GÜNDEM

‘Esad ile çözüm yoluna gidilmeli’

“4.5 MİLYON İNSAN ‘BEN İŞSİZİM’ DİYEMİYOR”

Saadet Partisi (SP) Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi ve Teşkilat Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Çalışkan, Suriye’deki gelişmelerle ilgili konuştu…

Necmettin Çalışkan:

”Bu geldiğimiz noktada ‘Hemen Suriye’den çekilelim’ gibi bir sözü doğru bulmuyoruz..

Suriye konusunda Saadet partisi geçmişte ne söylediyse bugün de aynı şeyleri söylüyor..

Diyoruz ki ‘En kötü barış en iyi savaştan iyidir’. Her ne pahasına olursa olsun mutlaka en acil şekilde kanın durdurulması sağlanmalıdır. Biz ülke olarak Suriye konusunda ilk düğmeyi yanlış ilikledik. Başından beri hiçbir gün makul politika üretmediğimiz için bugünkü neticeler olumsuz noktaya geldi. Bu geldiğimiz noktada ‘Hemen derhal Suriye’den çekilelim’ gibi bir sözü doğru bulmuyoruz. Ancak bugün yapılması gereken şey; bir şekilde katil Trump ile katil Netanyahu ile katil Putin ile oturup aynı masada görüşebiliyorsak katil Esad ile de bir şekilde çözüm yoluna gidilmelidir..

80 milyonun el ele vererek, acıları dindirmenin bir yolunu bulmalarının sağlanması gerekmektedir..

İş başında, yönetim sorumluluğunda olan insanların biraz daha duyarlı, ferasetli, aklıselim davranması gereklidir. Bugün, bunlardan çok uzakta olduğumuzu görüyoruz. Sükuneti hiçbir şekilde elden bırakmamalıyız. El birliğiyle 80 milyon vatan evladı el ele vererek bu acıları dindirmenin yolunu aramalıyız.”

BAHAR KALKANI HAREKATI

Suriye’nin İdlib kentinde, Suriye ordusunun saldırısında 34 asker hayatını kaybetmişti. Türkiye, saldırıya uçak, SİHA ve top atışlarıyla karşılık vermeye başlamış, Bahar Kalkanı Harekatı’nı başlatmıştı.

Necmettin Çalışkan:

”En kötü barış, en iyi savaştan iyidir.. Ne pahasına olursa olsun en acil şekilde kanın durdurulmasının sağlanması gerekmekte..

Biz ülke olarak Suriye konusunda ilk düğmeyi yanlış ilikledik. Başından beri hiçbir gün makul politika üretmediğimiz için bugünkü neticeler olumsuz noktaya geldi. Bu geldiğimiz noktada ‘Hemen, derhal Suriye’den çekilelim’ gibi bir sözü doğru bulmuyoruz. Ancak bugün yapılması gereken şey; bir şekilde katil Trump ile katil Netanyahu ile katil Putin ile oturup aynı masada görüşebiliyorsak katil Esad ile de bir şekilde çözüm yoluna gidilmelidir.”

Dış politikada yapılan hatalar Türkiye için ‘belirsiz süreçler doğuruyor!

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu:

“Kalkınmanın yolu, yol yapmaktan, havaalanı inşa etmekten, yüksek binalar yapmaktan geçmiyor. Tarım, madencilik, gıda, enerji, silah ve sanayi savunma da bir bütün. Üretime odaklanırsanız o ülke kalkınır ve güçlenir..

Türkiye’nin müttefiklik konusunda daha emin adımlar atması gerekmekte..

Biz parti olarak kendi toplumumuzun da dünyanın da huzur içinde yaşamasını, sadece bizim için değil komşularımızın da huzur içinde yaşamasını şiar edinen bir politika belirleriz..

Bugün ne yazık ki böyle bir anlayıştan çok uzağız. Bir gün Amerika’yla dostuz Irak’a girmesine bütün gücümüzle destek veriyoruz. Öbür gün Amerika’ya anlaşamıyoruz. Rusya’ya dostluk kuruyoruz. ‘Patriot’larınızı alın gidin biz S-400’leri alıyoruz diyoruz.’ Amerika tavır koyuyor ‘F-35’leri vermem.’ diyor. Rusya’ya konuşuyoruz. Arkasından bir bakıyorsunuz şartlar değişiyor. Bu sefer Rusya’nın desteklediği Suriye’yle kapışıyoruz.”

“4.5 MİLYON İNSAN ‘BEN İŞSİZİM’ DİYEMİYOR”

Temel Karamollaoğlu:

”Türkiye’nin iç politikada da sorunları var..

Türkiye’de 4,5 milyon işsiz var. Sosyal yardımlardan dolayı 4,5 milyon insan da ‘Ben işsizim’ diyemiyor yardımlar kesilir diye. 7-8 milyon insan da çalışıyor ama geçimini sağlayamıyor. Açlık sınırında ücret alıyor. 1.200 lira maaş alan emekliler var. Geçinemeyen esnaf ve çiftçi var. Hayatına kast eden yüzlerce insan oldu. Bu haberlerin yayılmasını istemiyorlar..

Güçlü bir ekonomik kalkınma için üretime dayalı yatırımlara ağırlık verilmesi gerekmekte..

Kalkınmanın yolu, yol yapmaktan, havaalanı inşa etmekten, yüksek binalar yapmaktan geçmiyor. Tarım, madencilik, gıda, enerji, silah ve sanayi savunma da bir bütün. Üretime odaklanırsanız o ülke kalkınır ve güçlenir. Milli gelir artarsa bizim de hassasiyetle üzerinde durduğumuz bunun adil bir şekilde dağıtılma konusu geliyor.”