ŞİMDİ UTANIYORMUSUN(UZ)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, ÖSYM eski Başkanı Ali Demir hakkında FETÖ üyeliği ve ‘zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma’ suçlarından 18 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede;
Ali Demir’in ÖSYM Başkanı olarak görev yaptığı 2010-2015 yılları arasında ÖSYM’nin kozmik odası olarak bilinen soruların hazırlandığı birime alınan kişilerin tamamı FETÖ üyesi..
SORULARI KOPYALAMIŞLAR
Savcılık İddianamesi:
Söz konusu yıllarda kurum tarafından düzenlenen tüm sınavlara ilişkin soruların, soru havuzundan çekilip matbaaya gönderilmek üzere ‘sır cihazı’ adı verilen kriptolu belleğe yüklendiği sırada ÖSYM’nin bilgisayarlarına kurulan ‘ProNMS’ ve ‘Lumension’ adlı programlar vasıtasıyla arka plana kaydedildi..
Bilgisayarların arka planına yüklenen sorular, kurumda görevli örgüt mensupları tarafından FETÖ’nün ÖSYM’den sorumlu imamı Bekir Şimşek’e ulaştırıldı..
Sorular Bekir Şimşek vasıtasıyla örgüt mensuplarına ulaştırıldı..
Soruşturmaların başlatılmasıyla birlikte örgüt mensupları ÖSYM’deki bilgisayarlara geri dönülemeyecek şekilde 35 kez format attı, buna rağmen bazı bilgisayarlarda sınav sorularını kaydeden programlara ilişkin kalıntılar bulundu.”
KOPYAYI YAKALAYAN ÖĞRETMENİN EVİNE GİTMİŞ
Savcılık İddianamesi:
”2012 KPSS’de gözetmen öğretmen S.Ö., bir öğrenciyi cevap anahtarı ile birlikte yakaladı..
Olayın duyulması sonrası Ali Demir, önce okula, sınavdan sonra da öğretmen S.Ö.’nün evine gitti..
Öğretmen ifadesinde; Ali Demir’in, ‘Bunlar münferit olaylar aman kimse duymasın’ dedi..
Olayla ilgili soruşturma da emniyetteki örgüt mensupları tarafından kapatıldı.”
ALİ DEMİR SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Savcılık İddianamesi:
”Ali Demir ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Örgütle ilişkisinin olmadığını savundu..
ÖSYM’nin kendi döneminde kurumsal bir kimliğe kavuştuğunu söyledi..
Kendi döneminde sınav güvenliğine ilişkin de ekstra tedbirler aldıklarını öne sürdü..
‘ProNMS’ ve ‘Lumension’ adlı programların TÜBİTAK’ın onayıyla alındığını, personel alımlarının ise istihbarattan bilgi alındıktan sonra gerçekleştirildiğini belirtti.”
İTİRAFÇILAR AYRINTILI ANLATTI
ÖSYM’nin kozmik odası olarak bilinen Soru Hazırlama ve Geliştirme Daire Başkanlığı Sistem Yöneticiliği ile Bilgi Geliştirme ve Yönetimi Daire Başkanlığı’nda çalışan itirafçıların beyanlarında soruların nasıl çalındığı ayrıntılı bir şekilde ortaya çıktı.
Kozmik odada bilişim uzmanı olarak çalışan itirafçı M.E.A.:
”Kurumda 3.5 yıl çalıştım..Göreve başladıktan yaklaşık 1 yıl sonra 2014 yılında S.S. bana sınav sorularını bağlı bulunduğumuz Fetullah Gülen cemaatine vermek üzere bir tane sanal sunucu kurmamı istedi. Ben de bunun üzerine WSUS isminde bir sanal sunucu kurdum. Bu sistim sayesinden sınav sorularının sır cihazına (basıma götürülmek için yüklenilen cihaz) yüklendiği sırada dosyaların ProNMS aracılığıyla bir kopyasının da WSUS isimli sanal sunucunun içerisine atılmasını sağlamak idi. Bu programların yazılımlarını K.K. adlı kişi yapıyordu. Bu kişinin güncelleme sırasında soruların kopyasının alınmasını sağlamak için de güncelleme yaptığını biliyorum. Kopyası alınan soruları S.S. CD’ye yükleyerek dışarı çıkartıyordu. Ben bu tür işlemleri bildiğim halde korkumdan dolayı ses çıkaramıyordum. Hangi sınavların soruları bu yöntemle çalındı bilmiyorum ancak; tüm sınavlarda çalındığını tahmin ediyorum.” dedi.
SORULARI ÇALANLAR 15 TEMMUZ’DAN SONRA ATILDI MI?
Soruşturma aşamasında halen ÖSYM Bilgi Güvenliği ve Yönetim Daire Başkanlığı’nda çalışan ve kendi isteğiyle itirafçı olan İ.P.:
”Sınav sorularında son anda yapılan değişiklikler bile örgüt üyelerinin eline geçti, bu da soruların son aşamada çalındığını ortaya koydu..
Soru aktarımı sırasında, soru yazarlarının akıllı kartlarına şifrelenmiş olan soruları içeren dosyaların şifrelerinin çözülme aşamasında sunucu üzerine yapılan yedekleme konfigürasyonu veya program parçacığı ile sistemi yöneten kişilerin soruları istedikleri başka yere atması şeklinde oluyordu..
Zaten bu işleme yapan kişilerin tamamı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kurumla ilişiği kesilen kişilerdi. Soruları çalan kişilerin de S.S., M.E.A., ve S.S.K. olduğunu düşünüyorum.”
18 YIL 6 AY HAPİS TALEBİ
Savcılık İddianamesi Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ali Demir, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ ve ‘zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma’ suçlarından 18 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanacak.
Öte yandan Ali Demir hakkında Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce de bir davanın sürdüğü belirtilen iddianamede, davaları birleştirilip birleştirilmeyeceği hususunun mahkemenin takdirine bırakıldığı belirtildi.
Cemaatçi ÖSYM Başkanından güldüren ifade
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame:
”Sanıklar arasında yer alan eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, savcıdan saklamak için kasıtlı bir şekilde evrak imha etti..
‘Kayseri’de ‘Cemaat abisi’ olan Ömer Koçak, askeri lise sınavlarına hazırladığı öğrencilerin sınav öncesi soruları aldıklarını öğrenince ÖSYM’ye başvurdu. Netice alamayan Koçak, durumu savcılığa bildirdi. Soruşturma başlatan savcılık ÖSYM’den soru kitapçıklarını istedi. ÖSYM kitapçıkların imha edildiğini bildirdi. Kitapçıklar soruşturma sürecinde Ali Demir’in odasından çıktı. Demir ‘Göndermeyi unutmuşum’ diye kendini savundu..
Erciyes Üniversitesi’ndeki ÖSYM bürosuna giden Koçak, durumu yetkililere anlattı. Buradan Kayseri ÖSYM il başkanlığına yönlendirildi. Burada görüştüğü yönetici Ankara’daki ÖSYM Başkanlığı’ndan randevu aldı. Koçak ertesi gün Ankara’ya gitti. ‘Ömer Faruk’ adlı ÖSYM Başkan Yardımcısı ile görüştü. Bu şahıs notlar aldı. Sonra da Koçak’a “Sen ne yapacaksın?” diye sordu. Koçak da gerekirse savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Başkan Yardımcısı “Git nereye şikâyet edersen et” diye cevap verdi. Koçak daha sonra şikâyetçi oldu..
Savcılık ÖSYM Başkanlığı’na 3 Mart 2015’te yazı yazdı. 2013 ALS sınavına Kayseri’de girip başarılı olan adaylara ilişkin soru kitapçıklarının delil olması sebebiyle gönderilmesini istedi. ÖSYM Başkanlığı ise 12 Mart’ta gönderdiği yazıda cevap kağıdı asıllarının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturmanın dosyasına gönderildiğini, soru kitapçıklarının imha edildiği için gönderilemediğini bildirdi..
Kayseri Savcılığı Ankara Başsavcılığı’na yazı yazarak soru kitapçıklarını istedi. Ankara Başsavcılığı da imha edildiğini bildirdi. Savcılık ÖSYM’ye imha işleminin dayanağını sordu. ÖSYM ilgili yönetmeliğe göre sınav kitapçıklarının sonuçların ilanından 6 ay; cevap kağıtlarının 1 yıl sonra imha edilmesi gerektiği cevabını verdi..
Savcılık imha işlemlerinin 11 Kasım 2014 ve 4 Şubat 2015 arasında, Ankara ve Kayseri Savcılıkları’nın 2 Aralık 2014 ve 27 Şubat 2014 tarihli taleplerine rağmen usulsüz yapıldığını belirledi.”
‘UNUTMUŞ OLABİLİRİM’
Soruşturma sürecinde ÖSYM Başkanı Demir’in odasında 19 Kasım 2015’te arama yapıldı. Burada soru kitapçıkları bulundu.
Ali Demir’e sorgusunda bu kitapçılar soruldu. Demir, soruşturmaya konu kitapçıklar olduğunu kabul ederek:
“Kayseri’de sınava girenlerle ilgili çalışma yapmışım, yanlış cevapta birleşen adaylara ilişkin çalışma yaptığımı gösterir. Belgedeki yazı ve paraflar bana aittir. İtiraz değerlendirme forumlarına bakıp bakmadığımı hatırlamıyorum. Kitapçıkları iade etmeyi unutmuş olabilirim. Unutmuş olduğum için Savcılık tarafından istenilmesine rağmen gönderemedim. Bu kitapçıkları orada unutmamdan kaynaklı bir durumdur” dedi.
Demir hakkında “ÖSYM Kanun’una Muhalefet” ve “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlarından dava açıldı.
ALİ DEMİR’DEN AÇIKLAMA
Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir hakkında çıkan haberle ilgili açıklama yaptı:
“Bugün bazı günlük gazetelerde yer alan ve aynı kaynaklı olarak internet haber sitelerinde de paylaşılan ‘Eski ÖSYM Başkanı Demir’in ‘İmha Ettik’ Dediği Kitapçıklar Odasından Çıktı’ başlıklı haber gerçeği yansıtmamaktadır..
ÖSYM Başkanı olarak görev yaptığım süre boyunca birinci önceliğim sınavlarda hak ve adaletin tesisini sağlamak amacıyla sınav güvenliğini sağlamak olmuştur. Görev yaptığım süre boyunca kurumsal dönüşüm ile birlikte sınav güvenliğini de büyük oranda başardık..
Eylül 2010 tarihinden sonra ÖSYM’de yapılan her faaliyet belgeli ve geçerli olan kanun ve yönetmeliklere uygun olarak yapılmıştır..
Görülmekte olan bir davanın gizli kayıtlı iddianamesinden yasa dışı yollarla alınan parça bilgiler ile şahsımı zedeleyen gerçekle alakası olmayan bu tür haberler tüm basın ve yayın organlarının güvenilirliğini ve saygınlığını yok etmektedir. Görülmekte olan davada gizlilik kaydı olması nedeniyle haberde yer alan yalan iddialara sadece savunmamda cevap vereceğim..
15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden sonra açık olarak görülmüştür ki ÖSYM’de sınav güvenliği için almış olduğumuz her tedbir başta FETÖ olmak üzere tüm sınav çetelerini rahatsız etmiş ve bu nedenle de bizi Eylül 2010’dan bugüne kadar açık hedef haline getirmişlerdir. Bu açıklamaya vesile olan haberi yapanlar da aynı saik ile hareket etmektedirler..
ÖSYM’de görev yaptığım 4.5 yıl süresince ÖSYM’yi Türkiye’nin gururu olacak bir sınav merkezine dönüştürdük ve yeni yönetime gururla teslim ettik.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Prof. Dr. Ali Demir.”
Ali Demir’in yıllar sonra gözaltına alınması
Yıllardır hakkında işlem yapılmayan eski ÖSYM Başkanı Ali Demir gözaltına alındı
Ankara’daki ÖSYM’ye yönelik FETÖ soruşturması kapsamında, aralarında ÖYSM eski başkanlarından Ali Demir’in de bulunduğu 34 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıktı.
Peki, gözaltına alınan Ali Demir ismi neden çok kritik?
FETÖ’nün devlette en yoğun örgütlendiği dönemlerden olan 2010-2015 yılları arasında ÖSYM’nin başında bulunan Ali Demir, birçok skandala imza atmıştı.
FETÖ ile ilişkileriyle bilinen Ali Demir ÖSYM Başkanı iken, 2011 yılında dikkat çeken bir gelişme yaşanmıştı.
Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) İstanbul’un Eyüp ilçesindeki Silahtarağa İlköğretim Okulu’nda sınava giren tüm adaylar kızlardan oluşmuştu.
Uzmanlar bunun tesadüf olmasının imkansız olduğunu ifade ederek, benzer birçok örneğe de dikkat çekmişti.
Bunun hemen ardından…
27 Mart 2011’de 1 milyon 700 bin adayın girdiği YGS’de şifre skandalı patlak verdi. Ali Demir önce reddetmiş, sonra ‘şifre var, kopya yok’ demişti.
Ve beklendiği gibi…
O dönem savcılık olayı kapatmış ve takipsizlik kararı vermişti.
AKP HÜKÜMETİ ALİ DEMİR’E DESTEK OLDU
Dönemin AKP’li Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, YGS’de şifreleme iddialarıyla ilgili olarak ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in açıklamalarını doğru ve yeterli olduğu kanaatini taşıdıklarını söylemişti. Ama…
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) raporu, ÖSYM’de soru hazırlayan personelin aynı zamanda dershanelere de soru hazırladığını belirtmişti.
ÖSYM Başkanı Ali Demir’in ‘sehven şifreleme’ yapıldığını söylemesinin ardından, Türkiye genelinde protestolar başlamış ve emekleri çalınan yüz binlerce genç sokağa çıkmıştı.
Ali Demir’in akademide olduğu dönemde de ‘intihal’ yaptığı, İTÜ’de Ali Demir kontrolünde yapılan sınavların iptal edildiği gündeme gelmişti.
ERDOĞAN NASIL YANIT VERMİŞTİ
Sokağa çıkarak protesto eden yüz binlerce hakkı yenen gence, dönemin Başbakan’ı Erdoğan:
”Böyle bir sınavda aslolan; burada kopya var mı, yok mudur… Başkan dedi ki; kesinlikle burada kopya yok. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Burada kopya yoksa, problem de yok. Ben son açıklamalardan sonra tatmin oldum..
Gençlerimiz, kendilerini istismar edenleri, iddiaları fırsatçılığa çevirenleri de lütfen çok iyi görsünler; tanısınlar. Taksim’de bin kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek, iki bin genci yürütmek problem değil. Onlar YGS sınavının karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken, biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız. Ama biz bu ülkede gerilimden yana değiliz” diye yanıt vermiş ve Ali Demir’e destek olmuştu.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Ali Demir’e destek açıklaması yapmıştı.
O dönem YÖK de, ÖSYM Başkanı Ali Demir için soruşturma açılmasına izin vermemişti.
Yani…Tüm devlet Ali Demir’in yanında hizalanmıştı.
ALİ DEMİR DÖNEMİNDEKİ SKANDALLAR
Ali Demir dönemindeki skandalların ardı arkası kesilmiyordu.
1- 27 Mart 2011’de YGS’ye katılan 150 mahkûm adayın kitapçığındaki test hatalı basılmıştı.
2- 2012 yılında… 57 KPSS sorusunun, sınavdan bir gün önce Google arama motorundan sürekli arandığı tespit edilmişti.
3- 2014 yılındaki KPSS sorularının da bir KPSS hazırlık kitabındaki sorulardan alındığı, dönemin CHP’li milletvekili Nur Serter tarafından dile getirilmişti.
Kendi döneminin “temiz” olduğunu söyleyen Ali Demir ise, ÖSYM Başkanlığı’ndan giderayak 2010 öncesindeki sınavların inceleneceğini ifade etmişti. Ama işte artık yıl 2015 idi ve AKP ile FETÖ kavgaya çoktan tutuşmuştu.
2016 yılında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı FETÖ iddianamesinde ise sanıklar arasında yer alan eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, savcıdan saklamak için kasıtlı bir şekilde evrak imha etmekle suçlanmıştı.
Hangi birini sayalım…
4- 2011’de Diyarbakır’da YGS’ye giren 4 öğrencinin cevap anahtarı kayboldu.
5- 24 Nisan 2011’de ALES’e giren 500 adaya eksik kitapçık verildi.
6- 29 Mayıs 2011’de seviye tespit sınavında tıp doktorluğu ikinci aşama kitapçığındaki 100 sorudan 75’inin önceki yılın sorularıyla aynı çıktı. Sınav iptal oldu.
Ali Demir dönemindeki tüm bu sınav skandallarına rağmen hakkında bugüne kadar işlem yapılmamıştı.
ÖSYM’ye yönelik FETÖ soruşturmasında bugün Ali Demir için gözaltı kararı çıkarken, kendisinin ÖSYM’ye getirdiği kadrolar halen görevde…
Ali Demir hakkında şimdiye kadar bir işlem yapılmaması, ‘Devlet içindeki bir kadro tarafından korunuyor’ yorumlarına da neden olmuştu.
Peki, bunca yıl sonra Ali Demir neden şimdi gözaltına alındı?
Yıllardır hakkında işlem yapılmayan eski ÖSYM Başkanı Ali Demir gözaltına alındı.
Acaba başkalarına ‘sonun böyle olur’ mesajı mı veriliyor?
Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde yönetilen ‘ÖSYM Başkanı Ali Demir’le ilgili bir tasarrufunuz olacak mı?’ sorusuna verdiği cevap sosyal medyada tekrar gündeme geldi.
Erdoğan yöneltilen bu soruya şu şekilde cevap vermişti:
”Kopya olmadıktan sonra neyin tasarrufunu yapacağız? Algılar üzerinden hareket etmem, netice üzerinden hareket ederim. Burada bu olaya maalesef çok ideolojik yaklaşan çevreler var. Burada arı kovanına çomak sokuluyor. Bundan rahatsızlık duyulduğu için belli bir grubun bu işi sürdürmesi ve bunu daha sonra böyle seçim öncesinde siyaset malzemesi haline getirmiş olması çok manidardır. Ve kimlerin yürüyüş yaptıkları ortadadır. Ne yazık ki gençlerimiz illegal örgütler de kullanmaktadır. Öğrenciler siyasi istismar haline getiriliyor. Bazı medya grupları da bunu kullanıyor.”
Odatv – yeniçağ
