Uluslararası gazeteci derneklerinden Türkiye’ye çağrı yapıldı
Uluslararası basın özgürlüğü dernekleri Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin bir rapor yayımladı.

Avrupa Birliği’nin (AB) finanse ettiği proje çerçevesinde çıkan raporun başlığı:
”Türkiye’nin Gazetecileri Sanık Kürsüsünde: Dördüncü Kuvvetin Yargıyla Susturulması”
Sekiz uluslararası basın derneğinin ortaklaşa hazırladığı Rapor:
”Türkiye’de olağanüstü hal kaldırıldıktan sonra basın özgürlüğü konusunda bir ilerleme sağlanamadı..
Türkiye’de gazeteciler, keyfi yargı uygulamaları yoluyla susturulmaya çalışılıyor..
Medyaya baskı, siyasi motivasyonla yapılıyor.”
Raporu hazırlayan söz kuruluşlar:
- Uluslararası Basın Enstitüsü (IP),
- Article 19, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ),
- Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ),
- Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN),
- Norveç PEN,
- Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF),
- Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF).
Bu kuruluşlar; Türkiye’de Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Adalet Bakanlığı, AB Türkiye Delegasyonu, yabancı temsilcilikler, sivil toplum örgütü ve gazetecilerle bir araya geldi.
Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI), Türkiye’deki gazetecilerin serbest bırakılması yönündeki kampanyası çerçevesinde yayımlanan rapor, AB tarafından finanse ediliyor..Rapor için İsveç’in İstanbul Başkonsolosluğu da destek verdi.
Raporun bazı bulguları şu maddeleri içeriyor:
- Ülkedeki basın özgürlüğü, olağanüstü halin kaldırılmasından sonra ilerleme göstermedi. Medyaya karşı siyasi motivasyonla gerçekleşen ve uzayan sıkı tedbirlerin sonucu olarak hapiste gazeteciler bulunuyor veya gazetecilerin seyahat yasağı devam ediyor.
- Yargının geniş şekilde ele geçirilmesi ülkede hukukun üstünlüğüne ve halkın bilgiye erişimine artarak ve ciddi şekilde zarar verdi.
- Darbe girişiminden sonra yargıçların yaklaşık üçte birinin ihraç edilmesi yargıya bir yük getirdi ancak bu durum temel hakların devamlı, sistematik ve ciddi şekilde ihlal edilmesini düzeltmenin bir bahanesi olamaz.
- Mayıs 2019’da Türk hükümetinin açıkladığı yargı reformu stratejisi, kanunda ve pratikte yargı bağımsızlığını garanti altına almadıkça ve gazetecilere keyfi zulüm sona ermedikçe inandırıcı olmayacak.
- Anayasa Mahkemesi (AYM) ifade özgürlüğüyle ilgili başvurularıyla ilgili tutarsız kararlar verdi. AYM, gazeteciler lehine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi standartlarına uygun kararlar verirken bu yerel mahkemeler tarafından direnç ve engelle karşılaştı. Bu gelişmeler yargıya siyasi müdahalenin kanıtıdır.
- Heyet, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) online yayıncılık üzerindeki kontrolünün genişletilmesinde paniğe kapıldı.
‘Türkiye’nin Gazetecileri Sanık Kürsüsünde: Dördüncü Kuvvetin Yargıyla Susturulması‘

Raporun bazı bulguları şu maddeleri içeriyor:
- Türkiye, terörle mücadele ve hakaret kanunlarını acil şekilde gözden geçirmeli.
- Gazetecilerin keyfi şekilde adli kovuşturmaya uğramasını- ki bunlar temelsiz iddianameler, siyasi saikli muhakeme ve adli yargılanma hakkının ciddi ihlalleri tarafından karakterize edilmiştir- bir an önce sona erdirmek için adımlar atmalı.
- İnsan hakları örgütleri ve gazetecilerle dayanışma derneklerinin gözaltındaki gazetecilere ziyaretleri sağlanmalı.
İLGİLİ HABER
euronews
