi fakat ordu komutanı gülünç gerekçelerle bu emri dinlemedi..

Saat 11.00’de odama girdiğimde yabancı birisiyle karşılaştım. Meraklı gözlerle baktığımda kendisini tanıttı ve istihbarattan geldiğini, öğlenden sonra Pir Sultan Abdal Şenliği’ne katılanlara yönelik bir hareketlilik olabileceğini, Valiliğin de bilgilendirildiğini söyledi ve gitti.”

‘VALİYE ULAŞAMADIM!’

Talay:

”Sivas İl Kültür Müdürü olarak Şenliğin düzenlenmesine katılmış ve Komite görevi almıştım. Pencereden dışarıya baktım. 200 metre ilerde Buriciye Medresesi ve hemen önünde de Osmanlı Dönemi Ulu Cami vardı. Cami avlusunda Cuma namazına gelenler, Buriciye Medresesi’nde de öğlenden sonraki etkinlikler için gençler bir araya gelmişlerdi. Vali Karabilgin ile irtibat kurmak için aradım ama ulaşamadım.”

KÜLTÜR MERKEZİNE GİTTİM’

Talay:

”Aklıma kültür merkezinde öğlenden sonra ‘Arif Sağ’ konseri ile sonrasında yapılacak panel geldi. Aracıma binerek kültür merkezine gittim. 600 kadar kadın ve gençlerin ağırlıkta olduğu topluluk salonda ve fuayede bekleşiyorlardı. Kültür Merkezinde çalışan bir görevliyi çağırdım ve eline bir pusula vererek ‘Pir Sultan Derneği Genel Başkanı olan Murtaza Demir’i’ bularak bu notu vermesini söyledim. (Görevlinin bu notu ulaştırıp ulaştırmadığını hala bilmiyorum) Saat 14.30 civarında İstasyon Caddesi’nden insanı ürküten gümbürtülü bir sesle ‘Allahû Ekber’ diye slogan atan bir grubun Kültür Merkezine doğru ilerlediğini görünce, dışarıda kim varsa içeri aldırdım ve kapıları kapattım. Bir anda inanılmaz bir taş yağmuru başladı.”

‘HERKESİ SALONDA TOPLAYIP BARİKAT KURDUM’

Talay:

”Çok az sayıda polis, grubu merkeze 20-30 metre mesafede durdurabilmişti. 15-20 dakika sonra gelen grup yeniden Valilik binasına yöneldi. Merkezin dış duvarları tamamen kalın camlarla kaplı olmasına rağmen atılan taşlarla yer yer kırılmış ve büyük çatlaklar oluşmuştu..

Salonda bulunanlar büyük bir panik içindeydi. Herkesi yeniden salonda topladım ve sakin olmalarını ve bize yardımcı olmalarını, tehlikeyi bertaraf edeceğimizi belirten bir konuşma yaptıktan sonra, salon koltuklarını söktürerek kırılan camların ve tüm dışarıya açılan duvarların arkasına barikat yaptırdım..

Güçlü kuvvetli gençlerden bir grup oluşturarak bu barikatlar bozulursa yeniden takviye etmelerini ve asla içeriye kimsenin girmemesini sağlamalarını söyledim. Yaklaşık bir saat sonra öncekinden daha güçlü bir sesle slogan atan yaklaşık beş bin saldırgan taş yağmuruna tuttular..

Salonda panik ve haykırışlar dayanılmaz boyuta ulaştı. Polis ve jandarma taş yağmurundan dolayı merkezi korumaya alamadılar. Bütün camları parçaladılar. Artık saldırganlarla karşı karşıyaydık ve aramızda 3-5 metre mesafe kalmıştı. Bir avuç insan barikatların gerisinde elimizde sopalarla bekliyorduk. Onları içeriye sokmamaya kararlıydık. Girselerdi 600 kişilik bir katliam yaşanabilirdi.”

”Barikatı aşmaya çalışan saldırganlarla müthiş bir çatışma yaşandı. Ama direndik, içeriye sokmadık saldırganları.”

‘İÇERİYE GİREMEYİNCE VALİLİK BİNASINA YÖNELDİLER’

Talay:

”İçeriye giremeyeceğini anlayan saldırganlar yeniden Valilik binasına yöneldiler, giderek büyüyen kalabalıkla beraber. Bu arada şenlik öncesi kültür merkezinin bahçesine dikilen ‘Pir Sulan Abdal’ anıtını sökerek parçaladılar.”

‘Soğukkanlılık ve kararlılıkla saldırıyı püskürtmüştük…’

Talay:

”Hemen harekete geçtim. İstanbul’dan şenliğe katılmak için gelenlerin iki otobüsü vardı yakında, onları merkeze yanaştırdım, 300 kadın ve çocuğu iki otobüsle Ali Baba Mahallesi’ne gönderdim. Kalanları da üçerli beşerli gruplar halinde kültür merkezinden tahliye ettirdim..

Kültür merkezindeki anma töreninde kapıları kapatmasaydım ve saldırganlar içeriye girmiş olsalardı 600 kişilik bir katliam yaşanabilirdi.”Merkezde sadece ben ve personelim kalmıştı.”

‘ORDU KOMUTANI İZİN VERMEDİ’

Talay:

”Telefonla Vali Karabilgin’i arayarak durumu rapor ettim ve Vali bana, merkezi tamamen boşaltmamızı ve benim de Valiliğe gelerek kriz masasına katılmamı söyledi. Herkesi tahliye ettim ve Valiliğe arka sokaklardan dolaşarak gidebildim. Daha sonra Valilik binasında kriz masasında vali beyin başkanlığında emniyet müdürü, jandarma komutanı ve tüm birim müdürleri ile toplantı yaptık.”

‘Ordu komutanı nedense olaylara müdahale için askerleri göndermedi.’

Talay:

”Vali bey ordu komutanına askerlerin Madımak Oteli’ne müdahale etmesi emrini verdi. Ordu komutanı Tuğgeneral askerlerin acemi er olduğunu ve onların kesinlikle olayın içerisine sokamayacağını söyledi. Oysa orada acemi askerin yanı sıra koskoca bir tugay vardı. Uzman askerlerin olmasına rağmen ordu komutanı nedense olaylara müdahale için askerleri göndermedi. Gülünç gerekçeler ortaya sürdü. Yeterli asker gönderilmeyince olaylar daha da büyüdü.”

SAHTE İHBAR YAPILDI’

Talay:

”İkinci bir ayrıntı da şu; olay günü Sivas’ta o olaya müdahale edip dağıtabilecek jandarma birliği vardı. Valiliğin hemen yanında. 2 Temmuz günü sahte bir ihbarla Sivas’ın Divriği ilçesinde PKK’lıların görüldüğü iddiası ile, bu birliğin bir bölümü bölgeye gönderilmiş. Askerlerin bölgeye sahte ihbarla gönderilmesi ve olaylara müdahaleden uzaklaştırılması da araştırılması gereken bir konudur. Jandarma birliği Divriği dağlarında dolaşırken Madımak Oteli’ni hiç zorlanmadan yaktılar.”

”Sonradan öğrendiğimize göre oraya giden jandarma hiçbir teröristin izine rastlamadı. Bence bu olay önceden planlanmış ve organize bir şekilde devreye sokulmuştur.” 

Yurt Gazetesi
Aliseydi Karagöz

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: