EĞİTİM

İNGİLİZCE ÖĞRENİYORUM-15

Lesson 15: I Love People-Watching!

52 BÖLÜMLÜK EĞİTİM HİZMETİ 15. BÖLÜM

Lesson 15: I Love People-Watching!

Lesson 15: I Love People-Watching!

Summary

Anna and her friends are eating lunch outside on a beautiful day in Washington, DC. They are people-watching. They like seeing the many different people walking by.

Özet

Anna ve arkadaşları Washington DC’de güzel bir günde dışarıda öğle yemeği yiyorlar. İnsanları izliyorlar. Birçok farklı insanın yürümesini severler.

Speaking

In this video, you can learn to say the new words. Learn about the sounds English speakers make to show they are happy.

Konuşuyorum

Bu videoda yeni kelimeleri söylemeyi öğrenebilirsiniz. İngilizce konuşanların mutlu olduklarını göstermek için çıkardıkları sesler hakkında bilgi edinin.

Pronunciation

​In this video, you ​learn about how to make tag questions. These are the short questions at the end of a sentences, as you hear in the video, “It’s a beautiful day, isn’t it?”

Telaffuz

Bu videoda, etiket sorularının nasıl yapılacağını öğreneceksiniz. Bunlar, “Güzel bir gün, değil mi?”

Conversation

  • Anna: Hello! People from all over the world come to Washington, D.C. When I’m at work, I love eating lunch outside. I like to watch people walking by. They all look very different. Today, my friend Ashley is eating lunch with me.
  • Anna: Ashley, today the weather is beautiful, isn’t it?
  • Ashley: Yes, it is. Ahh. (looks at her watch) Ooh, we have to return to work!
  • Anna: No, we have time! Let’s people-watch a little more.
  • Ashley: Okay.
  • Anna: Oh, I know her. She works in my office! Keyana, hi! Come and join us!
  • Keyana: Hi Anna, how are you?
  • Anna: I’m doing great! Keyana, this is my friend Ashley.
  • Keyana: Hi, Ashley!
  • Anna: We need to return. But the weather is beautiful and people-watching is fun!
  • Keyana: I love people-watching too!
  • Anna: Well, have a seat! It is fun to see how people are different or the same.
  • Keyana: It is. For example, Anna, you are tall. But Ashley and I are short.
  • Anna: And Keyana, you and Ashley have brown eyes; I have blue eyes.
  • Keyana: You two have light skin and I have dark skin.
  • Anna: Ashley, you have straight hair. Keyana and I have curly hair.
  • Ashley: You have very curly hair, Anna.
  • Keyana: I need to return to work. See you, Anna! Nice to meet you Ashley!
  • Ashley: Bye, Keyana!
  • Ashley: Anna, I have to go, too. Are you returning to work?
  • Anna: I still have time. And this sun feels so good!
  • Ashley: Um, Anna, what does your boss look like?
  • Anna: She is short. She has straight, light hair.
  • Ashley: Does she wear glasses?
  • Anna: Yes. Yes, she does.
  • Ashley: Is she wearing a blue sweater today?
  • Anna: How do you know that?
  • Ashley: She’s coming this way.
  • Anna: Oh no! Hide me!
  • Ashley: Um, bye Anna. Call me later.
  • Anna: Bye, Ashley! Talk to you later!
  • Caty: Anna? Is that you?
  • Anna: Ms. Weaver! Hi!
  • Caty: What are you doing behind that bench?
  • Anna: I am looking for my, my … stick. Here it is.
  • Anna: (sheepishly) I am people-watching. (looks at watch) Oh! But it’s time to return to work!
  • Caty: No need to hurry. I love people-watching too! Let’s sit!
  • Anna: Sure! Ahh.
  • Caty: It’s a beautiful day, isn’t it?
  • Anna: Yes. Yes, it is, Ms. Weaver.
  • Anna: People-watching in D.C. is fun. It makes me forget the time!
  • Anna: Until next time! Ahh.

Konuşma

  • Anna: Merhaba! Dünyanın dört bir yanından insanlar Washington DC’ye geliyor. İşteyken dışarıda öğle yemeği yemeyi çok seviyorum. İnsanlar tarafından yürürken izlemeyi severim. Hepsi çok farklı görünüyor. Bugün arkadaşım Ashley benimle öğle yemeği yiyor.
  • Anna: Ashley, bugün hava güzel, değil mi?
  • Ashley: Evet, öyle. Ahh. (saatine bakar) Ooh, işe geri dönmeliyiz!
  • Anna: Hayır, vaktimiz var! İnsanları biraz daha izleyelim.
  • Ashley: Tamam.
  • Anna: Ah, onu tanıyorum. Ofisimde çalışıyor! Keyana, merhaba! Gel ve bize katıl!
  • Keyana: Merhaba Anna, nasılsın?
  • Anna: Çok iyi yapıyorum! Keyana, bu arkadaşım Ashley.
  • Keyana: Merhaba Ashley!
  • Anna: Geri dönmemiz gerek. Ama hava güzel ve insanları izlemek eğlenceli!
  • Keyana: İnsanları da izlemeyi seviyorum!
  • Anna: Oturun! İnsanların nasıl farklı veya aynı olduğunu görmek eğlencelidir.
  • Keyana: Öyle. Örneğin, Anna, uzunsun. Ama Ashley ve ben kısayız.
  • Anna: Ve Keyana, sen ve Ashley’in kahverengi gözleri var; Benim gözlerim mavi.
  • Keyana: İkinizin açık tenli ve koyu tenim var.
  • Anna: Ashley, düz saçların var. Keyana ve ben kıvırcık saçlıyız.
  • Ashley: Çok kıvırcık saçların var Anna.
  • Keyana: İşe geri dönmem gerekiyor. Görüşürüz, Anna! Tanıştığımıza memnun oldum Ashley!
  • Ashley: Güle güle, Keyana!
  • Ashley: Anna, ben de gitmeliyim. İşe mi dönüyorsun?
  • Anna: Hala zamanım var. Ve bu güneş çok iyi hissettiriyor!
  • Ashley: Ee, Anna, patronun neye benziyor?
  • Anna: Kısa. Düz, açık saçları var.
  • Ashley: Gözlük takıyor mu?
  • Anna: Evet. Evet o yapar.
  • Ashley: Bugün mavi kazak mı giyiyor?
  • Anna: Bunu nereden biliyorsun?
  • Ashley: Bu tarafa geliyor.
  • Anna: Ah hayır! Beni sakla!
  • Ashley: Hım, hoşçakal Anna. Daha sonra beni ara.
  • Anna: Hoşçakal, Ashley! Sonra konuşuruz!
  • Caty: Anna? Sen olduğunu?
  • Anna: Bayan Weaver! Selam!
  • Caty: Tezgahın arkasında ne yapıyorsun?
  • Anna: Aradığımı arıyorum, … sopa. İşte burada.
  • Anna: İnsanları izliyorum. (saate bakar) Oh! Ama işe dönme zamanı!
  • Caty: Acele etmeye gerek yok. İnsanları izlemeyi de seviyorum! Hadi otur!
  • Anna: Elbette! Ahh.
  • Caty: Çok güzel bir gün, değil mi?
  • Anna: Evet. Evet, öyle, Bayan Weaver.
  • Anna: D.C.’de insanları izlemek eğlencelidir. Zamanı unutmamı sağlıyor!
  • Anna: Bir dahaki sefere kadar! Ahh.

New Words

  • bench – n. a long and usually hard seat for two or morepeople
  • blue – adj. having the color of the clear sky
  • brown – adj. having a color like coffee or chocolate
  • curly – adj. formed into a round shape
  • dark – adj. of a person’s hair, eyes, skin, etc.: black or brown in color
  • eyes – n. the part of the body that you see with
  • forget – n. to be unable to think of or remember (something)
  • glasses – n. a pair of glass or plastic lenses set into a frame and worn over the eyes to help a person see
  • hair – n. a thin threadlike growth from the skin of a person or animal
  • hide – v. to put (something) in a place where it cannot be seen or found
  • join – v. to come together with (something or someone)
  • light – adj. not dark or deep in color; pale
  • like – prep. similar to
  • look like – to have an appearance that is very similar to (someone or something)
  • people-watch – v. to spend time idly observing people in a public place.
  • seat – n. something (such as a chair) that you sit on : a place for sitting
  • have a seat – a polite invitation to sit down.
  • short – adj. having little height; not tall
  • skin – n. the natural outer layer of tissue that covers the body of a person or animal
  • stick – n. a cut or broken branch or twig
  • straight – adj. not having curves, bends, or angles
  • tall – adj. greater in height than the average person

Yeni kelimeler

  • tezgah – n. iki veya daha fazla kişi için uzun ve genellikle sert bir koltuk
  • mavi – berrak gökyüzünün rengine sahip olmak
  • kahverengi – kahve veya çikolata gibi bir renge sahip olmak kıvırcık yuvarlak bir şekle dönüştü karanlık bir kişinin saçının, gözlerinin, derisinin, vb .: siyah veya kahverengi renkte
  • gözler – n. vücudun birlikte gördüğünüz kısmı
  • unut – n. düşünememek veya hatırlayamamak (bir şey)
  • gözlük – n. bir çerçeveye yerleştirilen ve bir kişinin görmesine yardımcı olmak için gözlerin üzerine takılan bir çift cam veya plastik lens
  • saç – n. bir kişinin veya hayvanın derisinden ince iplik benzeri bir büyüme
  • hide – v. görülemeyen veya bulunamayan bir yere koymak katılmak – bir araya gelmek ışık koyu veya derin renkli değil; soluk
  • gibi – hazırlık. benzer gibi görünmek – çok benzer bir görünüme sahip olmak (birisi veya bir şey)
  • insanları izlemek – v. halka açık bir yerde insanları boş bir şekilde gözlemlemek için zaman harcamak.
  • koltuk – n. oturduğunuz bir şey (sandalye gibi): oturma yeri
  • oturun – oturmak için kibar bir davet.
  • kısa – yüksekliği az olan; uzun değil
  • cilt – bir kişinin veya hayvanın vücudunu kaplayan doğal dış doku tabakası
  • sopa – n. kesilmiş veya kırık bir dal veya dal
  • düz – sıfat eğriler, kıvrımlar veya açıların olmaması uzun boylu yükseklik ortalama insandan daha büyük

https://docs.voanews.eu/en-US-LEARN/2016/05/23/0b18b09d-da8e-4ebd-b9b8-df82456d3631.pdf

İLGİLİ HABER

amerikaninsesi

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: