SIYASET

Eline her saz alana belki ozan diyen çıkar, ama ‘halk ozanı’ dediğin, başka bir şey!

“Kılıçdaroğlu ülkücülere şirin gözükmek için Ozan Arif’i övdü”.

‘İlla bir şey demek gerekiyorsa, ‘Ozan Arif de şöyle has ozandı, böyle büyük türkücüydü.’ deyip bitirmek yetmez miydi?

Bakın Pir Sultan’a, sazını iki eliyle ta havaya kaldırmış. Bakın Veysel’e, sazını gözleri görmese de sımsıkı kucaklamış. Bakın Neşet’e, sazını önünü iliklemeden eline almamış.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ozan Arif olarak tanınan Arif Şirin’in vefatı üzerine sarf ettiği sözler, hem CHP tabanında hem Alevi kitlede hem sol-aydın çevrelerde tepkiyle karşılandı.

Sağ çizgide bir haber sitesi: “Kılıçdaroğlu ülkücülere şirin gözükmek için Ozan Arif’i övdü”.(1)

Cemal Salman:

”CHP genel başkanı vasfıyla, hele de seçim öncesi, “ülkücü” tabana selam etmek gerekmiştir. Ne güzel. Tabanın sevdiği bir “ozan” ölmüş; eh bu da vesiledir. Ne âlâ…

İlla bir şey demek gerekiyorsa, ‘Ozan Arif de şöyle has ozandı, böyle büyük türkücüydü.’ deyip bitirmek yetmez miydi? Daha ne? Fakat bir tarafı öveceğim diye tarihi yanlışlara düşmek; bir türkücüyü öveceğim diye Pir Sultan’ı, Emrah’ı, Veysel’i, Ertaş’ı işin içine katmak, Hızır Paşa hikâyesini burada anmak nedir?”

Ozan Arif’in siyaseten durduğu çizgi; Milliyetçidir, Turancıdır, ülkücüdür, Türkçüdür. “Davası Türk-İslam ülküsü”dür… Amenna.

Salman:

”Bir insan sadece milliyetçi diye övülmeyi de sövülmeyi de hak etmez. Şahsı değil fikri, “eseri” bağlar bizi. Madem kendine “ozan” diyor, yazdığına söylediğine bakılır. Yeter ki yazdığı söylediği ozanlığa yakışır olsun.”

Bahsi geçen anmada Ozan Arif bu coğrafyanın koskoca halk ozanları arasına katılırken, Anadolu, ozanlık, gelenek, saz, sevgi, hoşgörü, haksızlığa direnmevb. üzerinden güzellemeler vardı. O gelenek öyledir de Ozan Arif bunun neresinde?

Buyurun Ozan Arif dilinden;

“Ecevit’le birlik olmanız için/DSP denilen partiyi seçin/Solun üstüne de soğuk su için/Çünkü solculuktan caymanız şarttır”

”SHP’ye niyet var ise bakın/Atın kuyruğunu bırakman sakın/ASKİ’yle İSKİ’yle bu halkı yakın/Halkçı olup halkı soymanız şarttır”

”CHP’ye girerseniz çıldırıp/Deniz gibi ağzınızı doldurup/SHP’ye DSP’ye saldırıp/Solda bol bol nifak yaymanız şarttır”  

Ozan Arif birkaç gün padişah olsa, ne yaparmış!;

“Önce solcu liderlerden başlardım./Deniz’le Murat’ı fena haşlardım./Hırlaştıkça peşlerinden taşlardım./Yetiştikçe bir ton sopa verirdim.”

”Ecevit’e kimler ne derse desin, /Bırakırdım Hikmet Çetin’i yesin, /Erdal’la ilgili kararım kesin; /Tipsizlikten adli tıpa verirdim”.

“hoşgörülü ozan” Ozan Arif dilinden;

“Rahşan Hanım neşe katsa/Kahvelerde göbek atsa/Ecevit de tepsi tutsa/Yakışmaz mı yakışmaz mı… Boyu uzun nasıl olsa/Bir de yağlı bir bez alsa/Erdal deve kıçı silse/Yakışmaz mı yakışmaz mı?” [2]

Salman:

”Ozan Arif nezdinde, ‘Anadolu ozanlık geleneğine’ selam ediyor Sayın Kılıçdaroğlu; Bu gelenekte ırkçılığı, küfrü, nefreti; aşağılamayı, hakareti ‘ozanlık’ sayan olmuş mudur acaba?”

Ozan Arif’in kendi resmi sayfasından;

“… Soyun sopun belli değil, ibn-i sebe bozuntusu, kanı bozuk, halkın yüzde seksen beşi bozulmuş, itler, pi..ler, edepsizler, arsızlar, veled-i zina, vay namussuz, nankör piskopat, Müslüman soysuz olmaz /şerefsizlik yapmayın, sapı silik, feminist kalık, akademik ünvanlı bin küsür ipsiz sapsız/bunlar k…pe tamam da peki ya siz nesiniz… Yoksa katlin şart köpek… Ulan Bulgar/Ulan domuz çobanı/ Rahat dur da, benzetmeyek Yunan’a… Yal düşmanı üç beş silik… Bir çoban, on köpek, yüz küsür koyun… seçtikçe kuduran azan cinsinden/ite bile uçkur çözen cinsinden … Yavşağın ağzıyla, bitin ağzıyla! Kemik yalayıcı itin ağzıyla… Benim bacım türbanla mektebine giremez/onların ki çırçıplak hiç kimse bir şey demez… Seksende otuz binmiş vesikalı fahişe/Şimdi tam çeyrek milyon, yayılmış kıyı köşe/Vesikalı bu ise peki vesikasızı/Onlar hızlı sosyete dersem asarlar bizi.” vb. vb…(3)

Salman:

”Siyaseten karşısında gördüğünü dümdüz geçiyor “ozan”. Kafasında hep bir “onlar” var; eline geçirse bir kaşık suda boğacağı birileri. “Ozan Arif’in diğer ozanlardan hiçbir farkı yok.” derken, bütün bu sözlerden haberdar mıdır; yahut daha kötüsü, bütün bunların altına imza atıyor mudur Sayın Kılıçdaroğlu?”

Anadolu’da halk ozanları haksızlığa karşı durmuştur Kimden zulüm gördüyse ona ses yükseltmiştir. Ama kendi toprağında şu dinden, şu dilden, şu inançtan, şu kültürden diye fikren beğenmediğine küfür savuran, kendi gibi olmayanı sıradan geçiren, herkesi düşman bilip herkese “cihat” açan bir halk ozanı tanımıyorum ben…

 “Cihat gardaş bu cihat, hele hele dur hele… Türk’e ve İslam’a ters düşen zikri/Yutanlar da bize hesap verecek…. Vatan satsa bir kişi anında biter işi… Olursa olsun olay/Alay var alay alay…” (4)

Salman:

”Cihat yolunda koşanla “Biz tarik-i aşkın âşıklarıyız” diyen Emrah bir olur mu? Emrah ki sadece aşkın fethini bilir, ‘Güzel sevmek bir sarp kale/Ya alınır ya alınmaz’ der. Âşıksa bülbüle, fidana âşıktır. Ozan Arif “En güzel fikir bizde’ diye “gümbür gümbür ileri” marşı söyler; Emrah’ın düşeceği yol, gene sevda hasret yoludur: ‘Yâra gidecek günümdür/Düşem yollara yollara’ der. Bu iki dili hangi akıl, hangi fikir, nasıl yan yana getirir? Mor menekşe boyun eğip, gül kızarmaz mı hicabından!”

Kılıçdaroğlu: ”O ozanların ‘en büyük silahları sazları.” Fakat Ozan Arif aynı düşünmüyormuş ki; “Tükürürsek boğarız/itlerde yanılmasın… Silahları gömdük biz/unuttuk sanılmasın”(5) diyor. Silah gömen militanla sazına gömülenin “hiç farkı” olmaz mı! Tek silahı sazıysa, niye gömsün demezler mi?

Salman:

”Bakın Pir Sultan’ın sazına, iki eliyle ta havaya kaldırmış. Bakın Veysel’in sazına, gözleri görmese de sımsıkı kucaklamış. Bakın Neşet’in sazına, önünü iliklemeden eline almamış.
Eline her saz alana belki ozan diyen çıkar, ama “halk ozanı” dediğin, başka bir şey demezler mi!”

İLGİLİ HABER

(1) https://www.ensonhaber.com/kilicdaroglu-ozan-arife-ovgu-yagdirdi.html

(2) Siyasetname, Padişah Olsam, Yakışmaz mı?

(3) Alıntılardaki yazım hataları, Görün Allah Aşkına, Allah Seni Islah Etsin, Bilmece, Başımızda Bela Var, Beyler Dinleyin, Bozulmuş, Beyler Dinleyin, Hesap Verecek, Ayıramaz, Adil Düzen, Nesin, Şerefsizlik Yapmayın, Şu Aydınlar! ve Siz, Ben Oniki Eylül’ün Nesini Seveceğim… (Alıntılardaki yazım hataları, doğrudan alıntıdan kaynaklıdır.)

(4) Şikâyet, İkaz, İhtar, Yemin, Dur Hele,

(5) İkaz

*Dr. İstanbul üniversitesi

Kaynak
Cemal Salman*

www.gazeteduvar.com.tr
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: