“Partili” Cumhurbaşkanı muhalefeti terör ve hıyanetle suçlarken, muhalefet “Cumhurbaşkanı’na hakaret” kıskacında.

Erdoğan – Kılıçdaroğlu

*-Anamuhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke düzenlendi.
Erdoğan – HDP

*-İkinci büyük muhalefet partisi HDP’nin eski eş genel başkanları iki yılı geçen süredir hapiste, şuanki parti yönetimi ise Erdoğan tarafından miting meydanlarında “terörist” olmakla suçlanıyor.
Erdğan – Akşener

*-İktidarın milliyetçi-muhafazakar cephedeki en ciddi rakibi İYİ Parti’nin genel başkanı Meral Akşener, yine Erdoğan tarafından hapse atılmakla tehdit edildi.
Yeni sistemin en tartışmalı konusu, tarafsızlık yemini ederek göreve gelen “partili” Cumhurbaşkanı’nın seçim meydanlarındaki konumu.

CHP Mahmut Tanal: ”İktidar ve muhalefetin eşit şartlarda seçim kampanyası yürütememesi gerek Ceza Kanunu gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı.
”Bir insanın iki şapkası olmaz. Meral Akşener de Kemal Kılıçdaroğlu da Erdoğan da parti genel başkanlarıdır. Genel Başkan sıfatıyla Kılıçdaroğlu ve Akşener’i ağır eleştireceksiniz, aynı sertlikle yanıt hakkı kullanıldığı zaman hemen yaftalama yapacaksınız, ‘Cumhurbaşkanına hakaret ediyorsunuz’ diyeceksiniz. Bu hem AİHS’nin 14’üncü maddesindeki ayrımcılık yasağına hem 82 Anayasasının 10’uncu maddesindeki eşitlik ilkelerine hem de TCK’nın suçta ve cezadaki eşitlik ilkesine aykırı.”
“Cumhurbaşkanına hakaret” davalarında son yıllarda büyük artış yaşanıyor. Cumhurbaşkanı’na karşı suç duyurusunda bulunulması ise ‘Cumhurbaşkanının cezai sorumsuzluğu’ nedeniyle mümkün değil. Muhalefet partileri’nin, hükümet üyelerine yönelik suç duyurularında ise sonuç çıkmıyor ya da takipsizlik kararı veriliyor.
‘Şerefsiz’ kelimesi ifade özgürlüğü; ‘Beş paralık adam’ sözüne Fezleke!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik “şerefsiz, alçak, sahtekar” ifadelerini kullanan Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu ve sembolik olarak “beş kuruş”luk manevi tazminat davası açtı ama Soylu’nun sözleri ifade özgürlüğü ve eleştiri kapsamında kabul edildi. Kılıçdaroğlu’nun “beş paralık adam” ifadesi Soylu’ya hakaret olarak değerlendirildi, Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlandı.

(…) Bu koşullarda ‘adil ve dürüst’ seçim mi yapıyoruz?”
CHP Sezgin Tanrıkulu: ‘‘Karşımızda orantısız bir güç var. Yargı doğrudan doğruya yürütme organının bir parçası haline geldi. Muhalefet partileri’nin ifade özgürlüğü gibi bir güvencesi yok. Türkiye’de görsel ve yazılı basının, medyanın yüzde 95’ini kontrol ediyorlar. Yabancı basına da akreditasyon uygulayarak, baskı altında tutmaya çalışıyorlar. Bu koşullarda ‘adil ve dürüst’ seçim mi yapıyoruz?”
İçişleri Bakanı Soylu: ”CHP’nin İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanı adaylarına desinlerki; ‘Sezgin Tanrıkulu’ndan ve onun gibi milletvekillerinden nefret ediyorum…”’
Tarih Şubat 2018 7 CHP milletvekili Mahmut Tanal suç duyurusunda bulunur…
Suç duyurusu gerekçesi: Erdoğan, Mevlüt Çavuşoğlu ve dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu; PYD lideri Salih Müslim’i Ankara’da kabul etmiş olmaları.
Suçun tanımı; O dönem Türk mahkemesince “terör örgütü PYD’nin eş başkanı” olarak kabul edilen Müslim’in Türkiye’de resmi düzeyde görüşmeler yapması ve bu sebep ile;’terör örgütü propagandası’, ‘terör örgütüne yardım ve yataklık’, ‘görevi kötüye kullanma’ gibi suçlar oluşmuştur… AMA ŞU ANA KADAR HİÇBİR GELİŞME OLMAMIŞTIR.

HDP Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve partinin Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu sözcüsü Ayşe Acer Başaran:
”HDP, şimdiye kadar gerek hükümet yetkilileri gerekse basın ve medya kuruluşlarına yönelik yaptığı hiç bir suç duyurusundan sonuç alamadı. iktidar elindeki bütün olanaklarla HDP’ye karşı “nefret, hakaret, tehdit” söyleminde bulunuyor. Bu süreklileşen, Türkiye’de artık neredeyse normalleştirilen bir durum haline geldi… HDP’yi kriminal bir duruma düşürmeye, yalnızlaştırmaya ve fiilen çalışamaz duruma getirmeye çalışıyorlar”
Erdoğan: “HDP’ye oy verenlere değil HDP’yi yönetenlere terörist dedim.”

Cezaevindeki eski eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında “terör örgütüne üyelik” suçlamasıyla görülen dava sürüyor ve haklarında şimdiye kadar “terör örgütü üyeliği” suçundan verilmiş bir hüküm bulunmuyor…
“Yönetici kademesinde ki binlerce arkadaşımız cezaevinde. Çalışanlarımıza yerelde yapılan tehdidin haddi hesabı yok…”
HDP Batman milletvekili Başaran: “Türkiye’de hiçbir partinin olmadığı kadar büyük bir baskı altındayız. Yalnızlaştırma politikası yürütmeye çalışıyorlar. Demokratik siyaset yürüten, legal, açık, Yargıtay tarafından tüzüğü kabul edilmiş bir parti gibi kabul edilmiyoruz maalesef. HDP’nin çalışma alanı o kadar daraltıldı ki, aslında fiilen kapatılmış hale getirilmeye çalışılıyor.”

Erdoğan, HDP ile birlikte “dörtlü çete” oluşturmakla suçladığı CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’ni, terör işbirlikçiliği ile suçluyor.
Meral Akşener, Erdoğan’ın ‘nın doğrudan tehdidiyle karşılaştı. Erdoğan: “Hanımefendinin kaçacağı deliği de yok… Bak şu anda cezaevinde birileri süre dolduruyor… Aynı yola sen de düşebilirsin. Çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanına iftira atamazsın, yalan söyleyemezsin.”

“Fezlekeler Demokles’in Kılıcı gibi ensemizde duruyor”
CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal: ”Erdoğan’ın muhalefete yönelik söylemi salt seçim taktiği değil. Yargının muhalefetin üzerinde bir siyasi sopa olarak kullanılıyor. Fezlekeler mecliste duruyor. Milletvekili dokunulmazlığım bittiğinde alır, içeri atarlar. Bu göstermelik değil. Demokles’in Kılıcı gibi ensemizde duruyor. Bizi konuşturmamak, susturmak için yapıyorlar. Ama biz bedeli ne olursa olsun konuşacağız.”

CHP Sezgin Tanrıkulu: ‘‘İktidarın kutuplaştırıcı söylemi seçim sonrasında da durulmayacak, hatta daha da sertleşecek.”
Tanrıkulu: “Türkiye’nin gerçek gündeminin konuşulmasını istemiyorlar. Türkiye’nin gerçek gündemi aslında ekonomidir, iç barıştır, göçmen sorunlarıdır. Gerçek gündemin konuşulmaması için muhalefeti ötekileştirme stratejisini sürdüreceklerini sanıyorum.” şeklinde
Beklan Kulaksızoğlu
© Deutsche Welle Türkçe
