DÜNYA

BASINDA TÜRKİYE YORUMLARI…

Soçi’de görüşmenin ardından varılan mutabakata göre;

Alman basınında öne çıkan yorumlar

Türkiye ile Rusya arasında varılan Soçi mutabakatı ve Almanya Savunma Bakanı’nın güvenli bölge önerisi…

”Rusya’nın amacı Türkiye’nin Suriye ile diyaloğa başlaması.”

  • Die Welt:

Soçi’de görüşmenin ardından varılan mutabakata göre;

  • YPG Suriye sınırındaki 30 kilometrelik bölgeden çekilecek.
  • Türkiye ve Rusya 10 kilometre derinlikte ortak devriyeye başlayacak. 

Rus Bakış Açısı

Erdoğan Esad’ı reddetme tutumunda devam ederse, bölgede daha da fazla tecrit olabilir. Putin tam da buna engel olmak istiyor. Çabası Türkiye’yi Esad ile diyaloga yönlendirerek Suriye’nin savaş sonrası düzenine dair Rus bakış açısını nihayet gerçekleştirmek.

Adana Anlaşması

İranlılar da bunu destekliyor. Bunun için Moskova ve Tahran 1998 yılında imzalanan Adana Anlaşması’nı kullanıyor. O zamanlar Suriye ve Türkiye, daha önce Ankara’ya düşman olan Şam’ın PKK’ya desteği sonlandırması ve Türkiye’ye yönelik riski azaltmak için Suriye-Türkiye sınırında devriye görevi yapması konusunda uzlaşmıştı.

[…] Mevcut anlaşma Erdoğan açısından yeterli olmayabilir, bunu Ruslar da biliyor. O nedenle Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Adana Anlaşması’nın ‘düzeltilmesinin’ mümkün olduğunu açıkladı. Ruslar açısından bu, Esad ile Erdoğan arasında doğrudan temas için ödenecek yüksek bir bedel değil. Ancak bunun için de Türkiye’nin Esad’a karşı silahlı muhalefete bir son vermesi şart. Oraya kadar da daha yürünecek çok yol var.

”Soçi’de varılan mutabakattan Suriye’deki Kürtler kayıpla çıktı.”

  • Berliner Zeitung 

Hiç kuşkusuz Erdoğan ile Putin arasındaki uzlaşmanın en büyük kaybedenleri ülkenin kuzeyindeki Kürtler.

Amerikalılar tarafından yarı yolda bırakılan Kürt liderler, düşmanları Esad’dan silah yardımı istemek zorunda kaldılar.

Şimdi de Ruslar ve Suriyeliler, geri çekilmelerini izleme yükümlülüğünü Türk düşmana taahhüt etti.

”Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer Suriye’de ‘uluslararası güvenli bölge’ önerisinin yankıları sürüyor.” 

  • Süddeutsche Zeitung 

Dikkatli bir ifade kullanmak gerekirse, ihtiraslı bir program. Ama saygı duymak gerek: Annegret Kramp-Karrenbauer kim ki?

  • Bakanlık görevinde 100 günü geride bırakmış değil,
  • Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) başkanlığını kendi yararına şimdiye kadar kullanamadı,
  • Dış politikada temel bilgileri sınırlı,
  • Angela Merkel’in yardımı olmaksızın Putin ve Erdoğan ile bir şey elde etmesi de muhtemel değil,
  • En yakın müttefikleri ikna etme konusunda siyasi bir hüner sergileyeceğinden, içeride koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti’yi nasıl tongaya düşürdüğüne bakıldığında biraz şüphe duymak gerekiyor.

O nedenle Kramp-Karrenbauer’in değerlendirilmesi konusunda varılacak sonuç iki uç arasında, gösterilen cesaret ile izlenen yöntemdeki kabalık arasında gidip geliyor.

Suriye’de ‘uluslararası güvenli bölge’ önerisi

  • Frankfurter Allgemeine Zeitung:

CDU şefinin (Annegret Kramp-Karrenbauer) girişimine verilen tepkilere bakılırsa Berlin’de çok sayıda siyasetçi samimi olmayan ifadelerle destek açıklamayı yeterli görüyor ama aynı zamanda bölgede düzen ve güvenliğe katkı sağlamanın ne ölçüde karmaşık ve zor (ve nahoş) olduğunu da vurguluyorlar.

Tongaya düşürülen Dışişleri Bakanı Maas bile iç politikada nispeten risksiz bir biçimde Ankara’yı kınama tutumuyla sınırlı kaldı.

[…] Ancak şimdi sadece Savunma Bakanı değil tüm hükümetin barış birliklerinin oluşturulması ve harekete geçirilmesi için somut öneriler yapmak zorunda. Tabi eğer Kramp-Karrenbauer’in Suriye krizine kurban gitmesi Berlin’de o kadar da trajik bir gelişme olarak değerlendirilmiyorsa.

”Kramp-Karrenbauer’in önerisi Alman kamuoyunda bir tabuyu yaktı”

  • Zeit Online 

Tüm sorunları tartışmadan ve gerekçeleri ortaya koymadan önce Kramp-Karrenbauer’in girişimini övmek gerekir. Bu tabunun yıkılmasının zamanı gelmişti.

Uzun yıllardır Almanya’daki dış politik söylem ile dünyanın realiteleri arasında bir uyumsuzluk var.

Dış operasyonlardaki Alman askerleri yıllarca bunu kendileri üzerinden tecrübe etti. Afganistan’da vuruldukları dönem Alman kamuoyunda sadece üniforma giymiş kuyu açıcılar olarak yer buluyorlardı. Alman askerlerinin bir savaşın içinde olduğu hakikatini söylemek için ne kadar da uzun bir zaman geçmesi gerekti.

Bugün bile hâlâ ordunun, tehlikeli ülkelerde görev yaptığı Alman toplumunun bilincine girmiş değil. Evet Mali’de ve Afganistan’da konuşlandırıldıkları biliniyor. Ama bundan fazlası yok. Almanya rahatına geldiği için görmezden gelmeyi tercih ediyor.

”Putin Suriye’de istikrarı sağlarken Türkiye’de istikrarsızlık tohumları ekti”

  • Mitteldeutsche Zeitung:

Putin, Esad’ın hakimiyetini sağlam bir istikrara kavuşturmakla Amerikan rejiminin değişim politikasına karşı başarılı bir savunma oluşturduğunu kanıtlıyor, ama aynı zamanda kalıcı bir istikrar Kremlin şefi için kendi ülkesi içinde de kâr anlamına geliyor. Yoksa Putin her zaman yaptığı gibi başka bir yerde boşuna istikrarsızlık tohumları ekmezdi.

Suriye’de barışın sağlanması Putin’e, Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırmak ve NATO içinde de bölünmeyi daha da derinleştirmek fırsatı veriyor. Çünkü Moskova’daki barış kurucunun yanında yer alanlar, her türlü hayal kırıklığına karşı hazırlıklı olmalı.

İLGİLİ HABER

‘Putin’in dünya siyasetinde gücü arttı”

  • Hannoversche Allgemeine Zeitung

Hiçbir şey Putin’e, Batı’nın 2016’da kendine attığı dayak sonucu oluşan, bugüne kadar da her gün irinle dolan ve ateşe yol açan iki yara kadar yardımcı olamaz: Trump ve Brexit.

Batılı güçler ABD ve İngiltere üç yıldan beri entelektüel açıdan kendi kendini imha etme yolunda olmasaydı, Putin bugün zekasıyla daha etkili olurdu. Fakat elbette ki her şey göreceli, dünya siyasetinde de.

”Türkiye üzerindeki baskının artırılması isteniyor”

  • Rhein-Zeitung:

Erdoğan şu anda yeni bir mülteci dalgası üretme hazırlığında.

Şimdiye kadar Kürtlerin kontrol ettiği bölgelerde kendilerini koruma altına alan Kürtler ve diğer ayrılıkçı Suriyelileler nereye gidecek? Birçoğu büyük olasılıkla Avrupa’ya doğru tehlikeli olan yolu seçecek. Erdoğan dolayısıyla Avrupalıların sorununu çözmüyor, Avrupalılar için yenilerini yaratıyor.

Avrupa, Erdoğan’a gücünü toplayarak ayağa kalkmalı ve Erdoğan’a sınırlarını göstermeli. Erdoğan’ın Avrupa ile diyalogta anladığı dil, ekonomi. Ekonomik ilişkilerdeki bir durgunluk, Erdoğan’ın gücünü tehlikeye atacaktır.

”Erdoğan’ın Putin karşısındaki pozisyonu”

  • Leipziger Volkszeitung:

Erdoğan, haftalardan beri Batı dünyasıyla alay etmekten ve küçümsekten başka birşey yapmıyordu.

ABD Başkanı’nın ‘Budala olma, Kürtlere iyi davran‘ dediği mektubu çöpe attı, Alman Dışişleri Bakanı’nı da ‘acemi’ diyerek fırçaladı.

Ancak şimdi ciddileşiyor ve bugün kendini daha da kontrol altında tutacak. Çünkü bugün Soçi’de Putin’in misafiri. Rus Devlet Başkanı hakkında hiç kimse şaka yapmaz, Erdoğan da buna dahil. Rusya, şu anda Suriye’de sadece hava sahasını kontrol etmiyor, Putin’in birlikleri aynı zamanda Suriye topraklarında düzeni sağlayan yegane güç.”

İLGİLİ HABER

©Deutsche Welle Türkçe

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

To Top
%d blogcu bunu beğendi: