Sadece bir yıl önce, ‘faiz kesinlikle’ haram diyenler…
‘Faizi helal kılmak kimsenin yetkisi değildir‘

Diyanet faizli işleme onay verdi
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, ‘Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından uygulanan Sosyal Konut Projesinin dini hükmü nedir?’ sorusuna cevap verdi.
Kurul verdiği cevapla, tarihinde ilk defa faizli işleme onay verdi. Karar oy çoğunluğuyla alındı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, TOKİ’nin faiz işletilen sosyal konut projelerinin caiz olduğunu duyurdu
“İslam’da faiz, kesin olarak haram kılınmıştır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. İş kurmak veya genişletmek; ev, araba satın almak üzere kişi, kuruluş veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz değildir..
TOKİ aracılığıyla devreye alınan son uygulama ise devletin, alt veya orta gelirli vatandaşlarına yönelik olarak ürettiği bir sosyal konut projesidir. Bu projede, peşinat haricindeki tutar, kamu bankaları vasıtasıyla kredilendirilmekte olup devletin söz konusu borçlandırmadaki amacı, faiz geliri elde etmek değil, aksine ödeme güçlüğü içindeki vatandaşlarının ev sahibi olmalarına yardımcı olmaktır.
Bu itibarla, devlet TOKİ’nin bu uygulamasında başka bir yolla konut alma imkânı tanımadığından, belirtilen niyet ve amaçlar doğrultusunda söz konusu projeden yararlanmak caizdir.”
Diyanet’in TOKİ konutlarına ilişkin faizli kredilere ‘caizdir’, diğerlerine ‘caiz değildir’ fetvası vermesi tartışma yaratırken Diyanet TV’de bir yıl önce yayınlanan bir başka faiz fetvası ortaya çıktı.
Söz konusu yanıt şöyle:
“Faiz, İslam dininin kesinlikle haram kıldığı, yasakladığı bir şeydir. İslam’ın haram kıldığı, yasakladığı bir şeyi helal kılmak da kimsenin yetkisi dairesinde değildir. Kimse böyle bir şeyi yapamaz. Faiz haramdır, faizdir, caiz değildir. Kesinlikle faizin helal ya da caiz olduğunu söylemek dinen mümkün değildir, haramdır.”
İSMAİLAĞA NE DEDİ
İsmailağa’nın da, Diyanet’in “faiz” konusundaki açıklamasından haftalar önce konuyu sosyal medya hesaplarında ayrıntılı şekilde konuştuğu ortaya çıktı.
Erdoğan:
”Din adamı diye ortaya çıkıp kadınla ilgili dinde yeri olmayan içtihatlarda bulunuyor. Çünkü İslamın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslamın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslamı 14-15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız.”
İsmailağa Cemaati’nin Fıkıh Kurulu Üyesi Fatih Kalender:
”Yetkili olan, Emlak Konut’la, TOKİ’yle birebir irtibatı olan, orada üst düzeyde olan kişilerle de bununla alakalı bir takım görüşmeler yaptık..
İslam fıkhında bir kural vardır; akitlerde itibar lafza değil manayadır. Faiz haramdır ancak faizin ismine faiz dememek faizin haramlılığını ortadan kaldırmaz..
Vade farkı caizdir. Caiz olan bu işleme faiz tabirini kullanmak da bunu vade farkından çıkarmaz..
Helal olan bir işleme haram ifadesini kullanmak onu faiz konumuna sokmayacağı gibi faize kar payı demek de onu helal yapmayacaktır. Burada ifadelerden daha ziyade arka planda yatan işleyiş nedir, bu bizim için önemli olandır. Bu konuya takılmamız gerekir..
Akit muallak bırakılıp da sizin ödeyeceğiniz zamana göre şekillecenek olsaydı bu bir problem olurdu. Ama bu şuna benzer: Önünüzdeki tableti satın almak istiyorum. 10 ay vadeli diyorum. Kaça satarsın, alıyorsun eline hesap makinesini. Peşin fiyatına 10 lira, ben yüzde şu kadar fark koyarım aylığına. İşte çarpı 10, eşittir 110 çıktı. Sana 110 liraya satarım diyorsun. Ben o 110 lirayı bilirim, yapmış olduğun kriterleri, hesabı bilmem, o beni hiç ilgilendirmez. Sen sattın mı sattın, ben de aldım dedim mi dedim. Bitti. İki iradenin birleştiği durum..
Karşımıza 3 şık var..
1. şık TOKİ’ye dair. Satışı yapan TOKİ. Kimse kimsenin namına TOKİ’ye para vermiyor. Sadece tahsildarlılığını bir bankaya verip, o yapacağı tahsildarlık neticesinde komisyon alıyor. Bu 1. şık. Bize anlatılan böyle… Böyleyse bir sıkıntı yok..
2. şık: Yine tek bir akit yapıyorsunuz; TOKİ ile yapıyorsunuz ama banka üzerinden yaptırıyoruz o akdi. Ve her ikisi de yüzde yüz devlet kurumu olmak kaydıyla, siz akdi patrondan, yani asıl devletten satın alıyorsunuz. Ama devlet kendi birimleri arasında bir yerden parayı alıp, diğer yere parayı vererek destekliyor. Bu da beni ilgilendiren bir durum değildir. Ben netiecede tek bir fiyatı bilirim. Vereceğim fiyat sabittir. Bunda da bir sıkıntı olmayacaktır..
Ama eğer 3. şık olursa, yani ben devletin kurumu olan TOKİ ile akdi yapıp bitirip daha sonradan ikinci bir kurum olarak bankayla ikinci bir akit yaparsam, faiz akdi, bunların patronlarının bir olması sonucu değiştirmez, bu caiz olmaz. Mevcut sistemin 1. anlattığım şeklinde olduğunu iletti yetkililer. Velev ki, 2. Şıkta da bir problem olmayacağı aşikardır. 3. şık olursa bu bir problemdir.”
“BU DURUMDA FIKHEN HERHANGİ BİR MAHSUR LAZIM GELMEYECEKTİR”
Fatih Kalender:
”Konuyla alakalı sistem içinde aktif, üst düzeyde vazife yapan bazı arkadaşlarla bir vesileyle görüştüğümüzde, konuyu biraz irdelediğimizde bize şöyle söylediler: Bahsedilen iki banka ki bunlar kamu bankası, bunlar kredi vermeyecekler. Bunlar sadece TOKİ’nin tahsildarlığını yapacak..
Vadeyi yapan kurum bizatihi evi satan kurumun kendisidir. Yani Toplu Konut İdaresi’dir. Peki, bunların (bankaların) vazifesi nedir? Parayı sizden alacaklar ve parayı tekrar sizin namınıza kuruma verecekler. Bu işlemi yaptıklarından dolayı komisyon alacaklar ve bu sabit bir komisyon. Belirli bir komisyon rakam olarak. Burada sizin borçlu olduğunuz kurum TOKİ olacak, tabi bize anlatım bu şekildedir..
Ev fiyatıyla ilgili vadeyi TOKİ’nin kendisinin yapacağını tekrar eden Kalender, TOKİ’nin “Bu vadeyi git falan banka üzerinde öde” dediğini çünkü TOKİ’nin bir veznesinin olmadığını aktardı. “Bu durumda fıkhen herhangi bir mahsur lazım gelmeyecektir. O kurumun faizli bir kurum olmasının bir önemi yok.”
İLGİLİ HABER
Odatv
