GÜNDEM

İNSANLAR HIV TESTİ YAPTIRMIYOR

AIDS TARİHE Mİ KARIŞIYOR?

HIV POZİTİF BİREYLER KENDİNİ GİZLEMEK ZORUNDA KALIYOR

Önyargılardan dolayı insanlar HIV testi yaptırmıyor, sonuç olarak virüs hızla yayılmaya devam ediyor.

BM RAPORU;”AIDS’E BAĞLI ÖLÜMLERİN SAYISI DÜŞTÜ!”

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı UNAIDS:

”AIDS’e bağlı ölümlerde, 2010 yılına oranla yüzde 33’lük düşüş yaşandı. Ancak AIDS ile mücadeleye ayrılan kaynaklar da azalıyor.”

UNAIDS İcra Direktörü Gunilla Carlsson:

“AIDS’i yok etmek için daha fazla siyasi öncülüğe ihtiyacımız var. Dünya çapında AIDS’i önlemeye yönelik girişimler, belirlenen hedefe göre oldukça yavaş.”

ANTİRETROVİRAL TEDAVİDE REKOR!

Raporda yer alan 2018 yılı verilerine göre:

Dünya genelinde yaklaşık 37,9 milyon insanda HI-Virüsü bulunuyor. Bu kişilerden yaklaşık 23,3 milyonluk bir kesim virüsün çoğalmasını ve AIDS hastalığına dönüşmesini engelleyen antiretroviral tedavi görüyor.

2018’de bir yıl önce olduğu gibi dünya çapında yine 1,7 milyon insana HIV bulaştı.

Güney ve Doğu Afrika’da HIV bulaşan insan sayısında azalma kaydedilirken, Doğu Avrupa’da 2010 yılından günümüze yüzde 29’luk, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yüzde 10’luk bir artış yaşandı.  

MADDİ KAYNAKLARDAKİ AZALMA

UNAIDS İcra Direktörü Gunilla Carlsson:

“2000 yılından bu yana ilk kez, dünya genelinde kullandığımız kaynaklarda düşüş yaşandı. Yetersiz kaynak ve eksik siyasi irade, şu ana dek elde edilen başarıyı yok edebileceği uyarısında bulunmak isterim. 2018’de HIV ve AIDS ile mücadeleye dünya genelinde toplam 19 milyar dolar kaynak ayrıldı. Bu rakam bir yıl öncesine göre bir milyar, 2020’de gerekli olandan ise yedi milyar dolar az bir meblağ.”

UNAIDS raporu:

”Şırınga kullanan uyuşturucu bağımlıları, homoseksüel erkekler, trans bireyler ve mahkumlar, dünya genelinde HIV bulaşan insanların yarısını oluşturuyor. Ancak çok sayıda ülkede, “Riskli Grup” içinde görülen bu kişilerin yarısından daha azına önleyici çalışmalar yapmak için ulaşılabiliyor.”  

UNAIDS: ’50 ülke için alarm zilleri çalıyor

Dünya genelinde her yıl yaklaşık bir milyon kişi HIV virüsü nedeniyle ölüyor.

BM, 2018 Uluslararası AIDS Konferansı öncesi 50 ülkede artan yeni HIV vakalarına karşı uyardı.

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı UNAIDS:

”Yaklaşık 50 ülkede artan yeni HIV vakalarına karşı uyarıda bulunmak zorundayız. Her yıl yaklaşık bir milyon kişi hayatını kaybediyor. Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde ‘alarm zilleri’ çalıyor.”

Uluslararası AIDS Toplumu Başkanı Linda Gail-Bekker:

“Belirli bölge ve ülkelerde salgın yeniden artmaya başladı.”

UNAIDS Genel Direktörü Michel Sidibe:

”En fazla HIV vakasının bulunduğu Afrika’da olumlu gelişmeler kaydedildi. Ancak yeni enfeksiyon vakaları Orta Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde ikiye katlandı.”

“Bariyerleri yıkmak, köprüler kurmak”

Virüsün yayılmasını engellemenin yollarının yanı sıra HIV virüsü taşıyan kişilerin fişlenmeden yaşaması da önemli.

Her 17 saniyede bir kişiye HIV bulaşıyor

1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında açıklanan rakamlara göre her 17 saniyede bir kişiye AIDS hastalığına yol açan HIV bulaşıyor. Çocuklarda bu rakam her 18 saatte bir.

Ancak AIDS sebebiyle ölümler son 10 yıl içerisinde neredeyse yüzde 50 oranında azaldı. Bu rakam Birleşmiş Milletler’in HIV/AIDS konusu üzerine çalışan UNAIDS adlı programının açıkladığı veriler.

HIV taşıdığını belirten insanlardan 20 milyon 900 bini, HIV’nin vücutta çoğalmasını ve etkinleşmesini engelleyen antiretroviral ilaçlar alıyor.

Kan, sperm veya diğer cinsel sıvılar üzerinden insandan insana bulaşan bir virüs olan HIV, aynı zamanda plasenta ya da süt yoluyla anneden bebeğine de bulaşabiliyor. Antiretroviral ilaçlar ile virüs kontrol altına alınabiliyor.

Ölümler azaldı

HIV virüsü yeni bulaşan insanların sayısı son yıllarda azalmasa da bu hastalık sebebiyle ölümler epey azaldı.

HIV’e sahip kişilerin ölüm oranları son 10 yıl içerisinde yüzde 50 civarında düştü.

Salgın düzeyinde AIDS hastalığının görülmeye başlandığı 1980lerin başından bu yana da HIV bulaşmış toplam 76 milyon 100 bin kişinin yaklaşık 35 milyonu hastalık sebebiyle hayatını kaybetti.

Kondome für Frauen (Getty Images/AFP/D. Dutta)
Hindistan’da bir gönüllü seks işçilerine kadın prezervatifinin nasıl kullanıldığını gösteriyor.

‘Genç kızlar tehlike altında

UNAIDS, 2030 yılına kadar AIDS salgınını bitirmeyi hedefliyor.

Alman Dünya Nüfusu Vakfı (DSW) AIDS tehlikesinin henüz geçmediğini söyledi.

Vakfın yöneticisi Renate Bähr:

”Gelişmekte olan ülkelerdeki gençler ama özellikle genç kızlar yüksek risk grubunda. Geçtiğimiz sene HIV bulaşan her üç kişiden biri 15 ile 24 yaş arasında. Ayrıca yeni vakaların üçte ikisi Afrika’da Sahra Çölü’nün güneyinde görülüyor..

HIV’i önlemek için açıklayıcı ve engelleyici programların uygulanma alanlarının ivedilikle genişletilmesi gerekiyor.”

UNICEF: ‘120 bin çocuk AIDS’den öldü

BM’nin çocuklardan sorumlu birimi UNICEF de AIDS’e karşı küresel çapta bir kayıtsızlığın olduğunu söyledi.

Sadece 2016 yılında 14 yaşın altında 120 bin çocuk AIDS’den öldü. Her 18 saatte bir çocuğa HIV bulaşıyor.

HIV bulaşma hızının şu andaki düzeyinde seyretmesi halinde 2030 yılında 3 milyon 500 bin ergene yeni HIV virüsünün bulaşmış olacağı bildirildi.

UNICEF’in HIV konusunda çalışan bölümünün başındaki Chewe Luo:

”AIDS sebebiyle bu kadar çocuğun ölmesi ve dünyanın gençleri HIV’den korumak için bu kadar az adım atması kabul edilebilir değil..

AIDS salgını geçmedi. AIDS, çocuk ve gençler için bir tehdit olmaya devam ediyor.”

AIDS TARİHE Mİ KARIŞIYOR?

Birleşmiş Milletler AIDS ile Mücadele Programı’nın (UNAIDS) raporuna göre AIDS’in 2030 yılına kadar kontrol altına alınabilmesi mümkün.

Birleşmiş Milletler AIDS ile Mücadele Programı’nın (UNAIDS) raporuna göre HIV ile enfekte kişilerin sayısı dünya çapında yaklaşık 35 milyonda sabitlenirken, yeni enfeksiyonların sayısı ise 2001 yılına oranla yüzde 38 geriledi.

AIDS’i sonlandırmak için tünelin sonunda şimdiye kadarki en parlak umut ışığı görüldü. Ancak bu hedefe ulaşılabilmesi için önümüzdeki 5 yıl içinde hastalıkla mücadelenin artırılması gerekiyor.

BM AIDS ile Mücadele Programı Başkanı Michel Sidibe:

”2030 yılına kadar HIV’in yayılmasının kontrol altına alınması ya da önüne geçilmesi halinde bu yaklaşık 18 milyon yeni enfeksiyonun ve 11 milyon 200 bin AIDS’a bağlı ölümün önüne geçilmesi anlamına gelecek.

Hastalığın 1980’li yılarda ortaya çıkışından bu güne kadar yaklaşık 39 milyon kişi AIDS nedeniyle hayatını kaybetti.

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nden Jennifer Cohen ise hâlâ dünya üzerindeki HIV’le enfekte kişilerin yarısının antiretroviral ilaçlara ulaşamadığına dikkat çekti.

Almanya’da evde yapılabilecek HIV testi satışa sunulacak

Almanya Sağlık Bakanı:

”İnsanların HIV taşıyıp taşımadıklarını tespit edebilmeleri için evde yapılabilecek test piyasaya sürülecek. Kendi kendinize yapabileceğiniz HIV testi, AIDS hastalığıyla savaşta bir kilometre taşıdır. Diğer şartlarda test yaptırmayacak kişilere de ulaşabileceğiz..

Almanya’da tahminen 13 bin kişinin farkında olmaksızın HIV taşıdığını biliyoruz. Erken tanı önemli. Testin piyasaya çıkmasıyla birlikte virüsü taşıyıp taşımadığından emin olmayanlar ‘virüsü taşımadıklarından hızlıca emin olma şansına’ sahip olacaklar.”

Böylece insanların tehlikeli bir virüs olan HIV taşıyıp taşımadıklarını hızlı, kolay ve özel bir biçimde tespit edebilmeleri ve gerekli olduğu takdirde tedavi olmaya karar vermeleri amaçlanıyor.

AIDS derneğinden destek

Test sayesinde virüs, bulaştığı andan itibaren 12 haftaya kadar tespit edilebiliyor.

Alman AIDS Yardım Derneği:

”Sözkonusu uygulama sayesinde insanlar geç kalmaksızın tedavi olmaları ve virüsü başkalarına bulaştırmaktan kaçınmaları mümkün hale gelecek..”

Almanya’da şu ana kadar geçerli olan uygulama kapsamında insanların doktor ve hastanelere kan örnekleri göndermesi gerekiyordu. Toplumsal nedenlerle de insanların bu yolu tercih ederek test yaptırmaktan çekinebileceği düşünülüyordu.

Tahminlere göre Almanya’da 88 bin kişi HIV taşıyor.

TÜRKİYE’DE HIV

Erhan, 28 yaşında, Kocaeli’de yaşıyor:

Türkiye’deki tanı koyulan 22 bin 345 HIV pozitiften sadece biri… HIV ile enfekte olduğunu dört sene önce tesadüfen öğreniyor. Kan vermek için hastaneye gittiğinde değerlerinden dolayı doktoru onu HIV testine yönlendiriyor ve durum anlaşılıyor.

ERHAN:

”İlk öğrendiğimde korktum, bir sene boyunca içime kapandım, evden çıkmadım, hem tedavi sürecine alıştım hem de HIV hakkında kendimi eğittim..

Tedaviye başladıktan üç ay sonra doktorum, kanımdaki viral yükün sıfıra indiğini yani virüsün başkalarına bulaşma ihtimalinin ortadan kalktığını söyledi..

HIV tedavisinde yaşanan son gelişmelerle HIV pozitif bireyler artık gayet sağlıklı ve uzun bir hayat yaşayabiliyorlar. Fakat ben hâlâ çoğu ortamda HIV pozitif olduğumu gizliyorum. Bu davranış, Türkiye’de HIV ile yaşayan bireyler arasında oldukça yaygın..

Günde tek doz ilaç kullanmak zorundayız, başkalarından tek farkımız bu, bizler de çalışabilir, gezebilir, cinsel ilişki yaşayabilir ve çocuk sahibi olabiliriz. Fakat toplum bunu bilmiyor, hâlâ 80’lerden kalma bilgilerle yaklaşıyorlar, bizi HIV değil, bunlar mağdur ediyor..

Kimi zaman sağlık personelleri tarafından da ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Grip tedavisi için bile gittiğimde farklı muamele görebiliyorum. Bazı özel hastaneler HIV pozitif bireylerden daha fazla ücret talep ediyor. Bizi tedavi etmeyi reddeden hastaneler de oluyor..

İş bulmada da sorunlar oluyor, mesela mühendis alacak bir kurum, HIV testi isteyebiliyor. Bazı arkadaşlarım HIV pozitif olduğu öğrenilince işten çıkarıldı. Tabii gerekçe olarak performans düşüklüğü, küçülmeye gidiyoruz gibi şeyler söylüyorlar ama asıl neden HIV pozitif olmamız.”

‘Hâlâ HIV ile AIDS arasındaki fark bilinmiyor

İstanbul’da bulunan Pozitif-İz Derneği. Dernek gönüllüsü Önder Bora:

”25 yıldır HIV ve AIDS aktivistiyim. 90’lı yıllarda çok sevdiğim biri tedavi olanaklarından yararlanamadığı için AIDS evresine gelmesi sonucu öldü. Bunun üzerine HIV ve AIDS’e dair önyargılara karşı mücadeleye başladım..

O yıllardan günümüze tedavi çok gelişti ama ne yazık ki bu gelişme toplumun bilincine yansıyamadı. İnsanlar, HIV ile AIDS arasındaki farkı dahi bilmiyor, HIV pozitif birine ‘Aaa, sen AIDS’li misin?’ diye sorabiliyorlar..

Ancak HIV pozitif olmak ile AIDS çok farklı. AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome / Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu), HIV pozitif bir kişi tedavi edilmezse ortaya çıkan sendroma verilen isim; virüse bağlı olarak kişinin bağışıklık sisteminin çökmesi anlamına geliyor. HIV (Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) ise bu virüsün ismi ve HIV ile yaşayan bireyler uzun yıllar tedavi olmazlarsa, virüs sendroma yol açıyor.”

Pozitif-İz Derneği’ne en çok başvuru, bireyler virüs ile enfekte olduklarını öğrendiğinde yapılıyor.

Çünkü HIV ile yaşayan bireyler özellikle tanı konulduğunda destek alacakları kişi ve kurumlara ihtiyaç duyuyorlar. Dernek bu yüzden akran danışmanlığı isimli bir yöntem yürütüyor.

Yeni tanı konmuş bireyleri, HIV ile yaşamı normalleştirmiş pozitif bireylerle buluşturuyor. Bu sayede hem yalnız olmadıklarını hissediyor hem de HIV’in o kadar korkulacak bir şey olmadığını öğreniyorlar.

HIV pozitif bireyler açısından bir diğer sorun ise medyada temsil edilme biçimleri.

Birçok basın organında HIV ve AIDS’e yönelik olumsuz haberler yapılıyor. Bu da toplumdaki önyargıları pekiştiriyor.

Virüs özellikle cinsel yolla bulaştığı için konu toplumda rahatça konuşulamıyor, ‘AIDS Dehşeti’, ‘Baskın oldu, AIDS’li Çıktı’, ‘Hayat Kadını AIDS’li Çıktı’, ‘Eşcinsel Hastalığı AIDS’ gibi başlıklarla medya da toplumda var olan önyargıların beslenmesine hizmet ediyor..

Belirlenemeyen = Bulaşmayan

Türkiye’de bu önyargıları kırmak ve HIV/AIDS’e dair farkındalığı artırmak için hem uzmanların hem de aktivistlerin ısrarla vurguladıkları bir kampanya var.

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Programı’nın (UNAIDS) başlattığı bu kampanyanın ismi “Belirlenemeyen = Bulaşmayan” (Unpredictable= Untransmittable).

Yani Erhan’ın durumunda olduğu gibi HIV pozitif bir birey düzenli tedavi görüyorsa, üç ya da altı ay içinde artık kanındaki virüs miktarı belirlenemeyecek kadar azalıyor, bu da virüsün hiçbir şekilde bulaşma ihtimali olmadığı anlamına geliyor.

Tedavideki bu son gelişmelerle birlikte dünya genelinde yeni HIV enfeksiyonlarının sayısında düşüş var. Türkiye’de ise durum tam tersi. 2008-2018 yılları arasında virüs ile enfekte olmuş bireylerin sayısı 10 kat artmış durumda. Uzmanlar bu sayının daha da artabileceğini söylüyor.

Türkiye’de enfeksiyonlar neden artıyor?

Tedavi bu kadar ilerlemişken Türkiye’deki artışın nedeni ne?

Haydarpaşa Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Birimi’nden Doç. Dr. Asuman Şengöz İnan:

”Türkiye’de HIV tedavisinde dünyadaki tüm gelişmiş yöntemleri uygulayabiliyoruz, yani tedaviden yana sıkıntımız yok. Fakat bizde sorun tanıda başlıyor, insanlar test yaptırmaktan ve sonuçlarından korktuğu için HIV pozitifleri tespit edemiyoruz..

Toplum tarafından damgalanmak kaygısı insanları test yaptırmaktan alıkoyuyor. Ayrıca hastanelerdeki sağlık personelleri de HIV konusunda bilgilendirilmeli. HIV pozitif bireyler tedavi gördükleri sürece asla bir tehlike arz etmemektedir, herhangi bir bireye uygulanan dezenfeksiyon, sterilizasyon yöntemlerini uygulamak onlar için de yeterlidir, özel bir ameliyathaneye, dezenfektana gerek yoktur, aynı odada bulunmakla, dokunmakla, sarılmakla HIV bulaşmaz.”

Anonim test imkânları artırılmalı

Türkiye’de insanların HIV testi yaptırmaktan çekiniyor olmasının bir sebebi de Sağlık Bakanlığı’na bağlı olan Medula Sistemi.

Kişi virüs ile enfekte olmuş olabileceğini düşünse de devlet hastanelerine gidip test yaptırmıyor çünkü bu sistemde herhangi bir eczacı bile ilaç almaya gittiğinizde sizin sağlık geçmişinizi görüntüleyebiliyor.

İş yeri hekiminiz ya da yaşadığınız bölgedeki doktor sizin HIV pozitif olduğunuzu öğrenebiliyor, bu da durumun duyulma korkusunu beraberinde getiriyor.

Kırmızı Kurdele’den İstanbul gönüllüsü Arda Karapınar:

”Bu sorunun çözümü için devletin anonim test imkânlarını artırması gerekiyor. Özellikle küçük yerlerde bu sorun teşkil ediyor. İnsanların kimlik bilgilerini vermeden test yaptırabilecekleri merkezler olmalı, komşum duyarsa diye kaygılanmayacağı ortamlar..

Şu an Türkiye’de yalnızca Şişli, Beşiktaş, Çankaya, Nilüfer, Konak ve Mersin Belediyeleri’nde ücretsiz anonim HIV testi yapılıyor. Bu ve benzeri anonim test imkanları artırılır ve devlet eliyle insanlar test yaptırmaya teşvik edilirse HIV’deki bu artışın önüne geçilebilir.”

‘Bu utancı biz yaşamak zorunda değiliz’

ERHAN:

”Tanı konulduktan bir yıl sonra artık hayatımı daha fazla sevmeye başladım. Öğrendikten sonra sağlığıma dikkat etmeye başladım ama bu zaten her bireyin yapması gereken bir şey. HIV ile birlikte artık beslenmeme daha çok özen gösteriyorum, spor yapıyorum, bu da benim için olumlu bir gelişme oldu aslında..

Türkiye’deki HIV pozitif bireyler Genel Sağlık Sigortası kapsamında ise tüm masrafları devlet karşılıyor. Bu durumdan memnunum, fakat yeterli değil..

Cinsel sağlık eğitiminden kondom kullanımının önemine kadar bir dizi kampanya ile virüsün yayılması engellenebilir. Devletin bunlara da önem vermesi gerekiyor..

Çoğu arkadaşım hayatını üzülerek ve kendini sorgulayarak geçiriyor, biz bu virüsü cinsel yolla kaptığımız için suçlu değiliz, ben çocukken cinsel sağlık eğitimi verilmedi bana. Bunun utancını ben yaşamak zorunda değilim, biz yaşamak zorunda değiliz.”

İLGİLİ HABER

© Deutsche Welle TürkçeTuğba Baykal

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: